Etiket: enkaz

  • Enkaz altındaki vatandaşların yardımına koştu

    Enkaz altındaki vatandaşların yardımına koştu

    Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde bir enkazla karşılaşan ekipler buradaki arama-kurtarma çalışmalarında dahil olarak 4 vatandaşı enkaz altından sağ çıkardı. Daha sonra Nurdağı’na ulaşmak üzere yeniden yola çıkan UMKE ekipleri ilçeye vardıklarında Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekipleriyle koordine olup enkaz altında kalan birçok vatandaşı sağ olarak çıkarıp hayata tutundurdular.

    Bartın UMKE ve Afet Birim Sorumlusu Yalçın Yurdusev birçok afet tecrübesi olmasına rağmen deprem sonrası karşılaştığı yıkımın benzersiz büyüklükte olduğunu ifade ederek, “Deprem olduktan sonra bize ilk telefon geldiğinde, hemen evlerimizden hazırlanıp çıkışımızı yaptık. Takriben 05.10’da Bartın ilinden çıkış yaptık. Deprem bölgesine hareket ettiğimizde biz ilk başta Göksun’dan geçerken 2. depremde enkaz oluşmuş. Enkaz başında Kırıkkale ekipleri müdahalede bulunuyordu ama sağlık ekibi yoktu. Bizde Kırıkkale Belediyesi ekipleri çalışma yaparken onlar güvenliği sağladılar. Hatta bende güvenli alandan enkazın içine girip orada bir hanımefendi vardı onu ilk başta enkazda sağlık muayenesini yaptık. Daha sonra onların çalışmasıyla beraber ilk anda 4 kişiyi sağ olarak enkaz altından çıkardık. Bizim görev yerimiz Gaziantep Nurdağı olduğu için daha sonra gelen ekiplere görevi devrettik ve Nurdağı’na geçtik. Ekipler ellerinden geldikçe çalışmalar yapıyorlardı. Birçok afette bulundum ama hakikaten kendimi aciz hissettiğim afetlerden birisiydi” dedi.

    Aslen Malatyalı olan ve Bartın’da görev yapan Uğur Dinç ise Malatya’da deprem sonrası evsiz kalan ailesinin yerine enkaz altında kalan vatandaşlara yardım edebilmek için Nurdağı’na gitmeyi tercih ettiğini belirterek, “Depremin Kahramanmaraş merkezli olduğu söylendi. Ben Malatyalı olduğum için önce ailemi aradım. Yaralı, enkaz altında kalan olup olmadığını sordum. Tabi ailemiz dışarıda kalmıştı, ben onların yanına gitmek yerine kurtarma çalışmalarına katıldım. Ailem dışarıda soğukta kaldı ama bu diğer insanlara yardım gitmesinden daha önemli değildi. Oraya gitmem gerektiğini hissettim ve hemen yola çıktım. Orada ilginç şeylerde yaşadık. Örneğin JAK köpeğinin arka ayağında arama kurtarma çalışması sırasında kesi oluşmuş. Büyük bir kesiydi. Arter kanaması vardı. Köpeği daha büyük bir merkeze götüreceklerdi. Ben acil tramva biriminde çalıştığım için köpeğin dikiş işlemlerini filan orada hallettim. Daha sonra köpek enkazlardaki çalışmalara geri döndü. Bizde Jandarma Arama Kurtarma ekipleriyle arama kurtarma çalışmalarına devam ettik, hiç ayrılmadık” ifadelerinde bulundu.

    UMKE gönüllüsü Yiğit Kerrar Yılmaz’da depremin yerle bir ettiği bölgelerdeki manzara karşısında büyük üzüntü yaşamalarına rağmen JAK ekipleriyle hızlı bir şekilde koordine olup çalışmaya başladıklarını belirterek, “Biz Gaziantep Nurdağı’na ilk girdiğimizde arkadaşlarla daha önce kendi aramızda konuşmuştuk. Bu gözler daha ne görebilir, daha ne yaşayabiliriz bilmiyoruz diye konuşmuştuk. Tabi ki manzarayı öyle görünce moral olarak bitmiştik ama Jandarma Arama Kurtarma ile hemen koordine olup birçok enkazda çalışmaya başladık. Canla başla mücadele ettik. Bir enkazdan ses aldık fakat kadın iki çocuğunun üzerine kapanmış kurtarmak için. Çocukların ikisi de hayatını kaybetmişti. Çocukları çıkardığımızda moral olarak bitmiştik ama annenin de yaşadığını görmek, eşi de olay yerindeydi aynı zamanda. Hem mutluluk hem gözyaşlarını görmek bizim için tarif edilemez bir duyguydu. Çocukların cansız bedenini görüp aynı zamanda annenin yaşıyor olmasını, o duyguyu paylaşmak hangi kelimeler tarif eder açıkçası bilmiyorum” dedi.

  • 14 katlı bina kontrollü şekilde yıkıldı

    14 katlı bina kontrollü şekilde yıkıldı

    Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli; 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerden sonra Adana’da ağır hasar gören binaların kontrollü yıkımı sürüyor.

    Bugün de Seyhan ilçesine bağlı Yeşilyurt Mahallesi’ndeki 14 katlı Doğukan Apartmanı’nın yıkımı gerçekleştirildi. Kontrollü yıkım için binanın etrafında güvenlik tedbiri alındı. Daha sonra bina, iş makineleriyle kolonlarına zarar verildikten sonra yıkıldı.

  • Aradığı altınları bulundu, sevinçle koşarken bayıldı

    Aradığı altınları bulundu, sevinçle koşarken bayıldı

    Asrın felaketi” olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Afşin’de enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Depremlerin ardından ilçede yaşayan Adem ve İsmigül Ertuğrul çiftinin evleri yıkıldı. Ertuğrul çifti, kendi imkanlarıyla enkaz altında kalan ziynet eşyalarını aramalarına rağmen bir sonuç alamadı. Bunun üzerine bölgede enkaz kaldırma çalışmalarını yürüten firma yetkilisi Kenan Mete ile görüşen aile ziynet eşyalarının bulunduğu bölgeyi tarif etti. Ailenin belirttiği bölgede arama yapan firma bir süre sonra yaklaşık 40 bin lira değerindeki altınlara ulaştı.

    Altınların bulunması üzerine Mete, aileye haber verdi. Eşyalarının bulunduğunu duyan İsmigül Ertuğrul, sevinçle koşarak gelirken baygınlık geçirdi. Bayılan kadına eşi ve çevredekiler müdahale ederek ayılmasını sağladı. Ertuğrul çiftine altınları güvenlik güçleri tarafından tutulan tutanağın ardından teslim edildi.

    Ertuğrul çifti, bölgede çalışma yapan depremin ilk gününden itibaren kendilerini yalnız bırakmayan tüm ekiplere teşekkür etti.

  • Moloz dağı büyüyor

    Moloz dağı büyüyor

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adıyaman’da yıkılan ve ağır hasarlı olduğu gerekçesiyle yıkımı gerçekleştirilen binaların enkazını kaldırma çalışmaları devam ediyor.

    İş makineleri aracılığıyla kamyonlara yüklenen molozlar, şehir dışındaki iki ayrı noktaya dökülüyor.

    Karapınar Mahallesi sınırları içerisinde yer alan Organize Sanayi Bölgesinin ön tarafındaki dere yatağına dökülen enkaz yığınları, yükselerek adeta moloz dağı oluşturdu.

  • Enkazda Kabe örtüsünü arıyorlar

    Enkazda Kabe örtüsünü arıyorlar

    Onikişubat ilçesi Haydarbey Mahallesi Azerbaycan Bulvarı’nda beyaz eşya firması olarak faaliyet gösteren iş yeri, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkıldı. İş yeri sahipleri ve çalışanları, enkazda kutsal topraklardan getirilen Kabe örtüsünü arıyor. Özel olarak tutulan iş makinesi enkazda çalışmaları günlerdir devam ettirirken, bir yandan da el gücüyle arama çalışmalarını sürdürülüyor.


    “Kabe örtüsünü arıyoruz”

    Muhammet Güller, “Şu anda her şeyden önemli olan Kabe örtümüz vardı ve önünü arıyoruz. Onun haricinde birkaç sağlam malzeme olur ise onları çıkarmaya çalışıyoruz. Tabii ki önceliğimiz Kabe örtüsü. Daha önceden patronumuzun babası Kabe’ye gitmiş ve orada bir iş adamıyla tanışmış ve daha sonra Kabe örtüsünü orada kendisine hediye ediliyor. Kabe örtümüz mağazamızın duvarını asılı olarak duruyordu. Bizim için gerçekten çok büyük önemi var, onun için burada arama yapıyoruz” dedi.

    “Kutsalımız, inşallah bulunur”

    Ferhan Kurt, “Buralar baştan sona kadar iş yeri idi. Dükkanlar vardı ve dükkanların altında da otoparklar vardı. Görevliler gerekli çalışmaları yapıyorlar. Şu an da küçük ev eşyalarımızı çıkarıyorlar ama kırılmış. Kabe örtümüz kutsalımız, depremden günümüze kadar enkazda Kabe örtümüzü arıyorum. İnşallah kısa sürede bulunur” diye konuştu.

  • 700 yıllık tarihi cami enkaza döndü

    700 yıllık tarihi cami enkaza döndü

    Elbistan’da 6 Şubat’ta yaşanan deprem, şehirden geriye enkaz yığını bırakırken, yüzlerce yıllık tarihi eserler de felaketle birlikte adeta yok oldu.
    Kentin en önemli dini ve kültür hazinelerinden biri olan 700 yıllık Ulu Cami de büyük oranda tahrip oldu. Tarihi caminin minaresi tamamen yıkılırken, kubbesi de zarar gördü. Büyük bölümü yıkılan minareden düşen taşlar, Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim’in dedesi olan Dulkadiroğlu Beyliği’nin hükümdarı Alaüddevle Bozkurt Bey’in de kabrini tahrip etti.


    Elbistan’ın simgesi konumundaki Ulu Cami’nin kapısı üzerindeki kitabeye göre cami ilk olarak, Selçuklu hükümdarı II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in emriyle Elbistan ve çevresinin valisi olan Emir Mübariziddin Çavlı tarafından miladi 1240 yılında inşa edildi. 1507 yılında Şah İsmail’in istilası sırasında Elbistan’daki bütün han, hamam, medrese, kale, köprü, saray vs. ile birlikte önemli ölçüde tahrip edildi.


    Dulkadiroğlu Beyliği’ne yıllarca başkentlik yapan Elbistan’daki Ulu Cami’nin yeniden ayağa kalkması ise 1515 yılında sağlandı. Caminin duvarları, taç kapısı, son cemaat yeri ile minaresi korunmak suretiyle üzeri tamamen Osmanlı tarzı merkezi planlı kubbeler ile kapatıldı. Mimar Sinan’ın, henüz baş mimarlığa yükselmeden önce yeniçeri ocağındayken Elbistan’a bizzat gelerek kubbe yapısını incelediği ve çıraklık eserim dediği Şehzade Camii’nden itibaren bu tarzı uygulayıp daha da geliştirdiği rivayet edilen Ulu Cami’nin yıkık hali ise vatandaşları derinden üzüyor.


    Caminin yıkık halini cep telefonu ile fotoğraflayan vatandaşlar, “Şehrimizin simgesiydi’ diyerek, “Taş üstünde taş bırakmayan deprem, yüzyıllardır ayakta duran Ulu Camimizi de yıktı. 700-800 senelik bir camiydi. Elbistan’ımızın simgesiydi. 1500 yılında da yerle bir olmuştu. İçimiz gidiyor. Bu haline çok üzülüyoruz. Bayağı tahribat var. Yavuz Sultan Selim’in dedesinin mezarı da var bahçede. O mezar da zarar görmüş” şeklinde konuştular.

  • Danimarka’dan Hatay’a geldi, ailesini arıyor

    Danimarka’dan Hatay’a geldi, ailesini arıyor

    Danimarka’nın Kopenhag şehrinde yaşayan Soner Yalçın, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin haberini alır almaz memleketi Hatay’a döndü. Annesi ve ablasının yaşadığı İskenderun’daki binaya gelen genç adam, arkadaşları ve yakınları ile birlikte onları bulmak için enkazda arama çalışmasına başladı. Günler geçtikçe enkazdan birçok cansız beden çıkartıldı ancak Yalçın’ın annesi Betül Nuran Çelik ve ablası Güldem Çelik’e ya da onlara ait bir ize rastlanamadı. Tam 1 aydır aramasına rağmen ailesini bulamayan Yalçın, depremden sonraki ilk anlarda enkazdan sağ olarak çıkartılmış olabileceklerini düşündüğünü söyledi. Yalçın, silesinin bulunabilmesi için en etkili ve hızlı yolun hastanelerin yoğun bakımlarındaki hastaların parmak izlerinin alınarak sistemde eşleştirme yapılması olduğunu belirtti.

    “Bir umut, her gün buradayız”

    Kopenhag’dan Hatay’a gelerek ailesini aramaya başlayan Soner Yalçın, “Ben deprem anında yurt dışındaydım. Olayı duyar duymaz, ilk andan itibaren enkazın başına geldim. Danimarka’da yaşıyorum, Kopenhag’daydım. Haberi alır almaz, 12-13’üncü saatte itibaren enkazın başına yetiştim. O andan itibaren çalışmalara başladık. Apartmanımızda yaşayan herkesi çıkardık, sadece annem, ablam ve son katta yaşan komşularımız çıkmadı. Onlara ait herhangi bir iz de bulamadık. Her gün buradayız, bir umut. Her geldiğimde enkazdan evimin parçalarını buluyorum. Bir umut burada olur mu diye. Tüm çalışmalarda, kadavra köpeklerine kadar aramaları yaptık ama enkazda herhangi bir şeyin kalmadığını düşünüyoruz.

    Aklımdaki ihtimal şu anda bilinçleri hala kapalı halde yoğun bakımda oldukları. Şu an yoğum bakımda yatmakta olan hastalardan parmak izleri alınır ve sistemde eşleştirme yapılırsa bu şekilde bizim gibi ailelerini arayan herkese bir umut olur. Bir yardımı olacağını, en kısa ve en etkili çözümün bu olduğunu düşünüyoruz. Bu şekilde bir talebimiz var. En kısa sürede ailemize ulaşmak istiyoruz. İlk andan beri bulunmayan, kimsenin görmediği üst komşumuzu 10 gün sonra Mersin’de canlı olarak bulduk. Birilerinin çıkardığını, yardım ettiğini biliyoruz. O yüzden aynı şekilde ailemize de yardım ettiklerini düşünüyoruz. Şu anda görgü tanığı aramaya çalışıyoruz. Kendi başımıza çalışıp, görgü tanıklarına, kameralara erişip en azından o gece burada yaşananları görmek istiyoruz” dedi.

    “Bunu hiç unutmayacağız”

    Enkazda arama çalışması yaparken yaşadığı bir anı hiç unutamayacağını dile getiren Yalçın, “Çalışmaların ikinci gününde yanık bir ceset olduğu söylendi. Enkaza yanaşmak istedim ama içim gitmedi, elim ayağım oraya gitmedi. Çünkü kendi ailemin hala orada olabileceği ihtimaline karşı. Çıkan cenazenin erkek olduğu söylenince bir yandan seviniyorsunuz ama diğer yandan birlikte yaşadığınız insanlar. Biz herhangi bir komşumuza üzülemedik bile. Bunu hiç unutamayacağız. Ben depremi burada yaşamamama rağmen hala geceleri enkaz altında uyanıyorum” diye konuştu.
    Yalçın’ın ailesinden geriye ise birlikteyken mutlu anlarını çektiği bir video kaldı. Görüntüde, ablasının doğum gününü kutladıkları, videoyu çeken Soner Yalçın’ın, “İyi ki doğdun, Güldem” dediği ifadeleri yer aldı.

  • Enkaz altında kalan hayaller yeniden yeşertiliyor

    Enkaz altında kalan hayaller yeniden yeşertiliyor

    Kahramanmaraş merkezli olarak meydana gelen ve 11 ili etkileyen deprem felaketi sonrasında Samsun Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin bölgedeki çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Afetin izlerini silmeye çalışan Samsun Büyükşehir Belediyesi, bir yandan afetzede gençlere yönelik olarak da özel çalışmalar yapıyor. Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal Daire Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren ‘Büyükşehir Gençlik Hareketi’ ekipleri, Kahramanmaraş kent merkezi ve Elbistan ilçesindeki konteyner kentlerinde oluşturulan sınıflarda Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ile Liselere Giriş Sınavı’na (LGS) hazırlanan gençlere 3 bin adet yardımcı kaynak kitap desteği verdi.

    “Sınavlara hazırlanan gençlere desteğimiz sürecek”

    Deprem felaketinin ardından hızla tüm ekipleri ve imkanları afet bölgesi için seferber ettiklerini belirten Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Ekiplerimiz bölgede çalışmalarına devam ediyor. Depremin izlerini silmek için gerekli alt yapı ve üst yapı ile enkaz kaldırma çalışmalarını sürdürüyor. Vatandaşlarımıza sıcak yemek ve insani yardım malzemeleri desteğini veriyoruz. Ancak bunların dışında bölgede yaşayan gençlerimiz için de özel çalışmalar yapıyoruz. Hayatın normale dönmesi için gayret gösteriyoruz. Yüzyılın afetini yaşayan deprem bölgesindeki gençlerimiz YKS ve LGS sınavlarına hazırlanıyorlar. Biz de onlara kaynak kitap desteği veriyoruz. Yaşadıkları büyük deprem felaketine rağmen hızla toparlanmaya çalışan afetzede gençlerimizin eğitimleri için gerekli ihtiyaçlarını karşılama noktasında elimizden geleni yapacağız” dedi.

  • İslahiye’de yıkım işlemleri sürüyor

    İslahiye’de yıkım işlemleri sürüyor

    Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem, 11 kentte büyük hasar bıraktı. Birçok il ve ilçedeki binlerce yapıyı yıkan veya ağır hasara uğratan depremin ardından arama-kurtarma ve hasar tespit çalışmaları tamamlandı. Sonrasında başlatılan enkaz faaliyetleri ise sürüyor.

    Ağır hasarlı olduğu belirlenen ve acil yıkım kararı verilen binalar, alınan güvenlik önlemlerinin ardından iş makineleriyle yıkılıyor. Meydana gelen deprem sonrası İslahiye ilçesindeki yıkılan binaların enkazları, iş makineleriyle kamyonlara yüklenerek kaldırılıyor.


    Bazı vatandaşlar ise yıkıntılar arasından çıkan değerli eşyalarını teslim alıyor.

  • 27 kişiyi kurtarmışlardı, o anları anlattı

    27 kişiyi kurtarmışlardı, o anları anlattı

    Depremin hemen ardından Hatay’a giden AKUT Kocaeli ekibi, 34 kişiyle alanda bulundu. Türkiye genelinde AKUT 30 ekiple 227 kişiyi enkazdan sağ çıkarırken, Kocaeli ekibi ise 27 kişiyi yıkıntıların arasından kurtardı. Enkaz altında 1 kediye de canlı ulaşan ekipler, 17 cenazeyi de çıkardı. Bölgedeki arama kurtarma çalışmalarının tamamlanmasının ardından Kocaeli’ye dönen ekip, yaşadıkları tecrübeleri ve gördükleri manzaraları anlattı.

    “Bu deprem, tüm ekiplerimizin aynı anda operasyona çıktığı belki de AKUT tarihindeki ilk operasyondu”

    Türkiye’nin çok büyük bir afet yaşadığını söyleyen AKUT Kocaeli Ekip Lideri Abdurrahman Eke, “Belki de yeryüzünde, karada yaşanmış en büyük doğal afeti yaşadık. Benim için ayrı bir önem taşıyordu çünkü benim ailemde Hatay’da. Çocukluğumun, gençliğimin, üniversite yıllarımın bile geçtiği şehir Hatay. Deprem günü saat 04.20 sıralarında telefonum çaldı. Acil durum yönetimi sorumlumuz aradı, ‘Kahramanmaraş 7.8 deprem, hemen çıkın’ şeklindeydi deprem mesajı. Aklıma hemen ailem geldi çünkü Hatay’da deprem kuşağında ve zaten bu depremde en çok etkilenen illerden biriydi. Telefon geldikten hemen sonra derneğe geçtim, saat 04.30 civarı buradaydım. Ortalama 05.30 – 06.00 arası bütün malzemeleri araçlara yükledik. Yaklaşık iki araçlık malzememizle beraber 30 kadar gönüllümüz Yeşilköy’den intikal etmek için alana geçti. Türkiye genelinde AKUT’un 30 tane arama kurtarma ekibi var. Bu deprem, tüm ekiplerimizin aynı anda operasyona çıktığı belki de AKUT tarihindeki ilk operasyondu. Gittiğimiz zaman manzaranın bu kadar fena olacağını tahmin etmemiştik. Toplam 30 ekibimiz 227 vatandaşımızı bulundukları zor şartlardan sağlıklı şartlara canlı olarak çıkarttı. 10 tane hayvan dostumuzu canlı olarak çıkardık. 200 tane de vatandaşımızın cenazesini enkaz altından çıkardık” diye konuştu.

    “Buraya geldikten sonra bunun ne kadar ciddi bir travma olduğunu daha iyi anladım”

    Karşılaştıkları her enkaz manzarasının yürek yakıcı olduğunu ancak duygularına hakim olarak çalışmak zorunda olduklarını belirten Eke, “Ben ve arkadaşlarım, diğer ekiplerdeki bütün arkadaşlarım enkazda yapması gerekeni yaptı ve duygularına hakim olarak oradan pek çok vatandaşımızı canlı olarak çıkarmayı başardı. Beni en çok etkileyen olay; bir canlı vatandaşımızı çıkardıktan sonra orada 4 kişilik bir ailenin birbirine sarılmış halde cansız olarak çıkarılması beni çok etkiledi. Tabii ki orada bunu belli etmemeye çalıştım ama buraya geldikten sonra bunun ne kadar ciddi bir travma olduğunu daha iyi anladım. Biz hem afet öncesinde hem afet sonrasında psikososyal eğitimleri alıyoruz. Sağ olsun gönüllülerimiz, içimizde bulunan psikiyatrist ve psikolog arkadaşlar da operasyona giden bütün ekip üyelerine seans düzenlediler” dedi.

    “Olabilecek İstanbul depremine karşı nasıl müdahale etmemiz gerektiği konusunda bir çalışmamız var”

    Abdurrahman Eke, muhtemel İstanbul depremine hazırlandıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Bizim muhtemel bir Marmara depremine karşı eylem planımız vardı. Zaten AFAD’ımızın, yani devletimizin resmi arama kurtarma biriminin yapmış olduğu rutin eğitimler ve tatbikatlar var. AKUT olarak biz hem Birleşmiş Milletler’in uluslararası arama kurtarma birliğine (INSARAG) hem de AFAD’a akredite olmuş bir ekibiz. Dolayısıyla risk azaltma planlarıyla 81 ilde bu eğitimler, bu çalışmalar sürekli AFAD tarafından ortaklaşa olarak paydaşlarla yapılıyor. Bizim de AKUT olarak olabilecek bir İstanbul depremine karşı nasıl müdahale etmemiz gerektiği konusunda bir çalışmamız var. Kocaeli, Bursa, Tekirdağ, Çanakkale gibi yakın ekipler, olabilecek İstanbul depremine karşı ilk müdahale edecek ekipler çerçevesinde İstanbul’a müdahale edebilecek bir çalışmamız, eylem planımız, malzememiz, eğitimlerimiz ve hazırlığımızın hepsi tamamlanmış durumda. Fakat Kahramanmaraş depremi bize şunu gösterdi; gerçekten çok büyük bir coğrafi alanda meydana gelirse arama kurtarma ekiplerini, malzemelerini gerek AKUT olarak gerekse diğer STK’lar olarak çok ciddi sayıda artırmamız gerekiyor. Gönüllülüğe çok önem vermemiz gerekiyor”


    “Gerçekten o an canlı ihbarların çok geldiği bir andı”

    Deprem bölgesindeki çalışmaları sırasında sosyal medyadan çok sayıda ihbar aldıklarını da vurgulayan Eke, “Hem sosyal medya üzerinden ana kamptaki arkadaşlarımıza hem de sahada çalışan arama kurtarma ekipleri olarak bizlere çok ciddi ihbarlar geldi. Sosyal medya konusunda gerçekten halkımızın çok dikkat etmesi gerekiyor. Orada çok ciddi bir örnek yaşadık. Antakya’dan bir doğum ihbarı geldi, enkazın altında bir kadın var ve doğum gerçekleşmek üzere diye. Karayoluyla gitmemiz mümkün değildi ama hızlı müdahale etmemiz gerekiyordu. Hemen orada jandarma ve AFAD ile irtibata geçtik. Biz ihbarı doğruladık, jandarma ihbarı doğruldu. Çünkü bir askeri helikopterin gelip kalkması ciddi bir teyitten geçiyor. Dolayısıyla 3 arama kurtarmacı ve 3 doktor arkadaşımızla beraber bölgeye gittik. Bölgeye gittiğimizde belli bir noktada helikopter bizi indirdi. Belli bir noktadan sonra araçla gitmek mümkün değildi. Sağ olsun vatandaşların da yardımıyla malzemeleri oraya götürdük ama enkaz altında olan kadının eşi maalesef bize, ‘Eşim hayatını kaybetti, ben sadece cenazesini çıkarmak için böyle bir ihbarda bulundum’ diye söylemişti. Gerçekten o an canlı ihbarların çok geldiği bir andı. Çünkü biliyorsunuz ilk 72 saat, altın saatler bizim için çok önemli. Dolayısıyla hem zaman olarak hem de insan ve iş gücü olarak orada 7-8 saat kaybettik. Belki bunu başka bir enkazda canlı çıkarmaya yönelik harcayabilirdik. O yüzden sosyal medyadan yapılan ihbarlara vatandaşlarımızın dikkat etmesi gerekiyor. Doğruluğundan emin olmadıkları hiçbir ihbarı yapmazlarsa hem bizim hem de diğer arama kurtarma ekiplerinin işlerini kolaylaştırırlar diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.