Etiket: faiz kararı

  • Gözler Fed’in açıklayacağı faiz kararında

    Gözler Fed’in açıklayacağı faiz kararında

    Para piyasaları ABD Merkez Bankası’nın faiz oranlarını yıl sonu itibariyle yüzde 4,25-4,5 düzeylerine yükseltmesini fiyatlıyor. Bunun anlamı Fed’in eylül, kasım ve aralık toplantılarında toplam 200 bps faiz artırımı yapacak olması. Birçok ekonomist ‘yumuşak iniş’ ihtimalinin giderek azaldığına işaret ederken, doların Fed’den gelecek mesajlarıyla daha da güçlenmesini bekliyor. ABD Merkez Bankası Fed dün ve bugünkü toplantılarının ardından Eylül ayı faiz kararını TSİ 21.00’de duyuracak.

    100 BAZ PUAN SESLERİ

    Doların 6 para birimi karşısındaki performansını izleyen dolar endeksi TSİ 17.14 itibariyle 110,263 düzeyine kadar yükseldi ve 20 yılın zirvesinden uzaklaşmıyor. Fed’den beklentilerin üzerinde 100 bps bir artırım gelmesi durumunda endeksin 20 yılın zirvesi olan 110,786 düzeyini de aşabileceği belirtiliyor. Rabobank, ING, Goldman Sachs ve birçok kuruluşun resmi öngörüsü 75 bps’lik bir artırım ancak para piyasalarında 100 bps’lik bir artırıma da yüzde 20 şans veriliyor.

    PARA VE MERKEZ BANKALARI BAĞLANTISI ÇÖKÜYOR

    Dünya’dan Hilal Sarı’nın haberinde, Ukrayna savaşının özellikle Euro Bölgesi ve İngiltere’de enerji krizini derinleştirmesi ise euro/dolar paritesi ve Avrupa para birimleri için sorun olmaya devam ediyor. İsveç Merkez Bankası sürpriz 100 bps faiz artırımıyla bile kronu euro karşısında güçlendiremedi.

    ING para birimi analisti Francesco Pesole, “Şaşırtıcı değil, Avrupa paraları ve merkez bankası politikaları arasındaki bağlantı inceliyor, piyasa giderek enerji ve büyüme görünümüne odaklanıyor” değerlendirmesini yaptı.

    Euro/dolar paritesi de ekonomik temellerdeki bozulma nedeniyle 1’in üzerine çıkmakta zorlanıyor.

    “FED FAİZİ YÜZDE 5’E KADAR YÜKSELTECEK”

    Ayrıca Rabobank’ın da aralarında olduğu bazı finans kuruluşları, mevcut tedarik şoklarının yumuşaması halinde bile ücret-fiyat sarmalının enflasyonu besleyeceği görüşünde. Bu da bankaya göre Fed’in faiz oranlarını 2023’ün ilk çeyreği itibariyle yüzde 5’e kadar yükseltmesiyle sonuçlandıracak. Banka Fed’in 2024’ten önce herhangi bir faiz indirimi yapmasının ise olasılık dahilinde olmadığı görüşünde.

    TCMB FAİZ KARARINI YARIN DUYURACAK

    Yurt içi tarafta ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Perşembe günü açıklayacağı faiz kararında beklenti faizlerin sabit bırakılması yönünde olurken 50 baz puanlık indirim olasılığı da dikkate alınıyor.

    PİYASALARDA SON DURUM

    Fed faiz kararı öncesinde dolar endeksi 110,01 seviyesinde bulunurken, yurt içinde dolar/TL kuru tüm zamanların rekoruna yakın seyrederek 18,31 liradan yeni güne başladı. Euro/TL ise 18,26 liradan işlem görüyor. Ons altın fiyatları 1670 dolardan değerlenirken, altının gram fiyatı ise 978 lira seviyelerinde hareket ediyor.

  • Merkez Bankası PPK toplantı özetini yayımladı

    Merkez Bankası PPK toplantı özetini yayımladı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu toplantı özetini yayımladı. Politika kredi faizi makasının parasal aktarımın etkinliğini azalttığı değerlendirmesinin yapıldığı metinde, “Bu çerçevede Kurul, makroihtiyati politika setini, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarla daha da güçlendirmeye karar vermiştir” denildi.

    Özet metinde şu ifadelere yer verildi:

    “Tüketici fiyatları Temmuz ayında yüzde 2,37 oranında artmış, yıllık enflasyon 0,98 puan yükselerek yüzde 79,60 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, yıllık tüketici enflasyonu enerji grubunda gerilerken diğer gruplarda yükselmiş, enflasyondaki yükselişte temel mal ve hizmet gruplarının etkisi belirgin olmuştur. Yıllık enflasyon temel mal grubu genelinde yükselirken hizmet grubunda lokanta-otel grubu hariç diğer alt gruplarda artmıştır. Gıda grubunda yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada sınırlı bir miktar gerilerken, işlenmiş gıdada yükselişini sürdürmüştür. Enerji enflasyonu uluslararası enerji fiyatlarındaki gelişmelere paralel olarak gerileyen akaryakıt ve tüp gaz fiyatlarıyla düşüş kaydetmiştir. Uluslararası emtia fiyatlarının etkileriyle rafine petrol ürünleri ve ana metal fiyatlarında düşüş olmakla birlikte diğer enerji kalemlerinin etkisiyle üretici enflasyonu yüksek seyretmiştir. Bu görünüm altında, çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonlarındaki yükseliş devam etmiştir.

    Gıda ve alkolsüz içecek fiyatları Temmuz ayında yüzde 3,15 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 0,72 puan yükselerek yüzde 94,65 olmuştur. Yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada 0,65 puan düşüşle yüzde 91,00’a gerilerken, işlenmiş gıdada 1,98 puan artışla yüzde 98,02’ye yükselmiştir. Son iki aydır gerileme kaydeden mevsimsellikten arındırılmış taze meyve sebze fiyatlarında bu dönem artış izlenmiştir. Taze meyve ve sebze dışında kalan işlenmemiş gıda grubunda pirinç, yumurta, patates ve bakliyat kalemleri fiyat artışlarıyla öne çıkmıştır. İşlenmiş gıda fiyatlarındaki yüzde 3,61 oranındaki yükselişte ise ekmek-tahıllar, kahve-çaykakao ve alkolsüz içeceklerin etkisi gözlenmiştir.

    Enerji fiyatları Temmuz ayında yüzde 3,13 oranında gerilemiş, grup yıllık enflasyonu 22,06 puanlık azalışla yüzde 129,27 olarak gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, uluslararası ham petrol fiyatlarındaki düşüşü takiben akaryakıt fiyatlarında gözlenen yüzde 8,18 oranındaki azalış etkili olmuş, bu alt grupta yıllık enflasyon 37,11 puan düşüşle yüzde 214,87 seviyesine gerilemiştir. Tüp gaz fiyatları da olumlu uluslararası gelişmelerin etkisiyle 3,98 oranında düşüş kaydetmiştir. Diğer yandan, şebeke suyu ve katı yakıt fiyatlarında artışlar devam etmiştir. Akaryakıt fiyatlarındaki düşüşün Ağustos ayında da enerji fiyatlarını olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir.

    Hizmet fiyatları Temmuz ayında yüzde 3,20 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 2,76 puan yükselerek yüzde 51,45 olmuştur. Bu dönemde, yıllık enflasyon lokanta-otel grubunda sınırlı bir miktar gerilerken, ulaştırma ve kirada daha belirgin olmak üzere diğer alt gruplarda yükselmiştir. Ulaştırma hizmetlerinde fiyatlar yüzde 5,01 oranında artmış, bu gelişmede demiryolu ve karayolu ile şehirlerarası yolcu taşımacılığı, havayolu taşımacılığı ve otobüs ile şehir içi yolcu taşımacılığı öne çıkmıştır. Böylelikle, ulaştırma grubu yıllık enflasyonu yüzde 90,71 olmuştur. Temmuz ayında lokanta-otel alt grubunda fiyat artışları yüzde 2,49 ile hız kesmiş, yıllık enflasyon yüzde 79,14 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde haberleşme hizmetlerinde internet ücretleri öne çıkarken, diğer hizmetlerde fiyat artışları grup geneline yayılmıştır. Kira fiyatlarında kaydedilen yüzde 4,24 oranındaki artış, grup aylık enflasyonunda hızlanmaya işaret etmiştir.

    Temel mal fiyatları Temmuz ayında yüzde 3,67 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 6,07 puan yükselişle yüzde 70,93 olmuştur. Dayanıklı mal grubunda fiyatlar beyaz eşya ve otomobil fiyatları öncülüğünde yüzde 3,85 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu yüzde 84,93 seviyesine ulaşmıştır. Diğer temel mal grubunda aylık enflasyon yüzde 4,47 olarak gerçekleşirken bu grupta ilaç, ev ile ilgili temizlik malzemeleri ve kişisel bakım ürünleri öne çıkmıştır. Giyim ve ayakkabı grubu fiyatlarında mevsim normalinin tersi yönünde yüzde 1,74 oranında artış gerçekleşmiş, grup yıllık enflasyonu 5,10 puan yükselişle yüzde 31,45 olmuştur.

    Alkollü içecekler ve tütün ürünleri fiyatları Temmuz ayında yüzde 6,85 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu yüzde 82,66 seviyesine yükselmiştir. Bu gelişmede sigara fiyatlarında yapılan vergi ayarlamasının sınırlı etkisinin yanı sıra üretici firmalar kaynaklı artışların yansımaları izlenmiştir.

    Piyasa Katılımcıları Anketi Ağustos ayı sonuçlarına göre cari yıl sonu enflasyon beklentisi 0,66 puanlık artışla yüzde 70,60, gelecek on iki aya ilişkin enflasyon beklentisi 1,76 puan yukarı yönlü güncellemeyle yüzde 41,99 seviyesine yükselmiştir. Gelecek yirmi dört aya ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 24,35 ile yataya yakın seyretmiştir.

    Enflasyonu Etkileyen Unsurlar ve Riskler

    Jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisi artarak sürmektedir. Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmekte ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşmaktadır.
    Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artış eğilimi sürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğu ile işgücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir.

    Gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarında küresel risk iştahına paralel olarak Ağustos ayında hem borçlanma senetlerinden hem de hisse senedi piyasalarından çıkışlar devam etmiştir. Bununla birlikte gelişmiş ülkelerin uzun vadeli tahvil faizlerindeki oynaklık ve küresel finansal koşulların seyri gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarına ilişkin riskleri canlı tutmaktadır. Türkiye özelinde ise son haftalarda sermaye piyasaları yatırım araçlarına yabancı ilgisinde belirgin bir artış gözlenmektedir.

    Liralaşma stratejisi kapsamında atılan politika adımlarının da etkisiyle Türkiye’nin Türk lirası cinsi devlet tahvili getirileri bu dönemde başta uzun vadede olmak üzere benzer ekonomilere göre daha olumlu bir performans sergilemiştir.

    Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı etkileri, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmektedir.

    Üretici fiyatlarında rafine petrol ürünleri ve ana metal kalemlerinde uluslararası emtia fiyatlarındaki gerilemenin etkileri gözlenmeye başlanmış olsa da, alt gruplar geneline yayılan fiyat artışları, elektrik, doğal gaz, temel eczacılık ürünleri ve tütün ürünlerinde daha belirgin olmak üzere Temmuz ayında da devam etmiştir.

    Yılın başındaki güçlü büyüme dış talebin de olumlu etkisiyle ikinci çeyrekte de sürmüştür. Sanayi üretimi Haziran ayında mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak bir önceki aya göre yüzde 1,3 oranında, yıllık bazda ise yüzde 8,4 oranında yükselmiştir. Böylelikle sanayi üretimi bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 1,1 oranında artış kaydetmiştir. İhracat yoğunluğu nispeten yüksek sektörlerde sanayi üretimi artışı aylık ve çeyreklik bazda daha kuvvetli gerçekleşmiştir. Perakende satış hacim endeksi ise aylık bazda yüzde 0,7 oranında azalmasına rağmen yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 4,2 gibi yüksek bir oranda artmıştır. Bu çerçevede, kartla yapılan harcama verileriyle de uyumlu olarak ikinci çeyrekte iç talepte dönemlik bazda toparlanmaya işaret etmiştir.

    İşgücü piyasasındaki gelişmeler yılın ikinci çeyreğinde iktisadi faaliyetle uyumlu güçlü bir görünüm sergilemiştir. Salgın sonrası toparlanma sürecinde istihdam kazanımları, özellikle sanayi ve hizmetler sektörlerinde, benzer ekonomilere göre daha olumlu seyretmektedir. Nitekim, yılın ikinci çeyreğinde mevsimsellikten arındırılmış olarak toplam istihdam bir önceki çeyreğe göre yüzde 2,5 oranında (yaklaşık 765 bin kişi) artmıştır. Özellikle çeyreklik bazda yüzde 3,3 artış ile sanayi sektörü başta olmak üzere, istihdam artışına katkı veren sektörler dikkate alındığında büyüme dinamiklerinin yapısal kazanımlarla desteklenmekte olduğu görülmektedir. Sonuç olarak, işsizlik oranı bir önceki çeyreğe göre 0,4 puan azalarak yüzde 10,6 seviyesinde gerçekleşmiştir. Anket göstergeleri ve yüksek frekanslı veriler ise istihdamdaki artış eğiliminin ivme kaybetmekle birlikte korunduğuna işaret etmektedir.

    Üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler iktisadi faaliyette bir miktar ivme kaybına işaret etmektedir. İktisadi Yönelim Anketi, PMI ve sektörel güven endeksleri gibi anket bazlı göstergeler ile diğer yüksek frekanslı veriler ışığında Ağustos ayının ortası itibarıyla iktisadi faaliyette dönemlik bazda yavaşlama görülmektedir. İmalat sanayi firmalarının kayıtlı iç ve dış piyasa siparişleri ile geleceğe yönelik sipariş beklentileri de yurt içi ve yurt dışı talepte zayıflamaya işaret etmektedir. Firmaların geleceğe dair yatırım ve istihdam beklentilerinde ise, yüksek seviyelerde bulunmalarına rağmen, Temmuz ayı itibarıyla gerileme gerçekleşmiştir. Bu dönemde yapılan saha görüşmelerden edinilen bilgiler de iktisadi faaliyete dair benzer sinyaller vermiştir.

    Son dönemde enerji ithalatındaki yüksek seyir cari işlemler dengesini olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Cari İşlemler Dengesi 2022 yılı Haziran ayında 3,5 milyar ABD doları açık verirken, yıllıklandırılmış cari açık 2,3 milyar ABD doları artışla 32,7 milyar ABD doları seviyesine yükselmiştir. Geçici dış ticaret verileri Temmuz ayında ihracatta bayram ve takip eden izin günleri ile otomotiv sektöründeki fabrika tatillerinin de etkisiyle sınırlı miktarda yavaşlamaya işaret etmiştir. Öte yandan, ihracatçı firmaların dinamik kapasitesi ve pazar çeşitlendirme esnekliği sayesinde, jeopolitik risklere rağmen ihracat gücünü korumaktadır. İthalatta ise kısmi bir gerilemeye karşın yüksek seyreden enerji ithalatı ile birlikte artan altın ithalatının söz konusu gerilemeyi sınırlandırdığı gözlenmiştir. Dış ticaret açığında enerji başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki artış kaynaklı gözlenen yükselişe karşın hizmet gelirlerinde süregelen artış eğilimi cari işlemler dengesini desteklemeyi sürdürmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı devam etmektedir. Bunun yanında, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme ihtimali cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir.

    Para Politikası

    Para politikası duruşu, enflasyon görünümüne yönelik risklerin kaynağına, kalıcılığına ve para politikası ile ne ölçüde kontrol altına alınabileceğine dair değerlendirmeler dikkate alınarak, temkinli bir yaklaşımla sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında belirlenecektir.

    Para politikasında sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda finansal istikrara yönelik riskleri de gözeten liralaşma odaklı bir yaklaşım sergilenmeye devam edilecektir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Ayrıca, son dönemde belirgin şekilde açılan politika kredi faizi makasının parasal aktarımın etkinliğini azalttığı değerlendirilmektedir. Bu çerçevede Kurul, makroihtiyati politika setini, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarla daha da güçlendirmeye karar vermiştir.

    Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 100 baz puan düşürülmesine karar vermiş, mevcut görünüm altında güncellenen politika faiz düzeyinin yeterli olduğunu değerlendirmiştir.

    Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Bu süreçte, politika araçlarının Türk lirası mevduat gelişiminin desteklenmesi, APİ fonlamasının teminat yapısında Türk lirası cinsi varlıkların artırılması, para takası (swap) miktarının kademeli şekilde azaltılması ve döviz rezervlerinin güçlendirilmesi istikametinde geliştirilmesine odaklanılacaktır.

    Değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir. Uzun vadeli sabit getirili ve Türk lirası varlıklara talebin yükselerek getiri eğrisinin parasal aktarımın etkinliği yönündeki seyri yakından izlenmektedir. Kurul, kredilerin büyüme hızıyla birlikte, hedefli alanlarda verimlilik kazanımları sağlayan kredilerin finansman maliyetlerinin de aktarımın korunmasını sağlayacak şekilde gelişimini gözetecektir.

    Bu çerçevede, Türk lirası likiditesinde ve dağılımında yaşanan gelişmelerin mevduat ve kredi fiyatlamaları üzerindeki etkileri, döviz kurundaki gelişmelerin enflasyon üzerindeki etkileri, kur korumalı mevduat ürünlerine yönelik gelişmelerin ters para ikamesi, döviz piyasalarının derinliği ve istikrarı ve fiyat istikrarı üzerindeki etkileri analiz edilmekte ve gerekli politika tedbirleri oluşturulmaya devam edilmektedir.

    TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

    Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

    Kurul, fiyat istikrarının sağlanması için, güçlü bir politika koordinasyonuyla tüm paydaşları içeren bütüncül bir makro politika bileşimi oluşturulmasını desteklemektedir.

    Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.

  • Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ağustos ayı faiz kararını açıkladı. Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14’den yüzde 13’e indirilmesine karar verdi. Karar metninde “Kurul, politika faizinin 100 baz puan düşürülmesine karar vermiş, mevcut görünüm altında güncellenen politika faiz düzeyinin yeterli olduğunu değerlendirmiştir” denildi.

    Metinde jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisinin artarak sürdüğü belirtildi. Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellenmeye devam ettiği ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmelerinin yaygınlaştığının bildirildiği metinde şu ifadeler yer aldı:

    “Türkiye’nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artış eğilimi sürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğu ile işgücü piyasalarındaki katılıklara bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma devam etmektedir. Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü gözlenmektedir.

    Yılın başındaki güçlü büyüme dış talebin de olumlu etkisiyle ikinci çeyrekte de sürmüştür. İstihdam kazanımları benzer ekonomilere göre daha olumlu seyretmektedir. Özellikle istihdam artışına katkı veren sektörler dikkate alındığında büyüme dinamiklerinin yapısal kazanımlarla desteklenmekte olduğu görülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı devam etmektedir. Bunun yanında, enerji fiyatlarındaki yüksek seyir ve ana ihracat pazarlarının resesyona girme ihtimali cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Ayrıca, son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının parasal aktarımın etkinliğini azalttığı değerlendirilmektedir. Bu çerçevede kurul, makroihtiyati politika setini, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarla daha da güçlendirmeye karar vermiştir.”

    Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme sürecinin devam ettiği kaydedilen metinde, “Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı etkileri, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmektedir. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bununla birlikte, üçüncü çeyreğe ilişkin öncü göstergeler iktisadi faaliyette bir miktar ivme kaybına işaret etmektedir. Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 100 baz puan düşürülmesine karar vermiş, mevcut görünüm altında güncellenen politika faiz düzeyinin yeterli olduğunu değerlendirmiştir. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan kredi, teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir.

    TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.
    Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir” denildi.

  • Piyasalarda gözler FED’in faiz kararında

    Piyasalarda gözler FED’in faiz kararında

    Altın ve dolar fiyatı Fed’in bu akşamki kararını bekliyor. Fed, piyasaların fiyatladığının ötesinde bir sürpriz yapmazsa, faiz 0.75 puan artışla yüzde 2.25-2.50 seviyesine yükselecek.

    Pek tabii ki faiz kararı kadar, başkan Powell’ın sözlü yönlendirmeleri de önemli olacak. Genel ekonomik gidişat ve para politikasına yönelik mesajlar piyasada hareketliliği artırabilir.

    Bu arada mevcut durum itibariyle ekonomistlere göre Fed, faiz oranlarını yıl sonuna kadar yüzde 3.5-4 seviyelerine çıkaracak.

    PİYASLARDA SON DURUM

    Dolar/TL kuru 17,89′ u aşarak yeni zirveyi gördü. 20 Aralık’ta kurun 18,36 ile tarihi zirveye çıkmasının ardından bugün en yüksek seviye görüldü ve yılın ilk 7 ayındaki yükseliş oranı yüzde 33 oldu.

    IMF dün açıkladığı raporda Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerini 2022 yılı için yüzde 2,7’den yüzde 4’e, 2023 için ise yüzde 3’ten 3,5’e yükseltti.

    Analistler, bugün yurt içinde veri takviminin sakin olduğunu, yurt dışında ise Fed’in faiz kararı ve Fed Başkanı Powell’ın açıklamalarının yanı sıra ABD’de dayanıklı mal siparişleri ve bekleyen konut satışları verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 2.550 ve 2.570 seviyelerinin direnç, 2.480 puanın destek konumunda olduğunu bildirdi.

    ALTIN FİYATLARI

    Altının gram fiyatı, güne yükselişle başlamasının ardından 988 lira seviyesinde işlem görüyor.

    Dün, ons fiyatındaki düşüşe karşın dolar kurundaki yükselişe paralel değer kazanan altının gram fiyatı, günü yüzde 0,2 artışla 985,9 liradan tamamladı.

    Altının gram fiyatı, yeni güne de yükselişle başlamasının ardından saat 10.50 itibarıyla önceki kapanışının yüzde 0,2 üzerinde 988 liradan işlem görüyor. Aynı dakikalarda çeyrek altın 1.621 lira, Cumhuriyet altını da 6.620 liradan satılıyor.

  • Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) merakla beklenen faiz kararını açıkladı. Halihazırda Eylül-Aralık arasında faizlerde 500 baz puan indirim yaparak 5 aydır faizleri yüzde 14’te sabit tutan Merkez Bankası bu ayı da pas geçerek faizi sabit bıraktı.

    SON ALTI TOPLANTIDA KARAR AYNI

    TCMB, 2021 yılı eylül, ekim, kasım ve aralık aylarında gösterge faizde toplam 500 baz puan indirim kararı alarak, yüzde 14 seviyesine çekmişti.

    Banka, ocak, şubat, mart, nisan, mayıs ve haziran aylarında beklentilere paralel olarak faizde herhangi bir değişikliğe gitmedi.

    Bankadan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Etkisi artarak sürmekte olan jeopolitik riskler yılın ilk yarısında olumsuz yönde gerçekleşmiş, dünyada iktisadi faaliyetin zayıflamasına sebep olmuştur. Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmektedir.

    Küresel gıda güvenliğindeki ticaret yasakları ile artan belirsizlikler, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, temel gıda ve enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının sürmesi ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır.

    Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar.

    Bu çerçevede, ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışma artmaktadır.

    Finansal piyasalarda artan belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafından geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin arttığı gözlenmektedir.

    Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yılın başındaki güçlü büyümenin dış talebin de olumlu etkisiyle ikinci çeyrekte sürdüğüne işaret etmektedir.

    Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinde turizm kaynaklı iyileşmelerin yanında enerji fiyatlarından kaynaklanan riskler devam etmektedir.

    Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir.

    EKONOMİDE YENİ İLAVE TEDBİRLER ALINMAYA DEVAM EDECEK

    Kurul, güçlendirdiği makroihtiyati politika setini kararlılıkla uygulayarak gerekmesi durumunda ilave tedbirleri uygulamaya alacaktır.

    Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmektedir.

    KÜRESEL BARIŞ VE BAZ ETKİSİ İLE ENFLASYONDA DÜŞÜŞ BAŞLAYACAK

    Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir.

    Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir.

    Değerlendirme süreçleri tamamlanan teminat ve likidite politika adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edilecektir.

    ENFLASYONDA KALICI DÜŞÜŞE KADAR LİRALAŞMA STRATEJİSİ SÜRECEK

    TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

    Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir.

    Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.”

  • Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

     

    Merkez Bankası faiz kararını açıkladı. TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) beklendiği gibi politika faizini yüzde 14 seviyesinde sabit tuttu.

    TCMB, geçen yılın son 4 toplantısında faizde toplam 500 baz puan indirime gittikten sonra, bu yılın ilk 4 toplantısında bir değişiklik yapmamıştı. Böylece son 5 toplantıda faize dokunulmadı.

    EKONOMİSTLER SABİT KALMASINI BEKLİYORDU

    17 ekonomistin katılımıyla yaptığı ankette ekonomistlerin tamamı politika faizinin yüzde 14’te sabit bırakılacağını öngörüyordu. Ekonomistlerin yıl sonu politika faiz oranına ilişkin beklentilerinin medyanı da yüzde 14 oldu. Benzer şekilde Reuters anketine katılan 15 ekonomistin de tamamı faizlerin sabit bırakılacağı görüşünü bildirmişti.

    MERKEZ’İN KARARINDA ŞU İFADELERE YER VERİLDİ

    Etkisi artarak sürmekte olan jeopolitik riskler, küresel ve bölgesel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin artmasına yol açmaktadır. Küresel gıda güvenliğindeki ticaret yasakları ile artan belirsizlikler, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, temel gıda ve enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının daha da belirgin hale gelmesi ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar. Bu çerçevede, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adımlarında ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını halen sürdürmektedir.

    Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, bölgesel farklılıklar ortaya çıksa bile dış talebin giderek artan olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinde enerji fiyatlarından kaynaklanan riskler devam etmektedir. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kurul, uzun vadeli Türk lirası yatırım kredileri de dâhil olmak üzere kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşmasının finansal istikrar açısından önemli olduğunu değerlendirmiştir. Bu çerçevede Kurul, güçlendirdiği makroihtiyati politika setini ilave tedbirlerle kararlılıkla uygulamaya devam edecektir.

    Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmektedir. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve güçlendirilerek sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan teminat ve likidite politika adımları devreye alınacaktır.

    TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

    Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.

  • Gözler Merkez Bankası’nın faiz kararında

    Gözler Merkez Bankası’nın faiz kararında

     

    Piyasa katılımcılarına göre Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bugün yapılacak faiz toplantısında da hareketsiz kalacak.

    Bloomberg HT Araştırma Birimi’nin gerçekleştirdiği ankete katılan 18 kurumun medyan beklentisi politika faizinin yüzde 14 seviyesinde sabit bırakılacağı yönünde oldu.

    Yılsonu tahminini paylaşan 14 kurum da faizlerin yılsonuna kadar değiştirilmeyerek yüzde 14 seviyesinde tutulacağını öngördü. Yıl sonu tahminlerinde sadece bir kurum politika faizinin yüzde 15’e yükseltilmesi tahminini paylaştı.

    Enflasyon yüzde 70’e dayandı

    Son açıklanan veriler enflasyonda yükseliş ivmesinin devam ettiğini göstermişti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre Nisan’da yıllık enflasyon yüzde 70’e dayandı.

    Ekonomistlerin beklentileri 20 yılın en yüksek seviyesine ulaşan enflasyonda zirvenin henüz görülmediği ve birkaç ay daha yükselişin sürebileceğini gösteriyor.

    TCMB, geçen yılın sonunda politika faizini kademeli olarak 500 baz puan indirerek yüzde 14’e çekmişti.

    Gevşeme döngüsü geçen sene kur krizine sebep olarak dolaylı yoldan enflasyonun sert yükselmesine sebep olurken, Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından artan küresel enerji maliyetleri ise fiyat artışlarını daha da körüklemişti.

    Geçen yıl gevşeme döngüsünün tetiklediği TL’deki değer kaybı savaşın etkisiyle hızlanmış ve bu da artan ithalat fiyatları sebebiyle enflasyonu körüklemişti. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sebebiyle uzun süre dar bantta işlem gören dolar/TL, son günlerde yükseliş gösterdi ve 16 seviyesini de aştı.

  • Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) merakla beklenen faiz kararını açıkladı. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu başkanlığında yapılan Mart ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar verildi. Geçen yılın Aralık ayında son PPK toplantısında politika faizi 100 baz puan indirilerek yüzde 15’den yüzde 14 seviyesine çekilmişti. 2022 Ocak ve Şubat ayında ise yine yüzde 14’te sabit bırakılmıştı.

    Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.

    Çatışmaya dönüşen jeopolitik riskler ve salgında varyantlar, küresel ve bölgesel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin daha da artmasına yol açmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının daha da belirgin hale gelmesi ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını halen sürdürmekte, varlık alım programlarını azaltarak devam ettirmektedir.

    Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, bölgesel farklılıklar ortaya çıksa bile dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinde enerji fiyatlarından kaynaklanan riskler yakından takip edilmektedir. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kurul, uzun vadeli Türk lirası yatırım kredileri de dâhil olmak üzere kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşmasının finansal istikrar açısından önemli bir rol oynayacağını değerlendirmiştir.

    Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; sıcak çatışma ortamının yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir.

    TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

    Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.

  • Faiz kararına piyasaların ilk tepkisi

    Faiz kararına piyasaların ilk tepkisi

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) şubat ayında politika faizinde değişikliğe gitmedi. Piyasaların merakla beklediği karar sonrası gözler dolar ve altın fiyatlarına çevrildi.

    Dolar/TL dün 13,59’dan tamamlamasının ardından yeni güne yatay başlamıştı. Kur Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararı öncesinde 13,63 seviyesine kadar yükseldi.

    Merkez Bankası 2022 Şubat ayı toplantısında faizleri sabit tuttuğunu açıkladı. Faiz kararı sonrasında döviz kurlarında kayda değer hareketler yaşanmadı. Dolar şu sıralar 13,62 lira seviyesinde bulunuyor.

    GRAM ALTINDA HIZLI YÜKSELİŞ

    Gram altın fiyatı ise güne 819 liradan başlamasının ardındangün içinde en yüksek 828 lirayı gördü. Gram altın faiz kararı sonrasında 827 seviyesinden alıcı ile buluşuyor.

    PİYASALAR SAKİNLEDİ

    İngiliz haber ajansı Reuters, Türkiye ekonomisindeki son gelişmelere ilişkin bir analiz yayımladı. Raporda, “TCMB’nin TL’nin getirisini belirgin negatif bölgeye taşıyan faiz indirimleri ardından aralık ayında dolar/TL tarihi zirvelerini görürken bu enflasyonist bir sarmala da dönüştü. Daha sonra ise kamunun kur riskini üstlendiği mevduatlar ve maliyetli döviz müdahaleleri piyasayı ciddi şekilde sakinleştirmeyi başardı” ifadeleri yer aldı.

    “Kurumlar ve bireyler artık güvenli bir liman olarak gördükleri döviz mevduatına yönelmiyor” ifadesinin kullanıldığı analizde, “Aksine kur korumalı mevduata 350 milyar TL’lik yönelim oldu ve bu tutarın yaklaşık yarısı da döviz cinsi hesapların TL’ye dönüştürülmesinden geldi” denildi.

  • Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

    Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) merakla beklenen yılın ikinci faiz kararını açıkladı. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu başkanlığında yapılan yılın ilk PPK toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar verildi. Geçen yılın Aralık ayında son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi 100 baz puan indirilerek yüzde 15’den yüzde 14 seviyesine çekilmişti. 2022 Ocak ayında ise yine yüzde 14’te sabit bırakılmıştı.

    Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.

    Salgında varyantlar ve artan jeopolitik riskler, küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin artmasına yol açmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını halen sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.

    Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesi öngörülmektedir. Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kurul, bu hedefe ulaşmak için uzun vadeli Türk lirası yatırım kredilerinin önemli bir rol oynayacağını değerlendirmektedir.

    Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumları, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülmektedir.

    TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

    Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.

    Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır.