Etiket: fevzi yavuzyılmaz

  • Bursa aşılama çalışmalarında mavi kategoriye geçti

    Bursa aşılama çalışmalarında mavi kategoriye geçti

    Aşılanma oranınında yüzde 75 bandını aşarak sarı kategoriden maviye dönen Bursa’da Sağlık Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü ve yerel yönetimler tedbirleri sıkı sıkıya uygulamak için çalışmalarını sürdürüyor.

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr.Fevzi Yavuzyılmaz İl Sağlık Müdürlüğü sosyal medya hesabından yayınladığı mesajla Bursalılara teşekkür ederken, aşılarını yaptırmayan vatandaşlara çağrıda bulunmayı ihmal etmedi.

    Dr.Fevzi Yavuzyılmaz yayınladığı mesajda “Bursa aşılamada Türkiye koronavirüs aşılama oranında Bursa yüzde 75’i geçerek mavi iller kategorisinde yer aldı. Bursalılara yürekten teşekkür ediyorum. Koronavirüse karşı en büyük silahımız olan aşıyı asla ihmal etmeyelim. Birinci, ikinci ve üçüncü aşılarını yaptıramayan hemşerilerimizin, hastanelerimiz, İlçe Sağlık Müdürlükleri ve Aile Sağlığı Merkezlerimizde bulunan aşı poliklinikleri ile Orhan Parkı ve Duaçınarı Metro istasyonunda bulunan aşı uygulama noktalarında aşılarını olmaya davet ediyorum. Bursa’ya mavi çok yakıştı’ ifadelerini kullandı.

  • Bursa’da ‘Delta’ alarmı! Vaka sayıları yükselişe geçti

    Bursa’da ‘Delta’ alarmı! Vaka sayıları yükselişe geçti

    Türkiye genelinde birinci doz aşı olanların sayısı 40 milyonu geçti. Bursa’da ise bu rakam 1 milyon 568 bin kişiye ulaştı. Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz Bursa’da son zamanlarda artan vaka sayıları, aşılamadaki son durumu ve delta varyantının kent genelinde yayılımına ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Koronavirüsle mücadele kapsamında dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aşılama devam ederken, Bursa’da da aşı olanların sayısı hızla artıyor. Virüse karşı aşıdan başka çare olmadığını söyleyen Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, Türkiye genelinde görülen vaka artışlarına paralel olarak Bursa’da da artışın olduğunu söyledi.

    TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK İÇİN YÜZDE 70-80’LERE ULAŞILMASI GEREK

    Hastalıktan korunmanın iki yolu olduğunu ve bunlardan birinin ya hastalığı geçirmek, ya da aşılanmak olduğunu söyleyen Yavuzyılmaz, Bursa genelinde nüfusun yüzde 65-66’sını oluşturan kişilerin en az bir doz aşı yaptığı belirterek yaklaşık yüzde 30’dan fazla kişinin de 2 doz aşını yaptırdığını açıkladı.

    Aşılamada ulaşılan bu seviyeyi yeterli bulmayan Dr. Fevzi Yavzyulmaz toplumsal bağışıklığa ulaşılması için 2. doz aşısını olanların seviyesinin en az yüzde 70-80’lere ulaşması gerektiğini söyledi.

    “YENİ VAKALARIN YÜZDE 50’YE YAKINI 40 YAŞA KADAR OLAN KESİM”

    Şuan karşılaşılan vakaların yüzde 50’ye yakınının 40 yaşa kadar olan kesimden çıktığını belirten Yavuzyılmaz, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;

    “Özellikle 40 yaş altındaki hareketi bol olan, daha fazla toplum içinde olan 17 ila 40 yaş aralığındaki vatandaşlarımız maalesef yüzde 45 seviyesinde. Maalesef yaş skalası azaldıkça bu oran daha da düşüyor. Bu arzu etmediğimiz bir durum. Şu an karşılaştığımız vakaların yüzde 50’ye yakını 40 yaşa kadar olan kısım. Bu oranın yüksek olduğunu 17-40 yaş olarak ayırdığımızda daha net görürüz. Aşının önemi burada ortaya çıkıyor” dedi.”

    “NORMALLEŞMEYİ HIZLI VE FARKLI ANLIYORUZ”

    Kademeli normalleşmeyi farklı anladığımızı ve riskin görülmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, “Biz normalleşmeyi hızlı ve farklı anlıyoruz. Tamamen tedbiri bırakmak olarak anlıyoruz. Bizim maske, mesafe ve temizlik kurallarımız hala geçerli. Bizim normalleşmeden kastımız, kapanan işletmeler için yapılan düzenlemeler. Biz maske, mesafe ve temizlik kurallarından ödün verecek durumda değiliz. Bu tedbirleri en yüksek seviyede uygulamakla mükellefiz. Vaka artışları 1, 2, 3 diye olmuyor. 1, 10, 100, 1000 diye artıyor. Bu sebeple bir vakanın bile çok önemi var. Çünkü bu salgın 1 vaka ile başladı, milyonlara ulaştı. Çevremizdeki bir vaka bile potansiyel risk olduğu için bunu engelleyip önlememiz lazım” ifadeleriyle anlattı.

    “DELTA VARYANTINI DAHA ÇOK GÖRMEYE BAŞLADIK”

    Delta varyantının Bursa genelinde artışta olduğunu ve diğer varyantlara göre daha çok karşılaşıldığını aktaran Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, “Delta varyantı hızlı bulaşıyor. Ancak aşının etkinliği gündem oldu ve aşının bu varyantta etkili olduğu görüldü. Her ne olursa olsun bu hastalığa karşı en önemli silahımız tedbir. Eski dönemde İngiliz varyantı, Brezilya, Güney Afrika varyantı ön plandaydı. Şimdi delta varyantı ön plana çıktı ve gittikçe sayı artıyor. Delta varyantını diğer varyantlardan daha çok görmeye başladık. Tedbirler açısından çok bir fark yok. Bizim tedbirimizi en iyi şekilde almamız lazım” diye konuştu.

    SOSYAL MEDYA HESAPLARI ÜZERİNDEN AŞI KARŞITLIĞI

    Bursa genelinde 2 buçuk milyon dozdan fazla aşının yapıldığını belirten Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, aşı konusunda toplumda yanlış bilgilerin dolaştığı ve bu bilgilere kulak asılmaması gerektiğini belirterek şunları söyledi; “Bursa özelinde 2 buçuk milyon doz aşılamayı aştık. Bu 1 milyon 568 bin kişinin aşılanması demek. Bu sayının içerisinde 2. ve 3. doz aşılar da var. Çok şükür bu aşılamada büyük bir yan etki görmedik. Kol ağrısı, bir iki gün halsizlik tüm aşılarda görülebilen yan etkiler. Toplumda çok yanlış algılar var. Aşı karşıtlığı dünyada 12 noktadan yayılıyor diye bir makale okudum. Bunların kullandığı milyonlarca sosyal medya hesabı var ve bu hesaplar üzerinden insanlar dolduruluyor. Her aşı noktasında hekim ve sağlık çalışanı var. Lütfen bu konuda bilgisi yetkisi ve donanımı olan kişilerden bilgi alın. Komşum şöyle dedi, o böyle dedi gibi laflara kulak asmayın. Geçmişte bir tabir kullanmıştım. Karpuz alırken satıcıya gidip iyisini verir misin diye rica ediyoruz. Sağlığımız başkalarına emanet edilecek kadar ucuz olamaz, olmamalı. Koronavirüslü yoğun bakımda yatırıyor mu? Evet. Bu kadar ölüme sebep oldu mu? Evet. Ben bütün vatandaşlarımızın aşı olmasını tavsiye ediyorum” dedi.

  • Doktor Yavuzyılmaz’dan bayramda beslenme uyarısı

    Doktor Yavuzyılmaz’dan bayramda beslenme uyarısı

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, Kurban Bayramı’nda sağlıklı beslenme ile ilgili vatandaşlara uyarılarda bulundu.

    Bayram geleneklerinden olan tatlı, şeker tüketimine ek olarak kırmızı et tüketiminin miktarı ve sıklığı arttığına dikkat çeken Dr. Yavuzyılmaz, “Özellikle bu dönemde obezite, yüksek tansiyon, kalp-damar, mide ve diyabet hastalığı olan kişilerin beslenmelerine dikkat etmeleri gerekmektedir. Kurban bayramında; sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılması için alınması gereken önlemlerin herkes için geçerli olduğu unutulmayıp her zaman özen gösterilmelidir” dedi.

    Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertliğin, hem pişirmede hemde sindirimde zorluğa yol açtığını vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Etlerin pişirilmesinde haşlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmalardan kaçınılmalıdır. Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yöntemi çeşitli kanserojen maddelerin oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemelidir. Etler iyi kalite proteinin yanı sıra yağ, çeşitli mineraller ve vitaminleri de içermelerine rağmen C ve E vitaminini içermezler. Bu nedenle etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya etlerin yanında sebzelerin de tüketilmesi sağlıklı beslenme için gereklidir. Ayrıca besin çeşitliliğinin sağlanması açısından sağlıklı bir yöntemdir” şeklinde konuştu.

    Etle yapılan yemeklerin kendi yağı ile pişirilmesi ve ilave yağ eklenmemesi gerektiğini dile getiren Dr. Yavuzyılmaz, “Özellikle kuyruk yağı veya tereyağının et yemeklerinde kullanılmasından kaçınılmalıdır. Ayrıca etler ızgarada pişirilirken, etle ateş arasındaki uzaklık eti yakmayacak ve kömürleşme sağlamayacak şekilde ayarlanmalıdır. Yüksek ateş yüzeydeki proteinleri birdenbire katılaştırır ve ısı etin iç kısmına ulaşamaz. Bu nedenle etlerin iç sıcaklığı en az 75 derece olmalıdır. Çok yüksek ısı, etin dış yüzeyinin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin öğesi kaybını artırır” diye konuştu.

    Kesilen etlerin korunması ve saklanması insan sağlığı açısından çok önemli olduğunun altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, sözlerini şu şekilde sürdürdü;
    “Kurban etleri, büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine veya yağlı kâğıda sarılmalı ve buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Bu şekilde hazırlanan etler, buzlukta -2 derecede birkaç hafta, -18 derece derin dondurucuda ise 3-4 ay süreyle saklanabilir. Etlerin, oda ısısında açıkta bırakılacak şekilde değil, yine buzdolabının alt bölmesinde çözünmesi sağlanmalıdır. Derin dondurucuda saklanan etin buzdolabının sebzelik kısmının üstüne konularak çözünmesi beklenebilir. Etin çabuk çözünmesi amacıyla uygulanan kalorifer, soba üzerinde çözünme, oda sıcaklığında bekletme gibi yöntemler, insan sağlığı açısından tehlikeli sonuçları da beraberinde getirmektedir”

  • Bursalılara yüksek sıcaklık uyarısı

    Bursalılara yüksek sıcaklık uyarısı

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, kalp ve hipertansiyon hastalarına yüksek sıcaklıklar sebebiyle uyarılarda bulundu.

    Kalp ve hipertansiyon hastalarının serin ortamları tercih etmesi gerektiğini dile getiren Dr. Yavuzyılmaz, “Yaşlılar, bebekler ve müzmin hastalığı olanlarda terleme mekanizması ile vücut ısısının dengede tutulması her zaman mümkün olmayabilir. Yine ortamdaki nem oranı yüksekse terleme suretiyle vücut ısısı yeterli seviyede düşmeyebilir. Aşırı sıcaklarda oluşabilecek sıvı kaybı, kan basıncını artırabilir. Sıvı kaybına yatkınlığı olan kişilerde hipertansiyon ortaya çıkabilir veya mevcut yüksek tansiyon daha da yükselebilir” dedi.

    Yüksek sıcaklarda kalp hastası olan vatandaşların dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Aşırı sıcaklar kanı bütün vücutta dolaştıran kalp için bir yüktür. Özellikle sıvı kaybı kalbin görevini yaparken daha çok zorlanmasına sebep olur. Kalp yetersizliği olanlarda yetersizliğin derecesi artabilir. Kalp hastaları özellikle sıcak saatlerde soğutulmuş ortamlarda kalmayı tercih etmeli, doktor kontrollerini sıklaştırmalı, sıvı kaybını önleyebilmek için günde en az 8 ile 10 bardak su içmeyi ihmâl etmemelidirler” diye konuştu.

    Kalp hastalarının sıcaktan etkilenmemesi için alınabilecek birçok tedbir olduğunu dile getiren Dr. Yavuzyılmaz, “En başta, vücudumuzun sıcak havayla baş edebilmesine yardım etmeliyiz. Sıcak ortamdan mümkün olduğunca uzaklaşmak için bina içinde olmak daha iyidir. Klimalı ortam ideal, ama her zaman mümkün olmayabilir. Ancak kısa sürelerle bile olsa serin bir ortamda oturmak çok faydalıdır. Çok sıkmayan, açık renkli, hafif elbiseler tercih edilmelidir” şeklinde konuştu.

    Sıcak havalarda yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, “Yaz aylarında yağlı gıdaların ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılmalıdır. Vücut direncini artırmak, vücudun yeterli miktarda vitamin, mineral alınmasını sağlamak için sebze ve meyve çeşitlerinden yararlanılması önem arz etmektedir. Terleme ile artan sıvı ve mineral kaybının önlenmesi için yeterli sıvı alımına dikkat edilmelidir” ifadelerini kullandı.

  • Dr. Yavuzyılmaz: “Gençlerimize sahip çıkmalıyız”

    Dr. Yavuzyılmaz: “Gençlerimize sahip çıkmalıyız”

    Uyuşturucu bağımlılığının toplumu tehdit eden önemli bir halk sağlığı meselesi olduğunu dile getiren Bursa İl Sağlık Müdürü Dr.Fevzi Yavuzyılmaz, “Gençlerimiz gerek merak duygusundan gerekse arkadaş ortamında bağımlılık tuzağına düşmektedirler. Bu konuda ailelerimize çok büyük rol düşüyor. Bizlerin madde bağımlılığıyla mücadelede önemsediği en önemli nokta gençlere sahip çıkılmasıdır” dedi.

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr.Fevzi Yavuzyılmaz, Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü münasebetiyle açıklamalarda bulundu. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi 2020 raporu ve uyuşturucu bağımlılığıyla ilgili küresel çapta yayınlanan raporlarda da uyuşturucu kullanımının dünyanın her coğrafyasında arttığı, kullanım yaşının düştüğü ve ölüm oranlarının yükseldiğinin altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, bağımlılık yapıcı maddeler ve madde kullanımı ile mücadelenin günümüzde çözüm bekleyen en mühim meselelerden biri olduğunu söyledi. Uyuşturucu kullanımına bağlı gelişen zararların sadece kişinin kendisine verdiği zararlar olarak görülemeyeceğini vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, kişinin sadece kendine değil çoğu zaman ailesine, içinde bulunduğu çevreye ve toplumun tamamına yansıyan sosyal, hukukî ve ekonomik zararları da beraberinde getiren çok boyutlu bir hastalık olduğunu belirtti.

    Gençlerin genellikle merak duygusundan ve arkadaş ortamlarında ‘Hayır’ diyemediklerinden dolayı bu tuzağa düştüklerine dikkat çeken Dr. Yavuzyılmaz, “Bir kere denemekle bir şey olmaz, bir kere deneyeyim sonra bir daha yapmam diyerek madde deneyen bir kişi, isterse bırakabileceğini düşünse de, bir süre sonra bu durum kontrolden çıkarak, madde bağımlısı olabilir. Burada önemli olan hiç başlamamaktır” ifadelerini kullandı.
    Bursa’da bağımlılıkla ilgili mücadeleyi üç aşamada sürdürdüklerinin bilgisini veren Dr. Yavuzyılmaz sözlerine şöyle devam etti:

    “Birinci aşamada koruyucu, önleyici çalışmalar yer alıyor. Madde bağımlılığını önlemeye yönelik sahada bilgilendirme çalışmaları yapılıyor. Müdürlüğümüze bağlı Sağlıklı Hayat Merkezlerimizde de alanında uzman personellerimiz madde bağımlılığı önleme çalışmalarında aktif bir şekilde rol alarak bireysel danışmanlık hizmetleri ve psikososyal destek vermektedirler. İkinci aşamada ise bağımlılık söz konusu olduğunda ilimizde bulunan AMATEM ve ÇEMATEM de tedavi hizmeti almaktadırlar. Üçüncü aşamada da ise tedavi olan hastanın, rehabilitasyon hizmeti alabilmesi için ilimizde ki çalışmaları başlatmış bulunmaktayız.

    Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de özellikle koruyucu, önleyici çalışmaların çok değerli olduğunu biliyoruz. Bu konuda ailelerimize de çok büyük rol düşüyor. Bizlerin madde bağımlılığıyla mücadele de en çok önemsediği nokta gençlerimize olumlu yönde rol model olunması ve gençlerimizin sahiplenilmesidir. Çünkü tedavi hizmetleri, önleyici sağlık hizmetlerine göre çok daha maliyetli ve külfetli bir süreci kapsamaktadır”.

  • Bursa İl Sağlık Müdürü’nden kene uyarısı

    Bursa İl Sağlık Müdürü’nden kene uyarısı

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr.Fevzi Yavuzyılmaz, yaz aylarında karşılaşılabilecek kene ısırmasına karşı önemli uyarılarda bulundu.

    Kenelerin insan vücuduna tutunması sonucunda Kırım Kongo kanamalı ateşi (KKKA) hastalığına sebebiyet verdiğine dikkat çeken Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, “Hastalığın en bariz belirtileri ateş, üşüme, titreme, karın ve baş ağrıları, bulantı, kusma, ishal, yüz ve göğüste kırmızı döküntülerdir” dedi.

    Kene ısırmalarına karşı korunmanın önemli olduğunu dile getiren Dr. Yavuzyılmaz, kene ısırmalarına karşı kırsal alanlar, hayvan barınakları ve tarım arazilerine gidenlerin mümkün olduğunca vücudunda açık kısım kalmamasına özen göstermesi gerektiğini ifade etti. Kenelerin daha kolay fark edilmesini sağladığından açık renkli elbiselerin tercih edilmesi gerektiğini anlatan Yavuzyılmaz, “Kırsal alan ya da hayvan barınaklara giderken kenelerin vücuda girebileceği yerlerin kapatılması, mesela pantolon paçalarının çorap içine sokulması, çizme giyilmesi gibi tedbirlerin alınması gerekmektedir. Yine dönüşte mutlaka vücut ve elbiseler kontrol edilmeli kene olup olmadığı araştırılmalıdır” şeklinde konuştu.

    Kenelerin çıplak elle çıkartılmaması gerektiğini vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Eldiven, naylon poşet veya bez parçası ile tutularak ya da ince uçlu bir pens veya varsa kene çıkartma kartı ile ezilmeden çıkarılmalıdır. Çıkartılamıyorsa en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Vücuda tutunan kene ne kadar erken çıkartılırsa hastalığa yakalanma riski de o kadar azalır” diye konuştu.

  • Geç teşhis edilmesi çocuklarda zeka geriliğine yol açıyor

    Geç teşhis edilmesi çocuklarda zeka geriliğine yol açıyor

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, Dünya Fenilketonüri Günü kapsamında açıklamalarda bulundu.

    Fenilketonüri hastalığının erken teşhis edilmediğinde çocuklarda zeka geriliğine yol açtığını dile getiren Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, hastalığın teşhisi için yenidoğandan alınan bir damla topuk kanının yeterli olduğunu belirtti.

    Fenilketonürinin kalıtsal metabolik bir hastalık olduğuna dikkat çeken Dr. Yavuzyılmaz, “Hastalıkta bir protein yapıtaşı olan fenilalanin, metabolize edilemez, kanda birikir ve geriye dönüşümsüz beyin hasarı oluşturur. Hastalık erken tanımlanıp, tedavi edilmediği takdirde kaçınılmaz son ağır zihinsel geriliktir. Ülkemiz maalesef hastalığın en sık izlendiği ülkelerdendir” dedi.

    Türkiye’de ‘Ulusal Yenidoğan Tarama Programı’ kapsamında fenilketonüri hastalığının tarandığı bilgisini veren Dr. Yavuzyılmaz, “Yenidoğan Tarama Programı, tüm dünyada halk sağlığı programları içerisinde çok önemli yeri olan koruyucu sağlık hizmetidir. Program, bebeklerin doğumlarından itibaren uygun şartlarda özel filtre kâğıtları ile topuk kanı örneklerinin alınarak, laboratuvara en kısa zamanda ulaştırılması ve sonuçlar açıklandığı gibi hastalık yönünden şüpheli çıkan bebekleri ilgili kliniklere sevk ederek, klinik tarafından verilen tanı ve sonuçların takip edilmesi esasıyla yürütülmektedir” şeklinde konuştu.

    2002 yılında Fenilketonüri taraması yapılan yenidoğan oranı yüzde 59,2 iken, 2020 yılında tarama oranın yüzde 96,7’ye yükseldiğini vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz; “Hastalığın tanısının ardından çocuklar uygun diyetle sağlıklı bir hayat sürebilmektedir. Tanı alan fenilketonürili çocukların özel beslenme gereksinimi olan mamaların Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılandığını” ifade etti.

    Dr. Yavuzyılmaz son olarak, fenilketonüri hastalığı ile doğan bebeğin beyni etkilenmeden erken olarak tanımlanmasının son derece önemli olduğunu vurgulayarak, topuktan bir damla kanın teşhis için yeterli olduğunu belirtti.

  • Bursa İl Sağlık Müdürü açıkladı: 9’dan 14’e yükseldi

    Bursa İl Sağlık Müdürü açıkladı: 9’dan 14’e yükseldi

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, Bursa’da Covid-19 aşılama çalışmaları hakkında açıklamalarda bulunarak, vatandaşlara kişisel tedbirlere uymaları konusunda çağrıda bulundu.

    Alınan tedbirlerle Bursa’da vaka sayılarının düştüğünün altını çizen İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, vaka sayılarını daha da aşağıya çekmek için öncelikle aşı sırası gelen vatandaşların aşı olması ve hep birlikte kurallara uyulması gerektiğini söyledi.

    Aşılama sayıları hakkında da bilgi veren Dr. Yavuzyılmaz, Bursa’da şu ana kadar 590 bine yakın birinci doz, 429 bine yakın da ikinci doz aşı uygulaması olmak üzere toplam 1 milyon rakamını geçtikleri belirtti.

    BİONTECH AŞI UYGULANAN HASTANE SAYISI 14’E ÇIKTI

    İl düzeyinde aşılama çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini ve bu kapsamda Biontech aşısı uygulama alanını genişleterek 9 hastaneden 14 hastaneye çıkardıklarını ifade eden Dr. Yavuzyılmaz, “Biontech aşısı Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Bursa Şehir, Çekirge, Karacabey, Mustafakemalpaşa, Gemlik, İnegöl, Yenişehir ve Kestel Devlet Hastanelerimizde yapılıyordu. Artık Ali Osman Sönmez Onkoloji, İlker Çelikcan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Dörtçelik Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Mudanya ve Orhangazi Devlet Hastanelerinde de uygulanmaya başlandı. Sinovac aşısını tercih eden vatandaşlarımız ise Aile Sağlığı Merkezi ile tüm kamu ve özel hastanelerden randevularını alarak aşılarını yaptırabilirler” şeklinde konuştu.

    Sağlık Bakanlığı talimatları doğrultusunda halen 55 yaş ve üzeri vatandaşlar, 40 yaş üzeri tüm branş öğretmenleri ve sağlık çalışanı eşlerinin aşılanmasına devam edildiğini vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Aşı için mutlaka randevu alması gerektiğinden vatandaşlarımız Alo 182 veya MHRS uygulaması üzerinden randevu oluşturabilecekler” uyarısında bulundu.

    “BAĞIŞIKLIK İÇİN ELİMİZDEKİ EN İYİ YÖNTEM AŞI”

    Aşı sırası geldiği halde aşı yaptırmaktan kaçınan vatandaşlar olduğunun altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, “Aşı ciddi bir koruyuculuk sağlıyor. Aşı olanlara koronavirüs bulaşırsa daha kolay atlatıyorlar. Bu süreçte aşıdan kaçmak için hiçbir bahanenin olmaması gerekir. Şu an bağışıklama için elimizdeki en iyi ve bilinen yöntem aşıdır. Aşı sırası gelip, randevu almayanlar ve randevu aldığı halde aşısını yaptırmaya gelmeyenler var. Özellikle vaka sayılarının tekrar artışa geçmemesi için sırası gelen vatandaşlarımızı mutlaka aşılarını olmaya davet ediyorum” dedi.

    Bursa’da vaka sayıları azalsa da rehavete kapılmamak gerektiğine dikkat çeken Dr. Yavuzyılmaz, “Pandemiden kurtulmamızın çaresi tedbir ve aşı, lütfen tedbirlere uyalım ve aşı hakkı olan vatandaşlarımız hiç geciktirmeden aşılarımızı yaptıralım. Çünkü kurallara uymadığımız sürece sayılar tekrar yükselişe geçebilir. Toplum olarak ne kadar dikkatli olursak o kadar hızlı bir şekilde normal hayatımıza geçebiliriz” diye konuştu.

  • Bursa İl Sağlık Müdürü’nden yüksek tansiyon uyarısı

    Bursa İl Sağlık Müdürü’nden yüksek tansiyon uyarısı

    Bursa İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz, kalp ve böbrek yetersizliği gibi önlenebilir hastalıklarla mücadelenin öneminin vurgulandığı ‘Dünya Hipertansiyon Günü’ sebebiyle  açıklamalarda bulundu.

    Yüksek tansiyon en sık görülen müzmin (kronik) hastalıklardan biri olduğunu dile getiren Dr. Yavuzyılmaz, “Yüksek tansiyon kalp hastalıkları, inme, böbrek hastalığı, erken ölüm gibi durumlarla ilişkilidir. Dünyada on kişiden yaklaşık 3’ünün tansiyonunun yüksek olduğu bilinmektedir. Hastaların yüzde 50’si durumlarından tamamen habersizdir. Haberdar olanların bir kısmı ise herhangi bir şey yapmamaktadırlar. Yüksek tansiyon önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olup mutlaka hekim tarafından takip edilmelidir” dedi.

    Yüksek tansiyonun, uzun süre belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine hasar vermesi nedeniyle “sessiz düşman” olarak da anıldığına dikkat çeken Yavuzyılmaz, “Kan basıncının yüksek olduğunun belirlenebilmesi için belli aralıklarla ölçtürülmesi gereklidir. En belirgin yüksek tansiyon emâreleri halsizlik, yorgunluk, nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, burun kanaması, görmede bozukluktur. Bunun yanı sıra kulaklarda çınlama, yürüme ve merdiven çıkmada zorlanma, bazen çok sık idrara çıkma, gece uykudan uyanıp idrar yapma, bacaklarda şişlik olabilir” şeklinde konuştu.

    Sağlıklı beslenme şart

    Yüksek tansiyonu olan kişilerde ilaç tedavisinin uygulanması kan basıncı kontrolü için tek başına yeterli olmadığının altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Yüksek tansiyonlu kişiler sağlıklı beslenmeli, fazla kilolu obez ise kilo vermeli, hareketleri düzenli yapmalı ve tuzu azaltmalıdır. Ayrıca düzenli muayene ve tetkiklerle hastalığın takibine önem vermeli, ilaçlarını tavsiye edilen dozda ve sürede aksatmadan kullanmalı ve yılda en az bir kez tansiyon ölçtürülmelidi”.

  • Bursa İl Sağlık Müdürü’nden astım ilacı uyarısı

    Bursa İl Sağlık Müdürü’nden astım ilacı uyarısı

    Astım hastalarının uygun ilaç ve tedaviyle günlük yaşamlarına herhangi bir kısıtlama olmadan devam edebileceklerini belirten Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, astımın kontrolünü de kolaylaştırdığını söyledi.

    Dünya Astım Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, astımın akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve ataklar ile seyreden kronik bir akciğer hastalığı olduğunu dile getirdi.

    Hastalığın tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterdiğini vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Dünyada yaklaşık 335 milyon, ülkemizde de yaklaşık olarak 4 milyon astım hastası bulunmaktadır. Astımın görülme sıklığı yıllar içinde giderek artmaktadır.” dedi.

    Astım tedavisinde amacın hastalığın kontrol altına alınması ve sağlanan bu durumun idame ettirilmesi olduğu bilgisini veren Dr. Yavuzyılmaz, “Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bu hastalığın tedavisi ile ilgili gerekli her türlü ilaç ve malzeme bulunmaktadır. Uygun ilaç tedavisiyle astımlılar iş ve okul dâhil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile herhangi bir kısıtlama olmadan devam edebilirler. Astım spor yapılmasına engel değildir. Astımlı hastalar doktorlarıyla paylaşarak ve çevresel tetikleyicilere dikkat ederek yürüyebilirler, hafif koşu yapabilirler, yüzebilirler. Birçok astımlı hasta performans sporlarını yapabilir” şeklinde konuştu.

    Astımlı hastaların doktor tanılı besin alerjileri olmadıkça özel bir diyet yapmalarına gerek olmadığının altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, “Sağlıklı beslenmenin temel ilkeleri astımlı hastalar için de geçerlidir. Obezitesi olan astımlı hastalarda doktor ve diyetisyen gözetiminde kilo vermeleri hastalıkların seyrini olumlu etkileyecektir. Yapılan araştırmalarda sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir” diye konuştu.

    Astım kontrolünü güçleştiren etkenleri sıralayan Dr. Yavuzyılmaz, “İlaçların doğru teknikle ve düzenli kullanılmaması, sigara dumanı, alerjenler ve kimyasallar gibi tetikleyicilere maruz kalmak ile obezite sayılabilir. Hastaların ilaçlarını doktorunun önerdiği şekilde kullanılmasının, sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, sağlıklı ve dengeli beslenmenin, düzenli egzersiz yapmanın, solunan ortam havasını temiz tutmanın astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir” ifadelerini kullandı.