Etiket: fetö

  • 339 FETÖ firarisi 675 milyon TL ödülle aranıyor

    339 FETÖ firarisi 675 milyon TL ödülle aranıyor

    İçişleri Bakanlığının “aranan teröristler” listesinde yer alan 339 FETÖ firarisi için toplam 675 milyon lira ödül konuldu.

    Derlenen bilgilere göre, terör suçlarının faillerinin yakalanmasına yardımcı olanlara verilecek ödüller ile kırmızı, mavi, yeşil, turuncu ve gri renk kategorisinde aranan örgüt mensuplarının bilgilerinin yer aldığı “aranan teröristler” listesinde bulunan 339 FETÖ firarisinin başına, toplam 675 milyon lira ödül konuldu. Bunlardan 42’si kırmızı, 23’ü mavi, 17’si yeşil, 48’i turuncu, 209 kişi de gri kategoride arananlar listesinde yer aldı.

    Terör suçlarının ortaya çıkarılmasına veya delillerin ele geçirilmesine ya da suç faillerinin yakalanmasına yardımcı olanlara verilecek ödül listesinde, aralarında örgüt yöneticisi sivillerin yanı sıra darbe girişimini yöneten FETÖ firarisi askerler de yer alıyor.

    “Terörden arananlar” listesinde bulunanlar arasında firari bazı isimler dikkati çekiyor.

    Kırmızı kategoride başına 10’ar milyon lira ödül konulanların arasında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in yanı sıra darbe girişimini Akıncı Üssü’nde yöneten Adil Öksüz, örgütün sözde istişare heyetinden Cevdet Türkyolu, Abdullah Aymaz, Halit Esendir, Mustafa Özcan, Harun Tokak, Mehmet Ali Şengül, Ali Bayram, İsmail Büyükçelebi, Şerif Ali Tekalan, Mustafa Yeşil, Reşit Haylamaz ve Ahmet Kurucan bulunuyor.

    Aynı listede darbe girişiminde yer aldıktan sonra firar eden sözde yurtta sulh konseyi üyesi Turgay Sökmen ile helikopterle Yunanistan’a kaçan eski binbaşılar Gençay Böyük, Ahmet Güzel, eski yüzbaşılar Abdullah Yetik, Feridun Çoban, Süleyman Özkaynakçı, Uğur Uçan ve eski astsubaylar Bilal Kurugül ile Mesut Fırat yer alıyor.

    Kırmızı kategoride aranan 42 firari FETÖ’cünün başına 420 milyon lira ödül konuldu.

    Mavi listede 23 firari

    Listede başına 3’er milyon lira ödül konulan 23 FETÖ firarisi de mavi kategoride yer aldı.

    Aralarında elebaşı Gülen’in doktorları Tuncay Delibaşı ve Kudret Ünal, örgütün “istihbarat imamı” Murat Karabulut, “emniyet imamı” “Kozanlı Ömer” kod adlı Osman Hilmi Özdil, örgütün medya sözcüsü olarak bilinen eski emniyet amiri, gazeteci ve yazar Emrullah (Emre) Uslu’nun da yer aldığı firariler 69 milyon lira ödülle aranıyor.

    Yeşil katagoride yer alan 17 firari FETÖ’cünün başına da toplam 34 milyon lira ödül konuldu.

    Bu kategoride arananlar arasında, örgütün “İç Anadolu ve Ankara imamı” Cemil Koca, medya yapılanmasından sorumlu kapatılan Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, eski Polis Akademisi öğretim üyesi Önder Aytaç, “Fransa imamı” Hüseyin Karakuş ve “Belçika imamı” Davut Yalçın ile “İngiltere imamı” Adnan Azak da bulunuyor.

    Turuncu kategoride 48 firari FETÖ mensubu bulunuyor.

    Başlarına 1 milyon lira ödül konulanlar arasında, FETÖ’nün “Ege bölge imamı” Bekir Baz, “Irak imamı” Talip Büyük ve “Nijerya imamı” Hikmet Çoban’ın da bulunduğu 48 firari örgüt mensubu, 48 milyon lira ödülle aranıyor.

    Gri kategoride ise 209 firari FETÖ mensubu 104 milyon lira ödülle aranıyor.

    Örgütün sözde “yurtta sulh konseyi” üyeleri arasında bulunan eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel İşlem Daire Başkanı tuğgeneral Ali Kalyoncu, eski Kara Harp Okulu kurmay başkanı İlhami Polat, eski Koza-İpek Holding’in sahibi ve medya patronu Hamdi Akın İpek, eski emniyet müdürü Recep Güven ile Ergenekon soruşturmasıyla adını duyuran ve 17 Aralık kumpas soruşturmasını yürüten Zekeriya Öz de gri kategoride yer alıyor.

  • Akşener, bize sataşacağına iddialara yanıt versin

    Akşener, bize sataşacağına iddialara yanıt versin

    AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, kendisi ile ilgili sözlerine, “Sayın Akşener bize sataşacağına iddialara yanıt versin. ‘Suçlu AK Parti, suçlu Bülent Turan’ demesi parti hatalarını kapatma çabasıdır” dedi.

    AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek, Akşener’in grup toplantısı ardından partisi milletvekili Ümit Özdağ’ın İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’ya yönelik suçlamalarını değerlendirirken kendisine yönelik sözlerine cevap verdi. Turan, demokrasilerde olmazsa olmazın muhalefet olduğunu, muhalefet olmazsa iktidarın olmayacağına dikkat çekerken, Akşener’in İYİ Parti içeresinde yaşanan sorunlarda kendisini ve partisini sorumlu tutmasına tepki gösterdi.

    ‘HAZİN BİR TABLO’

    Turan, “Sayın Akşener, bugün grup toplantısında, gündemi değerlendirirken aslında tüm Türkiye’nin, tüm basının beklediği bazı soruları adeta yokmuş gibi görerek toplantısını bitirdi. Toplantı sonrasında Sayın Akşener, bir yıl önce seçim bölgemde yaptığım konuşmamı sanki bugün yapılmış gibi ifade ederek, sorunların müsebbibini bir anlamda kendince bulmuş oldu. İYİ Parti içeresindeki tüm sorunların müsebbibi adeta Bülent Turan dercesine cevap verdi. Çok trajikomik bir durum, çok hazin bir tablo. Öncelikle Sayın Akşener gibi bakanlık yapmış, genel başkanlık yapmış kıymetli bir siyasetçinin bu tarz bir yorumu, yani kendi partisi içerisindeki meselelerin müsebbibi olarak bir başka partinin yöneticisini göstermesini şık bulmadığımı ifade etmek isterim” diye konuştu.

    ‘İDDİALARA YANIT VERMESİNİ BEKLERDİK’

    Akşener’in, partisi ile ilgili iddialara yanıt vermesini beklediklerini kaydeden Turan, “Biz o grup toplantısında milletvekillerinin ısrarla katılmamasının sebeplerini Akşener’den merak ederdik. Biz çok sayıda milletvekilinin istifa ederek başka partilere geçmesini değerlendirmesini merak ederdik. Kongrelerde çizik var mı, yok mu açıklamasını beklerdik. Mevcut milletvekilliği devam eden önemli bir milletvekilinin, kendi il başkanıyla ilgili ortaya koyduğu şok iddianın, ‘benim il başkanım FETÖ’cü’ iddiasına cevap vermesini beklerdik. Bu kadar soru, bu kadar gündem varken, hiçbirini görmezden gelip, sadece bizim eski bir konuşmamızı yani; ‘İYİ Parti’nin, kurulma amacı Türkiye’de milliyetçi muhafazakar oylar asla CHP’ye yakın, HDP’ye yakın durmayacağından dolayı; o oyların CHP-HDP bloğuna taşınmak üzere kurulduğu’ iddiamızı sanki yeniymiş gibi gündeme getirdi” diye konuştu.

    ‘SAYIN AKŞENER TOPU TACA ATIYOR’

    Meral Akşener’in seçimlerden sonra, “Genel başkanlığı bırakacağım” yönündeki açıkmalarını hatırlatan Turan, “Eğer Bülent Turan bir operasyon yapmışsa, eğer bu karışıklık bizim işimizse, sormak isterim; Meral Akşener seçimi kaybedince ‘genel başkanlığı bırakacağım’ demesinin arkasında Bülent Turan mı vardı? Biz başka partilerin iç işlerine karışmayacak kadar tecrübeli insanlarız. Ancak partisinin kurucu olan bir milletvekili bir il başkanı hakkında terörist iddiasında bulunacak. Bu partinin değil, Türkiye’nin gündemidir. Sayın Akşener topu taca atıyor” ifadelerini kullandı.

    ‘DAĞILMASI KAÇINILMAZDIR’

    Parti içinde önemli bir milletvekilinin, il başkanını ‘terörist’ diye suçlamasının şok bir iddia olduğunun altını çizen Turan, “Eğer Akşener gibi konuları açıklamak yerine gündem değiştirsek, bu toplantıyı yapmazdım. Başka partinin grup başkanvekilini bir anlamda polemik yaparak, asla bu konuyu kapatamazsınız. Bir partinin iç meselesi bizim meselemiz değil. Ama parti istediği oyu alamayınca genel başkan küsmüşse, o partinin kongresinde liste kavgası olmuşsa, canlı yayında terör iması olduysa, dağılması kaçınılmazdır. İYİ Parti’nin kendi vekili, kendi il başkanına iddiada bulunuyor. Sayın Akşener’in gereğini yapacağına inanıyorum. Bu iddialar şok iddialar. Ya Ümit Özdağ’ın dediği yanlış, gereğini yapacak, ya Ümit Özdağ’ın söylediği doğru, il başkanına gereğini yapmalı. Sayın Akşener bize sataşacağına iddialara yanıt versin. ‘Suçlu AK Parti, suçlu Bülent Turan’ demesi parti hatalarını kapatma çabasıdır” dedi.

  • Akşener’den FETÖ iddialarına ilk açıklama

    Akşener’den FETÖ iddialarına ilk açıklama

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, FETÖ iddiaları ile ilgili “Bugün İstanbul İl Başkanımız Ümit Özdağ hakkında suç duyurusunda bulunacak” açıklaması yaptı.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın partisinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’ya yönelik sözlerini, “Sayın Kavuncu bugün Sayın Özdağ’ın sözlerini, iddialarını ispatlayabilmesi için bir imkan sunuyor. Kendisiyle ilgili suç duyurusunda bulunuyor. Dolayısıyla onu hep beraber göreceğiz.” diye değerlendirdi.

    Akşener, partisinin Meclis’teki grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, Özdağ’ın Kavuncu hakkında FETÖ’cü olduğu yönünde imaları olduğunu belirterek değerlendirmesini sorması üzerine Akşener, “Sayın Buğra Kavuncu bugün Sayın Ümit Özdağ’ın sözlerini, iddialarını, sizin deyiminizle imalarını ispatlayabilmesi için bir imkan sunuyor. Kendisiyle ilgili suç duyurusunda bulunuyor. Dolayısıyla onu hep beraber göreceğiz.” dedi.

    Akşener, şöyle konuştu:

    “Fakat arkadaşlarımızın ne konuştuğu değil de bugün Sayın Bülent Turan’ın, AK Parti Grup Başkanvekilinin ne konuştuğu benim için önemli. Biz bir demokrasi mücadelesi vererek geldik. Partimizin içinde de o demokrasi mücadelesini içselleştirmeye çalışıyoruz. Bu yolculukta hatalar, kusurlar elbette oluyor. Ama büyük bir dikkatle demokrasiyi, her şeye rağmen demokrasiyi, istişareyi içselleştirmeye gayret ediyoruz. Çünkü hepimiz, bende dahil çok otoriter sistemlerin içinden geliyoruz. Nefes almanın patronun iznine tabi olduğu sistemlerden geliyoruz. Dolayısıyla hür iradeleriyle partimizde, yönetimde, milletvekilliği görevlerinde bulunan bütün arkadaşlarımızın hür iradeleriyle fikirlerini söylemelerinin çok önemli olduğuna ve partimize zenginlik kattığına inanıyorum. Bu konuda da direnmeye, demokrasiyi içselleştirme konusunda direnmeye devam edeceğim. Bunu daha önce de defalarca paylaştım.

    Ama ben Meral Akşener olarak Doğru Yol Partisi’nin Genel Başkan Yardımcılığını ve bakanlığını yaptığım bir dönemde, o dönemde 43 milletvekili Doğru Yol Partisinden hangi şartlarda nasıl ayrılmıştı, onu biliyorum ve sonra onun Türkiye’ye nelere mal olduğunu da biliyorum. Şimdi ilginç olanı ben hem Sayın Çıray’ın hem Sayın Özdağ’ın ölçü kaçsa da fikirlerine yönelik saygı duydum. Grev ve protesto yapma eylemlerine de saygı duydum. Benim konuştuğum gruba katılmamalarına saygı duydum. Ama Sayın Bülent Turan’ın bugün büyük bir iştiyakla büyük bir zevkle ortaya koyduğu düşünceleri de benim için çok manidar oldu. Birden kendimi 1997’lerde, 1998’lerde hissettim. Şimdi Sayın Bülent Turan’ın yazdıkları, attığı tweet üzerinden baktığımız zaman elbette başka bir gözle inceleyeceğiz bundan sonraki hadiseleri. Biz, partimize bir saldırının olacağını bekliyorduk elbette çünkü araştırma şirketlerinde 13-15 arasında sonuçlar bulununca kışkışlığını, her zaman onu biliyorduk da şimdi bakacağız duruma.”

    Bir gazetecinin, “Özdağ, partinin HDP ile yakınlaştığını söyledi.” şeklindeki ifadesi üzerine ise Akşener, “O çok büyük bir yalandır. Yalancıdır bunu söyleyen.” karşılığını verdi.

    AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “İYİParti’de kim FETÖ’cü, kim değil bilemem ama 1 yıl önce ‘İYİ Parti bir operasyon için kuruldu, seçimden sonra dağılma süreci başlayacak’ demiştik. Partisine küsen Gn Bşk, Mv istifaları, kongrede liste oyunları derken şimdi de malum tartışma. Bekleyin, Grup bile kuramayacaklar!” ifadelerine yer vermişti.

  • HSK, 11 hakim ve savcıyı meslekten ihraç etti

    HSK, 11 hakim ve savcıyı meslekten ihraç etti

    Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu, FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı oldukları gerekçesiyle 11 hakim ve savcıyı meslekten ihraç etti.

    Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), 11 hakim ve savcıyı, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile irtibat ve iltisaklı oldukları gerekçesiyle meslekten ihraç etti.

    HSK Genel Kurulunda, FETÖ ile irtibatı, iltisakı ve münasebeti belirlenen hakim ve savcıların durumu görüşüldü.

    Genel Kurulda yapılan değerlendirmelerde, çözümlenen ByLock içerikleri, savcılık soruşturmalarında elde edilen sonuçlar, örgütün mahrem imamlarına ait operasyonel hatlarla iletişim, ankesörlü örgütsel ardışık arama, HSK müfettişlerinin tespitleri ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlananların anlatımları dikkate alınarak 11 hakim ve savcının FETÖ ile irtibatı, iltisakı ve münasebeti bulunduğu sonucuna varıldı.

    Kurul, bu nedenlerle 11 hakim ve savcının ihracına karar verdi.

    FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından yaşanan süreçte HSK tarafından 4 bin 500’den fazla hakim ve savcı hakkında FETÖ üyeliğinden işlem yapılmış ve bu kişiler meslekten ihraç edilmişti.

  • Bursa merkezli FETÖ operasyonu

    Bursa merkezli FETÖ operasyonu

    Bursa merkezli 5 ilde, FETÖ/PDY’ye yönelik düzenlenen operasyonda 12 şüpheli gözaltına alındı, 2 şüphelinin yakalanması için çalışma sürdürülüyor.

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri, 14 şüphelinin örgütün ‘mahrem imam’larınca ankesörlü telefon ve büfe telefonlarından periyodik zamanlarda arandığını tespit etti.

    Yapılan teknik ve fiziki takibin ardından Bursa merkezli Ankara, İstanbul, Sakarya ve Tekirdağ’da şüphelilerin evlerine şafak baskını yapıldı.

    Eş zamanlı operasyonda, aktif görevde bulunan 1 polis memuru ve 11 kapatılan askeri okul öğrencisi yakalanarak, gözaltına alındı. 2 şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği öğrenildi.

  • FETÖ’yü övdüğü videolar soruldu: “Kinaye yaptım” dedi

    FETÖ’yü övdüğü videolar soruldu: “Kinaye yaptım” dedi

    Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik, aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar’ın da bulunduğu 78’i tutuklu 236 sanığın yargılandığı davanın dosyası, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına gönderildi.

    İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar’ın bulunduğu çok sayıda tutuklu sanık, tutuksuz sanık ve taraf avukatları katıldı.

    Duruşmada sanık Adnan Oktar’ın, önceki celselerde birleştirilen ek iddianame ile kapalı oturumlarda dinlenilen mağdur, müşteki ve tanıkların beyanlarına karşı savunmasını tamamlamasının ardından çapraz sorgusu yapıldı.

    Sanık Oktar’ın avukatı Sinem Mollahasanoğlu, duruşma salonunda, hakkında “FETÖ’ye yardım” suçu da bulunan müvekkilinin FETÖ’yü yerdiğini iddia ettiği bir video kaydı izletti.

    Söz konusu videoda, Oktar’ın “Bakın Zaman gazetesi ne halde geldi” dediği duyulurken, avukat Mollahasanoğlu, “Sizin FETÖ’yü yeren başkaca konuşmalarınız oluyor muydu?” diye sordu.

    Bu sırada Mahkeme Başkanı Mehmet Galip Perk, videonun altındaki 23 Ekim 2013 tarihine dikkati çekerek, “Videoda ‘Bakın Zaman gazetesinin başına ne geldi?’ deniyor ama altındaki tarihle oynanmış gibi. Bu video darbe girişimi sonrasında çekilmiş olabilir. Burada montajlı görüntü mü izletiyorsunuz?” dedi.

    Sanık Oktar ise videonun tarihini hatırlamadığını ileri sürdü.

    Önceki günlerde yapılan duruşmalarda savunması alınan Oktar, gerek mahkeme heyeti, gerekse şikayetçi avukatları tarafından izletilen FETÖ elebaşını övdüğünün görüldüğü videolara ilişkin “Kinaye yaptım. Akıllı olan anlar. Konuşmalarımda ona karşı müthiş bir aşağılama var. Kendisine kahtani diyorum. Kahtani deccal gibidir. Ne tanışmışlığım var, ne o beni sever ne ben onu severim.” şeklinde konuşmuştu.

    Duruşmada daha sonra, yasa gereği 3 ayda bir yapılan aylık tutukluluk incelemesine geçildi.

    Tek tek söz alan tutuklu sanıkların büyük çoğunluğu, örgüt elebaşı ile birlikte tahliye olmak istediklerini söylerken, bazı sanıklar ise hasta olan arkadaşlarının öncelikli tahliyesini talep etti.

    Bir sanığın talepte bulunduğu sırada, salonda bulunan bütün sanıklar ve sanık yakınlarının aynı anda gülmesi üzerine Mahkeme Başkanı Perk, “Örgüt suçundan yargılanıyorsunuz ama hepiniz aynı tonda gülüyorsunuz, manidar. Normalde kiminin tonu yüksek olur, kiminin düşük.” ifadesini kullandı.

    Tutukluluk durumuna ilişkin konuşan Adnan Oktar, “Şu an bizleri Allah ve melekler seyrediyor. Cenabı Allah süs olsun diye bu mahkemeyi oluşturdu. Rabbimizin emrini bekliyoruz.” dedi.

    Taleplere dair görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, 4 sanığın tahliyesine karar verilmesini, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi.

    Sanık avukatların tanık dinletme ve diğer taleplerinin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğundan reddine karar verilmesini isteyen savcı, dava dosyasının esas hakkındaki mütalaasını hazırlayabilmesi için kendisine gönderilmesini talep etti.

    Şikayetçi avukatları, tüm sanıkların tutukluluğunun devamına, bazı tutuksuz sanıkların ise tutuklanmasına karar verilmesini isteyerek, dosyanın mütalaaya gönderilmesi görüşüne katıldıklarını ifade ettiler.

    Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dava dosyası ve tüm eklerinin cumhuriyet savcısına gönderilmesine hükmetti.

    Tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmeden heyet, hakkında adli kontrol tedbiri bulunan tüm sanıkların da bu hallerinin devamını kararlaştırarak, duruşmayı 2 Kasım’a erteledi.

    İddianameden

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 3 bin 908 sayfalık iddianamede, sanıkların haricinde 26 kişi “mağdur”, aralarında eski emniyet müdürü Adil Serdar Saçan’ın da bulunduğu 99 kişi ise “müşteki” sıfatıyla yer alıyor.

    Mağdur ve müştekilerin yanı sıra 23 tanık ve etkin pişmanlıktan yararlanan 25 kişinin beyanlarına yer verilen iddianamede, sanık Adnan Oktar’ın elebaşılığındaki silahlı suç örgütünün biri firari 13 yöneticisi bulunduğu anlatılıyor.

    İddianamede, sanıklar hakkındaki suçlamalar şöyle:

    “Siyasal veya askeri casusluk suçuna teşebbüs etme, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme, cinsel istismar, cinsel saldırı, 6136 Sayılı Kanun’a muhalefet, eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi, şantaj, eziyet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, hakaret, 3628 sayılı Mal Varlığı Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’na muhalefet, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenilmesi ve kayda alınması, dolandırıcılık, tehdit, kişisel verilerin kaydedilmesi, kasten öldürmeye teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme, 5607 sayılı Kaçakçılık Kanunu’na muhalefet, resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek, resmi belgede sahtecilik ve suçluyu kayırmak.”

    İddianamede, örgüt elebaşı Adnan Oktar hakkında, ”devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme”, ”suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme”, ”terör örgütüne (FETÖ) üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek”, ”kasten öldürmeye teşebbüs”, ”5607 sayılı Kaçakçılık Kanunu’na muhalefet”, ”resmi belgeyi yok etmek”, ”resmi belgede sahtecilik”, ”nitelikli cinsel saldırı”, ”çocuğun nitelikli cinsel istismarı”, ”6136 Sayılı Kanun’a muhalefet”, ”eğitim öğretim hakkının engellenmesi”, ”eziyet etme”, ”şantaj”, ”cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, ”suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama”, ”dolandırıcılık”, ”3628 sayılı Kanun’a muhalefet”, ”hakaret”, ”tehdit”, ”hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek”, ”suçluyu kayırma” ve ”kişiler arasındaki konuşmaların dinlenilmesi ve kayda alınması” suçlarından toplam 420 yıldan 871 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

    İddianamede, 11 müşteki-sanık hakkında ”suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” suçundan ayrı ayrı 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası, diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan hapis cezaları talep ediliyor.

     Ek iddianame düzenlendi

    Yargılama sürerken, aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar ile ana davadan tutuklu bazı sanıkların da bulunduğu 18 kişi hakkında ek iddianame düzenlenmiş, iddianame ana dava dosyasıyla birleşmişti.

    Ek iddianamede, 18 sanığın “nitelikli cinsel saldırı”, “örgüt üyeliği”, hürriyeti tahdit”, “tehdit” ve örgüte yardım” suçlarından değişen sürelerde hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

  • FETÖ şüphelisi Yunanistan’a kaçmaya çalışırken yakalandı

    FETÖ şüphelisi Yunanistan’a kaçmaya çalışırken yakalandı

    Yasa dışı yollardan Yunanistan’a kaçmaya çalışan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) şüphelisi ile eşi ve kaçmasına yardım eden kişi gözaltına alındı.

    MİT Bursa Bölge Başkanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, 2012-2016 yıllarında örgüt adına himmet, kurban, bağış adı altında Bursa’da toplanan paraların aktarıldığı, örgüt içinde mali konularda sözde üst düzey görevlerde bulunduğu tespit edilen A.G’nin yasa dışı yollardan yurt dışına gitmeye çalıştığını belirledi.

    Bursa 9. Ağır Mahkemesince “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan aranan A.G, iki kurumun ortak düzenlediği operasyonla Edirne’nin Keşan ilçesinde yakalandı.

    A.G’nin eşi olan ve İstanbul 11. Sulh Ceza Mahkemesince aranan P.Ö.G’nin de Bursa’nın Nilüfer ilçesinde bir adreste saklandığı bilgisine ulaşan polis, bu kişiyi de gözaltına alıp İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerine teslim etti.

    Ayrıca, Bursa’da yaşayan ve A.G’nin yurt dışına kaçmasına yardım ettiği öne sürülen T.A’yı da yakalayıp, hakkında işlem başlattı.

    A.G. ve T.A. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

  • Bursa’da ByLock kullanan 6 şüpheli yakalandı

    Bursa’da ByLock kullanan 6 şüpheli yakalandı

    Bursabyl’da polisin düzenlediği FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yönelik operasyonda, ‘ByLock’ kullanan ve darbe girişiminden önce Bank Asya’da hesapları bulunan 6 şüpheli gözaltına alındı.

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturma kapsamında, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri, ‘ByLock’ kullanan, FETÖ’nün okullarında eğitim alan ve Bank Asya’da hesapları bulunan 8 şüpheliyi tespit etti. Yapılan teknik ve fiziki takibin ardından şüphelilerin evlerine eş zamanlı şafak baskını yapıldı. Operasyonda 8 şüpheliden 6’sı yakalanarak, gözaltına alındı. Polisin 2 şüpheliyi yakalamak için çalışmaları sürüyor.

  • FETÖ firarisi emniyet müdürleri hücre evinde yakalandı

    FETÖ firarisi emniyet müdürleri hücre evinde yakalandı

    FETÖ firarisi eski emniyet müdürleri Cemil Ceylan ile Hüsrev Salmaner, Ankara’nın Etimesgut ilçesinde saklandıkları örgüte ait hücre evinde yakalandı.

    Ayrıntılar geliyor…

  • FETÖ’nün askeri yapılanması itiraflarla çözülüyor

    FETÖ’nün askeri yapılanması itiraflarla çözülüyor

    Bursa merkezli 7 ilde Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) mahrem askeri yapılanmasına yönelik geçen hafta düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 12 şüpheliden 8’i itirafçı oldu.

    Bursa’daki bazı ankesörlü ve büfe telefonlarından ardışık periyodik arandıkları tespit edilerek 14 Eylül’de Bursa merkezli Adana, Ankara, Çankırı, İstanbul, Kocaeli ve Kırıkkale’de yakalanan 12 zanlı hakkındaki soruşturma sürüyor.

    Şüphelilerden, haklarında ifade bulunan ve örgüt bünyesinde mahrem imamlık yaptıkları belirlenen 6 şüpheliden 5’i ile FETÖ mensubu 3 zanlı, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandı.

    İtirafçıların ifadeleri doğrultusunda, daha önce haklarında işlem yapılmamış 83 kişinin de aralarında bulunduğu 254 isme ulaşıldı. Asistan hekim şüphelinin 49, anketörlük yapan bir zanlının ise 104 ismi ifşa ettiği öğrenildi.

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca söz konusu 83 kişi hakkında da soruşturma açıldı. Diğer kişilerle ilgili dava ve soruşturmaların sürdüğü öğrenildi.

    Lisede başka, askeri öğrenci sorumlusuyken başka kod adı

    İtirafçılar arasında bulunan, askeri okula gitmekten vazgeçince örgütün askeri okullara hazırladığı öğrencilerden sorumlu mahrem imamı yapılan Ü.A, savcılıktaki ifadesinde FETÖ’nün 17-25 Aralık sürecinde mensuplarına yaptığı baskıyı anlattı.

    Lisede “Hamza”, askeri öğrenci sorumlusuyken “Abdullah” kod adını kullanan Ü.A, Bursa’da 7’nci sınıfta örgütle tanıştırıldığını, askeri liseler ve harp okullarına özel olarak hazırlandığını hatta bu konuda zorlandığını belirtti.

    İlköğretim okulu müdürü Y.G’nin, Anadolu lisesini kazandıktan sonra kendisini FETÖ’ye ait bir yurda yerleştirdiğini bildiren Ü.A, “Bize gizlilik için kod adı almamız gerektiğini söylediler, ben Hamza’yı seçtim. Üst düzey sorumlular bize askeri okullara gireceğimizi, kendimize dikkat etmemiz gerektiğini, kızlarla arkadaşlık yapmamamız gerektiğini ve flört etmememizi söylüyorlardı.” ifadelerini kullandı.

    Ü.A, liseden sonraki asıl amaçlarının, üniversite sınavlarından yüksek puan alarak harp okullarına girmek olduğunu vurguladı.

    Örgüt sorumlularının, ders çalıştırmanın haricinde kendilerine spor yaptırdığı, koşuya götürüp süre tuttukları bilgisini veren Ü.A, şöyle devam etti:

    “Halı saha maçlarına götürüyorlardı. Bu maçlara bölge sorumlusu olarak bildiğim şahıslar da geliyorlardı. Askeri okul sınavlarına başvurduğumuz dönemde bize mülakat provası yaptırıyorlardı. Fetullah Gülen’i tanımadığımızı ve alakamız olmadığını söylememizi istiyorlardı. Askeriye içinde adamları olduğunu, o okulları kazanmamıza yardımcı olacaklarını söylüyorlardı. FETÖ’ye ait kapatılan Bahar Hastanesine götürüp ön muayene yaptırdılar. Gözümde problem çıkınca ücretin yarısını karşılayarak beni ameliyat ettirdiler. 2011’den sonra ben ve bir arkadaşım askeri okula girmekten vazgeçtik, bunun üzerine ailelerimizle görüştüler ancak biz kararımızdan vazgeçmedik.”

    İzmir’de üniversite okurken askeri öğrencilerle ilgilenmesi için Ankara’ya gönderiyorlardı

    Örgüt sorumluları tarafından bir yurtta öğrenci mesulü olarak görevlendirildiğini kaydeden Ü.A, daha sonra üniversiteyi kazanıp İzmir’e gittiğini ve bu şehirde de askeri okullara hazırlanan öğrenci gruplarından sorumlu olduğunu belirtti.

    Ü.A, 2012 yılında İzmir’den zaman zaman Ankara’ya gidip askeri öğrencilerle ilgilendiği itirafında bulunarak, şunları kaydetti:

    “Ankara’ya gitmeden önce askeri öğrencilere hangi kitapları okutacağım, ne yaptıracağım söyleniyordu. Askeri öğrencilerle ankesörlü telefonlardan iletişime geçiyordum. 2013’te 3’üncü sınıftayken dershane problemleri yaşanmaya başlayınca bölge sorumlusu bize daha dikkatli olmamızı, aramızda ajanların olduğunu, okulda kendimize dikkat etmemiz gerektiğini, dershaneler konusunda sosyal medyadan gündem oluşturmamız gerektiğini söylüyor, hükümeti kötülüyorlardı. Bu olaylar yaşanınca ben öğrencilerimi aksatmaya başladım. Öğrencileri benden aldılar. 17-25 Aralık sürecindeki bu ters düşmeden dolayı bize sürekli tedbirli olmamızı söyledikçe bu durumdan rahatsız oldum, suçlu gibi hissetmeye başladım. Psikolojim bozuldu, beni psikiyatriste götürdüler. Bacaklarım titriyor, sürekli takip ediliyormuş hissine kapılıyordum. Anti depresan ilaçlar kullanmaya başladım. Örgütten ayrılmak istedim, karşı çıktılar. Sürekli ‘Başına kötü şeyler gelir, şefkat tokadı yersin.’ deyip beni engellemeye çalışıyorlardı ancak psikolojim daha da bozulunca kesin bir kararla ayrıldım.”