Etiket: eylem

  • Memur sendikaları 4 gün sürecek oturma eylemi başlattı

    Memur sendikaları 4 gün sürecek oturma eylemi başlattı

    Kamu Birliği Konfederasyonu’na bağlı SAVDES-SEN ve TEÇ-SEN üyeleri tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın önünde oturma eylemi gerçekleştirildi. Eylemde memurlar, ‘3600 ek gösterge 1. dereceye’, ‘Mülakat kaldırılacak’, ‘Enflasyon farkı aylık olarak verilsin’, ‘Dışişleri Bakanlığı personeli adalet istiyor’ ve ‘Sözünüz var, YHS kaldırılacak’ yazılı pankartlar taşıdı.
    Eylemde konuşan SAVDES-SEN Genel Başkanı Tuncay Cengiz, “Bugün bizlere, memurlara verilen sözlerin hatırlatılması amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın önünde bir basın açıklaması yapıyoruz. Ve 4 gün devam edecek. 7 Kasım Perşembe gününe kadar devam edecek bir oturma eylemimizi burada başlatmış oluyoruz. Bizlere verilen dört tane temel söz var. Bunlar çeşitli şekillerde, gerek partilerin seçim beyannameleri, gerekse bizzat Cumhurbaşkanımızın yaptığı basın açıklamalarıyla dile getirilen konular. Toplumumuzun da yabancı olduğu konular değil” dedi.

    “Verilen sözler var”
    3600 ek göstergenin birinci dereceye giren bütün memurlara verilmesi gerektiğini söyleyen Cengiz, “Yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılması ve mevcut personelin diğer hizmet sınıflarına atanması, kamuda mülakatların kaldırılması ve liyakatin sağlanması. Bir de memurlara verilen seyyanen zammın tavan aylıklara da yansıtılması ve böylelikle emeklilikte de bu seyyanen geçerli olması konusunda verilen sözler var. Biz biraz önce yaptığımız basın açıklamasında da bunları hatırlattık. Beraberinde yine kurumlarımızla çalışan gerek kurumlar bazında, gerekse kadrolar bazında gerçekten çok ciddi sıkıntılar var. Bunları hatırlatmaya çalıştık. Çok sayıda problem var ve biz bunları burada dile getirmeye, kurumlarımıza anlatmaya ve bunlara çözüm önerileri de sunarak çözümünün bir an önce sağlanmasını amaçlayarak bu tür eylem ve etkinliklerimizi yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Arada gerçekten bir açlık sınırı kadar fark var”
    Eylemlerinin sonuç alıncaya kadar devam edeceğini belirten Cengiz, “İnanıyoruz ki Cumhurbaşkanımız bu konularda talimatlarıyla önümüzdeki süreçte Meclise çıkaracak torba yasalar ve yasalar çerçevesinde bunların birçoğunun çözüleceğini umut ediyoruz. Bugün enflasyon verileri açıklandı. Bu verilere bakarsanız memurların yine enflasyon farkı çıktı. Şimdiden memurlar geçen temmuz ayında aldığı ücretlerden zarar etmeye başladılar. Daha 2 aylık enflasyon verisi daha gelecek. Dolayısıyla ocak ayına geldiğim zaman ciddi kayıplar oluşacak. Bugün TÜRK-İŞ’in açıkladığı yoksulluk sınırı 66 bin 500 lira. Halbuki ortalama bir memur maaşı Cumhurbaşkanlığı verilerine göre 44 bin lira civarında. Yani arada gerçekten bir açlık sınırı kadar bir fark var. Bizim beklentimiz maliyetlerle ilgili Cumhurbaşkanımızın da vereceği talimatla önümüzdeki dönem içerisinde ocak ayında farkların kapatılması” diye konuştu.

  • Sultangazi’de “toz” eylemi

    Sultangazi’de “toz” eylemi

    Sultangazi’de bulunan Cebeci köyü sakinleri geçtiğimiz günlerde toz bulutuna karşı düdüklü eylem olayı ile gündeme gelmişti. Bugün de Cebeci Mahallesi ve köyü sakinleri Sultangazi 15 Temmuz Demokrasi ve Şehitler Meydanı’nda pankart açıp basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklamasının ardından bir grup 1. Cebeci Caddesi üzerinde izinsiz şekilde yürüyüş yapmak isteyince polis ekipleri bölgede geniş güvenlik önlemleri aldı. Polise zorluk çıkartan bazı eylemciler gözaltına alındı. Yürüyüş yapanlardan bir adam baygınlık geçirirken, bir kadın da sinir krizi geçirdi.
    Tarihi Cebeci Köyü Çevre Koruma Yardımlaşma Dayanışma Derneği Başkanı Özkan Ceka, yaptığı açıklamada, “Buradaki sorun Sultangazi’nin tüm halkını değil İstanbul’un yarısını etkiliyor. Biz Sultangazi, Cebeci köyü olarak uzun yıllardır en fazla etkilenen bölgeyiz. Bununla alakalı gerekli davalarımızı açıyoruz. Sultangazi halkından da beklediğimiz gerekli hukuksal işlemleri başlatmaları. Benim köyümdeki herkes astım hastası. Bakın Sultangazi’nin tamamı bu şekilde. Koah ve astım hastası. Bu insanlara eziyettir. Biz insan yaşamına saygı istiyoruz. Unutmayın ki doğa kendine yapılanı unutmaz. Ne kadar onlar doğayı talan ediyorsa sessiz kalanlar da o kadar suçludur” dedi.

  • Balıkesir’de su eylemi

    Balıkesir’de su eylemi

    Burhaniye’de dişlerini bile çeşmeden akan suyla temizleyemediklerini kaydeden vatandaşlar, soruna çözüm bulunmasını istedi. Çeşitli mahallelerden alınan su numunelerini de getiren vatandaşlar, temiz su istiyoruz şeklinde sloganlar attı.

    Burhaniye Baski önündeki basın açıklamasını da Burhaniye Su İnsiyatifi üyelerinden avukat Filiz Sonsuz yaptı. Ellerinde dövizler ile sloganlar atarak Baski protesto edilirken yapılan basın açıklamasında, “Suyu içmekten, kullanmaktan korkuyoruz. Su, bildiğimiz su değil. Yaklaşık bir buçuk aydır Burhaniye, Ali Çetinkaya Mahallesi ve Bahçelievler Mahallesi’ndeki evlerimizde musluklardan akan suyumuz tuzlu, acı, paslı, yağlı. Yaptırdığımız tahlil sonuçlarına göre, suyun içerisindeki katı madde miktarı, yani su olmayan, suda olmaması gereken maddeler, normal değerlerin 7-8 katına ulaşıyor Bazı mahallelerimize günün bazı saatlerinde su verilmiyor ya da suyun basıncı düşüyor. Bu duruma çoğunlukla habersiz yakalanıyoruz Belki bazen Baski’den gelen bir kısa mesajla önceden haberdar olabiliyoruz. Sadece Burhaniye merkez mahalleleri değil, kırsal mahalleler de susuzlukla adeta sınanıyor. Çallı, Kuyucak ve Avunduk mahallelerine tankerlerle su taşınıyor. Daha düne kadar çeşmelerinden su akan bu mahalleler artık tankerle gelecek suyu bekliyor. Uzun yıllardır ya tadı kötü olduğu ya da güvenilir olmadığı için içemediğimiz şebeke suyuyla artık bazı mahallelerimizde diş fırçalayamıyoruz. Sabun köpürmüyor, el yıkanmıyor, duş alınamıyor, bulaşık, sebze meyve yıkanamıyor, yemek yapılamıyor, çay demlenemiyor, çamaşır, bulaşık makineleri, kombiler bozuluyor ve ishal kusma vakaları artıyor” sözlerine yer verildi.

  • Köylülerin taş ocağı eylemi

    Köylülerin taş ocağı eylemi

    Adıyaman- Çelikhan Karayolu üzerinde bulunan Kayatepe (Rezip) köyü sakinleri, köylerinin yakınlarında bulunan taş ocaklarından dolayı kaynak sularının zarar gördüğünü, her gün asbestte maruz kaldıklarını ve aynı zamanda bahçelerinde bulunan meyvelerin ise tozdan geçilmediğini dile getiren köylüler, doğalarının yok edilmemesini isteyerek taş ocağında basın açıklaması yaptı.

    Yapılan basın açıklamasını köylüler adına okuyan Mahmut Teleş, “Bizler Rezip köyü sakinleri olarak her gün asbest maddesi solumak ve kanser olmak istemiyoruz. Köyün içerisindeki bu taş ocağının acilen kaldırmasını bekliyoruz. Burası sizin gördüğünüz gibi sadece para fışkıran bir kaya yığını değildir. Burası yaşam hakkımız, burası ciğerlerimiz, burası çocuklarımızın geleceği, mirasımız, atalarımızın yadigarı, hatıralarımız, köyümüzün vitrini, bülbül seslerinin yankılandığı, kekliklerimizin atıştığı hazinemizdir. Herkes şunu çok iyi bilsin ki bizleri zorlasalar da bu topraklardan göç etmeyeceğiz. Duyarlı olan herkese teşekkür ediyoruz. Bizler buradaki taş ocağının biran önce kaldırılmasını istiyoruz” diye konuştu.

  • Bakırköy’de metro inşaatında paralarını alamayan işçiler kuleye çıkıp eylem yaptı

    Bakırköy’de metro inşaatında paralarını alamayan işçiler kuleye çıkıp eylem yaptı

    Bakırköy istasyonunda çalışan 35 işçi yatakhaneyi dağıtıp, inşaat alanı içindeki alanı kapattı. 4 aydır maaş alamayan işçilerden bazıları vince çıkıp intihar girişiminde bulundu. Olay yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. iki firma arasındaki anlaşmazlıktan dolayı mağdur olan işçiler, tepki gösterirken yetkililerin dertlerine bir çözüm bulunmasını istiyor.

    İki firma arasında anlaşmazlık olduğunu söyleyen işçilerden Mehmet Sürer, “Şuan 4 aydır Bayburt Grup adı altında Modül Teknikte çalışıyoruz. İki firma arasında bir anlaşmazlık var. üç aydır maaş alamıyoruz. Üç aydır maaş alamadığımız için yaklaşık bir 25 gündür eylemdeyiz. Herhangi bir sonuç alamadık, çözüm üretmiyorlar. Bayburt grubun önünde başladık ve buraya taşıdık. Arkadaşlarımız kule vince çıktılar. Bekliyorlar, bugün bir çözüm olmazsa intihar edeceklerini söylüyorlar. Taşeron firma ve yüklenici firma arasında anlaşmazlık çıktı. Onun için 3 aydır maaş alamayan var, 4 aydır alamayan var. insan mağdur durumda, ailelerine para gönderemiyorlar. Kimse bir yere gidemiyor, burada tıkanmış kalmışız. Metro çalışıyor ama yangın sistemi çalışmıyor. Yolcu taşıyorlar ama yangın tesisatı hiçbir şekilde çalışmıyor” dedi.

    Yaklaşık 4-5 aydır maaş alamayan işçiler olduğunu ifade eden bir diğer işçi Mehmet Uz ise “Yüklenici firma ile taşeron firma arasında bir sıkıntı oluştu ve bu sıkıntının arasında yanan işçiler oldu. Yaklaşık 35-40 kişi var, Halkalı tarafında da 20 kişi var. 55-60 kişiye yakın varız ama hiçbiri ödemesini alamıyor. Şuan oğlu askerde olan var, çocuğu okuyan var, para bekleyen var. Ailesini geçindiren var, gel gör ki sonuç bu. Firmaya ilettik ama bizi ciddiye almıyorlar. Sürekli bizi geçiştiriyorlar. 20-25 gündür direniyoruz. Kule vinçte arkadaşlarımız var, bugün çözülmezse intihar edeceklerini söylüyorlar. Bir saat sonra da biz çıkarız” şeklinde konuştu.
    Parasını alamayan işçilerin eylemi sürüyor.

  • Türk-İş: “Büyük bir eylem planlıyoruz”

    Türk-İş: “Büyük bir eylem planlıyoruz”

    Türk-İş 8. Bölge Temsilciliğine bağlı Eskişehir, Kütahya, Bilecik, Balıkesir, Çanakkale, Yalova, Afyon temsilcilikler ve Bursa şubesinin katılımıyla “Vergide Adalet İstiyoruz” başlıklı basın açıklaması yapıldı.

    Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı İrfan Kabaloğlu değerlendirme toplantısı ardından konuşma gerçekleştirdi.

    Kabaloğlu’nun konuşması şu şekilde;

    “Ülke olarak ekonomik anlamda gerçekten zor bir dönemden geçiyoruz. Üyelerimizin, ücretli ve dar gelirlilerin alım gücü her geçen gün azalıyor ve yaşam standardı bozuluyor.

    Emeği karşılığı aldıkları ücretle geçinenler, dar gelirli kesimler hayat pahalılığı ve sürekli artan yüksek enflasyon karşısında büyük sıkıntılar karşısında çaresizlik içerisindeler.
    Açıklanan enflasyon oranlarının kabul edilecek hiçbir yanı kalmadı. Açıklanan enflasyon ile market raflarındaki enflasyon arasında uçurum var.

    Ülkemizde orta direk olarak adlandırdığımız kesim neredeyse kalmadı. Ülkemizde gelir adaleti tamamen bozuldu. Türkiye gelir adaletsizliği ve eşitsizliğinde avrupa’da birinci sırada geliyor.
    Emeği karşılığı aldığı ücretle geçinenlerin milli gelirden aldıkları pay küçülürken işveren payı her geçen gün artıyor. Yani zengin daha zengin, fakir daha fakirleşiyor.

    Özellikle temel tüketim ürünlerinde fiyatlar kontrolsüz bir şekilde artmaya devam ediyor.

    Ülkemizin pek çok yerinde işçi, ücreti ile kira paralarını ödeyemeyecek duruma geldi. Büyük şehirlerde ortalama ev kiraları 15- 25 bin TL’nin üzerinde seyrediyor.
    Gıdadan giyime, sağlıktan eğitime sorunlar büyük iken, sosyal harcamalar yararlara merhem olmuyor. Her şey fahiş fiyatlarla satılıyor. Yaşanan ekonomik zorluklar çalışanlar için artık baş edilemez bir duruma gelmiştir.

    Çocukları üniversiteyi kazanan ve ücretini ödeyemedikleri için çocuklarını gönderemeyen ve kara kara düşünen pek çok aile var.

    Milli gelirden aldığımız pay küçülürken vergide en yüksek payı çalışanlar olarak biz ödüyoruz. Ülkemizde gelir adaleti sağlanabilmesi için en başta vergi sisteminde adalet sağlanmalıdır. Ülkemizin kaynaklarını kullanarak servet sahibi olanlar, bu toplumdan aldıkları oranda vergilerini ödemelidirler. Yani çok kazananlar çok vergi ödemelidirler.

    Gelir vergisi tarifesi ilk dilimi 2024 yılı için 110 bin tl olarak belirlenmiş durumda. Geçmiş yıllarda yılın son aylarına kadar ikinci vergi dilimine girmeyen birçok işçi, günümüzde mart ayında ikinci vergi dilimine girmekte ve yılda bir buçuk aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. İşçinin satın aldığı her şeyde vergi ödediği unutulmamalı, bir de ücretinden yüksek vergiler kesilmemelidir.

    Ücretlerin tabi olduğu vergi dilimleri gözden geçirilmeli, işçi ücretlerindeki vergi %15’te sabitlenmeli, çalışanlar için adalet sağlanmalıdır. İşçiler yılın başında aldıkları ücretleri yılın sonunda da aynı şekilde alabilmelidir.

    Emeklilikte daha adil düzenlemeler istiyoruz

    Özellikle pandemi sonrası artan ve kalıcı hale gelen yüksek enflasyonun sebep olduğu hayat pahalılığı en fazla düşük gelirli kesimleri etkilemiş ve geçimlerini olanaksız hale getirmiştir. Bu kesimlerin başında emekliler ve asgari ücretliler gelmektedir.  En düşük emekli maaşı ve asgari ücret insan onuruna yakışır bir yaşam sürmeyi mümkün kılacak şekilde belirlenmelidir.

    Bunların yanında kıdem tazminatı hakkımızın korunmasından sendikalaşmanın ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasına, işsizliğin ve kayıt dışının sona erdirilmesinden, iş sağlığı ve güvenliğine ve güvenceli işlere kadar birçok talebimiz bulunmaktadır.

    Türk-iş olarak hazırladığımız eylem programına göre üyelerimizin bizden yüksek sesle dile getirmemizi bekledikleri sorunlarımızı ve beklentilerimizi paylaşmak için;
    Bugün Bursa’da yaptığımız bu toplantının benzerlerini Trabzon ve Ankara ile Türk-İş bölge temsilciliklerinin bulunduğu diğer illerde de yapmaya devam edeceğiz.
    Dün Adana’daydık, bugün eşzamanlı olarak Diyarbakır’da ve İzmir’de de bu toplantıları yapıyoruz.

    Yarın 14 Ağustos’ta Trabzon’da yapacağımız toplantıyı genel başkanımız sayın Ergün Atalay’ın da katılımlarıyla yapacağız.

    81 ilde basın açıklaması yapacağız

    Daha sonra 20 ağustos 2024 tarihinde 81 ilde basın açıklamaları yapacağız. Yaptığımız basın açıklamalarında da sorunlarımızı ve taleplerimizi detaylı bir şekilde açıklayacağız.
    26 ağustos’da çerkezköy ve 03 eylül’de zonguldak’ta kitlesel mitingler yapacağız.

    Çalışan kesim olarak bir kez daha özelllikle nedeni olmadığımız ekonomik krizlerin ve yüksek enflasyonun bedelini ödemek istemiyoruz,
    Kamuda ve özel sektördeki tüm işyerlerinde adil, insan onuruna yakışır ücretler, güvenli ve güvenceli çalışma koşulları ve iş barışı istiyoruz, 696 sayılı khk ile çalışanlar kanundan doğan haklarını tam olarak alabilmelidirler. Kitler’de ve kamuda, taşeronda çalışan işçilere kadro verilmelidir. Adil bir vergi sistemi getirilmeli az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır.
    Örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

    Konfederasyonumuz Türk-İş çatısı altında ve dayanışma içerisinde vereceğimiz kararlı bir mücadele ile bu taleplerimizin mutlaka üstesinden geleceğimiz iyi bilinmelidir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

  • Bursa’da 9 mahallenin ortasında kalan çöplük için eylem

    Bursa’da 9 mahallenin ortasında kalan çöplük için eylem

    Kötü kokudan zehirlendiklerini söyleyen vatandaşlar çöplüğün taşınmasını istedi. Kalabalık grubu görüntülü arayan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, gereğinin yapılacağının sözünü verdi. Kadınlar, “Buranın taşınacağı katı atık noktası da iptal edildi. Bize verilen sözler tutulmadı. Her gün farklı eylemler yapacağız” dediler.
    Bursa’da Hamitler Çöplüğü çevresinde yaşayan mahalle sakinleri, çöplük önünde eylem yaptı.

    Kent merkezi içinde kalan çöplüğün kaldırılmasını isteyen onlarca kişi sloganlar atarak tepkilerini gösterdi. Çöplükten çıkan kokulardan dolayı komşularının zehirlendiğini söyleyen mahalle sakinleri, çöplüğün başka bir yere taşınmasını istedi. Mahalle muhtarları ve polis ekipleri kalabalığı sakinleştiremeyince, bir programı nedeniyle şehir dışında olan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, protestocu grubu görüntülü arayarak çöplüğün uygun bir yere taşınacağının sözünü verdi. Başkandan sözü alan mahalleliler evlerine geri döndü.

    Mahalle sakinleri adım atılmaması durumunda farklı eylemler yapacaklarını dile getirdiler.

  • Filistin için sessiz eylem

    Filistin için sessiz eylem

    Filistin’de yaşanan insanlık dramı ve katliamlara dikkat çekmek için böyle bir farkındalık etkinliği yaptıklarını ifade eden ev hanımı Pınar Kaya “Biliyorsunuz şu an Filistin toprakları işgal altında; uzunca bir süredir, yaklaşık 7-8 aydır. Kendimce bireysel olarak bir farkındalık oluşturmaya çalıştım. Bulunduğum Edremit’te bununla ilgili hiçbir şey yapılmadığını düşünüyorum. Kendim bireysel olarak gittiğim her yerde bir alışveriş merkezinde, bir kafede, bir okulda ve her yerde Filistin’in adını geçirmeye kendi adıma söz verdim.” dedi.

    Filistin için sessiz eylem

    Bir kişi de olsa eylemini başlatmaya karar verdiğini ve İsrail vahşeti ile Filistin halkının yaşadığı acıların unutulmaması gerektiğini söyleyen Pınar Kaya “Burada bir kişiye dahi olsa Filistin’i anlatabilmek, orada yapılan zulümlere dikkat çekmek için gayret göstereceğim. Toplu olarak da bir şeyler yapmaya çalıştık ama sivil toplum kuruluşlarından olumlu dönüşler olmadı. 10 kişilik bir arkadaş grubum var. Onlarla her gün 18 ile 19 saatleri arası 10 gün boyunca buraya geleceğiz. Sessiz kitap okuma eylemi yapacağız. Kimseyi rahatsız etmeyeceğiz. Sessizce İsrail vahşetine dikkat çekeceğiz. Orada mazlumlar, masumlar, insanlık ölüyor. Balıkesir’in, Edremit’in yeteri kadar sesi çıkmıyor” dedi

    Şu ana kadar yaşanan İsrail zulmüne karşı Filistin’in yanında çok ses çıktığını ifade eden Kaya “İnsanlara bağırdık olmadı. Yani biliyorsunuz meydanlara çıkıldı. Biz de sessizce bir şekilde, Edremit’te bir akım başlatıyoruz. Ben ve arkadaşlarım bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Öğrencilerden, Filistin için oturma eylemi

    Öğrencilerden, Filistin için oturma eylemi

    Rahva Yerleşkesindeki Memduh Eren Camisi’nde öğlen namazı sonrası BEÜ İnsani Değerler Kulübü öncülüğünde bir araya gelen grup, kampüs içerisinde pankartlarla yürüyüş yaptı. Sloganlarla yürüyen grup daha sonra basın açıklaması yaptı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Eren Üniversitesi (BEÜ) İnsani Değerler Kulübü Başkanı Muhammed Beyazalma, 10 gün sürecek oturma eylemi ile Filistin’e destek vereceklerini söyledi. Beyazalma, 7 Ekim Aksa Tufanı sonrasında gelişen olaylar, insanlık tarihinin en vahşi katliamlarından birinin yanında yine insanlık tarihinin en şerefli ve sebatkâr direnişlerinden birini tüm dünyanın gözleri önüne serdiğini söyledi. Beyazalma, “Tarihteki tüm önemli dönüm noktalarında olduğu gibi bugün de Gazze’de süregelen katliam ve direniş, doğruyu yanlıştan, haklıyı zalimden, izzeti zilletten ayırt eden bir Furkan olarak karşımızda duruyor. Siyonistler, Filistin’de sadece bir halkı değil aynı zamanda insani tüm ilke ve değerleri sistematik bir şekilde katlediyor. Batılı devletler ise bu katliama göz yummanın da ötesinde İsrail’i açıktan desteklemekten çekinmiyor. Katil devleti soykırım silahlarıyla teçhiz eden ABD, Gazze’deki mezalimin bizatihi faili konumunda olmayı sürdürüyor. Emperyalist ABD, Gazzeli mücahitlerin zillete uğrattığı Siyonistleri koruyup kollarken, son günlerde ABD’nin çeşitli eyaletlerindeki üniversitelerde Siyonizm karşıtı gösterilerin yoğunlaştığına şahitlik ediyoruz. Harvard’dan Yale’e, California’dan Texas’a kadar Amerika’nın önde gelen 25’e yakın üniversitesinde devam eden destek eylemlerinde bir taraftan Siyonist vahşet lanetlenirken diğer taraftan Amerika’nın İsrail’e verdiği destek protesto ediliyor. Kampüslere adeta Filistin kampları kuran öğrencilere akademisyenler de destek veriyor. Gazze’de yakılan direniş meşalesinin aydınlığında dünya, zulmün membağı ABD’de zalim yöneticilerine hakkı çekinmeden haykıran binlerce vicdan sahibine şahitlik ediyor. Bizler, üniversite öğrencileri olarak Columbia Üniversitesinde başlayarak Amerika’da dalga dalga yayılan Filistin eylemlerine Türkiye’den selam gönderiyoruz” dedi.

    Açıklamanın ardından kampus içerisinde oluşturulan alanlarda 10 günlük oturma eylemi başlatıldı. Yürüyüş ve basın açıklamasına BEÜ öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

  • Beşiktaş’ta eylem yapmak isteyen 6 kişi gözaltına alındı

    Beşiktaş’ta eylem yapmak isteyen 6 kişi gözaltına alındı

    İstanbul’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde kısıtlama tedbirlere rağmen bir grup Beşiktaş Çarşıya geldi. Burada eylem yapmak isteyen 6 kişi gözaltına alındı.

    Beşiktaş’ta eylem yapmak isteyen 6 kişi gözaltına alındı