Etiket: felç

  • Şov yaparken genç kızı felç bıraktı

    Şov yaparken genç kızı felç bıraktı

    Konsere giden Bird Piche isimli genç kız hayatının talihsizliğini yaşadı. Konser sırasında solistin üzerine atlaması sonucu felç geçirdi.

    Trophy Eyes solistini konser sırasında hayranlarının üzerine atladı. Kalabalığın içerisinde bulunan genç kız baygınlık geçirerek apar topar hastaneye kaldırıldı.Doktorlar, baygınlık geçiren genç kızın ciddi bir omurilik yaralanması olduğunu ve kısmen felç geçirdiğini belirterek Piche’yi kapsamlı bir ameliyata aldı.

    ABD’de Trophy Eyes Grubu’nun solisti hayranlarının üzerine atladı, genç bir kız felç kaldı

    “BU DURUM HEPİMİZİ DERİNDEN SARSIYOR”

    Trophy Eyes konuya ilişkin açıklamada bulundu. Tedavi sürecinde genç kızı yalnız bırakmayacaklarını, yanında olmaya çalışacaklarını söyleyen Trophy Eyes, yaptığı yazılı açıklamada “30 Nisan gecesi trajik bir kaza sonucunda bir Trophy Eyes hayranı konser alanında yaralandı. Hemen gösteriyi durdurduk ve John, aile ile birlikte hastaneye gitti. Ailenin izniyle bu konuyu şimdiye kadar kamuoyu önünde konuşmaktan kaçındık. Arkadaşımız Bird şu anda iyileşiyor ancak önünde hala uzun bir yol var. Bu durum hepimizi derinden sarsıyor ve Bird’ün bu zor zamanında yardımcı olmak için çaba gösterirken sabrınızı rica ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Felçli kadın hasta yatağına kavuştu

    Felçli kadın hasta yatağına kavuştu

    İpekyolu ilçesine bağlı Emin Paşa Mahallesi’nde ikamet eden felçli Şadiye Abukan (69) isimli vatandaşın komşusu, sosyal medya üzerinden Vanlı Amcan Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine seslenerek, otomatik hasta yatağı istedi. Vücudu yara içinde olan Şadiye Abukan için yapılan çağrıya sessiz kalmayan dernek üyeleri, aldıkları otomatik hasta yatağını hastaya teslim etti.

    Hasta yatağına kavuşan Şadiye Abukan, çağrısına duyarsız kalmayan dernek yetkililerine teşekkür etti.

  • Depremzede kadın, omurilik felçli kaldı

    Depremzede kadın, omurilik felçli kaldı

    Onikişubat ilçesi Hasancıklı konteyner kentte hayatını sürdüren 38 yaşındaki Ayşe Bayrak, depremde annesini ve 10 aylık bebeğini kaybetti. Oturduğu apartmanın 3-4 saniye içerisinde çöktüğünü söyleyen Bayrak, “6 Şubat depremde çarşı merkezde 3 çocuğumla birlikte depreme yakalandım. Emek Apartmanı’nda oturuyordum. Deprem esnasında annemi ve 10 aylık oğlumu kaybettim. İki çocuğum ve ben kurtarıldık. Ben omurilik felci kaldım. Fizik tedavi görüyorum. Evimiz 3-4 saniye içerisinde tamamen çöktü. Çocuklarım yaşam üçgeni dediğimiz iki koltuk arasında kaldı. Küçük oğlum kucağımdaydı. Tavan çökünce, ben ayaktaydım oturmaya bile fırsat bulamadan tavan vurdu ve yere düşürdü. Oğlum karnım ve bacak arama sıkıştı. Tavan çökünce direkt başından aşağıya belimi kıra kıra indi, omuriliğime kitlendi. Ve ben o esnada bacaklarımı kaybettiğimi anladım ve şok geçirdim” dedi.

    “Ailemin seslerini duyunca kendi adıma değil ama çocuklarım adına çok sevindim”

    Oğlunu 2 saat içinde kaybettiğini belirten Bayrak, “Oğlumu da ellerim arkaya fırladığı için çıkaramadım. Oğlumu 2 saat içinde kaybettim. Oğlumun kaybetmeden önce hırıltılarını duydum. Ellerimi zorla arkadan çektim ve parmağımla ağzını yokladığımda son nefesini veriyordu ve kumlar dolmuştu. Parmağımla çektim ve tekrar bir hırıltısı geldi. Tekrar parmağımı götürdüğümde dili boğazına kaçmıştı. İlk iki buçuk saat içerisinde oğlumu kaybettim. İki çocuğum daha vardı. Kızımın sesi hiç çıkmıyordu. Onu da kaybettiğimi düşünüyordum. Ve benim durumum gittikçe kötüye gidiyordu. Bir tek oğlumun sesi geliyordu, ‘anne biz buradan nasıl çıkacağız, biz buradan çıkamayacağız, öleceğiz’ diyordu. Ben de onu teselli etmek için, daha çok panik olmaması için, o halimle bile, oğlum yapacak bir şey, Rabbim büyük, çıkarırsa çıkarır çıkarmazsa teslim olacağız gibi teselli ediyordum” ifadesini kullandı.
    “Biz nasıl bağırıyorsak komşularımın da sesleri hep geliyordu” diyen Bayrak, “Sabah olduğunda ailemin dışarıdan sesleri geliyordu. Ailemin seslerini duyunca kendi adıma değil ama çocuklarım adına çok sevindim, onların kurtulacağı için. Akrabalarım beni kurtarırken ben kendimi kaybetmişim. Ben gözlerimi hastanede açtım” ifadelerini kullandı.
    İstanbul’da ABD’den yeni gelmiş bir doktorla görüştüğünü, omurilik pili ve hücre yenilenmesini içeren bir tedaviden bahsettiğini, ayağa kalkabilmesi için bir ihtimal olan bu özel tedavi için 2 milyon 200 TL istendiğini anlatan Bayrak, “Bu rakam bizim için çok yüksek. Şu an elimizden bir şey gelmiyor tekrar ayağa kalkabilmem için” diye konuştu.

  • Felç adam tekrar hareket kabiliyeti kazandı

    Felç adam tekrar hareket kabiliyeti kazandı

    Eskişehir’de basit görünen bir kaza sonrasında sağ kolunda humerus kırığı oluşan ve adeta sağ kolu ve sağ el bileği felç olan Ziya Murat Kara, tam umudunu kaybettiği anda Eskişehir Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi’nde aldığı tedaviyle tekrar hayata tutundu. Eskişehir’de yaşayan Ziya Murat Kara, 9 Şubat tarihinde işe gittiği esnada yere düştü. İlk bakışta basit bir kaza gibi görünen olayda Kara’nın sağ kolunda humerus kırığı oluştu. Kırık sonrasında ameliyat olan Ziya Murat Kara, sağ kolunu ve sağ el bileğini ise hiç hareket ettiremez duruma geldi.

    Adeta sağ kolu felç gibi hareketsiz kalan talihsiz adam tedavi araştırmalarına koyuldu. İnternette aradığı tedaviyi bulamayan Kara, Eskişehir Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi’ni keşfetti. Burada kontroller neticesinde 8 aylık tedavi süreci belirlendi. Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi’nde sinir hasarını düzeltecek kol egzersizleri, sanal gerçeklik programı el bisikleti gibi tedavi yöntemleri ile 4 ayı geride bırakan Ziya Murat Kara, gözle görülür gelişmeler kaydetti. Bileğindeki hareket noksanlığını yavaş yavaş atlatan Kara, uygulanan tedavilerden ve sonuçlardan oldukça memnun. Başından geçen kaza ve sonrasında olanları anlatan Ziya Murat Kara tedavi süreci konusunda da şöyle konuştu;

    9 Şubat sabahında iş yerine taksiyle giderken, iş yerinin bahçesinde taksiden inerken, sağ ayağımın kayması neticesinde sağ kolumun üzerine düştüm ve ters bir düşme neticesinde humerus kırığı oluştu. Bir sinir hasarı olduğu için maalesef sağ el bileğimi kaldıramaz duruma geldim. Adeta felç diyebiliriz. Ameliyattan yaklaşık bir buçuk ay sonrasında Mart ayı sonunda Fizyomer’in haberini görmüştüm, iyi ki de gelmişim. Gerçekten çok umutsuz sayılan bir vaka neticesinde şu an elimi eskisi kadar olmasa da kullanıyorum. Buradan sadece şunu söylemek istiyorum, ben ilk bu rahatsızlık geldiği zaman, ilk defa bu kazayı geçirdiğim zaman, şöyle bir şey hissetmiştim, kolum hiç düzelmeyecek bir daha hayatıma hiç devam edemeyeceğim zannetmiştim.

    Hiçbir zaman ümidinizi kaybetmeyin. Eğer bir örnek teşkil edecekse mutlaka fizik tedavi uzmanlarına görünsünler. Fizyomer’e mutlaka gelsinler. Çok iyi insanlar, çok iyiler, çok tatlılar gerçekten, sizi kucaklıyorlar. Belirli bir süreden sonra zaten bir aile gibi oluyorsunuz. Buradan şunu söylemek istiyorum, kimse ümidini kaybetmesin. Burada radiyal sinir hasarını düzeltecek kol egzersizleri yapıyoruz. Sanal gerçeklik programımız var. El bisikletiniz var. Bir de oradaki sinirlere elektrik veriliyor ve uyarılması sağlanıyor. Bunun neticesinde de belirli bir süreden sonra elinizi belli bir düzeyde kullanabiliyorsunuz.”

    “Sağ omuz hareketlerini kendisi tamamen aktif olarak yapabiliyor
    Ziya Murat Kara’nın durumu hakkında konuşan Eskişehir Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Tıbbi Direktörü Uzm. Dr. Türkan Tünerir, “Öncelikle sağ humerus kırığına bağlı olarak sağ omuz hareketlerinde ve sağ dirsek hareketlerinde aşırı kısıtlılık vardı ve sağ el bileğini de kaldıramıyordu. Biz aynı zamanda fizik tedavi programında hem kırık sonrası oluşan omuz ve dirsek kontraktürünü hem de sinir hasarının tedavisini yaptık.

    Öncelikle eklem kısıtlılıklarını giderdik. Sağ omuzu tam hareket edebilir hale getirdik. Hareketleri pasif olarak biz yaptığımızda yapabiliyordu, dirseği de öyleydi ama kendisi yapmaya kalktığında aktif hareketleri yoktu. Yani omuzunu yarıya kadar bile kendisi kaldıramıyordu, dirseğini çekemiyordu. El bileğini hiç yukarıya kaldıramıyordu. Tabi bu hastanın günlük yaşam fonksiyonlarını da çok aşırı etkiliyor, ayrıca iş yaşantısını da olumsuz etkiliyordu.

    Brakial pleksus lezyonları kazalardan sonra, omuz kırıklarından sonra özellikle sık karşılaşılan bir durum mutlaka kırık sonrası rehabilitasyonlarda göz önüne alınmalı. Sinirde bir hasar oluşup oluşmadığı kontrol edilmeli. Hastamıza 8 aylık bir tedavi süreci planladık. Bu ay dördüncü ayımıza girdik. Artık sağ omuz hareketlerini kendisi tamamen aktif olarak yapabiliyor. Dirsek hareketlerini yapabiliyor. Artık el bileğini kaldırabiliyor. Bu durum hastamız için çok büyük moral oldu” dedi.

     

  • Yürüteçle yürüttüler

    Yürüteçle yürüttüler

    Samsun’da trafik kazası sonucu arka ayakları felç olan köpeğe sahip çıkan 2 arkadaş, yürüteçle yürüttükleri köpeğe şefkat göstererek örnek davranışta bulundu. Samsun’da trafik kazası sonucu omurgası kırılan Zeytin adı verilen labrador cinsi köpeğe Nurşah Birkay ve Doğukan Hazar Othan adlı veteriner fakültesi mezunu 2 arkadaş sahip çıktı.

    Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Veterinerlik Fakültesi Hayvan Hastanesinde ameliyat olan köpek, yapılan müdahalelere rağmen omurgası kırık olduğu için felç kaldı. Nurşah Birkay ve Doğukan Hazar Othan ile OMÜ Veterinerlik Fakültesi öğrencileri aralarında para toplayıp yürüyemeyen Zeytin’in arka ayaklarına yürüteç taktırıp yürümesini sağladı.

    Nurşah Birkay ve Doğukan Hazar Othan, köpeğin bakımını da üstlenerek fizik tedavi görmesini de sağlayıp destek oldu. Köpeği yürüteç ile gezdirip yakın ilgi gösteren Nurşah Birkay, “Zeytin bir trafik kazası sonucu omurgalarını kırmıştı. Operasyonu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Hayvan Hastanesinde yapıldı.

    Maalesef arka ayakları felç kaldı. Bunun için fizik tedavi sürecini üstlendik. Zeytin bizimle birlikte, ona bakmaya devam ediyoruz. Yürüteci ile birlikte yürütüyoruz” dedi. Doğukan Hazar Othan ise, “Zeytin’in tedavisini biz üstlendik. Elimizden geleni yapıyoruz. Okuldaki arkadaşlarımızla bir araya geldik ona yürüteç aldık. Şimdi yürüteci ile birlikte yapmamız gereken tedavi işlemlerini yapıyoruz” diye konuştu.

  • Basit bir atlayış felce götürebilir

    Basit bir atlayış felce götürebilir

    Dalış sırasındaki birincil yaralanmalar kafa ve beyin travması veya sırt ve omurilik yaralanması oluyor. Sığ suya atlama ve havuz etrafındaki ıslak zeminde düşme sonucu oluşan omurilik hasarları, diz ve ayak bileği yaralanmalarının yaz aylarında oldukça sık görüldüğünü belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Emel Atar, “Sığ suyu, maksimum derinliği 1,5 metre olan su olarak tanımlıyoruz. Düşük su seviyesi, suya atlayan kişinin kafasının dip yüzeye çarpmasına ve ani darbeye neden olabilir. Suya dalarken hızlandığından çarpma anında bu ani durma ve darbe ciddi yaralanmalara neden olabilir. Ayrıca su altında görülmeyen nesnelere çarpma da bu tip yaralanmalara neden olmaktadır. Yaz aylarında meydana gelen kazaların başında sığ suya balıklama atlama sonucu oluşan boyun travmaları ve omurilik felci geliyor. Bu tür kazalarda genellikle 15-25 yaş arasındaki genç erkeklerin yaralandığı biliniyor. Gençlerin kendi aralarında yarışması ve diğer arkadaşlarına gösteriş yapma amacıyla riskli atlayışlar ciddi hayati durumlara neden olabiliyor. Ayrıca tüplü dalışta da özellikle sağlıklı, genç, amatör erkek dalgıçlarda omurga yaralanmaları sıklığı artmıştır” dedi.

    “Basit bir atlayış felce götürebilir”

    Bu hastalarda en sık görülen komplikasyonların ciddi sakatlığa neden olan nörolojik doku bozuklukları olduğunu belirten Doç. Dr. Emel Atar, “Kollarda ve bacaklarda hareket, duyu ve diğer tüm sinirsel aktivitelerin kısmi ya da tam, geçici ya da kalıcı felçleri görülebilir. Servikal omurilik yaralanması sıklıkla solunum yollarının kesintiye uğramasına yol açarak, solunum kası parezi hareketin azalması sonucu gerçekleşen hafif felç ya da hareket etkinliğinin bütünüyle kaybolması) ve/veya felce neden olur. Ölüm genellikle üst servikal travmaya veya boğulmaya bağlıdır. Ayrıca alkol tüketimi, gösteriş ve oyun için yapılan atlayışlar, dalışta omurga yaralanma kazasını hızlandırır. Omurga yaralanmalarında yüzde 50 ila yüzde 80 kadarının kazadan önce alkol ve/veya uyuşturucu tükettiği bildirilmiştir. Eğlence aktiviteleri sırasında omurga yaralanması riski alkol tüketimi ile algı, biliş, mesafe, yükseklik ve derinlik de dahil olmak üzere farkındalıkta bozulma ve risk alma davranışındaki artış nedeniyle artar. Böylece dalış son derece tehlikeli hale gelir” dedi.

     


    “Bilinçsiz ilk yardım kalıcı hasar verebilir”

    Yaşanan kaza sonrası yapılacak ilk yardımın büyük önem taşıdığını vurgulayan Doç. Dr. Emel Atar, “Bilinçsiz yapılan ilk yardım bazı durumlarda kazadan çok daha hasar verici olabiliyor. Yaşanan panik anı ve bir an önce yardım etme isteği maalesef kalıcı ve geri döndürülemez hasarlara neden olabiliyor. Böyle bir kaza anında yapılacak ilk müdahale kazazedeyi sudan çıkarıp sırt üstü düz bir yere yatırdıktan sonra kalp atımları ve solunumu kontrol etmektir. Hemen boyun bölgesi boyunlukla sabitlenmeli ve hasta derhal hastaneye sevk edilmelidir. Erken dönemde yapılacak tıbbi ve cerrahi müdahale sonrasında hastanın uzun süreli bir rehabilitasyon programına alınmasının gerekli olduğunu ve bu programın mutlaka bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı hekim tarafından planlanması, deneyimli fizyoterapistler tarafından da uygulanması önemlidir” dedi.

    “Kırık çıkıklar artıyor”

    “Dikkatsizlik, derinliği bilinmeyen havuz ve denizlere yapılan riskli atlayışlar, özellikle havuz kenarlarında ıslak zeminde kaymalara bağlı oluşan düşmeler nedeniyle yaz aylarında deniz ve havuz kazalarına bağlı olarak kırık ve çıkık vakalarında ciddi artışlar gözlemekteyiz” diyen Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Emel Atar, “Havuz kenarında ıslak zeminde kayma ve düşme sonucu ayak bileği ve el bileği kırıkları ya da omuz yaralanmaları, aquaparklarda yanlış atlayışlar ve düşmeler sonucu ayak, kalça ve bel yaralanmalarını sıkça görüyoruz. Doğru yapılmayan ilk yardım kazadan daha çok hasar verici olabiliyor. Bu tip durumlarda öncelikle kırığın yeri ve durumu (açık, kapalı veya parçalı vs.) önemlidir. Bunu bilmeden kişiye gereksiz müdahaleden kaçınmak çok önemlidir. Kanama varsa öncelikle bu durdurulmalı, kırık bölgesini düzeltmek amacıyla herhangi bir müdahalede bulunulmamalı, kırık bölgesi uygun materyaller ile hareketsiz halde tutulmalı, yaralı uygun pozisyonda en yakın sağlık kuruluşuna sevk edilmelidir” dedi.

    “Bilinçli olmak kaza sonrası kalıcı hasarı en aza indirmektedir”

    Kazaları önlemek için basit düzenlemelerin çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Emel Atar, önlemlerden de şöyle bahsetti:
    “Derinliği bilinmeyen veya 2 metreden daha az olan suya kesinlikle balıklama atlanmamalıdır. Dalmadan önce daima suyun derinliği kontrol edilmeli ve suya girmeden önce önümüze çıkabilecek engellere dikkat edilmelidir. Sığ sularda şakalaşırken suya itmekten veya kontrolsüz şekilde suya atlamaktan kaçınılmalıdır. Havuz kenarlarına ve plajlara uyarıcı levhalar konmalıdır. Arkadaşlar birbirini uyarmalı, balıklama atlamayı yarışa, gösterişe ve oyuna dönüştürmemelidir. Suyun derinliğinden emin olunmalı, önce ayaklarla girilmelidir. Bulanık ve dibi net görülmeyen suya atlamaktan kesinlikle kaçınılmalıdır. Alkol aldıktan sonra suya kesinlikle atlamamak gerekir, sonuçları ölümcül olabilir.”

  • Felç ve belirtileri

    Felç ve belirtileri

    Büyük Anadolu Hastaneleri Nöroloji Polikliniği’nden Uzm. Dr. Esin Baltacı felç hastalığı hakkında önemli bilgiler vererek uyarılarda bulundu. Felç belirtilerinde ilk saatler çok önemli. Felç geçirilmesi kişinin hem kendisini hem de çevresini büyük oranda etkileyerek, hayatının kısıtlanmasına yol açan bir hastalıktır diyen Nöroloji Uzmanı Dr. Esin Baltacı, “Beyinde oluşan hasarın sonucu olarak vücudun bir tarafında duyu ve güç kaybı yaşanması durumuna felç denir. Bu anlamda hastalık hakkında toplumu bilinçlendirmek, hastalığın tanı ve tedavi süreci açısından çok önemlidir. Hasta ev ya da dışarı alanda bulunduğu sırada bir tarafında güçsüzlük, bayılma, ağzında eğrilme gibi bulgular yaşarsa hemen en kısa zamanda hastayı sağlık kuruluşuna yetiştirmek gerekmektedir” diye konuştu.

    Felç hususunda dikkat edilmesi gerekenler

    Uzm. Dr. Esin Baltacı, inme (felç) hususunda dikkat edilmesi gerekenler hakkında şu bilgileri verdi:

    “Nörolojide ilk 4 ila 6 saat içinde yapılan tedaviler altın değerindedir. Bu dönemde yapılan damar açıcılarla hastanın felci tamamen geri çevrilebilmektedir ya da eğer çok büyük bir kanaması var ise erken dönemde yapılacak ameliyatlar, beyindeki ödemi alarak felci geri çevirebilmektedir. Ancak hasta evde fazla oyalanırsa, tansiyon yüksekliği devam ederse, bilmeden aspirin vermek, bilmeden tansiyon ilacı vermek gibi uygulamalar evde yapılırsa oldukça olumsuz durumlar ortaya çıkabilir ve istemeden de olsa hastayı tamamen felçli bırakabiliriz. Onun için lütfen çevrenizdeki insanlarda gördüğünüz bir güçsüzlük durumunda hemen hastayı sağlık kuruluşuna götürünüz.”

    Dr. Baltacı, “Acil servise gelen hastalarda nörolojik muayene, tansiyon takibi, kan tahlilleri, beyin tomografisi ve emar çekimi sonrası, ihtiyaca göre anjiyo çektikten sonra hastalara tanı konuluyor ve hastaneye yatırılıyor. Hastanede yatış süresi hastanın kliniğine göre değişmekte olup üç ile on beş gün arasında yatış sürebilmektedir. Daha sonraki aşamada fizik tedavi başlanıp, hastaya ilaçları verilerek eve taburcu edilmektedir” diyerek sözlerine son verdi.

  • Yürüyerek gitti, felçli çıktı

    Yürüyerek gitti, felçli çıktı

    Yaklaşık 15 sene önce Almanya’dan emekli olarak İzmir’in Karabağlar ilçesine yerleşen İsmet Bayraktar (65), geçtiğimiz yıl el ve ayak uyuşması şikayetiyle, Çiğli’de bulunan İzmir Ekol Hastanesine gitti. Burada Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. G.G.’ye muayene olan Bayraktar, belinde bir sorun olduğunu öğrendi ve doktorun tavsiyesiyle bıçak altına yattı. Geçirdiği operasyonun ardından uyuşma şikayetleri süren İsmet Bayraktar, yeniden hastaneye gidip ameliyat oldu. Bu ameliyatta yemek borusu delinen ve yediği gıdalar yarasından sızan Bayraktar, geçirdiği son operasyonun ardından yürüyemez hale geldi ve son bir senedir felçli olarak yaşamını sürdürdüğünü söyledi. Geçirdiği yanlış operasyonlar sonucu felçli kaldığını öne süren Bayraktar ailesi, Avukat Nur Tavlı aracılığıyla savcılığa giderek, hastane ve doktor hakkında suç duyurusunda bulundu.

    “Yeniden ayağa kalkmak istiyorum”

    Geçirdiği operasyonlardan birinde yemek borusunun delindiğini, başka bir operasyon sonrasında da yürüyemez hale geldiğini söyleyen İsmet Bayraktar, son bir senedir yürüyemediğini ve artık ayağa kalkmak istediğini söyledi. Bayraktar, “El ve ayaklarımda güç kaybı hissetmiş ve Çiğli ilçesinde bulunan Ekol Hastanesine gitmiştim. Orada doktor beni muayene etti ve sorunun bel kaynaklı olduğunu söyleyerek ameliyata karar verdi. Belimden ameliyat olduktan bir süre sonra dikişlerimi de aldırdım ancak el ve ayaklarımdaki uyuşma geçmedi. Daha sonra beni hastaneden yeniden çağırıp boynumda bir sıkıntı olduğunu ve buradan da bir ameliyat gerektiğini söylediler. Bu ameliyatı olduktan sonra yediğim yemekler pansuman yapılan yerden akmaya başladı. Meğerse benim yemek borumu delmişler. Daha sonra boynumun arka kısmından ameliyat yapacaklarını söylediler, yaptılar ve ben o ameliyattan sonra yürüyemedim. Yaklaşık bir senedir yürüyemiyorum. Yeniden ayağa kalkmak istiyorum” dedi.

    “Geçen sene Mayıs’ta yürüyeceğini söylediler, bu Mayıs geçti yürüyemedi”

    Eşinin ameliyattan sonra yürüyemez hale geldiğini ve bir senedir sıkıntıyı çektiklerini söyleyen İsmet Bayraktar’ın eşi İrfan Bayraktar (69) ise, “Biz eşimle her gün 7-8 kilometre yürüyüş yapardık. Eşim bana el ve ayaklarında güç kaybı ve uyuşma olduğunu söylediğinde tedavi için bir yer araştırması yaptık ve Çiğli Ekol Hastanesine gitmeye karar verdik. Oraya muayene için gittiğimiz Beyin Sinir Cerrahı, belden yapacağı küçük bir ameliyatla bu sorunu giderebileceğini söyledi. Ameliyatı olduk ama eşimin şikayetleri geçmedi. Sonra bir daha gittiğimizde bize ‘Takmayın kafanıza’ diyerek eşimin beyninde sıvı olduğunu söyledi ve bir ameliyat daha yapacağını söyledi. Aynı hastanede bir nöroloji profesörüne gittik, o bize eşimin sorunlarını söyledi. Profesörün söylediklerini o cerraha ilettiğimizde ise profesöre hitaben ‘O ne anlar. Ben ayda 100 tane ameliyat yapıyorum, benim üstüme kimse yoktur’ dedi. Yaptığı boyun ameliyatından sonra taktıkları parça yüzünden eşimin yemek borusu delinmiş ve ne yediyse yarasından sızmaya başladı. En son yaptıkları ameliyattan sonra eşim yürüyemez hale gelince de her gittiğimizde bir problemin olmadığını söylediler. Eşime geçen sene Mayıs’ta yürüyeceğini söylediler; bu Mayıs geçti hala yürüyemedi” diye konuştu.

    “Kendi başına tuvalete bile çıkamıyor”

    İlerleyen yaşına rağmen eşinin tüm ihtiyaçlarına yardımcı olmak zorunda kaldığını söyleyen İrfan Bayraktar, “Başka bir hastanenin doktoruna gittiğimizde bize , boyun ameliyatında takılan parçanın omuriliği zedelediğini söyledi. Bir de bana eşimi ölümden kurtardıklarını söylediler. Sonra eşime nedense kemoterapi vermeye başladılar. Kemoterapi yüzünden de eşimin saçları o süreçte tamamen döküldü. Eşim ameliyattan çıkıp yoğun bakımda el ve ayaklarını hissetmediğini söyleyince durumu ne olduğunu sordum. Doktor bana yine bir sorun olmadığını söyledi ve ‘En fazla beni verin mahkemeye, şikayet edin’ dedi. Yine bekledik ancak sorun düzelmeyince 3 ay sonra biz bu durumu CİMER’e şikayet ettik ve avukat aracılığıyla suç duyurusunda bulunduk. Sonra yine muayene için gittiğimizde kendisini şikayet ettiğimiz için bize tavır yaptı. Bu doktordan şikayetçi olanlara baktığımda aynı durumdan muzdarib 7-8 kişinin daha olduğunu öğrendik. Benim eşim bir senedir koltuğun üzerinde duruyor. Ben 69 yaşındayım, her şeyiyle ben ilgilenmek zorunda kalıyorum. Kendi başına tuvalete bile çıkamıyor eşim” açıklamasında bulundu.

  • Oltu’da fırtına hayatı felç etti

    Oltu’da fırtına hayatı felç etti

    Erzurum’un Oltu ilçesinde bugün saat 14.00 sıralarında aniden çıkan şiddetli fırtına hayır çarşısı için kurulan çadırı uçurdu bazı işyerlerinin camı kırıldı.

    Yaklaşık 15 dakika süren şiddetli rüzgarın ardından sağanak yağmur etkili oldu. Fırtına sonrası ilçede bir saat enerji kesitlisi yaşanırken park bahçelerde cam masalar kırıldı.

  • Dolu hayatı felç etti

    Dolu hayatı felç etti

    Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde gece saatlerinde yağan ceviz büyüklüğündeki dolu hayatı felç etti. Doluya kırsal bölgede yakalanan sürücüler, otomobillerinin camları kırılmasın diye elleriyle alttan destek verdi. Şehir merkezindeki sürücüler ise araçlarını petrol istasyonlarındaki gölgeliklerin altına park edip zarar görmesini engellemeye çalıştı.


    Çatı çöktü, eve yıldırım düştü

    Dolunun şiddetiyle bir binanın teras katındaki çatı çöktü. Şans eseri yaralanan olmazken yağışın etkisiyle bazı ağaçların da devrildiği görüldü. Bir evin üstündeki güneş enerjisi paneline de yıldırım düştü. Evdekiler büyük korku yaşarken paneller kullanılamaz hale geldi.


    Suya kapılan güvercini kurtardı

    Cadde ve sokakların gole döndüğü ilçede bazı mahallelerde elektriklerin kesildi. Suya kapılan bir güvercin ise genç bir vatandaş tarafından kurtarıldı.


    Ekipler anında müdahale etti

    Yağışın başlamasıyla birlikte sahaya erken inen Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ŞUSKİ ekipleri ise yaşanabilecek su baskınlarına anında müdahale etti.