Erzincan’ın İliç ilçesinde 13 Şubat tarihinde bir maden ocağında meydana gelen toprak kaymasında göçük altında kalan 9 işçi için arama çalışmalar çalışmaları heyelan riski nedeniyle durdurulmuştu. Sahada heyelan riskini ortadan kaldırmak için çalışmalar sürerken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Heyelan riski olan toprak kütlesine müdahale çalışmalarımız hızla devam ediyor” notuyla maden sahasının içerisindeki çalışmalardan görüntü paylaştı. Paylaşılan görüntülerde maden sahasının içerisinde hummalı bir çalışmanın olduğu görüldü.
Etiket: erzincan
-
Arama çalışmalarına ara verildi, zehirli atığa rastlanmadı
Erzincan’ın İliç ilçesindeki 13 Şubat tarihinde bir maden ocağında meydana gelen toprak kayması sonrası göçük altında kalan 9 işçi için başlatılan arama çalışmaları, arama faaliyeti yapılan noktalarda heyelan riskinin devam etmesi nedeniyle 19 Şubat tarihinde durdurulmuştu. Konu ile alakalı bölgede incelemelerde bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan bugün basın açıklaması yaparak son durum hakkında bilgilendirmede bulundular. Bakan Yerlikaya, konuşmasında “Erzincan maden sahasında güvenli çalışma imkanı sağlanıncaya kadar arama faaliyetlerine ara veriyoruz” dedi.
İlk olarak konuşma yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Özellikle arama faaliyetleriyle alakalı malumunuz iki gün önce halen devam eden heyelan riski nedeniyle bu süreç durmuştu. Ama bunun yanında heyelan olmuş, toprağın uygun olacak alanlara taşınmasıyla ilgili faaliyetlerimiz şu anda devam ediyor. O alanlar tespit edildi ve eylem riski de göz önünde bulundurularak bu çalışmalar şu anda devam etmektedir. Elbette en önemli önceliğimiz olan, buradaki 9 çalışanın aranmasıyla alakalı faaliyetler devam ederken aileleri sürekli bilgilendirdik. Ailelerimizi teskin etmeye gayret ettik. Hakikaten ailelerin büyük bir çoğunluğu zaten bu bölgede çalışan insanlar. Madeni hepimiz kadar bilen insanlar. Burada yaşayan insanlar. Onlar da konunun ne kadar büyük olduğunu ve ne tür zorluklarla karşı karşıya olduğumuzu gayet iyi biliyorlar. Dolayısıyla onlarla birlikte bu süreci yürütüyoruz. Onların yanında olduğumuzu bir kez daha sizlerin aracılığıyla ifade etmek istiyoruz. Onların yanında olacağımızı, bu konuda devlet olarak bu konunun tüm sorumlu taraflarının bugün ve bundan sonraki süreçte onlarla birlikte olacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bunun yanı sıra tabii olayın oluş nedeniyle alakalı soruşturmalarımıza devam ediyor. Hem idari yönden hem teknik yönden bu konunun neden meydana geldiği kök sebepleri nedir? Bunları inşallah çok kısa zamanda tespit edip kamuoyuyla sizler vasıtasıyla paylaşacağız. Bunun yanı sıra adli konudaki süreç devam ediyor. Dolayısıyla bu süreç büyük bir titizlikle, gayretle devam ediyor” dedi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, maden sahasında güvenli çalışma imkanı sağlanıncaya kadar arama faaliyetlerine ara verdiklerini ifade ederek, “Olayın ilk olduğu andan itibaren devletimiz, hükümetimiz her zaman olduğu gibi çok büyük bir seferberlik ruhuyla buraya geldi. Daha önceki basın buluşmalarımızda da ifade ettiğimiz gibi insan kaynakları açısından yaklaşık 3 bine yakın ve araç gereç iş makinesi açısından da 800’ün üzerinde bir mevcutla burada ilk andan itibaren arama kurtarmaya başladık. Bütün bunları yaparken daha önceki buluşmalarımızda da ifade ettiğimiz gibi bugün sizler aracılığıyla açıklığa kavuşturmak istiyoruz. Bu büyük bir kaza değerli arkadaşlar. Bu yığın liç alanı dediğimiz, toprağın kümelendiği alandan her iki tarafa büyük toprak kayması, yani Sabırlı Deresine akan büyük bir kütleden bahsediyoruz. 8 milyon metreküp son ölçümlerle ve onun aksi istikametinde 2 milyon metreküp mangan sahası, açık ocağa akan bir kütleden bahsediyoruz ve her iki tarafta da aradığımız canlarımız olduğunu söylemiştik. Değerli arkadaşlar, bu yığın liç alanlarının tepedeki stabilitesini devamlı surette anbean kontrol eden jeoradar yani sismik ölçümlerden bahsetmiştik. Her anını takip ediyoruz. Kayıt altına alıyoruz. Bunları bilim insanlar oluşan bir kurulumuz var. Bunlar teknik personel, sahadaki, daha önceki burayı tanıyanlar velhasıl istişaresi ve bilimi bize katkı sunacak herkes de bunu değerlendiriyoruz ve gelinen nokta şu; 3 gün öncesinde biliyorsunuz bunu paylaşmıştık sahadaki sizle buluşmamızda. Mangan sahasındaki alan ara verilmişti. Oradaki arama çalışmalarına güvenlik gerekçesiyle ve 2 günden beri de Sabırlı Vadisinde Sabırlı Deresinin oradaki arama faaliyetlerine yine ara vermiştik. Sebebi ne bunun? Sebebi şu arkadaşlar. Biz her zaman olduğu AFAD olarak AFAD koordinasyonundaki tüm arama kurtarma veya arama faaliyetlerinde önce arama işini yapan arkadaşlarımızın bu süreçte çalışan arkadaşlarımızın güvenliğini önceliyoruz. Bunu yapıyoruz. Yukarıdaki kaymaya vesile olan yerdeki hiçbir şekilde durmadığı, devamlı surette aktif ve bir önceki günden, bir önceki zamandan daha aktif hale gelmesiyle ilgili olan bir rapor ve nihayetinde buradaki çalışmaları, arama çalışmalarını inkıtaya uğradı ve dün bütün bakanlarımız bir araya gelip bilim insanlarını, teknik mühendislerimizi tekrar dinleyip nihai raporu aldığımız zaman şununla karşı karşıya kaldık. Bunu sizlerle paylaşmamız lazım. Her iki tarafta yani, Sabırlı ve manganın açık ocağındaki arama faaliyetlerine ara veriyoruz. Tekrar ediyorum. Ara veriyoruz. Ne zamana kadar? Yukarıdaki yılın iç alanındaki aktifasyon durup stabil, aşağıda güvenli çalışmaya vesile oluncaya kadar biz arama çalışmalarına ara veriyoruz” diye konuştu.
“Tehlike oluşturacak bir zehirli atığa rastlanmadı”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ekiplerinin sürekli olarak numuneler alarak ölçümler yaptığını ifade ederek şu ana kadar havada, suda, toprakta herhangi bir tehlike oluşturacak bir zehirli atığa rastlanmadığının altını çizdi. Bakan Özhaseki konuşmasında, “Olayın olduğu andan itibaren çevreden sorumlu bakan yardımcısı arkadaşımız onun riyasetinde Çevre Genel Müdürümüz, Çevre Yönetimi Genel Müdürümüz, ÇED Genel Müdürümüz, on kadar bizimle devamlı çalışan bu konuda akademisyen, bilim adamlarımız uzman arkadaşlarımızla birlikte ve elimizde bulunan son derece donanımlı aletlerimizle, mobil cihazlarımızla bu bölgeye intikal ettik. O günden itibaren olayları yakinen birebir de takip ediyoruz. Tabii bizim bakanlığımızı ilgilendiren tarafıyla bu bölgede arkadaşlarımız geldikten sonra ilk yaptıkları iş bu heyelan alanında uçan, biriken toprağın nehirle buluşmasını kesmek gerekiyordu. O anlamda menfez kapaklarını kapattılar. Sabırlı Deresi neticesinde. Sonra bu toprağın güvenli bir yere nakli için gerekli aramaları yaptılar. Çalışmaları yaptılar. Sızdırmazlıkla ilgili çalışmalarını zaten devam ettiriyorlar ve bu tespitleri de arkadaşlarımız aralıksız olarak sürdürdüler. Bir taraftan da belki en önemlisi kamuoyunun merak ettiği konu bu toprağın herhangi bir şekilde insan sağlığına, çevreye zarar var mı? Havada, suda, toprakta, tehlikeli atıklar oluştu mu? Gibi bir soruya cevap bulabilmek amacıyla da arkadaşlarımız her gün dokuz noktadan burada numune alıyorlar. Sonra bunu gereken mobil cihazımızla gerekse üç ayrı dışarıdaki yetkin laboratuvarlarda incelettiriyorlar. Şu ana kadar çok şükür tehlike oluşturacak bir zehirli atığa rastlanmadı. Bundan sonra da bu titizliği biz devam ettireceğiz. Sonuna kadar sürdüreceğiz. Herhangi bir tehlike oluşmaması için elimizden ne geliyorsa onu yapacağız. Zaten bu toprağın taşınması aşamasında taşıyabileceğimiz yerlerin tespiti dahil olmak üzere üzerimize ne düşüyorsa onları da yapacağız. Çok şükür burada bir tehlikenin oluşmaması bizim için son derece önemliydi. Bundan sonra da inşallah olmaz diye ümit ediyorum ben ama bu hiçbir zaman bizim yapacağımız çalışmalara mani değil. Burada biz bu çalışmaları titizlikle sürdüreceğiz. Yine her gün topraktan numune alacağız. Havadaki ölçümleri yapacağız. Ayrıca yer altındaki suların nehre ulaşma konusundaki tehdidini de göz önünde bulundurarak ne yapılması icap ediyor bilim adamlarımızın tavsiyeleriyle, uzmanlarımızın bu konudaki görüşleriyle istişareyle bakanlıklar arasındaki bu koordinasyonla üzerimize düşeni de yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, DSİ’nin çalışmalarının devam ettiğini belirterek, “İlk andan itibaren Devlet Su İşlerimizin yöneticileri ve mühendisleri burada bir acil eylem planı oluşturdular. Bu acil eylem planına istinaden önce yüzey sularının baraja akmamasıyla alakalı sedde yapılmaya başlandı. Şu anda 8 metreye ulaştı. 11 metreye kadar ulaştıracağız. Bunun önünde ve arkasında birikme ihtimali olan suları da atık havuzuna aktarmak üzere bir pompaj sistemi de kurulmuş vaziyette. İkinci olarak bunun daha da önünde gelecek olan yağışları da depolama amacıyla yaklaşık şu an için planlamalar 30 metre yüksekliğinde adeta küçük bir baraj inşa edilecek. Bunun dışında da bu maden sahasının bir üst tarafında gelecek olan temiz suların yani yağmur suları olabilir ya da normal akış olabilir. Bunların da alana girmemesi için bir bypas sistemi şu anda planlanıyor. Arkadaşlar da bununla ilgili çalışmalara başladılar. Maden sahasının üst tarafında, orada da adeta küçük bir baraj inşa edeceğiz. Gelen suları burada tutup daha sonra da alanın dışından büyük borularla alana hiçbir şekilde değmeyecek şekilde bypass sistemiyle normal diğer tarafa adeta farklı bir akış olarak, suyun akışını yönlendirmiş olacağız. Şu an itibariyle herhangi bir şekilde yüzey sularından normal baraja ya da herhangi bir yere akan bir su söz konusu herhangi bir tehlikede arz edecek bir durum yok. Arkadaşlarımız şu anda çalışmalara devam ediyorlar. En kısa zamanda bunlarla ilgili işler de bitirilmiş olacak” şeklinde konuştu.
Son olarak konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da, konuşmasında şunları kaydetti; “Çalışmayı Sosyal Güvenlik Bakanlığımız olarak gerçekleştirdiğimiz faaliyetler hakkında kısa bilgiler sunacağım. Bildiğiniz gibi bütün iş yerlerinde ve üretim çağlarında bizim için en önemli konulardan bir tanesi, çalışanlarımızın güvenliği ve sağlığıdır. Bu konuda önlemleri alıyoruz ve taviz veremediğimiz bir konudur bizim için. Çalışanlarımızın sağlığı güvenliği noktasında. Daha önce de ifade ettim. Teftiş Kurulu Başkanlığımız ve başmüfettişlerimiz eşliğinde şu an incelemelerimiz, araştırmalarımız devam ediyor. Bu çerçevede olayın gerçekleşmesinde ortaya çıkan kök nedenlerin bulunması noktasında da müfettişlerimiz çalışmalarını sürdürüyor. Şunu da ifade etmek isterim. Tabii olayla ilgili idari ve hukuki süreç devam ediyor. Ancak müfettişlerimizin hazırlayacağı raporlar belli bir zamanı alacaktır. Ama en son noktada burada ihmali ve kusuru olan kim varsa hukuk önünde gerekli hesabı vereceğini de ifade etmek isterim.”
-
Erzincan’da heyelan riski nedeniyle çalışmalar durdu
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Erzincan İliç’teki maden faciasında kaybolan 9 işçiyi arama çalışmalarındaki son durum hakkında açıklama yaptı.
Bakan Bayraktar, dün gedecen itibaren heyelan riskinin yoğunlaştığını bu nedenle iki noktada arama faaliyetini durdurduklarını kaydetti.
Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son 3-4 gündür söylediğimiz şekilde sahada çalışma şartları çok zorlu. Heyelan riski ile karşı karşıyayız. AFAD’daki kardeşlerimizi risk altına almadan ve emniyet koşullarından taviz vermeden çalışmaları sürdürmeye devam ettik.
Dün geceden beri heyelan riski biraz daha yoğunlaştı. O yığının kaymamış bölgelerinde ciddi bir hareketlilik var. Bu risklerden dolayı şu anda sahada arama faaliyetlerini durdurmuş durumdayız. Bu çok ciddi boyutta gördüğümüz risklerden bir tanesi.
Bugün itibarıyla Çevre Şehircilik Bakanlığımızın buradaki laboratuvarlarında ve Ankara’ya gönderdikleri numunelerde endişe edilecek bir olumsuzluk söz konusu değil.
Diğer günlerde olduğu gibi bugün de bu alanda çok şükür bir sıkıntı görmüyoruz. Baraj tarafındaki çalışmalarımızı yoğun bir şekilde devam ettiriyoruz.”
Heyelan risklerini nasıl ortadan kaldırırız, ona gayret ediyoruz. Bu konuda belki yarın sabah ve öğlene kadar yapacağımız çalışmalarda daha net bir tablo önümüze koyacağız gibi gözüküyor.
Şu anda bu yoğun heyelan olmuş toprağın kaldırılması ve istifleneceği yeni alanla alakalı birkaç alternatif üzerinde çalışıyoruz. Birkaç lokasyon var tespit ettiğimiz. Heyelan riski ortadan kalktığı zaman bu toprağın oraya aktırılmasıyla ilgili süreci başlatacağız.”
İçişleri Bakanı Yerlikaya ise şu bilgileri paylaştı:
“Planımız var. Burada kayan kütleden drone radarla beraber çalışmalarımız devam ediyor. Tüm arama kurtarma çalışmalarında olmazsa olmaz önceliğimiz var. Arama kurtarmadaki insanlarımızın can güvenliği. Bu çalışmayı yapan bir arkadaşımızın bile canına helal gelmesin diye sürekli ölçümler yapılıyor. Bir alarm sistemi de var. Kaymayan ama kayma ihtimali olursa diye bir uyarı mekanizması var.
Mangan ocağı ile ilgili ilk anından itibaren orada duran kütlenin stabil olmadığını görünce arama faaliyetini durdurduk. Bir kısmının stabil olmadığını gördük. Önce güvenlik ilkesi ile çalışmalarımıza devam ediyoruz.
İlk günden itibaren hep olumlu haber vermek gayretindeyiz. Ama böyle bir gerçek var. Stabil bir alan olsa her gün kaç araç naklettiğimizle ilgili haber veririz ve toplam kütleyi ne kadar sürede aktarabileceğimizi söyleyebilirdik. Mangan’daki arama faaliyetini maalesef durdurduk. Çevre Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki, Tarım ve Orman Bakanımız ve Çalışma Bakanımız buraya gelecekler.”
-
Konut satışları düştü
Türkiye genelinde konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,8 azalarak 80 bin 308 oldu. Konut satışlarında İstanbul 13 bin 423 konut satışı ve yüzde 16,7 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 6 bin 709 konut satışı ve yüzde 8,4 pay ile Ankara, 5 bin 250 konut satışı ve yüzde 6,5 pay ile Antalya izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 17 konut ile Ardahan, 38 konut ile Hakkari ve 40 konut ile Bayburt oldu.
Yabancılara Ocak ayında 2 bin 61 konut satışı gerçekleşti
Yabancılara yapılan konut satışları Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 50,5 azalarak 2 bin 61 oldu. Ocak ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 2,6 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 747 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 710 konut satışı ile İstanbul ve 211 konut satışı ile Mersin izledi. Ocak ayında Rusya Federasyonu vatandaşları Türkiye’den 555 konut satın aldı.
Erzincan’da konut satışları azaldı
Türkiye genelinin ortalamasında olduğu gibi Erzincan’da konut satışları geçen yılın Ocak ayına göre azalma gösterdi. Erzincan’da geçen yıl Ocak ayında konut satışı 255 iken, bu yıl aynı ayda 246’da kaldı. 2023 yılının son ayında 528 konut satışı gerçekleşirken 2024 yılının ilk ayında satışlar yarı yarıya düşerek 246 konut satışı oldu.
-
Erzincan’da toprak tahliyesi nasıl yapılıyor?
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Erzincan’ın İliç ilçesindeki maden ocağında meydana gelen toprak kaymasında kaybolan 9 işçinin kurtarılması için başlanan toprak tahliye çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Bakan Yerlikaya, maden ocağı girişinde gazetecilere, çalışmaların üzücü olayın olduğu andan itibaren devam ettiğini söyledi.
Çalışmaların gece gündüz demeden, duraksamadan sürdüğünü ifade eden Yerlikaya, “Rakamlar devamlı değişiyor ama 2 bin 700 insan gücü, 800’ün üzerinde araç, teknoloji burada, ne ihtiyaç varsa o burada, bilgi, tecrübe, deneyim, bilim insanıyla hepsiyle beraberiz.” diye konuştu.
“Tesis 940 Hektarlık bir arazi üzerinde”
Yerlikaya, Bakanlık olarak arama kurtarma noktasında olduklarını anlatarak, şöyle konuştu:
“O 2 bin 700 arkadaşımızın içerisinde 500 arama kurtarma, bunların her biri işlerinde tecrübeli ve deneyimli arkadaşlar. Her zaman olduğu gibi her şeyin başı iş sağlığı ve güvenliği diyoruz. 940 hektarlık bir arazi üzerinde dev bir tesis burası, her bakanlık kendi görev alanını yapıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı buranın ruhsat sahibi, bakanımız sağ olsun başından beri burada. Biz de ona güç veriyoruz. Adalet Bakanlığımızın süreci belli, Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığımız süreci yönetiyor. Tarım ve Orman Bakanlığımız özellikle DSİ Genel Müdürlüğünün burada büyük bir çalışması var. 5 milyon metreküpün aktığı ve kaydığı Sabırlı Deresi’nin geldiği o alanda Sabırlı Deresi haline gelen o 3 kolun kayan toprakla bir araya gelmeden onun tahliyesiyle uğraşıyor. Belli bir noktaya geldiler ve kısa zamanda bitecek. DSİ aynı zamanda bu kayan 5 milyon metreküp toprağın önündeki yere tedbir amaçlı set yapıyor.”
“Belli aralıklarla numuneler alınıyor”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının devamlı olarak belli aralıklarla bilim insanlarıyla beraber bölgeden numuneler aldığını hatırlatan Yerlikaya, numunelerin ya Bakanlığın buradaki mobil laboratuvarına ya da Türkiye’de akrediteli laboratuvarlarına gönderildiğini anlattı.
Yerlikaya, çalışanların sağlığı ve güvenliğiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgilendiğini aktararak, “Geçmişteki iş kazasıyla ilgili onların bir denetim süreçleri var ama aynı zamanda burada yapılan şu andaki bu arama kurtarma ve toprak tahliyesiyle ilgili olan süreç, yani burada çalışan 2 bin 700 kişinin güvenliğiyle ilgili çalışıyoruz. Bununla ilgili alınan güvenlik tedbirlerinin kontrolü yapılıyor.” diye konuştu.
Yerlikaya, liç alanı bölgesine yerleştirilen 2 jeoradar ile bölgeyi sürekli takip ettiklerini söyleyerek, alarm sistemiyle bunları kontrol ettiklerini belirtti.
En ufak bir toprak kayması yaşanmadan, arama, tarama, toprak tahliyesi süreçlerinin tamamını sıkıntısız bitirmeyi arzuladıklarını vurgulayan Yerlikaya, bir an önce 9 işçiye ulaşmak istediklerini ifade etti.
Kayıp işçilerin yeri tespit edildi mi?
Kayıp işçilerden 5’inin konteyner içerisinde, 1’inin manganez ocağına düşen kamyonda ve 3’ünün başka bir araçta olduğunu aktaran Yerlikaya, “Bunlarla ilgili tam hangi noktada olduğunu bilmiyoruz ama onun etrafında ve mücavirinde olduğu bir alanı işaretledik, oraya odaklanıyoruz. Seyir tepesinden göstermiş olduğumuz, basın buluşmasını yaparken gösterdiğimiz yerde konteynerle ilgili olan şeyi arıyoruz. Yer belli oraya odaklanıyoruz.” dedi.
“50’nin üzerinde ekskavatör, günlük 1000 kamyonla hafriyat toprağı taşınıyor”
Yerlikaya, bölgede görev yapan araç sayısı hakkında da bilgi vererek, şunları kaydetti:
“50’nin üzerinde ekskavatör, günlük 1000 kamyonla hafriyat toprağını mermer ocağının olduğu güvenli ve geçici depolama alanına bir taşıma işleminden bahsediyoruz. Her gün bir öncekinden daha hızlı nasıl olabiliriz ama güvenli ortamda nasıl olabiliriz gayretiyle çalışıyoruz. Basın mensuplarımızla gece gündüz demeden her zaman bir araya geleceğiz. Tek bir niyetimiz var, doğru bilgileri zamanında aktarmak, sizler aracılığıyla milletimize aktarmak. Sizler aracılığıyla duyurulmayan hiçbir şeye de değer vermesinler. Doğruyu bizden alsınlar, biz de bunları sizler aracılığıyla milletimizle paylaşalım ki gereksiz yere tartışma konusunu uğraş alanı haline getirmeyelim.”
Bakan Yerlikaya, bir gazetecinin firari şüphelinin olup olmadığını sorması üzerine “Firari bir şüpheli bilmiyorum, şu vakitte bilmiyorum. En son adli kontrol ve yurt dışı yasağı getirilen genel müdür olduğunu sizler de haber ettiniz. Adalet Bakanımız ve buradaki Erzincan Başsavcılığımız kamuoyunu çok yakinen izliyorlar. Eğer bununla ilgili bilgilendirme ihtiyacı hissettikleri zaman kesinlikle onlardan bir paylaşım görürsünüz, zaten yapıyorlar. Şu ana kadar 3-4 paylaşım yaptıklarını biliyorum.” yanıtını verdi.
-
Maden ocağının çevre izin ve lisans belgesi iptal edildi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca, İliç’teki maden ocağının çevre izin ve lisans belgesi iptal edildi.
Karara gerekçe olarak; yaşanan heyelan olayının ardından yığın linç sahasında bulunan malzemenin Sabırlı deresi ve ocak sahasına doğru akmasından ötürü lisans şartlarının ortadan kalkmasına neden olduğunun tespit edildiğinden maden ocağının çevre izin ve lisans belgesinin iptal edildiği kaydedildi.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, arama kurtarma çalışmalarıyla ilgili son bilgileri basın mensuplarıyla paylaştı.
Bakan Bayraktar, “Manganez ocağı tarafında kamyona ait parçaları bulduk. Dolayısıyla oraya odaklanmış durumdayız.” dedi.
“SUDA HALK SAĞLIĞININ TEHDİT EDECEK BİR DURUM YOK”
Çevre konusunda olumsuz bir durum yaşanmaması için yakından takip ettiklerini belirten Bayraktar, “Dün itibariyle yaptığımız ölçümlerde bir olumsuzluğa rastlamış değiliz. 9 ayrı noktadan ölçüm alıyoruz. Halk sağlığını tehdit edecek bir durum söz konusu değil. İşin çevreye verdiği olumsuz durumları da yakın olarak takip ediyoruz.” diye konuştu.
-
Erzincan’da kayıp işçilere ait izler bulundu
İlçeye bağlı Çöpler köyündeki maden ocağı sahasında 13 Şubat’ta meydana gelen toprak kaymasında kaybolan 9 işçiyi arama çalışmaları, 4. gününde devam ediyor.
Ekiplerin izlediği güvenlik kamerası görüntüleri sonucu çalışma yapılan bazı noktalarda metal yoğunluğu tespit edildi.
Maden sahasında toprak kaymasının ilk yaşandığı yığın liç alanının arka kısmındaki “manganez ocağı” bölümü de çalışmalarda metal yoğunluğu belirlenen noktaların arasında bulunuyor.
Olay anında bu bölgedeki yol üzerinde hareket halinde olan iki aracın, toprak kaymasının etkisiyle yığın liç alanının arka bölümünde yer alan “manganez ocağı”na düştüğü değerlendiriliyor.
Derin bir oyuk halinde ve toprak kaymasını önlemek için “şev” yapılan bu ocakta araçlara ait bazı parçalar da bulundu.
TRT Haber ise toprak altındaki kamyonun bazı parçalarına ulaşıldığını ve 15-20 metre derinlikte kamyon lastiği tespit edildiğini bildirdi.
İzlenen güvenlik kamerası görüntüleri ve bulgulardan yola çıkan ekipler, kayıp 3 işçi ile 2 aracın bu noktada olduğu ihtimali üzerinde duruyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yaptığı açıklamada, “9 kardeşimizi arıyoruz.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yaptığı açıklamada, “9 kardeşimizi arıyoruz. Bu arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin, işçilerimizin 3’ünün bir lokasyonda, 6’sının diğer bir lokasyonda olduğunu tespit ettik.” ifadelerini kullanmıştı.
Siyanür tehlikesi sürüyor
Bölgede siyanür tehlikesi nedeniyle sürekli olarak ölçümler yapıldığını söyleyen Bakan Bayraktar, şu ana kadar kirlilik tespit edilmediğini söyledi ve “Halk sağlığını veya orada çalışan personeli tehdit edecek herhangi bir şey söz konusu değildir.” demişti.
8 Şüpheli Mahkemeye sevk edildi
İliç’teki maden ocağında yaşanan toprak kaymasına ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sürüyor.
Bu kapsamda altın madeni ocağını işleten şirkette yönetici ile idareci pozisyonunda çalışan ve gözaltına alınan Kanadalı J.R.G’nin yanı sıra A.C, H.Ü, M.B, Ş.D, S.D, M.T ve A.R.K’nin jandarmadaki işlemleri tamamlandı.
Şüpheliler, sağlık kontrolünün ardından İliç Adliyesi’ne götürüldü.
Cumhuriyet savcılığında ifadeleri alınan zanlılardan aralarında J.R.G’nin de yer aldığı 6’sı tutuklanmaları, 2’si ise haklarında adli kontrol tedbirleri uygulanması talebiyle hakimliğe sevk edildi.
Bu kişilerin sulh ceza hakimliğindeki işlemleri sürüyor.
AFAD’dan ilk açıklama
AFAD’dan yapılan açıklamada, 13 Şubat’ta İliç ilçesindeki bir maden ocağında meydana gelen toprak kayması sonucu, kayıp 9 vatandaşı arama kurtarma çalışmalarının aralıksız devam ettiği belirtildi.
Açıklamada, yüksek teknolojik cihazlar ile göçük altında kalan vatandaşların olabilecekleri lokasyonların belirlendiği ifade edildi.
Profesyonel ekiplerce yapılan arama kurtarma çalışmalarının belirlenen bu alanlarda yoğunlaştırıldığı kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“7/24 çalışma esaslı yürütülen faaliyetlerde, 2 bin 663 personel, 793 araç ve iş makinesi, 99 aydınlatma kulesi, 52 jeneratör, 7 dron ile georadar ve jeoradar görev yapıyor. Gelişmeleri takip ediyoruz.”
-
Orman Müdürlüğü çiftçileri fare konusunda uyardı
Son zamanlarda popülasyonu artan tarla farelerinin meydana getirdiği ekonomik zararları en aza indirmek için çalışmalarını sürdüren Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklama yapıldı.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Tarla Faresi genellikle tıknaz vücutlu, başı büyükçe, burnu basık ve kulakları kısadır. Kuyruk vücuda oranla kısa olup vücut uzunluğunun beşte biri kadardır ve başlangıç noktasından ucuna kadar kısa, seyrek ve açık renk kıllarla kaplıdır. Sırt tüyleri dip tarafta esmer gri, üste kahverengi kızıldır. Karın beyaz veya kirli beyazdır. Vücut 90-180 mm, kuyruk 18-53 mm, arka ayak 19-24 mm uzunlukta olup vücut ağırlığı 30-60 gr’dır. Deniz seviyesinden 2500 metre yüksekliğe kadar bitki yetişen hemen her yere yayılmışlardır. Tarla fareleri, 4-12 giriş deliği bulunan 10-70 cm derinlikteki toprak altı galerilerinde yaşarlar. Gece ve gündüz aktif olmakla birlikte özellikle geceleri aktiftirler. Dişileri her ay doğurabilirler. Ancak, yılda ortalama 4-6 doğum yaparlar ve her doğumda en çok 9, ortalama 5-6 yavru verirler. Gebelik süreleri 3 haftadır. Doğan yavrulardan ortalama %40 kadarı çeşitli nedenlerle ölürler. Doğumdan 15-20 gün sonra sütten kesilen yavrular kendileri beslenmeye başlarlar ve bu andan itibaren zararlı olurlar. 2-3 ay içinde ergin olurlar. Ortalama 3-4 yıl yaşamaktadırlar.
Tüm tarla, bahçe ve çayır-mera bitkileri, özellikle buğday, arpa, yulaf, mısır, yonca ile sebze ve meyvelerde zarar yapmaktadırlar. Ayrıca özellikle genç orman ağaçları başlıca konukçularıdır. Kültür bitkileri ile çayır-mera bitkilerinin yeşil aksam, tohum ve meyvelerini, ayrıca yiyecek bulamadığı durumlarda, meyvelik ve ormanlarda fidanların gövdelerini (özellikle kök boğazı) yemek, kemirmek, kesmek ve kirletmek suretiyle zarar yaparlar. Beslendikleri alandaki besin tükendiğinde başka alanlara da geçerek zararlarına devam ederler. Sıcak aylarda yeşil, serin aylarda kuru yemi fazla yerler. Ergin bir tarla faresi günde ortalama 15-17 gr yeşil, 10-13 gr kuru yem yer. Kayıp, zarar yoğunluğuna bağlı olarak %100’e kadar ulaşabilir.
Tarla farelerinin başlıca doğal düşmanları kedi, köpek, tilki, gelincik, sansar, baykuş, leylek, kerkenez, atmaca, doğan, şahin, kartal ve yılanlardır. Doğal dengenin bozulmadığı ortamlarda, bu doğal düşmanlar tarla farelerini büyük ölçüde baskı altında tutmaktadırlar. Bu canlıların korunmaları için avlanmamaları ve tarlalarda hastalık ve zararlılara karşı gereksiz olarak tarım ilacı kullanılmaması gerekmektedir. Derin toprak işlemesi, münavebe (ekim nöbeti), tarla temizliği gibi önlemlerle zarar bir dereceye kadar azaltılabilmektedir. Kapan kullanmak ve işlek delikleri su ile soldurmak suretiyle de mücadele yapılabilmektedir. Kimyasal mücadele, iklim uygun olduğu sürece her zaman yapılabilir. Ancak en uygunu ve etkili olanı, kıştan çıktıkları ve en zayıf oldukları erken ilkbahar ile kışa girişte sonbahardır. Tarla fareleriyle bulaşık alanlarda 25 metrekarede 5 işlek delik sayıldığında mücadeleye başlamak gerekirse de bitki çeşidine ve uğranılan ürün kaybının fazla oluşuna göre daha az delik olması durumunda da mücadeleye başlanabilir. Bakanlığımız İl/İlçe Müdürlüklerinden alabileceğiniz çinko fosfürlü zehirli yemler tahta kaşık veya flinta denen ayarlı kamışlarla deliklere bırakılır.
Zehirli yem uygulamasında, zehirli yemin her beslenme deliğinin içerisine 5 adet olacak şekilde, el değmeden delik içine bırakılmasına özen gösterilmelidir. Tarla faresi mücadelesinde toplu ve tarama mücadele esas olduğundan, zararlının bulunduğu alandaki bütün tarlalar ve tarla kenarları ile çevredeki sulama kanallarında bulunan işlek delikler ilaçlanmalıdır. Uygulamanın tamamlanmasından sonra, ilaçlanan alan mutlaka kontrol edilerek, fare ölüleri toplanıp derin bir çukura gömülmelidir. Ayrıntılı bilgi için çiftçilerimizin il ve ilçe tarım müdürlüklerine başvurmalarını rica ederiz.” -
“Biz deprem sandık”
13 Şubat günü Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan bir maden sahasında toprak kayması yaşandı. Yaklaşık 10 milyon metreküp toprağın kayması sonucu 9 işçi toprak altında kaldı. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine çok sayıda arama kurtarma ekipleri sevk edildi. Toprak altında kalan 9 işçiden 5’nin bir konteynerde, 3’ünün bir araç içerisinde birinin ise kamyon içerisinde olduğu açıklandı. Tonlarca toprak altında kalan 9 İşçiye ulaşabilmesi için karadan ve havadan çalışmalar aralıksız sürüyor. Adeta zamanla yarışan arama kurtarma ekipleri çalışmalarına gece gündüz demeden sürdürüyor. Çalışmalar sürerken toprak altında kalan ailelerin ise acı bekleyişi devam ediyor. Gözü yaşlı aileler, yaklaşık 43 saattir yetkililerden gelecek güzel haberleri umutlu bekliyor.
“Ciğerimiz yanıyor”
Cihat Karadağ isimli işçi deprem olduğunu sandıklarını dile getirerek, “Koştuğumuzda toprak kaymıştı. Deprem oldu sandık. Yetişemedik. Senelerdir beraber çalıştığımız, ailemiz bizim. Diyecek bir şey bulamıyorum. En az onlar kadar ciğerimiz yanıyor. Biz alt taraftaydık deprem diyerek çıktık” dedi.
-
Bakanlıktan heyelan hakkında açıklama
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Erzincan ili İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelan nedeniyle toprak altında kalan işçilerimizin Erzincan ili İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelan. Bakan Yardımcımız Sayın Faruk Özçelik ve Bakanlık Bürokratlarımız bölgeye intikal halindedir. Bakanlık olarak süreci yakından takip ediyoruz. Konuyla ilgili olarak detaylı inceleme ve soruşturma süreci için 3 başmüfettiş, 1 müfettiş olmak üzere iş müfettişlerimizi ve SGK müfettişlerimizi bölgeye sevk ettik. Devletimiz ilgili tüm kurum ve kuruluşları ile sahada gerekli çalışmaları yürütmektedir. Ülkemize ve milletimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” ifadelerine yer verdi.