Etiket: Faiz

  • Merkez Bankası Başkanı’ndan faiz mesajı

    Merkez Bankası Başkanı’ndan faiz mesajı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Başkanı Şahap Kavcıoğlu “Ekonominin yeniden dengelenmesini sağlayacak ılımlı bir iç talep ve kredi büyümesi sağlanması için sıkı para politikası duruşu gerekiyor” dedi.

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüşün 3. çeyreğin sonunda, 4. çeyreğin başı gibi olacağının düşünüldüğünü belirterek, “Bu görünüm, bizim dezenflasyon süreci boyunca politika faizini enflasyonun üzerinde tutma kararlılığımızla birlikte yorumlanmalıdır. Piyasalardaki haklı bir gerekçeye dayanmayan erken gevşeme beklentilerinin tümüyle ortadan kalkması gerekiyor.” dedi.

    Şahap Kavcıoğlu, TCMB’nin iletişim stratejisinin bir parçası olarak yürütülen ve video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen yatırımcı toplantıları kapsamında bir sunum yaptı.

    Sunumunda, 2021’in ilk çeyreğindeki büyüme ve büyümenin bileşenlerinin, Nisan Enflasyon Raporu’ndaki görünümle uyumlu gerçekleştiğine işaret eden Kavcıoğlu, iktisadi faaliyetin güçlü ve trendinin üzerindeki seyrini sürdürdüğünü kaydetti.

    Kavcıoğlu, halihazırda ihracattaki güçlü artış eğilimi, altın ithalatındaki belirgin gerileme ve bireysel kredilerdeki yavaşlamanın dış dengede beklenen iyileşmeyi desteklemesini beklediklerini aktararak, “Son dönemde aşılamaya dair olumlu gelişmeler, turizm başta olmak üzere salgından olumsuz etkilenen sektörlerde iktisadi faaliyetin normale dönmesine ve cari dengedeki süregelen iyileşmeye önemli ölçüde katkıda bulunacaktır.” ifadesini kullandı.

    Ekonominin yeniden dengelenmesini sağlayacak ılımlı bir iç talep ve kredi büyümesinin sağlanması için, sıkı para politikası duruşunun gerektiğini vurgulayan Kavcıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve 2023 yılında orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizini, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, gerçekleşmiş ve beklenen enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edeceğiz. Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüşün 3. çeyreğin sonunda, 4. çeyreğin başı gibi olacağı düşünülüyor. Bu görünüm, bizim dezenflasyon süreci boyunca politika faizini enflasyonun üzerinde tutma kararlılığımızla birlikte yorumlanmalıdır. Para ve Kur Politikası Metnini 2021 yılında uygulayacağımız politikalar ve iletişim stratejisi açısından bir yol haritası olarak görüyoruz. Yılın ilk iki çeyreğinde olduğu gibi bundan sonra söz konusu yol haritasına sıkı sıkıya bağlı kalacağız. Önümüzdeki dönemde para ve kur politikaları, bu metinde belirtilen esaslara göre uygulanacaktır.”

    “ERKEN GEVŞEME BEKLENTİLERİ TÜMÜYLE ORTADAN KALKMALI”

    Şahap Kavcıoğlu, sadeleştirilmiş operasyonel para politikası çerçevesini koruyacaklarını belirterek, bu çerçevenin, aktarım mekanizmasını güçlendirdiğine ve para politikası duruşu iletişiminin daha sade ve net şekilde kurulmasına imkan verdiğine inandıklarını bildirdi.

    Bu bağlamda, bir hafta vadeli repo faiz oranının temel politika aracı olmaya devam edeceğini vurgulayan Kavcıoğlu, “Kararlarımızı veri odaklı bir yaklaşım içinde, enflasyon başta olmak üzere tüm makroekonomik veri akışını göz önünde bulundurarak, şeffaf ve öngörülebilir bir şekilde almaya devam edeceğiz. Piyasalardaki haklı bir gerekçeye dayanmayan erken gevşeme beklentilerinin tümüyle ortadan kalkması gerekiyor. Merkez Bankası kanunla kendisine verilmiş fiyat istikrarı amacına bağlıdır.” ifadelerini kullandı.

  • Merkez Bankası Başkanı’ndan faiz açıklaması

    Merkez Bankası Başkanı’ndan faiz açıklaması

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, başkanlığında ilk faiz kararının verileceği nisan ayında veya sonraki aylarda gerçekleştirilecek Para Politikası Kurulu (PPK) toplantılarında “hemen faiz indirileceği önyargısını” doğru bulmadığını belirtti.

    Bloomberg’in sorularını yazılı olarak yanıtlayan Kavcıoğlu, “Nisan veya sonrasındaki aylarda PPK kararıyla ilgili hemen faiz indirilecek şeklinde önyargılı bir yaklaşımı doğru bulmuyorum” değerlendirmesini yaptı.

    “Yeni dönemde de kararlarımızı kurumsal bir para politikası anlayışıyla enflasyondaki düşüşün kalıcılığını sağlayacak şekilde almaya devam edeceğiz” ifadelerini kullanan Kavcıoğlu, “Bu çerçevede şu ana kadar atılmış olan politika adımlarının etkilerini de gözlemleyeceğiz” diye konuştu.

    Göreve geldikten sonra ilk kez bir söyleşi veren Kavcıoğlu, Merkez Bankası’nın yüzde 5 enflasyon hedefine sıkı sıkıya bağlı olduğunu dile getirdi.

    Enflasyon hedefi

    Kavcıoğlu, “Merkez Bankası’na enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürmek için elindeki araçları kullanmak konusunda Kanun’la araç bağımsızlığı verilmiştir. Merkez Bankamız da değişen dünya koşulları altında ve başta enflasyon görünümü olmak üzere yurt içi makro ekonomik gelişmeler ışığında para politikası araçlarını günün şartlarına göre bağımsız şekilde kullanmaya devam edecektir” diye konuştu.

    Kavcıoğlu prensip olarak da etik olarak da daha önceki kararlar hakkında yorum yapmayı doğru bulmadığını belirtti. Kavcıoğlu, “Hükümet ile belirlenen orta vadeli yüzde 5 enflasyon hedefine sıkı sıkı bağlıyız ve bunun sürdürülebilir büyüme için de ne kadar önemli olduğunun farkındayım. Para politikası duruşunu belirlerken gerçekleşen ve beklenen enflasyonla birlikte küresel sermaye akımları, benzer ülkelerin reel getirileri ve yerleşiklerin portföy tercihlerini de dikkate alacağız” sözlerini kullandı.

    Rezervler

    Türk lirasını desteklemek için rezervlerin kullanımına ilişkin soruyu yanıtlayan Kavcıoğlu, “Gelecek dönemde Merkez Bankası, Para ve Kur Politikası metninde belirtildiği gibi dalgalı kur rejimine bağlı kalacak, kurlar serbest piyasa koşullarında arz ve talep dengesine göre oluşacaktır” değerlendirmesini yaptı.

    Kavcıoğlu, “Merkez Bankası uygun koşullar oluştuğunda rezervlerini güçlendirmeye yönelik araçları iletişimi önceden ve gerektiği şekilde yaparak devreye alabilecektir” açıklamasını yaptı.

    Kavcıoğlu, TCMB’nin tek politika faizi uygulamasına devam edip etmeyeceğine yönelik bir soruya, “Para politikasının operasyonel çerçevesini koruyacağız, bir hafta vadeli repo faiz oranı para politikası açısından temel politika aracımız olmaya devam edecek. Sadeleştirilmiş operasyonel para politikası çerçevesinin, aktarım mekanizmasını güçlendirdiğini, kararların ve uygulamaların daha sade ve net şekilde iletişiminin kurulmasına imkân verdiğini görüyoruz” sözleriyle yanıt verdi.

  • Merkez Bankası Başkanı’ndan faiz mesajı

    Merkez Bankası Başkanı’ndan faiz mesajı

    Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal, %17 seviyesindeki politika faizinde indirimin bu yıl uzun bir süre gündeme alınmasının mümkün olmadığını söyledi. Ağbal ayrıca rezevleri artırmak için acele etmeyeceklerini ve rezervleri swap anlaşmaları yolu değil döviz alım ihaleleri ile artırmayı planladıklarını söyledi.

    Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal göreve gelmesinin ardından gerçekleştirdiği ilk söyleşide Reuters’a, kalıcı fiyat istikrarının “en önemli öncelik” olduğunu, para politikasının “güçlü bir dezenflasyonist denge gözetilerek” oluşturulacağını ve enflasyonun hedef patikadan sapma riskine işaret etmesi durumunda “önden ilave sıkılaşma” yapacaklarını kaydetti.

    Enflasyon tahmin patikası üzerinde yukarı yönlü risklerin önemini koruduğuna dikkat çeken Ağbal, “Nitekim Ocak ayına ilişkin gerek TÜFE gerek ÜFE gerçekleşmeleri enflasyon üzerinde döviz kurunun birikimli yansımalarının, uluslararası emtia fiyatlarında devam eden artışların, üretici fiyatlarındaki güçlü artış eğiliminin ve arz kısıtlarının önemini koruduğunu göstermektedir” dedi ve ekledi:

    “Enflasyon patikası üzerinde yakın vadede öngördüğümüz yukarı yönlü risklerin önemini koruyacak olması ve patikanın beklenen eğimini dikkate aldığımızda bu yıl içinde faiz indirimini uzun bir süre gündeme almamız mümkün gözükmemektedir.”

    “Enflasyonda kalıcı bir düşüşü görmek istediğimizi, ancak bununla da yetinmeyerek, fiyat istikrarına işaret eden göstergelerin de oluşması gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum” diyen Ağbal, şöyle devam etti:

    Enflasyon %5 hedefine varıncaya kadar gerçekleşen/beklenen enflasyon oranı patikası ile para politikası faiz oranı patikası arasındaki düzey güçlü bir dezenflasyonist denge gözetilerek oluşturulacak ve bu denge sürekli korunacaktır. Sıkı para politikası duruşunun uzun süre devamını neden önemsiyoruz?

    Çünkü erken bir aşamada, geçici nedenlerle enflasyonun aşağı geldiğini görünce sıkı para politikası duruşundan çıkarsanız, geçmiş tecrübeler göstermektedir ki, enflasyon tekrar yukarı yönlü hareket etmektedir.”

    ‘İLAVE SIKILAŞMAYI YAPACAĞIZ’

    Ağbal, %5 hedefini sağlayana kadar sabırlı olacaklarını kaydederek, şunları söyledi:

    “Önümüze gelecek her türlü yeni verinin enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında orta vadeli hedef patikasından sapma riskine işaret etmesi durumunda önden ilave sıkılaşmayı yapacağız. Para politikasında risklere karşı önden gereken reaksiyon gösterilmesi enflasyonist baskıları erken aşamada yönetmenizi sağlar. Geçmiş tecrübeler göstermiştir ki, gecikmeli olarak gösterdiğiniz reaksiyonun ekonomik maliyetleri daha ağır olabilmektedir.”

    Ağbal ayıca alacakları kararlar ve “güçlü iletişimle” piyasanın önünde gideceklerini de söyledi.

    Orta vadede sıkı para politikasının %5 hedefine ulaşıncaya kadar kesintisiz uygulanmasını bir “çıpa” olarak belirlediklerine dikkat çeken Ağbal, bu çerçeve ve hedef çıpasının Türkiye ekonomisini fiyat istikrarına ulaştıracağını belirtti.

    Bu yıl sonunda enflasyonunun %9.4 düzeyine gerileyeceğini öngörüklerini ancak bu tahminler üzerinde yukarı yönlü risklerin “belirgin bir şekilde” önemini koruduğuna da dikkat çeken Ağbal, “Yukarı yönlü risklerin varlığını kabul ediyoruz ve bu risklerin gerçekleşmesi durumunda ilave sıkılaşmaya gidip bunların enflasyon görünümü üzerindeki etkisini azaltacağız” dedi.

    TCMB’nin kararlılığının piyasa tarafından teyit edildikçe enflasyon beklentilerinin de tahmin hedefine yakınsayacağını belirten Ağbal, “Faiz indirim sürecinin zamanlaması, enflasyon gerçekleşmelerinin ve orta vadeli görünüm öngörülerimizin Enflasyon Raporu’nda öngördüğümüz patikayla uyumlu şekilde gerçekleşmesine bağlı olacak. Politika faizini her halükarda yalnızca 2021 hedefine değil, orta vadeli enflasyon hedefine de öngörülen sürede ulaşmayı sağlayacak bir düzeyde tutmaya devam edeceğiz” dedi.

    “Yukarı yönlü risklerin varlığını kabul ediyoruz” diyen Ağbal, “Bu risklerin gerçekleşmesi durumunda ilave sıkılaşmaya gidip bunların enflasyon görünümü üzerindeki etkisini azaltacağız” dedi.

    Reel faizin para politikasındaki yerine yönelik bir soruya, “Para politikası duruşunu genel olarak kabul edilmiş bir referans üzerinden konumlandırmak ve piyasa ile iletişimi bunun üzerinden kurmak doğru olmaz” yanıtını veren Ağbal şöyle devam etti:

    “Politika faizi, gerçekleşen ve beklenen enflasyonun üzerinde bir seviyede olacak ama bu iki seviye arasındaki aralık enflasyonist baskıların yaygınlığına, yoğunluğuna, para politikası tepkisine duyarlı olup olmadığına bağlı olacak. Ayrıca finansal risk göstergelerinin de iyileşmesine reaksiyon gösterecek, tepki verecek.

    Merkez Bankası kendi bilgisiyle, yaklaşımıyla gerçekleşen, beklenen enflasyonla politika faizi arasındaki aralığın seviyesini oluşturacak. Bu seviyenin %5 hedefine varıncaya kadar dezenflasyonist bir aralıkta olması konusunda özel bir dikkat gösterecek. Hiçbir zaman için %5 hedefine ulaşmadan bir ara dönemde geçici nedenlerle süreklilik arz etmeyen faktörlerle hareket ederek bu dezenflasyonist aralıktan vazgeçmeyecek.”

    Ağbal “Para politikası, aktarım mekanizması üzerinden gerekli etkiyi doğuruyor ve enflasyon eğilimleri Merkez Bankasının öngördüğü patika dahilinde ilerliyorsa demektir ki politika faizi düzeyi gerçekleşen ve beklenen enflasyona göre etkili bir baskılama yapabiliyor. Bunu her PPK’da Merkez Bankası piyasayla güçlü bir etkileşim içerisinde paylaşmaya devam edeceğiz” dedi.

    Ağbal TL cinsi varlıklara yönelik sermaye akımlarının devam etmesini beklediğini de belirterek, “Özellikle portföy yatırımlarının önümüzdeki dönemde olumlu gelişmelerle beraber artacağını tahmin ediyoruz” dedi.

    ‘SWAP İLE DEĞİL FX ALIM İHALERİYLE REZERV ARTIRACAĞIZ’

    Ağbal diğer ülke merkez bankaları ile swap anlaşmalarının önümüzdeki dönemde rezervleri artırma amacı ile kullanılmayacağını belirterek, şöyle dedi:

    “Önümüzdeki süreçte Merkez Bankası olarak rezerv artırma stratejimiz içinde diğer ülke merkez bankaları ile swap anlaşmaları yapılması yer almamaktadır. Bunun yerine uygulamakta olduğumuz sıkı para politikasına kararlılıkla devam etmek suretiyle güçlü bir dezenflasyonist sürecin oluşması ve kalıcı hale gelmesi sonucunda sermaye girişlerinin istikrarlı ve güçlü bir hale gelmesi, yerleşiklerin dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi ile birlikte döviz alım ihaleleri yaparak rezervlerimizi artıracağız.”

    “Şeffaf yöntemlerle ve herhangi bir kur seviyesi hedeflemeksizin döviz rezervlerinin güçlendirilmesini amaçlıyoruz” diyen Ağbal piyasadaki döviz arzının döviz talebine göre güçlü ve istikrarlı şekilde yükseldiği dönemlerde dalgalı kur rejimi ile uyumlu olmak kaydıyla, döviz alım ihaleleri düzenleyebileceklerini belirtti. Ağbal bu konuda “kesinlikle aceleci bir yaklaşım içinde olmayacağımız” dedi.

    Ağbal “Sermaye girişlerinin istikrarlı ve güçlü bir hale gelmesi, yerleşiklerin dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi, döviz alım ihalelerine başlamak için önemli bir gösterge olacaktır” dedi.

    ‘TERS DOLARİZASYON İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR OLUŞMAYA BAŞLADI’

    Ağbal’ın rezerv birikimi için önemli bir gösterge olarak nitelendirdiği ve 235 milyar dolarla rekor seviyelerde bulunan lokal döviz ve altın varlıkları için “Ocak ayının ikinci yarısından itibaren altın dahil yabancı para mevduattaki artışın kayda değer ölçüde yavaşladığını görüyoruz… Son dönemde yurt içi yerleşiklerin TL cinsi varlıklara yönelme eğilimi gözlemliyoruz. Bu durum ters dolarizasyon sürecinde önemli bir sinyal” dedi.

    Bu yönelimin “sürekliliğe dönüşmesi” ve “güçlü” olmasının döviz karar aşamasında önemli bir gösterge olacağını da belirterek, “Son dönemde sisteme tabana yayılan efektif girişi de gözlemliyoruz. Bu durum yurtiçi yerleşiklerin döviz varlıklarını bankacılık sistemine taşıma isteğini ortaya koyuyor. Bu kaynaktan sisteme girişte döviz tevdiat hesaplarındaki gelişimi etkiliyor. Tüm bu gelişmeler ters dolarizasyon süreci için gerekli olan koşulların yurtiçi yerleşikler nezdinde oluşmaya başladığına işaret ediyor” dedi.

    Ağbal ayrıca BDDK’nın swap sınırlamalarını önümüzdeki dönemdeki azaltılmasına yönelik bir soruya ise, “Temel yaklaşımının fiyatların serbest piyasa koşullarına göre oluşmasıdır. Bu çerçevede bu yöndeki adımların kademeli olarak devam etmesini öngörüyoruz” yanıtını verdi.

  • Merkez Bankası enflasyon beklentisini değiştirmedi

    Merkez Bankası enflasyon beklentisini değiştirmedi

    Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, 2021 yılının ilk Enflasyon Raporu’nu açıkladı. Bir önceki raporda yüzde 9,4 olarak öngörülen 2021 yıl sonu enflasyon beklentisinde bir değişikliğe gidilmedi. Ağbal, sunumunda piyasaların merakla beklediği faiz ve para politikasına ilişkin mesajında ise sıkı duruşun devam edeceğini paylaştı. “Faiz indirimlerine dönük bir gündemin konuşulmasının henüz çok erken olduğunu değerlendiriyoruz. Tüm faktörler belli noktaya gelene kadar sıkı para politikası devam edecek” şeklinde konuştu.

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın ilk enflasyon raporu sunumunda sıkılaşma ve fiyat istikrarı mesajlarına devam ederken, banka ekim raporundaki tahminlerini korudu.

    Ağbal’ın sunumundan satır başları şöyle:

    “2020 yılının son çeyreğinde salgın tedbirleri küresel büyümedeki toparlanma eğilimini yavaşlattı.

    2021 yılında küresel enflasyon üzerindeki risklerin ağırlıklı olarak yukarı yönlü olduğu değerlendirilmektedir.

    2020 4. çeyrekte iktisadi faaliyet güçlü seyir izledi. Toparlanma sektörlerin geneline yaygınlaştı. Turizmde ise toparlanma sınırlı kaldı.

    Kredi genişlemesinin etkisiyle salgın döneminde parasal genişleme de gerçekleşti. Net kredi kullanımının tarihsel ortalamalarının üzerinde hızla artması, altın ithalatı ve turizm gelirlerinin gerilemesi cari işlemler açığının artmasına neden oldu.

    Yurtiçi yerleşiklerin mevduat dolarizasyonu artış göstermiştir.

    Döviz kurunun birikimli maliyet etkileri, emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentileri fiyatlama davranışlarını olumsuz etkilemeye devam etmektedir.

    Enflasyondaki yükselişte temel mal ve gıda grubu etkili oldu.

    Salgın koşulları dolayısıyla talepte yavaşlama görülen gruplarda enflasyon düşük seyretti.

    Çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonu da yüksek seyretmektedir. İşlenmiş gıdada da belirgin şekilde riskler artmaktadır.

    Üretici enflasyonu artış eğilimini korumaktadır. Üretici fiyatları tüketici fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı uygulamaya devam etmektedir.

    Hızlı kredi genişlemesinin etkisiyle talep koşulları 2020 ikinci yarısında güçlü seyretmiş ve çıktı açığı enflasyonist etkiler göstermiştir.

    Toplam talep koşulları enflasyonist seviyelerde seyretmektedir.

    Döviz kurundan enflasyona gelen etki 2020 ikinci yarısında oldukça güçlü olmuştur. Döviz kurunda son aylarda yaşanan düşüş bu etkinin azalacağına işaret etmektedir.

    Uluslararası emtia fiyatlarındaki artış eğilimi girdi kanallarıyla enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturmaktadır.

    Bazı sektörlerdeki arz sıkıntısı da enflasyon görünümünde risk oluşturmaktadır.

    Ham petrol beklentisi yukarı yönlü güncellendi ve 2021 için 54,4 dolar olarak belirlendi.

    2021 için gıda enflasyonu tahmini 1 puan yukarı revizyonla yüzde 11,5 oldu.

    Bütçe açı hedefi para politikasını destekleyecektir.

    Enflasyonun 2021 sonunda yüzde 9,4 olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz.

    Enflasyonun mevcut seviyesi ve riskler dikkate alınınca yüzde 5 hedefinden uzağız.

    Para politikasındaki sıkı ve ihtiyatlı duruşumuz enflasyonda yüzde 5 hedefine kadar uzun bir süre kararlılıkla sürdürülecektir.

    Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında orta vadeli hedef patikasından sapma riskine işaret etmesi durumunda önden ilave sıkılaştırma kararlılıkla yapılacaktır.

    Fiyat istikrarı için sabırlı ve kararlı bir mücadele sürdüreceğiz. Tüm paydaşlarla etkili bir işbirliği ve iletişim sürdüreceğiz. Bu kapsamda TÜSİAD, TOBB, TESK ve MÜSİAD’ın fiyat istikrarı çağrısı çok önemli, kendilerine teşekkür ediyorum.

    Faiz indirimlerine dönük bir gündemin konuşulmasının henüz çok erken olduğunu değerlendiriyoruz.

    Uluslararası emtia fiyatları dolayısıyla o kanaldan gelen etkilerin kalıcı olduğunu düşünürsek gerekli reaksiyonu veririz. Ancak burada sıkı para politikası ve yapısal reformlarla müdahale söz konusu olacak.

    Gıda enflasyonu 2021 enflasyon gerçekleşmesi üzerinde önemli bir risk oluşturmaya devam ediyor.

    Enflasyonla mücadelede sahiplenme konusu son derece önemli, bu konuda tüm toplum katmanları, ekonomideki tüm aktörlerin bu sürece inanması ön koşul, karar alıcıların da hedefe giderken kararlı olmaları gerekiyor.

    Enflasyon hedeflemesine dair bir para politikası seti uyguluyoruz. Mevcut politika setiyle yüzde 5’lik enflasyon hedefine ancak 2023’te ulaşabiliyoruz.”

  • BTSO Başkanı Burkay’dan yüksek faiz yorumu

    BTSO Başkanı Burkay’dan yüksek faiz yorumu

    BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, yüksek faizlerin üretim ve yatırımın önünde bekleyen en büyük engel olduğuna dikkat çekti.

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), 2021 yılının ilk meclis toplantısını gerçekleştirdi. Başkan İbrahim Burkay, koronavirüs salgınının başta sağlık ve ekonomi olmak üzere birçok alanda ağır tahribatlara sebebiyet verirken, iş yapma modellerinde köklü değişiklikler oluşturduğunu söyledi. Bursa iş dünyası olarak gerek dijital ekonomiye dönük gerekse de teknolojik dönüşümüne yönelik projeleri, 8 yıl önce BTSO meclisinin destekleri ve kent dinamiklerinin ortak aklını harekete geçirerek başlattıklarını ifade eden Başkan Burkay, “Türkiye’nin yüksek teknolojili ilk organize sanayi bölgesi TEKNOSAB Bursa’dan yükseliyor. Avrupa’nın en kapsamlı uzay, havacılık ve eğitim merkezi GUHEM, ülkemizin uzay ve havacılık vizyonunun yansıması olarak Bursa’da hizmet veriyor. Yeni nesil Ar-Ge ve mükemmeliyet merkezlerini bünyesinde barındıran BUTEKOM, farklı sektörlerimiz için uluslararası standartlarda 220’nin üzerinde test hizmetiyle Bursa ekonomisinin katma değerli üretim hedeflerine katkı sağlıyor.” dedi.

    BTSO olarak 40’ı aşan örnek projeyle günü kurtaran değil, geleceği planlayan bir vizyonla hareket ettiklerini ifade eden Başkan Burkay, “Günümüzde tercihten öte zorunluluk haline gelen dijitalleşme konusunda da harekete geçen öncü kurumlar arasındaki yerimizi aldık. Kurallara uyan değil, kural koyan Bursa hedefimizle yeni yılda da mevcut projelerimizle birlikte dijitalleşme, elektronik ticaret, sanal fuarlar ve sanal ticaret heyetleri ile nano teknoloji, mükemmeliyet merkezi gibi yenilikçi çalışmalarımızla Bursa’mıza değer katmaya devam edeceğiz. Gelişime açık yazılımıyla üç boyutlu sanal fuarlar, haftanın 7 günü ve 24 boyunca açık sanal showroomlar ve e-ticaret ile entegre yapısıyla firmalarımıza ihracat yolculuklarında destek sunan Smartexpo’nun da Bursa iş dünyamıza hayırlı olmasını diliyorum.” diye konuştu.

    BTSO olarak sektörlerin meselelerini tek tek değerlendirdiklerini ve üyelerin taleplerinin takipçisi olduklarını kaydeden Başkan Burkay, “TOBB ve ekonomi yönetimine sunduğumuz raporlarla birlikte üyelerimizin taleplerini üst düzey temaslarla aktarmaya devam ediyoruz. Salgının ülkemizde tespit edildiği ilk günden bu yana olduğu gibi bundan sonraki süreçte de özel sektörümüzün sıkıntılarını ve çözüm önerilerimizi TOBB, ekonomi kurmaylarımız ve hükümetimizle paylaşmaya devam edeceğiz.” dedi.

    Yüksek faiz yorumu

    “Yüksek faiz ortamı, üretim ve yatırımın önünde en büyük engel olarak durmaya devam ediyor.” diyen Başkan Burkay, reel sektörünün en önemli beklentisinin tek haneli enflasyon ve düşük faizle yatırım iklimine ilişkin koşullar olduğunu vurguladı. Özel bankaların elini taşın altına koyarak yüksek karlılık yerine üretime ve istihdama destek vermelerini beklediklerini ifade eden Başkan Burkay, şöyle konuştu: “Dünyada tedarik zincirinin hızla değiştiği ve yeni dengelerin kurulduğu bir dönemde üretim ekonomisinin ön planda olduğu, fiyat istikrarının ve faiz oranlarının yatırım iklimini güçlendirmesiyle yeniden hedeflerimize odaklanacağımıza inanıyorum. Girişimci gücümüzü geliştirmeye, nitelikli insan kaynağımıza yatırım yapmaya, firmalarımızı uluslararası pazarlara açmaya ve Bursa’mızı yüksek teknolojili üretimin merkezi olarak konumlandırmaya devam edeceğiz.”

    Lokanta, restoran, pastane gibi işletmelerin hızlı bir şekilde toparlanmalarına imkân sağlanması adına HES kodu sorgulaması yapılmak şartıyla yeme-içme faaliyetlerine yeniden izin verilmesinin faydalı olacağına inandıklarını ifade eden Başkan Burkay, “Bu konudaki taleplerimizi de Hizmet ve Ticaret Konseyimizin çalışmaları doğrultusunda kamuoyuyla paylaştık. Covid-19 nedeniyle faaliyetleri duran bazı işletmelerimizin vergileri ertelendi. Başta lokantalar ve restoranlar olmak üzere faaliyetleri kısıtlanan tüm işletmelerimizin bu kapsama dahil edilmesini bekliyoruz. Sosyal ve ekonomik hayatı derinden etkileyen bir dönemden geçiyoruz. Bu süreçte reel sektörümüze sunulan destekler kritik önem taşıyor. Yeni yılda en önemli beklentimiz, içinde bulunduğumuz zorlukları aşarak, sağlık ve güvenle iş ve yatırım ortamının daha cazip hale getirilmesidir. Bu konuda sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde demokrasi, hukuk ve ekonomi alanında yürütülen reform çalışmaları motivasyonumuzu artırmaktadır.” dedi.
    BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, mart ayında başlayan koronavirüs salgınının bütün sektörleri ciddi anlamda etkilediğini belirterek, “Ekonomide bu yılı şekillendirecek en önemli unsur virüse karşı hazırlanan aşılar olacak. Önümüzdeki aylarda ülkemizde ve tüm dünyada aşının yaygınlaşmasıyla küresel ekonominin toparlanmasını, yurt içinde de üretim ve ticaretin daha kolay ve güvenli hale gelmesini ümit ediyoruz. Yeni yılın ülkemize, dünyaya ve iş dünyamıza refah, bereket ve huzur getirmesini diliyorum” dedi.

  • Fed/Evans: Faizler ancak 2024’te yükselmeye başlar

    Fed/Evans: Faizler ancak 2024’te yükselmeye başlar

    ABD Merkez Bankası (Fed) Chicago Başkanı Charles Evans, faiz oranlarının ancak 2024’te yükselmeye başlayabileceğini söyledi.

    Wisconsin Bankacılar Derneği Midwest Ekonomik Tahmin Forumu’nda konuşan Evans, enflasyonun yüzde 2.0 hedefe yükselmesine izin vermek için bu kadar süre gerekebileceğini vurgulayan Evans, enflasyonun ortalama yüzde 2.0 hedef konumuna ulaşılmasının ardından, faizlerin de yavaşça yükseltmeye başlayabileceklerini söyledi.

    Daha önce açıkladığı gibi beklentisinin, bu yıl ABD ekonomisinin yüzde 4.0 dolayında büyüyeceği yolunda olduğuna işaret eden Evans, ancak, hızlı yükselen coronaviras enfeksiyonlarının etkisiyle büyümenin duraklayabileceğini ya da yavaşlayabileceğini düşündüğünü söyledi.

    Evans ayrıca, ABD’de işsizlik oranının da 2021 yılının sonunda yüzde 5.0 düzeyine gerileyebileceğini ekledi.

  • BUSKİ borçlarında yapılandırma fırsatı

    BUSKİ borçlarında yapılandırma fırsatı

    Bursa Büyükşehir Belediyesi BUSKİ Genel Müdürlüğü’ne borcu olan aboneler, Resmi Gazete’de yayımlanan 7256 Sayılı Kanun ile vade tarihi 31 Ağustos 2020 ve öncesine ait borçları için yapılandırma fırsatından yararlanabilecek. Peşin ödemelerde yüzde 90’a varan gecikme faizinde indirim sağlayan kanun, ayrıca 18 aya kadar da taksit imkanı sunuyor.

    Söz konusu kanun ile BUSKİ’ye ait borçların yapılandırılarak ödenmesinde, aboneler için kaçırılmaması gereken önemli fırsatlar sunulurken, su ve atıksu bedeli alacakları, harcamalara katılma payı alacakları (HKP), cezalar (Hasar bedeli ve kaçak su zabıt varakası) ve kaynak suları kiralama bedelleri gibi borçlar peşin ve taksitlendirmek sureti ile ödenebilecek. Yapılandırmadan faydalanmak isteyen vatandaşların son başvuru tarihi olan 31 Aralık 2020 tarihine kadar BUSKİ merkez ve ilçe şube müdürlüklerine, yasal takibe alınmış abonelerin ise Acemler – BUSKİ merkez birimlerine başvuruda bulunması gerekiyor.

    Posta yoluyla da başvuru yapılabiliyor

    Ayrıca vatandaşlar posta yoluyla da başvuruda bulunabilecekler. Yazılı olarak yapılan başvuruların taahhütlü posta veya APS ile gönderilmesi hâlinde postaya verildiği tarih, adi posta ile gönderilmesi hâlinde ise tahsil dairesinin kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru tarihi olarak dikkate alınacak.

    Yüzde 90 indirim imkanı

    İlk vade tarihi olan 01 Şubat 2021 (31 Ocak 2021 tarihi Pazar gününe rastladığından) tarihine kadar ödemelerin peşin yapılması durumunda, (Yİ-ÜFE endeksi dikkate alınarak hesaplanacak tutardan) gecikme faizinde % 90’lık indirim, taksitli ödeme seçeneğinin tercih edilmesi halinde ilk taksitin süresinde ödenmesi şartıyla, ikinci taksit ödeme süresi içinde geri kalan taksitlerin tamamının ödenmesi halinde; gecikme faizinde %50’lik indirim imkanı sağlanacak. Yapılandırılan borçlar iki ayda bir ödeme periyoduyla 6, 9, 12 ve 18 eşit taksit şeklinde ödenebilecek.

    Bu kanuna göre ödenmesi gereken ilk iki taksitin süresinde ve tam ödenmesi şartıyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi hâlinde Kanun hükümlerinden yararlanmaya devam edilecek.

    Ancak, ilk iki taksitin süresinde ve tam ödenmemesi ile bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi hâlinde, bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilecek.

  • BUSİAD Başkanı faiz kararını değerlendirdi

    BUSİAD Başkanı faiz kararını değerlendirdi

    Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Hadi Türkay, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz kararına ilişkin, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomi ve hukukta reform yapılacağı açıklaması ve son olarak Merkez Bankasının beklenen faiz artırımı, piyasa gerçeklerine göre adımlar atılacağını gösterdi.” ifadesini kullandı.

    Türkay, yaptığı yazılı açıklamada, son iki haftada ekonomi cephesinde alınan kararların, yapılan açıklamaların Türkiye’nin piyasa ekonomisine tekrar dönüşü anlamına geldiğini belirtti.

    Türkay, şunları kaydetti:

    “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomi ve hukukta reform yapılacağı açıklaması ve son olarak Merkez Bankasının beklenen faiz artırımı, piyasa gerçeklerine göre adımlar atılacağını gösterdi. Faiz, elbette fiyat istikrarı ve büyüme için olumlu bir durum değil ancak yaşanan gelişmeler, doların 2 haftada 1 lira civarında gevşemesini sağladı. Dövize yöneliş çok yüksekti. Artık en azından dövizde bir parça elimiz rahatlamış ve Türk lirasına yönelme sağlanmış olur. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği reformlar da gerçekleşirse o zaman buradan ‘V’ şeklinde çıkmak mümkün olur. Tabii bu reformlara bir de eğitimi eklemek şartıyla. Ne üreteceksek eğitimli insan gücüyle üreteceğimiz gözden kaçırılmamalı. Bundan sonra ilk hedef, cari açığın sıfırlanması, hatta artıya geçmesi olmalı.”

    Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına değinen Türkay, “Ekonomi cephesinde işlerin durmaması için bizler gayret ediyoruz. Vatandaşlar da maske, mesafe ve temizliğe azami uymalı. Hatta mümkünse evlerinde kalmalı.” ifadelerini kullandı.

  • Erdoğan’dan kritik faiz uyarısı!

    Erdoğan’dan kritik faiz uyarısı!

    TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan CHP’yi eleştirerek, “KKTC Cumhurbaşkanı davet ediyor. Kabul etmiyorlar. Yine beni eleştirmeye kalkıyorlar. Bununla sana ekmek çıkmaz. Senin Kuzey Kıbrıs aşkın var mı? Kapalı Maraş’ı açmak tezini savunmak var mı yok… Aynı şeyleri Suriye, Libya, Azerbaycan’da yapmadı mı?” ifadelerini kullandı. “Yüksek faize yatırımcımızı ezdirmememiz gerekiyor.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüksek faizin nelere mal olduğu ortada. Yüksek faizle bizler gerçek anlamda yatırım yapabilir miyiz? İstihdam üretebilir misiniz? Mümkün değil. Üretim yapabilir misiniz? Mümkün değil.” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’ndaki açıklamalarından notlar:

    CHP’YE ‘KIBRIS’ ELEŞTİRİSİ

    “Değerli delegeler saygıdeğer misafirler ekranları başında bizi izleyenleri selamlıyorum. Sizinle bizim aramızda gönülden gönüle kurulan bir köprü var.

    Biz buralara gökten zembille inmedik. Hayatın merdivenlerini teker teker tırmanarak zorlukları tecrübe ederek geldik. Ömrü boyunca devletten aldığı aldığı maaş dışında iş, istihdam tecrübesi olmayanların kürsülerden esip gürlemeleri teneke tıngırtısının ötesinde bir anlama sahip değildir. En küçük fikirleri olmadığını en iyi sizler biliyorsunuz.

    Daha Kıbrıs meselesinin ne olduğunu Maraş’ın açılmasının ne anlama geldiğini bilmeyen orada Türkiye Cumhurbaşkanı’nın başkanlığının verdiği görüntünün diplomatik mesajını anlamamış birine ekonomiyi izah etmek mümkün değildir.

    KKTC Cumhurbaşkanı davet ediyor. Kabul etmiyorlar. Yine beni eleştirmeye kalkıyorlar. Bununla sana ekmek çıkmaz. Senin Kuzey Kıbrıs aşkın var mı? Kapalı Maraş’ı açmak tezini savunmak var mı yok… Aynı şeyleri Suriye, Libya, Azerbaycan’da yapmadı mı?

    Yaptı… Kendisine ait doğru yanlış hiçbir projesi olmayan, senaryoların tetikçiliğini yapmak dışında işi olmayanların ekonomi hakkında ahkam kesmesi gülünçtür. Azıcık samimiyet görsek konuşuruz. Milletimize saygımızdan dolayı proje siyasetlerle, yalanları iftiraları önlerine koyulsa da yüzleri kızarmayanlarla işimiz olmaz. Bizim muhatabımız milletimizdir.

    Her husus gibi ekonomi, sanayi, ticaret gönül işidir. Biz kendisi de esnaflıktan gelen bir siyasetçi olarak esnafımızla, sanatkarımızla bir arada olduk. TOBB Genel Kurulları ve şuralarına katılmaya önem verdik. Yerli otomobil için babayiğit arandığında sizler talip oldunuz.

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN KRİTİK FAİZ UYARISI

    Yüksek faiz sebebiyle üretimin, ticaretin, istihdamın temsilcisi olarak sizler sahada yaşananların tercümanı olarak karar vericilere yol gösteriyorsunuz. Zira yüksek faizin nelere mal olduğu ortada. Yüksek faizle bizler gerçek anlamda yatırım yapabilir miyiz? Sizler bu işin içindesiniz. İstihdam üretebilir misiniz? Mümkün değil. Üretim yapabilir misiniz? Mümkün değil. İhracata yönelik adım atabilir miyiz? O da mümkün değil. Bizim bu noktada dikkatli olmamız lazım ve yüksek faize yatırımcımızı ezdirmememiz gerekiyor.

    Adım adım Türkiye’nin projesini hayata geçirdiniz. İnşallah bu güzel projeyi yine sizlerle neticeye ulaştıracağız. Aynı şekilde şehit Başbakan Adnan Menderes’in acı hatırası sebebiyle Yaslı Ada’ya çıkan Yassı Ada’yı sizlerle Demokrasi ve Özgürlükler Adası haline getirdik. Tabii Covid sebebiyle iş dünyasında da farklı bir dönem geçiriyoruz. TOBB’un bu yılki genel kurulu ertelendi. Biz de video konferansla bir araya gelmek istedik.

    Covid19’a yakalanan arkadaşlarımıza geçmiş olsun diyorum. Bu da geçer yahu diyoruz. İnşallah bu da geçecek. 81 il ve 160 ilçemizde iş dünyamızın nabzını TOBB’un güzel şekilde yansıttığına inanıyorum.

    (Faiz sonrası) Bunun için ekonomiyle ilgili her konuda onların temsilcileriyle olan konularda istişareye önem veriyoruz. Sizlerle oluşturduğumuz ortak akıldan faydalanıyoruz.

    Birlikte çözüm yolları geliştiriyoruz. 18 yıldır büyük mesafe katledilen demokrasi yolunda 165 oda ve borsamız lokomotif vazifesi gördü. Ben birçok sanayici ve iş adamlarımızla konuştuğumuz nasıl battığını anlatırken şunu derlerdi. Beni faiz batırdı, bitirdi, şu kadar faiz ödüyorum derdi. İnşallah biz bunları da tersine çevireceğiz. Sizlerin azmiyle önümüze çıkarılan engelleri aşarak hedeflerimize yürüyeceğiz. Yüksek faizden arındırılmış, istihdamdan finansmana çok sayıda destek paketini hayata geçirdik. En büyük kredi paketleri, istihdam teşvikleri bu dönemde başlatıldı. Onlarca sektörde vergi ve primleri erteledik. Uzun vadeli yapılandırma yaptık.

    “ÜLKEMİZ ARTIŞ ŞAHLANIŞ DÖNEMİNE GİRİYOR”

    İstihdam ve ihracata odaklanmamız gerekiyor. El birliğiyle bu dönemi geride bırakıp güçlü Türkiye dönemine ulaşacağız. Gayretinizi arttırmanızı azminizi güçlendirmenizi istiyorum. Reformlar ve başarılarla dolu büyümeyi politikamızın merkezine aldığımız 18 yılı geride bıraktık. Her bir hane ve insana dokunan hizmetler gerçekleştirdik. Piyasa ekonomisi anlayışıyla şeffaf ve öngörülebilir politikalarla ülkemizi kalkındırdık. Türkiye tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesi bizle oldu. Milli gelirimizi 236 milyar dolardan 950 milyar dolara ihracatımızı 36 milyar dolardan 152 milyar dolara çıkardık. Kişi başına düşen milli gelirimizi 12 bin 500 dolara kadar yükselttik. Ülkemize gelen doğrudan yatırımlar 138 milyar doları buldu. Enflasyon oranını yüzde 4’lere indirmiş, faizleri en düşük seviyelere indirmiştik. İçeride ve dışarıda büyük saldırı dalgasıyla karşılaştık. Gezi olaylarından darbe girişimine ekonomimize kurulan tuzaklara kadar hepsini birer birer boşa çıkardık.. İstiklal ve İstikbal mücadelemize yoğunlaşırken Türkiye’yi yüzlerce projeyle donattık.

    Yeniliğe odaklı girişimlerimizle her zorluğu aşacak alanlar bulduk. Savunma sanayinde ülkemiz hayranlıkla takip ediliyor. 3. havalimanımız 2053 vizyonunun altyapılarından biridir. Tarihi öneme sahip projeleri hayat geçirdik. Şehir hastaneleriyle genel sağlık sigortamız bile başlı başına başarı hikayesidir. Atatürk Havalimanı ve Sancaktepe’de 1008 yataklı hastaneyi 2 ayda yaptık. Uçak inecek, 5 dakikada hastaneye ulaşacak. Neden yaptık? Bütün Covid olayı ile mücadele için… Aynı şekilde devasa hastaneyi Başakşehirde yaptık. Çok çok önemli adımlar attık. Yatırımcılarımızın önünü açmak için reformlarla iş yapma kolaylığı endeksinde ülkemizi 27 basamak yükselerek 190 ülke içinde 33. sıraya yerleştik. 2002’de işyeri açma süresi 38 günken 7 günün altına düşürdük. Dünya ile Türkiye’de yeni döneme giriyor.

    Ülkemiz yatırımın üretimin ticaretin yükselen merkezlerin biri olarak gösteriyor. Vites yükseltmenin yeterli olmadığı araç değiştirmenin gerekli olduğu bir dönemde. İşte bu yeni dönemin hazırlıkları ekonomi ve demokrasi reformlarıdır. İhtiyaç duyulan değişimleri hayata geçirmek bizim görevimizdir. Temelini attığımız tabiri caizde kaba inşaatını tamamladığımız binamızı artık nihai hale getirecek adımın eşiğindeyiz. Ülkemiz hazırlık devrini geride bırakıp artık şahlanış dönemine giriyor. Yerli ve uluslararası yatırımcılar için şartları sağlamaya devam edeceğiz.

    “TEK HANELİ ENFLASYONA ULAŞMAK HEDEFİMİZDİR”

    Yerli ve uluslararası yatırımcılar için en uygun şartları karşılamaya devam edeceğiz. Olumlu ayrışmayı göreceğiz. 3. çeyreği güçlü büyüme ile kapatacağımız kesinleşti. Sanayi üretimiz aratarak en önemli başarıya imza attı. İnşallah hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi Eylül ayında yüzde 26,2 arttı. Tabii bunlarla beraber salgının yol attığı kimi zorluklara rağmen devam etse de pozitif kapatacağımıza yılı inanıyorum. Enflasyonla mücadele de en önemli önceliğimizdir. Tek haneli enflasyona ulaşmak hedefimizdir.

    Önümüzdeki sorunları çözeceğiz. Elbette salgının yol açtığı sıkıntıların farkındayız. Sıkıntıları azaltmanın gayreti içindeyiz. Bugünleri inşallah önümüzdeki yıl acı bir tebessümle yad edeceğiz. Şevkimiz azmimiz büyüktür. Bugünkü bölgesel ve küresel liderlik seviyesine sizlerle getirdik. Sıkıntıları da sizlerle aşacağız.”

  • Merkez Bankası’nın faiz kararı sonrası dolarda rekor

    Merkez Bankası’nın faiz kararı sonrası dolarda rekor

    Merkez Bankası, oluşan güçlü beklentilere rağmen politika faizinde bir değişikliğe gitmedi. Sürpriz karar sonrasında döviz kurları sert bir şekilde yükselişe geçti. Son günlerde 7,80’in altını gören dolar/TL kuru, 7,95’in üzerine çıktı. Euro/TL ise 9,24’ten 9,41’i aştı.

    Merkez Bankası, bugün açıkladığı kararla politika faizini yüzde 10,25 düzeyinde serbest bıraktı. Piyasalarda oluşan faiz artışı beklentisiyle 7,80’in altına kadar çekilen dolar/TL, ilk tepki olarak 7,95’in üzerine tırmandı.

    Merkez Bankası, beklentilerin aksine politika faizini yüzde 10,25’te bıraktı.

    Yurt içinde faiz kararı öncesinde dolar/TL’nin düşüş eğilimini sürdürdüğüne dikkati çeken uzmanlar, yeni tip koronavirüs (Covid-19) aşı çalışmaları, ABD’de teşvik paketi ve jeopolitik gelişmelere ilişkin gelişmelerin de gündemdeki yerini koruduğunu söyledi.

    24 Eylül’deki son Para Politikası Kurulu toplantısında, politika faizi 200 baz puan artırılarak yüzde 8,25’ten yüzde 10,25’e yükseltilmişti.

    Saat 14:21 itibarıyla dolar/TL 7,9444’den euro/TL 9,4001’den değerleniyor.