Etiket: fahrettin altun

  • AK Parti’li Ünal’dan, Kılıçdaroğlu’na tepki

    AK Parti’li Ünal’dan, Kılıçdaroğlu’na tepki

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, “Kemal Kılıçdaroğlu, Biden’ın açıklaması kendisine sorulduğunda alaycı bir üslup ve çirkin yakıştırmalarla Fahrettin Altun’a saldırarak konuyu geçiştiriyor.” ifadesini kullandı.

    Ünal, Twitter hesabından, “Kemal Kılıçdaroğlu, Biden’ın açıklaması kendisine sorulduğunda alaycı bir üslup ve çirkin yakıştırmalarla Fahrettin Altun’a saldırarak konuyu geçiştiriyor. Asıl soru şudur, Biden Ocak’ta ‘Erdoğan’ı sizinle devireceğini’ söylediğinde siz 7 ay boyunca neden sustunuz?” paylaşımında bulundu.

  • Fahrettin Altun’dan Kılıçdaroğlu’na “Biden” yanıtı

    Fahrettin Altun’dan Kılıçdaroğlu’na “Biden” yanıtı

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Twitter’dan yaptığı açıklamada, “ABD’de bir başkan adayı (Joe Biden) muhalefetle iş birliği yapıp Cumhurbaşkanımızı devireceğini söylüyor. Muhalefetin başı “olmaz öyle şey” demek yerine konuyu gündeme getirdiğim gerekçesiyle bana saldırıyor. Devlet ciddiyeti gereği bu üsluba misliyle mukabele etmiyor ancak esefle kınıyorum.” açıklamasını yaptı..

    KILIÇDAROĞLU NE DEDİ?

    Türkiye’de birçok muhalif kesim tarafından tepkiyle karşılanan konuşmaya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ilk yorum geldi.

    CHP’nin sosyal medya hesabından paylaşılan videoda Kılıçdaroğlu şunları söyledi;

    “Önce şu soruyu gerçekten sormak gerekiyor” diyen Kılıçdaroğlu, “7 ay önce yapılan açıklama ortada dururken bu ülkenin Cumhurbaşkanı kimdi? Bu ülkenin sarayında kim oturuyordu? Dışişleri Bakanı kimdi? 7 aydır tepki vermediler. Neden şimdi tepki veriyorlar?”

    NE OLMUŞTU?

    ABD’deki başkanlık seçimlerinde Donald Trump’a rakip olan Joe Biden, New York Times’a Ocak ayında verdiği röportajda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef almıştı. Biden skandal sözlerle Erdoğan’a karşı muhalefeti savunmaları gerektiğini belirterek, “Erdoğan’ı darbeyle değil seçimle devireceğim” demişti. “Yapacağım en son şey, ona (Erdoğan’a) Kürtler konusunda boyun eğmek olurdu” şeklinde ifadeler kullanan Joe Biden, diğer taraftan Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerini nasıl izole edecekleriyle ilgilenmeleri gerektiğini söylemişti. Biden’ın bu sözlerine çok sayıda siyasetçi tepki göstermişti.

    https://www.facebook.com/BursaLineTV/videos/326075291765808/

    Muhalefetten Biden’ın açıklamalarına tepki (Okumak için tıkla)

  • Fahrettin Altun: Türkiye 2002’den bu yana daha güçlü

    Fahrettin Altun: Türkiye 2002’den bu yana daha güçlü

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, üniversite tercih etkinliğinde yaptığı konuşmada, “Bundan 20-30 yıl önce belki doğa bilimlerine verilen önem bugün sosyal bilimlere veriliyor. Eğer biz bu 20 yıllık süreç içerisinde yaşananları, dünyada ortaya çıkan çalkantıları sadece büyük krizler olarak görüp seyretmeyi tercih etmiş olsaydık, bugün böylesi bir Türkiye ile karşı karşıya kalmazdık. Bugün Türkiye, sağlıktan ulaşıma, eğitimden emniyete kadar birçok alanda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok ciddi bir mesafe kat etmiş, itibarlı bir çekim merkezine dönüşmüştür” dedi.

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İbn Haldun Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi işbirliğiyle online düzenlenen üniversite tercih etkinliği TercihFest’in açılış konuşmasını yaptı. Altun, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda başarı gösteren gençleri tebrik ederek, TercihFest’in yol gösterici olması temennisinde bulundu.

    “BATICI PARADİGMA, ÇOK CİDDİ BİR MEYDAN OKUMAYLA KARŞI KARŞIYA”

    Bugünün dünyasının 20 yıl öncesinden çok farklı olduğunu belirten Altun, dünyanın geçirdiği değişim ve dönüşümün, toplumsal dünyaya olduğu gibi sosyal bilimlerin uygulama alanları ve teorilerine de yansıdığını ifade ederek, “19. yüzyılda zirveye çıktığı haliyle kendisi dışındaki toplumların sömürülmesi, fiili olarak işgali anlayışından beslenen Batıcı paradigma, çok ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya bugün. Değerli madenlerden tutun da nitelikli insan kaynağına kadar Batı’nın, Batı dışı toplumları sömürdüğü o 200 yıllık düzenin bugün artık değişmeye başladığını görüyoruz ve bu artık gündelik hayatımıza da farklı şekillerde yansıyor. 1990’lı yıllarda Soğuk Savaş bittiğinde, artık dünyada savaşların son bulduğu, iktidar mücadelesinin söz konusu olmayacağı, onun yerine görünmeyen bir kültürel hegemonya olarak küreselleşmenin hakim olacağı görüşü dile getiriliyordu. Burada ‘liberal küreselleşme’ dediğimiz paradigma, aslında bize ABD önderliğindeki Batı egemenliğini evrensel, tartışılmaz, ezeli ve ebedi bir durum olarak yansıtıyordu.1990’lardan farklı olarak bu görünmeyen hegemonya 2000’lerin sonlarında görünmeye, bugün ise çok ciddi şekilde sorgulanmaya başlandı. Artık dünya siyaset sahnesi, Batılı öznenin hegemonya arzusunu, tahakküm arzusunu gizleyebildiği ve bu arzunun Batı-dışı dünya tarafından bir kader olarak algılandığı bir sahne değil. İyi ki de değil. Batı dünyasında da Batı dışı dünyada da herkes aslında sert bir mücadelenin yaşandığını ve bu mücadelenin arkasında hangi aktörlerin olduğunu biliyor. Dahası aktörler arasında yaşanan çekişme ve çatışma, her alanda kendini hissettiriyor” şeklinde konuştu.

    “ÜNİVERSİTELERİMİZ SAHİCİ BİLİM ÜRETME MERKEZLERİDİR”

    Dünyanın değiştiğini ve buna uygun şekilde bilimin de değişerek yeni dönemin bilgisini inşa etmesi gerektiğini vurgulayan Altun, “İdeolojik söylemleri, bilimsel hakikat olarak yansıtan teorilerin ve bunların pratikteki yansımalarının ifşa edilmesi, kuşkusuz bu noktada büyük bir önem arz ediyor. Esasında bütün tarih boyunca hakikat mücadelesi her daim varola gelmiş bir mücadeledir. Bunun için verilecek mücadelenin merkezinde sahici bilgi için verilecek mücadele vardır. Üniversitelerimiz bu anlamda son derece kritik bilgi, sahici bilgi üretme, sahici bilim üretme merkezleridir. Çerçevesini çizmeye çalıştığım yeni ve belki de bir o kadar da kaotik dünya siyaset ortamında ülkemiz kendisini bir aktör olarak, kurucu bir özne olarak konumlandırma arayışı içindedir. Türkiye, son 20 yılda bölgesel ve küresel gelişmelere, meydan okumalara, iniş çıkışlara ve çalkantılara rağmen, bütün bu zor süreçlere rağmen kendi adına ve hesabına hareket etme imkanını yakalamıştır. Bu bağlamda ulusal, bölgesel ve küresel alanda ortaya çıkan fırsatları değerlendirmiş ve gün sonunda bölgesel bir güç halini almıştır. Dahası, ülkemiz bir bölgesel güç olmakla da kalmamış, küresel bir aktör olmak için ciddi bir mücadele süreci içerisine girmiştir. Bu mücadele süreci gerçek anlamda bir özgürleşme ve büyüme mücadelesi olarak kendisini göstermiştir. Dış politika, ekonomi ve güvenlik alanlarında verilen özgürleşme ve özerkleşme mücadelesi, Türkiye’yi önce bir bölgesel güce, ardından bir küresel aktöre dönüştürmüştür. Bu bağlamda bizim mücadelemiz, ülkemizi ve bölgemizi iki yüz yıl boyunca etkisi altına almış Batılılaşma politikalarının ürettiği ağır maliyetlerden ve ne yazık ki Batıcı elitlerin yıllar yılı önümüze kader diye koyduğu bağımlılık tuzağından kurtulmaktır” ifadelerini kullandı.

    “BUGÜN TÜRKİYE İTİBARLI BİR ÇEKİM MERKEZİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde verilen mücadelenin ‘hakikat ve görünmeyeni görünür kılma mücadelesi’ olduğunu dile getiren Fahrettin Altun, “Bilgi güçtür evet ama bilgi ne zaman güçtür? İçinde bulunduğumuz toplumun, ülkenin, bölgenin ve dünyanın meselelerini dert edinerek üretilmiş bilgi, yani sahici bilgi güçtür. Ismarlama bilgi, sipariş bilgi, tercüme bilgi güç değildir, o bağımlılıktır. Sahici bilgi güçtür. Hep söylediğimiz bir şey var: Sosyal bilimcilerin laboratuvarı toplumdur. Bu anlamda Türkiye’mizin toplumsal yapısı, sosyal bilimcilerimizin sahici bilgiler üretmeleri için büyük bir imkandır. Bunun yanında ülkemizin yükselen bir aktör olarak sosyal bilimlere verdiği önem günden güne artmaktadır, sosyal bilimcilerin önü açılmaktadır. Bundan 20-30 yıl önce belki doğa bilimlerine verilen önem bugün sosyal bilimlere veriliyor. Eğer biz bu 20 yıllık süreç içerisinde yaşananları, dünyada ortaya çıkan çalkantıları sadece büyük krizler olarak görüp seyretmeyi tercih etmiş olsaydık, bugün böylesi bir Türkiye ile karşı karşıya kalmazdık. Bugün Türkiye, sağlıktan ulaşıma, eğitimden emniyete kadar birçok alanda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok ciddi bir mesafe kat etmiş, itibarlı bir çekim merkezine dönüşmüştür” diye konuştu.

    “ÜLKEMİZ SON 18 YILDA HER ALANDA BÜYÜDÜ”

    Fahrettin Altun, bütün dünyanın ağır bedeller ödediği koronavirüs salgını sürecinde Türkiye’nin başarılı bir sınav verdiğini ve 100’ün üzerinde ülkeye yardımda bulunulduğunu kaydetti. Altun, sözlerine şöyle devam etti:

    “Ülkemiz son 18 yılda her alanda büyüdü. Demokrasimiz vesayetten, ekonomimiz bağımlılıktan kurtularak güçlendi. Dış politikamız özerkleşti ve özgün politikalarla Türkiye’nin çıkarları ekseninde ilerlemeye başladı.” dedi. Bugünün Türkiye’sinin yeni bir paradigmaya, yeni bir kalkınma hamlesine tanıklık ettiğini vurgulayan Altun, şöyle konuştu: “O yüzden bazıları eski dönemin kavramlarıyla, eski paradigmalarla, eski teorilerle Türkiye’yi anlamlandırmaya, Türkiye’de olan biteni açıklamaya, Türkiye’nin serüvenini izah etmeye çalışıyor. Beyhude bir çaba içindeler. Yeni dönemin paradigmasını, yeni kavramlarla ve yeni çabalarla izah etmek, özgün, bilimsel çabalarla izah etmek durumundayız. Eski dönemin Batılılaşmacı, modernleşme anlayışı artık yerini özgün bir Türk tipi modernleşme anlayışına bırakmış durumdadır. Bunun bilim alanında karşılığını bulması gerekir. Sosyal bilimlerimizin bu yeni duruma duyarsız kalması düşünülemez.”

  • İletişim Başkanlığı’ndan ‘yeni kamu binası’ açıklaması

    İletişim Başkanlığı’ndan ‘yeni kamu binası’ açıklaması

    İletişim Başkanlığı’nca, yakın zamanda taşınılacak yeni kamu binasına ilişkin, “Bu bina söz konusu haber ve paylaşımlarda iddia edildiğinin aksine İletişim Başkanlığı’na özel olarak yeni inşa edilen ya da yüksek bedellerle kiralanan bir bina değildir. İletişim Başkanlığı’nı yıpratmaya yönelik art niyetli çabalar beyhude kalmaktan öteye geçemeyecektir” açıklaması yapıldı.

    İletişim Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, bazı medya kurumları ile dijital mecralarda, İletişim Başkanlığı’nın yakın bir zamanda taşınacağı yeni kamu binası hakkında dezenformasyon içerikli haber ve paylaşımlar yapıldığı gözlendiği belirtildi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği pek çok yeni kazanımdan birinin de Cumhurbaşkanlığı’na bağlı bir kurum olarak İletişim Başkanlığı’nın ihdas edilmesi olduğu kaydedilerek, “Başkanlığımız, ulusal iletişim politikasını yürütmek, devletin iletişiminin koordinasyonunu sağlamak ve söylem birliğini tesis etmek, kamu kurum ve kuruluşlarının kamusal iletişim standartlarını belirlemek, kamu diplomasisi faaliyetlerini yürütmek, milletimiz ile devletimiz arasındaki iletişim akışını yönetmek, etkin ve nitelikli bir medya alanına katkı vermek amacı doğrultusunda birçok faaliyet yürütmektedir. 2 yılı geride bırakan İletişim Başkanlığı, mülga Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanlığı’nın yerine getirdiği tüm görevleri devralmıştır. Ülkemizin köklü kurumlarından TRT’nin yanı sıra bağlı kuruluşları Basın İlan Kurumu ve Anadolu Ajansı’nın faaliyetlerinin koordinasyonu ve denetimi de yine İletişim Başkanlığı’nın sorumluluğuna verilmiştir. İletişim Başkanlığı bu görevlerinin de ötesinde ülkemizin uluslararası camia nezdindeki itibarına zarar verme potansiyeline sahip pek çok konuda proaktif iletişim stratejilerinin üretilmesi, kamu diplomasisi kapsamında Türkiye’nin millî argümanlarının oluşturulması, ekonomik, siyasi, askeri ve teknolojik alanlarda artan gücümüzün iletişim alanına da yansıması yönünde çok kritik bir misyona sahiptir” denildi.

    ‘BAŞKANLIK BÜTÇESİNE AĞIR BİR YÜK GETİRMEKTEDİR’

    Diğer yandan Başkanlığın, kamu kurumları ile halkın arasındaki iletişimi güçlendirmek; vatandaşlar ile devlet arasındaki bağı perçinleyerek fikri, önerisi, şikâyeti ya da ihtiyacı olan her bir bireyin sesini ilgili kurumlara duyurabilmesine vesile olmak üzere koordinasyon sağlama görevini de üstlendiği kaydedilerek, “Milletimiz adına çok kritik görevleri üstlenen İletişim Başkanlığı, hâlihazırda merkez teşkilatında 1000’e, taşra ve yurt dışı teşkilatlarında ise 500’e yakın olmak üzere toplamda 1500 çalışan ile hizmet sunmaktadır. Başkanlığımızın merkez teşkilatında 8 daire başkanlığı, Türkiye’nin farklı noktalarında 18 bölge müdürlüğü ve yurt dışında 36 basın müşavirliği bulunmaktadır. İletişim Başkanlığı kuruluşundan bu yana, mülga Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün kiraladığı hizmet binalarında faaliyetlerini sürdürmüştür. Mevcut binalar fiziki açıdan yetersiz olduğu gibi kira bedelleri açısından da Başkanlık bütçesine ağır bir yük getirmektedir. Bir yandan bu maddi yükün ortadan kaldırılması, bir yandan da farklı hizmet binalarında görev yapmakta olan personelin tek çatı altında toplanarak kamu kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılması gereği ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda, Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle, Başkanlığın bir kamu binasında hizmet vermeyi sürdürmesine karar verilmiştir” ifadesine yer verildi.

    ‘ÇABALAR BEYHUDE KALMAKTAN ÖTEYE GEÇEMEYECEKTİR’

    “17 Şubat 2020 tarihinde İletişim Başkanlığı’na hizmet binası olarak tahsisi uygun görülen bina, ne yazık ki bazı dijital mecralarda ve haberlerde gerçek dışı yorumlarla dezenformasyon konusu yapılmıştır” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Daha önce FETÖ’ye aitken Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından el konularak Maliye Hazinesine devredilen bu bina, bir süreliğine Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından değerlendirilmiş, sonrasında da Başkanlığımızın hizmetine verilmiştir. Dolayısıyla bu bina söz konusu haber ve paylaşımlarda iddia edildiğinin aksine İletişim Başkanlığına özel olarak yeni inşa edilen ya da yüksek bedellerle kiralanan bir bina değildir. İletişim Başkanlığını yıpratmaya yönelik art niyetli çabalar beyhude kalmaktan öteye geçemeyecektir. Ülkemizin en genç kurumları arasında yer alan İletişim Başkanlığı yeni hizmet binası ile kamu kaynaklarını verimli kullanma hedefi doğrultusunda kira bedeli yükünden kurtulduğu gibi misyonuna uygun şekilde dinamik bir fiziki ortam ve kimliğe kavuşmuştur. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, vatandaşlarımız ile devlet kurumları arasındaki iletişimin güçlendirilmesinde, Türkiye algısının uluslararası kamuoyunda hak ettiği düzeye taşınmasında ve ülke markamızın geleceğinin inşasında üstlendiği önemli sorumlulukları yerine getirirken kamu kaynaklarının kullanımında verimliliği tesis etmek üzere azami hassasiyeti göstermekte; görevini milletimizin teveccühüne layık şekilde başarma gayretiyle, var gücüyle çalışmaya devam etmektedir.”

  • İletişim Başkanı Altun’dan sosyal medya açıklaması

    İletişim Başkanı Altun’dan sosyal medya açıklaması

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sosyal medya açıklamasının çarpıtılmaya çalışıldığını belirterek ”Cumhurbaşkanımızın bu yaklaşımını baskıcı ve yasakçı bir kalıp içerisinde sunma çabaları beyhudedir” dedi.

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bazı sosyal medya platformları ile ilgili açıklamalarınının bağlamından koparılıp çarpıtılmaya kalkışılmasına ilişkin açıklama yaptı.

    Altun şu ifadeleri kullandı:

    ”Sayın Cumhurbaşkanımızın bugün bazı sosyal medya platformları ile ilgili yaptığı açıklamaları bağlamından koparıp çarpıtmaya kalkışanlara bir çift sözümüz var. Sayın Cumhurbaşkanımız bütün siyasi hayatı boyunca vesayetle, anti-demokratik unsurlarla, yasakçı zihniyetle mücadele etmiştir. Bugün kimi sosyal medya platformları ne yazık ki vatandaşlarımızın haklarını gasp etmektedir. Söz konusu sosyal medya platformları cinsel istismar, müstehcenlik, kumar, dolandırıcılık, suça teşvik, terör propagandası, hakaret gibi kanunlarımızın suç saydığı konularda vatandaşlarımızın haklarının korunmasına yönelik hiçbir katkı sunmamakta, aksine tüm uyarılarımıza rağmen bu suçların işlenmesine zemin teşkil etmektedir. Ayıca bu platformlar ülkemizde kontrolsüz şekilde kazanç elde etmekte, hiçbir vergi yükümlülüğüne tabi olmaksızın faaliyet göstermektedir.

    Sayın Cumhurbaşkanımız da milletin birliği, bütünlüğü ve menfaati için söz konusu alanda hukuki düzenlemelerin ilgili organlarca yapılmasını vurgulamış ve uluslararası sosyal medya şirketlerinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmıştır. Söz konusu alanda tüm dünyada olduğu gibi düzenlemelerin ve kontrollerin hukuk devleti ilkesi içerisinde yapılacağını da özellikle vurgulamıştır.

    Bahsedilen alanda kapsamlı bir hukuki düzenleme üzerinde çalışmalar devam etmekte, internet ile sosyal medya şirketlerinin ülkemizde bir an önce hukuki ve mali muhataplık tesis etmeleri için gerekli adımlar atılmaktadır.

    Milletimize ve değerlerimize düşmanlıkta sınır tanımayan bazı kesimlerin, yasaklara ve baskılara karşı yıllarca mücadele etmiş Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yaklaşımını baskıcı ve yasakçı bir kalıp içerisinde sunma çabaları beyhudedir. Türkiye’yi başka ülkelerle karşılaştıranların, kendi ülkesinin tarafında değil de iki yüzlü davranan sosyal medya şirketlerinin yanında durmalarına şaşırmadığımızı da belirtmek isteriz.

    Türkiye bir hukuk devletidir, güçlü bir devlettir. Hak arama mücadelemiz, hakikati savunma irademiz milletimizi ve değerlerimizi bu tarz saldırılara karşı koruma azmimiz sonuna kadar devam edecektir.”

  • İsveç’te tedavi edilmeyen Türk vatandaşı ambulans uçakla yurda getirildi

    İsveç’te tedavi edilmeyen Türk vatandaşı ambulans uçakla yurda getirildi

    İsveç’te yaşayan ve kronik kalp hastası Emrullah Gülüşken koronavirüs tehşisi konulmasına rağmen hastanede tedavi altına alınmayarak eve gönderildi. Babasının eve gönderilmesiyle Türk yetkililerden yardım isteyen Leyla Gülüşken’e cevap Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan geldi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, babasının durumunu bir videoyla anlatan kızına “Sevgili Leyla, sesini duyduk, İsveç’e geliyoruz” diyerek, müjdeyi verdi. İsveç’e giden uçağın saat 15.00’de Ankara’ya dönmesi bekleniyor.

    Babası koronavirüsü kapan Leyla istedi, Türkiye İsveç’e ambulans uçak gönderdi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İsveç’te yaşayan koronavirüs hastası Emrullah Gülüşken’i getirecek uçağın saat 06.00’da havalandığını açıkladı.

    Bakan Fahrettin Koca, Emrullah Gülüşken’in kızı Leyla’ya hitaben, twitter hesabından şunları yazdı:

    “Sevgili Leyla, sesini duyduk. Ambulans uçağımız saat 06.00’da havalanıyor, İsveç’e geliyoruz. Tüm Türkiye, böyle bir dönemde, uzakta olmanıza üzüldük. Baban için hastanemiz, hekimlerimiz hazır. Cumhurbaşkanımızın, bütün halkımızın geçmiş olsun dileklerini iletiyorum. Çok sevgiler.”

    Öğle saatlerinde bir paylaşım daha yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şu satırlar kaleme aldı:

    “Bir kız evlat, COVID-19 hastası babası için hiçbirimizin unutamayacağı bir şey yaptı. Ülkemiz harekete geçti. Ambulans uçağımız sabah İsveç’ten hastamızı aldı. Birazdan Ankara’da olacak. Sevgili Leyla, biz 25 bin hastamızı iyileştirdik. İnşallah Emrullah Bey de iyileşecek.”

    Güleşken’in kızı Leyla, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya teşekkür ederek; “Sayın Bakanım Allah Bin kere razı olsun sizden ne diyeceğimi bilemiyorum çok mutluyum babam ve ailem adına. İyi ki varsınız. Bu süreçte bize her koşulda yardım ettiğiniz için size minettarım” dedi.

    Emrullah Gülüşken için Türkiye’den gönderilen uçak Malmö Sturup Havaalanı’na indi. Negatif basınçlı sedyeyle Gülüşken ambulans uçağa alınarak Türkiye’ye doğru yola çıkarıldı.

    Gülüşken’in çocukları, Samira, Mahmut ve Emir Ali de aynı uçağa bindirildi. Uçak, Türkiye saati ile 11.00’da havalanan uçak 15.00 sıralarında Ankara Esenboğa Havalimanı’na indi.

    İsveç’in Malmö kentinde yaşayan Emrullah Gülüşken, yaklaşık 2 hafta önce yüksek ateş ve nefes darlığı yaşamaya başladı. Gülüşken’in durumundan endişelenen ailesi, sağlık kuruluşunu arayarak yardım çağırdı.

    Koronavirüs Testi Pozitif Çıkan Emrullah Gülüşken Eve Gönderildi

    Ancak hastaneden herhangi bir geri dönüş olmadı. İki gün önce ambulansla hastaneye kaldırılan Gülüşen’in koronavirüsü testi pozitif çıkmasına rağmen hastaneden geri evine gönderildi.

    Bunun üzerine Gülüşken’in kızları Samira ve Leyla Gülüşken, sosyal medyadan Türkiye’ye seslendi. Samira Gülüşken, “Ülkemizden bize sahip çıkması adına yardım talep ediyoruz, ne yaparız nereye başvururuz bilmiyoruz. Lütfen sesimizi duyurmamıza yardımcı olun, babamın durumu çok kötü, bir an önce müdahale edilmeli” diyerek yardım çağrısında bulunurken, Leyla Gülüşken de babasının bulunduğu bir videoyu paylaştı.