Etiket: fesih

  • Canberk Yurdakul sözleşmesini feshetti

    Canberk Yurdakul sözleşmesini feshetti

    Bursaspor’la olan sözleşmesi fesheden Canberk Yurdakul, sosyal medya hesabından yaptığı veda açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Değerli Bursaspor Camiası bugün itibarıyla Bursaspor Kulübü ile olan sözleşmemi feshetmiş bulunuyorum. Bu büyük camianın formasını terletmekten her zaman gurur duydum ancak ayrıldık vakti geldi diye düşünüyorum. Anadolu devrimine imza atarak şampiyon olmuş bu büyük camianın ait olduğu yere döneceğine inancım tam. Üzerimde emeği olan antrenörlerime, iyi günde kötü günde yanımda olan futbolcu arkadaşlarıma, cefakar personellerimize ve yönetim kurulu üyelerine sonsuz teşekkür ediyorum. Hakkınızı helal edin.”

  • Mesaide tabletle oynamak kovulma sebebi

    Mesaide tabletle oynamak kovulma sebebi

    Bir şirkette tesis müdürü olarak çalışan M.B., ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan halleri olduğu gerekçesiyle sözleşmesi feshedilince İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. İşverenle yapılan arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonuçlandığını beyan ederek, iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine, feshin geçersizliğine karar verilmesini talep etti. Davalı şirket avukatı ise davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini öne sürdü. Aynı zamanda şirket avukatı, iş akdinin 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/2 ve disiplin prosedürünün 4.2.5 maddesi gereğince feshedildiğini, bu nedenle davacının işe iade talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini istedi.

    Çalışanlara ile ve arkadaşlarının yanında hakaret etti

    Tarafları ve tanıkları dinleyen İş Mahkemesi, İş Disiplin Kurulu’nca davacının mesai saatleri içinde çalışanlara hakaret ettiği, mesai saatleri dışında telefonla arayarak, aile ve arkadaşlarının yanında hakaret ettiği, şirket ait aracı çok hızlı kullandığı, diğer araç şoförleri ile münakaşaya karıştığının öne sürüldüğüne dikkat çekti. Kararda, davacının kişisel hizmetlerini, çay, kahve servisini personele yaptırdığı, ayakkabılarını taşıttığı, bilgisayarını taşıttığı, yemeğini hazırlattığı, kendi evinin çatı, elektrik, tuvalet taşı değiştirme, ev taşıma, çanak anten işlerini çalışanlara yaptırdığı vurgulandı. Davacının kendisine ait köpeğin bakımını ve temizliğini personele yaptırdığı, işyerine silah getirerek bu silahın dolu iken üç köşe teşkil ve dürbün ayarını silahın karşısına geçirdiği personel ile yaptığı dile getirildi.

    Çalışanlara öksürmeyi yasakladı

    Mahkeme kararında, “İş Disiplin Kurulu, davacının karıştığı olayları tek tek sıralamıştır. Ortak kullanım alanındaki tuvaletin diğer çalışanlar tarafından kullanımını yasakladığı, şirket telefonundan gelen aramalara cevap vermediği, arayan kişilerin arkasından küfür ettiği, mesai saatleri sırasında tabletten oyun oynadığı ve film izlediği, odasına girildiğinde gelen çalışanı kovduğu, çalışanlara fiziksel ve sözlü şakalar yaptığı anlaşılmıştır. İşe gidilen araçta çalışanların konuşmasını, öksürmesini yasakladığı, davacının oğlunun sünnet düğününde takı takmamış firmalar ile iş yapmadığını, takı takan firmalara imtiyaz tanıdığı anlaşılmıştır. Davacı hakkında ileri sürülen iddiaları gerçekleştirdiğinin tespit edildiği, akdi ilişkiye devamın çekilmez hale gelip gelmediğinin ölçütünü objektif iyi niyet yani dürüstlük kurallarının oluşturduğu, taraflardan birinin davranışı yüzünden iş ilişkisinde bulunması gereken güven temeli çökerse karşı tarafın haklı nedenle fesih hakkını kalabileceği belirtilmiştir. İşyerinde genel ahlak kurallarına aykırı eylemlerde bulunmak, amirlerine veya iş arkadaşlarına küfür ve benzeri sözler sarf etmek sureti ile sataşmak, İş Kanunu’nun 25/II maddesinde belirtilen diğer davranışlarda bulunmak, hükümleri ile 4857 Sayılı İş Kanunu’nun Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri başlıklı 25/II maddesince davacı işten çıkarılmıştır. Davanın reddine karar verilmiştir” denildi.

    Bölge Adliye Mahkemesi davacının itirazlarına itibar etmedi

    Davacı avukatı kararı istinafa götürünce devreye Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Dairesi girdi. Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) kararında, “Davacının davalıya ait işyerinde tam 11 sene çalıştığı anlaşılmıştır. İş sözleşmesinin işverence özetle, davacının ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan halleri olduğu gerekçesiyle feshedildiği anlaşılmıştır. Feshe dayanak olarak işverence sunulan belgelerden davacı hakkında diğer çalışanların davacının bir kısım olumsuz tutum ve davranışlarına yönelik dilekçeler verdiği, tanıkların da mahkeme önündeki beyanlarında savunmayı doğruladığı anlaşılmış olup bu ispat durumuna göre, mahkemece yukarıda yazılan gerekçe ile yapılan değerlendirme yerinde bulunmuş ve davacı itirazlarına itibar edilmemiştir” ifadeleri kullanıldı.

    Konuya ilişkin açıklama yapan Avukat Buket Nurşah Tekışık, “İŞK. m. 25’te sayılı bulunan işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan halleri veya benzerlerini sergilemesi durumunda işverenin haklı sebeple fesih hakkı bulunmaktadır. Ancak her ne kadar ilgili maddede ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri genel çerçevesi ile belirtilmiş ise de her somut olayda işçinin davranışının bu maddede sayılı bulunan haller içinde değerlendirilebilip değerlendirilemeyeceğinin tespiti ancak Yargıtay kararlarının incelenmesi ile mümkün olabilecektir. Zira kanunun işçinin muhtemel her davranışını ihtiva edebilmesi mümkün değildir. Örneğin, kanunda sayılmasa bile, internetin yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan durumlardan biri olarak ‘İşçinin işyerinde interneti özel amaçlı kullanması’ işverene haklı nedenle fesih hakkı verecektir. Bu örneği oluşturan olayın ve benzerlerinin tek tek kanun maddesinde bulunmasına imkan yoktur” dedi.

    “Doktrindeki ağırlıklı görüşe göre örnekleyici sayım usulünü tercih edilmiştir”

    Avukat Tekışık, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu nedenle ele alınan husus aşağıda konu hakkında bulunan Yargıtay kararları ışığında ele alınmıştır. İlgili kanun maddesi düzenlemesinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışları ele alan bölümünde ‘Ve benzerleri’ denilmek suretiyle, söz konusu madde uygulamada en sık rastlanılan durumlara yer vererek, doktrindeki ağırlıklı görüşe göre örnekleyici sayım usulünü tercih etmiştir. Haklı nedenle fesih sayılabilecek olan benzer haller tespit edilirken, her somut olay için ayrı ayrı ‘somut olayın özellikleri çerçevesinde’ değerlendirme yapılmalı, iş hayatının ve çevrenin gelenekleri göz önünde bulundurulmalı, ahlak ve iyi niyet kurallarını aykırılık bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Ayrıca ‘benzer haller’ içinde kabul edilecek davranışın, kanunun diğer maddelerinde sayılan haller ağırlığında bir sebep olması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır”

    “İşverenin belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmelerini bildirimsiz fesih hakkı bulunuyor”

    İş Kanunu’nun işçi ve işverenin haklarını koruduğuna dikkat çeken Tekışık, “İşverenin belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmelerini bildirimsiz fesih hakkı bulunuyor. Bu fesih türü, İş Kanunu’nda belirtilen haklı nedenlerin ortaya çıkması durumunda işverenin sözleşmeyi sona erdirmesi olarak karşımıza çıkıyor. (4857 sayılı İş Kanunu – Madde 25) İş sözleşmesini bildirimsiz olarak feshedilmesi demek, iş sözleşmesinin derhal sona ermesi anlamına geliyor. Bildirimsiz fesih ismiyle de anılan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenmiş olan ‘İşverenin Haklı Nedenle Derhal Feshi’, işçi ve işverenin artık bir arada çalışamayacağı durumların ortaya çıkması ile oluşabilecek bir fesih türü. Bu feshin gerçekleşmesi için işverenin feshin gerekçesini 25. maddede sayılan nedenlerden birine dayandırması gerekiyor. Ayrıca geçerli olabilmesi için fesih usulüne uygun şekilde gerçekleştirilmeli” şeklinde konuştu.

    “Haklı nedenle feshi gerçekleştirebilmek için, olayın üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçmemesi gerekiyor”

    İşverenin haklı nedenle derhal feshi için maddeleri sıralayan Avukat Buket Nurşah Tekışık, “‘Sağlık nedenleri’, ‘Ahlak ve iyi niyete kurallarına uymayan haller ve benzerleri’, ‘Zorlayıcı sebepler’, ‘Tutukluluk’. İşverenin haklı nedenle derhal feshi için bu başlıkları altında nedenler sıralanıyor. Bir iş sözleşmesinin ‘Ahlak ve iyi niyete uymayan haller’ başlığındaki sebeplerden dolayı feshi, kıdem tazminatı hakkını da ortadan kaldırıyor. Ancak diğer başlıklardan kaynaklanan bir sebepte, işçinin kıdem tazminatı hakkı bulunuyor. Haklı nedenle feshi gerçekleştirebilmek için, olayın üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçmemesi gerekiyor. Örneğin 2 yıl önce gerçekleşmiş bir olay duyulduğunda derhal fesih imkanı oluşmuyor. Ancak bunun istisnası, işçinin olaydan maddi çıkar sağladığı durumlarda olabiliyor” ifadelerini kullandı.

    “İşçinin ahlak ve iyi niyete uymayan davranışlarından biri de iş yerinin düzenini bozucu davranışlar oluşturuyor”

    Fesih nedenleri hakkında örnekler veren Avukat Tekışık, “Bir işçinin satışını yaptığı ürünü işvereninden habersiz kendi hesabına geçirmesi derhal fesih nedeni oluyor. Üzerinden geçen süre 1 yıldan fazla da olsa işverenin derhal fesih hakkı devam ediyor. Derhal fesih hakkı için dikkat edilmesi gereken bir diğer durum da, olayın öğrenilmesinden sonra geçen süre. Fesih yetkisi olan kişinin, haklı nedenle feshi gerektiren olayı öğrenmesini takip eden 6 iş günü içinde iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshi yetkisi bulunuyor. İşçinin ahlak ve iyi niyete uymayan davranışlarından biri de iş yerinin düzenini bozucu davranışlar oluşturuyor. İşçinin işverenin bir başka işçisine sataşması, taciz etmesi, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları, görevini kötüye kullanması iş sözleşmesini haklı feshini doğuracak ahlak ve iyi niyete uymayan sebepler olarak göze çarpıyor” dedi.

    Şirket hattından iş yerinde yaşanan olayları çalışanların eşlerine iletmesi haklı fesih nedeni

    Son dönemde yaşanan bir olay ve Yargıtay’ın kararı diğer birçok olay için emsal niteliği taşıdığını dile getiren Avukat Buket, “Bir şirketin bölge müdürü olarak çalışan kişi, iş yerinde yaşanan olayları çalışanların eşlerine iletiyor. İddiaya göre, bahsi geçen çalışan bu davranışları sergilerken şirket imkanlarından faydalanarak şirket hattından mesaj gönderiyor. Bölge müdürünün bu davranışı şirket içerisinde huzursuzluk yaşanmasına sebep olduğu için kendisinin işine haklı nedenle derhal fesihle son veriliyor. İşine son verilen bölge müdürü feshin haksız ve hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, işe iade davası açıyor. İş Mahkemesi olayın ispat edilemediğini ileri sürerek işe iade istemini kabul etti. İşveren ise kararı temyiz etti. Yargıtay kanıt olarak sunulan mesajlara dikkat çekerek, İş Mahkemesi’nin kararını bozarak feshin geçerli olduğuna karar verdi” diye konuştu.

    İş Sözleşmesi’ni bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshetme hakkına sahip durumlar

    İş Kanununda yer almayan dedikodu konusuna değinen Avukat Buket, “İş Kanunu’nda bildirimsiz olarak feshin haklı nedenleri sıralanırken dedikodu yapılmasından açıkça bahsedilmese de (Madde 25/II b ve d bentlerinde bu konuya değinme.) işçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması. İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya 84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi. Haklı nedenlerin söz konusu olması durumunda, işveren İş Sözleşmesi’ni bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshetme hakkına sahip olmaktadır” cümlelerini kullandı.

  • İşyerinde dedikodu, kovulma sebebi

    İşyerinde dedikodu, kovulma sebebi

    İşçinin dedikodu yapması ve diğer mesai arkadaşlarına iftira atmasının haklı nedenle fesih sebebi olduğunu kaydeden Avukat Handan Döre, işveren haklı nedenle feshi halinde işçinin tazminatsız kovulması ve işsizlik ödeneğinden de yararlanamamasının söz konusu olduğunun altını çizdi.

    Avukat Döre, “4857 sayılı İş Kanunu; işçi için haklı nedenle fesih hakkını düzenlediği gibi işveren için de haklı fesih nedenleri öngörmüştür. ‘İşverenin haklı nedenlerle derhal fesih hakkı’ başlıklı 25. maddesinde farklı durumlardan kaynaklı düzenlemelere yer verilmiştir. Maddenin 2 nolu bendinde ise ‘ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri’ demek suretiyle düzenleme yapılmıştır. İlgili maddede ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri genel çerçevede belirtilmiş olmakla her somut olay açısından ilgili davranışın ahlak ve iyi niyet kurallarına uyup uymadığının tespiti gerekmektedir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi yakın zamanda vermiş olduğu bir kararda işçinin iş yerinde dedikodu yapmasını, mesai arkadaşlarına iftira atmasını haklı nedenlerle fesih çerçevesinde değerlendirdi ve işçinin tazminat taleplerinin reddine karar verdi. Kararın hüküm kısmında işçinin talepleriyle ilgili yalnızca fazla ücret alacağıyla ilgili bir kabul verdi. İhtar ve kıdem tazminatı taleplerinin reddine karar vererek aslında işçinin bu eylemlerinin haklı nedenlerle feshe yol açtığını hüküm altına almış oldu. Bilindiği üzere iş sözleşmesinin işveren haklı nedenle feshi halinde işçinin tazminatsız kovulması ve işsizlik ödeneğinden de yararlanamaması söz konusu. Bu bağlamda fesih türünün belirlenmesi işçi ve işveren açısından önem arz etmektedir” dedi.

    “‘Amirin yalakası’ söylemi haklı nedenle fesih sayılmıştır”

    Benzer kararların çoğaltılabileceğini de sözlerine ekleyen Döre, “Yargıtay 9. Hukuk Dairesi benzer bir kararında da yine işçinin bir başka işçiye ‘amirin yalakası’, ‘dost hayatı yaşıyorsunuz’ şeklindeki söylemlerini haklı nedenle fesih saymıştır. Kararın hüküm kısmında da davacının bu davranışının 4857 sayılı yasanın 25. maddesi gereğince ‘başka bir işçiye sataşma, ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışa’ örnek oluşturduğu şeklinde bir hükme yer verilmiş. Yargıtay’ın ya da ilk derece mahkemelerin vermiş olduğu benzer kararları çoğaltmak mümkün. Bu kararlarla da anlaşılacağı üzere işçinin işyerinde dedikodu yapması, iş arkadaşlarına iftira ya da hakaretvari söylemlerde bulunması ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı eylem teşkil etmektedir ve İş Kanunu çerçevesinde işveren nezdinde haklı nedenle fesih sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.

  • Eşin Group, Nazilli Belediyespor ile olan sponsorluk anlaşmasını feshetti

    Eşin Group, Nazilli Belediyespor ile olan sponsorluk anlaşmasını feshetti

    Geçtiğimiz yıl Rıdvan Eşin’in isim sponsorluğunu alması ile Nazilli Belediyespor’un yeni isminin Eşin Group Nazilli Belediyespor olması kararlaştırılmış ve kulüp yeni ismi ile anılmaya başlanmıştı. Eşin Group, siyah beyazlı kulübe ihtar çekerek 2022 Nisan ayından bu yana sürdürdüğü sponsorluk anlaşmasını tek taraflı feshederek desteğini sonlandırdığını duyurdu. Eşin Group’un bu hamlesi Nazillililer başta olmak üzere tüm sporseverleri şaşırttı.

    Nazilli Belediyespor kulübünden yapılan açıklamada, “14.04.2022 tarihinde Adiloğlu Otelcilik Tarım İnşaat Turizm Sanayi ve Tic. A.Ş. (Eşin Group) ile Nazilli Belediye Spor Kulübümüz arasında imzalanan sponsorluk anlaşması, sponsor firma tarafından tek taraflı fesih edildiği ihtarını üzülerek almış bulunmaktayız. Kulübümüz tarafından sözleşmenin esaslı unsurlarının tamamı yerine getirilmesine rağmen, söz konusu sponsor firma yetkilileri tarafından gönderilen ihtarnamede sözleşmeden kaynaklı 3/3, 3/4, 3/5, 3/7 ve 3/8 maddelerinin düzenlenen hükümlerce yerine getirilmediği dile getirilmiştir. Ancak sponsor firma ile daha önce yapılan görüşmeler ve sunulan evraklardan anlaşılacağı üzere, tesislerimize yapılacak olan sponsor firma reklam panosu hariç tüm yükümlülüklerimizin yerine getirildiği görülmüştür. Firma yetkililerinin sözleşmede yer alan maddelerle ilgili ihtara cevap verilmiş olup, elimizde sponsor firma yetkilisine gönderilen onay mesajları da dahil olmak üzere tüm yükümlülüklerin gerek Nazilli Belediyespor Kulübü tarafından gerekse Nazilli Belediyesi tarafından sözleşmenin esaslı unsurlarının tamamının yerine getirildiği anlatılmıştır. Sponsor firma reklam yüzü Rıdvan Eşin’in milletvekilliği seçim sürecinde taleplerini kabul etmememizin ardından seçim sürecinin hemen ardından ihtarname yollayarak sözleşmeyi feshetmesini spor kamuoyunun takdirine sunuyoruz. 14.04.2022 tarihinde imzalanan sözleşme, ihtar eden sponsor firmanın talebi üzerine sonlandırılması yönetim kurulu tarafından kabul edilmiş olup, bugünden itibaren kulübümüzün ismi Nazilli Belediye Spor Kulübü olarak anılacaktır. İhtara istinaden itirazlar da kulübümüz tarafından yasal yollardan devam edecektir. Kamuoyuna ilan ederiz” ifadelerine yer verildi.

  • Bursaspor’dan bir ayrılık daha

    Bursaspor’dan bir ayrılık daha

    Spor Toto 1. Lig’den TFF 2. Lig’e gerileyen Bursaspor’da üzücü bir ayrılık daha yaşandı. Yeşil-beyazlı takımın genç futbolcusu Vefa Temel, sözleşmesini tek taraflı olarak feshetti.

    Kontratı 2023’e kadar devam eden ancak sözleşmesinde bulunan madde sebebiyle geçen sene oynadığı maç sayısının az olması sebebiyle 20 yaşındaki futbolcu, elini kolunu sallaya sallaya kulüpten ayrıldı.

    Sözleşmesini feshetme hakkını kullanan Vefa Temel, Bursaspor taraftarından da oldukça büyük tepki topladı. Bursaspor Başkanı Ömer Furkan Banaz, konuyla ilgili daha önce yaptığı açıklamada, Vefa’nın böyle bir hakkı olduğunu ancak kendilerine henüz gelen bir bildirinin olmadığını söylemişti.

    Bursaspor Kulübü, yine genç bir oyuncusundan bonservis bedeli kazanamadan yollarını ayırmış oldu.

  • Bursaspor’da Ali Akman’ın sözleşmesi feshedildi

    Bursaspor’da Ali Akman’ın sözleşmesi feshedildi

    Spor Toto 1’inci Lig ekibi Bursaspor’da, Ali Akman’ın sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedildiği bildirildi.

    Sezon sonu sözleşmesi biten ve Almanya Bundesliga ekiplerinden Eintracht Frankfurt ile ön protokol imzalayan Ali Akman’ın Bursaspor ile olan sözleşmesi karşılıklı olarak feshedildi.

    18 yaşındaki forvet, Alman ekibiyle ön protokol imzalamasının ardından yeşil-beyazlı kulüp tarafından kadro dışı bırakılmıştı.

    Öte yandan konuyla ilgili  Bursaspor Kulübü’nden yapılan bildiride şu ifadelere yer verildi:
    “Daha önce kulübümüz tarafından kadro dışı bırakılan Ali Akman’ın sözleşmesi, kulübümüzün menfaatleri doğrultusunda karşılıklı olarak feshedilmiştir.”

  • Yargıtay son noktayı koydu: “İstifa etse bile alabilir”

    Yargıtay son noktayı koydu: “İstifa etse bile alabilir”

    Milyonlarca calışanı ilgilendiren karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nden geldi.

    Usta öğreticisi olarak çalışan işçi, ücret alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle istifa etti.

    İşverenden ücret alacaklarını, fazla mesai ve kıdem tazminatını talep eden işçi, hakkını alamayınca İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. İş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini belirten işçi, kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı işveren avukatı ise davacının çalışmasının istifa ile sona erdiğini öne sürdü. Mahkeme davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı taraf avukatları temyiz etti.

    Milyonlarca calışanı ilgilendiren karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nden geldi. İşçinin emeğinin karşılığı olan ücretin işçi için en önemli hak, işveren için de en temel borç olduğunun hatırlatıldığı Yargıtay kararında; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32/4. maddesinde ücretin en geç ayda bir ödeneceğinin hüküm altına alındığı vurgulandı.

    Bu durumun aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sonra ödenmesi gerektiği dile getirildi. Ücreti ödenmeyen işçinin bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi kanuni yollardan talep etmesinin mümkün olduğunun belirtildiği kararda şu ifadelere yer verildi:

    “Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da tanınmıştır.

    İşçinin ücretinin kanun veya sözleşme hükümlerine göre ödenmemesi işçiye bu imkanı verir. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir. İkramiye, primi, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların da ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir.”

    Davacı işçinin geçirdiği trafik kazası sonrası aldığı rapor doğrultusunda işe gelmediğine dikkat çekilen kararda;

    “Somut uyuşmazlıkta, ihtarname ile raporlu olarak işe gelmediğini, ücretlerinin ödeneceğinin belirtilmesine rağmen ödenmediğini beyan etmiştir. İş Kanunu’ndan ve iş sözleşmesinden dolayı hak ettiği mali hak ve alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirterek ödenmesini talep etmiştir. Yargılama aşamasında da, davacının talep konusu fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarına hak kazandığı anlaşılmıştır.

    Mahkemenin kıdem tazminatı ödenmemesi yönündeki kararı yasaya aykırıdır. Zira fesih tarihinde davacı işçinin ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğu anlaşılmakla, başka bir anlatımla haklı fesih nedeninin devam ettiği görülmekle hak düşürücü süre işlemeyecektir. Ayrıca davacı ödenmeyen bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesini söz konusu ihtarname ile talep etmiş, bu alacakların bir kısmının ödenmediği Mahkemece de kabul edilmiştir.

    Bu sebeple iş sözleşmesini davacının haklı nedenle feshettiğinin kabulü ile kıdem tazminatı talebinin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Kararın oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir” denildi.