Etiket: ENKAZ KENT

  • Enkaz kentte kayısı hasadı

    Enkaz kentte kayısı hasadı

    Türkiye’nin bereketli topraklarından olan Hatay’da bahar mevsiminin gelmesiyle birçok tarım ürününde hasat başladı. Tarımda önde gelen şehirlerden olan Hatay’ın Antakya ilçesinde kayısı hasadı devam ediyor. Çiftçilik yapan ve 120 dekar arazide kayısı hasat eden bahçe sahibi Mustafa Sürmeli, 7 bin 500 ağaçlık bahçesinde rekoltenin iyi olduğunu belirterek ürünün yurt içine 20 TL’den yurt dışına 25 TL’den satıldığını söyledi.

    Hasattan memnun olduğunu dile getiren Mustafa Sürmeli, fiyatların geçen yıla oranla değişmediğini dile getirerek, “Rekolte gayet iyi fakat fiyatlar konusunda biraz şikayetçiyiz. Fiyatlar geçen yıla göre aynı diyebiliriz. Üretim maliyetleri 2 katına çıkarken fiyatların aynı kalması bizi biraz sıkıntıya sokuyor. Şu an kayısıda ihracat malı yurt dışına 25 TL’den gidiyor. İç piyasada ise 15 TL ile 20 TL arasındadır. Hasat da rekolte olarak gayet iyi. Çeşit özelliğine göre değişkenlik gösteriyor. Kayısı bahçesinde soğuklama işlemi yapılan ağaçlarda, verim çok iyi oluyor. Soğuklama işlemi yapılmadığında hasat kötü oluyor” dedi.

    “Kayısı hasadı geçen yıla göre çok daha iyi”

    Kayısı hasadının geçen yıla göre çok daha iyi olduğunu belirten işçi Mazlum Karakeçili, yevmiyelerinin 600 TL olduğunu belirterek, “Bu yıl bahçedeki ürünler fazla değil. Kayısı hasadı geçen yıla göre çok daha iyi. Kayısı hasadın zorluğu işe çok erken kalkıyoruz. Kaldığımız yerden mesafe farkı var” ifadelerini kullandı.

  • Enkaz kentte Paskalya ayini düzenlendi

    Enkaz kentte Paskalya ayini düzenlendi

    Medeniyetler beşiği olan Hatay’da farklı inançlara sahip insanlar, yüzlerce yıllardır aynı yaşam alanını paylaşmaya devam ediyorlar. Asrın felaketi sonrası bölgede birçok ibadet ve birçok gelenek yapılamazken, uzun zaman sonra yeniden gelenekler yaşatılmaya devam ediliyor. İskenderun ilçesinde Mar Circos Rum Ortodoks Kilisesi’nde Paskalya bayramı kutlandı. Kilisesinin ışıklarla süslendiği ayinde gayrimüslim vatandaşlar, bir araya geldiler. İskenderun Mar Circos Rum Ortodoks Kilisesi pederi Dimitri Yıldırım ve Yusuf Nikola Papasoğlu, ayinde yaptıkları konuşmada; barış ve kardeşlik mesajı verdi.

    Paskalya bayramını coşkuyla kutladıklarını belirten Can Terbiyeli (42), “6 Şubat depremlerinden sonra şehir merkezindeki Aya Nikola Katolik kilisemizi kullanamaz hale geldik. Burası çok daha eski bir kilise ama çok kullanmıyorduk depremden sonra bize kucak açtı, cemaatin bir araya gelmesini sağladı, o yüzden çok bizim açımızdan çok önemli. Bugün de Paskalya’yı kutluyoruz aslında bu bir haftalık bir süreç kutsal hafta olarak adlandırıyoruz” ifadelerine yer yerdi.
    Ayini Antakya Ortodoks Kilisesi Pederi Dimitri Doğum, İskenderun Mar Circus Rum Ortodoks Kilisesi Pederi Dimitri Yıldırım ve Yusuf Nikola Papasoğlu yönetti. Kiliseye gelen vatandaşlar mum yaktı ve ayinde dua etti. Duaların sonunda Paskalya’ya özgü olarak yumurta tokuşturuldu.

  • Enkaz kentin kovboy Ramazan davulcusu

    Enkaz kentin kovboy Ramazan davulcusu

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok yıkıma uğrayan Hatay’da vatandaşlar, geçtiğimiz yıllarda yaşadıkları Ramazan aylarını özlüyorlar. Ramazan ayını buruk bir şekilde karşılayan kentte, Ramazan davulculuğu geleneği enkaza dönen sokaklarda yaşatılmaya devam ediyor. Bu geleneği devam ettiren 36 yaşındaki Sabit Erdoğan, Antakya ilçesi Narlıca Mahallesi’nde at arabası üzerinde davul çalarak vatandaşları sahura kaldırıyor. At arabası üzerinde davul çalarak, maniler söyleyen Erdoğan, at arabasının geçemeyeceği konteyner kentlerde vatandaşları yürüyerek elinde davuluyla uyandırıyor.

    “Bu yılda arkadaşımın atıyla gezerek çalıyorum”

    Depremin olduğu yıl tek başına davul çaldığını ifade eden Sabit Erdoğan, Ramazan davulculuğunun çok eskilere dayandığını belirterek, “Mahallemize bir süre davul gelmedi. Bende kendi imkanlarımla bu yıl davulu ben çalayım dedim. Arkadaşlarla toplandık, bir süre çalmaya başladım. Bu yılda arkadaşımın atıyla gezerek çalıyorum. Bu şekilde devam ediyoruz. Davul çalmaktan mutlu hissediyorum. Bu işi severek ve içten gelerek yapıyorum. Bu işi para için yapmıyorum. Eski gelenekleri yad ederek ev ev ve mahalle mahalle geziyoruz. Bu uygulamamızdan hoşnut olan var hoşnut olmayanda var” dedi.

    “Bu işi zevkle yapıyoruz ve atla yapınca daha zevkli oluyor”

    Atını Ramazan ayına özel süsleyen Mustafa Güleç, “Atımızın üstündeki süslemeleri Adana’dan sipariş ettik. Ramazan davulculuğu ve çocuklar görünce sevinsinler diye özel yaptırdık. Bunlar kendi imkanlarımızla getirdik ve yaptık. Atın üzerindeki süslemeler 6 bin TL masrafı var. Ayda yem masrafı da 2 bin TL’dir. Bu işi zevkle yapıyoruz ve atla yapınca daha zevkli oluyor. Bazen çocuklar at sevmeye geliyorlar. Çocuklar daha mutlu oluyorlar. Depremden çıktığımız için çocukların kafası dağılıyor” ifadelerini kullandı.

  • Enkaz kentte, narenciyeler dallarda kaldı

    Enkaz kentte, narenciyeler dallarda kaldı

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde yerle bir olan Hatay’da binlerce bina yıkılmıştı. Adeta yok olan Antakya ilçesinin eski yerleşim yerleri de tanınmaz hale geldi. Antakya ilçesinin tarihi evlerinin bulunduğu Habibi Neccar ve Yenicami Mahallesi’nde de evlerden geriye bahçelerindeki narenciye ağaçları kaldı. Geçmiş yıllarda mahalle halkı tarafından toplanan narenciyeler, insan yaşantısının depremle birlikte azalmasıyla dallarda kaldılar.

    “Meyveleri üstünde görünce içimizde burukluk oluyor”

    Habibi Neccar Mahallesi Muhtarı Fuat Gövce, dallarda kalan meyvelerin geçmiş yıllarda çocuklar tarafından hevesle toplandığını belirterek “Çocukluğumuz bu mahallede geçti. Çocukken bu ağaçlardan meyve topluyorduk. Bulunduğumuz mekanda düğün salonuydu, koşup oynadığımız yerlerdi. Meyveleri üstünde görünce içimizde burukluk oluyor. Mahalle sakinlerimizin çoğu da konteyner kentlerde kaldıkları için buralara çok fazla gelen olmuyor. Bu meyveler ağaçların başında kalıyor. Normalde toplanıyordu ve komşulara dağıtılıyordu. İnşallah güzel günler gelecek, tekrar ayağa kalkacağız” dedi.

    Yenicami Mahalle Muhtarı Serkan Böklü, Hatay’ın eski güzel günlerine döneceğine inandığını belirterek asrın felaketi öncesinde yaşadığı günleri yad etti.

  • Enkaz kentin hayvanlarına umut oldu

    Enkaz kentin hayvanlarına umut oldu

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde yerle bir olan Hatay’da binlerce bina yerle bir olmuştu. Enkaz kaldırma çalışmalarıyla hayalet şehre dönen Antakya ilçesinde insan yaşamı neredeyse bitmişti. Antakya’da insanların yokluğunda en çok mağdur olanlarsa sokak hayvanları oldu. Sokak hayvanlarının sesine kulak veren müzik öğretmeni Fatma Yalım, enkaz kentin sokaklarını tek tek gezerek besleme yapıyor. Yalım, 22 farklı noktada yaklaşık 500 kediye mama veriyor. 10 yıldır kendi imkanlarıyla sokaklarda yaşayan, yaralı, aç ve tedaviye muhtaç sokak hayvanlarına umut olan Yalım, yaptıklarıyla yürekleri ısıtıyor.

    “Biz yıkılmış binaların arasında sokak hayvanlarını beslemeye çalışıyoruz”

    Sokak hayvanlarını beslemeye çalıştıklarını ifade eden Yalım, “10 yıldır sokak hayvanları ile ilgili çalışmalarım vardı. Çalışmalarım, sokaktaki hayvanları besleme, yaralı olanları tedavi ettirme, yuvası olmayanlara yuva bulma şeklindeydi. Depremden sonra da bu çalışmalarım aynı şekilde devam etti. Ama tabii ki deprem öncesine göre şartlarımız çok daha ağır çünkü Antakya tamamen yıkıldı. Hayvanlar artık çöpten bile yiyecek bulamaz vaziyetteler çünkü şehirde insan yok. Dolayısıyla biz yıkılmış binaların arasında sokak hayvanlarını beslemeye çalışıyoruz. Beslenme ve barınma en temel ihtiyaç, şu an Antakya’da sokak hayvanları için çok yetersiz” dedi.

    “Yani şu an için günlük aralıksız beslediğimiz 500 kedi var”

    Kendi kaynakları ve hayvan severlerin destekleriyle 22 farklı noktada 500’e yakın kedi beslediklerini belirten Yalım, “Açıkçası depremden önce işimiz çok daha kolaydı. Çöp konteynerlarının yanında yemek atıkları olurdu, kediler çıkıp ihtiyaçlarını karşılardı. Aç hayvanlar çok fazla olurdu, onları gidip biz beslerdik. Daha çok şehir dışına, araziye, ormana beslemeye giderdik. Şimdi tam tersi oldu, şehir merkezinde çok daha fazla beslemeye ihtiyaç var. Antakya’da 22 noktada toplu besleme yapıyoruz. Bu noktalarda kimisinde 20, kimisinde 50, kimisinde de 100 kedi var. Yani şu an için günlük aralıksız beslediğimiz 500 kedi var. Kendi öz kaynaklarımızı kullanıyoruz.

    Gönüllüyseniz, sadece manevi fedakarlık değil, maddi fedakarlıkta yapmak lazım. Elimizden geldiğince çok ciddi harcamalar yapıyoruz. Bu konuda bize destek olanlar da var. Şehir dışından bazı dernekler, bu noktada mama yardımı yapıyorlar. Fakat önemli olan düzenli gelmesi. 6 Şubat’ta mesela çok güzel yardımlar geldi ama daha sonrasında insanlar kendi dünyalarına dönüyor ve buralar unutuluyor. En başta doyurmamız lazım. Sonra barınacak yer yapmamız lazım. Yardıma ve desteğe ihtiyacımız var. Bu konuda çok çaresiziz” şeklinde konuştu.

  • Enkazdan çıkan eşyalar sahiplerini bekliyor

    Enkazdan çıkan eşyalar sahiplerini bekliyor

    Asrın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Osmaniye’de bulunan Esenevler Mahallesi’nde bine yakın dairenin yıkılırken yaklaşık 440 insan öldü. Esenevler Mahallesinde 15 yıldır muhtarlık yapan Tarık Sesli, enkazdan çıkarılan ve sahiplerinin bulunması için kendisine getirilen eşyaların üzerindeki tozu bile silmeden muhtarlık binasında bulunan dolaba koyarak deprem köşesi oluşturdu. Asrın felaketinin acısıyla her an yüzleşen muhtar, oluşturduğu köşenin kendisi için bir hatıra oluşturduğunu söyledi.

    Depremde hayatını kaybeden mahalle sakinlerinin cep telefonu numaralarını silemediğini dile getiren Muhtar Tarık Sesli, “6 Şubat depremlerinde mahallemizde bine yakın evimiz yıkıldı, 440’e yakın deprem şehidimiz var. Acı günlerdi, Allah bir daha göstermesin. O günleri hatırlamak dahi istemiyoruz ama aklımızdan çıkmıyor. En çok bu bölgede yıprandık. Muhtarlık binamızın karşısında bir bina çökmüştü. Her gün gördüğümüz insanlardı. Hala telefon numaraları cep telefonumda kayıtlı, silemiyorum da. Bazen rehberi karıştırırken denk eliyor üzülüyorum. Çok acı günler yaşadık. Allah bir daha o günleri yaşatmasın” Dedi.

    “Çok acı günlerdi hala aklıma geldikçe ürperiyorum”

    Deprem günü yaşananların acısını unutamadığını belirten muhtar, “Sabah evden çıktım, buradan geçtim ve baktım bina yıkılmıştı. Arabayı park edip enkaza ulaştığımda aşağıdan birinin sesi geliyordu yaşıyordu. İsmail Amca vardı binanın yöneticisiydi. ‘Su deposunun oradayım beni alın buradan’ diyordu. Ama o an için oraya girmek imkansızdı ve ikinci depremde adamcağız rahmetli oldu. Ondan sonra mahallemdeki enkazlar yanına 5’er dakika gidebildim. Gidemedim çünkü burada da cenazeler çıktığı için ayrılamadım. Hala aklıma geldikçe ürperiyorum, çok acı günlerdi. Çok trajik olaylar yaşadık, Allah bir daha göstermesin diyorum” diye konuştu.

    “Bu köşe bizim için acı bir hatıra oldu

    Muhtarlık binası içerisinde oluşturduğu köşede hatıraları yaşattığını belirten muhtar Sesli, “Muhtarlık binamız içerisinde bir stant yaptık. Burada çöken binalardan çıkan üç kat malzeme vardı. İnsanlar tanıdıkları gelip aldılar. Kalanlarda bunlar. Halen gelip alan oluyor. Dün bir albüm vardı bir yakını gelip aldı. Bazı vatandaşlarımızda gelip bakıyor fotoğraf kitap veya başka bir eşyası var ama kalsın diyor. Acı bir hatırası oldu. Yıkılan binalardan bir çocuğumuzun pateni çıktı. O çok etkilemişti bizi. Mesela bir kedimiz vardı. Enkazdan uzun süre ayrılmadı, sonradan öğrendik ki doğum yapmış o yüzden ayrılmazmış. Bütün her yer kırık çıktı ama o kedimizin yavrusunun olduğu o çekmece sağlam çıktı. Bir ağabeyimiz vardı, depremden kurtuldu, binada ilacı vardı çıkıp aldı. Sonra aracıyla kaza yaptı rahmetli oldu” dedi.

     

  • Sokak hayvanlarına can oldu

    Sokak hayvanlarına can oldu

    Asrın felaketinde Hatay’ın Antakya ilçesi yerle bir olmuş ve şehir adeta enkaza dönmüştü. Antakyalılar’ın kenti terk etmesiyle sokak hayvanları da açlık ve susuzlukla karşı karşıya kalmıştı. Sokak hayvanları unutmayansa hayvan sever vatandaşlar oldu. Hayvan sevgisiyle ön plana çıkan Hakan Yavuz, deprem sonrası kentine dönerek enkaz kentin sokak hayvanlarına umut oldu. Yavuz, Antakya’nın sokaklarını tek tek gezerek yaklaşık 200 kediye mama dağıtıyor
    Ayakta binanın kalmadığı kent merkezinde sokak hayvanlarının yağmurdan kaçacakları bir çatı bile olmadığına dikkat çeken Hakan Yavuz, “Antakya’dan, ailemi gönderdim. Herkes gitti, ben kaldım. Hatta Mersin’den döndüm, geldim. Sokak hayvanlarını yalnız bırakmak istemedim. Sokak hayvanlarının insanlara ihtiyaçları var. Sokak hayvanları her anlamda zor durumdalar. Yağmur yağdığında kafalarını sokacak bir yer bile yok. Büyük bir trajedi. Bence insanları kurtaramadık belki bu şehri paylaştığımız bu canları kurtarabiliriz” dedi.

    “Depremin üçüncü gününden bu yana besleme çalışmalarına devam ediyorum”

    Depremin 3. gününden itibaren sokak hayvanlarına mama dağıtmaya başladığını belirten Yavuz, “Beslemeyi önceden birçok farklı noktada yapıyordum, ancak sonradan biraz azaltmak zorunda kaldım. Şu an günde en az 4 veya 5 farklı noktada hayvanlara yardım ediyorum. Ayrıca arabayla seyahat ederken de doğaçlama olarak da yardım yapıyorum. Her gün en az 200 kediye mama veriyorum ve bunun yanı sıra köpekler, kuşlar ve kumrular da dahil olmak üzere diğer canlılara da yardım ediyorum. Elimden geldiğince bu işi sürdürmeye çalışıyorum. Ayrıca, insanları da sokak hayvanlarına duyarlı olmaya davet ediyorum. Depremin üçüncü gününden bu yana besleme çalışmalarına devam ediyorum ve bu rutini hiç aksatmadan sürdürmeyi planlıyorum. Bu çabamızın bir parçası olarak kendi hayatlarımdan da fedakarlık yapıyorum” dedi.

  • Enkaz kentte KPSS maratonu

    Enkaz kentte KPSS maratonu

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde en büyük hasarı alan Hatay’da KPSS Genel Yetenek – Genel Kültür oturumu için vatandaşlar, sabahın erken saatlerinde Mustafa Kemal Üniversitesi yerleşkesine akın etmeye başladı. Yakınları tarafından sınava getirilen adaylar, üst aramasının yapılmasının ardından kontrollü olarak sınav merkezlerine alınmaya başladılar. Saatin 10.00 olmasına dakikalar kalaysa adaylar, sınav merkezine koşarak geldiler. Sağlık Bilimleri Fakültesi Sınav Merkezi’nde sınava geç kalan olmadı. Adaylar, 120 soruya 130 dakika içerisinde cevap verecek. Hava sıcaklığının etkisini hissettirdiği Antakya’da öğrenciler sınavda ter dökerken, aileler de gölge alanlarda evlatlarını beklediler.

    “Tam hazırlanmaya başlamıştım, deprem olduğu için ara vermek zorunda kaldım”

    Depremzede aday Çiğdem Şahan, asrın felaketinin ardından kitap bulmakta güçlük çektiğini ifade ederek, “Sınava hazırlanamadım çünkü kitaplarım yanımda değildi. Bulamadım kitaplarımı. Tam hazırlanmaya başlamıştım, deprem olduğu için ara vermek zorunda kaldım. Değişik duygular içerisindeyim. Çok da heyecanım yok” dedi.

    “Kızımı şehrin içinden getirmedim, psikolojisi bozulmasın diye”

    Kızını sınava getirdiğini ifade eden Cuma Yaşar, “Kızım sınava giriyor, deprem geride kaldı. Kızımı şehrin içinden getirmedim, psikolojisi bozulmasın diye. Zaten psikolojilerimiz alt üst olmuş durumda. Herkesin durumu aynı. Şehrin merkezi enkaz halinde. Bu psikolojiyle çocuklarım nasıl başarır ben de bilmiyorum” şeklinde konuştu.