Etiket: enflasyon

  • Enflasyon farkı belli oldu: Emekli maaşı zammı ne kadar olacak?

    Enflasyon farkı belli oldu: Emekli maaşı zammı ne kadar olacak?

    TÜİK, emekli ve memur maaşları başta olmak üzere birçok konuda belirleyici olan mayıs ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre enflasyon oranı mayıs ayında aylık bazda yüzde 3,37, yıllık bazda ise yüzde 75,45 olarak gerçekleşti. TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre 5 aylık enflasyon rakamı ise yüzde 22,72 olarak kayıtlara geçti.

    Her yıl ocak ve temmuz ayları olmak üzere yılda iki kez zam alan memur, memur emeklileri, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin de 5 aylık enflasyon rakamlarının netleşmesiyle birlikte maaş zam oranları belli olmaya başladı. Beş aylık enflasyon oranlarına bakıldığında SSK ve Bağ-Kur emeklileri, ocak ayı için yüzde 6,70, şubat ayı için yüzde 4,53, mart ayı için yüzde 3,16 nisan ayı için yüzde 3,18 ve mayıs ayı içinse yüzde 3,37 olmak üzere 5 aylık dönemde yüzde 22,72’lik enflasyon farkını şimdiden almış oldu.

    Ocak ayında yüzde 15 oranında toplu sözleşme zammı yapılan memur ve memur emeklilerine ise temmuz ayında da yüzde 10 oranında toplu sözleşme zammı yapılacak. Ocak ayındaki toplu sözleşme zammını aşan enflasyon farkı da temmuz ayında maaşlara yansıtılacak. Beş aylık dönemdeki enflasyon farkı ve yüzde 10 toplu sözleşme zammıyla birlikte memur ve memur emeklilerinin aylıklarında yüzde 17,32 oranında artış yapılması kesinleşmiş oldu. Net rakamlar ise haziran aylarına ilişkin enflasyon verilerinin de belli olmasıyla netleşecek.

  • Şimşek: “Enflasyonda kalıcı düşüş Haziranda başlayacak”

    Şimşek: “Enflasyonda kalıcı düşüş Haziranda başlayacak”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Mayıs ayı enflasyon rakamlarına yönelik değerlendirmede bulundu. Sosyal medya platformu X üzerinden konuya ilişkin açıklama yapan Şimşek, yıllık enflasyonun üçüncü çeyrek sonunda yüzde 50’nin altına gerileyeceğini belirtti.

    Yaptığı değerlendirmede hedefe ulaşmak için kararlı olduklarını belirten Şimşek şöyle devam etti:

    “En kötüsü geride kaldı! Geçmiş 12 ayın birikimli etkilerini içeren yıllık enflasyonda en yüksek seviyeyi bu ay gördük. Enflasyonla mücadelede geçiş dönemi böylece tamamlandı, dezenflasyon sürecine giriyoruz. Enflasyonda kalıcı düşüş haziranda başlayacak. Yıllık enflasyon yüksek ihtimalle üçüncü çeyrek sonunda yüzde 50’nin altına gerileyecek. Dezenflasyon öngören piyasa yıllık enflasyonu 12 ay sonra yüzde 33,2, 24 ay sonra yüzde 21,3 bekliyor. Önümüzdeki dönemde beklentiler hedeflerimize daha da yakınsayacak. Mali disiplini güçlendirerek dezenflasyon sürecine verdiğimiz destek artarak devam edecek. Fiyat istikrarına ulaşmak sabır ve zaman gerektiriyor, hedefimize ulaşmakta kararlıyız.”

  • Mayıs enflasyonu açıklandı

    Mayıs enflasyonu açıklandı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre, Tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) değişim 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 3,37, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 22,72, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 75,45 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 62,51 olarak gerçekleşti.

    Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 50,85 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 104,80 ile eğitim oldu.

    Ana harcama grupları itibarıyla 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde 1,01 ile haberleşme oldu. Buna karşılık, 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 9,60 ile giyim ve ayakkabı oldu.

    Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2024 yılı Mayıs ayı itibarıyla, 23 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 6 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 114 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

    Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) yıllık yüzde 72,99, aylık yüzde 3,77 oldu

    İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 3,77, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 23,05, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 72,99 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 66,53 olarak gerçekleşti.

    Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 57,68 arttı, aylık yüzde 1,96 arttı

    Yİ-ÜFE (2003=100) 2024 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 1,96 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 17,87 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 57,68 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 47,24 artış gösterdi.

    Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde yıllık yüzde 60,31 arttı

    Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 75,84 artış, imalatta yüzde 60,31 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 21,38 artış ve su temininde yüzde 75,86 artış olarak gerçekleşti.

    Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara mallarında yüzde 55,48 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 64,91 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 66,12 artış, enerjide yüzde 43,74 artış ve sermaye mallarında yüzde 63,51 artış olarak gerçekleşti.

    Yİ-ÜFE imalat ürünlerinde aylık yüzde 1,44 arttı

    Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 2,34 artış, imalatta yüzde 1,44 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 7,32 artış ve su temininde yüzde 6,24 artış olarak gerçekleşti.

    Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara mallarında yüzde 1,44 artış, dayanıklı tüketim mallarında yüzde 2,00 artış, dayanıksız tüketim mallarında yüzde 2,43 artış, enerjide yüzde 3,32 artış ve sermaye mallarında yüzde 1,34 artış olarak gerçekleşti.

  • BUYSAD: “Enflasyonun sebebi et fiyatlarındaki artış”

    BUYSAD: “Enflasyonun sebebi et fiyatlarındaki artış”

    BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, yazılı olarak yaptığı açıklamada, dernek üyesi firmalardan aldıkları veriler doğrultusunda yaptıkları hesaplamalara göre menülerde kullanılan hammadde fiyatlarının yüzde 29,7 oranında arttığını belirtti. Dönmez, bu maliyetleri müşterilerine yansıtmadıklarını ancak Haziran ayı itibariyle fiyatları güncelleyeceklerini ifade etti. Dönmez, “Ekmek ve salat bar hariç dört kap yemek fiyatımız en az 100 lira olacak. Bunun altındaki fiyatlarla bu işi sürdürmemiz mümkün değil” dedi.

    Coşkun Dönmez, esnaf lokantalarında 1 tas çorbanın 100 liraya çıktığını, buralarda 1 öğün yemek için 350 lira ile 500 lira arasında bedel ödendiğini belirten Dönmez, böyle bir ortamda 100 liranın altında dört kap yemek satmanın kendileri için imkansız olacağını vurguladı. Dönmez, tencere enflasyonundaki artışın ağırlıklı olarak kırmızı ve beyaz et ile süt ve süt ürünleri kaynaklı olduğunu da ifade ederek, “Maalesef Ramazan ayı öncesinden başlayıp yaklaşan Kurban Bayramı’na kadar hayvansal gıda hammaddesi fiyatları çok arttı. Ramazan ayı nedeniyle endüstriyel yemek firmaları olarak fiyat güncellemesi yapmadık. Ancak artan maliyetlerle daha fazla baş edemeyiz” dedi.

    Okul Yemeklerinde Menü Fiyatı Güncellenmeli
    Coşkun Dönmez, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1 Ocak’tan itibaren devlet okulları için dört kap yemek fiyatını 52 lira olarak açıkladığını belirterek, bu fiyatın da güncellenmesi gerektiğini söyledi. 52 liradan hizmet vermenin artık imkansız hale geldiğini ve bu fiyatın maliyetin altında olduğunu vurgulayan Dönmez, “Meslektaşlarımız yıllık anlaşma gereği bu fiyattan satış yapmak zorundalar. Okulların kapanmak üzere olduğu şu günlerde zararına da olsa hizmetimizi aksatmadık. Ancak yeni eğitim ve öğretim yılında bu fiyatlarla devam etmemiz imkânsız. Milli Eğitim Bakanlığı’nın güncel maliyetleri göz önüne alarak fiyat güncellemesi yapmasını istiyoruz,” dedi.

  • “Temel amacımız enflasyonu düşürmek

    “Temel amacımız enflasyonu düşürmek

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Gücü Ödülleri” programına katıldı. Yılmaz, programda yaptığı konuşmada Türkiye’nin ekonomik verileri ile enflasyonla mücadele gibi konularda açıklamalarda bulundu. Enflasyon ile mücadelenin öncelikleri olduğunu söyleyen Yılmaz, Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyledi. Yılmaz, “Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz” dedi.

    Cevdet Yılmaz, konuşmasına İsrail’in Gazze saldırılarını hatırlatarak başladı. Yılmaz, “Gazze’de kimin nerede durduğu tarihe kaydedilecektir. Uluslararası sistemin çalışmadığını gösteren en büyük örnektir Gazze’de yaşananlar. Hangi dine mensup olursa olsun, hangi coğrafyada yaşıyorsa yaşasın bu zulme karşı duranları kutluyorum” ifadelerini kullandı.

    “Dünya ortalamasının üzerinde ekonomik büyüme performansı gösterdik”

    Küresel anlamda ekonomik olarak zor dönemlerden geçildiğini ifade eden Yılmaz, “Küresel ortama baktığımızda ekonomik anlamda çok olumlu bir dönemden geçmediğimizi görüyoruz. Bölgemizde de jeopolitik gerginlikler, savaşlar yaşanıyor. Bunun üzerine geçtiğimiz yıl depremi yaşadık. Dünyada talep daralmasına rağmen tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye geçen yılı yüzde 4,5 büyüme ile kapattı. Dünyanın ortalama büyümesi yüzde 3’tü. Dünya ortalamasının üzerinde bir ekonomik performans gösterdik” dedi.

    Milli gelir artışından da bahseden Yılmaz, “Geçen yıl ekonomimiz 1.1 trilyon doları aştı. Kişi başına düşen milli gelirimiz 13 bin doları aştı. Bu rakamlarla hacim olarak ekonomimiz dünyanın en büyük 17’inci ekonomisi olarak kayıtlara geçti. Son 20 yılda sadece rakamlarımız büyümedi. Niteliksel bir büyümeye de şahit olduk. Alt orta gelir gurubundan, üst orta gelir grubuna yükseldik. Şimdi yüksek gelirli ülkeler ligi eşiğindeyiz. Yüksek gelirli ülkeler liginde Dünya Bankası kriteri kişi başına düşen gelir 13 bin 845 dolar. Türkiye önümüzdeki dönemde bu eşiği atlayarak yüksek gelirli ülkeler ligine dahil olacaktır” diye konuştu.

    “Kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz”

    2024 yılında iç dış talebin dengelendiği bir yıl olmasının öngörüldüğünü belirten Yılmaz, “Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken, kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz. Tüketimi dengelememiz lazım, ihtiyacımız olmayan tüketimi azaltmalıyız. Tüketimden elde ettiğimiz tasarrufları üretken alanlara kanalize etmeliyiz. Kamuda ve özel sektörde daha fazla tasarruf yapmalı ve bu tasarrufu verimli alanlara aktarmalıyız. Bunu gerçekleştirme gayretindeyiz” dedi.

    “Cari işlemler açığı geriledi”

    Cari işlemler açığı ile ilgili de konuşan Yılmaz, “Cari işlemler açığımız geçen yılın ortalarında 60 milyar dolar seviyesine kadar yükseldi, yıl sonu ise 45 milyar dolara geriledi. Bugün geldiğimiz noktada Şubat ayı verisine göre cari işlemler açığımız 31.8 milyar dolara kadar geriledi. Kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Yatırımları azaltarak değil, tasarruflarımızı artırarak dengeyi sağlamalıyız. OVP’de bu sene için yüzde 3 cari açık öngörüyorduk. Gidişata göre yüzde 2,5’lar civarında bu yılı kapatacağız” dedi.

    Yılmaz, ihracat rakamlarına ilişkin de “Geçen yıl 256 milyar doları bulan bir ihracatımız oldu. Özellikle Avrupa’daki daralmaya rağmen büyük bir ihracat yapıldı. Bu yılda ihracatımız iyi gidiyor. Nisan ayı itibariyle yıllıklandırılmış ihracat rakamımız 258 milyar dolar civarında. Dış ticaret açığımız geriliyor. Mal ticaretinde biraz açık veriyoruz. Hizmet ticaretinde daha iyiyiz. Geçen yıl 100 milyar dolara varan hizmet ticaret hacmimiz oldu. Burada turizmin önemli rolü var. 54 milyar dolar geçen yıl turizmde performansımız oldu. Yılsonu itibariyle 60 milyon turist 60 milyar dolar turizm gelirine ulaşacağız” ifadelerini kullandı.

    İstihdam oranları

    İstihdamda olumlu gelişmeler olduğuna da dikkat çeken Yılmaz, “Geçen yıl sonu itibariyle 31.6 milyon kişi istihdam yapılmış. Bu 20 yıl önce 19 milyonlar civarındaydı. Şubat ayında istihdam rakamımız 32.4 milyon kişiye ulaşılmış. OVP’de 10.1 işsizlik oranı öngörüyorduk. Geçen yılı 9,4 ile kapattık. Şubat ayında istihdam oranımız daha da iyileşerek, yüzde 8,7’ye kadar geriledi” diye konuştu.

    Önceliğin enflasyonla mücadele olduğunu da dile getiren Yılmaz, “Reel tarafta iyiyiz, büyümemiz iyi, istihdamımız iyi, bütçe dengemiz iyi, ihracatımız iyi, turizmimiz iyi. Esas sorunumuz enflasyon. En temel önceliğimiz enflasyonla mücadele. Para politikasıyla, mali politikalarla ve yapısal reformlarla enflasyon sorununu çözme irademizi ortaya koyduk” dedi.

    “Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamak”

    Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyleyen Yılmaz, “Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamaktır. Enflasyon adaletsiz bir yapı ortaya koyuyor. Enflasyon sabit gelirlileri daha fazla olumsuz etkiliyor. Enflasyonu düşürmeye odaklandık. Birçok denge içinde enflasyonu düşürme durumundayız. Büyüme, istihdam gibi alanları düşünmezsek daha hızlı enflasyon düşer. Bu çok büyük maliyetler doğurur. Biz aşama aşama ne yaptığımızı bilerek bu süreci yönetiyoruz. Merkez Bankamız açıkladı, yıl sonu itibariyle enflasyonun yüzde 38’e düşmesi öngörülüyor” dedi.

    “Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz”

    Yılmaz, “Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20’nin altına düşmesini öngörüyoruz. Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz. Yapısal reformlarla, para politikalarıyla, mali politikalarla bunu adım adım gerçekleştireceğiz. Yıllık bazda etki göremedik ama aylık bazda etkileri görüyoruz. Yıllık etkiyi Mayıs itibariyle göreceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Baz etkisi ile enflasyon düşüyor diyorlar, esas olan program etkisi”

    OVP programının etkisiyle enflasyonun düştüğünü ifade eden Yılmaz, “Baz etkisi ile enflasyon düşüyor diyorlar, esas olan program etkisi. Program yok ise enflasyonu düşürmezseniz baz etkisi diye bir şey de kalmaz. Baz etkisini ortaya çıkaran programımızın enflasyonu düşürücü etkisidir. Baz etkisi var ama esas etkiyi yapan programdır. Siyasi ve sosyal sahiplenme ile yürüyen programımız var. Bunun etkisini önümüzdeki dönemlerde daha hızlı göreceğiz” dedi.

    Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kredi risk primimiz CDS ciddi anlamda geriledi. Geçen yıl ortalarında 700 baz puan civarındaydı. Bugün CDS 300 baz puanın altına indi. Yurt dışından finansman temini artık çok daha elverişli şartlarda. Döviz sorunundan artık bahsetmiyoruz. Seçimlerden önce halkı döviz almaya yönlendirenler oldu. Herkesin yatırım tercihine saygılıyız. Bunu sistematik olarak yapanlara karşı da sesimizi yükseltmemiz lazım. Spekülatif çabalar tam tersine döndü. Seçim sonrası dövizin geldiği yer ortada. Merkez Bankası rezervlerinde toparlanma sağlandı. Kur oynaklığı azaldı. Uluslararası finans koşullarına erişim iyileşmiş durumda.”

    Yılmaz, “Geçen yıl Mayıs ayında Merkez Bankası rezervlerimiz 98,5 milyar dolardı. Şu an 3 Mayıs itibariyle 127 milyar doları buldu. KKM’ı üçte bir oranında azalttık. Finansal istikrarımızı güçlendirirken, reel ekonomiyi ihmal etmiyoruz. Seçici kredi programlarıyla ihracatı, üretimi, istihdamı koruma gayretindeyiz. Reeskont kredilerinde uygun koşullu kredileri ihracatçılarımıza kullandırıyoruz. Yatırımlarda yatırım taahhütlü avans kredisini hayata geçiriyoruz. Burada da proje teklifleri toplanıyor. Teknolojik seviyemizi yükseltecek, katma değeri artıracak projelere uzun vadeli elverişli krediler sağlıyoruz” dedi.

  • “Enflasyonda en yüksek seviye Mayıs’ta gerçekleşecek”

    “Enflasyonda en yüksek seviye Mayıs’ta gerçekleşecek”

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, yılın ikinci enflasyon raporu toplantısında açıklamalarda bulundu. Karahan, fiyatlama davranışları ve enflasyon beklentilerini yakından takip ettiklerini belirterek, “Sıkı para politikası duruşumuzu korumakta kararlıyız” dedi.

    Enflasyon ana eğiliminin öngörülerden yüksek geldiğini söyleyen Karahan, 2024 yıl sonu enflasyon tahminini 2 puan artışla yüzde 38’e güncellendiğini açıkladı. Yılın ilk enflasyon raporunda yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 36 olarak belirlenmişti. 2025 ve 2026 tahminlerini sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde korundu.

    Karahan, enflasyonda zirve için de tarih verdi. Buna göre enflasyonda zirve mayıs ayında yüzde 75-76 seviyesinde görülecek.

    KUR, REZERV, ASGARİ ÜCRET

    Para politikasında kararlı duruşa vurgu yapan Karahan, “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşumuzu sıkılaştıracağız. Enflasyonu belirlediğimiz hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz.” dedi.

    Rezerv ve kur hedeflerinin olmadığı belirten Karahan, swap kanalları ile ilgili bir soruya “Swaplar konusunda yetki bizde değil, düzenlemeyi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) yapmıştı” dedi.

    Karahan, asgari ücret konusunda da TCMB’nin bir tavsiye vermesinin söz konusu olmadığını ifade etti.

    Karahan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:

    Fiyatlama davranışlarını ve enflasyon beklentilerini yakından takip ediyoruz. Enflasyon, hedeflerimizle uyumlu seviyelere gerileyene kadar sıkı para politikası duruşumuzu korumakta kararlıyız. Enflasyon görünümünde kalıcı bir bozulmaya kesinlikle izin vermeyeceğiz. Merkez Bankası’nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir.

    “GELİŞMİŞ ÜLKELER YAVAŞ FAİZ İNDİRECEK”

    Küresel büyümede 2024 yılında sınırlı bir artış öngörülmektedir. Jeopolitik gelişmeler ve sıkı politika öne çıkan küresel risk faktörleridir. Küresel enflasyon hedeflerin üzerinde seyretmeye devam etmektedir, merkez bankaları parasal sıkılığı korumaktadır. Gelişmiş ülke merkez bankalarının daha geç ve daha yavaş faiz indirimine gideceği beklentileri kuvvetlenmiştir.

    “YURT İÇİ TALEPLE DİRENÇ SÜRÜYOR”

    Yurt içi talepte direnç sürerken bazı normalleşme işaretleri mevcuttur. Net ihracatın büyümeye negatif katkısı azaldı. Parasal sıkılaştırmanın iç talebe etkilerini çeşitli göstergeler üzerinden yakından takip etmekteyiz. Yurt içi talepte direnç sürerken bazı normalleşme işaretleri mevcuttur.

    “SIKI PARA POLİTİKASI TALEBİ DENGELEYECEK”

    Parasal sıkılaştırmanın iç talebe etkilerini çeşitli göstergeler üzerinden yakından takip etmekteyiz.

    Net ihracatın büyümeye negatif katkısı azaldı. Yurt içi üretim talebe kıyasla ılımlı bir seyir izledi. Toplam talep koşulları enflasyonist düzeyde seyretmekte. Çıktı açığı dezenflasyon süreinin önemli bir bileşeni olacak. Cari işlemler dengesindeki iyileşmenin devam edeceğini öngörüyoruz. Sıkı para politikası talebi dengeleyecek.

    Yılın ikinci yarısında, parasal aktarımın gecikmeli etkisiyle iç talepte zayıflama olacağını, cari dengede iyileşmenin devam edeceğini öngörüyoruz.

    “ENFLASYON ÖNGÖRÜLERİMİZDEN YÜKSEK SEYİR İZLEDİ”

    Tüketici enflasyonu öngörülen tahmin aralığının üzerinde gerçekleşmiştir. Son 3 ayda enflasyon öngörülerimizden yüksek seyir izledi.

    Enflasyon göstergeleri ana eğilimde gerilemeye işaret etmektedir. Ana eğilim gerilemekle birlikte yılın ilk enflasyon raporunda öngördüğümüz patikanın üzerinde seyretti. Enflasyon nisanda yüzde 69,8 ile tahmin aralığının yüzde 0,9 puan üzerinde tamamladı.

    “ÜCRET ARTIŞLARI TALEBİ DESTEKLEDİ”

    Reel ücret artışları talebi destekledi. Son dönemde hizmetler grubundaki fiyat artışlarının diğer gruplara kıyasla daha güçlü olduğunu görüyoruz.

    Hizmet enflasyonu aylık bazda yavaşlamakla birlikte yüksek bir seyir izlemektedir. Hizmet enflasyonunda yüksek seyri süren bileşenler ataleti yüksek kalemlerden oluşuyor.

    KONUT FİYATLARINDA ARTIŞ EĞİLİMİ YAVAŞLIYOR

    Konut piyasasındaki gelişmeleri öncü gösterge olarak yakından takip ediyoruz. Konut fiyatlarındaki artış eğilimi yavaşlamaktadır. Konut fiyatlarının artış eğilimi tüketici fiyatlarındaki artış eğiliminin altında seyretmektedir. Konut fiyatlarındaki yavaşlamanın ilerleyen dönemde gecikmeli olarak kira artışını sınırlayabileceğini değerlendiriyoruz.

    Parasal sıkılaştırmanın beklentiler üzerindeki etkisi yakından takip edilmektedir. Enflasyon beklentilerinin tahmin aralığına yakınsaması dezenflasyon açısından kritik önemde. Tüketicilerin enflasyon beklentilerinin seviyesi yüksek olmakla birlikte son dönemde düşüş kaydetti. Kararlarımızın enflasyon beklentilerinde iyileşme sağlayacağını, piyasa beklentileri ile ara hedefimiz arasındaki farkın kapanacağını öngörüyoruz.

    “KREDİ FAİZLERİ TALEBİ YAVAŞLATACAK”

    Parasal duruş belirgin şekilde sıkılaştırılmıştır. Parasal aktarım mekanizmasını destekleyen ve güçlendiren adımlar atılmıştır. Bugünkü menkul kıymet kararıyla getiri eğrisinin normalleşmesini, güçlenmesini sağladık Likidite gelişmelerini yakından takip ederek, sterilizasyon araçlarını gerektiğinde etkin bir şekilde kullanacağız. Parasal sıkılaştırma finans piyasalarına hızlı ve güçlü yansıyor.

    Kredi faizlerinin geldiği seviye iç talebin yavaşlamasına destek verecek. TL mevduat payı artmaya devam etmektedir. Tüketici kredi büyümesi yavaşlamaktadır. Para politikası duruşumuz ve makroihtiyati çerçevede mevduat faizlerinin TL’ye geçişi destekleyecek seviyelerde kalmasını ve tasarrufların artmasını sağlayacak. Son dönemde yabancı para kredilerin arttığını gözlemliyoruz.

    REZERVLERDE ARTIŞ

    Türkiye’nin risk primindeki iyileşme potföy akımlarını destekledi. Portföy girişleri DİBS piyasasına yoğunlaşırken offshore swaplara da yansıdı. Mart toplantısında yaptığımız ilave sıkılaştırma, yurt içi ve dışı yerleşiklerin TL’ye güvenini artıdı ve rezervlere olumlu yansıdı.

    Swap hariç net rezervlere bugün itibarıyla baktığımızda son iki haftada 18 milyar dolarlık bir ek iyileşme görmekteyiz. Böylece, ilgili dönemde swap hariç net rezervler toplam 34 milyar dolar artmıştır.

    ENFLASYON TAHMİNİNE YUKARI YÖNLÜ GÜNCELLEME

    2024 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 38’e güncelledik. 2025 ve 2026 tahminlerini sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduk. Orta vadede ise enflasyonun yüzde 5’te istikrar kazanmasını hedefliyoruz.

    Tahmin aralıklarının alt ve üst noktaları da 2024 yılı için yüzde 34 ve 42, 2025 yılı için ise yüzde 7 ve 21’e tekabül etmektedir.

    PETROL VE GIDA FİYATLARI TAHMİNİ

    2024 yılı petrol fiyatları tahmini 83,6 dolardan 86,4 dolara yükseldi. 2025 yılı ortalama petrol fiyatları tahmini 81,2 dolardan 82,3 dolara olarak güncellendi.

    2024 yıl sonu gıda fiyatları tahmini yüzde 34,6’dan 35,5’e çıktı. 2025 yıl sonu gıda fiyatları tahmini yüzde 15 olarak değişmedi. 2025 yıl sonu gıda fiyatları tahmini yüzde 15 olarak değişmedi.

    DAHA FAZLA SIKILAŞTIRMA VURGUSU

    Para politikasındaki kararlı duruşumuz, yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecektir. Yılın geri kalanında enflasyonun gerileyeği döneme gireceğiz.

    Aylık enflasyonun ana eğiliminde, belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri, öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz. Son dönemde enflasyon ana eğilimi öngörülerimizden daha yüksek gerçekleşti. Para politikasında sıkı duruşu fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdüreceğiz. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşumuzu sıkılaştıracağız.

    Hazirandan itibaren yaşayacağımız dezenflasyon sürecinde enflasyonu belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz.

    ENFLASYONDA ZİRVE NE ZAMAN GÖRÜLECEK?

    Talebi dengeleyerek enflasyonu düşürmek istiyoruz. Bunu aksiyona da döktük,ama kamu maliyesi tarafından gelecek destek önemlidir.

    Yönetilen yönlendirilen fiyatların belirlenmesi husuus da önemli; harcamalarla ilgili tasarruf tedbirleri hazırlanıyor. 2025’te bundan destek alacağımızı düşünüyoruz.

    Hesaplamalarımıza göre geçen yılın baz etkisi ve doğalgaz sübvansiyonu etkisiyle enflasyonda zirve yüzde 75-76 seviyesinde olacağını öngörüyoruz.

    İlk 4 ayda 4 puana yakın ilave enflasyon gerçekleşti. Bunu tamamen telafi etmek ek sıkılaştırma ile dahi pek kolay görünmüyor. Hedefte yüzde 36’dan yüzde 38’e yapılan ayarlamanın sebebi bu kapsamdadır.

    Enflasyonu düşürmek adına para politikası tarafında ne yapmak gerekiyor yapacağız, öne çıkan temel faktör güçlü iç talep. Para politikasında sıkılaşmayla talepte dengelenme öngörüyoruz.

    “LİKİDİTE FAZLASI GEÇİCİ”

    Kalıcı likidite artışına zorunlu karşılık ile müdahale ettik, geçici için depo ihaleleri açtık. Likidite yönetimi için döviz biriktirdikçe swapları kapattı ama swap bakiyesi yetersiz olabiliyor. Likidite fazlasının geçiCi olduğunu değerlendiriyoruz. Likidite yönetimi önümüzdeki dönemde oldukça önemli. Piyasa katılımcılarında durum olumlu, enflasyonun düşeceğine dair inanç net. Hedeflerin üç ay gecikmeli olsa da tutturulacağını görüyoruz.

    “REZERV VE KUR HEDEFİMİZ YOK”

    Rezerv hedefimiz yok. Enflasyon düştükçe, beklentiler düzeldiğinde TL’ye ilgi artacak rezerv düzelecek.

    Enflasyon hedefine engel olmayacak bir işlem yapmamaya gayret ediyoruz. Dönem dönem TL’ye çok talep olunca bizim için rezerv biriktirme fırsatı oluyor.

    Kur hedefimiz yok, serbest piyasada döviz arz talebiyle oluşuyor.

    SWAP KANALLARI AÇILACAK MI?

    Swaplar konusunda yetki bizde değil, düzenlemeyi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) yapmıştı.

    Üst kupür banknota ihtiyaç olup olmadığı bir çok faktöre bağlı, ihtiyaç görülürse gerekli adımları atacağız

    ASGARİ ÜCRET 

    Asgari ücret konusu TCMB uhdesinde değil, dolayısıyla bir tavsiye verilmesi söz konusu değil. Ücretlerin yüksek enflasyondan dolayı erimesi söz konusu, birinci yapmamız gereken şey kalıcı fiyat istikrarını sağlamak Asgari ücrette tek artış olacağı dillendirildiği için bunu varsaydık.

    KREDİ KARTINA EK ÖNLEM YAPILACAK MI?

    Kredi kartlarında sadece azami faizi düzenleme yetkimiz var. Yakında bir ayarlama yaptık, veriler bunun harcamaları epey makulleştirdiğini gösteriyor. Şu aşamada kredi kartı faizleri konusunda ek önleme ihtiyaç yok.

    KUR KORUMALI MEVDUAT NE ZAMAN SONA ERECEK?

    Kur korumalı mevduat 70 milyar dolara indi, bu miktarın yüzde 90-95’i döviz dönüşümlü KKM. Bundan sonra kademeli bir azalış öngörüyoruz. KKM’nin kalan kısmının da TL’ye geçecek şekilde ilerlemesini öngörüyoruz.

  • “Programımızın temel hedefi tek haneli enflasyon”

    “Programımızın temel hedefi tek haneli enflasyon”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya hesabından enflasyon, alım gücü vergide adalet konularına ilişkin sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Şimşek, gelir dağılımında enflasyonun oranlarının etkisine değinerek, “Enflasyonu tek haneye düşürmeyi programımızın temel hedefi olarak belirledik. Çünkü fiyat istikrarı olmadan gelir dağılımında adalet ve kalıcı refah artışı mümkün değildir” değerlendirmesinde bulundu.

    Vergide adaleti güçlendirmek için önemli düzenlemeler yaptıklarına değinen Şimşek, “Asgari ücreti vergi dışı bıraktık, gelir vergisi tarifesinde en alt dilimdeki vergi oranını düşürdük, en üst dilimdeki vergi oranını yükselttik, kurumlar vergisi oranını artırdık, banka ve finans kurumları için daha yüksek oran belirledik. Vatandaşlarımızın alım gücünü artırmak için her alanda çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
    Şimşek, programın şeffaf, öngörülebilir ve kural bazlı politikalara dayalı olup Türkiye’nin kendi programı olduğunu ve başarı ile uygulandığını da sözlerine ekledi.

  • Enflasyona savaş açtı

    Enflasyona savaş açtı

    Çankırı’da bir fırın işletmesi il genelinde 8 TL’ye satılan 200 gram ekmeği 5 TL’ye satılıyor. Gramajında hiçbir değişiklik yapılmadan piyasanın altına satılan ekmek, öğrenciler ve emeklilerden yoğun talep görüyor. Çankırı’nın farklı mahallelerde yaşayan vatandaşlar da ekmeğin 5 TL’ye satıldığı fırını tercih ediyor. Fırın işletmecisi Ali Karabaş, yaptıkları indirimden vatandaşların büyük memnuniyet yaşadığını ifade etti.

    “Ekmek ucuz olduğu için başka mahallelerden de vatandaşlarımız buraya ekmek almaya geliyor”

    Ekmeği uyguna sattığı için taleplere yetişemediğini söyleyen Ali Karabaş, “İlimizde ekmek 8 TL’yken biz halkımıza destek olmak için 5 TL’ye satıyoruz. İyi tepkiler de kötü tepkiler de alıyoruz. Diğer fırıncı arkadaşlarımız bize gönül koyuyor ama imkanlarımız el verdiği sürece satmaya devam edeceğiz. Uygun verdiğimiz için taleplerimiz fazla, üretime yetişemiyoruz. Yıllardır bu işi yapıyorum, yıllardır fırıncılar arasında rekabet var. İnsanların alım gücü az olduğu için dua edenler bile oluyor. Gramaj hiçbir şekilde değişmiyor. Müşteriler bilinçli kendisi bile tartıyor. Ekmek ucuz olduğu için başka mahallelerden de vatandaşlarımız buraya ekmek almaya geliyor” dedi.

    “Emeklilere ve öğrencilere çok büyük faydaları dokunuyor”

    Ekmeğin ucuz olduğu için sürekli ekmek almaya geldiğini belirten öğrenci Mehmet İçöz, “Emeklilere ve öğrencilere çok büyük faydaları dokunuyor. Diğer mahallelere gittiğimizde ekmek 8 TL’yken, hatta diğer illere baktığımız da en az 10 TL. Ama burada 5 TL’ye alabiliyoruz. Bir öğrenci olarak harcamalarımızın haddi hesabı yok. Sabit bir gelirimizde olmadığı için ekmek alırken bile bazen düşünmemiz gerekiyor. O yüzden bu fırının bize yaptığı iyilik gerçekten çok büyük. Emeklilerin ve öğrencilerin çok büyük duasını alıyor” diye konuştu.

  • Bakan Şimşek: “2026 yılında tekrar tek haneli enflasyona dönmüş olacağız”

    Bakan Şimşek: “2026 yılında tekrar tek haneli enflasyona dönmüş olacağız”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yıl 8.’si düzenlenen Türk-Alman Ekonomi Günü’ne katılmak üzere Almanya’ya geldi. “Avrupa Türk İş İnsanları ve Sanayicileri Derneği (ATİAD) tarafından Düsseldorf Kongre Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe katılan Şimşek, konuşmasına Almanca “Bugün burada bulunmaktan memnuniyet duyuyorum” diyerek başladı. Şimşek, “Bir sunum yapmak istiyorum hem Türkiye ekonomisinin içinden geçtiği süreçle ilgili olarak hem de Türk-Alman ilişkileri ile ilgili olarak. Biz Türk girişimcilerin Almanya’da yatırım yapmasından memnunuz, aynı zamanda Türkiye’de yatırım yapmanızı isteriz. O nedenle çok kısa bir şekilde Türkiye’nin neden yatırımcı için cazip bir ülke olduğundan bahsedeceğim” dedi.
    Orta vadeli bir programları olduğunu belirten Şimşek, “Temel makroekonomik dengesizlikleri çözmek için uygulamaya koyduğumuz bir program. Ve bu programımız da çalışıyor. Türkiye, Almanya kadar olmasa da büyük bir ekonomi. Geçen sene cari kurlarla 1,1 trilyonu aştı ama nüfusuna, çalışma çağındaki nüfusuna, satın alma gücü paritesiyle milli gelirine baktığınız zaman neredeyse 15-17 Avrupa Birliği üyesi ülke büyüklüğünde bir ülke. Yatırım yapmak için gittiğiniz pazarın büyük olması önemli. O anlamda Türkiye büyük ve önemli bir partner” diye konuştu.

    “Borçluluğun düşük olması büyüme açısından önemli”
    Büyüme potansiyeline bakıldığı zaman son yüzyılda ortalama büyümenin reel olarak yüzde 4 olduğunu söyleyen Şimşek, “Ama son 20 yıla baktığınız zaman ortalama reel büyüme yüzde 5,4. Türkiye’nin reel performansı 2002’yi 100 olarak alırsanız 2023’de 300’ün üzerine çıkmış. Aynı dönemde Çin, Hindistan hariç gelişmekte olan ülkeler 100’den 217’ye çıkmış. Dolayısıyla gerçekten Türkiye hem büyük bir ekonomi, hem de son 20 yılda performansı güçlü bir ekonomi” ifadelerini kullandı.
    Dünyada büyük bir borç sorununun olduğunu aktaran Şimşek, “Faizler yüksek. O nedenle borçluluğun düşük olması büyüme açısından önemli. Almanya bu konuda en dirayetli ve en disiplinli ülkelerden bir tanesi. Türkiye’nin toplam borcu, özel sektör, hane halkı, şirketlerin, finans sektörünün, devletin toplam borcu milli gelire oranı yüzde 108. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 255, dünyada da yüzde 330’un üzerinde” şeklinde konuştu.
    Jeostratejik rekabetlerin gerilimlere yol açtığını dile getiren Şimşek, “Dünyada ticarette kırılmalar var. Jeostratejik rekabet gerilimlere yol açıyor ve ticarette parçalanmalar var. Türkiye bu dönemde yakın coğrafyalardan tedarik konusunda avantajlı. Avrupa Birliği ile 1963’ten beri bir diyaloğumuz var, angajmanımız var ve bir ortaklığımız var. O nedenle biz Avrupa‘yla dostuz” dedi.

    “Bizim önceliğimiz fiyat istikrarı”
    Görüş farklılıklarının olduğunu ancak yine de Gümrük Birliği üzerinden Avrupa Birliği ile kendilerini dost olarak gördüklerini vurgulayan Şimşek, “Dolayısıyla hem yakınız hem dostuz. Orta Asya‘yla, Kuzey Afrika‘yla, Orta Doğu‘yla hem yakınız hem dostuz. Dolayısıyla dünyadaki bu jeostratejik rekabetten kaynaklı fragmentasyonun, yani ticaretteki parçalanmanın bizi çok olumsuz etkilememesi bekleniyor” diye konuştu.
    Önceliklerinin enflasyonun tek haneye düşürülmesi olduğunu söyleyen Şimşek, “Bizim önceliğimiz fiyat istikrarı, yani enflasyonun tek haneye düşürülmesi, mali disiplin ve tabii ki yapısal dönüşüm. Yapısal dönüşümden kastettiğimiz yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve sanayide dönüşüm bütün bunlar bize daha yüksek sürdürebilir büyümenin imkanını arttıracak” ifadelerini kullandı.

    “Cari açığımız var, cari açığı da azaltmaya yönelik bir programımız var”
    2026 yılında enflasyonun tek haneli rakamlara düşeceğini söyleyen Şimşek, “Mayıs ayında yüzde 70’in üzerinde bir enflasyonla zirveyi bulacağız. Daha sonra uygulamaya koyduğumuz programla birlikte enflasyon hızlı bir şekilde düşecek ve 2026 yılında tekrar tek haneli enflasyona dönmüş olacağız. Uzun bir yolculuk ama başaracağız çünkü iyi bir programımız var” şeklinde konuştu.
    Bütçe açığının deprem nedeniyle geçen sene çok arttığını bildiren Şimşek, “Deprem harici bütçe açığımız yüzde 1,6, milli gelire oran olarak. Mastrich kriterleri ile uyumluyuz. Ama depremden dolayı yüzde 5,2. Geçen sene çok tedbir aldık, o tedbirleri almasaydık bütçe açığı çok daha yüksek olacaktı” dedi.
    Önümüzdeki yıllardan itibaren bütçe açığının deprem etkisi dahil, kalıcı olarak yüzde 3’ün altına düşüreceklerini belirten Şimşek, “Borcun da milli geliri oranla yüzde 35’un altında tutacağız. Mastrich kriterleri ile uyumlu olacağız” şeklinde konuştu.
    Almanya’ya deprem felaketi nedeniyle gösterdikleri dayanışma ve yardım için teşekkür eden Şimşek, “Alman halkına, Alman devletine biz müteşekkiriz. En zor dönemimizde Almanya hep bizim yanımızda olmuştur, kendilerine teşekkür ediyoruz. Bizim Almanya gibi fazlamız yok, yani dış ticaret fazlamız yok. Cari açığımız var, cari açığı da azaltmaya yönelik bir programımız var” ifadelerini kullandı.

    “Reformların amacı Türkiye’nin rekabet gücünü arttırmak”
    Yapısal reformlara değinen Şimşek, “Tabii ki önce insanımıza yatırım yapacak, niteliklerini arttıracağız. Eğitimin kalitesini arttıracağız, yatırım ortamını iyileştireceğiz. Bütün bu reformların amacı Türkiye’nin rekabet gücünü arttırmak, Türkiye’de verimliliği arttırmak ve büyüme potansiyelini arttırmak. Program çalışıyor mu, evet gerçekten çalışıyor. Biz rasyonel politikalar ve yapısal reformlarla yola çıktık, yatırımcının güveni geldi, şimdi tabii ki portföyü tercihleri liradan yana dönüştü. Reel kurda bir istikrar var, enflasyon Hazirandan itibaren hızlı bir şekilde düşmeye başlayacak, ekonomi yeniden dengelenecek” diye konuştu.

    “Biz Almanya ile asla ayrılamayız”
    Almanya ile Türkiye’nin çok güçlü bağları olduğuna vurgu yapan Şimşek, “Bugün ben Türkiye’de herhangi bir ile gitsem bu kadar büyük iş insanına hitap etme ihtimalim zayıf. Almanya demek ki bizim bağlarımız çok güçlü. Bu sadece ticaretle sınırlı değil, sadece ekonomi ile sınırlı değil daha çok halktan halka bağımız var” dedi.
    Almanya’yı değerli bir ortak olarak gördüklerini söyleyen Şimşek, “NATO’da ortağız, Avrupa Birliği sürecinde Almanya’nın yapıcı tutumunu her zaman önemsedik. Biz Almanya ile asla ayrılamayız. Almanya‘yla çok güçlü bağlarımız var. Şimdi sizlerin sayesinde bu bağları güçlendirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
    Etkinlikte Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanı Hendrik Wüst, Türkiye’nin Almanya Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen ve ATİAD Başkanı Aziz Sarıyar da konuşma yaparken, Almanya Federal Maliye Bakanı Christian Lindner ve Düsseldorf Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Stephan Keller video birer mesaj gönderdi.
    Türkiye ve Almanya arasındaki ekonomik ilişkileri güçlendirmek ve geleceğe dair stratejik adımlar atmak amacıyla düzenlen etkinlikte, iş ve siyaset dünyasından birçok önemli isim de yer aldı.

  • Haziran sonrası enflasyonda gerileme beklentisi

    Haziran sonrası enflasyonda gerileme beklentisi

    Türkiye İstatistik Kurumu, Nisan ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Nisanda aylık bazda yüzde 3,18, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 3,60 artış gösterdi. Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 69,80, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 55,66 olarak gerçekleşti. Nisanda 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında, tüketici fiyatları yüzde 59,64, yurt içi üretici fiyatları yüzde 45,83 arttı.

    Son enflasyon rakamları hakkında değerlendirmelerde bulunan İstanbul Beykent Üniversitesinden Ekonomist Doç. Dr. Batuhan Tufaner, “Haziran ayı sonrasında enflasyonda bir gerileme görmemiz muhtemel” dedi. Doç. Dr. Batuhan Tufaner, “Aylık bazda en fazla artışın alkollü içecek ve tütün grubunda olduğunu görüyoruz. Bu ürünlere yapılan zamlar nedeniyle beklenen bir sonuç olduğu ifade edilebilir. Yıllık bazda bakıldığında ise, TÜFE’deki yükselişin en önemli kaynağının hizmet sektörü olmaya devam ettiğini görüyoruz. En fazla artış sırasıyla eğitim, oteller ve ulaşım sektörlerinde yaşandı. Diğer taraftan, üretici enflasyonunun da hızlandığını görülüyor. Dolayısıyla, enflasyonun bir nedeninin de girdi maliyetlerinde yaşanan artışlar olmaya devam ediyor. Mayıs ayında enflasyonda zirve noktasını görmüş olacağız. Haziran ve sonrasında ise hem baz etkisinin hem de uygulanan sıkılaştırıcı politikaların etkisiyle enflasyonda bir gerileme görmemiz muhtemel” şeklinde konuştu.

    “Yılın ilk 4 ayında dış ticaret açığı yüzde 30 civarında azalmış durumda”

    İthalat ve ihracat rakamlarına da değinen Doç. Dr. Batuhan Tufaner “Sıkılaştırıcı politikaların etkilerini göstermesi dış ticaret açığını azalmaya devam edecektir” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı;

    “Dış ticaret verilerine baktığımızda ise, 2024 yılının ilk 4 ayında geçen yılın aynı dönemine göre ihracatın yüzde 2,7 arttığını, ithalatın ise yüzde 8,9 oranında azaldığını görüyoruz. Dolayısıyla, yılın ilk 4 ayında dış ticaret açığı yüzde 30 civarında azalmış durumda. Önümüzdeki süreçte hem uygulanan sıkılaştırıcı politikalar hem de uluslararası jeopolitik gelişmeler dış ticaret verileri üzerinde etkili olacaktır. Özellikle, üretimin en önemli girdilerinden biri olan petrol fiyatlarının ve altının uluslararası jeopolitik gelişmelerle yakından ilişkili olduğunu biliyoruz. Diğer taraftan, altına olan yurtiçi talep ithalatımızda önemli bir pay tutmaya devam ediyor. Bu bağlamda, jeopolitik gerilimlerin azalması ve yurtiçinde uygulanan sıkılaştırıcı politikaların etkilerini göstermesi dış ticaret açığını azalmaya devam edecektir.”