Etiket: enflasyon

  • Cevdet Yılmaz’dan enflasyon açıklaması

    Cevdet Yılmaz’dan enflasyon açıklaması

    Yılmaz, Bingöl’deki temasları kapsamında Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen “Bingöl Turizm Çalıştayı”nda iş insanlarıyla bir araya geldi. Ardından AK Parti İl Başkanlığı’nı ziyaret eden Yılmaz, partililere hitap etti.

    “2025’ten itibaren daha rahat bir döneme girmiş olacağız”

    Ülkede yaşanan zorluklara değinen Yılmaz, büyük bir deprem yaşandığını, büyük bir yıkım olduğunu, 11 ilin, 14 milyon civarında vatandaşın bundan etkilendiğini belirtti.

    Bütün illeri ayağa kaldırmak için uğraştıklarını dile getiren Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

    “Bu yıl sadece bütçemizden 762 milyar lira deprem bölgesi için kaynak ayrılmış durumda. Gelecek sene 1 trilyon 28 milyar lira bütçemize para koyduk deprem bölgesi için. Bu yıl ve gelecek yıl bunun sıkıntılarını yaşayacağız. 2025’ten itibaren daha rahat bir döneme girmiş, depremin yaralarını sarmış olacağız. Türkiye bu anlamda gelecek depremlere de daha güçlü bir bünyeyle hazırlanmış olacak. Bu sonuçta bir yatırım. Oradaki konutları yeniden yapıyor, altyapıyı tamir ediyor, sosyoekonomik hayatı yeniden canlandırmaya gayret ediyoruz. Bütün bunlar Türkiye’yi ve deprem bölgelerimizi geleceğe çok daha güçlü bir şekilde hazırlayacak. 3-4 yıl içinde 3 trilyondan fazla kaynağı deprem bölgemiz için harcamış olacağız.”

    Enflasyonun vatandaşın temel bir sıkıntısı olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye’nin son 3 yılda büyüme açısından çok başarılı olduğunu söyledi.

    Yılmaz, “Dünyada 3 yılda dünyadaki toplam büyüme yüzde 7 olurken, bileşik olarak söylüyorum, Türkiye’de yüzde 20 oldu. 3 yılda yüzde 20 reel olarak ekonomimiz büyüdü. 6 milyondan fazla istihdam oluşturduk. İhracatımız 170 milyarlardan 255 milyar dolarlara geldi. Reel olarak başarılı olduk ama finansal tarafta enflasyon meselesiyle karşı karşıyayız ve bunu da bir sorun olarak görüyoruz elbette. Çünkü vatandaşımızın yaşadığı bir sorun. Bir taraftan enflasyonu düşürmeye diğer taraftan belli bir büyüme ivmesini sürdürmeye çalışıyoruz. Diğer yandan da enflasyondan etkilenen geniş kitlelerin satın alma gücünü korumak için birtakım tedbirler hayata geçiriyoruz.” dedi.

    Böyle bir kapsamlı yaklaşımla yola devam edeceklerini ifade eden Yılmaz, bu konuda da plan ve programlarını yaptıklarını belirtti. Yılmaz, çok detaylı çalışmalar yaptıklarını kaydederek, şöyle dedi:

    “2026 yılında tek haneli rakamlara ulaşacağız”

    “Gelecek yılın ortalarından itibaren yıllık bazda enflasyon düşüşlerini görmeye başlayacağız. Aylık bazda düşüşleri görmeye başladık. Geçen yazdaki aylık artışlar artık kalmadı. Daha düşük rakamlara doğru gidiyoruz ama yıllık etkiyi gelecek yılın ortalarından itibaren göreceğiz. Tek haneli rakamlara da 2026’da inşallah ulaşacağız. Her şeyi kırar döker, enflasyonu çok hızlı bir şekilde düşürebilirsiniz. Ama bu takdir edersiniz ki doğru bir yaklaşım olmaz. Hem enflasyonu düşüreceğiz hem belli bir sosyal dengeyi koruyacağız hem de ekonomimizi belli bir düzeyde büyütmeye devam edeceğiz. Bunun politikalarını hayata geçiriyoruz.”

    Yılmaz, bunu yaparken sosyal kesimleri, çalışan kesimleri gözeten bir anlayış içinde mücadeleyi sürdürdüklerini belirterek, genel makro ekonomik durumda bir iyileşme olduğunu vurguladı.

    Depremle ilgili bütçe açıklarını belli bir seviyede tutmayı başardıklarını, buna dönük tedbirler aldıklarını anlatan Yılmaz, bu konuda da riskleri azalttıklarını aktardı.

    “CDS diye bir oran var. CDS, bir ülkenin risk primi. Bu 700’ler civarına çıkmıştı geçtiğimiz mayıs ayında, bugün geldiğimiz noktada 360 küsurlara kadar düşmüş durumda. Yani Türkiye artık finansal açıdan da çok daha istikrarlı bir noktaya doğru gidiyor ama bu bir süreç. Bu süreçte sabırla doğru politikaları uygulayarak sonuçlar almaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullanan Yılmaz, koordineli bir şekilde hükümet, bakanlıklar, Merkez Bankası, para politikaları, maliye politikaları, reformlar, bütün bunları bir bütünlük içinde yöneterek sonuç alacaklarına inandığını söyledi.

  • Yıl sonu enflasyon tahmini geriledi

    Yıl sonu enflasyon tahmini geriledi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kasım ayı piyasa katılımcıları anketini açıkladı. Reel sektör ve finansal sektör temsilcilerinden oluşan 69 katılımcının yanıtlarından oluşturulan sonuçlara göre cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 68,01 iken, bu anket döneminde yüzde 67,23 oldu. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 45,28 iken, bu anket döneminde yüzde 43,94 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 25,82 ve yüzde 25,09 olarak gerçekleşti.
    12 ay sonrası enflasyon beklentileri

    2023 yılı Kasım ayı anket döneminde, katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 18,18 olasılıkla yüzde 37,00 – 41,99 aralığında, yüzde 58,61 olasılıkla yüzde 42,00 – 46,99 aralığında, yüzde 15,80 olasılıkla ise yüzde 47,00 – 51,99 aralığında artış göstereceği öngörüldü.
    Aynı anket döneminde nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre ise, katılımcıların yüzde 21,21’inin beklentilerinin yüzde 37,00 – 41,99 aralığında, yüzde 48,48’inin beklentilerinin yüzde 42,00 – 46,99 aralığında, yüzde 21,21’inin beklentilerinin yüzde 47,00 – 51,99 aralığında olduğu gözlendi.

    24 ay sonrası enflasyon beklentileri

    2023 yılı Kasım ayı anket döneminde, katılımcıların 24 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 29,62 olasılıkla yüzde 18,00 – 22,99 aralığında, yüzde 36,70 olasılıkla yüzde 23,00 – 27,99 aralığında, yüzde 25,78 olasılıkla ise yüzde 28,00 – 32,99 aralığında artış göstereceği öngörüldü.
    Aynı anket döneminde nokta tahminler esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre, 24 ay sonrası TÜFE enflasyonu beklentileri değerlendirildiğinde, katılımcıların yüzde 30,00‘ının beklentilerinin yüzde 18,00 – 22,99 aralığında, yüzde 36,67‘sinin beklentilerinin yüzde 23,00 – 27,99 aralığında, yüzde 25,00‘ının beklentilerinin yüzde 28,00 – 32,99 aralığında olduğu gözlendi.

    Faiz beklentileri

    Katılımcıların BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 33,22 iken, bu anket döneminde yüzde 37,71 olmuştur. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 33,68 iken, bu anket döneminde yüzde 37,80 olarak gerçekleşti.

    Döviz kuru beklentileri

    Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 30,05 TL iken, bu anket döneminde 30,00 TL olmuştur. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 38,64 TL iken, bu anket döneminde 39,62 TL olarak gerçekleşti.

    GSYH büyüme beklentileri

    Katılımcıların GSYH 2023 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket döneminde ve bu anket döneminde yüzde 4,1 olarak gerçekleşti. GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 3,4 iken, bu anket döneminde yüzde 3,3 olarak gerçekleşti.

  • Asgari ücret için beklenen rakamlar

    Asgari ücret için beklenen rakamlar

    2024 yılına sayılı günler kalırken, milyonların gözü belirlenecek olan asgari ücret rakamına çevrildi. Yaklaşık 7 milyondan fazla insanı ve dolaylı olarak da ülkedeki hemen hemen her vatandaşı ilgilendiren yeni asgari ücret rakamıyla ilgili süreç aralık ayında Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplanmasıyla başlayacak. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 2023 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 58’den yüzde 65’e, 2024 yıl sonu için yüzde 33’ten yüzde 36’ya yükseltmesinin ardından yeni asgari ücret için de beklenti arttı. Öte yandan temmuz, ağustos ve eylül aylarını kapsayan 3 aylık dönemdeki enflasyon yüzde 29,41 olarak gerçekleşirken, 6 aylık enflasyon beklentisi ise yüzde 37 olarak açıklandı.

    Açıklanan enflasyon oranları doğrultusunda SGK Başuzmanı İsa Karakaş, asgari ücret tutarını işçi ve işveren boyutunda değerlendirdi. Ekim ayı enflasyon oranlarını ele alan Karakaş, enflasyonun yüzde 29,40 olarak açıklandığını hatırlatarak, asgari ücrette kesin olarak yüzde 29,40’tan daha fazla bir artış olacağını belirtti. Orta Vadeli Program’da yıl sonu enflasyon oranının yüzde 65 olduğunu, Merkez Bankası’nın da beklentisini yüzde 58’den yüzde 65’e çıkardığını belirten Karakaş, anket sonuçlarında da en yüksek beklentinin yüzde 68’e kadar çıktığını belirtti.

    “6 aylık enflasyon oranına ek yüzde 10’luk bir refah payı ile asgari ücret 17 bin lira olabilir”

    Geçen sene aynı dönemde enflasyon oranının yüzde 15,4 olarak açıklandığını fakat ücret zammının yüzde 54,66 oranında yapıldığını, bu doğrultuda yüzde 39,26 oranında bir refah payının eklendiğini vurgulayan Karakaş, “6 aylık enflasyon beklentisinin yüzde 37,75 ile yüzde 40 arasında değişeceğini söyleyebiliriz. Buradan hareketle hükümetin en azından yüzde 10’luk bir refah payı ile geçinme endekslerini, çalışanların durumlarını göze alacağını hesap edersek, geçen yıla göre sadece 10 puan bile arttırırsa asgari ücret 17 bin lira civarlarına çıkabilir” diye konuştu.

    “Yıl sonu itibarıyla asgari ücretin brüt 20 bin lira olabileceğini söyleyebiliriz”

    Karakaş, “Yıl sonu itibarıyla asgari ücretin brüt 20 bin lira olabileceğini söyleyebiliriz. Bu 20 bin liradan işçi hissesi olarak yüzde 14 SGK payı, yüzde 1 işsizlik sigortası payını düştüğümüz zaman bunun 17 bin liraya tekabül edeceğini söyleyebiliriz. İşverenler tarafından baktığımızda da 20’den fazla teşvik olduğunu görüyoruz. Yükümlülüğünü yerine getiren bütün işverenlerin SGK işveren hissesinden yüzde 5 oranında indirim yapıldığını da göz önüne aldığımız zaman işveren maliyeti 23 bin 500 lira olarak öngörülebilir” diye konuştu.

    “Asgari ücretin işveren maliyeti 22 bin 500 lira olacak”

    Ancak bu 23 bin 500 liranın tamamının işverenin cebinden çıkmayacağını söyleyen Karakaş, “2016 yılından itibaren hükümet işverenlere ayrıca asgari ücret desteği vermektedir. Asgari ücret desteğinin de Ocak 2024’ten itibaren en az bin lira olacağını da varsayarsak, asgari ücretin işveren maliyeti 22 bin 500 lira, brüt asgari ücret 20 bin lira, çalışanın cebine girecek net asgari ücretin ise en az 17 bin lira olacağını söyleyebiliriz” ifadelerine yer verdi.

    Vatandaşların beklentisi 15 bin liranın üzerinde

    Vatandaşların asgari ücret beklentisi ise 15 bin liranın üzerinde oldu. Konu hakkında konuşan Can Öner adlı vatandaş, “Benim 2024 yılı için asgari ücret beklentim 15 bin ile 17 bin lira arasında. Artan fiyatlarla beraber bu rakamların çalışanlar için iyi olacağına inanıyorum” dedi.

    Bir başka vatandaş Bahattin Kalay ise, “Hem ev kiraları olsun hem de hayat pahalılığı olsun zor günler yaşıyoruz. İşverenlerimizden ve bu konuyla ilgilenen tüm kurum ve kuruluşlarımızdan anlayış bekliyoruz. Gönlümüzdeki rakam 18 bin lira ve üzerinde” ifadelerine yer verdi.

    Asgari ücret, yüzde 30 oranında zam yapılması durumunda 3 bin 420 lira artış gösterecek ve 14 bin 822 lira olacak. Asgari ücret, yüzde 35 oranında zam yapılması durumunda 3 bin 990 lira artarak 15 bin 392 lira olacak. Asgari ücrete gelen zam oranı yüzde 40 olursa maaş 4 bin 560 lira artarak 15 bin 962 lira olacak. Asgari ücrete gelen zam oranı yüzde 45 olursa maaş 5 bin 130 lira artarak 16 bin 534 lira olacak. Asgari ücrete gelen zam oranı yüzde 50 olduğu takdirde ise maaş 5 bin 701 lira artarak 17 bin 103 lira olacak.

    Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplantı tarihleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından açıklanacak. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, hükümetten 5 temsilci, işveren sendikasından 5 temsilci ve işçi sendikasından 5 temsilci olmak üzere toplam 15 kişi ile bir araya geliyor. Öte yandan toplantıların aralık ayında başlaması bekleniyor.

  • Yılmaz: “2026 yılında enflasyonda tek haneli rakamlara ulaşacağız

    Yılmaz: “2026 yılında enflasyonda tek haneli rakamlara ulaşacağız

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nca Cemil Meriç Kültür Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Yılmaz, yaptığı konuşmada Cumhuriyet’in 100. yılının büyük bir coşkuyla kutlandığını belirtti. Cumhuriyet’in kurulduğu şartlarla mücadelenin özüyle Gazze’de yaşananlar arasında bir ilişki olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Biz Cumhuriyet’i emperyalist güçlere karşı mücadele ederek kurduk. O günün sömürgecileri, emperyalistleri bugün olduğu gibi Orta Doğu’da kendilerince tasarım yapmışlar. Ama milletimiz o oyunları boşa çıkardı ve Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Bugün de Gazze’de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Yine benzer güçler hiçbir ahlaki sınır tanımadan, hiçbir hukuk tanımadan kendi tasarımlarını, kendi menfaatlerini, kendi insanlık dışı bir takım hedeflerini gerçekleştirmek üzere insanların üzerine bomba yağdırıyorlar. Nasıl ki Cumhuriyet kurularak o oyunlar boşa çıkarıldıysa Orta Doğu’da oynanmaya çalışılan oyunlar da elbette boşa çıkarılacak. Birliğimizi, beraberliğimizi daha güçlü hale getireceğiz. Ve inşallah yarınlara hem Türkiye Cumhuriyeti olarak hem de bütün mazlum milletler olarak çok daha güçlü bir şekilde yürüyeceğiz. Medeniyet adı altında her türlü zulmü, barbarlığı yapanlar, ahlakı yitirmişler, moral üstünlükleri kalmamıştır. Ahlaktan, hukuktan yoksun bir güç, hiçbir zaman sürdürülebilir olamaz. Ahlaki ve hukuki meşruiyetini yitirmiş güçler bir süre sonra kendi ağırlıkları üzerine çökerler. İnsanlık tarihi bunun birçok örneğini görmüş. Bu içi boşalmış medeniyet söylemi inşallah gerçek bir medeniyetle insanların yaşadığı bu acılardan, bu sıkıntılardan bizi uzaklaştıran gerçek bir medeniyetle yer değiştirecektir” diye konuştu.

    “Gazze’de 30 gündür insanlık suçu işleniyor”

    Gazze’de 30 gündür insanlık suçu işlendiğini, savaş suçu işlendiğini söyleyen Yılmaz, “Hiçbir insafa sığmayan sivil halkın bombalanması, hastanelerin bombalanması, çocukların, kadınların, yaşlıların katledilmesi, ambulansların bombalanması insanların en temel ihtiyaçları sudan, elektrikten yoksun bırakılması, bütün bunlar insanların gözü önünde oluyor. Bütün bu yaşananlara rağmen ateşkes çağrısı dahi yapamayan ülkeler var, yönetimler var. Bu ayıp yeter. Böyle siyaset olmaz olsun gerçekten. İnsanlık şu anda sınavdan geçiyor, şu anda öyle bir zamandayız. Böyle zamanlarda ortada duramazsınız, safınızı belirlemeniz lazım. Bu yaşananlar karşısında ateşkes isteme iradesini bile ortaya koyamadıklarını tüm dünya izledi. Bu tür zamanlar birbirinden ülkeleri, insanları ayırt etmemizi sağlayan, kimin nerede durduğunu anlamamızı sağlayan zamanlardır. Müslüman olsun olmasın tüm dünyada erdem sahibi olan yönetimlerin ve kişilerin ortaya çıktığı görüldüğü, hiçbir ölçüsü erdemi, hiçbir değeri kalmamış olanların da çok açık gidecek bir şekilde ortaya çıktığı bir zamandayız. Bu zamanları çok iyi anlamamız gerekiyor. Bu yaşananlar inşallah gelecekte çok farklı bir dünyanın kurulumuna da vesile oldu. Biz 2053, 2071 derken biraz da bunları anlatıyoruz. Daha adaletli bir dünyayı anlatıyoruz. Cumhurbaşkanımız daha adil bir dünyayı anlatıyor. İşte bunu niye söylediğini bu yaşananlardan bir kez daha görmüş olduk. İnşallah Türkiye olarak daha da güçlenerek, birliğimizi, beraberliğimizi, gücümüzü pekiştirerek, daha fazla gayret ederek, daha çok alın teri dökerek hem halkımıza daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye inşa edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Hem Türkiye Yüzyılı inşa edeceğiz hem de masum milletlerin umudunu büyüteceğiz”

    “Hem Türkiye Yüzyılı inşa edeceğiz hem de masum milletlerin umudunu büyüteceğiz” diyen Yılmaz, “Bu kararlılıkla yaklaşıyoruz bütün bu hadiselere. Türkiye dün olduğu gibi bugün de Filistin’in yanındadır. Cumhurbaşkanımız bu hadiseler başladığı günden bugüne her zaman yaptığı gibi mağdurların, mazlumların yanında açık bir şekilde tavrını ortaya koymuştur. Öncelikle gerilimin düşmesini, ateşkesin sağlanması, insanların, bebeklerin, çocukların ölmemesi için her türlü gayreti ortaya koymuş, her türlü diploma, çabayı sarf etmiştir. Diğer yandan yine bölgemiz, Türk dünyası, İslam dünyası başta olmak üzere tüm uluslararası platformları harekete geçirmeye çalışmış ve bu gayretlere devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye Cumhuriyeti kurduğu bu ittifaklarla, bu ilişkilerle birlikte inşallah Filistin davasının sonuna kadar arkasında olmaya devam edecek”

    Türkiye Cumhuriyeti’nin Filistin davasının sonuna kadar arkasında olmaya devam edeceğini belirten Yılmaz, “Yine bağımsız egemen bir Filistin Devleti oluşmadan, başkenti Kudüs olmadan, iki devletli çözüm gerçekleşmeden bu bölgede hiç kimsenin güvende olmayacağını, bu bölgeye huzurun, adaletin gelmeyeceğini açık bir şekilde ifade ettik. Bu yönde gayretlerimizi devam ettiriyoruz. Eğer kalıcı bir şekilde insanlar huzura, güvene kavuşacaksa Türkiye olarak garanti olabileceğimizi de ortaya koymuş durumdayız. Türkiye Cumhuriyeti kurduğu bu ittifaklarla, bu ilişkilerle birlikte inşallah Filistin davasının sonuna kadar arkasında olmaya devam edecek. Bir taraftan daha fazla masum kanı dökülmemesi için diğer taraftan kalıcı barış ve huzur için bu bölgede çalışmaya devam edecektir. Bu insanlık dışı katliamlara, barbarlığa sessiz kalanları da tekrar pozisyonlarını gözden geçirmeye davet ediyorum. Daha fazla geç olmadan zerre kadar bir insanlıkları kaldıysa, bir hukuk anlayışları kaldıysa pozisyonlarını gözden geçirmeye ve insanlıktan yana tavır almaya davet ediyorum. Bütün erdemlilerle birlikte, dünyada hakkı hakikati çalışan bütün kesimlerle birlikte bu mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

    geçiriyoruz. Niçin bir anda olamıyor diyebilirsiniz belki. Çünkü birçok denge var değerli kardeşlerim. Bir taraftan enflasyonla mücadele edeceksiniz. Diğer taraftan belli oranda bir büyümeyi, istihdam artışını devam ettirmemiz gerekiyor. Diğer taraftan da enflasyon karşısında sıkıntıya düşen kesimleri koruyucu birtakım tedbirler, birtakım politikalar uygulanmamız lazım. Dolayısıyla bütün dengelerimizi gözeterek, kademeli ama kararlı bir şekilde enflasyonu aşağıya düşürüyoruz, düşüreceğiz” şeklinde konuştu.

    “AK Parti yerelden merkeze gelmiş bir partidir”

    Yerel seçimlerin yaklaştığını ifade eden Yılmaz, “Yerel seçimler de çok çok önemli. Yerel seçimler açısından, yerel demokrasi açısından, Türkiye Yüzyılı’nın merkezi iradeyle uyum içinde inşası açısından çok önemli. Mart ayında inşallah yerel seçimi gerçekleştireceğiz. AK Parti yerelden merkeze gelmiş bir partidir. Cumhurbaşkanımızın İstanbul’daki başarısı Ankara’da, Konya’da, Kayseri’de, çeşitli bölgelerde o dönem sağlanan başarılar bizi merkezi idareye taşıdı ve bugünlere getirdik” dedi.

    Ankara ve İstanbul’da kimsenin başarısızlıklarına kılıf aramaması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Kaynaklarınızı iyi değerlendirirseniz, verimli kullanırsanız, toplumu harekete geçirirseniz başarırsınız. Tam aksine biz bugün merkezi idare olarak yerel yönetimlere hiçbir faktör gözetmeksizin destek veriyoruz. AK Parti döneminde yapılan en önemli reformlardan biri bu olmuştur. Hiç kimse başarısızlıklarına bahane aramasın. Hiç kimse yapmadığı hizmetlerin günahını başkalarına atmasın. Herkes görevini yapacak, görevini bilecek ve vatandaşımız da bunu takip ediyor” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan enflasyon mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan enflasyon mesajı

    Ford Otosan tarafından dijital olarak tasarlanan Yeniköy Fabrikası hizmete açtı. Fabrikanın açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, Ford Pro Avrupa Başkanı Hans Schep ve protokol katıldı.

    “Amacımız, ülkemizi elektrikli araç ve batarya üretiminde dünyanın önde gelen oyuncularından biri haline getirmektir”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, “Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de elektrikli araçlara olan ilgi giderek artıyor. Dünyada bu yıl, 7 milyonu Çin, 3 milyonu Avrupa ve 2 milyonu Amerika’da olmak üzere toplamda 14 milyon adet elektrikli araç satışı bekleniyor. Mevcut firmaların ve yeni aktörlerin piyasaya girişiyle bu alandaki rekabetin giderek kızışacağı anlaşılıyor. Türkiye olarak bizde TOGG’un yollara çıkışının tetiklediği ilgiyle, hızlı gelişen elektrikli araç piyasasına sahip olma yolunda ilerliyoruz. Amacımız, ülkemizi elektrikli araç ve batarya üretiminde dünyanın önde gelen oyuncularından biri haline getirmektir” diye konuştu.

    Avrupa’nın batarya üretim üssü konumuna gelmekte kararlıyız”

    Elektrikli araç bataryasında, 70 gigawatt saatlik bir üretim kapasitesine şimdiden ulaşmış bir ülke olarak, en geç 2030 yılında Avrupa’nın batarya üretim üssü konumuna gelmekte kararlı olduklarını söyleyen Erdoğan, “Bu çerçevede, elektrikli araç üretiminde Ford Otosan grubunun yaptığı hamleleri takdirle takip ediyoruz. Ford Otosan’ın geçtiğimiz yılın nisan ayında banttan indirdiği Türkiye’nin ilk elektrikli ticari aracı e-transit ile attığı adımın devamının geleceğine inanıyorum. Tıpkı içten yanmalı ticari araçlarda olduğu gibi, elektrikli ticari araç üretimi ve satışında da Ford Otosan’ın ülkemizin amiral gemisi olmayı sürdüreceğinden şüphe duymuyorum. Ford’un elektrikli araç ve batarya yatırım programını yakından takip etmeyi, ihtiyaç duyulan her noktada sizlere destek vermeyi sürdüreceğiz. Otomotiv sektöründeki yeni gelişmelere kendini adapte edemeyen firmaların, kökleri ne kadar derine uzanırsa uzansın bir süre sonra ayakta kalmaya zorlanacakları açıktır. Geleceğin yenilikçi teknolojilerine yaptığı yatırımlarla Ford, önümüzdeki asırda da sektördeki liderliğini devam ettirme azmiyle yoluna devam ettiğini ispatlıyor” şeklinde konuştu.

    Küresel ekonominin son 2-3 yıldır çok ciddi zorluklarla, ardı ardına gelen, son asrın en büyük krizleriyle mücadele ettiğini hatırlatan Erdoğan, “Tüm dünyayı derinden sarsan Covid-19 salgınının etkilerinden henüz tam manasıyla kurtulmadan Rusya-Ukrayna savaşı patlak verdi. Tedarik zincirinden yaşanan kırılmalara, savaşla birlikte bir de enerji ve gıda fiyatlarıyla ilgili sıkıntılar eklendi. Buna bağlı olarak, pek çok ülkede enflasyon rakamları son 60-70 yılın yüksek seviyelere ulaştı. Elbette bu olumsuzluklardan, dünyadaki diğer tüm ülkeler gibi bizde etkilendik ve etkileniyoruz. Tüm bunlara ilave olarak, 14 milyon insanımızı etkileyen asrın felaketi depremlerde 50 binin üzerinde insanımızı kaybettik, şehirlerimizde ciddi yıkım yaşadık. Depremle yıkılan şehirlerimizi ayağa kaldırmak için 100 milyar doların üzerinde ilave finansman ihtiyacımız ortaya çıktı. Buna rağmen, Türkiye Yüzyılı vizyonu altında belirlediğimiz hedeflerimizden vazgeçmedik. Programlarımızı, yatırımlarımızı, projelerimizi rafa kaldırmadık” ifadelerini kullandı.

    “Küresel gündemi meşgul eden krizlerin hemen hepsi ülkemizin içinde yer aldığı bölgede meydana geliyor”

    Küresel gündemi meşgul eden krizlerin hemen hepsinin ülkemizin içinde yer aldığı bölgede geldiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya-Ukrayna arasındaki savaştan, Suriye’deki istikrarsızlığa, Gazze’de yaşanan insani trajediye kadar tüm krizlerin ilk muhatapları arasında bizde yer alıyoruz. En büyük başarımız, şimdiye kadar ülkemizi sıcak çatışmaların tarafı yapmamak ve istikrarsızlık ateşinin ülkemize sirayet etmesine izin vermemek olmuştur. Tam tersine, uyguladığımız dengeli, ilkeli ve soğuk kanlı politikalarla Türkiye’yi krizlerin çözümünde anahtar konumuna getirdik. Tüm krizlerde hep adaleti savunduk, barışı savunduk, insan hak ve hürriyetini savunduk. Nerede olursa olsun, akan kanı durdurmak için elimizdeki tüm imkanları seferber ettik. Mazluma sahip çıkarken, inancına, kökenine asla bakmayıp, zalimin karşısında dimdik durmayı görev biliyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı onurlu duruşu devam ettireceğiz. Dış politikalarla bu adımları atarken, ekonomiyi asla geri plana atmadık. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme stratejimizden taviz vermeden, güncel ihtiyaçları karşılayacak politikalar geliştirip uyguladık, uyguluyoruz. Türk ekonomisinin küresel fırtınalardan en asgari düzeyde etkilenmesini sağlamak amacıyla, iş dünyamıza mümkün olan en geniş yelpazede destek olmaya özel önem verdik. Yaşanan sıkıntıların, insanımızın refah seviyesinde gerilemeye yol açmaması için ücretliler ve emekliler başta olmak üzere, düşük gelirli kesimlerin hep yanında yer aldık. Yine bu dönemde, başarıyla gerçekleştirdiğimiz 14 ve 28 Mayıs seçimleri, bir diğer dönüm noktasını teşkil etmiştir. Milletimize yakışır büyük bir olgunlukla, yüzde 90’ı bulan rekor katılımla, adeta bir milli irade şölenine çevirdiğimiz bu tarihi seçimler, Türk demokrasinin gücünü ortaya koymuştur. Milletimiz nezdinde güven tazelediğimiz seçimlerin ardından, hiç vakit kaybetmeden hükümetimizi kurduk, kadrolarımızı kurduk ve Türkiye Yüzyılının inşası için yola revan olduk. Öncelikli meselemiz olan ekonomiye dair yol haritamızı kısa süre içinde öncelikle milletimizle paylaştık. Orta vadeli programın ardından geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı Yılık Programını ve 12. Kalkınma Planımızı kamuoyumuz, iş dünyamızın, milletimizin takdirine sunduk. Tüm paydaşlarımızla, istişare halinde hazırladığımız plan ve programları iş dünyamızla iş birliği içinde hayata geçireceğiz” dedi.

    Önümüzdeki 5 yıl boyunca ekonomide rehberlik edecek kalkınma planında yüzde 5 oranında istikrarlı büyüme hedeflediklerini ifade eden Erdoğan, “Amacımız, 2028 yılında 1,6 trilyon dolar toplam ve 17 bin 554 dolar kişi başına milli gelire ulaşmaktır. Yılda ortalama yüzde 3 istihdam artışı sağlayarak, dönem sonunda işsizliği yüzde 7,5 düzeyine indirmeyi öngörüyoruz. Özellikle, mal ihracatını 375 milyar dolara yükseltmeyi, turizm gelirlerinde de 100 milyar dolar seviyelerine ulaşmayı planlıyoruz. Böylece, ülkemizin kronik sorunlarının başında gelen cari işlemler açığını 0’ya yakın bir seviyeye düşürmüş olacağız. Enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara indirmek, 2028 yıl sonunda ise yüzde 4,7’ye geriletmek en önemli hedeflerimizdir. Ayrıca bu süreçte doğrudan yatırımları ülkemize çekmek için yatırım, ticaret ve finansman alanında hukuki süreçleri kolaylaştıracağız. Temel vergi kanunlarında yatırımcı dostu sade, anlaşılır ve adil bir vergi sistemi oluşturmaya yönelik düzenlemeler yapacağız. Türkiye uluslararası yatırımlar ve yatırımcılar için güvenli liman olma vasfını güçlendirecek ve sürdürecektir. Daha pek çok detayı olan bu hedeflerin hiçbiri afaki değildir. Türkiye’nin son 10 yıldır maruz kaldığı siyasi dayatmalar, terör saldırıları, sokak olayları, darbeler, sosyal ve ekonomik tuzak teşebbüsleri, 2023 hedeflerimize ulaşmamızı elbette bir parça geciktirmiştir. Ama unutmayınız ki, ayakta kalarak geride bıraktığınız her fırtına aynı zamanda size eşsiz tecrübeler de kazandırır. Ülke olarak, biz artık bu tecrübeye sahibiz. Küresel ve bölgesel her gelişmenin bize maliyetini, önümüze çıkardığı fırsatları artık çok daha erkenden görebiliyoruz. Dolayısıyla ona göre hazırlığımızı yapıyor ve sonuçları yönetebiliyoruz. Yatırımcılarımıza potansiyelimizin en iddiaları kesimlerini oluşturan kadınlarımıza, gençlerimize ve girişimcilerimize verdiğimiz destekleri hep bu doğrultuda tasarlıyor ve hayata geçiriyoruz. Türkiye Yüzyılının vizyonunu 2053 ufkunda şekillendirmeyi sürdürürken, milletimizden aldığımız desteğin hakkını vermek için gece gündüz çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

    Ali Koç: “Bu yolculuğumuzun kilometre taşlarında hep yanımızda oldunuz”

    Açılışta konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, “Cumhuriyetimizin 2. asrına girerken geleceğin fabrikası olarak adlandırdığımız Yeniköy Fabrikamızı yaklaşık 4 kat büyüterek ve daha da modernleştirerek hizmete alıyoruz. Bu mutluluğun ilk adımı 16 Mart 2021 tarihinde atıldı. Pandeminin zirve zamanıydı, herkes nasıl ayakta kalabileceğini düşünüyordu. Tüm dünyada tedirginlik hakimdi, bırakın yeni yatırımları, herkes nasıl ayakta duracağını düşünüyordu. Ancak böylesine belirsiz dönemde, gelecek vizyonu diye isimlendirerek, 2 milyar avroluk stratejik yatırımızı açıkladık. Bu rakam Türk otomotive sektöründeki en büyük yatırımdır. Etkisi en az 10 yıl sürecek iddialı vizyon projesidir. O gün Avrupa’nın ticari araç lideri ve Türkiye’nin ihracat şampiyonu olarak otomotiv sanayinin elektrifikasyon dönüşüne de liderlik edeceğiz demiştik. Bu doğruluda elektrikli ve bağlantılı ticari araç projeleri uygulamak için hızla harekete geçtik. İşte şimdi buradayız. Fabrikamız Avrupa’nın önde gelen elektrikli ticari araç üretici konumumuzu güçlendirecektir. Ancak yarın için hayallerimiz için hayallerimiz bunun çok daha ötesindedir. Doğrudan oluşturacağı çok büyük değerler var. İstihdam, ihracat, vergiler ama bunun yanı sıra bizi heyecanlandıran en önemli husus tedarik ekosistemimizi geliştirecek olması. Dolayısıyla Türkiye’nin otomotiv yan sanayine, ekosisteme hizmet edecek. Cumhurbaşkanım, sizlerin gelecek vizyonumuza olan inancımız sayesinde bu yatırımları gerçekleştirebiliyoruz. Bu yolculuğumuzun kilometre taşlarında hep yanımızda oldunuz. Bize inandınız, teşvik ettiniz. Bu stratejik yatırımları ülkemize çekebilmemiz devletimizin sağladığı destekler, kolaylıklar cömert teşviklerle mümkün olabildi. Alında biz devlet ve özel sektör omuz omuza verdiği zaman sanayi alanında neler başarabileceklerini gösterdik” dedi.

    Açılışın ardından 2024 yılında hattan inecek tamamen elektrikli E-Transit Custom tanıtıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çeşitli hediyeler takdim edilirken, Erdoğan fabrikayı gezdi.

  • Yıllık enflasyon yüzde 61,36 oldu

    Yıllık enflasyon yüzde 61,36 oldu

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı Ekim ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre, tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) değişim 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,43, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 55,00, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,36 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 54,26 olarak gerçekleşti.
    Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 25,98 ile konut oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 94,12 ile lokanta ve oteller oldu.
    Ana harcama grupları itibarıyla 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde -0,18 ile ulaştırma oldu. Buna karşılık, 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 13,73 ile giyim ve ayakkabı oldu.
    Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey) 2023 yılı Ekim ayı itibarıyla, 15 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 6 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 122 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

    Özel kapsamlı TÜFE göstergesi yıllık yüzde 67,61, aylık yüzde 3,48 oldu

    İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,48, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 60,05, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,61 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,65 olarak gerçekleşti.

    Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 39,39, aylık yüzde 1,94 arttı

    Yİ-ÜFE 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 1,94, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 38,70, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 39,39 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 58,46 artış gösterdi.

    Sanayinin dört ana sektöründen imalat endeksi yıllık yüzde 53,74 arttı

    Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 69,21 artış, imalatta yüzde 53,74 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 40,19 azalış, ve su temininde yüzde 72,72 artış olarak gerçekleşti.
    Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 45,58 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 61,37 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 67,47 artış, enerjide yüzde 12,91 azalış ve sermaye malında yüzde 65,19 artış olarak gerçekleşti.

    Sanayinin dört ana sektöründen imalat endeksi aylık yüzde 2,32 arttı

    Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 3,36 artış, imalatta yüzde 2,32 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 4,38 azalış ve su temininde yüzde 5,46 artış olarak gerçekleşti.
    Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 2,22 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 1,93 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 3,99 artış, enerjide yüzde 2,86 azalış ve sermaye malında yüzde 2,70 artış olarak gerçekleşti.

    Yıllık Yİ-ÜFE’ye göre 4 alt sektör daha düşük, 25 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi

    Yıllık azalış gösteren tek alt sektör yüzde 40,19 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme oldu. Buna karşılık temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları yüzde 94,85, diğer madencilik ve taş ocakçılığı ürünleri yüzde 92,48, içecekler yüzde 74,80 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

    Aylık Yİ-ÜFE’ye göre 13 alt sektör daha düşük, 16 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi

    Aylık en yüksek azalış; yüzde 14,10 ile tütün ürünleri, yüzde 4,38 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme, yüzde 3,20 ile kok ve rafine petrol ürünleri alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık ham petrol ve doğal gaz yüzde 6,48, basım ve kayıt hizmetleri yüzde 5,89, su ve suyun arıtılması ve dağıtılması yüzde 5,46 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

  • Ekim enflasyonu belli oldu

    Ekim enflasyonu belli oldu

    İstanbul’da ekim ayı enflasyonu açıklandı. İTO verilerine göre, ekim ayında perakende fiyatlar bir önceki aya göre yüzde 3,69 artış gösterdi. Ekimde toptan fiyatlar bir önceki aya göre yüzde 3,53 arttı.

    YILLIK ENFLASYON YÜZDE 72,73

    Yıllık bazda bakıldığında perakende fiyatlar yüzde 72,73, toptan fiyatlar yüzde 64,04 artış kaydetti.

    GİYİMDE AYLIK ARTIŞ YÜZDE 15’İ AŞTI

    Ekim ayında perakende fiyatlarda bir önceki aya göre giyim harcamaları grubunda yüzde 15,33, sağlık ve kişisel bakım harcamalarında yüzde 4,58, gıda harcamalarında yüzde 4,28, ev eşyası harcamalarında yüzde 4,05, konut harcamalarında yüzde 1,82, diğer harcamalarda yüzde 0,08 artış gerçekleşti. Kültür eğitim ve eğlence harcamalarında yüzde 1,38 ve ulaştırma ve haberleşme harcamalarında yüzde 2,33 düşüş meydana geldi.

    TOPTAN FİYATLARDA EN ÇOK ARTIŞ GIDADA

    Ekimde toptan fiyatlarda bir önceki aya göre gıda maddeleri grubunda yüzde 5,22, mensucat grubunda yüzde 4,57, inşaat malzemelerinde yüzde 2,50, kimyevi maddelerde yüzde 2,38, madenler grubunda yüzde 1,95, işlenmemiş maddelerde yüzde 1,73, yakacak ve enerji maddelerinde yüzde 1,33 artış gerçekleşti.

  • Köprü ve otoyol ücretlerine zam

    Köprü ve otoyol ücretlerine zam

    Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama ile Köprü ve Otoyol Geçiş ücretlerine zam geldi. 25 Ekim itibariyle geçerli olacak tarife ile birlikte Fatih Sultan Mehmet (FSM) ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü tek yön geçiş ücreti 8,5 TL’den 15 TL’ye yükseldi.
    15 Temmuz Şehitler ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü tek geçiş ücretleri aks aralığı 3.20 m’den küçük iki akslı araçlar 15 TL,
    aks aralığı 3.20 m ve 3.20 metreden büyük UKOME kararı gereğince geçebilen ve geçemeyen her türlü iki akslı araçlar 19 TL,
    3 akslı her türlü araçlar 42 TL, 4 ve 5 akslı her türlü araçlar 83 TL, 6 ve yukarı akslı araçlar 110 TL ve motosikletler 6 TL oldu.
    Osmangazi Köprüsü’nde geçişler birinci sınıf araçlar 290 TL, ikinci sınıf araçlar 465 TL, üçüncü sınıf araçlar 550 TL, dördüncü sınıf araçlar 730 TL, beşinci sınıf araçlar 920 TL, altıncı sınıf araçlar 205 TL olarak ücretlendirilecek.
    Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde ise geçiş ücretleri şu şekilde oldu: “Araç sınıfı 1 – 35 TL, araç sınıfı 2 – 45 TL, araç sınıfı 3 – 85 TL, araç sınıfı 4 – 220 TL, araç sınıfı 5 – 275 TL, araç sınıfı 6 – 25 TL.”
    1915 Çanakkale Köprüsü’nden geçiş de birinci sınıf araçlar için 295 TL, ikinci sınıf araçlar için 370 TL, üçüncü sınıf araçlar 665 TL, dördüncü sınıf araçlar 740 TL, beşinci sınıf araçlar 1400 TL, altıncı sınıf araçlar 75 TL ödeyerek geçebilecek.

  • “Enflasyonla çok yönlü mücadeledeyiz”

    “Enflasyonla çok yönlü mücadeledeyiz”

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’na katıldı.

    Erdoğan’ın şu sıralar burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

    “50 binden fazla insanımızı kaybettiğimiz felaketi her zaman gündemimizin ilk sırasında tutacağız. Durup dinlenmeden çalışacağız. Bütçe önceliğimiz depremde yıkılan şehirlerimizin ayağa kaldırılmasıdır.

    Çalışanlarımız ve emeklilerimiz başta olmak üzere hayat sıkıntısını ortadan kaldıracak çözümleri de geride bırakmıyoruz. Enflasyonla çok yönlü bir mücadele içerisindeyiz. Alınan önlemlerin günlük hayata yansımasını görmek biraz vakit alıyor.

    Önümüzdeki dönemde çok daha fazlasını milletimize kazandırmak bizim namus borcumuzdur. Gelip geçici sıkıntıların kazanımlarımızın üstünü örtmesine ve insanlarımızı karamsarlığa itmesine izin vermeyeceğiz.

    YEREL SEÇİM MESAJI

    Mahalli idareler seçimlerinde bir kez daha çok güçlü şekilde milletimizin gönlüne girmemiz gerekiyor. Muhalefetin elinde ızdırap çeken belediyeleri gerçek belediyecilikle tanıştıracağız. Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla beraber bir kez daha bu başarıyı göstereceğiz. Meclis grubumuzun her konuda olduğu gibi mahalli seçim çalışmalarında da partimizin lokomotifi olmayı sürdüreceğine inanıyorum.

    “ORDUMUZ DESTAN YAZMAYI SÜRDÜRÜYOR”

    Terörle mücadele bir diğer daimi gündemimiz ve önceliğimizdir. Kahraman ordumuz sınırlarımızda ve ötesinde destan yazmayı sürdürüyor. Tehdidi kaynağında yok etmeye yönelik güvenlik konseptimizi sürekli geliştiriyoruz. Tezkereye destek veren parti ve milletvekillerine teşekkür ediyorum. Tezkerenin kabulü ve yürürlüğe girmesiyle terörle mücadele daha da güç kazandı.

    “TEZKEREYE HAYIR DİYENİ TARİH AFFETMEYECEK”

    Tarih, tezkereye hayır diyerek teröristlere can suyu olanları da affetmeyecektir. Sadece parlamento değil parlamento dışındaki kurumlar içerisinde bunlara destek verenleri de tarih affetmeyecektir. Operasyonlarla terör örgütleri üzerinden kurulmak istenen projeleri çökertecek, teröristlerin başını ezeceğiz. Sırf Türkiye’ye rahatsızlık verdiği için kendi topraklarında faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarını koruyanların da bir gün hakikatı göreceklerini umuyoruz.”

  • ‘Enflasyon Muhasebesi’ eğitimine büyük ilgi

    ‘Enflasyon Muhasebesi’ eğitimine büyük ilgi

    BTSO Akademi, iş dünyasını ilgilendiren güncel konularda düzenlediği eğitimlerle firmalara rehberlik etmeyi sürdürüyor. Yüksek enflasyon nedeniyle son dönemde iş dünyası temsilcilerinin öncelikli talepleri arasında bulunan ve Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca tebliğ taslağı hazırlanarak sektör görüşüne sunulan ‘enflasyon muhasebesi’ uygulamasına ilişkin BTSO Akademi çerçevesinde önemli bir eğitim düzenlendi. BTSO Ana Hizmet Binası’nda Prof. Dr. Aydın Karapınar’ın sunumuyla gerçekleşen yaklaşık 8 saatlik eğitimi 500’ü aşkın kişi takip etti. Karapınar, eğitimde enflasyonun finansal tablolara etkilerinden enflasyon düzeltmesi uygulaması için gereken ön hazırlıklara, gelir tablosu ve bilanço kalemlerinin düzeltilmesinden karşılaştırmalı düzeltilmiş tabloların hazırlanmasına kadar iş dünyası ve muhasebe meslek mensuplarına geniş bilgiler sundu.

    “Yüksek enflasyon kurumsal yatırımcının önündeki en büyük engel”

    Prof. Dr. Aydın Karapınar, enflasyon muhasebesi konusunda firmaları ve meslek mensuplarını bilgilendirmek için düzenlenen eğitim dolayısıyla BTSO’ya teşekkür etti. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ‘Enflasyon Düzeltmesine İlişkin Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Taslağı’nın hazırlandığı bilgisini veren Karapınar, “Enflasyon muhasebesi gelecek mi gelmeyecek mi diye iş dünyası ve meslek mensupları uzun zamandır bir merak içindeydi. Bunun sonucunda da çok önemli bir gelişme yaşandı ve tebliğ taslağı çıktı. Türkiye’nin uzun bir süredir enflasyon macerası var. Bu macera, son birkaç yılda biraz daha önem kazandı. Yüksek enflasyon, özellikle kurumsal yatırımcının önünde engel olarak duruyordu. Türkiye şimdi enflasyon muhasebesi uygulaması ile önemli bir adım atıyor.” dedi.

    Enflasyon muhasebesi ile birlikte yatırımcının önünün açılacağını vurgulayan Prof. Dr. Karapınar, konuşmasına şöyle devam etti: “Finansal rakamlar daha güvenilir ve etkin olacak. Bununla birlikte dünya ile karşılaştırılabilir hale gelecek. Bu çerçevede enflasyon muhasebesine geçiş ve tebliğ taslağı sanayicilerimiz ve iş insanlarımız için çok önemli bir gelişme. BTSO Akademi çerçevesinde düzenlenen eğitimde bu gelişmenin uygulamacılara etkilerini tüm yönleriyle ele aldık. Enflasyon uzun bir süre vergileme rejimini çok yakından etkilemişti. Bundan sonra gerçek bilançolar ortaya çıkacak ve gerçek bir tablo üzerinden vergileme olacak. Bu, son zamanlarda ekonomi tarafında atılan en önemli adımlardan biri. Yabancı yatırımcı, Türkiye’deki şirket bilançolarını diğer ülkelerle kıyaslamakta zorluklar yaşıyordu. Düzenlemenin hayata geçmesiyle artık kar marjları ve bilançolarla ilgili raporlar, mukayese edilebilir duruma gelecek. Bu uygulama yeni yatırımların da yolunu açacak. Dolayısıyla Türkiye, bu adımla birlikte artık üst ligde yerini alacak.”