Etiket: eylem

  • İşçiler vinçe çıkıp eylem yaptı

    İşçiler vinçe çıkıp eylem yaptı

    Öğle saatlerinde Üzülmez Mahallesi’ndeki inşaatta meydana geldi. İddiaya göre yüklenici firmada çalışan işçiler, 2 aydır maaşını alamaması sebebiyle eylem yaptı. 4 işçi ise inşaat vincine çıkarak intihar girişimindebulundu. Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine sağlık, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

  • “Eylem Planımızı kamuoyuyla paylaşacağız”

    “Eylem Planımızı kamuoyuyla paylaşacağız”

    Bakan Yanık, yaptığı açıklamada sürdürülebilir kalkınmanın bir gereği olarak yaşlı bireyler dahil kimseyi arkada bırakmadan kapsayıcı toplum olma yolunda önemli adımlar atıldığını belirterek, yaşlılık alanındaki öncelikli yaklaşımın sürdürülebilir kalkınma yolunda kimseyi arkada bırakmadan, bireylerin aktif ve sağlıklı yaşlanma ilkesi çerçevesinde yaşlanma sürecini geçirmelerini sağlamak olduğunu kaydetti. Yanık, “Bakanlık olarak yaşlıların aileleri ve yakınlarıyla birlikte bulundukları çevrede aktif ve sağlıklı yaşlanma çerçevesinde yaşlanma sürecini geçirmelerini amaçlıyoruz. Bu doğrultuda politika ve hizmetlerin belirlenmesi, sosyal hizmetlerin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi için gerekli çalışmaları hak temelli bakış açısıyla, farklı yaşlı profillerinin farklı ihtiyaçlarını gözeterek yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.

    2022 yılı sonu itibarıyla dünya nüfusunun yüzde 9,8’inin 65 yaş ve üzeri olduğunu hatırlatan Bakan Yanık, “Türkiye’de ise 65 yaş ve üzeri yaklaşık 8,5 milyon vatandaşımız bulunuyor. Bu sayı, ülke nüfusunun yüzde 9,9’una tekabül ediyor. Bakanlık olarak Türkiye’deki demografik dönüşüm sürecinde yaşlı nüfusun artması ile birlikte yaşlılığın ana akımlaştırılmasına ve yaşlıların bakımdan sağlığa, istihdamdan erişilebilir çevreye her alanda haklarını etkin kullanmalarını sağlayarak yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

    Yaşlılığa ilişkin konularda politika belgesi olarak ulusal bakış açısını ortaya koyuyor

    Bakan Yanık, Türkiye’nin 2022 yılında ilk defa Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu Yaşlanma Daimi Çalışma Grubu Bürosu’nda temsil edilen 8 devletten birisi olduğunu belirterek, şunları aktardı:
    “Dünyada yaşlılık alanındaki politikaların uluslararası çerçevesini belirleyen Madrid Uluslararası Yaşlanma Eylem Planı’nın (MIPAA) ülkeler tarafından etkili bir şekilde uygulanmasını teşvik etmek üzere çalışmalarını yürüten BM Yaşlanma Daimi Çalışma Grubu Bürosu’nun bu yılki toplantısını ülkemizin ev sahipliğinde 8 devletin yaşlılık alanındaki üst düzey temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla 27-28 Nisan tarihlerinde gerçekleştireceğiz. Hazırlıklarında son aşamaya geldiğimiz, yaşlılık alanında üst düzey bir politika belgesi olarak ulusal bakış açımızı ortaya koyan ve yaşlılık alanındaki hedeflere ulaşmak için belirlenen faaliyetleri içeren ilgili tüm paydaşların katkı sağladığı ‘Yaşlanma Vizyon Belgesi ve Yaşlı Hakları Ulusal Eylem Planı’mızı ise 29 Nisan’da kamuoyuyla paylaşacağız.”

    6 politika alanından oluşuyor

    Bakan Yanık, yaşlılık alanındaki ulusal vizyonu ve yol haritasını ortaya koyan Yaşlanma Vizyon Belgesi’nin “Aktif ve Sağlıklı Yaşlanma”, “Toplumsal Hayata Katılım”, “Herkes için Yaş Dostu ve Erişilebilir Ortamlar”, “Afet ve İnsani Bakımdan Acil Durumlar”, “Yaşlı Hakları”, “Uygulama ve İzleme” olmak üzere 6 politika alanında 16 hedef ve 51 eylem alanından oluştuğunu ifade ederek, şu bilgilere yer verdi:
    “Yaşlanma Vizyon Belgesi doğrultusunda oluşturulan 2023-2025 yılları arasında gerçekleştirilecek 183 faaliyeti içeren Yaşlı Hakları Ulusal Eylem Planı ile bireylerin yaşamlarının her döneminde aktif yaşlanma sürecine etkin olarak katılımlarının sağlanması, yaşlı haklarının güçlendirilmesi, hak temelli ve kapsayıcı yaklaşımla yaşlı bireylere yönelik yeni hizmet ve destek modellerinin geliştirilmesi, kuşaklararası dayanışmanın güçlendirilmesini hedefliyoruz. Bu doğrultuda ‘yaşlı bireylerin haklarını gerçekleştirebildikleri, kendi ihtiyaçlarına ve taleplerine uygun hizmetleri alabildikleri ve yaşam deneyimlerini gelecek nesillere aktarabildikleri her yaş için toplum inşa etmek’ vizyonumuzun ortaya koyulmasını amaçlıyoruz.”

  • Mersin’de ‘Afet Eylem Planı’ hazırlanacak

    Mersin’de ‘Afet Eylem Planı’ hazırlanacak

    Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcilerinin katıldığı toplantıda; jeoloji, jeofizik, hidrojeoloji, şehir planlaması, hukuk, halk sağlığı, gıda güvenliği, çevre, afet lojistiği, ziraat mühendisliği, kimya mühendisliği, peyzaj, mimarlık ve inşaat mühendisliği alanında uzman akademisyenler ve uzman isimler yer aldı. İki oturumda gerçekleşen toplantının ilk oturumunda Mersin’in coğrafi yapısı, risk kategorileri, nüfus artışı, sıvılaşma riskinin olduğu bölgeler, yağış haritası, hazırlanacak olan ‘Afet Eylem Planı’nın kapsamı ve yöntemi ile olası senaryolar konuşuldu. 5 başlık altında gerçekleştirilen ikinci oturumda ise deprem, kuraklık, sel, yangın gibi olası afet konu başlıklarında; altyapının geliştirilmesi, önlemler, öneriler, yapılması gereken yatırımlar ve planlamalar konuşuldu.

    5 başlık altında uzmanlar görüşlerini dile getirdi
    Mersin Büyükşehir Belediyesi Afet Yönetim Planı’nın hazırlık komisyonunda görevli Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doçent Doktor Fikret Zorlu, 2 oturumda gerçekleşen toplantının ilk oturumunu değerlendirdi.

    “Diğer riskleri de göz ardı etmeyen bir çalışma planlamaktayız”
    Zorlu, ‘Mersin İli Afet Riskleri ve Eylem Çalışma Kapsamı’ isimli sunumunda; afete nasıl hazırlık yapılmalı, eylem planı nasıl olmalı, çalışma, yöntem ve yol haritaları nasıl olmalı gibi konuların üzerinde durdu. Yapılacak çalışma için 2 kez daha bir araya geleceklerini ve bir eylem planı oluşturacaklarını ifade eden Zorlu, “Haziran ayı içerisinde yerel katılımcıların, odaların, belediyelerin, uygulamadaki uzmanların katılımıyla, yerelin problemlerinin tartışıldığı bir çalıştay planlamaktayız. Dolayısıyla bu çalışma, Mersin Büyükşehir Belediyesinin koordinasyonunda yürütülen çok yönlü bir çalışma olma hedefinde. Deprem güncel olması ve olayın büyüklüğü nedeniyle ön planda. Ama tabi diğer afetleri de göz ardı edemeyiz. Deprem sonrası müdahaleler ile buna yönelik mutlaka önlem almalıyız ama esas prensip bunun bir afete dönüşmesini engelleyici mekanizma ne olmalı? Altyapı ne olmalı? Tabii ki Mersin’de deprem dışında heyelan ve su baskınları var. Kuraklık riski, yangın, patlama, kimyasal kaza riskleri var. Çünkü burası bir sanayi bölgesi ve bir petrol depolama ile dağıtım bölgesi. Dolayısıyla diğer riskleri de göz ardı etmeyen bir çalışma planlamaktayız” dedi.

    “Bölgelerdeki problemlere yönelik çalışmalar yürütmeliyiz”
    Mersin nüfusunun hem Suriyeli göçü hem de yaşanan depremlerin ardından çok büyük artış gösterdiğini belirten Zorlu, “2011 yılından sonra Suriyeli sığınmacılar nedeniyle, 2 milyon 200 binleri aşmış bir nüfus vardı. Bu deprem sonrasında gelen nüfusla beraber, sayı 2.6 milyona ulaşmış durumda. Bunların çok önemli bir kısmının kalıcı olacağını biliyoruz. Bu planlama çerçevesinde nasıl bir değer için çalışmamız gerekiyor? Nüfus bizim en büyük değerimiz olduğuna göre, bu nüfusu koruma üzerinde durmalıyız” ifadelerine yer verdi. “En önemli yerleşimlerimiz kıyı bölgesinde” diyen Zorlu, “Tarsus hem sanayi hem de nüfus bakımından sıvılaşma riskinin yüksek olduğu bölgelerden biri. Akdeniz, Mezitli, Yenişehir barındırdıkları nüfus ve çalışma alanları nedeniyle, değerlerin çok yüksek ve risklerin yüksek olduğu bölgeler. Sırasıyla Toroslar, Silifke ve Çamlıyayla, nispeten nüfusun az olması ve zemin yapısı nedeniyle biraz daha avantajlı. Ama orada da Ecemiş fayının uzantıları var, başka riskler var” diyerek, özellikle bölgelere ve bölgelerdeki problemlere yönelik çalışmalar yürütmenin elzem olduğunu vurguladı.

    “Afet İşleri Dairesinin kurulması çok isabetli bir karar oldu”
    Eylem Planının uygulama sürecinin etaplar halinde olacağını kaydeden ve yapı üretimi, sosyal konut üretimi, yeni konutların üretimi, altyapının güçlendirilmesi, köprüler gibi uygulama kısmının zaman alacağını ifade eden Zorlu, son olarak Mersin Büyükşehir Belediyesinin Afet İşleri Dairesini çok hızlı bir şekilde kurması ile ilgili de “Büyükşehir Belediyesi, afet risklerini öngördüğü için Adıyaman’da bir takım hazırlıklar yaptı, oraya destekler verdi ve böyle bir dairenin ihtiyacını öngördü. Şu anda Büyükşehir Belediyesinin aslında fiilen Fen İşleri, Sosyal Hizmetler, İtfaiye Dairesi, Ulaşım Dairesi gibi farklı farklı daireler altında yaptığı işi, tek bir merkez altında, tek daire altında koordine ettiği bir yapılanma olacak. Tabii ki bütün dairelere görev düşüyor ama bunların planlanması, organizasyonu, dağıtımı, lojistiği, malzeme tedariğinin bir daire üstünde olması gerekiyordu. Dolayısıyla çok isabetli bir karar olmuş oldu” diye konuştu.

    “Güzel bir başlangıç”
    Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bahar Yetiş, toplantının oldukça verimli geçtiğinden söz ederek, “6 Şubat’tan sonra pek çok belediye, bu tarz çalışmaların yapılması gerektiğini fark etmiş durumda. Bu güzel bir şey. Mersin Büyükşehir Belediyesinin de bu bağlamda çok hassas olduğunu fark ettim. Yaptıklarını dinledim. Oldukça iyi işler başarmışlar. Ama tabi ki her zaman daha iyisi mümkün. Onun arayışı içindeler. Dolayısıyla da bu çalışmayı çok takdir ettim. Güzel bir başlangıç” dedi.

    “Mersin’in geleceği hakkında konuştuk”
    Jeoloji Mühendisi Profesör Doktor Selim İnan, yararlı bir toplantı gerçekleştiğini belirtti. İnan, “Mersin’in bir Afet Master Planının olması gerekiyor. Dolayısıyla da afetlerle ilgili bir birimin olması gerekiyor. Bu birimle ilgili olarak da belediye başkanımız adımını attı ve çalışan arkadaşlar da gayet güzel bir toplantı düzenlediler. Türkiye’nin değişik üniversitelerinden de çok sayıda bilim insanı geldi. Kamudan gelen arkadaşlarımız var. Neler yapılabilir, hangi birim kurulabilir, bu birimin görevleri ne olmalıdır, ilk yapılacak adım nedir, daha sonraki adımlar ile Mersin’in geleceği hakkında konuştuk” ifadelerini kullandı.
    6 Şubat’ta yaşanan depremin Mersin’i de çok etkilediğinden bahseden İnan, “Herkes dışarılara çıkmaya başladı ve gerçekten de buranın bu kadar etkilenmesinin nedenleri üzerinde çalışmaya başladık. Onun için de genel olarak baktığımızda etrafta faylar var. Faylar aktif midir ya da zemini nasıldır, bu zemin problemleri nelerdir, zemini düzeltmek amacıyla neler yapılabilir konularıyla alakalı toplantı yaptık” diye belirtti.

    “İleride, keşke bunları yapsaydık dememek için oldukça önemli bir çalışma”
    Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Özbek ise “Depremi bizzat yaşayan biri olarak, böyle bir hassasiyetin gösterilmesi oldukça önemli. Çünkü biz bu tip uyarıları yerel yönetimlere Kahramanmaraş’ta yaptık. Burada tabii yerel yönetim olarak çalışma önceden planlanmış. Biz de buraya özellikle zemin etütleri konusunda katkı sunmaya geldik. Mersin risk taşıyan bölge. Özellikle sahil kesimi, sıvılaşma açısından oldukça riskli bir alan. Ayrıca çok katlı yapılan bulunması, deprem açısından önemli risk taşıyan bir durum. Bu yüzden tahminimce Mersin’in bu riski yaşamamak için böyle bir adım atıldığını düşünüyorum. En azından ileride, keşke bunları yapsaydık dememek için oldukça önemli bir çalışma” şeklinde konuştu.

  • İklim aktivistleri, ellerini asfalta yapıştırdı

    İklim aktivistleri, ellerini asfalta yapıştırdı

    Almanya’nın Hamburg kentinde 3 haftadır eylem yapan iklim aktivistleri, Elbe Tünelinin (Elbtünnel) girişi ve Elbe Köprüsü’nün (Elbbrücken) çıkışı olmak üzere iki ayrı noktada eylem gerçekleştirdi. Arabalardan inerek yola oturan eylemciler, ellerinde pankartlarla slogan attı.

    İklim aktivistlerinin ellerini asfalta yapıştırmasının ardından tünel ve köprü trafiğe kapatılırken, şehir merkezine kadar 30 kilometrelik araç kuyruğu oluştu. Olay yerine çok sayıda polis ekipleri, itfaiye ve ambulans sevk edildi. Uzman polis ekipleri yanlarında getirdiği, zeytinyağı, ele zarar vermeyen çözücü ilaç ve diğer aletlerle uzun uğraşlar sonrası eylemcilerin ellerindeki yapıştırıcıyı çıkardı.


    Polis, eylemcileri gözaltına aldı.

  • Eylem için gönderilen teröristler yakalandı

    Eylem için gönderilen teröristler yakalandı

    Edinilen bilgiye göre, Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, PKK/KCK-PYD/YPG silahlı terör örgütü üyesi 2 teröristin eylem yapmak için yasa dışı yollarla Suriye’nin Ayn El Arab (Kobani) bölgesinden Türkiye’ye geldiğini belirledi. Teröristlerin kaldığı adresi belirleyip operasyon için düğmeye basan ekipler, Suriye uyruklu 2 terörist ile birlikte keşif çalışması yaparak terör örgütüne yardım ve yataklık eden 1 şahsı yakaladı.

    Gözaltına alınan şahıslar, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildikleri mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
    Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

  • Eylem hazırlığındaki DEAŞ’lılar yakalandı

    Eylem hazırlığındaki DEAŞ’lılar yakalandı

    Gaziantep İl Jandarma Komutanlığı ve Jandarma Suriye Görev Gücü tarafından gerçekleştirilen operasyonda; PKK/KCK/PYD/YPG terör örgütünün Suriye/Haseke El Kef Cezaevinden Cerablus’a gitmesi şartıyla tahliye ettiği DEAŞ’ın sözde yargı sorumlusu ‘Rami Remo’ kod adlı Ramo Muhammed El Hamed eylem hazırlığında iken yakalanmıştı.

    31 Ağustos tarihinde yakalanan Ramo Muhammed El Hamed’in ifadesi doğrultusunda ise Türkiye’de sansasyonel eylem yapma hazırlığında olan; sözde istihbarat sorumlusu Ebu Resul kod adlı İbrahim El Salih, sözde sosyal medya sorumlusu Ebu Eyup kod adlı Husam Davud, sözde eğitim sorumlusu Ebu Abdurrahman El Şami kod adlı Ahmed El Helo, sözde örgüt imamı Ebu Reşid kod adlı Kemi Aydan olmak üzere 4 DEAŞ mensubu Suriye/Cerablus bölgesinde sınırı geçmeye çalışırken yakalandı.

    Operasyonda ayrıca teröristlere yardım ve yataklık ettiği belirlenen 6 işbirlikçi de gözaltına alındı. Söz konusu teröristler ile birlikte; 1adet AK-47 Kalaşnikov piyade tüfeği, 1 adet şarjör ve 27 adet fişeği ele geçirildiği aktarıldı.

  • Yunanistan’da eğitim alan PKK’lı yakalandı

    Yunanistan’da eğitim alan PKK’lı yakalandı

    Yunanistan’ın Doğu Attika bölgesinde PKK’lı teröristlerin eğitildiği Lavrion Kampı’nda sabotaj eğitimi aldıktan sonra yasadışı yollarla Türkiye’ye giriş yapan “Delil” kod adlı ve PKK/KCK’lı terörist Hüsamettin Tanrıkulu’nun İstanbul’da olduğu belirlendi. Güvenlik ve istihbarat birimlerince Esenyurt ilçesinde bir evde saklandığı tespit edilen terörist, cumartesi günü söz konusu düzenlenen operasyon ile yakalandı.

    ÇAPRAZ SORGUYA ALINDI

    Yunanistan’da eğitim gördükten sonra örgüt talimatı ile Türkiye’deki büyükşehirlerde silahlı ve bombalı sansasyonel eylem hazırlığındaki terörist, sorgulanmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şubesine getirildi. Üzerinde dijital materyal ve çeşitli örgütsel dokümanlar ile yakalanan “Delil” kod adlı terörist Hüsamettin Tanrıkulu, İstanbul TEM Şubede çapraz sorguya alındı.

    KEŞİF HAZIRLIĞI YAPTI

    Terör örgütünce verilen talimatla eylemsel faaliyet konularında PKK/KCK adına inisiyatif alarak sansasyonel nitelikte eylem tasarlayan teröristin, sınır hattından illegal geçiş yaparak İstanbul’a geldiği ve burada saldırı hedefindeki bölgelerle ilgili keşif hazırlığı yaptığı öğrenildi. Büyükşehirlerde silahlı ve bombalı eylem hazırlığı yaparken yakalanan PKK’lı teröristin ülke içerisindeki bağlantıları araştırılırken, eylemin niteliği ve hedefi hakkında daha fazla ayrıntı verilmedi

    BAKAN SOYLU’DAN AÇIKLAMA

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Sevgili Kılıçdaroğlu; üzücü bir haber daha: HDPKK’nın, Lavrion Kampı’ndan Türkiye’ye, büyükşehirlere eylem için gönderilen, Delil kod Hüsamettin Tanrıkulu, İstanbul ve Diyarbakır Emniyeti tarafından yakalandı. Sadece savunduğun HDPKK’nın değil Yunanistan’ın da ilgiye ihtiyacı var” dedi.

    EMNİYETTEN YAZILI AÇIKLAMA

    Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada da, “Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı koordinesinde Diyarbakır ve İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüklerince yürütülen çalışmalar sonucunda Yunanistan Lavrion Kampı’nda sabotaj eğitimi alan, illegal yollarla Türkiye’ye giriş yapan ve PKK/KCK’nın talimatı ile büyükşehirlerde silahlı ve bombalı sansasyonel eylem hazırlığındaki Delil kod adlı Hüsamettin Tanrıkulu, İstanbul’da yakalandı” denildi.

  • Bursa’da PTT işçileri iş bıraktı

    Bursa’da PTT işçileri iş bıraktı

    PTT’de çalışan 520 taşeron işçi, son zamanlarda yapılan mobbing ve daha düşük maaşlı sözleşmeyi imzalamaya mecbur bırakıldıkları gerekçesiyle bugün itibariyle iş bıraktı.

    Taşeron PTT çalışanlarının seslerini duyurmak için Beşevler Mahallesi’nde bulunan PTT Başmüdürlüğü önünde PTT-Sen tarafından basın açıklaması yapıldı. Sendika adına açıklamayı genel sekreter Emin Bil okudu.

    PTT Sen Örgütlenme Sekreteri Emin Bil, geçmiş yıllardaki sözleşmelerde asgari ücret üzerinden yüzde 30 ila 40 üzerinden fark alırken şimdi yeni sözleşme ile ancak yüzde 10 gibi bir fark alabileceklerini söyledi.

    Bil, “Yol ve yemek resmi gazetede 51 lira iken yeni sözleşmede 21 lira teklif ediliyor. Biz 21 lira ile her gün iki mahalleyi nasıl dolaşacağız. Her gün 75 gönderi bırakmamız gerekirken adreslere sabah 07.00’dan akşam 19.00’a kadar 120 gönderi bırakıyoruz. Fazla mesailerimiz ve tatil günleri, resmi bayramlarda çalışmamız göz ardı ediliyor. Anayasa’da biz meslek grubu koruma altında iken mobbing ve baskıyla kamu kurumlarına ait resmi evrakların tebligatı yaptırılıyor. Sendikal haklardan mahrumuz. İş sağlığı ve güvenlik uzmanlarının PTT A.Ş. Kontrolör görevli personel sahaya inerek çalışma şartlarını üst makamlara rapor etmesi beklentimizdir. Sesimizin duyurulması talebimizdir. Sözleşmeyi imzalamayan personelin iş akdinin sonlandırılması yetkili taşeron şirket tarafından bu konuda bize baskı yapılıyor. PTT Genel Müdürlüğü, Çalışma Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı’nı çağrımızı duymaya dertlerimizi sonlandırmaya davet ediyoruz’ dedi.

    Kocaeli’de de eylem var

    Öte yandan PTT’nin taşeron işçileri Kocaeli’de de eyleme geçti. Yeni sözleşmeye göre asgari ücretin yüzde 15 fazlasını alacaklarına tepki gösteren işçiler, haklarını alana kadar eylemin süreceğini söyledi.

  • Bursa’da köylülerden şehir merkezinde eylem

    Bursa’da köylülerden şehir merkezinde eylem

    1951 yılında Bulgaristan’dan Bursa’nın Karacabey ilçesine göç ederek yerleşen 201 kişi burada borç karşılığı 12 bin dönümlük arazi aldı.

    Aldıkları bu çiftliği 28,5 dönümlük şahsi tarlalara bölüştüren köylüler 6 bin dönüm araziyi ise otlak alanı olarak bıraktı. Köylüler borç olarak aldıkları çiftliğin ücretini yıllarca çalışarak ödedi. Çiftlik 1978 yılında köy statüsüne geçti. Köylünün otlak olarak ayırdığı tapulu 6 bin dönüm alan ise hazine yeri olarak köy tüzel kişiliğine tapulama yapıldı.

    Bütünşehir yasasıyla birlikte köylünün 6 bin dönüm arazisi ilçe belediyesine kaldı. Bu arazilerden 650 dönümü satıldı. 150 dönümün daha ihale yoluyla satışa çıkması üzerine köylüler duruma tepki göstererek Bursa şehir merkezi  15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda eylem yaptı.

    Yüzlerce Hürriyet Köyü sakini ellerinde pankartlarla arazilerinin kendilerine geri verilmesini istedi. Bu işin peşini bırakmayacaklarını söyleyen köylüler haklarını alana kadar mücadele edeceklerini belirtti.

  • Eylem yapan ambulans şoförüyle görüştü

    Eylem yapan ambulans şoförüyle görüştü

    Ambulans şoförünün dün Sağlık Bakanlığı önüne gelerek yaptığı eylem çok konuşulmuştu. Onkoloji hastası için 3 saat boyunca hastane aradığını belirten şoför, bakanlık önünde Bakan’la görüşmek için eylem yapmıştı.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kendisiyle görüşmek için Sağlık Bakanlığı önünde kendisini ambulansa kilitleyen ambulans şoförüyle bir araya geldi. Koca yaptığı açıklamada, “Ama bazı şeyler konuşulduğu yerde kalmalı” dedi.

    Koca, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Şoför arkadaşımız arzusu üzerine misafirim oldu. Hasta nakil aracıyla naklini yaptığı hastanın Ankara Şehir Hastanesi aciline yatışını sağladıktan 2,5 saat sonra aracıyla bakanlık binası önüne park edişinden başladık, çok şey konuştuk. Ama bazı şeyler konuşulduğu yerde kalmalı” ifadelerini kullandı.

    ‘SAĞLIK BAKANI BURAYA GELMEZSE AMBULANSI PATLATIRIM’ DEMİŞTİ

    Sağlık Bakanlığı önünde kendini ambulansa kilitleyen ambulans şoförü, “Oksijen tüplerini açtım, Sağlık Bakanı buraya gelmezse ambulansı patlatırım” demişti.

    Sağlık çalışanı, kendisini ikna etmeye gelenlere megafonla seslenerek, “Ben terörist değilim. Kimse gelmesin, sağlık bakanı gelene kadar buradayım. Vatandaşlara zarar vermek istemiyorum. Ben devletin hastanesinde iş yapamıyorsam vatandaş ne yapsın. 3 saattir onkoloji hastası için hastane arıyorum. Servise teslim edemedim. Yoğun bakımlık hasta. Bu eylemim devlete zarar vermek amacıyla değil. Hasta haklarını savunmak için bu eylemi yapıyorum. Ben devletin hastanesinde iş yapamıyorsam; hastalar, hasta yakınları, bu millet ne yapsın?” ifadelerini kullanmıştı.

    İkna edilen ambulans şoförü, bir süre sonra eylemini sonlandırmıştı.