Etiket: fay hattı

  • Milyonluk ev kağıt gibi dağıldı

    Milyonluk ev kağıt gibi dağıldı

    Kahramanmaraş merkezli 7,7 ila 7,6 büyüklüğündeki depremlerin vurduğu Malatya’nın Akçadağ ilçesinde fay hattı üzerine yapıldığı ortaya çıkan iki katlı milyonluk ev kağıt gibi dağıldı.

    Akçadağ ilçesine bağlı Başpınar Mahallesi Dikendede mevkiinde ailesiyle birlikte yaşayan 39 yaşındaki Soner Menge’ye ait yapımı bu yıl tamamlanan iki katlı milyonluk ev ile taştan yapılan havuz, Kahramanmaraş merkezli depremlerde kağıt gibi dağılarak kullanılmaz hale geldi.


    “İki yıllık emeğimiz yerle bir oldu”

    Depreme ailesiyle birlikte yapımı yeni tamamlanan evinde yakalandıklarını aktaran Menge, “Depremde iki yıllık emeklerimiz tamamen yerle bir oldu. Diğer evimiz ise tamamen harabe.

    Sanırım fay hattı üzerine evimizi inşa etmişiz. Bu yüzdende şuan evimiz kullanılamayacak halde. Bu evi yaklaşık iki yılda tamamladık eşyalarımız her şeyimiz emeklerimiz yerle bir oldu.Depremin korkusunu hala yaşıyoruz” diye konuştu.

  • Faylı köy, korkuyla yaşıyor

    Faylı köy, korkuyla yaşıyor

    Dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif sağ-yanal atımlı faylarından biri olan Kuzey Anadolu Fayı (KAF) bin 100 kilometre uzunluğunda sağ yönlü ve doğrultu atımlı aktif fay hattı olarak biliniyor. Yaklaşık olarak Van Gölü’nden Saros Körfezi’ne kadar tüm kuzey Anadolu’yu kesen KAF, tek bir faydan oluşmadığı gibi pek çok parçadan oluşuyor. İstanbul, Kocaeli ve Bursa kesiminden Marmara Denizine giren KAF Hattı, Tekirdağ’ın Şarköy ilçesine bağlı Gaziköy Mahallesinden denizden çıkarak Saros Körfezi ve oradan da Yunanistan’a uzanıyor.


    Diken üstünde yaşıyorlar

    Fay hattının denizden karaya çıktığı noktada bulunan Gaziköy Mahallesi sakinleri adeta diken üzerinde yaşıyor. KAF’ın Ganos Segmenti, en son 1912 yılında biriken enerji sonucunda 7.3’lük deprem üreterek büyük yıkıma sebep olmuştu. 111 yıldır uyuyan bu fayı, denizden çıkar çıkmaz Gaziköy Mahallesi ile buluşuyor. Mahallenin sit alanı olarak ilan edilmesi sebebiyle de bölgede yeni yapılar yapılmadığı gibi söz konusu bulunan yapılarda da herhangi bir güçlendirmenin olmaması da mahalle sakinlerinin korkularını artırıyor.


    Denize sıfır mahalle

    Muhtemel herhangi bir deprem sonrası oluşabilecek bir tsunami de denize sıfır olan mahallede büyük tehlikelere ve yıkımlara yol açabileceği gibi mahalle aynı zamanda heyelan bölgesine yakın alanlarda bulunuyor. Ganos Fay’ına yerleştirilen 150 metre sismik cihazlarla fayın hareketleri izlenilirken, mahalle muhtarı Ali Altıntaş, yetkililerin burası için acil bir proje yapması için çağrıda bulundu.


    Son deprem korkularına korku kattı

    Gaziköy Mahalle Muhtarı Ali Altıntaş yaptığı açıklamada, “Mahalle sakinleri olarak tedirgin yaşıyoruz. Zaten arkamızda gördüğünüz Marmara Denizi. Mahallemiz, fayın denizden karaya çıktığı yerde bulunuyor. Çok tedirginiz. Bulunduğumuz tepe Cumhuriyet tepesi. Arkeolojik sit alanının üzerindeyiz şu an. Aldığımız bilgilere göre bu tepe zaten binlerce yıl önce deprem sonrası oluşmuş bir alan. Tepenin yamaçlarında bolca deniz kabukları ve deniz taşları bulunuyor. Devletimizden yapılarımızın sağlam yapılması için bir proje istiyoruz. Mahallemizde yaşamak istiyoruz. Kahramanmaraş depreminden sonra çok tedirgin yaşıyoruz. Binalarımızın hepsi 1994’ten önce yapılmış binalar. Depreme dayanıksız binalar. Fay hattının Ganos Segmentinde bulunuyor mahallemiz. Tekirdağ açıklarında 3.8 şiddetinde bir deprem oldu. O bizi ayrı bir tedirgin etti. Uzun zamandır uyuyan bir fay. Burası uzmanların Marmara çukuru diye tabir ettiği yer” dedi.

  • Hani’de metrelerce fay kırığı

    Hani’de metrelerce fay kırığı

    Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremlerin büyük yıkıma neden olduğu 11 şehirden biri olan Diyarbakır’da kırılan fay hatlarının oluşturduğu toprak yarılmaları, köy sakinlerinin cep telefonu kamerasına yansıdı. Depremler Lice’nin Birlik, Hani’nin Çukur-Uysal ve Kaledibi mahallerinde yaklaşık 100 evin ağır hasar görmesine neden oldu. Hani’de yağan karın erimesiyle birlikte ürküten fay kırığı da ortaya çıktı.

    Öte yandan fay kırığının ortaya çıktığı bölgede Kandilli Rasathanesi, Diyarbakır Kaledibi-Hani merkezli bir depremin meydana geldiğini açıkladı. Türkiye saati ile dün 23.59.40’da meydana gelen depremin büyüklüğü 4 olarak açıklandı. Depremin derinliğinin ise 9 kilometre olduğu duyuruldu.

    Hani’deki depremlerin merkez üssü olan Kaledibi Güzelce’de fay kırıklarının toprak yüzeyinde karın erimesiyle derin yarıklar oluşturduğu ortaya çıktı. Köy sakinlerinin görüntülediği metrelerce uzunluktaki fay kırıklarının olduğu bölgede derin yarıklar ve çukurlar görülüyor.

  • Fay hattının başlangıç noktası

    Fay hattının başlangıç noktası

    Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş depremlerinin doğaya verdiği zarar da her geçen gün ortaya çıkmaya devam ediyor. Özellikle ikinci depremin merkez üssü Elbistan ilçesine komşu Afşin ilçesi kırsalında Kuşkayası ile Karagöz mahalleleri arasında yer alan arazideki görüntü, görenleri endişelendirdi. Fay hattı kırsal bölgedeki arazide hem devasa göçük oluşturdu, hem de derin yarıklar ortaya çıkardı. Bölgedeki göçük ve yarıklar hem yarış hem de normal dron ile görüntülendi. Görüntüler asrın felaketini de bir kez daha gözler önüne serdi.

    “Fay hattının başlangıç noktasındayız”

    Bölgedeki Karagöz Mahallesi Muhtarı Bedri Arslaner, “6 Şubat’taki asrın felaketinin fay hattının başlangıç noktasındayız. Karagöz Mahallesi’nin sınırlarının içerisinde Afşin’imizi bu hale getirdi. Ülkemize ve milletimize çok çok geçmiş olsun. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın” dedi.

  • Manisa fayı endişelendiriyor

    Manisa fayı endişelendiriyor

    Manisa’nın Spil Dağı eteklerinde yer alan Manisa Organize Sanayi Bölgesi Gürle mevkii yakınlarından başlayan Manisa fayı dağ hizası boyunca pek çok yerleşim yeri, kamu binası ile hastanelerin de altından geçerek, 130 kilometrelik bir hat boyunca uzanıyor. Manisa’dan Turgutlu ilçesine kadar uzanan fay hattı, İzmir’in Kemalpaşa ilçesinden gelen fay kırığıyla çakışarak, Manisa’nın Salihli, Alaşehir ve Sarıgöl ilçelerindeki yerleşim alanlarını tehdit ediyor.
    Tarih boyunca 7 ila 8 büyüklüğündeki depremler üreten Manisa fayı ile ilgili Manisa Jeoloji Mühendisleri Odası da uyarılarda bulundu. İl ve ilçe belediyeleri tarafından geçmiş yıllarda yeni açılan imar alanlarında jeolojik-jeoteknik çalışmaların yapıldığını söyleyen Manisa Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Bülent Bayraktar, bu çalışmaların yeniden ele alınarak raporlanıp projelendirilmesi gerektiğini hatırlattı.

    “Yaklaşık 170 yıldır herhangi bir aktivite gözlenmedi”

    Manisa fayı olarak isimlendirilen fay hattının tehlikeli bir fay hattı olduğuna vurgu yapan Başkan Bayraktar, “Manisa fayı olarak isimlendirilmiş ve işaretlendirilmiş büyük bir fayımız mevcut. Manisa’nın Spil Dağı eteklerinde Manisa Organize Sanayi Bölgesinden başlayarak Keçiliköy, Uncubozköy ve o hizada Turgutlu’ya kadar uzanan uzun ve tehlikeli bir fay. Daha önceki bilim insanları bu konuyla ilgili çalışmalar yürütmüş önemli bir kırığımız. 130 kilometre uzunluğunda olan kireç taşlarında oluşmuş tehlikeli bir fay. Yaklaşık 170 yıldır herhangi bir aktivite gözlenmedi. Tarihte daha önce 7 ila 8 şiddetinde depremler üretmiş. Demek ki bu potansiyelde deprem şiddeti oluşturabilir” dedi.

    “Acilen çalışma yapılması gerekiyor”

    Belediye arşivlerinden mevcut yerleşim yerleriyle ilgili jeolojik çalışmaların çıkarılarak yeniden raporlanması ve projelendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Bayraktar, “2000’li yıllardan itibaren her il ve ilçe belediyeleri imar planına esas jeolojik-jeoteknik çalışmalarını yaptı. Her bölgede, bazı özel ve kamu alanlarında il bazında ilçe bazında bu çalışmalar yapıldı. Benim önerim bunların şu an belediyelerde çalışan jeoloji, jeofizik, inşaat mühendisi arkadaşlarımız var. Şehir plancılarımız ve mimarlar var. Öncelikle bunların tüm belediyelerdeki arşivlerinden bu konuyla ilgili parsel bazında zemin etütleri, imar planına esas jeolojik etüt raporlarının acilen toplanıp bir bütünlük halinde toplanıp raporlanması ve projelendirilmesi gerekiyor. Bu belirlendikten sonra en azından bundan sonraki yerleşim alanlarında yeni yer seçimlerinde bunların ne kadar önemli olduğu ortaya konabilir” ifadelerini kullandı.

    “Projelerde sorun yok, uygulamada sorunlar olabilir”

    Yapı denetim yönetmeliğinin tüm Türkiye’de 2011 yılında yürürlüğe girdiğine dikkat çeken Bayraktar, Manisa’da da proje bazında sorunlar gözükmediği ancak 2011 yılı öncesi yapılarda uygulamada sorunların olabileceğini söyledi. Bayraktar, “Bataklık diye çok fazla nitelendirmiyoruz. Spil Dağı eteğindeki eğimin yüksek olduğu bölgelerde yamaç molozu dediğimiz daha sıkı daha sağlam zeminlerimiz olduğu biliniyor. Tabii ki ovaya daha düzlüğe inildikçe burada zeminin daha gevşek birimlerden oluştuğu tespit ediliyor. Bu bataklık olarak nitelendirilemez. Her parselde farklı birimlerle karşılaşabiliyoruz. Teknolojimiz buna her türlü elverişli, bu zemin etütlerinin amacı nerenin daha sağlam, nerenin daha gevşek bölgelere ayırabilmek. Büyükşehir belediyesi de ilçe belediyeleri de imar planına esas jeolojik etütler yaptırdılar. Bu yapılaşmaya gidilmeden önce bu projeler hepsi ellerinde var. Haritalarda bunların tespit edilip uygun alan, önlemli alan, uygun olmayan alan gibi bölgelere ayrılarak detaylı haritalandırıldı. Bu bölgelerde önlemli alan demekle yapılaşmaya gidilmeyecek diye bir şey yoktur. Önlemli alan hazırlanan jeoteknik raporlarda önlemleri zaten belirlenmiştir. Burada bir inşaat yapılırken ne gibi önlemler alınması gerekiyor. Zemin taşıma kapasitesinden kaynaklanabilecek sorunlar, sıvılaşmayla ilgili kaynaklanabilecek sorunlar, yer altı su seviyesi, şişme oturma gibi olayların yerinde incelendiğinden dolayı bölgelere ayrılmıştır. İnşaat aşamasında zemin etütleri, imar planı raporları incelenir ve inşaat mühendisi arkadaşlar statik projelerini zemin etüdündeki verilere göre hazırlarla binalar da oluşur. Yapı denetim sistemi geldiği tarihten itibaren proje üzerinde çok büyük olumsuzluklar görmüyoruz. Uygulamada sorunlar olabileceğini düşünüyoruz. Yapı denetim yönetmeliği Manisa’ya ve Türkiye geneline 2011 yılında geldi. 2000 yılında 8 ve ya 9 ilde pilot olarak 10 yıl denendi. Manisa’ya 2011 yılında geldi ve başladı. 2000 yılında yoktu. 2011 yılında yapı denetim yönetmeliği tüm Türkiye’ye başladığında bunun hazırlığı uygulamadaki sorunların çözülmesiyle beraber yaklaşık 10 yıldır aktif olarak uygulanıyor. Bu tarihten sonraki yapılan çalışmalarda yapı denetimler hassas şekilde davranıp projeleri sonuna kadar takip ettiler. Ancak bundan öncesinde bu tür bir çalışma ve uygulama sadece belediyelerin, kamu binalarında da kamu personelinin teknik elemanları gözetiminde oluyordu” dedi.


    “Ovalık zeminler daha sorunlu”

    Manisa’da ovada kurulan yerleşimlerin kayalık zemine kurulan yerleşimlerden daha sorunlu olduğuna dikkat çeken Başkan Bayraktar, “Manisa fayı Turgutlu’da bitip Kemalpaşa’dan gelen fayla çakıştıktan sonra buradan Salihli, Alaşehir ve Sarıgöl istikametine doğru devam ediyor. Orada da tali faylar ve olumsuzluklar var. Alaşehir de dağ yamacındadır ancak aynı Manisa gibi yerleşim ovaya doğru iner. Sarıgöl tamamen bizim alüvyon diye bahsettiğimiz ovaya kurulu. Kula, Demirci, Gördes ve Soma gibi yerler biraz daha yüksek daha kayalık daha sağlam zeminlerde kurulduğu için avantajları vardır. Ancak ovada tarımsal alanlarda yapılaşma var. Saruhanlı’da da yerleşim ne kadar eski ovaya yakınsa o kadar zeminimiz sorunlu” ifadelerini kullandı.

  • Fay hattındaki zemin sıvılaşması

    Fay hattındaki zemin sıvılaşması

    Elazığ’da 17 Şubat günü saat 18.34’te merkez üssü Yolüstü köyü olan 4,6 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti.

    Yerin 7 km altında meydana gelen depremde herhangi bir olumsuzluk yaşanmamıştı.

    Depremin ardından Yolüstü köyünde metrelerce uzunluğunda yarık oluştuğu görüldü.

    Yapılan ilk incelemede yarığın, fay hattındaki zemin sıvılaşması olduğu tespit edildi.

    Bölge halkı tarafından cep telefonu kamerası ile çekilen görüntüler, görenleri dehşete düşürdü. Bölgede uzmanlar tarafından detaylı inceleme yapılacağı bildirildi.

     

    ZEMİN SIVILAŞMASI NEDİR ?

    Zemin sıvılaşması sallantı sonrası suya doymuş tanecikli materyallerin sıkılığını kaybetmesi ve katı halden sıvı hale geçmesi şeklinde görülebilir. Bu durumda binalar ve köprüler çökebilir ya da bulunduğu noktaya batabilir.

    Katı zemin davranışını kaybeden malzeme, su ile birlikte toprak zemin içerisinde bulduğu çatlak ve fisürlerden yüzeye doğru hareket eder. Yüzeyde sıvılaşmanın gözlenmesi de tek veya art arda sıralanmış kum konileri, çatlaklar boyunca kum birikmeleri ve kum fışkırması şeklindedir.

    ZEMİN SIVILAŞMASININ OLASI SONUÇLARI

    Zeminin sıvılaşması sonucu yapı zemine batabilir veya hafif yapılarda yukarı doğru hareket gözlenebilir. Sıvılaşan zeminde, küçük kayma gerilmeleri büyük şekil değiştirmelere sebep olur veyapılarda zemin göçmesi hasarları meydana gelir. Bir zeminin sıvılaşması esas olarak; zeminin gevşekliğine, daneler arasındaki bağa, kil miktarına ve boşluk suyunun drenajının engellenmesine bağlıdır.

    SIVILAŞMA NERELERDE GÖRÜLÜR?

    Özellikle, kil bulunmayan kum ve siltler ve bazen çakıllar sıvılaşma potansiyeline sahiptirler. Deprem sırasında oluşan deprem dalgaları suya doymuş daneli tabakalardan geçerken dane yerleşim düzenini
    değiştirir ve bu durum gevşek olarak bulunan danelerin göçerek yerleşmesine ve sıkışmasına sebep olur.

  • Bölgede nerelerde yeni deprem riski var?

    Bölgede nerelerde yeni deprem riski var?

    Kahramanmaraş depremlerinde en çok hasar alan kentlerden biri Hatay’dı. Kent bir önceki depremin yaralarını sarmaya çalışırken dün akşam saatlerinde yeniden sarsıldı.

    Prof. Dr. Naci Görür, Hatay’daki 6,4 büyüklüğündeki depremin ardından bir canlı yayınına katılarak soruları yanıtladı.

    Prof. Dr. Naci Görür’ün açıklamalarından satır başları:

    “Bir yerde deprem olduğu zaman açığa çıkan enerjinin bir kısmı da o fayın uzanımına göre örneğin kuzey güney uzanıyorsa bir kısmı kuzeyine bir kısmı güneyine enerji transfer edilir. Yani tümüyle enerji boşalıp atmosfere dağılmaz. Bir kısmı iki uca doğru transfer edilir.

    Kahramanmaraş depremleri olduğunda dedik ki güneyde Adana havzasına ve Hatay yöresine dikkat etmek gerekiyor. Oralarda da kırılmamış faylara enerji transferi olacağı için kırılıp deprem üretebilirler. Şimdi Hatay’da bu deprem oldu. 6,4 küçük değil. Daha Türkiye sınırları içerisinde Ölüdeniz fayında yani Maraş’tan Hatay’a kadar olan kısımda büyük bir deprem beklemiyoruz. Belki Türkiye sınırları dışarısında olursa o da bizi şu an pek ilgilendirmiyor.

    ADANA’DA DİKKATLİ OLMAK GEREKİYOR

    Adana’da biraz dikkatli olmak gerekiyor. Orayı bekliyoruz çünkü orada Doğu Anadolu fayının kolları var. Oraya enerji transfer edilmiş olabilir, onlardan biri tetiklenmiş olabilir ve deprem üretebilir. Adana’da dikkatli olmak lazım.

    Bir bu Maraş depremleri özellikle Malatya civarlarında Sürgü fayı kırılınca 7.6, belki Malatya fayı batısında, kuzeyinde Ovacık fayı ve daha doğuya doğru gidince Karakoçan fayında da biraz enerji transferi olmuş olabilir. Oralara da dikkat edilmesi lazım. Hem halk bilsin, hem yerel yönetimler bilsin yani bir bakıma teyakkuzda olmak bakımından.

    DEPREMSİZ BİR DÖNEME GİRİLECEK

    İki büyük deprem bölgedeki fay sistemlerini zorladı. Bölge hareketli bu zaman içerisinde durulacaktır. Burada halkı rahatlatacak bir şey söyleyeyim. Adana’da belirli bir deprem olduktan sonra, olma ihtimali var. Kıbrıs’ta da var. Adana veya Kıbrıs’ta bizim beklediğimiz depremler olduğu zaman. Bir de Bingöl Karlıova’yla Göynük arasında depremler olduğu zaman Doğu Anadolu büyük ölçüde enerjisini bitirmiş olacak. Dolayısıyla Doğu Anadolu fayının etrafında olan bütün kentler büyük bir depremle karşı karşıya kalmayacak.

    Diyelim ki Erzincan ile Bingöl arasındaki Yedisu fayı depremi üretip İstanbul depremi de olup biterse uzun zaman boyunca Kuzey Anadolu fayı boyunca da büyük depremler olmayacak. Yani Türkiye bu iki kuşakta depremsiz uzun yıllara girecek. Böylece depreme dayanıklı kentler inşa etme şansı olacak.

    TAM ZAMANI BİLİNMİYOR

    Düşünün Ölüdeniz fayındaki depremin ardında 7,7 depremin ardından 7,6’lık deprem oldu. Aradaki fark dokuz saatti. Bir hafta da olabilir bir ay da olabilir. Zaman olarak bilemiyoruz. Tam zamanını bilemiyoruz. Öngörüyle söylüyoruz.

    HAKKARİ YÖRESİNDE BÜYÜK BİR DEPREM OLABİLİR

    Benim bir öngörüm var. Ben Hakkari yöresinde de sıkıntı olabilir diyorum. Maraş depremleri Doğu Anadolu’yu hareket ettirdi ya Arabistan levhası kuzeye doğru gitti. Kuzeyde Hakkari yöresinin sıkıştırmış olabileceğini düşünüyorum. Orayı da bilimsel öngörüyle uyarıyorum. Dikkatli olmak lazım diyorum, zaman söyleyemiyorum.

    Doğu Anadolu fayında olan bu hareketler özellikle kuzey kısmında yani Bingöl Karlıova’yla Göynük arasında olabilecek bir hareket ki orada deprem bekliyoruz 7.2. Kuzey Anadolu fayını belli ölçüde kırılmamış kesimini de tetikleyecektir. Unutmayın 1939 Erzincan depremi 1971 Bingöl depremini tetiklemiştir.

    Yani bu tetikleme denince bu oluyor arkasına diğeri oluyor diye anlaşılıyor, öyle değil. Enerji transferleri birbirleriyle geometrik ilişkide olan faylarda mümkündür. Ben şimdi bu Doğu Anadolu fayının büyük hareketleri sonucu özellikle Bingöl’den Erzincan’a kadar olan o kesimde de hareket hızlandırmış olabileceğini düşünüyorum.”

  • Fay hattının geçtiği köy enkaza döndü

    Fay hattının geçtiği köy enkaza döndü

    Kahramanmaraş merkezli depremler, Pazarcık ilçesindeki Ördekdede Mahallesi’nde büyük yıkıma yol açtı.

    Depremin merkez üslerinden Pazarcık ilçesine bağlı Ördekdede Mahallesi, afetten en çok etkilenen yerlerin başında geliyor.

    Kırsal mahalledeki tek katlı ve kerpiç evlerin tamamına yakını yıkıldı.

    Öte yandan köyden geçen ve araziyi ikiye bölen fay kırığı da havadan görüntülendi.

    Ördekdede Mahalle Muhtar Azası Kemal Güven, köyde 140 hane olduğunu söyledi.

    Köyde sağlam ev kalmadığını belirten Güven, deprem anında Gaziantep’te olduğunu, daha sonra köye geldiğini ve yakınlarını enkazdan çıkardıklarını anlattı.

    Güven, depremin ardından bölgeye yardımlar geldiğini, köyü toparlamaya çalıştıklarını kaydetti.

    Ördekdede’nin depremin merkez üssüne yakın bölgedeki en büyük köy olduğunu dile getiren Güven, “2-3 tane ev ancak ayakta kaldı, öbürlerinin hepsi harap. Köy diye bir şey kalmadı. 25 yaralımız var, onlar iyi çok şükür. 34 de kaybımız var.” diye konuştu.

  • Fay hattının geçtiği tarlalar ikiye bölündü

    Fay hattının geçtiği tarlalar ikiye bölündü

    Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından çok sayıda bina yıkılırken fay hattının geçtiği yol ve tarlalar ikiye bölündü. Pazarcık ilçesine Narlı köyünden geçen fay hattının kırılması sonucunda birçok tarlada derin yarıklar oluştu.

    Derinliği 2 metreyi bulunan ve kilometrelerce uzanan yarıklar dron ile görüntülendi. Çekilen görüntülerde fay hattının kırılmasından dolayı tarlalara ekilen ürünlerin zarar gördüğü gözlendi. Sarımsak tarlasında ürünleri bulunan Ömer Gönülalan ise bundan sonra ne yapacağını bilmediğini söyledi.

    “Depremden dolayı tarlamız hasar gördü”

    Tarla sahibi Ömer Gönülalan, “Tarlada bulunan malımız bizim. İcarcıyız. Depremden dolayı tarlamız hasar gördü. Hasar tespiti yapılmasını istiyoruz. Hasarımız büyüktür. Fay hattı buradan geçti. Sarımsaklar kuruma seviyesine geldi. Sulama imkanımız zor. Zaten yarılmadan dolayı su kaybolmuş. 20 dönüm 40 ton malım var. Şu anda para da etmiyor” dedi.

     

  • Fay hattı savaş alanına çevirdi

    Fay hattı savaş alanına çevirdi

    Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7, Elbistan merkezli 7.6 şiddetindeki depremlerde Gaziantep’in İslahiye ilçesinden geçen fay hattı, geçtiği 12 kilometrelik güzergah boyunca çevresini savaş alanına çevirdi.

    Fevzipaşa Mahallesi’nden başlayan ve şimdilik tespit edilen 12 kilometrelik fay hattı, İslahiye Devlet Hastanesi bahçesinden arazilere ulaşan çatlağa neden oldu.

    Hastane bahçesindeki tonlarca ağırlıktaki beton zemin bloklarını halı gibi etrafa savuran fay hattı, hastanenin yanındaki arazide ise 2 metrelik çökmeye neden oldu.

    Fay hattının geçtiği güzergahtaki istinat duvarları yerle bir olurken, ağaçlar ise kökünden sökülerek devrildi.