Etiket: fethiye

  • Fethiye’de deniz 10 metre çekildi

    Fethiye’de deniz 10 metre çekildi

    Fethiye’de sahil bandında gezenler, suyun çekildiği kumsalda yürüyüş yaparken bol bol fotoğraf çektirdi. Yaklaşık bir haftadan bu yana yaklaşık 10 metreye yaklaşan çekilme, bölgede yaşayanları ve gezintiye gelenleri şaşırttı.

    Fethiye sahil bandında yer alan kafelerin müşterileri deniz suyunun 5-10 metre geriye gittiğini, deniz suyunun yaklaşık bir metre azaldığını gördü. Fethiye körfezindeki tepeciklerin de bu çekilme ile ortaya çıktığı gözlemlenirken kıyıda batıklarda açık açık gözlenebiliyor. Körfezin kirliliğinin bu çekilme ile ne kadar arttığı bir kez daha ortaya çıkarken denizciler çekilmenin boyutlarının medcezirden kaynaklandığını ifade etti.

    Deniz Ticaret Odası Fethiye eski şube başkanı Şaban Arıkan “Her yıl aynı dönemlerde yaşanan deniz suyu çekilmesi, gel-git hareketleri ve rüzgar basınç değişikliklerinden kaynaklanabilir. Medcezirin etkisi ile havanın yıldız ve karayel durumlarında deniz suyu çekilir. Şu anda kıyıdan yaklaşık 5-10 metre geriye gitti. Deniz suyu bir metre kadar eksildi” ifadelerini kullandı.

  • Fethiye’de deniz 10 metre çekildi

    Fethiye’de deniz 10 metre çekildi

    Muğla’da Fethiye Körfezi’nde deniz suyunun çekilmesiyle oluşan görüntü, kordona gezintiye gelenleri şaşırttı. Foça Mahallesi Çalış mevkisinde bölgede yaşayanlar ve ziyaretçiler ortaya çıkan manzaranın fotoğraflarını çekti.

    Deniz suyunun yaklaşık 10 metre çekilmesiyle, Murt Deresi’nin taşıdığı alüvyonların oluşturulduğu küçük adacık da ortaya çıktı.

    Çekilmenin ardından kıyıda beliren atıklar, Fethiye Belediyesi ekiplerince toplandı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Bahadır Önsoy, çekilmelerin gelgit ve özellikle kış dönemlerinde açık denizde yaşanan fırtınalardan kaynaklandığını söyledi.

    Su çekilmelerinin depremle ilgisi olmadığını, depremi öngörecek bir doğa olayının bulunmadığını vurgulayan Önsoy, şunları kaydetti:

    “Hava basıncı farkı nedeniyle su bazen açığa doğru hareket ettiği için böyle bir çekilme ya da tam aksi durumda yükselme yaşanıyor. Kış dönemlerinde bu etkiler daha da fazla görülüyor. Suyun azalması özellikle sığ sahillerde daha uzun mesafede çekilmiş gibi görünüyor. Su çekilmelerinin doğal olduğunu biliyoruz ve her yıl bu olayı gözlemliyoruz. Bu olayların depremle bir ilgisi yok. Depremle ilgili olan tek deniz hareketi tsunami. Bölgedeki deniz suyu çekilmeleri birkaç gün içinde düzelecektir.”

     

  • Fethiye’de 54 düzensiz göçmen yakalandı

    Fethiye’de 54 düzensiz göçmen yakalandı

    Fethiye İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri göçmenlerin kaçak yollarla yurt dışına götürüleceği bilgisine ulaştı. Göçmenlerin Göcek Mahallesi, Çığlık Koyu’nda olduğu ihbarını alan jandarma ekipleri düzenledikleri operasyonda Somali uyruklu 54 düzensiz göçmeni yakalandı. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu göçmenler Göcek Jandarma Karakol Komutanlığı’ndaki işlemlerin ardından Muğla Göç İdaresi’ne teslim edildi.

  • Kayıp Alman turistin cesedi bulundu

    Kayıp Alman turistin cesedi bulundu

    Fethiye’ye tatile gelen Alman turist Fabian Philippe Faranz Wetzel, 24 gün önce Ölüdeniz Mahallesi’nde bulunan Likya yoluna yürüyüş için gitmiş ve kendisinden bir daha haber alınamamıştı.

    Kayıp turistin arama çalışmaları devam ederken, Ölüdeniz Jandarma Karakol Komutanlığı ekipleri Kelebekler Vadisi uçurumda bir ceset buldu. Cesedin çantasından çıkan pasaportun turist Fabian Philippe Faranz Wetzel’e ait olduğu belirlendi.

    Ceset, kesin kimlik tespiti ve ölüm sebebinin belirlenmesi amacıyla Muğla Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

  • Fethiye’deki Antik Tiyatro ziyarete açılıyor

    Fethiye’deki Antik Tiyatro ziyarete açılıyor

    M.Ö. 2. Yüzyıla ait Helenistik ve Roma dönemlerinin izlerini taşıyan Fethiye Antik Telmessos Tiyatrosu eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay döneminde restorasyon ihalesi yapılmış ve çalışmalara başlanmıştı. Ancak müteahhit firmanın hukuki bir süreci nedeniyle bir türlü bitirilmeyen restorasyon çalışmaları Antik Tiyatronun ziyarete ve etkinliklere açılamamasına neden olmuştu.

    Tam 7 yıldır devam eden sürecin ardından Muğla Valiliği ve Fethiye Kaymakamlığı yargı süreci devam ederken, hiçbir restorasyon çalışması yapılmaksızın mevcut alanın ziyaret edilebilir ve kültür sanat faaliyetlerinde kullanılabilir hale getirilmesi için Bakanlık izinleri doğrultusunda Koruma Kuruluna Uygun görüşlü kararı ile birlikte ilgili mahkeme süreci bitene kadar müteahhidin de rızası sonucu kesilmiş taşların yakın bir yere taşınması sağlanarak, çalışma başlatıldı. Fethiye merkezindeki Antik Telmessos Tiyatrosu Fethiye Müze Müdürü Deniz Ongun, Muğla Röleve ve Anıtlar Müdürü Bilge Özyer, Fethiye Turizm Danışma Müdürü Saffet Dündar, Anıtlar Müdürlüğü uzmanlarıyla birlikte aşırı sıcak havaya rağmen planlanan doğrultuda restorasyonda kullanılacak kayalar vinç ve iş makinalarıyla taşınmaya başladı. Tiyatroya giriş ve çevresi açılıp, yerli ve yabancı turistlerin ziyareti ile kültür sanat faaliyetlerine açık hale getirilecek.

    Fethiye Kaymakamı Alper Balcı, Antik Telmessos Tiyatrosunun ziyarete açılabilmesi ve kültür sanat faaliyetlerine başlanabilmesi için startı verilen çalışmaları yerinde inceledi. Müze Müdürü Deniz Ongun ve Muğla Röleve ve Anıtlar Müdürü Bilge Özyer’den çalışmalar hakkında bilgi alarak bu çalışmaların kısa sürede sonuçlandırılmasını istedi. Yetkililer Fethiye Telmessos Antik Tiyatrosunun Bakanlık izinleri doğrultusunda başlatılan çalışmalarının en kısa sürede tamamlanacağını ve yerli yabancı turistlerin ziyareti ile kültür sanat etkinliklerine açılacağını kaydetti.

  • Eşini kayalıklardan itmişti! Gerekçeli karar açıklandı

    Eşini kayalıklardan itmişti! Gerekçeli karar açıklandı

    Muğla’nın Fethiye ilçesinde 7 aylık hamile eşi Semra Aysal’ı (33), 400 bin liralık ferdi kaza sigortasını alabilmek için kayalıklardan iterek öldürdüğü suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan Hakan Aysal’a (41) verilen cezanın gerekçeli kararında eşini 3 saat oyalayıp, ortalığın tenhalaşmasını beklediği belirtildi.

    Yedi aylık hamile olan Semra Aysal, 19 Haziran 2018’de eşi Hakan Aysal ile gezmeye gittiği Fethiye Kelebekler Vadisi’nde fotoğraf çektirmek için çıktığı kayalıklarda, yaklaşık 300 metre yükseklikten düştü. İhbarla bölgeye çok sayıda kurtarma ekipleri sevk edildi. Uçuruma inen ekiplerin yaptığı kontrolde Semra Aysal’ın öldüğü belirlendi. Otopsinin ardından Aysal’ın cenazesi, İstanbul’da toprağa verildi. Hakan Aysal, eşini iterek öldürdüğü iddiasıyla 2020 yılı Kasım ayında gözaltına alınıp, tutuklandı. Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Aysal, geçen 15 Şubat’taki duruşmada oy çokluğuyla ağırlaştırılmış müebbet hapsine cezasına çarptırıldı. Mahkeme Başkanı Abdulkadir Ungan ise ‘sanığın beraati’ yönünde şerh koydu. Kararla ilgili gerekçeli karar açıklandı.

    ‘SUÇTAN KORUMAK İÇİN DÖNÜŞ BİLETİ ALDI’

    Gerekçeli kararda; Hakan Aysal’ın, sigortadan tazminat alabilmek için evlenmeden yaklaşık 2 ay önce Semra Aysal adına bilgisi ve rızası dışında lehtar olarak yalnızca kendisinin belirlendiği, 1 yıllık Ferdi Hayat Sigortası yaptırdığı aktarıldı. Aysal’ın sigorta bitim tarihinden 2 ay önce tatil için bulundukları Kuşadası’ndan hamile eşi Semra Aysal’ı ağabeyiyle bayramlaşma bahanesiyle Fethiye’ye götürdüğü, burada tehlike arz eden, kaza süsü verilebilecek bir yapısını olduğunu düşündüğü Kelebekler Vadisi seyir terasına çıkardığı vurgulandı. Kendisini suçtan korumak için olay akşamı Gebze’ye geri dönüş bileti aldığına dikkat çekilen Aysal’ın eşini burada 3 saat kadar oyalayıp ortalığın tenhalaşmasını beklediği, öldürme eylemine karar verdikten sonra bu fikrini gerçekleştirdiği de gerekçeli kararda belirtildi.

    ‘MEVCUT DELİL YOK’ VURGUSU

    Aradan zaman geçmesine rağmen sanığın soğukkanlılığını koruduğu, plan yapıp, tasarlayarak eşini kayalıklardan ittiği belirtilirken, Aysal’ın eylemini sırf acı ve ızdırap vermek için vahşi kötülük eylemi sergileyen psikolojik bir güdüyle işlediğine dair dosyada mevcut bir delil bulunmadığına yer verildi. Buna rağmen Aysal’ın hamile olan eşini ‘kasten öldürme’ suçunu işlediği mahkemece oy çoğunluğuyla sabit görülüp, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığı kaydedildi.

    MAHKEME BAŞKANI’NIN ‘ŞERH’ GEREKÇESİ

    Sanık Aysal’ın beraatini isteyip, mahkumiyetine şerh koyan Mahkeme Başkanı Abdulkadir Ungan’ın bu kararının nedeni de gerekçeli kararda yer aldı. Mahkeme Başkanı Ungan, sanık Aysal’ın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, somut, kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığını savunarak, karara şerh koyma gerekçesini şöyle açıkladı:

    “Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden olan ‘kuşkudan sanık yararlanır’ ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. Dosya kapsamında her ne kadar sanığın üzerine atılı suçu işlediği şüphesini uyandıracak birden fazla delil olsa da bu deliller olayın oluş anına ilişkin olmayıp, olay öncesinde meydana gelen bir kısım işlem ve olaylara aittir.”

  • Trafikte tartıştığı belediye başkanı ve korumasından şikayetçi oldu

    Trafikte tartıştığı belediye başkanı ve korumasından şikayetçi oldu

    Muğla’nın Fethiye ilçesinde polise başvuran bir tatilci, trafikte tartıştığı Fethiye Belediye Başkanı ile korumasının kendisine hakaret ederek otomobiline zarar verdiği iddiasıyla şikayetçi oldu.

    Kız arkadaşıyla ilçeye tatile gelen Çağlar Özbakır (30) otomobiliyle trafikte ilerlerken, arkasından gelen aracın sürücüsüyle tartışmaya başladı.

    Bir süre sonra otomobilini kenara çeken Özbakır ile diğer aracı kullanan sürücü ve araçtaki diğer kişi arasında yaşanan tartışma büyüdü. İddiaya göre, Özbakır’a hakaret eden bu iki kişi, otomobiline de zarar verdi.

    Polis merkezine giderek şikayetçi olan Özbakır, gazetecilere, trafikte tartıştığı kişiye yol verirken yanında duran araçtaki diğer kişinin, kendisinin belediye başkanı olduğunu söylediğini aktardı.

    Yolun darlığı nedeniyle ilk başta yol veremediğini daha sonra verdiğini anlatan Özbakır, “Araçtaki kişi tekrar kendisinin belediye başkanı olduğunu söyleyince ben de ‘Kim olursan ol, bunun bir önemi yok.’ dedim. Öyle deyince kapısını açtı ve aracıma zarar verdi. Daha sonra koruması indi ve araca tekme attı. Araçta kadın olduğunu söylememe rağmen başkan ve koruması, kız arkadaşımın olduğu tarafın camını kırdılar ve otomobilimin kapısını zorladılar.” dedi.

    Kendisine hakaret eden ve aracına zarar veren belediye başkanının bağlı bulunduğu partinin genel başkanın olayla ilgili ne yapacağını merak ettiğini dile getiren Özbakır, her şeyin çevredeki kameralara yansıdığını ve şikayetçi olduğunu kaydetti.

    – Belediye Başkanından açıklama

    Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, yaptığı yazılı açıklamada, olayla ilgili kutsal değerlere hakaret, davranış ve iftiraların yasal alana intikal ettiği belirtti.

    Olayın oluş ve yayılış şeklinin, siyaseten yıpratma amacına yönelik olduğunu savunan Karaca, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

    “Soruşturma her alanda görülecek ve tarafımızca özenle takip edilecektir. Şahsım ve Fethiye’miz bu tür olaylara alışkın değildir. Kişiliğimiz ve karakterimizin, yaşandığı varsayılan olaya uymadığını, Fethiye halkı yakından bilmektedir. Her ne amaçla olursa olsun bu olayın yaşanmış olmasından ziyadesiyle üzgünüm. Ancak şehrimizin huzurunu, Fethiye’mizin onurunu ve güvenliğini korumaya kararlıyız.”

  • Türkiye’yi ayağa kaldıracak iddia: Polis, hamile kadını darp etti

    Türkiye’yi ayağa kaldıracak iddia: Polis, hamile kadını darp etti

    Ankara’dan hamile eşiyle birlikte Fethiye’ye tatile giden diş doktoru saldırıya uğradı. Doktorun burnu kırılırken hamile eşi de dövüldü. Karakola gittiklerinde ise tehdit edilerek şikayetleri geri çektirildi.

    Ankara’da Diş Hekimliği yapan 38 yaşındaki vatandaş, bankada çalışan 32 yaşındaki eşiyle birlikte kurban tatilini değerlendirmek için Fethiye’ye gittiler.

    Tatilin son gününde hayatları boyunca unutamayacakları bir olay yaşadılar. Darp edildiler, silahla tehdit edildiler, karakolda ikinci kez tehdit edilerek şikayetlerini geri çekmek zorunda bırakıldılar.

    Olay sırasında 4 aylık hamile olan kadının darp edildiği raporlara yansırken, ne yazık ki çocuğunu düşürme riski bulunuyor.

    Saldırının diğer taraflarından birinin ise polis memuru olması dikkat çekiyor. Karakolda bundan dolayı aile üzerinde bir baskı kurulduğu ve şikayetin tehdit yoluyla geri çektirildiği ifade edildi.

    İşte Türkiye’nin konuşacağı o skandal olayı, saldırıya uğradığını iddia eden ekşisözlük yazarı, belgeleriyle anlatıyor.

    “ankara’da diş doktoruyum(38), eşim(32) de bir banka şubesinde bankacı.bayram tatilini de fırsat bilerek 4 aylık hamile eşimle fethiye’ye tatile gittik.

    son günümüzü(2 ağustos 2020) gemiler koyunda denize girerek geçirdikten sonra akşam otele dönmek üzere aracımızla yola çıktık. aracı eşim kullanıyordu. gemiler koyundan fethiye’ye dönüş yolu; oldukça dar, zaman zaman kenarları uçurum olan, maksimum hızın 30km/s olduğu bir yol.

    eşim dikkatli bir şekilde ilerlerken arkamıza takılıp sürekli korna,selektör şeklinde taciz etmeye başlayan 48 rz …plakalı station vagon bir volvo araç( sürücüsünün adı a. yıldırım) aracımıza neredeyse dayandıktan sonra eşim çok korktu, zor da olsa kenara yanaştı; araçtaki adam küfürler ve el kol hareketleri eşliğinde yanımızdan geçti ve önümüzde yavaşça seyir etmeye başladı. beraber olduklarını daha sonra öğrendiğimiz 34 plakalı honda civic marka araç (sürücüsü büyükçekmece trafik şubede polis memuru olan abisi a. yıldırım) da beraberinde önümüze geçti. biz arkalarından ilerlerken yokuş yukarı bir yolda, volvo araç biraz ağır tırmandığından müsaitlik olduğunda eşim sollayarak önlerine geçti, ve ilerlemeye devam ettik.

    fethiye’ye çok yaklaşmıştık ki, bayır aşağı bir yol inerken bu araç(volvo) biz neye uğradığımızı anlamadan arkamızdan bize seyir halindeyken çapmaya başladı. hemen polisi aradık(18:16). yaklaşık 6-7 kez bize çarptıktan sonra eşim çok büyük panik yaşadı, annelik içgüsü karnını tutarak ağlamaya başladı ve ben direksiyonu kontrol etmeye çalıştım ve bir yandan arkama dönüp ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştım,ve tabi ki sinirlendim ve el kol hareketleri de yaptım.

    düz bir yola geldiğimizde (fethiye, zabıta mevki) ben trafiğin sıkıştığını ve aracın kenara çekip durduğunu gördüğümde can güvenliğimizin olmadığını, bu adamın bir maganda olduğunu ve bize zarar vereceğini düşünerek aracımdan indim. can havliyle elime yol kenarından bulduğum bir taşı alıp volvo aracın üzerine attım,tavanına geldi. daha sonra şahıs(a. yıldırım) araçtan indi ve üzerimize gelmeye başladı. o sırada 34 plakalı büyükçekmece trafik şubede polis olduğunu daha sonra öğrendiğimiz abisi a. yıldırım da araçtan indi. ben korkudan bir taş daha alarak eşimi ve kendimi korumak için üzerimize gelen a.yıldırım adlı şahısa attım.

    ikisi de oldukça cüsseli olan bu iki adam 62 kg olan bana defalarca vurdular, burnum kırıldı, dudağım burnumun içine dek yırtıldı, yere kendimi atıp kapanmaya çalıştım ancak defalarca abi kardeş tekmelerle kafama vurdular, bu sırada hızını alamayan polis abisi beylik silahını çıkardı ve ağzına mermiyi vererek ‘sizi öldüreyim mi?’ diye tehditler savurdu. eşim ‘yeter artık vurmayın,öldüreceksiniz’ diye bana doğru gelince a.yıldırım hamile eşime yumruk attı, boğazını sıktı. eşim ‘ ben hamileyim, bana dokunmayın , yalvarırım bizi bırakın’ dedikçe abisi eşime yumruk atmaya devam etti. esnaf ve vatandaşların araya girmesiyle bizi bir markete zorla soktular ve içeri girmelerini engellemeye çalıştılar.

    veli bey adındaki öğretmen oranın yerlisi olduğunu ve her şeye şahidim arkadaşlar,buralarda böyle bir terör olamaz, alın telefonumu,beni şahit yazdırın dedi.(adını soyadını telefonunu verdi. o akşam defalarca mesaj atıp nasıl olduğumuzu,yardıma ihtiyacımız olup olmadığını sordu) o sırada aracımıza çarptıklarında aradığımız polisler geldiler ve şahısları aldılar.

    ambulans geldi, hastaneye(özel lokman hekim esnaf hastanesi)gittik. eşimin düşük riski olduğu,bir gece kalması gerektiği söylendi. darp raporu verildi ikimize de. ikimizin de alkol muayenesi alkol yok olarak çıktı. benim kafa ve toraks röntgenlerim alındı,burnumda kırık,göğüs kafesimde ve vücudumun her yerinde ezikler olduğu yazıyor. eşimin ön dudağı şiş, dişi sallanıyor ve çenesini açamıyor, eklemde(kondil) kırık olabilir ancak röntgen çekilemedi. raporların sonra çıkacağı söylenerek polis merkezine getirildik.

    polis merkezinde önce ifademizin alınacağı söylendi. bu sırada şahıslar kendi raporlarını almışlar ve bizden şikayetçi olmuşlar, aracımıza çarptıklarını yalanlamışlar.(umarım o mobese kayıtları duruyordur.) eşim ifadesini verip şikayetçi olduğu sırada bir polis memuru dışarıda benim yanıma gelip arayı bulup bulamayacağını sordu. muhtemelen polis olan a. yıldırım eşimin hamile olması,silah çekmesi gibi durumların başını ağrıtacağını anlayarak kendi yöntemleriyle olayı örtbas etmeye çalışacaktı ve öyle de oldu.

    asıl mevzu burada başlıyor;

    ben can güvenliğimiz varsa konuşabileceğimizi, eşimle görüşmesi ve özür dilemesi gerektiğini söylerken, eşimin duygusal,fiziksel ve psikolojik olarak çökmüş olduğunu ve şikayetinden vazgeçeceğini sanmadığımı söylerken bir anda yanıma gelen ve benimle başbaşa kalan a. yıldırım 26 yıllık polis olduğunu, şikayetimiz sonucu en fazla emekli olacağını ki onu da sanmadığını, henüz fethiye’de olduğumuzu, bunun daha ankara’ya gidişi olduğunu, bugün yaşadığımız ileri geri arkamızdan çarpmanın o yolda daha kötüsü yaşanabileceğini, bir kazaya kurban gidebileceğimizi, canınızı seviyorsanız şikayetçi olmayın, sağ salim yarın işinize gücünüze bakın, dedi. evet gerçekten korktum, o an etrafa baktım, dışarıdaydım. az ileride kardeşi de bana dik dik bakıyordu. karakolun bahçesindeydik, bir an ilerideki polislere baktım, inanın zaten bu adamla nasıl konuşabildiğime, onu öldürmediğime, bile şaşırıyorum, yakınlardaki bir polisin silahını alabilir miyim acaba diye aklımdan geçti o an. alsam dedim vursam; çocuğum,karım bensiz ne yaparlar dedim. hepsi anlık saniyelik düşünceler, yutkundum, gözlerim doldu. derin bir nefes aldım, mantıklı ol dedim, sakinleştim, tamam dedim. ileride muhtemelen a.yıldırım’ın ayar verdiği polise eşimle konuşalım biz şikayetçi değiliz dedim. eşimi içeriden çağırdılar. bana hiçbir şey sorma, hayati tehlikemiz var burda, şikayetçi olmadığını söyle gidelim buradan dedim. onu ikna etmem çok uzun sürse de durumu anladı, daha önce kayıtlarda mevcut olan şikayeti iptal edildi. yeni ifadesinde bütün olay aynı şekilde yazıldı ve sonuna şikayetçi değilim ibaresi eklendi. benim ifadem de kopyala yapıştır şeklinde aynısı alındı.

    evet arkadaşlar; 2 ağustos 2020 gece 00:30 civarında fethiye polis karakolundan hayatım boyunca eşimin yüzüne bakamayacağım bir karar vererek taksiye ağlayarak bindim. bir an önce otelimize gidip eşyalarımızı topladık. ve güvenli bir şekilde ankara’ya döndük.

    yolda hiç konuşmadık,o sürekli ağladı, ben döndüğümde malesef türkiye’de güvenebileceğim tek adresin ne polis ne savcı ne devlet sadece ekşisözlük olabileceğini düşünerek bir umutla kendimi güçlü tuttum.

    umarım o mobese kayıtlarına ulaşılır. (18:30-19:30 fethiye atatürk caddesi,zabıta ve chp binasının olduğu market önünde gerçekleşti olay)

    umarım bu ülkede; hamile olan ve polisten dayak yedikten sonra ifadesini bir insan neden değiştirir diyen polisler, cumhuriyet savcıları kalmıştır ve bu olayı sorgularlar. o akşam ki savcı olayda silahını çeken bir polis ve darp edilen bir hamile insandan haberdar olmasına rağmen hiçbir önlem almadı, bizi koruyamadı ve şikayetimizi neden çektiğimizi sorgulamadı.

    arkadaşlar biliyorum bunları yazarak kendimi ateşe atıyorum, belki tehdit edileceğim, belki yarın birgün haber alınamayacak benden, dediği gibi bir kazaya kurban gideceğim lakin tek istediğim bu kendisine polis değil terör diyeceğim şahıs cezasını bulsun. saygılar.”

    Saldırıya uğrayan vatandaş olayla ilgili kanıtların istenmesi üzerine bir paylaşım daha yaparak raporları paylaştı. Raporlarda 4 aylık hamile olan eşinin darp edildiği ve düşük riski taşıdığı için acilen yoğun bakıma alınması gerektiği yazıyor.

    İşte o raporlar: