Etiket: festival

  • Dövme Sucuk Festivaline binlerce vatandaş akın etti

    Dövme Sucuk Festivaline binlerce vatandaş akın etti

    Sivrihisar’ın coğrafi işaretli ürünlerinden olan dövme sucuk adını alan Sivrihisar Dövme Sucuk Festivali hem lezzet severlerin hem de müzikseverlerin ilgi odağı oldu. Festivalin görsel şöleni ise 500 kilo sucuk ve 3 bin 500 yumurta ile Guinness rekorlar kitabına giren sucuk tavası görenleri mest etti. Ayrıca Festivale, Kubilay Karça ve Mithat Körler parçalarıyla katılımcılara unutulmaz bir deneyim yaşattı. Festivalde çocuklar için özel etkinlikler ve sahne gösterileriyle dolu bir gün oldu. Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü, Festivale 300 binin daha da üzerinde bir katılım beklediğini söylerken, 7 bin 500 kilo dövme sucuğun da dağıtıldığını belirtti.

    “Bugün inşallah mangallarda 7 bin 500 kilo sucuk dağıtacağız”

    Sivrihisar belediye başkanı Hamid Yüzügüllü Festival ile ilgili olarak, “Bu senede 8’incisini gerçekleştirdiğimiz geleneksel ‘Sivrihisar Dövme Sucuk Festivali’mizi gerçekleştiriyoruz. Sizin de gördüğünüz gibi alanda dışarıdan gelen Türkiye’nin dört bir tarafından gelen misafirlerimiz var. Onlarla birlikte mangallarımızı yaptık. Mangallarımızın üzerine Sivrihisar’ımızın meşhur dövme sucuğunu pişirip onlara ikram ederek güzel bir gün geçirmek için uğraşıyoruz. Her zaman Guinness rekorlar kitabına giren bir sucuklu tavamız var. İnşallah bugün tekrar onu da geleneksel hale getirdik ve onu da gerçekleştireceğiz. Ayrıca çeşitli etkinliklerimiz var, yarışmalarımız var, çocuklarımıza eğlence parklarımız var. Yani bugün burada 7’den 70’e bütün herkese hitap edecek programlarımız var, sanatçılarımız var. İnşallah bugün burada, bu karlı güzel havada sımsıcak bir ortamda Türkiye’nin dört bir tarafından gelen misafirlerimize ekmeğimizi, neşemizi ve huzurumuzu paylaşacağız. Bugün inşallah mangallarda 7 bin 500 kilo sucuk dağıtacağız. Onunla birlikte tabii ki bir de sucuklu tavamız var. Orada da 500 kilo sucukla 3 bin 500 tane yumurtayı bir araya getirerek sucuklu yumurtamızı yapacağız inşallah. Yoğun bir katılım var tabi. Geçen sene 7’incisini gerçekleştirmiştik. O zaman 300 bin kişinin üzerinde katılım olmuştu. İnşallah bugün 300 binin daha da üzerinde bir katılım bekliyoruz. Sizin de gördüğünüz gibi ciddi bir kalabalık var. İnşallah hep beraber burada iyi bir gün geçiririz.” şeklinde konuştu.

    “Bu festivalin özelliği kış festivali olmasıdır”

    Ankara Polatlı’dan festivale geldiğini ifade eden vatandaşlardan İsmail Arın, bu atmosferi teneffüs etmenin çok güzel bir duygu olduğunu belirti. Arın, “Ama uzun süredir Polatlı’da yaşıyorum. Buraya sırf festival için geldik. Festival güzel, her şey sucuk ekmek değil. Burada eşi dostu görmek, bu atmosferi teneffüs etmek çok güzel bir duygu. Ülkemizde yas festivallerinin olduğu gibi bu da bir kış festivali. Millet diyor ki; Neden soğukta oluyor? Sucuğun özelliği bu. Bu festivalin özelliği kış festivali olmasıdır. Ama ortam çok sıcak değil mi sizce de? Bence çok sıcak. Böyle başkanların ülkemizde çoğalmasını istiyoruz. Devamını da diliyoruz şehrimiz için, ülkemiz için. Güzel olmasını temenni ediyorum. Geçen sene hava soğuk ve her yer karlıydı. Ama yine rağbet çoktu hava soğuk olsa da biz yine de buradayız” dedi.

    “Sucuğun lezzeti soğukta çıkar soğukta yemek daha güzel”

    Vatandaşlardan İsa Yalçın, aslen Sivrihisar İlyas Paşalı olduğunu, ancak Eskişehir’de ikamet ettiğini belirten Yalçın ”Etkinlik çok güzel; turizm olarak, tanıtım olarak. Gönül Dağı dizimiz var, burada çekiliyor. Tarihi yerlerimiz var, Ulu Camiimiz var. Çok güzel. Bu soğukta bu festival, bu milletin kaynaşması, bu milletin burada, bu şekilde. Hamid Yüzügüllü başkanımıza çok teşekkür ediyoruz ve bunun devamını istiyoruz. Ben 7-8 seneden beri geliyorum buraya. Ama sucuğun lezzeti soğukta çıkar. Soğukta yemek daha güzel. Üzerine sıcak bir çay içeriz. Ondan ziyade bu soğukta insanların kaynaşması ve bu soğuk havayı sıcak yapmak çok güzel. Ben gurur duyuyorum. Şu kalabalığa bakar mısın? Maşallah her yer adam dolu, her şey güzel. Vatandaşımız kazanıyor 3 5, vatandaşımız kültürleniyor, bir şeyler görüyor, bir konserimiz oluyor. Hamid Yüzügüllü başkanımıza çok çok teşekkür ederiz” diye konuştu.

  • Erciş’te hamsi festivali

    Erciş’te hamsi festivali

    Erciş Kaymakamlığı ve Erciş Belediyesi tarafından organize edilen Hamsi Festivali ile Karadeniz’in lezzeti ve kültürü ilçe halkıyla buluşturulacak. Eski postane yerinde düzenlenen ve vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği festivalde yaklaşık bir ton hamsi pişirilip ekmek arasında vatandaşlara dağıtıldı. Yöresel ürünlerin de sergilendiği festivalde konuşan Erciş Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Murat Karaloğlu, “Karadeniz’in incisi ve vazgeçilmezi hamsi balığımızı Ercişli hemşerilerimize ikram ediyoruz. 1 ton hamsiyi yaklaşık 4 bin kişiye ikram edeceğiz. Bu tür organizasyonlarla vatandaşımızı memnun etmek istiyoruz. İnşallah yakın zamanda Erciş ilçemizi bir kitap fuarıyla da buluşturacağız. Bunun yanında kar yağması halinde bir kardan adam şenliği yapmayı planlıyoruz” dedi.

    Festivalde ikram edilen bir ton hamsinin tamamen sponsorların desteğiyle ikram edildiğini belirten Karaloğlu, “4 gün boyunca sürecek hamsi ikramımız, bugün itibariyle başladı. Biz Ercişli, vatandaşlarımızın Erciş halkımızın hizmetindeyiz. Onları mutlu etmek, onların gönüllerine dokunmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz dedi.
    Organizatör Akın Göral ise Erciş Kaymakamlığı tarafından düzenlenen etkinliğe halkın yoğun ilgi gösterdiğini ifade ederek, “Erciş halkı hamsinin tadına bakmak için sıraya girmiş. Böyle etkinlikler inşallah kaymakamımız burada olduğu müddetçe devam edecektir” ifadelerini kullandı.

    Vatandaşlar ise bu tür etkinliklerin güzel olduğunu belirterek Kaymakam Karaloğlu başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ettiler.

  • Mıhlama festivaline yoğun ilgi

    Mıhlama festivaline yoğun ilgi

    Mustafakemalpaşa Trabzonlular Derneği tarafından organize edilen ve Mustafakemalpaşa Belediyesi’nin katkı sunduğu 4. Trabzon Mıhlama Festivali, Mustafakemalpaşa Nilüfer Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesinde halkın damak tadına açıldı. 4’üncüsü düzenlenen festivalin açılış programına siyasilerin katılımı yoğun oldu Trabzon ve Karadeniz’in eşsiz lezzetleri görücüye çıkarken kemençe eşliğinde horonlar tepildi.
    Mustafakemalpaşa Trabzonlular Deneği Başkanı Cemil Köstereli, “Başladığımız mıhlama etkinliği ilgi görüp vatandaşlardan istek ve talep gelince devamını getirdik. Bu yıl 4’üncüsünü yapmak nasip oldu katılımcı tüm firmalara teşekkür ediyoruz. Vatandaşlarımıza uzak kaldıkları damak zevkini onlara getirdik” dedi.

    Festival açılış törenine Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar, Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Muhammet Tekin ve ilçe başkanı Ahmet Beygirci, Ak Parti İlçe Başkanı Mutlu Turgut, STK Temsilcileri, çok sayıda vatandaş katılım sağladı. 4’üncüsü düzenlenen Trabzon Mıhlama Festivali 12 Aralık tarihine kadar devam edecek.

  • Tarsus’ta festival coşkusu

    Tarsus’ta festival coşkusu

    Önceki yıl büyük ilgi gören ve bu yıl ‘Şahmeran’ temasıyla vatandaşlarla buluşan festivalde, kentin her yanından kültür ve sanat rüzgârları esti. Resmi açılış olan kortej yürüyüşü öncesi birçok etkinliğin gerçekleştirildiği festival, kentin her yanına yayılarak katılımcılara unutulmaz bir gün yaşattı. Gün boyu süren söyleşi, workshop ve dans gösterilerinin tadını çıkaran katılımcılar, Tarsus’un en renkli festivalinde doyasıya eğlendi.

    Katılımcılar, gün boyu müzik ve dansa doydu
    Tarsus’un her köşesine yayılan festivalde, kimi katılımcılar söyleşi ve worksopların tadını çıkarırken, kimileri de Yarenlik Alanında gün boyu devam eden dans gösterileriyle müziğin ve dansın ritmine kapıldı. Alanda muhteşem gösterileriyle katılımcıları büyüleyen Gürcistan Halk Dansları Topluluğu ile Rusya Halk Dansları Topluluğunun gösterilerinin ardından müziğe doyamayanlar, Tarsus Türk Halk Müziği Derneği ve ardından Tarsus Türk Sanat Musikisi Derneği Korosunun konserlerine katılarak eğlendi.
    Yetişkinler için birden çok etkinliğin gerçekleştiği festivalde, çocuklar da unutulmadı. Kültürpark Etkinlik Alanını çocuklar için adeta bir eğlence merkezine çeviren Büyükşehir Belediyesi, oyun atölyeleri, kukla, animasyon ve tiyatro gösterileri ile çocukların gün boyu eğlenmesini sağladı.

    “Öykünün kurallarını ve tekniklerini konuşuyoruz”
    Tarsus’a Değer Katanlar Kurulu (TADEKA) binasında gerçekleştirdiği Edebiyat Atölyesiyle, Mersinli ve Tarsuslu sanatseverlerin yanı sıra İzmir’den de konuklarını ağırlayan Yazar Barış İnce, öykü yazmanın inceliklerini anlattı. İlk gün gerçekleşen atölye sonrası değerlendirmelerde bulunan İnce, “Tarsus’a daha önce de bir edebiyat etkinliği için gelmiştim. Çok güzel ve çok sevdiğimiz bir yer. Öykünün kurallarını, tekniklerini konuşuyoruz. Edebiyat görgümüzü artırmak için örnekler gösteriyoruz. Aynı zamanda katılımcılarımız da birer öykü yazıyorlar. Ben onları okuyup, onlara geri dönüyorum” dedi.

    “Bu festival, yaşayan bir festival olmuş”
    Usta Dokuma Sanatçısı Fırat Neziroğlu, Misak-ı Milli Binasında gerçekleştirdiği ‘Şahmeran Dokuma Atölyesi’nde, kendi yaptığı dokumalardan örnekler gösterdi. Dünyanın ilk ve en eski halısı olan ‘pazırık halısını’ anlatan Neziroğlu, Türk düğümü olduğunu kaydetti. Üretmeden tüketmenin arttığını, dolayısıyla da zanaatkârlığın azaldığını söyleyen Neziroğlu, dokuma kültürünün Mersin’de sürmesinin kendisini mutlu ettiğini belirtti. Neziroğlu, “Biz kendi kültürümüzü sonradan öğreniyoruz. Ne yazık ki bir boşluk var aramızda. Bu festivalin bir köprü olduğunu düşünüyorum. Geldiğim zaman turist gibi geziyorum. Tabi ki doğal güzelliklerini, iklimini, binalarını görüyorum ama şimdi bunu yaşıyoruz. Bu festival, çok yaşayan bir festival olmuş. Dolayısıyla tam kalbimize dokunuyor. Bence burayı tam anlamıyla yaşamak için harika bir festival” ifadelerini kullandı.

    “Kadim kültürümüzün yaşaması için çalışmalara devam edeceğiz”
    Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, Neziroğlu’nun yaptığı atölyenin çok güzel geçtiğini söyleyerek, “Fırat Neziroğlu’nun, geçmişten günümüze dokumanın özünü kaybetmeden ortaya çıkması ve yaygınlaşması konusunda çok değerli çalışmaları var. Bugün Çeşmeli Dokuma Atölyesi’ndeki kadınlar geldi. Dün de Neziroğlu ile Gözne Kadın Atölyesi’ne birlikte gitmiştik. Kendisi de atölyede ciddi bir potansiyelin olduğunu ve markalaşarak çok güzel çalışmalar çıkacağını söyledi. Güzel projelerle, kentimizde dokuma yapan kadınları desteklemeye ve bu güzel kadim kültürümüzün yaşaması için çalışmalara devam edeceğiz” diye konuştu.

    Usta Şef Yarman, Tarsus’un en sevilen lezzeti humusu batı mutfağıyla sentezledi
    Usta Şef Kaan Yarman ise ‘Tarsus Mutfağı, Batı Mutfağı Sentezi’ konulu workshopu ile yemek sanatına ilgi duyan katılımcılarla bir araya geldi. Workshopa büyük ilgi gösteren katılımcılar, Yarman’ın Tarsus’un çok sevilen lezzetlerinden olan humusu batı yemeklerine sentezlemesi sonucu ortaya çıkan lezzetin de tadına baktı.

    “Temalı festivallerin çok daha önemli olduğunu düşünüyorum”
    Festival kapsamında Tarsus Müzesinde gün boyu devam eden söyleşilerin ilk konuğu ‘Şahmeran’ın Tahtına Dönüşü’ ana temasıyla Yazar Buket Uzuner oldu. Uzuner, ‘Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları-Ateş’ romanından yola çıkarak farklı coğrafyalarda var olan Şahmeran’ı anlattı. Uzuner, kitabından bir kesit de okudu. Türk mitolojik karakterlerin ve tabiat bilgisinin öğrenilmesi gerektiğini söyleyen Uzuner, Şahmeran’ın önemine değinerek, “Şahmeran’sız bir Tarsus olmaz” dedi.
    Tarsus’ta birbirinden zengin içerikleriyle dolu dolu geçen programlardan biri de Tarsus Müzesinde Nebil Özgentürk söyleşisi oldu. Nazım Hikmet belgeseliyle başlayan söyleşide, ‘Hayattan, memleketten, sanattan, cumhuriyetten’ ana temasıyla yer alan Özgentürk, Yaşar Kemal’den Nazım Hikmet’e varıncaya kadar Türk edebiyatından pek çok sevilen isme dair anılarını anlattı. Kubatpaşa Meydanında ise Şef Sinem Özler Kırangeçen’in workshopına katılan vatandaşlar, Tarsus mutfağının büyüsünü yakından keşfetme fırsatı yakaladı. Renkli görüntülerin ortaya çıktığı workshopın ardından meydanda yerini alan Doç. Dr. Veli Mert ile Ressam Ahmet Yeşil ‘Cumhuriyetimizin 100. yılında yerelden evrensele çağdaş sanat’ söyleşisiyle katılımcıları tarihi bir yolculuğa çıkardı.

  • Erkan Can, çocukluğunun Bursa’sını anlattı

    Erkan Can, çocukluğunun Bursa’sını anlattı

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi ve Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği (BUFSAD) işbirliğiyle bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Uluslararası Bursa Festivali, birbirinden renkli sergilerin yanı sıra söyleşi programlarıyla ünlü isimleri Bursalılarla buluşturuyor. Festival çerçevesinde düzenlenen söyleşi programına katılan Bursalı ünlü sinema ve tiyatro oyuncusu Erkan Can da çocukluğunun Bursa’sını fotoğraf severlerle paylaştı. BUFSAD Başkanı Serpil Savaş ve Festival Küratörü Fahrettin Beceren’in yönettiği söyleşide konuşan Erkan Can, “O zamanlar kar yağdığı zaman, 3 ay kar kalkmazdı. Maksem bayırından bir vurursun kızağa, garaja kadar inersin. Trafik yok, otobüs, araba yok. Sağ tarafına Ulu Cami’yi aldığın zaman, her taraf zaten buz. Ama ancak bir tur yaparsın. Çünkü geri yürümek çok zor. Yine Bahçelievler’den kayaklarıma bindiğim zaman ta Fakülteye kadar, eğitim enstitüsüne kadar inerdik” dedi.

    Çocukluk yıllarımızı özlüyoruz

    Çocukluğunda neredeyse bütün gününün Kaplıkaya deresinde geçtiğini anlatan Can, “Amcam güzel turşu suyu yapardı. Bayır köylüyüz biz. Ünlü Gedelek turşusunun bütün malzemelerini Bayır köyden alırlar. Çocukluğumda Maksem bayırının bittiği yerde turşu satardım, Ali Sürmeli de simit satardı. Çok turşu suyu sattım. Güzeldi. Ali’nin kardeşleri de çakmaklara gaz satardı. Altıparmak’ta akademi kıraathanesine gelirdik. Otobüs kaçtığı zaman itfaiyeden meskene çok yaya yürüdüm. Eskiden Mesken bloklarında herkes birbirini tanırdı. Köşede oturulur, trompetler, udlar çalınır. Sadece Mesken’de değil, Tayakadın Mahallesi’nde akordeonlar çalınır. Muhteşemdi, acayip bir hayattı. Özlüyoruz tabi bu hayatı, çocukluk yıllarımızı” diye konuştu.

    “İlk kaçak kotu biz satmışızdır”

    Tiyatroya 1973-1974 yıllarında Bursa Devlet Tiyatrosu’nda başladığını dile getiren Can, “Bursa Devlet Tiyatrosu’nun açtığı tiyatro kursu vardı. Sınava girdim, kazandım. Ona da vesile mahalledeki abilerim oldu. Beni fark etmişler, ‘git dilekçe ver iki resim çektir’ dediler. Sınavı kazandım, tiyatro böyle başladı, 16 yaşındaydım. Bu yüzden belki okullardan kaçtım, tiyatroya gittim. Okuyamadık, sanat okulu 2 terk. Tiyatroya devam ederken Mavi Köşe’de eski İskit kot vardı. Sonra His Konfeksiyon oldu, arkadaşım aldı orayı. Orada Zafer Algöz’le birlikte Bursa’da ilk kaçak kotu biz satmışızdır. Çünkü o zamanlar tekstilde böyle bir şey yok. Dokuyoruz o kot kumaşını çok güzel. Ama yıkayınca çekiyor. Çekirdekçi İsmail gibi oluyorsun. Zafer, sabah gelirdi babası Cevdet amcanın arabasıyla alırdı. Biz Zafer’le Bursa’nın altını üstüne getirirdik” dedi.

    Söyleşinin sonunda fotoğraf festivalini de değerlendiren Erkan Can, Bursa’nın her zaman sanata yakın olduğunu belirterek, 13 yıldır yapılan fotoğraf festivalinin daha farklı uygulamalarda devam edeceğine inandığını da sözlerine ekledi.

  • “Sanat, Bursa’nın atan kalbidir”

    “Sanat, Bursa’nın atan kalbidir”

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 2023-2024 kültür sanat sezonunun açılışı, Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Ünlü keman sanatçısı Canan Anderson’un mini konseriyle başlayan törende konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, kültür ve sanatın milletleri bir araya getiren ve ayakta tutan temel taşlar olduğunu söyledi. Bir toplumun kültür ve sanat alanındaki derinliği, zenginliği ve birikimi ile ilerleyip gelişebileceğini kaydeden Başkan Aktaş, zengin bir kültüre, özgün ve derinlikli bir sanat anlayışına, topluma yön verecek sanatçılara sahip olan milletlerin ne yaşarlarsa yaşasınlar küllerinden doğarak yeniden ayağa kalkmayı her zaman başardıklarına dikkat çekti. Binlerce yıllık köklü kültür birikimiyle birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Türkiye’nin dünyada eşi benzeri olmayan bir kültürel mirasa sahip olduğunun altını çizen Başkan Aktaş, “Bursa’mız da bu alanlarda ülkemizin lokomotifidir diyebilirim. Doğal güzellikleri, köklü kültür arşivi ve tarihimize değer katan önemli isimleriyle ülkemize hoş bir renk ve ahenk katmaktadır. Yıldırım Gürses, Ressam Şefik Bursalı, Zeki Müren ve daha niceleri, kültür ve sanat hayatlarını burada mayalamış ülkemizin özel isimlerinden bazılarıdır. Ülkemizde hangi şehre gitseniz, geçmişten bir hikâye karşılar sizi. İstanbul’dan Diyarbakır’a, Kars’tan Bursa’ya kadar Anadolu’nun her bir köşesinde farklı kimliklere, farklı inançlara rastlarsınız. İşte biz bu denli geniş kültür yelpazesine sahip topraklarda, geçmişten geleceğe kurduğumuz köprülerle, kültür ve medeniyet mirasımıza sahip çıkmak ve yarınlara aktarmak bizim asli misyonumuzdur” dedi.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak vatandaşlara en iyi hizmeti her şartta ve zeminde sağlayabilmek için var güçleri ile çalıştıklarını dile getiren Başkan Aktaş, “Biz her zaman göğsümüzü kabartarak ‘Bursa’mız, Türkiye’nin ve dünyanın en güzel şehirlerinden biridir’ diyoruz. Şehrimiz bu güzelliğini, taşıdığı ahenkten alıyor. Güçlü bir sanayiye, kadim bir ticaret geleneğine, köklü bir tarihe, muhteşem bir doğaya ve dünyanın göz bebeği turizm alanlarına sahibiz. Bu zengin kültürü uluslararası arenada tanıttığımızda aldığımız geri dönüşler gösteriyor ki, dünyanın şehrimizi daha çok tanımaya ihtiyacı var. Bu kültürden ve sanattan beslenmek için binlerce kilometre öteden gelen insanlar biliyorum. Hepsinin ortak görüşü, eşsiz değerlere sahip olduğumuzdu. İşte bu değerleri korumak ve ileriye taşımak bizim öncelikli sorumluluğumuz. ‘Kültür ve sanat herkes için, her yerde’ sloganımız tam da burada anlam kazanıyor. Kültür ve sanat adına şehrin en ücra noktasına kadar elimizden ne geliyorsa yapmaya çalışıyoruz. Ve bugün, Bursa’nın kültür-sanat şehri olması yolunda verdiğimiz mücadelenin haklı gururunu yaşıyoruz” diye konuştu.

    “Cumhuriyetimiz zorlu yollardan geçerek azim ve inançla 100’üncü yılına ulaştı”

    Konuşmasında Cumhuriyet’in 100’üncü yılı olduğuna da değinen Başkan Aktaş, “Cumhuriyetimizin kuruluşunun üzerinden bir asır geçti. Ama biz bir asır değil, binlerce yıllık bir millet ve devlet olma şuuruna sahibiz. Türkiye Cumhuriyeti kökleri derin, ulu bir çınar gibi büyümeye ve gelişmeye devam etmektedir. Millî mücadelemizin başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle ve minnetle anıyorum. Cumhuriyetimiz zorlu yollardan geçerek azim ve inançla 100’üncü yılına ulaştı. Elbette bu kolay olmadı. Bursalılar ‘puşide-i siyah’ hadisesini yakinen bilirler. Şehrimiz düşman zulmü altında büyük acılar yaşamış, bu acıların yankısı gazi Meclise ulaşmıştı. Bu yüzden kürsüye Bursa’nın o kara günlerini temsil eden bir siyah örtü asıldı. Allah’a şükür o günleri geride bıraktık ama yaşanılanları unutmadık. Şimdi, geçmişimize daha sıkı sarılıyor ve birikimlerimizi geleceğe, ‘Türkiye Yüzyılı’na taşıyoruz” dedi.

    ““Bursa’mız, 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilerek bu konumunu dünyaya ilan etmiştir”

    Bursa’nın Türk dünyasında kadim bir kent olduğunu ve bugün gelinen noktada sınırlarını aşan, Türk dünyasına ışık tutan bir konumda bulunduğunu dile getiren Başkan Aktaş, “Bursa’mız, 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilerek bu konumunu dünyaya ilan etmiştir. Bu unvanı almış olmanın gururunu hep birlikte yaşamıştık hatırlarsanız. Bu önemli görev doğrultusunda Türk kültürü noktasındaki güçlü altyapımızı kullanarak Büyükşehir Belediyemiz hamiliğinde hızlıca organize olup, 2022 yılı içinde birçok etkinliğe imza attık. Türk Dünyası Kültür Başkenti açılış töreni, Korkut Ata Film Festivali, Göçebe Oyunları, Türk Dünyası Ata Sporları Şenliği ve birçok festival, konser, tiyatro, sergi, sempozyum gibi değerli faaliyetleri hayata geçirdik. Şükürler olsun ki, üstlendiğimiz bu görevi başarıyla ve gururla tamamlayıp, 2023 yılıyla birlikte bayrağı kardeş ülkemiz Azerbaycan’ın Şuşa şehrine devrettik” diye konuştu.

    “Gönüllü işçileriyiz”

    Özellikle çocuklara yönelik düzenledikleri etkinlik ve çalışmalara da konuşmasında geniş bir yer ayıran Başkan Aktaş, “Çocukların güler yüzleri bizim için çok kıymetli. Onların mutluluğu, ülkemizin geleceği için umut kaynağı. Bu sebeple projelerimizin önemli bir kısmını çocuklarımız için hazırlıyoruz. Geçmiş ve gelecek arasındaki o ipekten bağa sımsıkı tutunan nesiller yetişsin istiyoruz. Bu toprakların sahip olduğu en kıymetli mimarlardan biri olan merhum Turgut Cansever diyor ki; ‘şehri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz, ihmal ettiğiniz nesil imar ettiğiniz şehri tahrip eder.’ Belediyecilik anlayışımızı çocukların kültürel ve sosyal gelişimini önceleyen bir temel üzerine inşa ettik. Bu temeli kültür ve sanat harcıyla güçlendiriyoruz. Bizler bu inşaatın gönüllü işçileriyiz. Çocuklarımıza kendi kültürümüzü tanıtmak ve sevdirmek birinci amacımız olsa da dünya kültürüne de yabancı kalsınlar istemiyoruz. Geleneksel olarak her yıl düzenlediğimiz Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali ve Karagöz Kukla ve Gölge Oyunları Festivali’yle yurt dışından ağırladığımız misafirlerimizle, çocuklarımızın birinci elden dünya kültürleri ile tanışmalarını sağlıyoruz. Bu alanda yaptığımız her etkinliği bugüne ve yarına bir yatırım olarak görüyorum. Zira çocuk gelişirse toplum gelişir, güçlenir ve başarıyla büyür” dedi.

    200’den fazla eser

    Eğitim ve öğretimin insanın her çağında devam eden kıymetli bir süreç olduğuna vurgu yapan Başkan Aktaş, “Bu yüzden 7’den 70’e tüm Bursalıları okumaya teşvik ediyoruz. Özenle hazırlayarak yayınladığımız eserler var. Geçtiğimiz yıl orijinal el yazması bir Dede Korkut kitabına ulaşmamız bizi özellikle heyecanlandırdı ve mutlu etti. Edebiyatseverlerin merakla beklediği bu eseri, tıpkıbasımı ile okuyucuya ulaştırdık. Orijinal nüsha da koruma altında. Ayrıca Bursa’nın kurtuluşunun 100. Yıl kitabı, Uludağ’ın Kadim Tarihi, Bursa Bey Sarayı, Bursa Kent Belleği arşiv çalışmaları gibi 200’den fazla kıymetli eseri de okuyucuya ulaştırıyoruz. Kütüphaneler toprağın üzerindeki hazinelerdir. Bu nedenle kütüphanelerimizi okuyan, araştıran ve öğrenen bir Bursa mottosuyla konumlandırdık. Göreve geldiğimizde belediye kütüphanelerinde yaklaşık 35 bin eser ve bu eserlerden istifade eden 680 bin kitapsever vardı. Son 6 yılda Millet Kütüphanesi, Gezici Kütüphane, Açık Hava Kütüphanesi ve Niyazi Pakyürek Kütüphanesi’ni faaliyete geçirip, basılan kitap sayısını da arttırarak halkımızın kitaplara erişimini kolaylaştırdık. Çabalarımızla bugün 135 bini aşkın esere ve yılda 1 milyon 200 bin kullanıcıya ulaştığımızı gururla söyleyebilirim” diye konuştu.

    Kaçırılan Bursa Kültür Varlıkları Çalıştayı

    Bilgiye ulaşım ne kadar kolaylaşırsa talebin de o doğrultuda artacağını ifade eden Başkan Aktaş, “Bunu yıllardır gerçekleştirdiğimiz programlarla yakinen tecrübe ediyoruz. Eğitimlerden söyleşilere, seminerlerden atölyelere ve sempozyumlara kadar pek çok alanda, binlerce insana birebir eğitim verme şansımız oluyor. Adeta Bursa’mızı mütemadi bir eğitim çemberi içinde tutmaya çalışıyoruz. Edebiyat ve Yazı Akademisi, Düşünce Akademisi ve Kültür Akademisi ile Türkiye’nin alanında uzman bilim insanı ve sanatçılarını bir araya getiriyoruz. Müzik, görsel sanatlar, Türk halk kültürü, şehir ve mimari konularında keyifli ve öğretici sohbetler gerçekleştiriyoruz. Bursa Arkeoloji Günleri, geçmişe saygı seminerleri gibi programlarla halkımızın tarihine olan yoğun sevgisine ve ilgisine gururla şahitlik ediyoruz. Bizim için çok önemli ve adeta kanayan bir yara olan, Bursa eserlerinin geçmişte yurt dışına kaçırılmış olmasına da değinmek istiyorum. Önümüzdeki dönemde ‘Kaçırılan Bursa Kültür Varlıkları Çalıştayı’nı düzenleyerek tarihimize sahip çıkmak için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi.

    “Bursa bıçağın başkentidir”

    Bursalıların kentin değerlerini yalnızca dinleyerek ya da okuyarak değil, görerek, dokunarak da tanıma fırsatı bulduğunu belirten Başkan Aktaş, “Bildiğiniz gibi Bursa bıçağın başkentidir. Bu değerimizi koruyabilmek için Keskin Miras Bursa Bıçağı Sergisi’ni ve Bursa Bıçağı Festivali’ni düzenliyoruz. Bu sergi ve festival ile 700 yıllık keskin mirasımıza sahip çıkıyor ve sonraki nesillerin tanımasına da imkan sağlıyoruz. Avrupa’nın en büyük tarih öncesi parkı Bursa’mızda yer alıyor. Aktopraklık Höyük ve Açıkhava Müzesi şehrimiz için geçmişe açılan bir kapı. Bu parkta her yıl düzenlediğimiz Arkeofest’te vatandaşlarımız, tarihi canlandırmalar, drama atölyeleri ile tarih öncesine uzanan bir yolculuğa çıkıyor. Bursa Mevlevihanesi ve Müzesi’ni halkımızın hizmetine sunduk. Bugün, Mevlevilik kültürünün yaşatıldığı, sema gösterileri ve mesnevi okumalarının yapıldığı, hat ve tezhip alanında eğitimlerin verildiği bu mekân ile Bursa’mız bir tarihi miras ile yeniden buluşmanın mutluluğunu yaşıyor. Yine Bursa Kent Müzesi’ni genişletme projemize devam ediyoruz. Tarihi defterdarlık binasının restorasyonu da tamamlandığında Bursa Kent Müzemiz daha geniş bir alanda hizmet vermeye başlayacak. Amacımız sanatla ve tarihle iç içe yaşayan Bursa’yı yıl boyunca aktif ve verimli bir şekilde etkinliklerle buluşturabilmek” diye konuştu.

    Açık hava galerisi

    Bursa’nın adeta sanatçıların köklü medeniyetten ilham alabildiği, eserlerini kolaylıkla dünyaya açabildiği bir açık hava galerisi olduğuna dikkat çeken Başkan Aktaş, “Her hafta binlerce ziyaretçiyi ağırladığımız sergilerimiz, değişen içerikleriyle yıl boyunca devam ediyor. Her biri birbirinden değerli eserleri, 2021 yılında hizmete açtığımız Zindankapı Güncel Sanat Galerisi’nde sergiliyoruz. Özellikle Sonsuzluk Kapıları ve Doğanın Algoritmaları dijital sergileri büyük ilgi odağı oldu. Bursa Kent Müzesi’nde bir başka sergimizin namı ise şehrin sınırlarını aştı. Acı bir hikâyeden arta kalan 4000 düğmelik koleksiyonun yer aldığı Nazif’in Düğmeleri Sergisi, Bursa’dan sonra 24. Uluslararası İstanbul Kültür ve Sanat Festivali kapsamında tüm dünyadan sanatseverlerle buluştu. Şefik Bursalı Klasik Sanatlar Merkezi’nde, İslami geometri, hat, tezhip, minyatür ve rokoko branşlarında Türkiye’nin önde gelen hocalarıyla ihtisas eğitimleri veriliyor” dedi.

    Sinemada 400 bin izleyici

    Yediden yetmişe herkesin en çok ilgi gösterdiği ve severek takip ettiği sinema ve tiyatro etkinliklerine de değinen Başkan Aktaş, “Karagöz Sinema Atölyesi’nde belirli periyotlarda çalışmalar sürdürüyoruz. Yaz sinema okulu ile eğitimler veriyoruz. Üniversitelerimizde ve liselerimizde sinema kulüp çalışmaları düzenliyoruz. Sinema kulüpleri oluşturup, gençlerimizin kısa filmler çekebilmesi için destek veriyoruz. Bursa Ulusal Kısa Film Yarışması ile Türkiye’nin ve dünyanın her yanından film âşıklarını ve sinema kulüplerimizde eğitim alan gençleri bir araya getiriyoruz. Sinemanın büyülü dünyasını duvarlar içine hapsolmaktan kurtarıp, açık hava ve araç sineması ile Bursa’nın 17 ilçesinde adeta filmlerin nefes almasını sağlıyoruz. Son 6 yılda hem açık hava hem salon gösterimlerinde, 250’den fazla film ile 600’den fazla seans yaptık ve 400 bin izleyiciyi geçen sayılara ulaştık” diye konuştu.

    Tüm dönemlerin vazgeçilmezi tiyatro

    Tiyatronun tüm dönemlerin en vazgeçilmez sanat dalı olduğunu ve Bursa için de ayrı bir önemi olduğunu dile getiren Başkan Aktaş, “Orta oyunu kültürünün asırlardır yaşadığı, Hacivat ve Karagöz’ün doğduğu şehrimiz, aynı zamanda Türkiye’nin en köklü sahnelerinden birine, Bursa Şehir Tiyatrosu’na sahiptir. Düzenlediğimiz Ulusal İşçi Tiyatroları Festivali ile alın terini sahnede sanata dönüştürüyoruz. ‘Misafir’ adlı oyunumuz Almanya ile yapılan İşçi Anlaşması’nın 60’ıncı yılına özel düzenlenen Frankfurt Tiyatro Festivali’nde sahnelendi ve ödüle layık görüldü. Yine Kazakistan Tiyatro Festivali’nde geleneksel Türk tiyatrosundan ‘Meddah-i insan olma halleri’ oyunuyla ödül kazandık. Milli Eğitim Müdürlüğü ile iş birliği içinde yürüttüğümüz Şehr-i yar projesi ile 5 farklı okulda öğrencilere sahneyi tanıma fırsatı tanıdık. Bursa’nın bir değeri olan, gönül sultanları oyununu sergilediler. Son 6 yılda 260 gösterimle 145 bine yakın tiyatro severe hizmet verdik ve vermeye de devam ediyoruz. Tiyatro projelerimizi yıldan yıla daha da çeşitlendiriyor, bu kültürü yaşatmak ve yaygınlaştırmak için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

    Festivaller şehri

    Konuşmasında düzenledikleri festivallere de değinen Başkan Aktaş, “Festivaller adeta bir Bursa çınarı gibi filizlenen – büyüyen – gelişen ve sonunda gelenekselleşen bir sürece sahip. Biz festivallerimizi uzun vadeli vizyonlarla planlıyor ve hayata geçiriyoruz. Geleneksel değerlerimizi yaşatırken yeniçağı da ihmal etmiyoruz. Yerel değerlerimizi ulusal ve uluslararası camiaya tanıtırken, bir yandan da farklı kültürleri şehrimiz ile buluşturuyoruz. Festivallerimizi şehrimizin 17 ilçesinde, her mevsimde ve herkes için organize ediyoruz. Bu doğrultuda belediye tarihinde örneği olmayan bir dönemin içerisindeyiz. Öncelikle yıllardır devam eden Bursa Festivali, Altın Karagöz Halk Dansları Festivali, Karagöz Kukla ve Gölge Oyunları Festivali gibi köklü festivalleri layıkıyla devam ettiriyoruz. Sokak Oyunları Şenliği, Evvel Zaman Masal Şenliği, Bıçak Festivali, Bandolar Festivali, Sokak Sanatçıları Festivali, İpek İğne Oyası Festivali gibi kültürel organizasyonları da bir gelenek olarak sürdürüyoruz. Geldiğimiz noktada Bursa’yı ulusal ve uluslararası alanda bir festivaller şehri yaptığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. 10 gün 10 gece boyunca süren Evvel Zaman Masal Şenliği, 100 farklı anlatısıyla genç yaşlı herkesi masal dolu bir yolculuğa çıkardı. Önümüzdeki dönemde de şenliğimizin bu yolculuğunu sürdüreceğiz. Altın Karagöz Halk Dansları Festivali bugün 35’inci durağına ulaştı. Dünyanın sayılı organizasyonlarından biri olan Altın Karagöz; barış, kardeşlik ve hoşgörü kavramlarının Bursa’dan dünyaya yayılmasını sağlıyor. Şehrimizin kültürünü, renklerini, geleneklerini kısaca Bursa’yı anlatan her şeyi ipekle dokuduğumuz bir festivalimiz de var. Bu festivalde amacımız bu kültürel mirasın tanınması ve korunmasını desteklemek, yaygınlaşmasını sağlamak ve yeni yetenekleri keşfetmektir” diye konuştu.

    Her projenin temeli müzik

    Evrensel bir sanat dalı olan müziğin hayata geçirdikleri her projenin temelini oluşturduğunu kaydeden Başkan Aktaş, “Yılın her günü evlerimizde, sokaklarımızda yankılanan şarkıların Bursa gibi neşeli bir şehre ne kadar yakıştığını biliyoruz. Tam 61 yıldır devam eden köklü bir müzik festivalimiz var. Uluslararası Bursa Festivali pek çok ülkeden onlarca sanatçının eşlik ettiği dev bir organizasyon. Festivalimiz çok daha zengin ve geniş katılımlı bir organizasyona dönüştü, her yıl üzerine koyarak devam etmeye de kararlıyız. Bandolar Festivalimiz kısa sürede uluslararası bir ün kazandı. Bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz festivale yurt dışından ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden bandolar katıldı. Bu festivalimizde hem geleneksel marşlarımızı hem de popüler kültürün ezgilerini bando ile hayata geçiriyoruz. Sokak sanatçılarımızı desteklemek ve eserlerini müzik severlerle buluşturmak amacıyla Sokak Sanatçıları Festivali’ni organize ediyoruz. Sanatçılarımız, şehrin farklı noktalarında kurduğumuz sahneler ile pek çok müziksevere hitap ediyorlar. Festivalden sonra sokak sanatçıları noktaları bir klasiğe dönüştü. Bursa sanatçıları yıl boyunca bu noktalarda performanslarını sergileyebiliyorlar. Uluslararası Piyano Festivali ile 8 farklı ülkeden 256 piyanisti halkımızla buluşturuyoruz. Bu, piyano severler için unutulmaz bir festival oluyor. Bursa müzikle yaşayan ve günün her saatinde müziği hayatın içine dâhil eden bir şehir. Hemen her gün, her köşede ve salonda, her etkinlik alanında mutlaka bir müzik organizasyonu düzenliyoruz. Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği, 23 Nisan Çocuk Korosu konserleri, Çalgıcı Mektebi ve Muhtarlar Korosu gibi pek çok alternatif müzik organizasyonumuz da yıl boyunca dinleyicileri ile buluşuyor. ‘Dikkat müzik çıkabilir’ organizasyonu ile şehrin muhtelif yerlerinde mini konserler düzenledik. Bu konserler halkımızda güzel ve hoş bir anı bıraktı. Müzik şehrimizin her anında var ve dinlemek kadar öğrenmeye, çalmaya ve söylemeye de istekli bir halkımız var. Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği kurslarımızda gitar, bağlama, keman, klavye, bateri, ney ve klarnet gibi eğitimler veriliyor. Yakın zamanda hayata geçireceğimiz ‘çalgı reviri’ ile vatandaşlarımız, enstrümanlarının bakım ve onarımı noktasında bizden destek alabilecekler” dedi.

    Özgürlük vurgusu

    Tüm bu kültür sanat faaliyetlerini gerçekleştirmeyi sağlayan en önemli unsurun özgürlük olduğuna değinen Başkan Aktaş, “Dilimizi, kültürümüzü, tarihimizi hala yaşatabiliyorsak, şarkılarımızı doya doya söyleyebiliyorsak, bu özgürlüğümüz sayesindedir. Özgürlüğümüz ise kahraman ecdadımız sayesinde. Bu vesileyle anma etkinlerimizi layıkıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. Biz zarfa değil mazrufa önem veren bir anlayış içerisindeyiz. Özellikle milli etkinliklerimizi; büyük bir coşku ve mutlulukla, meselenin özüne vurgu yaparak kutlama gayretindeyiz. Konu vatanımız, milletimiz, tarihimiz ve bayrağımız olunca heyecanımız, neşemiz ve tutkumuz bir başka oluyor. Mesela, geçen sene 100’üncü yılına ulaştığımız Bursa’nın kurtuluşu etkinliklerinde belgesel, sempozyum ve sergilerle o günün ruhunu bizlere yakışır şekilde yansıttık. İstiklal Marşı’mızın 100’üncü yılında, Çanakkale Kireçtepe’de ve Bursa’nın dört bir yanında, ecdadın manzumesini yâd ettik. Ve tabi Türkiye Yüzyılı. Cumhuriyetimiz ve onun kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bizim en kıymetli mirasımız, en büyük hazinemiz. 100’üncü yıla hiçbir anma, hiçbir kutlama kâfi gelmez. Kahramanlarımızın hakkını ne yapsak ödeyemeyiz lakin aziz hatıralarını yaşatabiliriz. Bizler bu vatanın, bu milletin evlatlarıyız. Bu kapsamda da anma programlarımızı en üst düzeyde gerçekleştirme bilinciyle hareket ediyoruz. Velhâsıl kelam, konu ülkemiz olunca, birliğimiz, beraberliğimiz ve Gazi Mustafa Kemal olunca, sevgimizle ve minnet duygularımızla bu etkinliklerimizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, sizlerin huzurunda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, bağımsızlığımız için can veren tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” diye konuştu.

    “Yüreğimiz yangın yeri”

    Filistin’de yaşananlara da dikkat çeken Başkan Aktaş, “Acımız büyük, yüreğimiz yangın yeri. Müslüman kardeşlerimiz için üzülüyor, onlar için dualar ediyoruz. Onlar bu denli bir zulüm altındayken, şu sıralarda gerçekleştirdiğimiz anma etkinliklerimizde daha hassas bir yaklaşım sergiliyoruz. Sanat, en karanlık zamanlarda bile umudu, güzelliği ve toplumsal değişimin sesini duyuran evrensel bir dil olmuştur. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak düzenlediğimiz kültür sanat festivalimiz, umudun, dayanışmanın ve barışın sanat yoluyla bir araya getirilebileceğini vurgulama amacı da taşımaktadır. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak ‘kültür ve sanat herkes için her yerde’ anlayışımızla yolumuza devam edecek, şehrimizin her bir ilçesine, her bir köşesine kültür ve sanatı taşımaya gayret edeceğiz. Çünkü sanat Bursa’nın atan kalbidir” dedi.
    Başkan Aktaş, konuşmasında yüzyılın deprem felaketine de değinerek, deprem bölgesindeki vatandaşları da unutmadıklarını, Evvel Zaman Masal Şenliği ve Sokak Oyunları Şenliği’ni deprem bölgelerine taşıyarak, afetzede çocuklara moral vermeyi de ihmal etmediklerini sözlerine ekledi. Aktaş, konuşmasının sonunda tüm bu kültür sanat faaliyetlerinde görev alan tiyatrocu, müzisyen ve kültür sanat ekibini sahneye davet edip, “Sizlerin huzurunda, bu vazifeyi birlikte gerçekleştirdiğimiz çalışma arkadaşlarıma, sanatçı dostlarıma ve emeğimizi her zaman takdirle ve teveccühle karşılayan siz değerli Bursalılara, sonsuz şükranlarımı sunuyorum” dedi.
    Büyükşehir Belediyesi’nin 2023-2024 kültür sanat sezonu açılışı, Sedat Anar’ın ‘Alemlerin Sesleri’ konseri ile tamamlandı.

  • Hamas’tan müzik festivaline baskın

    Hamas’tan müzik festivaline baskın

    Festival, Yahudilerin Sukot Bayramı’na denk gelecek şekilde organize edilmişti.

    Festivalin organizatörleri sosyal medyadan yaptıkları paylaşımda, “Bütün ailenin bir araya gelmesinin vakti sonunda geldi. Çok eğlenceli olacak” demişti.

    Aynı sosyal medya sayfası sadece saatler sonra sevdiklerini arayan ailelerin çaresiz yakarışlarıyla dolacaktı.

    Filistinli militanların festival alanına baskın yapması ve ateş açması sonucu, arama ve kurtarma örgütü Zaka’nın açıklamasına göre 260 kişi hayatını kaybetti.

    Festival katılımcısı Ortel, bir şeylerin test gittiğine dair ilk işaretin sirenlerin çalmasıyla yaşandığını belirtti.

    Roketlerin gelişine işaret eden sirenlerin ardından roketlerin geldiği görüldü; ardından da silah sesleri duyuldu.

    İsrail’in Kanal 12 televizyon kanalına konuşan Ortel, “Önce elektriği kestiler, ardından da nereden geldiği belli olmayan militanlar her yöne doğru ateş açarak alana ulaştı. Kamyonetlere doluşmuş 50 terörist askeri üniformalarıyla alana geldi” dedi.

    BBC muhabiri Francesca Gillett’in haberine göre insanlar alandan kaçmaya çalıştı, çölün ortasındaki arabalarına ulaşarak hareket etmek istedi ancak festivale gelenlere göre ciplere doluşmuş silahlı militanlar arabalara ateş açıyordu.

    Ortel, bu aşamadan sonra yaşananları şu şekilde anlattı:

    “Patlamalar olduğu için herkes öyle bir noktaya geldi arabaları bırakıp kaçmaya başladı. Ben bir ağacın oraya koştum, çalılıkların arasına saklandım. İnsanları püskürtmeye başladılar. Etrafımda yaralanmış onca insan gördüm, ben ise bir ağaca saklanmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.”

    Ölü taklidi yaparak kurtuldu

    Kamp yerleşkesi, üç sahne, bar ve yiyecek kısmının bulunduğu festival alanı, Gazze’den çok uzak olmayan Kibbutz Reim’deki Negev Çölü’nde yer alıyordu.

    Gazze’den sızan Hamas militanları kasabalara ve köylere dalarak onlarca insanı rehin aldı.

    Haaretz gazetesine konuşan festival katılımcısı Adam Barel, festival alanındaki herkesin bir roket fırlatılması riskinin farkında olduğunu, ancak silahlı bir saldırının şoke edici olduğunu söyledi.

    Çok sayıda kişi gibi arabasıyla kaçmaya çalışan Barel, silahlı adamların kendisine ateş açması üzerine koştuğunu belirtti.

    Barel, “İnsanlara kurşunlar isabet etti, biz de saklanlandık. Herkes bir yerlere kaçtı.”

    Reuters haber ajansına konuşan Esther Borochov, arabasıyla kaçarken şiddetli bir şekilde aracına vurulduğunu aktardı.

    Borochov, arabasıyla kaçan genç bir adamın kendisine binmesini söylediğini, ancak daha sonra bu arabanın sürücüsünün de yakından ateş açılarak öldürüldüğünü anlattı.

    İsrail ordusu tarafından kurtulana kadar ölü taklidi yaptığını söyleyen Borochov, “Bacaklarımı hareket ettiremiyordum, askerler daha sonra gelip bizi çalılıklara götürdü” dedi.

    Meyve bahçelerine saklandılar

    Çok sayıda kişi çalılıkların ve meyve bahçelerinin içinde saatlerce bekleyerek kurtulabildi.

    Festival katılımcısı Ortel, “Telefonu sessize aldım, sonra da bir portakal bahçesinin içinde süründüm. Tepemden kurşunlar geçiyordu” dedi.

    BBC’ye konuşan Gili Yoskovich ise bir greyfurt bahçesinde saklandığını anlattı:

    “Ağaç ağaç dolaşarak ateş açıyorlardı. Etrafta ölen onca kişiyi gördüm. Çok sessizdi. Ağlamadım, hiçbir şey yapmadım.”

    Yoskovich, 3 saat sonunda İsrailli askerlerin sesini duyduktan sonra güvenli hissedip koştuğunu aktarıyor.

    Kanal 12’ye konuşan bir başka görgü tanığı ise “4-5 saat süren bir korku filmi yaşadık. Çılgınlar gibi kaçtık” dedi.

    ‘Sizi seviyorum’ ve ‘Özür dilerim’ mesajları

    Festivalde bir acil durum doktoru olan çalışan Yaniv ise “Tam bir katliamdı. Böyle bir şey hayatımda görmedim. Planlı bir pusuydu. İnsanlar acil durum kapılarından çıktıkça onları bekleyen teröristler vardı. Etkinlikte 3 bin kişi vardı. Büyük ihtimalle etkinliği biliyorlardı” dedi.

    Halen kayıp olan kişilerin aileleri ve arkadaşları ise sevdiklerini aramaya devam ediyor.

    Festivalde güvenlik görevlisi olarak çalışan 26 yaşındaki İngiliz Jake Marlowe ve Alman turist Shani Louk kayıplar arasında. Shani Louk’un annesi kızının kaçırıldığına inanıyor.

    Ailesi ve arkadaşları 25 yaşındaki Noa Argamani’nin de rehin olarak kaçırıldığına inanıyor.

    Noa’nın arkadaşı Amit Parpara, BBC’ye yaptığı açıklamada Noa’nın saklandığı yerden mesaj attığını söyledi:

    “En son mesajı saat 08:30’da aldım. Daha sonra bir sosyal medya videosunda kaçırıldığını gördüm. Bir motosiklet üzerine görülüyor, erkek arkadaşının yanından kaçırılıyor. Gazze Şeridi’ne girdiğini açık bir şekilde görebiliyorsunuz.”

    Ailesi ve arkadaşları, 23 yaşındaki İsrail ve ABD vatandaşı olan Hersh Golberg-Polin’ide arıyor.

    Ailesi, Jerusalem Post gazetesine festivalde doğumgününü kutlayan Golberg-Polin’in Cumartesi sabahı, “Sizi seviyorum” ve “Özür dilerim” diyen iki mesaj attığını aktardı.

  • Elazığ’ın salçalı köftesine özel festival

    Elazığ’ın salçalı köftesine özel festival

    Şarkıların söylendiği, oyunların oynandığı 5. Salçalı Köfte ve Gastronomi Festivali, 29 Eylül’de Sakiler grubunun konseriyle başladı. Festival çerçevesinde Elazığlılar, valilik meydanına kurulan stantlarda özenle hazırlanan salçalı köfteleri vatandaşlara ikram etti. Aynı zamanda stantlarda yöreye özgü lezzetlerden orcik, badem şekeri, Harput köftesi gibi Elazığ’a has lezzetler de yerini aldı.

    Elazığ gastronomisi ve kültürüne dikkat çekmek amacıyla düzenlenen Salçalı Köfte ve Gastronomi Festivali’nin ikinci gününde ilk olarak Veysel Oruç ile kürsübaşı konseri verildi. Klarnet eşliğinde Elazığ havalarının çalındığı konserden hemen sonra sahneye çıkan Kadir Uçar, şarkılarını Elazığlılar ile birlikte söyledi, büyük alkış aldı.

    Festivalin son gününde Koray Avcı sahne aldı

    Festivalin son gününde ise Koray Avcı sahne aldı. Yağmura rağmen alandan ayrılmayan binlerce vatandaş, Avcı’nın şarkılarıyla kah hüzünlendi, kah eğlendi. Avcı, kendi bestelerinin yanı sıra halk müziği, pop müzik ve özgün müzik türlerinde çok sayıda şarkı seslendirerek hayranlarına unutulmayacak bir gece yaşattı. Aynı zamanda Koray Avcı, Türk bayrağını eline alıp coşkuyla İzmir Marşı’nı söyledi.

    Bu yıl 5’incisi yapılan Salçalı Köfte ve Gastronomi Festivali’ni binlerce kişi ziyaret etti. Festivalde bir yandan kulakların pası silinirken, damaklarda meşhur salçalı köftenin tadı kaldı.

  • Bursa’da 3. Uluslararası Bando Festivali düzenledi

    Bursa’da 3. Uluslararası Bando Festivali düzenledi

    Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 3’üncüsü düzenlenen Uluslararası Bando Festivali BUDO Meydan’da vatandaşların eşlik ettiği kortejle başladı.

    Mudanya Mütareke Meydanı’nda kurulan platformda açılış konuşmalarının ardından etkinlikte, Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Servis Cumhurbaşkanlığı Bandosu, Bosna Hersek Bandosu ve Bursa Barış Kadın Bandosu’nun yanı sıra, Bursa Büyükşehir Belediye, Gaziantep Büyükşehir Belediye, Seferihisar Belediye ve Mudanya Belediyesi Bandosu ile toplamda 7 ayrı bando takımının sahne almasıyla devam etti.

    Etkinliğe Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Arif Bayrak, AK Parti Mudanya İlçe Başkanı Orhan Samast, Demokratik Sol Parti Mudanya İlçe Başkanı Yalçın Avcı, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar katıldı.

     

  • 3.Küçükbaş Hayvancılık Festivali sona erdi

    3.Küçükbaş Hayvancılık Festivali sona erdi

    İnegöl Belediyesi’nin düzenlediği 3. Küçükbaş Hayvancılık Festivali sona erdi. Cuma günü kapılarını açan ve 3 gün süren etkinlik, yurt içi ve yurt dışından yüzlerce misafiri ağırladı.

    Ülkenin en kapsamlı Küçükbaş Hayvancılık Festivali olan, İnegöl Kıvırcığı adı ile bilinen bölgeye has kıvırcık koyun türünün ulusal ve uluslararası alanda tanıtımı ve küçükbaş hayvancılık sektörünün geliştirilmesi adına yapılan festivale 55 firma, 80 yetiştirici ile 250 adet kafesli tavuk yetiştiricisi katıldı.

    KOÇLAR PODYUMDA

    Festivalin ilk günü seminerler ve tarım ve hayvancılık alanında fenomen isimlerin katıldığı çeşitli yarışmalar gerçekleştirildi. İkinci günü yine seminerlerle başlayan küçükbaş Hayvancılık Festivali, öğleden sonra Damızlık Koç Yarışmasına ev sahipliği yaptı. 10 ayrı kategoride yapılan yarışmada İnegöl Kıvırcığından Fransa menşeli İle De France ırkına çeşitli ırklarda koçlar yarıştı. Büyük heyecana sahne olan yarışmada hem koçlar hem sahipleri maharetlerini sergiledi. 10 ayrı kategoride 10 farklı ırk, jüri değerlendirmesi sonucuna göre 1’inci, 2’nci ve 3’üncülükle ödüllendirildi.

    SÜS TAVUKLARI İLGİ ÇEKTİ

    Festivalin üçüncü gününde de yine seminerlerle başlayan gün, öğleden sonra Ulusal Yerli Tavuk Irkları Gösterisi ve akabinde Büyük Süs Tavukları Mezatı ile devam etti. İlgiyle takip edilen festivalde, süs tavukları büyük beğeni topladı.

    KIVIRCIK IRKININ YAYGINLAŞMASINI İSTİYORUZ”

    Damızlık Koç Yarışmasını Belediye Başkanı Alper Taban da alanda takip etti. Burada kısa bir değerlendirme de yapan Başkan Taban, “İnegöl’ümüzde İnegöl Kıvırcığımız var. Biz bu ırkın devam etmesini ve yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Bununla beraber bu organizasyon sayesinde diğer ırkları da tanımış oluyoruz. Pek çok farklı ırk şu anda şehrimizde. Üreticilerimiz onları gözlemliyor. Merakı olanlar bu ırkları kendileri de yetiştirmek isteyebilirler. Sektöre karınca kararınca katkı koymak adına bu organizasyonu yapıyoruz. Katkı veren herkese teşekkür ediyorum” dedi.