Etiket: Fahrettin Koca

  • Eylem yapan ambulans şoförüyle görüştü

    Eylem yapan ambulans şoförüyle görüştü

    Ambulans şoförünün dün Sağlık Bakanlığı önüne gelerek yaptığı eylem çok konuşulmuştu. Onkoloji hastası için 3 saat boyunca hastane aradığını belirten şoför, bakanlık önünde Bakan’la görüşmek için eylem yapmıştı.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kendisiyle görüşmek için Sağlık Bakanlığı önünde kendisini ambulansa kilitleyen ambulans şoförüyle bir araya geldi. Koca yaptığı açıklamada, “Ama bazı şeyler konuşulduğu yerde kalmalı” dedi.

    Koca, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Şoför arkadaşımız arzusu üzerine misafirim oldu. Hasta nakil aracıyla naklini yaptığı hastanın Ankara Şehir Hastanesi aciline yatışını sağladıktan 2,5 saat sonra aracıyla bakanlık binası önüne park edişinden başladık, çok şey konuştuk. Ama bazı şeyler konuşulduğu yerde kalmalı” ifadelerini kullandı.

    ‘SAĞLIK BAKANI BURAYA GELMEZSE AMBULANSI PATLATIRIM’ DEMİŞTİ

    Sağlık Bakanlığı önünde kendini ambulansa kilitleyen ambulans şoförü, “Oksijen tüplerini açtım, Sağlık Bakanı buraya gelmezse ambulansı patlatırım” demişti.

    Sağlık çalışanı, kendisini ikna etmeye gelenlere megafonla seslenerek, “Ben terörist değilim. Kimse gelmesin, sağlık bakanı gelene kadar buradayım. Vatandaşlara zarar vermek istemiyorum. Ben devletin hastanesinde iş yapamıyorsam vatandaş ne yapsın. 3 saattir onkoloji hastası için hastane arıyorum. Servise teslim edemedim. Yoğun bakımlık hasta. Bu eylemim devlete zarar vermek amacıyla değil. Hasta haklarını savunmak için bu eylemi yapıyorum. Ben devletin hastanesinde iş yapamıyorsam; hastalar, hasta yakınları, bu millet ne yapsın?” ifadelerini kullanmıştı.

    İkna edilen ambulans şoförü, bir süre sonra eylemini sonlandırmıştı.

  • Dünyada sayılı Türkiye’de ilk! Bursa’da uygulandı

    Dünyada sayılı Türkiye’de ilk! Bursa’da uygulandı

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kalbinde delik bulunan bir hastanın kalbe giden bir damarın anormal seyir göstermesi nedeniyle Türkiye’de ilk defa klasik yöntem yerine karaciğerde açılan tünel ile kalbe ulaşılıp, deliğin kapatılması yöntemiyle tedavi edildiğini açıkladı.

    Koca, sosyal medya hesabından, “Dünyada sayılı, Türkiye’de ilk. Bursa Şehir Hastanesinde yapılan ameliyatta, kalbinde delik bulunan bir hasta kalbe giden bir damarın anormal seyir göstermesi nedeniyle klasik yöntem yerine karaciğerde açılan tünel ile kalbe ulaşılıp, deliğin kapatılması yöntemiyle tedavi edildi.” açıklamasıyla birlikte video paylaştı.

    Videoda Bursa Şehir Hastanesinde görevli hekimler tarafından hastanın sağlık durumuna ilişkin bilgi verildi. 35 yaşındaki hastanın hastaneye nefes darlığı şikayetiyle başvurduğu belirtilen videoda hekimler şunları kaydetti:

    “Klinikte yapılan tetkiklerde hastanın kalbinde delik olduğunu tespit ettik. Delik, iki kalp kulakçığı arasında var olan bir delik. Bunun klasik olarak tedavisi dünyanın her yerinde, bizim kliniğimizde de kasık damarından girilerek şemsiye yöntemiyle bu deliğin kapatılması şeklinde uygulanıyor. Bu şekliyle kapattık.

    Radyolojik olarak tetkik ettiğimizde, vücudun ana toplar damarında anormallik olduğunu tespit ettik. Kalbindeki deliği kardiyoloji ekibi klasik yöntemle bu yüzden kapatamadı. Kendi aramızda tartıştığımızda da karaciğeri delerek yapabileceğimizi belirttik. Karaciğerden kalbe geçici bir tünel oluşturduk. Bu tünel vasıtasıyla kalpteki delik, kardiyoloji ekibiyle kapatıldı. Daha sonra o tüneli de kanama olmaması açısından elimizdeki özel malzemelerle kapattık ve işlemi komplikasyonsuz, sorunsuz bir şekilde tamamladık.”

  • Bakan Koca’dan maymun çiçeği virüsü açıklaması

    Bakan Koca’dan maymun çiçeği virüsü açıklaması

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

    Kovid-19 salgınına ilişkin bir soru üzerine Koca, “Kovid ile nasıl yaşanılabileceğini bilerek yaşayacağız, Kovid ile yaşıyor olacağız, tedbirlerimizi alarak, aşılarımızı yaptırarak” cevabını verdi.

    Maymun çiçeği virüsüne ilişkin bir soru üzerine Bakan Koca, şunları söyledi:

    “Maymun çiçeğini biliyoruz, temasla geçiyor. Yurt dışında nasıl gelişti? Temasla oldu artı salgıyla geçiyor, damlacık enfeksiyonuyla geçmiyor.

    ”Lüzumsuz gündem yapmayalım”

    Dolayısıyla salgın, pandemi ve benzeri olabilecek durumu söz konusu değil. Lüzumsuz gündem yapmayalım, vatandaşı tedirgin etmeyelim. Halen de bizde görülmedi ama maymun çiçeğine benzer belirtiler gösteren birçok virüs var. Her benzer görüntü için maymun çiçeği demeyelim. Medyada birtakım haberler yapılıyor, görseller paylaşılıyor sonra testlerini yapıyoruz negatif çıkıyor. İnsanlarımızda ‘görüldü de bunu bir şekilde gizlediler mi, açıklamadılar mı, dünyada görülüyor da bizde niye görülmüyor’ gibi bir kaygıya sebep oluyor. Yoğun temas olduğu durumlarda daha çok oluyor.”

    Maymun çiçeğinin salgın sebebi olmadığını vurgulayan Bakan Koca, bir soru üzerine TURKOVAC aşısının üretiminin devam ettiğini ve ellerinde bu aşıdan yeterince bulunduğunu ifade ederek, “Bundan sonraki süreçte daha çok hatırlatıcı doz anlamında önerdiğimiz, işte BioNTech için, Turkovac için, Sinovac için o dozlarını vatandaşlarımız yaptırıyor. Bundan sonraki süreçte kasım aralıkta herkes yeniden bir ilave doz yaptırmalı mı salgının seyriyle ilgilidir, dünyadaki gelişim belirler ve onun için de aşımız var” dedi.

  • Koronavirüs tablosu artık haftalık açıklanacak

    Koronavirüs tablosu artık haftalık açıklanacak

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, günlük olarak yayınlanan Kovid-19 tablosunun bugünden itibaren haftalık olarak yayınlanacağını açıkladı.

    Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bugüne dek günlük olarak yayınlanan Kovid-19 tablosu, 1 Haziran’dan itibaren haftalık olarak yine http://covid19.saglik.gov.tr adresi üzerinden yayınlanacak.” bilgisini paylaştı.

  • Vaka sayısı 3 gün binin altında! Maske isteğe bağlı

    Vaka sayısı 3 gün binin altında! Maske isteğe bağlı

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Covid-19 vaka sayılarının arka arkaya üç gündür binin altında olduğunu belirterek, hastaneler hariç maskenin mecburi olmaktan çıktığını duyurdu.

    Sağlık Bakanlığı, günlük koronavirüs tablosunu paylaştı. Buna göre, 29 Mayıs tarihli tabloda son 24 saatte 129 bin 961 test yapıldı, 864 kişinin testi pozitif çıktı, 2 kişi yaşamını yitirdi, iyileşenlerin sayısı ise bin 107 oldu. Vaka sayıları 27 Mayıs’ta 940, 28 Mayıs’ta ise 966 olarak açıklanmıştı.

    AŞILAMADA SON DURUM

    Türkiye’de bugüne kadar uygulanan aşı miktarı, 147 milyon 720 bin 907 doza yükseldi.

    18 yaş üstünde en az iki doz aşı yaptıranların oranı en yüksek 10 il, Osmaniye, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Manisa ve Zonguldak oldu.

    En az iki doz aşı uygulananların oranı en düşük iller ise Şanlıurfa, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ olarak sıralandı.

    “YOL MASKESİZ DAHA KISA”

    Sağlık Bakanı Koca, verilerle ilgili sosyal medya hesabındaki paylaşımında, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Vaka sayıları arka arkaya üç gün binin altında gerçekleşti. Toplu taşıma araçlarında maskeleri istersek çıkarabiliriz. Yol maskesiz daha kısa! Hastaneler hariç, maske mecburi olmaktan çıktı. Fakat bunca tecrübeden sonra, başta toplu taşıma araçları olmak üzere, kalabalık kapalı alanlar için maskemizi yanımıza alabiliriz.”

  • Bakan Koca’dan maymun çiçeği virüsü açıklaması

    Bakan Koca’dan maymun çiçeği virüsü açıklaması

     

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, maymun çiçeği virüsüne ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Koca, “Yeni bir tedirginlik alanı oluşturmamak gerektiği kanaatindeyim. Bugüne kadar maymun çiçeğinde vaka bizde olmadı. Maymun çiçeği hastalığının bir pandemi sebebi olacağına inanmıyorum. Çünkü damlacık enfeksiyonu ile bulaşmadığını, yakın temasla bulaştığını biliyoruz. Bu konuda gereksiz bir tedirginlik olmamalı. Bakanlığımız yakından takip etmekte” dedi.

    ÇİÇEK AŞISI YÜZDE 80-85 ETKİLİ

    Maymun çiçeğinde çiçek aşısının etkili olup olmadığı sorusu üzerine Koca, “Çiçek aşısının yüzde 80-85 etkili olduğunu biliyoruz. Bu konuyla ilgili 1970’den beri geliştirilmiyor. ABD başta olmak üzere bazı ülkelerin canlı virüsü imha etmediğini görüyoruz. Biz de bu noktada Bilim Kurulu ile geliştirme için neler yapılır istişare halindeyiz. Dünyada canlı virüs aşısının imha edildiği dönem yaşanmışken gereği yapılmamıştır” ifadelerini kullandı.

    SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ÖZLÜK HAKLARI

    Sağlık çalışanlarının özlük hakları konusunda da Koca, “Cumhurbaşkanımız müjdeyi 14 Mart günü vermişti. Sağlık çalışanları, başta hekimler olmak üzere 5 maddede özetledi. Sağlıkta şiddet yasaları Meclisten geçti. Bugüne kadar hiçbir meslek grubuna yapılmamış olan yasal çalışma, hekimlere şiddet katalog suçlara alındı. Cinayetle aynı oldu. Önemli gelişme. Emeklilikle ilgili çalışılıyor, özlük hakları çalışması yapılıyor. Grup başkanvekili açıklamasıyla Meclis gündemine geleceğini söylemişti. Bu ay geleceğini düşünüyoruz. Meclisin iradesinde olduğunu belirtmek isterim. Sağlık çalışanlarımız, Cumhurbaşkanımızın müjdelediği 5 maddenin gündeme girmesi ile sorunların çözülmesi ile devletin yapacağının bilinmesi lazım. Biz sağlık çalışanı ve hekim olarak saygınlığı kaybetmemeliyiz” şeklinde konuştu.

    COVİD YOĞUN BAKIM SERVİSLERİNDE SON DURUM

    Covid-19 yoğun bakımlarında hasta olup olmadığı sorusuna Bakan Koca, “Yoğun bakımdaki hasta sayısı düştü. Birçok ilimizde yoğun bakımın kapalı olduğunu söyleyelim” cevabını verdi.

  • Bakan Koca’dan ‘maymun çiçeği’ açıklaması

    Bakan Koca’dan ‘maymun çiçeği’ açıklaması

    Covid-19 salgını tamamen gündemden çıkmadan dünyada bu kez maymun çiçeği virüsü paniği yaşanıyor.

    Virüs şimdiye kadar 13 ülkede görüldü. Vaka sayısı da 100’ü geçti. Sağlık Bakanlığı Türkiye’de vaka görülmediğini açıkladı. Dünya Sağlık Örgütü ise acil toplantı kararı aldı.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da yaptığı açıklamada hastalığa ülkemizde rastlanmadığını yineledi.

    “PANDEMİYE YOL AÇMAZ”

    Twitter hesabından açıklama yapan Bakan Koca virüsün pandemiye yol açmayacağını belirterek şunları kaydetti:

    “Maymun Çiçeği hastalığı konusunda kamuoyu müsterih olmalı. Hayvan kaynaklı olan bazen insanlara da bulaşan bu hastalık bir pandemiye yol açmaz. Semptomların genellikle 2, 3 hafta içinde kendiliğinden düzeldiği bilinmektedir. Afrika’da görülen hastalığa ülkemizde rastlanmamıştır.”

  • İntegratif ve Anadolu Tıbbı Kongresi Bursa’da başladı

    İntegratif ve Anadolu Tıbbı Kongresi Bursa’da başladı

    Bursa Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen İntegratif ve Anadolu Tıbbı Kongresinde çok sayıda geleneksel tıp standı yer aldı.

    Osmangazi Salonunda ‘Kültür Başkenti Bursa’dan Anadolu Tıbbına Yolculuk’ adı altında düzenlenen kongrede konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi katıldı.

    Kongrede konuşan Emine Erdoğan 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti Bursa’da bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek açıklamalarda bulundu.

    “SAĞLIĞIN HAYAT DEMEK OLDUĞUNU DERİNDEN ÖZÜMSEDİK”

    Erdoğan, “Bursa, doğası, tarihi ve manevi iklimiyle insan ruhunu yükselten bir şehir. Bu müstesna coğrafya, medeniyetlerin doğumhanesi olmuş, dünyayı değiştiren ecdadımızın ayak izleriyle mühürlenmiş. Ne mutlu bize ki, Bursa bugün, ‘İntegratif ve Anadolu Tıbbı Kongresi’ vesilesiyle bizleri ağırlıyor. Ev sahibimiz, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Tıp Fakültesine ve tüm paydaşlarına teşekkürler. Lokman Hekim’e ‘en büyük nimet nedir’ diye sormuşlar, ‘iyi huylu olmak’ demiş. ‘En hayırlı mal nedir diye’ sormuşlar, ‘sağlık’ demiş. Çünkü sağlık, güzel ve kaliteli bir yaşamı besleyen, hayata neşe katan bir pınardır. Sadece bireylerin değil, toplumların da huzur ve refahını sağlıklı olma hali belirler. Son iki buçuk yılımız tarihin en büyük salgınlarından birini tecrübe ederek geçti. Sanıyorum ki, sağlığın ve sağlık alanında atılacak adımların önemini çok daha iyi idrak ettik. Sağlığın aslında hayat demek olduğunu daha derinden özümsedik.” dedi.

     

    “BURSA ANADOLU TIBBI AÇISINDAN ÖNEM ARZ EDİYOR”

    Kongrede konuşan bir diğer isim olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise; “Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının geliştirilmesi çabalarımız kapsamında, önemine hepimizin kani olduğu bir etkinlik gerçekleştiriyoruz. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları açısından köklü bir medeniyetin mirasını taşıyan, tarihi ve coğrafi zenginliğe sahip ender ülkelerden biriyiz. Anadolu tıbbının ışığını bugüne taşıyan simge isimlerimiz ve şehirlerimiz var. Bursa, bu şehirlerimizin başında geliyor. Bir kültür şehri olması ve sağlık tarihimiz açısından önemi itibariyle Bursa, Anadolu tıbbı açısından özel bir önem arz ediyor.” dedi.

    “BİRÇOK KÜLTÜR BİTKİSİNİN GEN MERKEZİ ANADOLU TOPRAKLARIDIR”

    Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi de tıbbi aromatik bitkilerin, pandemiyle birlikte tüm dünyada ilk sırayı aldığını ifade ederek, “Tarım ve sağlık birbirinden ayrılamaz konulardır. Bu kongrede bizleri bir araya getirenlere teşekkür ediyorum. Biyolojik çeşitlilik bakımından da Türkiye en zengin ülkelerden biridir. Birçok kültür bitkisinin gen merkezi Anadolu topraklarıdır. Her geçen gün bitkilerin önemi giderek artmaktadır. Avrupa kıtasından daha fazla biyolojik çeşitliliğe sahibiz. Dünya üzerindeki tıbbi bitkilerin yüzde 6’sının Türkiye’de olduğunu ortaya konulmuştur” dedi.

    Bursa’da 3 gün sürecek kongrede 37 oturumda konusunda uzman olanlar, katılımcılara bilgilerini aktaracak.

    Emine Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şu şekilde:

    Dünya Sağlık Örgütü, 1974’te, sağlığı sadece hastalık ya da bir engelin olmayışı değil, beden, ruh ve sosyal yönden de bir iyilik hali olarak tanımladı. Yani sağlık, çok yönlü, çok boyutlu ve süreklilik arz etmesi gereken bir haldir. Nitekim, insan dediğimiz varlık, sadece bedenden ibaret değil. İnsan, beden ve ruhun bir araya geldiği eşsiz bir mekanizma. İnsan varoluşunun, manayı temsil eden ruh, maddeyi temsil eden beden tarafı var. Bedenin iyi olması ruha mutlaka sirayet ediyor. Aynı şekilde ruh iyi olduğunda beden de iyileşiyor. Sağlık, insanlığın tarih boyunca her dönem büyük önem atfettiği, üzerine çok düşünüp, çalıştığı bir konu olmuştur. Tıp, eczacılık ve botanik gibi alanlarda nice eserler yazılmış, dünyanın ortak bilgi hazinesine eklenmiştir. İnsan sağlığına adanmış bu çaba, nice keşfin de zeminini hazırlamıştır. Şifayı her yerde arayan insan, bitkilerin, hayvanların, toprağın, suyun, seslerin ve hatta kokuların kendine has dillerini deşifre etmiştir. Ve topladıkları bilgilerin ışığında bir yaşam inşa etmişlerdir. İbni Sina bir eserinde şöyle diyor; ‘Tedavinin en iyi ve en etkili yollarından biri hastanın aklî ve ruhî güçlerini artırmaktır. Ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, hastanın çevresini sevimli hale getirmek, ona en iyi musikiyi dinletmek ve onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir.’ Anlıyoruz ki, sağlık ilacın yanında, yaşadığımız ortam, işittiğimiz ses, etkileşim halinde olduğumuz sosyal çevre gibi birçok unsurla ilgili. İşte Geleneksel Anadolu Tıbbının özü de, denge, ölçü ve doğayla barışık bu yaşam tarzıdır. Bu medeniyet mirasını dışlamadan, modern hayata entegre edebilsek, sağlığın bir kültür olarak yaşandığı, çok daha anlamlı bir dünya inşa edebiliriz.

    “Hayatın hemen hemen her alanında devrimsel dönüşümler gerçekleşiyor”

    Tedavi yöntemleri gelişiyor ve tıpta yeni buluşlar gündem oluyor. Buna rağmen, insan sağlığı hızla bozulmaya, hastalıklar artmaya devam ediyor. Kronik hale gelmiş hastalıkların cenderesinde ömürler geçiyor. İşin kötüsü, bu hastalıklara yakalanma yaşı gittikçe düşüyor. Kanser, diyabet, astım, obezite, insanlar arasında hızla yaygınlaşıyor. Ve maalesef çocuklara da sirayet ediyor. Bu kadarıyla da kalmıyor, bu hastalıklar başka hastalıklara kapı aralıyor. Mesela, obezite; kanser, kalp, kas ve iskelet sistemi gibi hastalıkların davetçisi. Aynı şekilde, diyabet; körlükten felce, böbreklerin iflasından ampütasyona kadar çeşitli felaketlere zemin hazırlıyor. Meselenin özüne indiğimizde kronik hastalıkların çoğunlukla yaşam tarzından kaynaklandığını görüyoruz. Sağlığı hayatın merkezinden uzaklaştırıp, yalnızca hastane binalarına sığdırmamız da hastalıkların ömrünü uzatıyor. Sağlık yalnızca hastalandığımızda aklımıza gelmemeli! Bilakis, yaşantımızı şekillendiren bir düşünceler bütünü olmalı. Bildiğiniz gibi tüm dünyada, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp, son derece talep görür hale geldi. Çünkü bu metod insanı ruh ve beden bütünlüğü çerçevesinde ele alıyor, değerlendiriyor. Sadece hasta olduktan sonra değil, hasta olmamak için yapılması gerekenlere ilişkin de detaylı yaşam reçetesi çıkarıyor. Koruyucu hekimliği esas alıyor. Ancak, GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli. Çünkü geleneksel tıbbın, modern tıbbın bir alternatifi olarak algılanması çatışmalı bir alan oluşturuyor. Halbuki geleneksel tıp, barındırdığı kadim öğeleriyle, modern tıbbın bir tamamlayıcısı olarak önemli bir yere sahip. Ülkemizin bu anlamda büyük bir potansiyeli ve mirası var. Bu mirasın modern bilimin süzgecinden geçerek günümüze kazandırılmasının, hem medeniyetimizi ihya edeceği, hem de insan hayatına eşsiz bir katkı sunacağı kanaatindeyim. Akademik çalışmaların ve bilim insanlarının GETAT uygulamalarına gösterdiği ilginin son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sayede Türkiye’nin GETAT uygulamalarında önde gelen ülkelerden biri ve tüm dünya için bir cazibe merkezi olacağına eminim. Zira tıp tarihi açısından adeta bir laboratuvar olan medeniyet tarihimizin, tamamı henüz gün yüzüne çıkmamış zengin bir mirası var. Dünyada adından bahsettiren Türk hekimlerinin emin ellerinde, Anadolu tıbbının insanlığın hizmetine kazandırılacağına yürekten inanıyorum.

    Bakan Koca’nın açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şu şekilde:

    İnsanlık, bilimin ışığında sosyoekonomik ve sosyokültürel gelişim yolculuğunu sürdürüyor. Bu gelişim, geçmişten gelen kazanımların, edinilen yüklü mirasın üzerine inşa edilmektedir. Tıp bilimi de insanlığın ortak mirası olarak sürekli gelişip, yenileniyor. Sağlık, mutlu bir yaşam sürmek için en çok ihtiyaç duyduğumuz şey. Onun kıymetini bilmek, korunmasını sağlamak bireylerin olduğu kadar toplumun da ortak sorumluluğudur. İnsanlığa sağlıklı bir hayat sunabilmek, sadece bugününü değil, geleceğini de bütün sağlık risklerine karşı korumak, toplumların asli görevleri arasındadır. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ nasihatine muhatap olan atamız Osman Gazi’den bize kalan mirası, siyasi anlayışımızın bir ilkesi kabul ederek sağlıkta dönüşüme imza attık. Sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırdık. İnsanımızın yüzünü güldüren sağlık hizmetlerimizin, istikrarımızı, toplumsal güveni besleyen en önemli atılım olduğunu biliyoruz. Bugün insanların sağlığı ve mutluluğu için sınırları aşarak, bölgemize ve dünyanın pek çok ülkesine de sağlık hizmeti götürüyoruz. Bütün bunları yaparken en önemli güç kaynağımızın nitelikli sağlık çalışanları olduğunun farkındayız

    Sağlık hizmeti hakkının kutsal ve evrensel olduğunu belirten Koca, “Gücü yetenin ihtiyacı olana elini uzatması insanlık görevidir. Kadim kültürümüzden gelen bu anlayış, küresel düzeyde ne kadar sahiplenilirse, sağlığın evrensel kapsayıcılığı da o denli mümkün olacaktır. Modern tıbbi bilgi ve yöntemler bizi yeni gelişmelere muhatap kılmaktadır. Ne var ki, bu hızlı gelişmeler, bilimin alt dallarının da yol açtığı etkiyle, hizmet edilmesi amaçlanan insanın parçalardan oluşan bir yapı imiş gibi algılanmasına yol açmaktadır. Günümüz tıbbı, insan deyince, adeta organlar veya sistemler bütünü bir canlıyı aklımıza getiriyor. Bu yaklaşım, insana bütüncül yaklaşım konusunda bizi zorluyor; bizi yeni arayışlara itiyor. Bedeniyle, ruhuyla, inancıyla, kültürü ve geleneğiyle bir bütün olan insanın sağlıkta yeni arayışlara girmesine yol açıyor. Son yıllarda bütün dünyada geleneksel tıbba yöneliş var. İnsanlığın tarihsel birikimi olan geleneksel tıp yöntemlerinin kullanımı, gittikçe yaygınlaşıyor. Uzayan ömür ve kronik hastalıklara bağlı olarak yaşam kalitesinin düşmesi, modern hayat şartlarının getirdiği fiziksel, soysal ve psikolojik birçok soruna çare arayışı, insanların geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarına ilgisini artırıyor. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları, koruyucu hekimlikte ve tedavi süreçlerinde gittikçe artan oranda kullanım alanına sahip oluyor. Bütüncül yaklaşımın sağlık harcamalarını azaltıcı etkisi de insanları, devletleri cezbediyor. Bu yüzden, günümüzde geleneksel tıp uygulamaları, ülkelerin sağlık sistemlerinde kendine gittikçe daha fazla yer edinmektedir. Geleneksel tıp uygulamaları, modern tıbbın alternatifi olmaktan çıkıp tamamlayıcı bir unsuru olarak ‘integratif tıp’ şemsiyesi altında gittikçe yaygınlaşmaktadır. Kadim tıbbın doğumuna ev sahipliği yapan Anadolu’muz, geleneksel tıp uygulamaları açısından oldukça zengin bir birikime sahip. Türkiye olarak, bu zengin mirası ve imkânları, hem insanımız hem insanlık yararı için kanıta dayalı ve güvenilir bir zemine taşımak konusunda çaba sarf ediyoruz. Türkiye entegrasyon ve standardizasyon açısından bugün itibariyle örnek bir ilerleme kaydetmiş durumdadır. Geleneksel tıp hizmetleri halkımıza, denetlenebilir sağlık kurumlarında, sertifikalı tabipler tarafından sunulmaktadır”

    Bakan Kirişci’nin açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şu şekilde:

    Türkiye’nin sahip olduğu bu zenginliği, katma değerli hale getirmesi çok önemlidir. Kekik ve defne ihracatından dünya lideriyiz. Elimizdeki florayı daha iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Biyolojik çeşitliliğin kayıt altına alınmasını sağlayarak ciddi bilgi kaynağını ortaya koyduk. Bakanlık tıbbi aromatik bitkilerin katma değerini sağlayan destekler vermeye devam ediyoruz. Bizim tarihimizde, tıp çalışmalarını batıdan önce uyguladığımızı herkes biliyor

  • Aktif vaka sayısının eksiye düşmesine açıklık getirdi

    Aktif vaka sayısının eksiye düşmesine açıklık getirdi

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Covid-19 vaka sayılarına ilişkin açıklama yaptı.

    Koca, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Covid-19 verilerinin tutulduğu sistemler arasında, 14 Nisan’dan beri yaşanan senkronizasyon hatasının aktif vaka sayısının matematiksel olarak mümkün olmayacak şekilde eksiye düşmesi sonucu fark edildiğini belirterek, “Problem çözülmüştür. Toplam aktif vaka sayısı 17 bin 259’dur” bilgisini verdi.

    İyileşen sayılarının yeni vakaların üzerinde olduğunu ifade eden Koca, “Aktif vaka sayısı düşüyor. Hastalarımıza tekrar geçmiş olsun diyoruz. Durumu daha ağır ve Kovid-19’la savaşta bizi başarısız gösterecek bilgi kırıntılarına bile maalesef hastalık derecesinde takıntılı olanlara da şifa diliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

  • Kritik toplantının saati belli oldu

    Kritik toplantının saati belli oldu

    Uzun süredir tüm Türkiye tarafından merakla beklenen Bilim Kurulu toplantısı ile ilgili Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan kritik açıklamalar peş peşe gelmeye devam ediyor. Koronavirüs salgınında maske zorunluluğu konusu başta olmak üzere çok sayıda önemli kararın açıklanmasının beklendiği toplantıyla ilgili vatandaşlar toplantının ne zaman yapılacağını merak ediyordu. Bakan Koca’nın Twitter hesabından yaptığı açıklamayla kritik toplantının tarihi ve saati belli oldu. Bakan Koca açıklamasında ‘hayırlı’ kararların açıklanacağının da sinyalini verdi. İşte haberinin tüm detayları…

    “HAYIRLI KARARLARI…”

    Bakan Koca, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Hayırlı kararları çarşambaya bırakmayalım, salı günü toplanalım. Bilim Kurulu, beklenen toplantısını yarın yapıyor.” ifadelerini kullandı.

    Bakan Koca, daha önce Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının 27 Nisan Çarşamba yapılacağını kaydetmişti.

    TOPLANTININ SAATİ BELLİ OLDU

    Bugün, Bakan Koca’nın başkanlığında toplanacak olan Bilim Kurulu toplantısı saati belli oldu. Bilim Kurulu toplantısının saat 12.00’de yapılacağı kaydedildi.

    MASKE ZORUNLULUĞU KALKACAK MI?

    Kritik Bilim Kurulu toplantısında en önemli gündem maddesinin maske zorunluluğu konusu olması bekleniyor. Şimdi gözler maske yasağı ile ilgili alınacak kararlara çevrildi. Özellikle okullarda, toplu taşıma alanlarında ve bazı kapalı yerlerde devam eden maske zorunluluğunun bu toplantıda alınacak kararla kalkıp kalkmayacağı merak ediliyor.