Etiket: eylem

  • Üniversite öğrencilerinden çadırlı Filistin eylemi

    Üniversite öğrencilerinden çadırlı Filistin eylemi

    ABD’de yapılan üniversite eylemlerinin ardından Bursa Uludağ Üniversitesi öğrencileri de yerleşke içerisinde Filistin için yürüyüş gerçekleştirdi. Sloganlar atılarak yapılan yürüyüş sonrası kampüs içerisinde çadır kuran öğrenciler, burada Gazze dayanışması için 7 gün boyunca nöbet tutacaklarını açıkladı.

    Üniversite öğrencilerinden çadırlı Filistin eylemi

    ABD’deki eylemcilere destek çağrısı
    Basın açıklaması yapan Uludağ Üniversitesi öğrencilerinden Muhammed Tahir Yasin Akkaya, “ABD’de vicdan intifadasına destek vermek için Uludağ Üniversitesi meydanında toplandık. 7 Ekim’den bu yana süregelen direniş farklı boyutlarda devam ediyor. ABD’de ise 25 üniversitede öğrenciler üniversite yönetimlerine Siyonist çete ile olan ilişkilerini sonlandırma çağrısını dile getiriyor. Biz de Uludağ Üniversitesi önünden ABD’deki arkadaşlarımıza destek çağrımızı yineliyoruz. Gazze halkının maruz kaldığı vahşet ve katliamlar, 200 günü aşkın bir süredir devam ediyor. İşgal devleti İsrail, 7 aya yakın bir süredir tüm dünyanın gözü önünde Gazze’yi yok etmeye azmetmiş durumda. Öte yandan Gazzeli Müslümanlar ise, binlerce şehitle süsledikleri direnişlerini kararlı bir şekilde sürdürüyor. Fakat bugünlerde, katliam şebekesi emperyalist ABD, Filistin destekçisi öğrencilerin eylemleriyle sallanıyor. Geçtiğimiz hafta New York’ta, Columbia Üniversitesinde başlayan Gazze ile dayanışma eylemleri, bugün ABD genelinde 20’den fazla üniversiteye yayılmış durumda. Kampüslerinde Gazze’ye destek kampları kuran öğrenciler, zalim yöneticilerine karşı vicdanın sesini haykırıyor, vicdan intifadası Amerikan üniversitelerinde dalga dalga yayılıyor. Amerika’da öğrenciler bu gösterileri gerçekleştirirken, Siyonizm’in maşası konumundaki üniversite yönetimleri ve Amerikan polisi de elbette boş durmuyorlar. Bugüne dek yüzlerce öğrenci gözaltına alınırken onlarcası da okullarından uzaklaştırma cezası almış durumda. Bedel ödemeyi göze alan ve eylemliliklerini sürdüren bu onurlu öğrencilere, Uludağ Üniversitesinden selam gönderiyoruz” ifadelerini kullandı.

    Üniversite öğrencilerinden çadırlı Filistin eylemi

    “Gazze direnişi insanlığın uyanışına umut olacaktır”
    Özgürlüğün simgesi olduğunu söylenen Amerika’da üniversite eylemlerine verilen tepkiye dikkat çeken Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ise, “Bursa Uludağ Üniversitesi öğrencileri Gazzeli kardeşlerinin yanlarında olduğunu beyan ettikleri bu eylemi gerçekleştirmiş bulunuyorlar. Kampüsteki herkes hep birlikte bu eyleme destek veriyorlar. Çünkü Müslümanlarını izzetini Gazze ayağa kaldırmıştır ve dünya düzeninin ne denli sahte ve iki yüzlü değerler manzumesine kurulu olduğunu 7 Ekim’den bu yana yürüyen bir süreç aşikar hale getirmiştir. İki yüzlülüğün en bariz örneklerinden birisi de bir üniversite rektörü olarak özgürlüğü yere göğe koyamayan Amerikan üniversitelerinin eylemlere gösterdiği o tepkiyi hep birlikte ibretle izledik. Bu haliyle bile Gazze’nin direnişi bir anlamda insanlığın uyanışı için inşallah bir umut olacaktır” dedi.

  • Memur-Sen’den Birleşmiş Milletlere siyah çelenk eylemi

    Memur-Sen’den Birleşmiş Milletlere siyah çelenk eylemi

    Memur-Sen teşkilatı, Gazze’de soykırıma uğrayan binlerce masum sivil konusunda Birleşmiş Milletlerin (BM) işlevsiz kaldığını belirterek BM Ankara Temsilciliği önünde toplanarak eylem gerçekleştirdi.
    İnsanların orada soykırım altında olduğu bir süreçte insani sorumluluğu yerine getirmek adına bu gün burada Birleşmiş Milletler Ankara temsilciği önünde bir arada olduklarını belirten Memur Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Ali Yalçın, “Filistin toprakları 1948’den beri Siyonist İsrail tarafından işgal altında. Her geçen gün yerleşimci adı altında silahlı çeteler tarafından gasp edilen yerler genişletiliyor. Dünya ile bağı işgalci Siyonistlerin insafına bırakılan Gazze büyük oranda mülteci kamplarından oluşuyor artık” ifadelerini kullandı.

    “Katledilen Gazzelilerin 24 binden fazlası kadın ve çocuk”
    BM ve uluslararası toplum soykırımı durdurmadığı her gün bilanço daha da korkunç bir hal aldığını söyleyen Yalçın, “Vahşetin düzeyi her geçen gün genişliyor ve dönüşüyor. 7 Ekim’den bu güne kadar Gazze’de işgalci İsrail güçleri tarafından yapılan soykırımda yaklaşık 35 bin sivil şehit edildi, 77 bin masum yaralandı. Katledilen Gazzelilerden 24 bin den fazlası kadın ve çocuk. Gazze’nin yüzde 70’i yerle bir oldu. Evlerin yüzde 60’ı, ticari tesislerin yüzde 80’i, okulların yüzde 90’ı yok oldu. 35 hastanenin 24’ü bombalandı. 11 tanesi ise kısmen çalışabiliyor. 267 ibadethane bombalandı. Su kuyularının yüzde 83’ü artık çalışamaz durumda” şeklinde konuştu.

    “Bizzat BM’nin gözetiminde olan mekanlar vuruluyor”
    Vahşetin büyük olduğuna dikkat çeken ve gelen haberler ile görüntülerini kan dondurduğunu vurgulayan Yalçın, “İnsanların canlı canlı toprağa gömüldüğü, buldozerler ile bedenlerinin paramparça edildiği, gözaltında işkenceler ile katledildiği görüntüleri görüyoruz. Enkaz altında kalanların çıkarılmasına, katledilen cenazelerin alınması dahi izin verilmiyor. Savaş suçu sayılan fosfor bombaları kullanılıyor. Sivil yerleri hedef alıyorlar. Hastaneleri, ambulansları, sağlık görevlilerini, eğitimcileri, siyasileri herkesi ve her şeyi toptan hedef alıyor Siyonist işgal çetesi. Bizzat BM’nin gözetiminde olan mekanlar vuruluyor. Yardım için bir araya gelen kalabalıklar katlediliyor. Pazar yerleri bombalanıyor. Sivil altyapı tamamen yok ediliyor, insani yardımlar da engelleniyor. Elektrik, su, gıda girişine yeteri kadar izin verilmiyor. Kitlesel katliamlar gerçekleştirilirken bir yandan da kıtlık ve açlıkla, sağlık hizmetlerine erişimi engelleyerek, yaralıların tedavisine izin vermeyerek kitlesel ölümler hedefleniyor” ifadelerini kullandı.
    BM’yi ve uluslararası toplumu terör devletini durdurma konusunda somut adımlar atmaya davet eden Yalçın, “İnisiyatif almaya, soykırımı duyurmaya çağırıyor ve 1 Mayıs’a Gazze’deki, Filistin’deki emekçiler soykırım altında giriyor diye buradan bir kez daha haykırmak için bugün buradayız” dedi.
    Konuşmaların ardından BM Ankara temsilciliği önüne siyah çelenk bırakıldı.

  • Köylülerden “madenlere” karşı eylem

    Köylülerden “madenlere” karşı eylem

    Hakkari il merkezine 50 kilometre mesafede bulunan ve bölgedeki çatışmalı süreçten kaynaklı 1995 yılında boşaltılan Kavaklı köyü halkı, 2007 yılında Karakaya Maden ile Sedex Resources Maden şirketlerinin başlattığı çinko ve kurşun madeni çalışmalarını durdurmak amacıyla Hakkari, Van ve Yüksekova’da yaşayan yüz kişilik bir grupla maden sahasına giderek eylem başlattı.

    Şine Köprüsü’nde nöbet tutan askerlerden izin alarak maden sahasının olduğu vadiye yürüyen grup, maden galerilerinin olduğu bölgede basın açıklaması yaptı. Maden şirketi sahipleriyle görüşmek isteyen köylüler, jandarmanın kontrolünde firma yetkililerinden iki kişi ile görüşme yaptı. Köylüler, taleplerinin kabul edilmemesi üzerine nöbet eylemi başlattı. İlk nöbeti köy sakinlerinden oluşan 40 kişilik grup tuttu.

    “Maden çalışmaları derhal durdurulmalı”

    Kavaklı köyü halk adına açıklamayı okuyan Salih Kurt, yapılan maden çalışmalarından dolayı mağdur olduklarını söyledi. Kurt, “Köyümüzün mera alanlarında bulunan maden ocağı 18 yıldır çevreye ve köylülerin yaşam alanlarına ciddi zararlar vermektedir. Maden çalışmaları nedeniyle topraklarımız kirlendi ve verimliliğini kaybetti. Su kaynaklarımız zehirlendi ve içilmez hale geldi. Hava kirliliği arttı ve solunum problemlerine yol açtı. Hayvanlarımızın otlanma alanları tahrip edildi. Köyümüzün doğal güzelliği bozuldu. Bu sorunlara rağmen maden çalışmaları durdurulmak yerine aralıksız devam etmektedir. Köylüler olarak defalarca yetkilere başvurmamıza rağmen sorunumuza çözüm bulunamadı. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Köyümüzün ve gelecek nesillerin haklarını korumak için maden çalışmalarının derhal durdurulmasını talep ediyoruz. Köy halkı olarak Kavaklı köyü mera alanlarında bulunan maden ocağının faaliyeti derhal durdurulsun. Maden ocağının çevreye verdiği zararlar tazmin edilsin. Köylülerin yaşam alanları eski hale getirilerek maden faaliyetinin bıraktığı tahribat ortadan kaldırsın. Bölgede yeniden ağaçlandırma yapılsın” ifadelerini kullandı.

    Köylüler, maden ocağı önünde dönüşümlü nöbet eylemi başlatırken, jandarma da bölgede önlemlerini arttırdı.

  • Sarıyer’de taksiciler öldürülen meslektaşları Yaşar Yanıkyürek için eylem yaptı

    Sarıyer’de taksiciler öldürülen meslektaşları Yaşar Yanıkyürek için eylem yaptı

    Sarıyer’de dün saat 16.30 sıralarında yabancı uyruklu bir kişi tarafından bıçaklanarak öldürülen Yaşar Yanıkyürek için meslektaşları eylem yaptı. Tarabya’dan kornalar eşliğinde konvoy halinde yola çıkan yaklaşık 100 taksici önce Hacıosman Metrosu’nda basın açıklaması yaptı. Ardından Yanıkyürek’in hayatını kaybettiği yere giderek dua etti. Grup taksicilerin zor şartlar altında çalıştığına dikkat çekip dağıldı.

    Sarıyerli taksiciler adına konuşan Gökçen Gökberk, “Her gün cepheye savaşa gider ve bir daha dönmeyecekmişiz gibi ailelerimizle vedalaşır olduk. Hiç olmaması gereken insanlık dışı katliamlarla ne yazık ki gündeme gelmekteyiz. Hiçbir çözüm de bulunulmuyor. Emekçiye, işçiye, insana verilen değer bizi derinden üzüyor. Buradan yetkililere tekrar tekrar sesleniyoruz. İşçi ve taksici haklarına da değer verilmesini istiyoruz. Bu olaylara artık sabrımız kalmadı. Biz inanıyoruz ki yeryüzünde kıskanılan yüce Türk milletimiz de bu çığlıklarımıza destek olacaktır. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Unutmayalım ki bir insan yalnız ölmez. Ölürken yanında; eşi, çocuğu kardeşi, mahallesi yanı kısacası tüm camiası ölür” diye konuştu.

  • 33 DEAŞ şüphelisi adliyeye sevk edildi

    33 DEAŞ şüphelisi adliyeye sevk edildi

    İçişleri Bakanlığı suça, suçlulara ve terör olaylarına ilişkin çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Bu çerçevede Sakarya’da Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde terör örgütlerine yönelik yapılan “Bozdoğan-11” operasyonun ayrıntılarını İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medyadan paylaşmıştı. Yaklaşan yerel seçimler öncesi eylem hazırlığı ve arayışında oldukları, çatışma bölgelerine eleman temin ettikleri, terörizmin finansmanı çerçevesinde DEAŞ’a maddi yardım sağladıkları ve illegal mescit ile medrese yapılanması şeklinde faaliyet yürüttükleri tespit edilen ve Türk vatandaşı olduğu öğrenilen 33 şüpheli eşzamanlı olarak gerçekleştirilen operasyonla yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan ve Yenikent Devlet Hastanesi’ne sağlık kontrolü için gönderilen şahıslar, buradan adliyeye sevk edilecek.

    Bakan Yerlikaya böyle duyurmuştu

    Öte yandan, Bakan Yerlikaya, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Sakarya’da DEAŞ terör örgütüne yönelik eş zamanlı olarak gerçekleştirilen “BOZDOĞAN-11″ operasyonlarında 33 şüphelinin yakalandığını açıklamıştı. Yerlikaya paylaşımında, “Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı ve Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmaların sonucundan şüphelilerin; yaklaşan yerel seçimler öncesi eylem hazırlığı ve arayışı içerisinde oldukları, çatışma bölgelerine elemanları sağladıklarını, terörizmin finansmanı kapsamında örgüte maddi yardım sağladıkları ve kaçak mescit ve medrese yapılması şeklinde faaliyet yürütüldüğü tespit edildi. Operasyonlar sonucu: 4 adet ruhsatsız tabanca, 2 adet ruhsatsız tüfek, çok miktarda döviz, çeşitli yaşam malzemeleri ile çok sayıda yasaklı yayın ve örgütsel dokümana el konuldu” ifadelerine yer verdi”

  • İsrailli esirlerin yakınları parlamentodaki toplantıyı bastı

    İsrailli esirlerin yakınları parlamentodaki toplantıyı bastı

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları sürerken, İsrailli esirlerin yakınları hükümete seslerini duyurabilmek için yeni bir protesto düzenledi. Esir yakınları, İsrail parlamentosu Knesset’te Maliye Komitesi’nin yaptığı toplantıyı bastı. Esir yakınlarından birinin üzerinde “Çocuklarımız orada ölürken siz burada oturmayacaksınız” yazılı bir pankart açtığı görüldü.
    Esir yakınlarından bir diğeri ise, üç aile üyesinin fotoğraflarını havaya kaldırarak, “Sadece bir tanesinin, üç kişiden birinin canlı olarak geri gelmesini istiyorum” dedi.

    Gazze Şeridi’ndeki insani ara 1 Aralık’ta sona ermişti

    İsrail ve Filistin arasında 24 Kasım’da başlayan 4 günlük insani ara iki kez uzatılmasının ardından 1 Aralık’ta sona ermişti. İnsani ara kapsamında Hamas Gazze Şeridi’nde tutulan 80 İsrailli esiri, İsrail ise 240 Filistinli mahkumu serbest bırakmıştı. İsrail ordusuna göre Gazze Şeridi’nde yaklaşık 130 İsrailli esir bulunurken, 27 esirin ise İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.

  • Malatya’da avukatlardan ‘adliye binası’ eylemi

    Malatya’da avukatlardan ‘adliye binası’ eylemi

    6 Şubat günü yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar alan illerden biri olan Malatya’da adliye binası da ağır hasar alınca farklı kurum ve kuruluşlara ait 7 binada adli hizmet verilmeye başlandı. Bu duruma tepki gösteren Malatya Barosu bugün düzenlediği yürüyüş ile çözüm talep etti.

    Malatya Barosu Başkanı Av. Onur Demez, yeni adliye binasının 2 yıl içerisinde tamamlanmasının öngörüldüğünü söyledi. Demez, “Gelinen aşamada hakim, savcı odaları, mahkeme kalemleri duruşma salonlarına çevrilmiştir. Meslektaşlarımızın ayakta beklediği, dosyalarını dahi koyacak yer bulamadığı bu salonlarda yapılan savunmaların, verilen beyanların bırakın hakim savcılara ulaştığına, zabıtları dahi geçmediğine maalesef şahit olmaktayız. Adliye binalarının bulunduğu yerler büyük araçların geçtiği, trafik akışının yoğun olduğu, şehirlerarası ulaşım yollarının geçtiği ve yol üzerinde bulunan inşaat araçlarının da yoğunluğu da eklenince adliyeye varmak biz avukatlar için can pazarına dönüşmektedir. Adliyelerin uygun elverişli ve ulaşılabilir mekanlarda bulunması yargı faaliyetlerinin mekânsal olarak dağıtılmaması avukatlık hizmetinin etkin ve yeterli sunulması kadar vatandaşın hak arama özgürlüğü ve adalete erişim hakkının da gereğidir. Her fırsatta söze döktüğümüz adliyelerin tek bir binada toplanması yönündeki taleplerimiz maalesef karar verici ve uygulayıcılar tarafından görülmemekte. 21. yüzyıl Türkiye’sinde çoklu binalarda yargısal faaliyetlerini sürdürüyor olması nedeniyle avukatların ve vatandaşların bina bina, adliye adliye dolaşma çilesine son verilmelidir. Bıkmadan usanmadan vazgeçmeden bu süreç için mücadele edeceğimizi bildirmek istiyoruz” diye konuştu.

    “Bölünmüş adliye sorunu en çok da Malatyalıların adalete erişim sorunudur”
    Daha sonra söz alan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Erinç Sağkan, asrın felaketinden en çok etkilenen iller arasında adliyesi kullanılamaz hale gelen tek ilin Malatya olduğunu belirterek, “Bu kadar ağır bir süreçte yargılama faaliyetlerinin tekrar başlamasıyla beraber Malatya Baromuz ilk günden itibaren hem mesleki bir sorun olan hem de hem de yurttaşların adalete erişim sorunu olan adliye sorununa defalarca dikkat çekmiş yeni bir adliyenin zaten daha önceden de ihtiyaç bulunan yeni bir adliyenin inşaat sürecinin hızlı şekilde iletilirken geçiş sürecinde de mağduriyetlere son verecek yöntemleri ilgili makamlara iletmiştir” dedi.

    Bugün adalete erişim hakkının Malatya’da avukatların mesleki bir sorunu haline geldiği gibi tüm Malatyalıların da temel adalete erişim hakkı sorununa dönüştüğünü ifade eden Sağkan, “Baromuz ilk günden itibaren bu soruna dikkat çekmektedir. Bölünmüş adliye sorunu sadece avukatın mesleki bir sorunu değildir. Bölünmüş adliye sorunu en çok da Malatyalıların adalete erişim sorunudur. Baromuzun önerileri doğrultusunda öncelikle yapım ihalesinin sonuçlandığını bildiğimiz yeni adliye sürecinin Malatya’nın kendine özgü durumu göz önüne alınarak ivedilikle inşaat işlemlerinin başlatılması ve Malatya’ya yakışan yeni bir adliyenin hızlı şekilde hayata geçirilmesi için adımların atılmasını talep ediyoruz. Bunun yanında baromuzun da önerileri doğrultusunda bu geçiş sürecinde gerçekten Malatya’daki 7 ayrı bölüme ayrılmış adliye sorununa geçici de olsa bir çözümün bulunarak Malatya’da hem avukatların hem de vatandaşların yaşadığı bu çileye bir son verilmesi için bugün buradayız” diye konuştu.
    Konuşmaların ardından avukatlar ellerinde pankartlarla hukuk mahkemelerinin olduğu alandan ceza mahkemelerinin bulunduğu bölgeye sloganlar atarak yürüdü.

  • Muğla’dan Filistin’e destek eylemi

    Muğla’dan Filistin’e destek eylemi

    Oturma eyleminde açıklama yapan Dr. Eriş Başaran Akça açıklamasında, “Bu akşam duyarlı olan herkesle birlikte yapmış olduğumuz oturma eylemindeki amacımız Filistinli Müslüman kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermektir. 75 yıldır süren bir işgal var. Savaşın da bir hukuku var. Sözleşmeler, anlaşmalar, hukuk tüm dünyanın bildiği gibi aslında ortada. Herkes için geçerli olan hukuk maalesef İsrail devleti için geçerli olmuyor ve bu hepimizi çok derinden sarsıyor, üzüyor. Bugün baktığımızda İngiltere’den, Amerika’dan, Avustralya’ya, Fas’tan Ürdün’e kadar dünyanın pek çok ülkesinde protesto gösterileri görüyoruz. 7 Ekim’den bu yana şiddetin bütün türlerinin, en ağır, en acımasız haliyle yaşandığı bir vahşete şahit oluyoruz. Filistin’de 10 binlerce kişi hayatını kaybetti. İsrail, Gazze’de kadın, çocuk, okul, hastane gibi, özellikle sivillerin bir arada olduğu yerleri sürekli bombalıyor. İbadethaneleri, camileri, kiliseleri hedef alıyor. Enerji verilmediğinden küvözdeki bebekler ölüyor. Yaralılar ve hastalar tedavi edilemiyor. Gazze halkı, temiz su, gıda ve en temel insani ihtiyaçlardan yoksun. Binlerce hamile kadın var. Yeni doğan bebekler var. İsrail bütün uluslararası hukuk kurallarını ve insanlığı ayaklar altına almaktadır. Savunmasız sivillerin bombalarla öldürülmesi savaş değil, soykırımdır. Bu nedenle İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla Sınırsızlık Meydanı’n da bir oturma eylemi planladık. İnşallah bu zulüm ve saldırılar durur ve her iki taraf için de adil bir barış süreciyle, olması gereken sona ulaşılır diye ümit ediyoruz. Bizler Filistin’e destek olmaya ve her platformda sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz” dedi.
    Basın açıklamasının ardından STK Muğla Temsilcileri üyeleri 1 saatlik oturma eylemi yaptı.

  • Atanmayan öğretmenler Ankara’da eylem yaptı

    Atanmayan öğretmenler Ankara’da eylem yaptı

    Türkiye genelinde atama bekleyen, ancak KPSS puanlarına rağmen mülakatlarda elenen binlerce öğretmen adayı, bu durumu protesto etmek üzere Ankara’nın Ulus Meydanı’nda bir araya geldi. Öğretmen adayları, ‘Susma haykır 100 bin haktır’ sloganları atarak 14 Mayıs’taki seçimlerde vaat edilen Cumhuriyetin 100’üncü yılında mülakatsız 100 bin öğretmen atamasının gerçekleşmesini talep etti.

    Burada konuşan Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mesut Öner, Eğitim Bir-Sen olarak atanamayan öğretmenlerin yanında olduklarını ifade ederek, “Eğitimin bir paydaşı olarak atama bekleyen siz öğretmen adaylarının daimi yanında olmaya devam ediyoruz. Bu noktada gerek gerek hazırladığımız raporlarımızda gerek ortaya koyduğumuz çalışmalarımızla şu anki öğretmen atanmasında yeterli bir sonuç ortaya çıkmadığını her defasında ifade ettik. Özellikle izleme değerlendirme raporumuzda ifade ettiğimiz öğretmen başına düşen öğrenci sayısının OECD ortalamasına ulaşabilmesi muhtemelen 140 bin öğretmene ihtiyaç olduğunu raporumuzda net bir şekilde ortaya koyduk. Ücretli öğretmenle sürecin sağlıklı bir şekilde sürdürülemeyeceğini defaten ifade ettik. Bu açıdan bir an evvel öğretmen atamalarını sağlıklı bir zeminde, doğru bir süreçte sürdürülmesi gerekiyor” dedi.

    Konuşmanın ardından öğretmen adayları sembolik olarak diplomalarını alana getiren tabutun içine fırlattı. Eylem, polis müdahalesi olmadan sorunsuz bir şekilde sona erdi.

  • Konya’da Gazze için insan zinciri oluşturuldu

    Konya’da Gazze için insan zinciri oluşturuldu

    Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından Mevlana Meydanı’nda, Gazze’ye destek vermek için insan zinciri oluşturularak “El Ele Gazze Şeridi” eylemi düzenlendi. Mevlana Meydanı’ndan başlayan insan zinciri 6 kilometre uzaklıktaki Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesine kadar devam etti. Çeşitli dövizlerin taşındığı eyleme Konya Büyükşehir Başkanı Uğur İbrahim Altay, STK’lar ve çok sayıda vatandaş katıldı.

    Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı Adem Ceylan, “El ele Gazze Şeridi dedik. İşgalci İsrail’in yıllarıdır Gazze’de gerçekleştirdikleri işgal ve zulümlerin 7 Ekim’den bu yana sürekli artan saldırılarla bir soykırıma dönüştüğüne şahitlik ediyoruz. Gazze’deki soykırıma hep beraber ‘dur’ diyebilmek için Filistin İnisiyatifi adıyla Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak tavır alıyoruz, ses çıkarmaya devam ediyoruz. Gazze Şeridi içeresine hapsedilerek, yok edilmek istenen kardeşlerimize desteğimizi göstermek için bir araya geldik. Bugün Mevlana Meydanı’ndan Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesine kadar el ele tutuşacak, sessizce Gazze Şeridi’nin Konya olduğunu, Gazze Şeridi’nin tüm Türkiye olduğunu, Gazze Şeridi’nin asla ama asla terk edilemeyeceğini tüm dünyaya ilan etmek istiyoruz” dedi.