Kaza, Eskişehir-Afyonkarahisar yolu üzerinde meydana geldi. Bursa’dan Alanya’ya gittiği öğrenilen yolcu otobüsü, yolun kaygan olması sebebi ile virajı olamayarak kontrolden çıkıp takla attı. Kazada ilk belirlemeler göre 1 kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı. Bölgeye çok sayıda ambulans ve ve polis ekibi sevk edildi. Yararılar, Eskişehir’deki çeşitli hastanelere sevk ediliyor
Etiket: Eskişehir
-
35 yıllık esnafı hakiki bozanın sırrı
Eskişehir’de 35 yıldır esnaflık yapan Nihat Köroğlu, havaların soğumasıyla birlikte ürettikleri bozaya talebin arttığını anlatarak hakiki üründeki en büyük sırrın doğallık olduğunu söyledi.
Yurt genelinde olduğu gibi Eskişehir’de de soğuk havalar etkisini gösteriyor. Yaklaşan kış mevsimiyle tüketim alışkanlıklarında değişiklik yaşanırken üzerine tarçın dökülerek tüketilen ve lezzetiyle dikkat çeken bozaya talep de her geçen gün artıyor.Başta mısır olmak üzere çeşitli malzemelerle imal edilen doğal Eskişehir bozası hem yurt içi hem de yurt dışından alıcı buluyor. Boza özellikle emzirme dönemindeki annelerin sütünü arttırdığına ve grip gibi hastalıklara iyi geldiğine inanılması sebebiyle tüketilirken, kilosu 120 TL’den satışa sunuluyor.
“Hakiki bozanın sırrı doğal olmasında”
Yaklaşık 35 yıldır boza imalatı yapan esnaf Nihat Köroğlu, hakiki bozanın sırrıyla ilgili konuştu. Kendilerinin meşhur Eskişehir bozasını başta mısır olmak üzere çeşitli malzemeleri kullanarak imal ettiklerini dile getiren Köroğlu, “Bozayı değişik ürünlerden yapanlar da var. Bizim bozamız gluten içermiyor, çölyak hastaları rahatlıkla yiyebiliyor.Havalar soğuyunca vücut mikroplardan dolayı boza istiyor. Hakiki bozanın sırrı doğal olmasında. Bizim kendi imalatımız, ürünü de kendimiz yetiştiriyoruz. Maya çok önemli. Market bozası değil açıkçası. Bizde tatlandırıcı bir şey yok. Doğal boza ile diğerlerinin arasındaki fark tatlandırıcı olması.
İmalat ucuz olsun diye şeker yerine glikoz katarlar. Boza öksürüğe ve gribe iyi gelir, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Tarçın attığımızda şekeri dengeler. Şu an talepler oldukça güzel. Kanada’dan tutun, Belçika’ya kadar bizden boza alıp götürenler çok oluyor. Artık yazları da bozamız bulunuyor. Ancak özellikle soğuk havalarda müşterimiz çoğalıyor” dedi.
-
Köprüdeki kaza trafiğin tıkanmasına yol açtı
Kaza, dün akşam saat 17.50 sularında Çilem Caddesi ile Ertuğrul Caddesi’ni birleştiren köprü üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, seyir halindeki bir otomobil ile karşı yönden gelen kamyon çarpıştı. Maddi hasarın oluştuğu kaza sonucunda köprüdeki trafik tamamen tıkanma noktasına geldi. Kaza sonrası yaşanan trafik sürücülere zor anlar yaşatırken, gece saatlerine kadar devam eden araç yoğunluğu mahalle sakinlerinin tepkisine neden oldu. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen polis ekipleri kazayla ilgili inceleme başlattı.
-
Trafik sorununa çözüm
AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, çevre yolunda yaşanan trafik sorunlarına yönelik çalışmalar yaptıklarını belirterek, “İmişehir OSB’de yan yol çalışmalarımız var, en kısa zamanda projeleri bitiyor. İnşallah 2025’te devreye girecek. Onun dışında 3 tane battıçıktı var çevre yolunda, onun bittiği yerde Tepebaşı kavşağımız var” dedi.
Eskişehir’de yaşanan trafik çilesine çözüm üretmek isteyen Nebi Hatipoğlu, görüşmeleri sürdürürken, hazırlanan projelerde sona gelindi. Birçok trafik çilesi ile ilgili projenin yapım çalışmaları başlayacak. Eskişehir’de çevre yolu üzerinde yeni battıçıktı ve yan yollar müjdesini veren Hatipoğlu, şehir merkezinde ise Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin seçim öncesi vermiş olduğu kuşak yollar sözünü hatırlattı.
“Çevre yoluna 4 battıçıktı ve Tepebaşı ışıklarındaki sorunu çözüyoruz”
Konuşmasında yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Hatipoğlu, “Tabii ki Eskişehir’in bir trafik sorunu olduğunu herkes görüyor. Seçimlerden önce ben belli projeler açıklamıştım; bu projeler tabii ki Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum takdirde geçerliydi ve Büyükşehir Belediyesinin inisiyatifinde olan bölgelerdeydi. Biz Karayollarımızla ve Ulaştırma Bakanlığımızla Eskişehir’de ne yapabiliriz diye ve Eskişehir’in trafiğini rahatlatmak için devamlı görüşüyoruz.Tabii bu işin teknik boyutu ve mali boyutu var. Biz şimdi teknik boyutunu geçtik. Özellikle İmişehir OSB’de yan yol çalışmalarımız var, en kısa zamanda projeleri bitiyor. İnşallah 2025’te devreye girecek. Onun dışında 3 tane battıçıktığımız var. Çevreyolunda, onun bittiği yerde Tepebaşı kavşağımız var. Tepebaşı kavşağında inanılmaz bir trafik yoğunluğu var. Oranın trafiğinin rahatlatılmasıyla ilgili bir önlem alıyoruz, inşallah bir UKOME kararı alınacak ve o trafiği oradan gidereceğiz. Onun dışında vatandaşlarımızın yıllardır beklediği çevre yolu meselemiz var. Şu an mevcuttaki çevre yolu aslında Eskişehir’in yolu olmasına rağmen şehrin dışında kaldı ve çok ciddi bir trafik yoğunluğu var.
O yüzden bizim daha önceden projelendirilmiş kuzey ve güney çevre yolları projelerimiz var. Karayolları Genel Müdürlüğümüzle yaptığımız görüşmelerde kuzey çevre yolu ve kuzey otobanı üzerinde duruyoruz. İnşallah bu kuzey otobanında İmişehir çevre yolundan gelip Bursa’dan çıkan noktadaki 41 kilometre var; Mihalgazi ve Sarıcakaya yollarının da bağlandığı. İnşallah 2025 içinde müjdeli bir haber vermeyi düşünüyoruz bununla ilgili. Tabii bugün bütçelerimiz kısıtlı ve bütçe kaynaklarımız belli, bu noktadan elimizden geleni yapmamız lazım ancak hükümetimizin yapması gereken işler dışında Büyükşehir belediyemizin de yapması gereken yollar var.
Onların da takipçisiyiz. Büyükşehir belediyesinin seçimden önce bir projesi vardı, ‘Kuşak Yollar’ diye. Bunların yapılması tabii belediyenin inisiyatifinde. Ayrıca şehir içindeki katlı kavşakların yapılması, şehir içinde tramvayın kesiştiği noktalarda tramvayın alttan geçirilmesi suretiyle trafiğin rahatlatılması lazım. Biz hükümetimiz olarak ve iktidar milletvekilleri olarak gerekli çalışmaları yapıyoruz. Bunlar gerçekleştirilince kamuoyunu bilgilendireceğiz. Ancak Büyükşehirin yapması gereken yolların da takipçisi olacağız.”
“Kuşak yollara bir an önce başlanmalı”
Şehir içi trafik sorununun Eskişehir Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda olduğunu hatırlatan Hatipoğlu, konuşmasının devamında şunları söyledi;
“Biz bir çalışma yaptık, ‘büyükşehir ne yapmalı, Karayolları ne yapmalı?’ diye. Karayolları’nın ne yapması gerektiğini aşağı yukarı netleştirdik; Büyükşehiri de netleştirdik. Büyükşehirin yapması gereken projeleri biz seçimden önce söylemiştik, bunların aynıları geçerli. Büyükşehirin hızlıca bu yatırımları yapması gerekiyor. Tabii bugün geldiğimiz noktada diğer CHP belediyelerinde de gördüğümüz gibi temsili ağırlama, konserler ve büyük organizasyonlara son yıllarda harcanan paralar inanılmaz.Bu paraların Eskişehir’de trafiğe harcanması çok önemli. Mesela geçen yıl bir Gülşen konseri yapılmıştı Eskişehir’de, çok büyük rakamlar ödendi ve yazık bu paralara. Bizim yerel sanatçılarımız var; yerel sanatçılarımız da gayet güzel konserler verebilir ve şehrimizi eğlendirebilir. Güzel organizasyonlar olması için illa büyük paralar verilecek diye bir şey yok ama biz tabii ki biliyoruz bu harcanan paraların organizasyon adı altında nerelere gittiğini. Artık bu işleri bırakıp hızlıca kuşak yollarının yapımına başlamaları lazım.”
-
Jandarmadan vatandaşlara asayiş bilgilendirmesi
Edinilen bilgiye göre, Eskişehir İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı ekipler tarafından 14 Kasım 2024 tarihinde Han ilçesinde seminer ve bilgilendirme faaliyeti gerçekleştirildi. Seminere kamu kurum personeli, STK temsilcileri ve 31 mahalle muhtarı katılım sağladı. Seminerde, ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kapsamında 5 milyon Erkeğe Farkındalık Eğitimi, KADES Uygulaması ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Siber Farkındalık, Güvenli İnternet ve Sosyal Medya Kullanımı’ ile çocuklara yönelik internet ortamında suç ve suçtan korunma yöntemleri konularında katılımcılar bilgilendirildi. Ayrıca katılımcılara görsel içerikli bilgilendirici afişler ve broşürler dağıtıldı.
-
İzciler kamp heyecanı yaşadı
Tepebaşı İklim İzcileri Programına katılan minik izciler bu kez 6 günlük kamp deneyimi yaşadı. Kampta birçok etkinliğin yanı sıra yemin töreni de düzenlendi.
Tepebaşı Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü bünyesinde yürütülen Tepebaşı İklim İzcileri Programı kapsamında, çocuklara doğa-çevre ve iklim değişikliği bilinci aşılamak amacıyla başlatılan “İklim İzcileri” programı sürüyor.
Çocukların ara tatilini daha verimli biçimde geçirebilmesi adına 9-15 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen kamp programı da renkli görüntülere sahne olarak tamamlandı. Tepebaşı Belediyesi Keskin Deneyimli Kafede gerçekleşen kampta çocuklar, önceki eğitimlerde öğrendikleri bilgileri doğada deneyimleme fırsatı buldu.Geçtiğimiz yıllardan itibaren programa devam eden öğrencilerin yanı sıra yeni öğrenciler ile birlikte 9-15 yaş arası 65 izci kampa katılım sağladı. Dolu dolu geçen kamp programında; izci düğümleri, izci marş ve şarkıları, telsiz istasyonunun öğretildiği istasyon çalışmaları, oyunlar, kamp ateşi faaliyetleri ve doğa yürüyüşleri gerçekleştirildi. Minik izciler, kamp programı kapsamında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü 86’ncı ölüm yıl dönümünde yaptıkları çalışmalar ile anarak Atatürk köşesi de hazırladı.
Yemin töreni düzenlendi
Ayrıca 23 çocuk düzenlenen yemin töreni ile kamp alanında izcilik yeminlerini etti. Kamp alanını ziyaret ederek izci yemin törenini izleyen Tepebaşı Belediye Başkan Yardımcısı Suat Yalnızoğlu da bir gelenek olarak yemin eden öğrencilerin ensesinden su döktü ve öğrencilere belgelerini takdim etti.
Burada konuşan Yalnızoğlu, “Biliyorsunuz, izcilik uygulama ile öğrenilebilen bir kültür. O yüzden de bu kamp sürecini yaşamanız çok önemliydi. Başkanımız Ahmet Ataç’a güvenerek çocuklarını bizlere emanet eden ailelerimize çok teşekkür ediyorum. Yeni dönem hayırlı olsun” diye konuştu.
Programa katılan minik izciler de “Önceden çok cesaretli değildim ve biraz utangaçtım. İzcilik bu utangaçlığımın geçmesinde çok önemli bir yer tuttu. Ayrıca bu kampta doğa becerilerimizi kazandık. İlk kez tek başımıza odun kestik. İzcilik bizler için çok güzel. Birlikte vakit geçirmek, yeni şeyler öğrenmek demek. Çok eğlenceli bir kulüp gibi. Yeni insanlar ile tanışmak, ateş dansları, veda valsi gibi birçok keyifli etkinlik gerçekleştirdik” sözlerini kullandılar. -
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9’uncu yargı paketi hakkında konuştu:
Bir dizi programa katılım sağlamak üzere Eskişehir’e gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Eskişehir Valiliği’nde açıklamalarda bulundu. Özellikle 9’uncu yargı paketi hakkında konuşan Bakan Tunç, yargı reformu strateji belgesinin ilk paketi olarak ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemelerin birkaç güne kadar gerçekleşeceğini söyledi. Ayrıca basın mensuplarının sorularını alan Bakan Tunç, kamuoyunun “Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler nerede” tepkisiyle ilgili de cevap verdi.
“Çocuklarımızın özellikle üzerinde hassasiyetle durmak gerekiyor”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Ailenin korunması ve çocuk hakları şeklinde düzenlenen maddede de çocuklarla ilgili alınması gereken tedbirler, çocukların her türlü istismardan; gerek ihmal, gerek fiziksel, duygusal istismardan korunmasıyla ilgili olarak her türlü tedbiri alma konusundaki gerek anayasal, gerek mevzuat düzenlemelerini gerçekleştirdik. Tabii, burada özellikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın önemli çalışmaları var. Tabii, adli süreçlerle ilgili olarak da zarar veren, onların özellikle hem suça sürüklenmesini önleyici tedbirler ve suça sürüklendikten sonra da onların üstün yararını gözeterek bir yargılama sürecinin yapılması hususunda çok önemli mesafeler alındı. Daha çok yapılacaklar var. Çocuklarımızın özellikle üzerinde hassasiyetle durmak gerekiyor. Onların sadece ailelerinin inisiyatifine bırakmadan, devletin asli görevi olarak geleceğimizin teminatı çocuklarımıza gözümüz gibi bakmamız gerekiyor” dedi.“Sosyal medya, yazılı ya da görsel mecralarda hakaret suçları çok yaygınlaştı”
Ardından Bakan Tunç, basın mensuplarının, “Efendim, dün Meclis Genel Kurulu’nda noterlik ve bazı yargı işlemleri ile ilgili düzenlemelerin yer aldığı teklif kabul edildi. Geçen hafta da 9’uncu yargı paketi kabul edilmişti. Bu düzenlemelerle ilgili değerlendirmelerinizi alabilir miyiz? Bir de toplumda cezasızlık algısı olarak ifade edilen durumun çözümüne dair tedbir ve düzenlemeler ne zaman yapılacak” sorusunu yanıtladı. Bakan Tunç, cevabında, “Meclisimiz, son 1 aydır hem 9’uncu yargı paketi hem de dün yasalaşan noterlik ve bazı kanunlarda değişiklikle ilgili düzenlemeleri hayata geçirmek için gece gündüz bir çalışma sergiledi. Ben buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu üyelerimize ve tüm milletvekillerimize çok teşekkür ediyorum emekleri için. Tabii, önemli düzenlemeler. Her bir maddede ayrıntı var aslında. Özellikle çok gündem olan sosyal medya, yazılı ya da görsel mecralarda hakaret suçları çok yaygınlaştı ve bu suçlar adliyeye intikal etmesi, uzlaştırma çerçevesine olması nedeniyle de suç işlenmesi çok arttı. Hakaret suçları bakımından bunu önleyecek çok önemli bir düzenlemeyi de meclisimiz hayata geçirmiş oldu. Özellikle hakaret suçlarının uzlaştırma çerçevesinden alınıp, ön ödemeye tabii tutulmasıyla beraber hususlarda önemli ölçüde azalma olacağını düşünüyoruz. Burada bir caydırıcılığın olacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede bilim adamlarıyla, hukukçu akademisyenlerle yaptığımız görüşmeler ve uygulayıcılardan aldığımız bilgiler doğrultusunda böyle bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Bu da önemli bir düzenleme” ifadelerini kullandı.“Çocukların bir meta gibi anneden ya da babadan alınmasıyla ilgili görüntüleri sona erdirdik”
Bakan Yılmaz Tunç, sözlerine şöyle devam etti:
“Yine çocuk koruma kanunuyla ilgili de 9’uncu yargı paketinde önemli bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Özellikle çocuklarla ilgili tedbirlerin uygulanmasında görev alacak personellerle ilgili düzenlemeler var. Burada sadece Adalet Bakanlığı’nın adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerindeki personel değil, aynı zamanda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndaki sosyolog, psikolog ve pedagog gibi uzman personellerin, yine Milli Eğitim Bakanlığımızda görev yapan rehberlik öğretmenleri gibi, bunların da çocuklara yönelik uygulanacak olan tedbirlerde ve çocuk teslimi gibi çocukların kişisel ilişki kurulması, velayetleriyle ilgili çocukların bir meta gibi anneden ya da babadan alınmasıyla ilgili görüntüleri sona erdirdik.”“Vatandaşlarımızdan 50 binden fazla görüş aldık”
Hem 9’uncu yargı paketi hem de son noterlik ve bazı kanunlardaki değişikliklerle kamuoyunda ceza adaleti sistemiyle ve suçla mücadeleyle ilgili konuşulan, “Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler nerede?” diye haklı olarak basından sorular geldiğini de belirten Bakan Tunç, “Bununla ilgili kapsamlı bir çalışmamız var. Şu anda yargı reformu strateji belgemiz hemen hemen tamamlandı. Vatandaşlarımızdan 50 binden fazla görüş aldık. Barolarımızdan, bilim adamlarımızdan, üniversitelerimizden, uygulayıcılarımızdan, mahkemelerin ilk derece, istinaf, Yargıtay olmak üzere tüm yüksek yargı kurumlarımızdan aldığımız görüşler neticesinde 1 yıllık hazırlık yaptık. Bu hazırlık çerçevesi içerisinde özellikle hukukun üstünlüğünü esas alan, öngörülebilir ve gecikmeyen bir adalet sisteminin tesisi konusunda çok önemli hususlara değinen bir yargı reformu strateji belgesi olacak. Önümüzdeki 4 yılı kapsayacak. 2024 ve 2028 yılları arasında ve orada kısa vade, orta vade ve uzun vade şeklinde bir takvim belirlenecek. Bu takvim içerisinde gerek mevzuat değişiklikleri, gerekse de uygulamaya yönelik çok önemli düzenlemeleri inşallah hayata geçireceğiz” şeklinde konuştu.“Ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeleri birkaç güne kadar görmüş olacağız”
Caydırıcılık açısından ve toplumun huzur ve sükûnunu bozmaya yönelik suçlarla ilgili olarak da gerek Türk Ceza Kanunu’muzda Kabahatler Kanunu’nda yeniden bir değerlendirme ihtiyacı söz konusu olduğunu da dile getiren Bakan Tunç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Bu konudaki çalışmalarımızı biz, hem uygulayıcılardan, istinaf ve Yargıtayımızın ilgili dairelerinden görüşler alarak hayata geçireceğiz inşallah ve özellikle hem akademisyenlerimizin hem de bilim komisyonlarımızın katkıları da söz konusu oldu. Milletvekillerimizin takdirlerini hazırladığımız taslak çalışmasını inşallah ibraz ederek, bu konudaki çalışmalarımıza özellikle asıl 10’uncu paket diyebiliriz artık ona. Yargı reformu strateji belgemizin ilk paketi olarak ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırmaya yönelik önemli düzenlemeleri inşallah önümüzdeki süreçte birkaç güne kadar görmüş olacağız.” -
3 aylık tedavi ile ayağa kalktı
Eskişehir’de yaklaşık 7 ay önce geçirdiği beyin felci sonrası sol kol ve bacağını kullanamaz hale gelen Selda Kurt (48), Fizyomer Terapia Estetica Denta Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi’nde aldığı tedavi ile sağlığına kavuştu. Burada uzman hekimler gözetiminde robotik yüksek teknolojili cihazlarla Kurt, bağımsız bir şekilde yürüyebilir hale geldi.
Eskişehir’de yaşayan Selda Kurt, 7 Mayıs’ta sabah uyandığında sol kolunda ve bacağında şiddetli bir uyuşukluk hissetti. Hastaneye kaldırılan 48 yaşındaki kadının kalbinden beyninin atardamarına bir pıhtı attığı ve inme geçirdiği anlaşıldı. Hastanedeki tedavisi tamamlanan Selda Kurt fizik tedavi ve rehabilitasyon için haziran ayında Eskişehir Fizyomer Terapia Estetica Denta Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi’ne geldi.
Bu sırada sol el ve sol bacağını neredeyse hiç kullanamayan Kurt’un muayenesinin ardından tedavisine başlandı. Burada uzman hekimler gözetiminde el ve kol robotları, sanal gerçeklik tedavileri gibi yüksek teknolojili cihazlarla Kurt, bağımsız bir şekilde yürüyebilir hale geldi. Yine uygulanan tedavilerle kol eklem hareketi tamamen açık hale gelen hasta, kol gücü ve elinin hemen hemen tüm fonksiyonlarını yeniden kazandı.
“Rehabilitasyon çok önemli bir konu”
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Rahmiye Berrin Akpınar, Selda Kurt’un son durumu hakkında bilgi verdi. Erken tedavinin öneminden bahseden Dr. Akpınar, “Hastamız bir inme hastası, yani beyin felci geçirmiş. Kendisi çok genç, henüz 48 yaşında. 7 Mayıs tarihinde sabah uyandığında sol kolunda ve bacağında şiddetli bir uyuşukluk hissediyor. Yataktan kalkıp toparlanmaya çalışıyor ancak yere düşüyor, hemen acil servise götürüyorlar.Osmangazi Üniversitesi’nde yapılan tetkiklerde kalbinden beyninin atardamarına bir pıhtı attığı, inme geçirdiği anlaşılıyor ve inme ünitesinde nöroloji servisine yatarak uzun süre izleniyor. Daha sonra durumu stabil hale gelince haziran ayında rehabilitasyon için bize yönlendiriliyor. Aslında ilk dönemde hiç yürüyemeyecek durumdayken, bize geldiğinde hafif destekle yürüyebilir haldeydi ancak eli ve kolu hemen hemen hiç çalışmayan bir durumdaydı.
Ayrıca hem yoğun rehabilitasyon programlarıyla hem de burada kullandığımız el ve kol robotları, sanal gerçeklik tedavileri gibi yüksek teknoloji cihazlarla kendisi artık rahatlıkla bağımsız şekilde yürüyebilir hale geldi. Kol eklem hareketi tamamen açık hale geldi, kol gücü ve elinin hemen hemen tüm fonksiyonları yerinde. Birçok günlük aktivitesinde elini kullanabilir hale geldi. Tabii burada başarı nereden geliyor? Öncelikle nörolojide erken yapılan müdahaleler, sonrasında erken rehabilitasyon için tarafımıza yönlendirilmesi sayesinde.
Çünkü bu inme hastalarında erken rehabilitasyon çok önemli bir konu. Yoğun şekilde terapi alması ve biraz önce sözünü ettiğim yüksek teknoloji cihazlarla, özellikle robotik cihazlarla beraber hastaların tedavilerine destek olmamız başarıyı beraberinde getiriyor ama tedavimiz burada bitti mi? Hayır, bitmedi. Özellikle inme sonrası ilk 1 yıl rehabilitasyon için çok önemlidir. Bu süre içerisinde ne kadar yoğun rehabilitasyon alınırsa, beyinde bir süreliğine beslenmemiş olan ve oksijensiz kalan alan kendini o kadar yenileyecektir. Dolayısıyla daha önümüzde zaman var ve hastamızın fonksiyonunu en üst düzeye taşımaya çalışacağız” dedi.
“Sol tarafım yok gibiydi ama şu anda kullanabiliyorum”
Yaşadığı süreci anlatan Selda Kurt, “Şu anda Fizyomer’de rehabilitasyon görüyorum. 7 Mayıs’ta rahatsızlandım; ondan sonra terapilerim başladı. Bir inme geçirdim. Bildiğim kadarıyla inmem epilepsinin kalbi tetiklemesinden dolayı olmuş. Beyine pıhtı attığı için inme geçirmişim. Sol kolumu, elimi ve bacağımı hiçbir şekilde hissetmiyordum.Ondan sonra tedavilere başladık, şu anda daha iyiyim. Tedavinin 3’üncü ayına gireceğim. Burası psikolojik olarak çok mutlu olduğum bir yer. Artık vücudumu daha iyi kullanıyorum. İlk geldiğimde elimi ve kolumu hiçbir şekilde kullanamıyordum, sol tarafım yok gibiydi ama şu anda kullanabiliyorum. Kendi işimi kendim görüyorum, ağırlığımı bile kaldırabiliyorum. Poşet taşıyabiliyorum, bu tarz işleri yapabiliyorum. Mesela önceden bunların hiçbirini yapamıyordum” ifadelerini kullandı.
-
‘Sarkıntılık’ iddiası ile çıkan kavgada 4 kişi yaralandı
Cumhuriyet Mahallesi Zübeyde Hanım Caddesi’nde dün gece meydana gelen olayda, iddialara göre Ghader T. ve Iman R. isimli yabancı uyruklu şahıslar, alışveriş yapmak için girdikleri markette çalışan kadına sarkıntılık yaptı. Yaşanan sarkıntılık olayının ardından marketin diğer çalışanları Soner S. ve Burak E. ile yabancı uyruklu şahıslar arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüşmesi sonucunda Ghader T. isimli şahıs, yanında taşıdığı bıçakla Soner S.’yi kolundan yaraladı.
Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Bıçakla yaralanan Soner S. ile darp edilen arkadaşı Burak E., 112 Acil Sağlık ekipleri tarafından Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kavgada darp edilen yabancı uyruklu Ghader T. ve arkadaşı Iman R. ise Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.
Polis ekipleri, olayla ilgili inceleme başlattı. -
Kediyi belinden bağlayıp ağaca astılar
İddiaya göre Vişnelik Mahallesi Şehit Güngören Bostan Sokak üzerinde bulunan bir sitenin bahçesinde Pamuk isimli bir kedi çamaşır ipi ile belinden ağaca asıldı. Site sakinlerinden Ceylin Tarım ve annesi tarafından fark edilen kedinin belini ipin oldukça sıktığı ve hayvanın bitap düştüğü görüldü. Uzun uğraşlar sonucunda yaklaşık 5 metrelik ipten kurtarılan kedi veterinere götürülürken, sağlık probleminin olmadığı anlaşıldı. Bir yaşındaki kedi şimdilerde apartman bahçesinde site sakinleri tarafından gözetlenip bakımı yapılıyor. Olayın neden ve kim tarafından yapıldığı henüz bilinmezken vatandaşlarca polise durum hakkında ihbarda bulunuldu. Öte yandan daha önce aynı kedinin annesine de ip bağlandığı ve ardında da pet şişe takıldığı iddia edildi.
“Hayvanı çözemiyorduk, üstüne bayağı düğüm atılmıştı”
Apartmanda yaşayan ve kediye bakan 21 yaşındaki Ceylin Tarım, “Bizim arka bahçemizde teller var. Hayvan bel kısmından oraya bağlanmış. Kendi hareket edemeyeceği bir biçimde iple asılmıştı. O hayvan can havliyle düşse muhtemelen asılı kalacaktı. Bunu annem fark ediyor. Geçtiğimiz günlerde saat 09.30-10.00 sularında oluyor. Ben ise bağırış seslerine kalktım. Baktığımda hayvanı çözemiyorduk, üstüne bayağı düğüm atılmıştı. Sonrasında ipi kestik, hayvanı kurtardık. Zaten bizim dışarıda ve balkonda bakıp büyüttüğümüz, beslendiğimiz hayvanlar. Veterinere de götürdük, ciddi bir sağlık sorunu yoktu ama belki biz fark etmeseydik ya da bu olayı geceden yapılmış olsaydı muhtemelen ölebilirdi. Bu 2’nciye tekrarlanan bir durum. İlkinde de aynı şekilde bağlanmıştı, ama o sefer hayvanı bir yere sabitlememişler, peşine pet şişe takmışlardı. O hayvan gece boyunca öyleydi. Hatta ciddi sorunları çıktı, daha sonrasından tedavi ettik. İki kedi de aynı annenin yavruları. Bayağı herkes tepkiliydi, yapan kimse bir daha yapmaz diye düşündük ama 2’nciye tekrarlanınca durumun ciddi olduğunu anladık. Annem de, ‘Bugün kediye böyle yapan, yarın insana nasıl davranır’ dediği için açıkçası biz de biraz tedirgin olduk. Bizim bahçede köpeğimiz var, dışarıdaki insanlara havlıyor ve hırlıyor. Bunu tanımadıklarına yapıyor. O yüzden bunu kedilere yapan kişi muhtemelen tanıdığımız birisi. Çünkü köpek sesini hiç çıkartmadı, havladığını ya da hırladığını duymadık. Şüphelendiğimiz biri yok ancak buralardan olduğunu düşünüyoruz. Acaba o kişi aynısı kendisine yapılsa nasıl hissederdi” dedi.
“Arkadaşın bu yaptığı 3’üncü oldu”
Bölgede oturan Hüseyin Karadayı ise kedinin ağaca iple bağlanması hakkında şöyle konuştu;
“Biz bu tür olaylarda failin peşini bırakmıyoruz. Kamera kayıtlarını alıyoruz, emniyete suç duyurusunda bulunuyoruz. Bu, failin ilk yaptığı olay değil. Yani arkadaşın bu yaptığı 3’üncü oldu. Biz arkadaşın kim olduğunu kameralardan tespit ettik. Zaten mahalle sakinleri de az çok kim olduğunu tahmin ediyor ama şahsın kişileri tehdit etmesi dolayısıyla açık açık ifade edemiyorlar. Bu olaydan kaçışı yok. Durumu Haydi polisine biz bildirdik. Sadece bununla kalmıyor, bu arkadaşımızın bir de havalı tüfek gibi bir tüfeği var. Onunla kedilere de ateş ediyor. Bağımlı olduğu düşünülüyor. Muhtemelen uyuşturucu ya da alkol alıyordur. Çevreyle ve apartman sakinleriyle diyaloğu da kötü. Yani normal bir insanın bu davranışları sergilemesi, 60 yaşındaki adamın böyle tehditlerde bulunması mümkün değil.”