Etiket: enkaz

  • 637 saat sonra enkazdan 2 keçi kurtarıldı

    637 saat sonra enkazdan 2 keçi kurtarıldı

    Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ilde büyük yıkıma yol açtı. Depremlerde 45 binin üzerinde can kaybı yaşanırken, enkazlardaki arama kurtarma çalışmalarından mucize kurtuluş haberleri de geldi.

    Nurhak ilçesinde, depremlerin ardından yürütülen arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları sırasında, depremden 637 saat sonra 2 keçi canlı kurtarıldı.

    Barış Mahallesi’ne bağlı Alçiçek mezrasında enkaz kaldırma çalışması yürüten Muş ekibi, enkazdan gelen hayvan sesi üzerine iş makinelerini durdurdu.
    Sesin geldiği noktayı titizlikle açan ekiptekiler, besici Cennet Polat’a ait olduğu belirlenen 2 keçiye canlı ulaştı.Enkazdan çıkarılan keçilere veteriner hekimler tarafından yapılan müdahalenin ardından su ve yem verildi.
    Sahibi şehir dışında olan hayvanlar, mahalle muhtarına teslim edildi.

     

  • “Her yerden ‘bizi kurtarın’ sesleri geliyordu”

    “Her yerden ‘bizi kurtarın’ sesleri geliyordu”

    Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin ardından yakınlarını ve evlerini kaybeden depremzedeler, tüm Türkiye’de olduğu gibi Bitlis’te de yurt, otel, misafirhane ve yakınlarının yanlarına yerleşiyorlar. Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan 10 kişilik Çatak ailesi de büyük afeti atlatıp, geride sevdiklerini, evlerini, hatıralarını bırakarak Bitlis’te yaşamaya başladılar.

    Depremzede Şakir Çatak, 04.17’deki depremde ağabeyi, yengesi ve üç yeğenini kaybetti. Kendisi, eşi, çocukları ile anne ve babasıyla beraber depremden kurtulan Şakir Çatak, Bitlis’teki baldızı ve bacanağının evine geldi. Yaşadıkları dehşet anlarını İHA’ya anlatan Şakir Çatak, Antakya’nın artık insanların bildiği kadim ve medeniyetler şehri olmadığını söyleyerek, “6 Şubat’taki depremde Hatay’daydık, Antakya’da oturuyoruz. 04.17’deki depremde oldukça kötü sallandık. İlk olarak çocukları çıkarmaya çalıştım. Çocukları çıkardıktan sonra mahallede her yerde bağıran çağıranlar vardı.

    Etrafımıza baktığımızda hiçbir bina kalmamıştı. Binadaki insanlara yardım etmeye çalıştık ama insanoğlunun gücü bir yere kadar, çok fazla bizim yapacağımız bir iş değildi. Kayınpederimin evleri yıkılmıştı onlara yardıma gittik. O anda aklıma büyük ağabeyim geldi. Onlar yeni bir eve taşınmışlardı. Oraya gittiğimizde baktık ki binalar yıkılmış mahallemizde hiç bina kalmamış. Ağabeyimi çıkarmaya çalıştık ama birinci katta oldukları için pek faydalı olamadık. Havanın aydınlanmasını bekledik. Diğer insanlara yardımcı olmaya çalıştık. Üçüncü ve dördüncü katlardan aldığımız insanlar, bebekler ve çocuklar oldu. Anlatılmaz çok zor bir süreçten geçtik. Depremin altıncı gününde ağabeyim, üç yeğenim ve yengemi vefat etmiş şekilde bulduk. Allah’a şükür cenazelerini bulduğumuza sevindik. Çünkü cenazesini bulamayan insanlar vardı. Antakya durulacak gibi değildi. Antakya insanların bildiği kadim ve medeniyetler şehri değil artık. Daha önce görenler bilir ne kilise ne de camilerin hiçbiri yok artık. Antakya yerle bir oldu, bizde duramadık artık ve Bitlis’e geldik. Burada baldızımla bacanağım var, sağ olsun Bitlislilerde bize kucak açtı. Allah razı olsun hepsinden. Burada bir müddet kalacağız, duruma göre de hareket edeceğiz. Çocuklarımızla beraber 10 kişi geldik. Şu an Bitlis’teyiz Bitlis halkına da teşekkür ederiz” diye konuştu.

    Şakir Çatak’ın eşi Süheyla Çatak ise depremden sonra dışarında sadece ‘bizi kurtarın’ sesleri geldiğini belirtti. Depremden sonra evinde ne kadar çorap ve terlik varsa insanlara dağıttığını söyleyen Süheyla Çatak, “Deprem olduğu saatte yağmur da yağıyordu. Çok fazla sarsılıyorduk. Eşim önce 72 yaşındaki kayınvalidemi indirdi. Sonra çocuklarla biz indik. Ama her yer hem karanlık hem de yağmurluydu. Çok felaketti, her yerden ‘bizi kurtarın’ sesleri geliyordu. Evden indikten sonra zorda olsa bir yere sığındık. Sarsıntılar zaten hep oluyordu. Daha sonra babamlar geldi, erkek kardeşim ve ailesini çıkarmaya gittik. Diğer kardeşimle beraber çöken binanın camında kardeşimi, gelinimizi ve çocuğunu çıkardık” diye konuştu.

  • Milli yer altı görüntüleme cihazı

    Milli yer altı görüntüleme cihazı

    Türkiye, “yüzyılın felaketi” olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. İlki 7,7, ikincisi 7,6 büyüklüğünde meydana gelen depremler; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay’da büyük yıkıma yol açtı. Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda, sektörün birçok firması da kabiliyet ve teknolojileriyle sahada arama kurtarma faaliyetlerine destek oldu. Türk savunma sanayiinin geliştirdiği teknolojik kabiliyetler ve sistemler, AFAD ile koordineli şekilde ihtiyaç olan yerlere sevk edilip arama-kurtarma ekiplerinin kullanımına sunuldu.

    Savunma sanayisinin geliştirdiği; yer altı görüntüleme, tespit ve analiz cihazları, duvar arkası radarlar; çeşitli tip ve özelliklerde kamera sistemleri, göçük altı görüntüleme cihazları, çubuk kamara, termal kamera, güneş enerjili kamera ve yaka kameraları arama-kurtarma ekiplerinin hızlı ve etkili bir şekilde çalışmasını sağladı.


    Bu cihazlardan biri olan, Assuva Savunma tarafından yerli ve milli imkanlarla üretilen yer altı görüntüleme ve tespit cihazları, bölgede jandarma ve sivil kullanıcılar tarafından aktif şekilde kullanıldı. Operasyonlarda, yer yüzeyinin altındaki tünel, sığınak ve depoların tespiti için kullanılan yerli ve milli imkanlarla üretilen yer altı görüntüleme cihazı; depremlerde enkaz altında kalanların yer tespitinde önemli rol oynayarak birçok insanın canlı olarak kurtarılmasına vesile oldu.

    Son teknoloji ile üretilen yerli ve milli imkanlarla yapılan yer altı görüntüleme cihazının enkaz altındaki vatandaşları bulma anlarına dair görüntüler ortaya çıktı.

  • 11. gün enkazdan çıkarılan Aleyna taburcu edildi

    11. gün enkazdan çıkarılan Aleyna taburcu edildi

    Kahramanmaraş merkezli depremin 248’inci saatinde, mahsur kaldığı binanın enkazında arama kurtarma faaliyetleri yürüten ekipler tarafından kurtarılan 17 yaşındaki Aleyna Ölmez taburcu oldu.

    Ölmez’in, enkaz altında kaldığı dönemde pelvis (leğen) kemiğinin kırıldığı, bu sebeple bir operasyon geçirdiği ve ameliyatının da başarılı bir şekilde tamamlandığı belirtilmişti. Bu çerçevede hastanedeki tedavisi tamamlanan ve taburcu olan Ölmez’in son durumu hakkında Ankara Üniversitesi Rektörü Necdet Ünüvar açıklamalarda bulundu.

    Ölmez’in enkazdan çıkarıldıktan hemen sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk uzmanı ekipleri tarafından ilk müdahalesinin yapıldığını hatırlatan Ünüvar, “Yoğun bakımda 3 gün kadar tedavi ettik. Yoğun bakım süreci esnasında leğen kemiğindeki sorundan dolayı ortopedi doktorlarımız tarafından o bölgeye bir fiksatör takıldı. Bir yandan da diğer hususlarla ilgili ufak tefek sağlık sorunları vardı, onlarla ilgili de tedaviler yapıldı. Kısa süre içerisinde normal beslenmesine başladı. Serviste de yaklaşık 12 gün kadar takibini yaptık. Bugün de Aleyna’yı taburcu ederek gönderiyoruz.” diye konuştu.

    “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aleyna’yı bir daha ziyaret edeceğini dile getirmişti”

    Ünüvar, Ölmez’in depremde umut kaynağı olduğunu ifade ederek, “Aleyna’nın durumu kamuoyu tarafından çok yakından takip edildi. İlk andan itibaren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önce Aleyna’nın teyzesi Güler Hanım’la görüştü, sonrasında ise Aleyna ile görüştü. Aleyna’ya geçmiş olsun dileklerinde bulundu ve bir daha ziyaret edeceğini dile getirmişti” ifadelerini kullandı.

    “Aleyna’nın bu süreci sağlıklı olarak atlatması için gerekli gayreti sarf edeceğiz”

    Taburcu edildikten sonraki süreçte de Aleyna Ölmez’i takip etmeye devam edeceklerini dile getiren Ünüvar, sözlerine şöyle devam etti: “Hem tıbbi açıdan hem de psikososyal destek anlamında, Sağlık Müdürlüğü ve Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğümüzle çok yakından konuyu takip edeceğiz. Geçtiğimiz sürede de yine hem İl Sağlık Müdürlüğümüze hem de İl Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğümüze çok teşekkür ediyoruz. Sürekli bir ekiple hastalarımızı ziyaret ettiler. Onların tabii sadece tıbbi yönünü değil, her türlü ihtiyaçlarını yakından takip ettik. Bundan sonra da devletimiz takip edecek. Aleyna’nın bu süreci sağlıklı olarak atlatması için gerekli gayreti sarf edeceğiz.”

    “Buraya ilk geldiğimde çok korkuyordum”

    Hastaneden taburcu olan 17 yaşındaki Aleyna Ölmez, hastanedeki tüm doktorlara ve hemşirelere teşekkür ederek, “Çok ilgiliydiniz. Buraya ilk geldiğimde çok korkuyordum. Hiç gelmediğim bir şehir, hiç bilmediğim bir yer. Ne yapacağımı da bilmiyordum ama hiç yabancılık çekmedim. O kadar ilgiliydiniz ki bunun için teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Ayrıca, Aleyna şu anda 11’inci sınıfta olduğunu, önümüzdeki sene üniversite sınavına gireceğini ve ileride psikolog olmak istediğini de belirtti.

    “11 gün boyunca hiçbir şey yiyip içme şansım olmadı”

    Bir gazetecinin, 11 gün boyunca enkaz altında nasıl kaldığını ve taburcu olması sonrasında nasıl bir yol izleyeceğini sorması üzerine Ölmez, “11 gün boyunca hiçbir şey yiyip içme şansım olmadı. Ortam falan da karanlıktı. Bir de ayrıyeten ben odamda depreme yakalandım. Pek hareket şansım da olmadı. Bir şey yiyip içemedim. Herhangi bir açlık ya da susuzluk hissettiğim zaman uyudum. Genelde uyuduğum için de pek bir şey hatırlamıyorum. Vaktim genelde uyuyarak geçti. Bundan sonraki süreçte de yine teyzemle beraber yaşayacağım. Şu anlık kesin değil ama Ankara’da kalmayı düşünüyoruz, fizik tedavi süreci boyunca buradayız” cevabını verdi. Öte yandan Ölmez, hastanede kaldığı sürede kendisini tedavi eden hekimlere yaptığı zambak çiçeği resmini, hastaneden ayrılmadan önce kendisini tedavi eden ekibe hediye etti.
    Daha sonra ise Ölmez, hastaneden alkışlar eşliğinde ambulansla çıkarak taburcu oldu.

  • “Enkazdakileri kurtarırken arkeologlar gibi kazdık”

    “Enkazdakileri kurtarırken arkeologlar gibi kazdık”

    Kahramanmaraş merkezli 7.7 ile 7.6 büyüklüğündeki iki deprem, ‘yüzyılın afeti’ olarak nitelendirildi. Kahramanmaraş başta olmak üzere toplam 11 ili etkileyen depremler, büyük hasar ve can kayıplarına neden oldu. Depremin en çok etkilediği Malatya ve Hatay’da arama kurtarma çalışması yürüten Van İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekipleri, 234 enkazda çalışma yaptı. 18 gün boyunca çalışma yapan AFAD ekipleri, toplam 143 kişiyi canlı olarak kurtardı. Daha önceki yıllarda ülkenin farklı notlarında meydana gelen depremler sonrası arama kurtarma çalışmalarına katılan AFAD personeli, Malatya ve Hatay’da canlı tespit ettikleri yaralıları kurtarmak için büyük zorluklar yaşadı.

    “Binalar katlanarak dönerek yıkılmıştı”

    AFAD Arama Kurtarma Teknisyeni Vedat Demir, geçmişte Van Başkale ve Elazığ depreminde çalıştıklarını hatırlattı. Depremin ilk gününde ulaştıkları Malatya’daki enkazın çok farklı olduğunu ifade eden Demir, “Binalar katlanarak dönerek yıkılmıştı. Bu yüzden çok zor şartlarda çalışma yaptık. Kolonların patladığı enkazda ortadan yol açarak canlılara ve cenazelere ulaştık. Bizim için çok büyük bir görev ve tecrübeydi. Bu zorlu görevde alnımızın akıyla çıktık” dedi.

    “Bir arkeolog nasıl çalışıyorsa o şekilde çalıştık”

    Çalıştıkları enkazda malzemeleri kaldırırken sadece saç benzeri bir şey gördüklerini anlatan Demir, “Emin olmak için baktık ve ilk etapta hayatını kaybetmiş bir vatandaş sandık. Ancak hafif hafif yaklaşınca ses geldi. Burada 6 saat boyunca bir arkeolog nasıl çalışıyorsa o şekilde çalıştık. Mehmet ile konuştuğumuzda annesinin de ayak bölgesinde olduğunu söyledi. Teyzemin de yaşadığını tespit ettik. Çalışma yaptığımızda teyzenin de kapı aralığına sıkıştığını ve zor durumda olduğunu gördük. 6 saat sonra çok şükür Mehmet’i de annesini de sağ olarak çıkardık. Sonrasında sağlıklı olduklarını da öğrendik” diye konuştu.

    “Tarif edilemeyecek bir duygu”

    Hamit Yıldız isimli AFAD Arama Kurtarma Teknisyeni ise 2011 yılında meydana gelen Van depreminde de arama ve kurtarma çalışmalarına katıldığını belirterek, “Asrın felaketi’ olarak nitelendirilen bu deprem büyük bir felaketti. Malatya’ya ilk ulaştığımızda çalışma yaptığımız Hayat Sitesinde ilk etapta bir kişiyi sağ olarak kurtardık. Bir insanı o enkazdan sağ olarak kurtarmak tarif edilemeyecek bir duygudur” şeklinde konuştu.

  • Enkazdan ”Çığlık sesi geldi” ihbarı

    Enkazdan ”Çığlık sesi geldi” ihbarı

    Kahramanmaraş 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerden etkilenen Gaziantep’in İslahiye ilçesinde vatandaşlar bölgede bulunan polislere depremde yıkılan bir binanın enkazından çığlık geldiğini söyledi.

    Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, ihbar üzerine Demokrasi Meydanı yakınlarında bulunan binanın enkazına gitti. Enkazda arama yapan ekipler, bir süre ise dinleme yaparak sesi ve geldiği yönü tespit etmeye çalıştı.

    Depremin ardından geçen 24 gün sonra gelen ihbar üzerine heyecanlanan ekipler, yaptıkları araştırmada gerçeği kısa sürede tespit etti. Sesin yırtıcı bir kuşa ait olduğunu, kuşun ise enkazın yanında bulunan hasarlı ve boşaltılan bir binada yuva yaptığını tespit etti.

    Çığlığa benzeyen sesin kuşa ait olduğu belirlenmesi üzerine ise ekipler, diğer enkaz çevreleri ile ara caddelerde devriye attı.

  • Enkazdan ”çığlık sesi geldi”

    Enkazdan ”çığlık sesi geldi”

    Kahramanmaraş 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerden etkilenen Gaziantep’in İslahiye ilçesinde vatandaşlar bölgede bulunan polislere depremde yıkılan bir binanın enkazından çığlık geldiğini söyledi. Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, ihbar üzerine Demokrasi Meydanı yakınlarında bulunan binanın enkazına gitti.

    Enkazda arama yapan ekipler, bir süre ise dinleme yaparak sesi ve geldiği yönü tespit etmeye çalıştı. Depremin ardından geçen 24 gün sonra gelen ihbar üzerine heyecanlanan ekipler, yaptıkları araştırmada gerçeği kısa sürede tespit etti.

    Sesin yırtıcı bir kuşa ait olduğunu, kuşun ise enkazın yanında bulunan hasarlı ve boşaltılan bir binada yuva yaptığını tespit etti.
    Çığlığa benzeyen sesin kuşa ait olduğu belirlenmesi üzerine ise ekipler, diğer enkaz çevreleri ile ara caddelerde devriye attı.

  • Azerbaycanlı asker yaralanmasına rağmen devam etti

    Azerbaycanlı asker yaralanmasına rağmen devam etti

    Kahramanmaraş’ın Elbistan ve Pazarcık ilçesinde 6 Şubat günü meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerden 11 il etkilendi. Depremin duyulmasının ardından Azerbaycan’dan 750 kişilik arama-kurtarma ekibi Kahramanmaraş ve Hatay’a intikal etti. Depremin ilk gününden bu yana uyumadan çalışan ekipler, 53 canı kurtardı. Aliyev Nur isimli asker ise arama-kurtarma çalışmasının ilk gününde enkaz altında canlı olduğu bilgisi üzerine çalışma yaparken, bacağına beton düşmesi sonucu yaralandı. Nur, ülkesine dönmek yerine bu zamana kadar deprem bölgesinde çalışmaya devam etti. Yaralandığı enkazdan, bir vatandaş canlı olarak çıkartıldı. Nur, o günden sonra yaralı halde çalışmalara katılarak birçok canı kurtardı.


    Nur, bugün 243 askerle birlikte memleketine dönerken, Adana Valisi Süleyman Elban tarafından uğurlandı. Elban, askerin çok büyük bir kahramanlık yaptığını söyledi. Nur ise, enkazdan canlı olduğu bilgisi üzerine çalışma yaparken yaralanıp o günden sonra da çalışmaya devam ettiğini belirterek, arkadaşlarının o kişiyi enkazdan canlı çıkardıklarını söyledi.

  • Deprem sonrası kediler enkazı terk etmiyor

    Deprem sonrası kediler enkazı terk etmiyor

    6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremde Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ depremden etkilenen iller olmuştu. Depremin yaraları sarılmaya devam ederken enkaz kaldırma çalışmaları da tüm hızıyla devam ediyor. Adıyaman’ın Karapınar Mahallesi Bağdere Caddesi üzerinde bulunan ve depremden yıkılan bir binanın enkazında 10’a yakın kedinin olduğunu görenler bu durum karşısında hayrette kalıyorlar.

    Enkazdan bir saniye olsun bile ayrılmayan kediler miyavlayarak enkaz etrafında dolaşıyorlar. Kedileri enkazdan almak isteyen vatandaşlar kedilerin kaçışması sonrası alana, mama ve su bırakmak ile yetiniyorlar. Iğdır’dan deprem bölgesine gönüllü çalışmaya giden Celal Gülten, kedilerin her gün burada miyavlayarak sanki bir şey aradığını belirterek, “Depremden dolayı bu ev bu hale geldi. Burada daha önce 10’a yakın kedi vardı.

    Burası enkaz olduğu halde kediler burayı terk etmiyor. Herhalde ev sahibi bu kedileri beslediği için gitmiyorlar. Sürekli burada enkazın başında bekliyorlar. Biz bazen burada onlara kedi maması vermeye çalıyoruz. Kedileri bir türlü kurtarmaya çalıştık gelmiyorlar” dedi.


    Kedilere mama vermek ile yetindiklerini belirten Süleyman Bozkurt, “Biz Iğdır’dan buraya gönüllü olarak çalışmaya geldik. Bu enkaza denk geldik. Şu an burada kediler var. Bu enkazdan ayrılmıyorlar. Biz ne kadar ettiysek bizden kaçıyorlar bizde mama getirerek veriyoruz” dedi.

  • BUÜ’lü mühendisler deprem bölgesinde

    BUÜ’lü mühendisler deprem bölgesinde

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, BUÜ’deki inşaat mühendislerini bina hasar tespit çalışmalarında yer almaları amacıyla Malatya’da görevlendirdi. Bölgeye giden BUÜ’lü inşaat mühendisleri, mahalli ve özel niteliğe sahip kamu binalarında hasar tespiti yaptı. Çalışma sonucunda hazırlanan teknik rapor, Bakanlık yetkililerine iletildi.

    BUÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden oluşan ikinci ekip ise TÜBİTAK 1002-C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı çerçevesinde depremden etkilenen sahil illerinde görevlendirildi. TÜBİTAK MAM tarafından desteklenen “Deprem Bölgesi Sahil İllerindeki Su ve Dayanma Yapıları ile Bina Hasarlarının İncelenerek Nedenlerinin Araştırılması” başlıklı proje çerçevesinde gerçekleşen saha inceleme çalışması tamamlandı.

    Bu çerçevede başta Adana, İskenderun ve Antakya olmak üzere kıyı şehirlerinde meydana gelen hasarlarla ilgili gerekli inceleme ve ölçümleri tamamlayan ekip, deprem bölgesinden elde edilen verilerden yararlanarak hasarların nedenleri, bunların yol açtığı olumsuzlukların irdelenmesi ve alınabilecek önlemleri içeren teferruatlı bir rapor hazırlayarak TÜBİTAK’a sunacak.