Etiket: Filistin

  • Filistin’e 2 yardım uçağı daha

    Filistin’e 2 yardım uçağı daha

    Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze’deki hastalara yardım amacıyla 2 uçağın daha yola çıkacağını belirterek, “Bu iki uçaktaki yardımlar ağırlıklı olarak jeneratörler ve tıbbi malzemelerden oluşuyor. Yardım uçağı sayısı şu an 6’ya ulaştı. Yardımlarımızı sürdüreceğiz. İmkanları Gazzeli hastalarımızla buluşturmak için girişimlerimiz aciliyetle devam ediyor” ifadelerini kullandı.

  • Bursa’da ‘Kudüs ve Biz’ paneli

    Bursa’da ‘Kudüs ve Biz’ paneli

    İsrail tarafından sivil katliamlarının gerçekleştirildiği Gazze’de, yaşam gün geçtikçe zorlaşırken, masum çocukların katledildiği Filistin’e dikkat çekmek amacıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından “Kudüs ve Biz” paneli gerçekleştirildi. Tayyare Kültür Merkezi’ndeki programa, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yanı sıra bürokratlar, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
    Panelin açılışında konuşan Başkan Alinur Aktaş, Türk milletinin Filistin konusunda duruşunun sabit olması halinde gerçek bir çözüm sürecinin başlayacağına inandığını söyledi. Gazze için yükselen seslerin ve girişimlerin beyhude olmadığını belirten Başkan Aktaş, 14 Mayıs 1948’ten beri büyük felaketi yaşayan Filistinlilerin acısının her geçen gün katlanarak arttığını ifade etti. Şehri bu konuda bilinçlendirmek adına sivil toplum kuruluşlarıyla beraber farklı programlar, aktiviteler ve buluşmalar düzenlediklerini dile getiren Başkan Aktaş, “Bursa’da buluştuğumuz Filistinli kardeşlerimiz, ‘Müslüman ülkelerden bir beklentimiz yok. Sadece Türkiye’nin doğru adımlar atacağına inanıyoruz’ diyorlar.
    Türkiye gerekli girişimlerde bulunuyor. Şehrimizdeki sivil toplum kuruluşları, dernekler ve vakıflar da gerekli heyecanı ortaya koyuyor. Gazze’de yaşananlar kirli bir oyundur. Hiçbir inançta masum yavruları, masum kadınları, sivil vatandaşları, hastaneleri, camileri, pazar yerlerini, mülteci kamplarını, yaşam alanlarını yok etmek gibi hunharca bir saldırı kabul edilemez. Buzullarda mahsur kalan iki fok balığı için dünyayı ayağa kaldıranlar, hastanedeki katliamı sıradan bir patlama olarak gösterdiler. Bu tehlikeli oyunu görüp ona göre pozisyon almalıyız. İlk günden itibaren Bursa’da duyarlılık gösteren, konuyu sahiplenen, ümmetin hakkını savunmak adına yollara düşen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
    Panelin oturum bölümünde ise Prof. Dr. Muhammed Tarakçı, Prof. Dr. Adem Apak, Dr. Erkan Aydın ve Ahmet Faruk Asa tarafından ‘Geçmişten bugüne Türk ve Müslüman toplumların Kudüs ile bağları’ ve ‘Siyonizm ile tarih ve teolojinin nasıl dönüştüğü’ konuları ele alındı. Programın sonunda Başkan Alinur Aktaş tarafından konuşmacılara ipek tablo hediye edildi.
  • Gazze için anlamlı şiir

    Gazze için anlamlı şiir

    İsrail’in Gazze’ye yönelik kanlı bombardımanı sürerken, sanat dünyası da Filistin için tek yürek oldu. Sanatçı Abdurrahman Delen ise Filistin’deki saldırılarda öldürülen çocuklara dikkat çekmek için “Dokunmayın Çocuklara” şiirini seslendirdi.
    İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sürerken, binlerce çocuk katledildi. Türkiye ve diğer ülkelerdeki sanatçılar İsrail’in kanlı saldırılarını durdurmasını istedi. Ünlüler çocuklar için tek yürek olurken, sanatçı Abdurrahman Delen ise “Dokunmayın Çocuklara” şiirini seslendirdi. Kendi yazdığı şiiri seslendiren Delen, “Yine acı yine hüzün dolu bir gün. Hep haykırıyoruz, isyan ediyoruz çocuklar ölmesin diye. İnşallah sesimizi duyuracağız. Bitsin artık savaşlar ölmesin çocuklar. Şiirimizde de söylüyoruz. Gerçekten çocuklar bir melektir dokunmayın çocuklara. Ben buradan sesleniyorum. Tüm sanatçı dostlarımız arkadaşlarımız herkes haykırsın. Filistin’de olan bu içler acısı olayın bir an önce dinmesini istiyoruz. Sadece Filistin değil dünyada olan bütün savaşlara hayır diyoruz. Savaşsız bir dünya diliyoruz. Buradan seslenmek istiyorum dokunmayın çocuklara, yeter artık dokunmayın” dedi.

  • Saldırılarda hayatını kaybeden çocukların kimlikleri kollarına yazılıyor

    Saldırılarda hayatını kaybeden çocukların kimlikleri kollarına yazılıyor

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 7 Ekim’den bu yana sürerken, hava saldırılarında siviller hedef alınmaya devam ediyor. Filistinliler, saldırılarda ölmesi halinde kimliklerinin tespit edilmesi için çocuklarının kollarına ve bacaklarına isimlerini yazarken, hastane morgunda İsrail saldırılarında ölen çok sayıda çocuğun adlarının kollarına ve bacaklarına yazıldığı görüldü.
    İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 2 bin 360’ı çocuk, 1 bin 292’si kadın ve 295’i yaşlı olmak üzere toplam 5 bin 791 kişi hayatını kaybederken, 16 bin 297 kişi de yaralandı.

     

     

  • “Gazze’deki sağlık sistemi tamamen çöktü”

    “Gazze’deki sağlık sistemi tamamen çöktü”

    Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcücü Dr. Eşref El Kudra, düzenlediği basın toplantısında, Gazze’deki son duruma ilişkin gelişmeleri aktardı. İsrail’in gece boyunca Gazze Şeridi’ni bombaladığını kaydeden El Kudra, İsrail’in 400 noktayı vurduğunu ifade etti. İsrail’in geçtiğimiz saatlerde 47 saldırı gerçekleştirdiğini ve saldırılarda 704 kişinin hayatını kaybettiğini kaydeden El Kudra, İsrail’in saldırılarına başlamasından bu yana bir gecede en fazla can kaybı verildiğini sözlerine ekledi. İsrail’in geçtiğimiz saatlerde düzenlediği saldırılarda 305 çocuk, 173 kadın ve 78 yaşlı hayatını kaybettiğini bildiren El Kudra, İsrail’in saldırılarının başladığı günden bu yana can kaybı sayısının 5 bin 791’ye yükseldiğini, 2 bin 360’ı çocuk 16 bin 297 kişinin yaralandığını dile getirdi.

    65 sağlık çalışanının hayatını kaybetti

    El Kudra, 870’i çocuk bin 550 kişinin enkaz altında olduğuna dair ihbar aldıklarını belirterek, İsrail saldırıları nedeniyle sağlık merkezlerine yönelik saldırılarına dikkat çekti. El Kudra, 65 sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini ifade ederek, 25 ambulansın hasar aldığını ve kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. Gazze’deki 12 hastahanenin ve 32 sağlık merkezinin hizmet dışı kaldığını kaydeden El Kudra, bu sayının artmasından endişe ettiğini sözlerine ekledi. Gazze’deki hastanelerin çöktüğünü kaydeden El Kudra, “İsrail’in saldırıları nedeniyle Gazze’de sağlık sistemi çöktü. Hastanenin kapılarının açık olması hizmet verdiği anlamına gelmiyor” dedi. Sağlık çalışanlarının hastalar arasında tercih yapmak zorunda kaldığını sözlerine ekleyen El Kudra, kritik vakaları arttığını dile getirdi. El Kudra, “Yaralıların kurtarılması için tüm taraflara hastane önceliklerine göre tıbbi yardım sağlanmaya çağırıyoruz. Uluslararası toplumu, binlerce yaralı ve hastanın tedavisi için hastanelere yakıt gibi yardımları hızlıca sağlanması amacıyla gerekli adımları atmaya çağırıyoruz. Mısır’a, tıbbi yardımın ve yakıtın geçişi için Refah Sınır Kapısını açması çağrısında bulunuyoruz” dedi.

  • Ömer Çelik: “Ateşkes demeyen bu cinayete ortaktır”

    Ömer Çelik: “Ateşkes demeyen bu cinayete ortaktır”

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MYK gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. 29 Ekim kutlamalarına yönelik konuşan Çelik, “Ankara’daki törenlerden sonra İstanbul’da da çeşitli hazırlıklar bütün milletimizin gözleri önünde cumhuriyetimizi şanla, şerefle kutlamanın bir göstergesi olarak ortaya koyulacak. Tabii Cihan Harbi’nin sonrasında büyük mücadelelerin geçerek biricik göz bebeğimiz cumhuriyetimizi kurarak bizi yok etmek isteyenlere karşı bir kere daha tarihte buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz mesajımızı güçlü bir şekilde verdik. Cumhuriyet tarihimizde, siyasi tarihimizde tabii pek çok uluslararası ilişkilerle ilgili komşularımızla ilgili olayın yanı sıra Cumhuriyetimizin demokrasiyle taçlanması mücadelesi, Cumhuriyetimizin değerlerinin olgunlaşması, bunlar üzerindeki mutabakatın kuvvetlenmesi yönündeki mücadele, çeşitli çalkantılarla beraber hatta işte birtakım karşı teşebbüsler, darbeler, post modern darbelerle beraber çeşit sıkıntılarla birlikte bugünlere kadar geldi. Tabii hükümetlerimiz döneminde cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminden itibaren yapılan güçlü devrimler Cumhuriyetimizin demokrasiyle taçlanması, her türlü vesayetin, millet egemenliği üzerindeki vesayetin sona erdirilmesi bakımından son derece tarihi dönemeçler oldu. Geldiğimiz noktada bir kere daha Türkiye yüzyılına büyük bir güvenle ve gururla bakıyoruz. Şanla, şerefle cumhuriyetimizin yeni yaşını, yeni yüzüncü yaşını kutluyoruz. Önümüzdeki günlerde de bu faaliyetler, kutlamalar devam edecek. Ve inşallah cumhuriyetimizin Türkiye Yüzyılına daha kuvvetli bir şekilde hazırlanmamızın işaret fişeği olacaktır. Bir kere daha milletimizin bayramını tebrik ediyoruz” dedi.

    “Gazze’deki olaylar devam ederken insani durum hepimizin gözleri önünde giderek ağırlaşıyor”

    Gazze’de yaşananların her geçen gün ağırlaştığını ifade eden Çelik, “Bu çerçevede milletimizden gelen talepler, büyük bir vicdani ve insani duruş olarak bunu hep beraber gösterilmesi için cumartesi günü Sayın Cumhurbaşkanımızın katılacağı büyük bir miting İstanbul’da icra edilecek. Ve bu miting vesilesi ile milletimiz vicdani, insani duruşunun mazlumlardan yana olduğunu, Gazze’deki insanlık dışı ablukanın kabul edilemez olduğunu bütün dünyaya göstermiş olacak. Tabii gelinen noktada daha da vahim gelişmeler söz konusu oluyor. Hastanedeki çocukların hayatlarıyla ilgili bir kaygı günlerdir herkes tarafından taşınıyordu. Bugün maalesef o hastanelerin bütün altyapısı yok edilmiş durumda ve bu hastaneler o çocuklara ve yaralılara hizmet veremez hale gelmiş durumda. İnsanlığın gözü önünde sivil toplum örgütlerinin neredeyse soykırım dediği birtakım eylemler gerçekleşiyor. Ve bunun bütün insanlığın gözü önünde gerçekleşirken maalesef bunun önlenmesi için değil tam tersine daha da derinleşmesi için atılan adımlara şahitlik ediyoruz Ölen Filistinlilerin sayısı 5 bini geçti. Bunların yarısı çocuk ve kadın. Masum insanlar günlerdir bombalanarak hayatlarını kaybediyorlar. Tabii yaralıların tedavi edilmesi için de herhangi sağlık altyapısı olmadığı için facia üzerine facia eklenerek Gazze bütün insanlığın sınav verdiği bir yer haline gelmiş durumda” diye konuştu.

    “İsrail’in kendini savunma hakkı, çocukları öldürme hakkı değildir”

    Batılı ülkelerin tutumunu sert bir dille eleştiren Çelik şunları söyledi:

    “Batılı hükümetler ne yapıyor? Filistin’e destek yürüyüşlerini engellemeye çalışıyorlar. Batıdaki vicdanlı insanlar ise mazlum insanların yanında olduklarını gösteriyorlar. Batılı liderler İsrail’i düzenli olarak ziyaret ediyorlar. Hepsinin ezberledikleri cümle de şu: İsrail’in kendi savunma hakkı var. İsrail’in kendini savunma hakkı var. Kuşkusuz her devletin kendini egemen devletin kendini savunma hakkı var. Fakat İsrail’in kendini savunma hakkı, çocukları öldürme hakkı değildir. İsrail’in kendini hakkı savunmasız sivillerin üzerine bomba yağdırma hakkı değildir. İsrail’in kendini savunma hakkı bütün bölgeyi içime sürükleyeceği bir bölgesel çatışmayı tetikleyebilecek büyük bir provokasyona imza atmak değildir. Bu batılı liderler, İsrail’in kendini savunma hakkından bahsederlerken aynı zamanda da Filistinli çocuklar Yaşama hakkından masum sivillerin yaşama hakkından ve Gazze’nin insanlığın gözü önünde yok edilmeye çalışılmasından ,Filistinli masumların yaşama hakkından da bahsetmeleri gerekir. Sürekli olarak her giden bunu tekrarlıyor. Bu uluslararası hukuk kuralları içinde olur. Eğer siz bunu masumların cesetleri üstünde söylerseniz, bu insanları öldürün demekten başka işe yaramaz. Tüm dünya günlerdir kara harekatının ne tür korkunç sonuçlar doğuracağını tartışıyor. Gerçekten de korkunç sonuçlar doğacaktır. Hem insani hem bölgesel çatışmayı tetiklemesi açısından Ancak devam eden hava harekatları daha az korkunç sonuçlar doğuracağından bahsetmek doğru değildir. Bu kadar insanın üzerine bomba yağdırmaya kimin hakkı var? İsrail Gazze’yi insansız toprak parçası haline getirmeye çalışıyor. Bine yakın tırın günlük olarak oraya girmesi lazım. Aksi takdirde bu İsrail propagandasına dönüşür. 20 tane kamyona izin verilmesi insani yardımı faydalı bir hale getirmez. Mısır’a mı sürelim, başka bir çöle mi sürelim Filistinlileri diye plan geliştiriyorlar. 2007’den beri Gazze bir açık hava hapishanesi durumunda. Buraya en temel ihtiyaçların bile buraya girmesi bile büyük zorluk oluşturuyor. 2007’den beri en uzun işgallerinden biri devam ederken, kime sorsanız 2 devletli çözümden yanayız diyor. İki devletli çözümün hayata geçmesi için bir uygulama planı da yok.”

    “İşgal devam ettiği müddetçe gerilimlerin sona ermesi mümkün değildir”

    İşgali görmezden gelerek bu bölgede barış ve normalleşme sağlanmasının mümkün olmadığına vurgu yapan Çelik, “Sorunun çözümü siyasidir. İşgal devam ettiği müddetçe gerilimlerin sona ermesi mümkün değildir. Bunlar olurken ABD kurallara dayalı bir düzenden bahsediyor. Bunun olması için herkesin hukuk içinde hareket etmesi gerekir. İşgali görmezden gelerek barış olmaz. Gazze’de sorunun çözümü askeri değil siyasi. ABD’nin ilk yaptığı şey uçak gemisi göndermek oldu. Gazze tipi coğrafyalarda deneyimli ABD’li askeri yetkililerin İsrail’e gönderilmesinden bahsediyorlar. Kara harekatına destek olmak üzere. Bu şekilde tutum ortaya konulması çözüm odaklı değil yanlış odaklı yaklaşım olduğu gösterilmiştir. ABD şu anda bütün dünyanın isyan ettiği duruma çatışmayı derinleştirmekten başka bir çözüm sağlamıyor. ABD’nin tutumu çatışmayı büyütüyor. Netanyahu olaylar başlar başlamaz Ortadoğu’da harita değişecek dedi. Daha saldırı olur olmaz. Mevcut herhangi bir saldırıya karşılık verilmesinden öte başka planların hayata geçirilmeye çalışıldığını gösteriyor” dedi.

    “2 milyon kişinin zorla göç ettirilmesi faciaya yol açacağı açıktır”

    ABD’nin tutumunun çatışmayı büyüttüğünü ifade eden Çelik, “Bir yere çözüm çerçevesi yerine uçakla giderseniz, buradaki çatışmayı derinleştirirseniz o zaman başka güçler de aynı şekilde hareket ederler. Her tarafa kötülüğün hakim olduğu bir tablo hakim olur. Çözümmüş gibi Filistinlilerin Mısır’a sürgün edilmesi gibi ahlaksız bir yaklaşım olabilir mi? Kimin hakkı var buna. Orası Filistin toprağı. Bu yaklaşım asla söz konusu olamaz. 2 milyon kişinin zorla göç ettirilmesi faciaya yol açacağı açıktır. Bu asla kabul edilemez” diye konuştu.

    “Bunun karşısında duran herkes bu cinayete ortak olur”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olayın olduğu ilk andan itibaren her iki tarafında sivillerin ölümüne karşı çıkarak iki devletli çözümün hayata geçmesinin bu işin nihai çözümü olduğunu ifade eden Çelik, “Cumhurbaşkanımız, çok güçlü bir diplomasi yürütüyor. Türkiye ateşkes sağlanması ve siyasi çözümün hayata geçmesi için şu anda en güçlü bir şekilde öne çıkmış durumdadır. Ne biz herhangi bir şekilde bu çatışmaların derinleşmesini isteyen bu çatışmalardan Siyasi proje çıkartmak isteyen ülkelerin yanında dururuz ne de herhangi bir şekilde sivil ölümlerin yanında dururuz. Siyasi çözümün hayata geçmesini düşünüyoruz. Derhal, acilen ateşkes ilan edilmesi gerekiyor. Ateşkesin garantörlük altına alınması gerekiyor ve tüm tarafların elindeki sivil esirlerin teslim edilmesi gerekiyor. İki devletli çözüm için bütün uluslararası toplumun elini taşın altına koyması gerekiyor. Aksi halde bunun karşısında duran herkes bu cinayete ortak olur. Kendilerinin ateşkes vetosunun Binlerce çocuğun ölümü anlamına geldiğini bilmiyormuş gibi davranıyorlar” diye konuştu.

    “Devletlerin insan haklarına göre hareket etmesi gerekir”

    “Ateşkesi reddetmek insani yardımları engellemek gibi durumlar devlete yakışan değil cinayet şebekesine yakışan davranıştır” diyen Çelik, “Devletlerin insan haklarına göre hareket etmesi gerekir. Devletler örgütler gibi hareket etmeye başlarsa kimsenin huzur içinde yaşayacağı bir ortam kalmaz. Derhal ateşkes ilan edilmeli çatışmalar durmalı. İnsani yardımlar en güçlü şekilde bölgeye herhangi bir miktar kısıtlaması olmadan girmeli ve sivil rehineler serbest bırakılarak siyasi çözüm için adımlar atılmalıdır. Ateşkes demeyen bu cinayete ortaktır. Cumhurbaşkanımızın bu mesaisi en güçlü şekilde devam edecek ve devletimizin elindeki tüm imkan ve kabiliyetler devam edecek. Bu Barış perspektifinin ortaya çıkması, bu cinayetlerin ,işlenmemesi için bu faaliyetleri sürdürecektir” dedi.

    Garantörlük sürecinin nasıl işleyeceğine yönelik konuşan Çelik, “İlk olarak yapılması gereken ateşkes sağlanması gerekir. Garantörlük ülkeleri arasında mekanizma kurulur ve karar verilir. Meşru Filistin devletini muhatap almayan bir yaklaşım tek taraflı güvenlik sağlayacağı için sonuç olarak iki devletli çözümü ortadan kaldırmak anlamına gelir. Ateşkesin sağlanması için de garantörlük olmalı aynı zamanda iki devletli çözüm için de garantörlük olması gerekir. Ateşkes derhal olmalı” değerlendirmesinde bulundu.

    “Bu kadar büyük siyasi yangın varken Bahçeli’nin siyasi yaklaşımı takdire şayandır”

    AK Parti MHP Komisyonunun ne zaman toplanmaya başlayacağıyla ilgili soru üzerine Çelik, “Cumhurbaşkanımız da devlet Bahçeli’nin görüşmelerini takip ediyorsunuz. AK Parti heyeti kendi içinde çalışmaları yürütüyor MHP’de kendi içinde olgunlaştırdı takvim işlemeye başlar çalışmaya başlayacaklardır. Sayın Bahçeli’nin Gazze konusundaki insani vicdani hassasiyetlerini şükranla karşılıyoruz. Gazze tarihimizin güçlü bir parçası. Birilerinin herhangi bir dayanağı olmadan Filistin meselesi ile bizimle alakamız yok demesi olmaz. Bu kadar büyük siyasi yangın varken Bahçeli’nin siyasi yaklaşımı takdire şayandır. Ateşkesin sağlanması ile birlikte garantörlük anlamında Türkiye’nin yürüttüğü diplomatik çabayı garantörlük içinde alacağı rolle fiziken cumhurbaşkanımızın yürüttüğü çabalara güçlü bir destektir. Türkiye, Uluslararası toplumla birlikte ateşkesin sağlanması gerçekleştikten sonra çözüm perspektifi için üstüne düşen vazifeyi fiziken yapacaktır bu bize hem insani hem de vicdani bir sorumluluktur” diye konuştu.

    “ABD Dışişleri Bakanının bölge turunda Türkiye’ye uğramaması diplomatik zafiyeti gösterir”

    “ABD Dışişleri Bakanı’nın bölge turu yaparken Türkiye’yi devre dışı bırakmasın vizyonsuz olduğunu göstermektedir” diyen Çelik, “Kendi tek taraflı tezlerini kabulü için ziyaret yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti gibi ağırlık merkezine uğramamak bizim siyasi evrensel hukuka göre hareket etmek gerekir. Biz Filistinli ve İsrailli çocukların rahat uyumasını istiyoruz. Filistinli kadın ve çocukların üzerine bomba yağdırılırken bir tarafın sevinç çığlığı yapması ben buraya Yahudi kimliğimle geldim diyerek atıfta bulunması yanlıştır. Bu gezi başından itibaren zaaflarla dolu bir gezidir. Türkiye uğramaması Türkiye Cumhuriyeti’ne hiçbir şey kaybettirmez. Bunu yapanların ne kadar zaaf içinde olduğunu gösterir. Biz Filistinli çocukların da İsrailli çocukların da rahat uyumasını istiyoruz. ABD Dışişleri Bakanının bölge turunda Türkiye’ye uğramaması diplomatik zafiyeti gösterir. Türkiye uğramaması Türkiye Cumhuriyeti’ne hiçbir şey kaybettirmez. Bunu yapanların ne kadar zaaf içinde olduğunu gösterir. Biz Filistinli çocukların da İsrailli çocukların da rahat uyumasını istiyoruz” dedi.

    İsveç’in NATO’ya üyelik protokolünün Meclis’e gönderilmesini değerlendiren Çelik, “Meclis’e gönderilmesi siyasi iradenin tasarrufu geçip geçmemesi yüce Meclis’in tasarrufu olacaktır. F-16 konusunda İsveç’in adımları konusunda ilerlemeler var. Sıkıntılı gördüğümüz durumlar da var” dedi.

    Yerel seçimler için adayla ilgili kriterlerin belli olduğunu söyleyen Çelik, “Süreç başladığında kriterler hassasiyetle uygulanacak. Ana hedef bizde olmayan belediyeler de dahil daha güçlü belediyeciliklerin sürdürülmesi için seçimi kazanmak” diye konuştu.

  • “Filistin Devleti’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz”

    “Filistin Devleti’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz”

    Çekya parlamentosunun ev sahipliğinde düzenlenen Kırım Platformu 2’nci Parlamenter Zirvesi, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un da katıldığı resmi karşılama töreniyle Prag’da başladı. Çekya Temsilciler Meclisi Başkanı Marketa Pekarova Adamova ve Ukrayna Meclis Başkanı Ruslan Stefançuk, Prag Kongre Merkezi’nde zirveye katılan meclis başkanlarını birlikte karşılayarak fotoğraf çektirdi. Karşılamanın ardından, meclis başkanları zirve oturumlarına katılmak üzere konferans merkezine geçti. Zirve, açılış oturumlarıyla başlarken TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kırım Platformu II. Parlamenter Zirvesi Genel Kurulu’na hitap etti.

    Kurtulmuş, Ukrayna ve Orta Doğu’da devam eden krizlerin sadece bölgesel değil, küresel bir çatışmanın da konusu olabileceğini ve bunun için yaşanan insani kayıpların bir an evvel sonlandırılmasını temenni ettiklerini belirterek, “Türkiye olarak hem 1991 sınırlarında uluslararası sistem tarafından kabul edilmiş Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunuyor hem de 1967 sınırlarında Filistin Devleti’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Her ikisinin de birlikte uluslararası camia tarafından savunulması gerektiğine de inanıyoruz” dedi.

    Kurtulmuş, Türkiye’nin, Ukrayna’nın yaşadığı bütün bu sıkıntılar karşısında başından itibaren Ukrayna’nın yanında olduğunu, Kırım’ın ilhakını da ilk günden itibaren reddederek, Kırım’ın uluslararası alanda Ukrayna’nın bir parçası olduğunu teyit ettiğini belirtti.
    Sadece Kırım’ın değil, Rusya tarafından ilhak edilen diğer toprakların da uluslararası hukuk bakımından Ukrayna’nın bir parçası olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Ukrayna’nın uluslararası toplumca tanınmış sınırları içerisinde bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne olan desteğimiz de tamdır ve bundan sonra da devam edecektir. Ancak bu vesileyle bir kere daha ifade etmek isterim ki, eğer 2014 yılında Kırım’ın ilhakıyla ilgili süreçte uluslararası camia sesini yeterince çıkarabilmiş olsaydı bugün bu toplantı olmayacak, belki Ukrayna böylesine bir savaşın muhatabı olmayacaktı. Bizim için, 1944’ten beri büyük acılar yaşayan dostumuz, kardeşimiz ve soydaşımız olan Kırım Tatarı Türklerin her zaman yanında olduk, her zaman haklı mücadelelerini destekledik. Kırım’ın yerli halkı olan Tatar soydaşlarımızın hak ve menfaatlerinin korunması, kimliklerinin muhafazası ve yarımadadaki statülerinin güçlendirilmesi bizim için de fevkalade önemli bir durumdur. Hepimiz biliyoruz ki Kırımlılar bugüne kadar yaşadıkları bütün zulümlere rağmen haklarını barışçıl ve demokratik yollarla talep etmesini bilen bir halktır” ifadelerini kullandı.

    “Rusya-Ukrayna savaşının bir an evvel durdurulması Türkiye’nin en temel önceliklerinden”

    Ukrayna topraklarındaki savaş ve işgalin büyük bir yıkım ve sayısız ölüm getirdiğini ifade eden Kurtulmuş, bu savaşların bir an evvel durdurulmasının Türkiye’nin en temel önceliklerinden olduğunu bildirdi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye’nin, bu savaşın başlangıcından itibaren hem Rusya’yla hem Ukrayna’yla konuşabilen bölgedeki tek ülke olarak bölgesel barış perspektifiyle hareket ettiğini belirtti.
    Türkiye’nin hem Ukrayna’nın haklı davasını savunduğunu hem de büyük bir yayılma potansiyeli gösteren bu savaşın bir an evvel durdurulması için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini anlatan Kurtulmuş, “Bu çerçevede iki de sonuç aldık. Bunlardan birisi Karadeniz Tahıl Koridorunun açık tutulmasının temin edilmesi, bir diğeri ise esir takaslarının gerçekleştirilebilmesidir” ifadelerini kullandı.

    İsrail-Filistin çatışması

    Ukrayna’daki savaş devam ederken ve bunun acıları üzerinde konuşurken dünyanın 7 Ekim’de Orta Doğu’da yeni bir savaş ve gerilimle uyandığını dile getiren Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
    “Öncelikle şunu çok açık bir şekilde ifade etmek isterim. Sivilleri hedef alan saldırı kimden gelirse ve kime yönelirse yönelsin asla kabul edilemez. Ancak burada bir kere daha açık bir şekilde teyit etmek isterim ki, siviller arasında da bir hiyerarşi, siviller arasında da bir ayrımcılık, çifte standart uygulanamaz. Özellikle İsrail’in şu anda da devam eden hastaneleri ve mülteci kamplarını hedef alan son askeri operasyonlarının amacının çok üstüne çıktığı ve bu anlamda da yeni insani kayıpları ortaya koyduğu aşikardır. Yaklaşık 5 bine yakın insanın öldüğü Gazze bölgesinde bir an evvel acil bir ateşkesin sağlanması ve özellikle bu bölgede hastaneler başta olmak üzere insani yardımların ulaştırılması şarttır. Biz Türkiye olarak hem Ukrayna krizinin hem Orta Doğu’da devam etmekte olan bu krizin potansiyeli itibarıyla gelişme istidadına sahip olduğu, sadece bölgesel değil Allah muhafaza küresel bir çatışmanın da konusu olabileceğini düşünüyor ve bunun için yaşanan insani kayıpların bir an evvel sonlandırılmasını temenni ediyoruz. Türkiye olarak hem 1991 sınırlarında uluslararası sistem tarafından kabul edilmiş Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunuyor hem de 1967 sınırlarında Filistin Devleti’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Her ikisinin de birlikte uluslararası camia tarafından savunulması gerektiğine de inanıyoruz.”

    “Gazze’de yaşanan insani krizin önlenmesi için çok acil uluslararası sistemin hareket etmesi insanlık meselesidir”

    Gazze’deki insani krize de dikkati çeken Kurtulmuş, “Yaşanan insani krizin önlenmesi için çok acil bir şekilde uluslararası sistemin hareket etmesi ve başta hastanelerdeki tıbbi teçhizat, su, ilaç ve gıda almak üzere oradaki masum sivil halka yardım edilmesinin bir insanlık meselesi olduğunu ifade etmek isterim. Son söz olarak şunu söylüyorum, hem Ukrayna krizi hem yaşadığımız diğer bölgesel krizler bize bir şey gösteriyor; uluslararası sistem sorunları çözmekte, çatışmaları önlemekte yetersiz kalmaktadır. Dünyada acilen yeni bir barış mimarisini tesis etmek için, yeni bir küresel siyasal mimariye ihtiyaç olduğunu ifade ediyoruz. Dünya 5 ülkenin insafına bırakılmayacak kadar önemli bir yerdir ve bütün ülkelerin eşit egemenliğini savunan bir dünya sisteminin kurulmasını da zaruri görüyoruz” açıklamasını yaptı.

  • Soykırımı Bursa’dan takip eden Filistinlilerin feryadı

    Soykırımı Bursa’dan takip eden Filistinlilerin feryadı

    Kimi üniversite eğitimi, kimi ise çalışmak için Bursa’ya gelen Filistinliler, ağızlarından çıkan her sözle adeta dünyaya insanlık dersi veriyor. Kayıplarının haberlerini televizyondan öğrendiğini söyleyen Filistinli bir genç, “Ölüm haberi alacağız diye sabah uyanmaktan korkuyoruz” derken, Bursa Filistin Evi Derneği Başkanı ise “Cennet bize Sina’dan veya başka bir ülkeden çok daha yakın” diyerek, vahşetin boyutlarını gözler önüne seriyor.

    Sivil katliamının durdurulması yönünde dünyadan yükselen çağrılara rağmen İsrail güçleri, günlerdir ayrım yapmadan Gazze’yi bombalamaya devam ediyor. Bebek, çocuk, kadın demeden dünyanın gözü önünde tarihin en büyük katliamlarından birini yapan İsrail, 5 binden fazla insanı öldürürken, 15 binden fazla insanın da yaralanmasına sebep oldu. Amerika ve Avrupa’nın desteğini alarak soykırım suçu işleyen İsrail, hastane, konut, cami, kilise, pazar yeri ayırt etmeksizin Gazze’ye bomba yağdırmaya devam ediyor. Dünya genelinde vatandaşlar nezdinde tepkiler çığ gibi büyürken, kan ve gözyaşı ile yoğrulan topraklardan binlerce kilometre uzaktaki Bursa’daki Filistin Evi Derneği’nde de bölgedeki gelişmeler an be an takip ediliyor. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da Filistin Evi Derneği’ni ziyaret ederek yakınları şehit edilen Filistinlilere taziyede bulundu. Türk ve Filistin bayraklarıyla donatılan dernek binasında, şehitler için dualar okundu.

    Müslüman dünyası sessiz

    Filistin halkına çok geçmiş olsun dileklerini ileterek baş sağlığı dileyen Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Gazze’de yaşanan insanlık dramının dünyanın neresinde olursa olsun kabul edilemeyeceğini vurguladı. Filistin Devleti’ni tanımadan ve Doğu Kudüs’ün başkenti ilan edilmeden kalıcı çözümün elde edilemeyeceğini kaydeden Başkan Aktaş, “Bunların gözü dönmüş. Kadın, çocuk, cami, hastane, pazar yeri, mülteci kampı her yeri vuruyorlar. ‘İki tane fok balığı buzullarda mahsur kaldı diye’ dünyayı ayağa kaldıranların hepsi sessiz. Hastanedeki patlamayla alakalı sanki teknik bir arıza varmış da bir patlama olmuş, hatta bunu Filistinliler kendileri yapmış gibi bir açıklama yaptılar. Dünya basını da bunu böyle geçti. Müslüman dünyası maalesef genel anlamda konuyla alakalı sessiz. Son günlerde ortaya tepkiler konmaya başlandı ama liderler çok sessiz” dedi.

    Kalıcı çözüm getirilmeli

    Hiçbir Müslümanın hangi dine mensup olursa olsun masum bir vatandaşa işkence yapmayacağını kaydeden Başkan Aktaş, “İsrail ise acımasızca saldırılarını sürdürüyor. Hepimiz biliyoruz ki onların derdi Müslümanlar. Bu yapılan hamlenin Müslümanlara yapıldığını biliyoruz. Zaten içimizi yaralayan da İslam dünyasının gerekli reaksiyonu göstermemesidir. İnşallah en kısa zamanda bu katliam, bu acı dursun ve kalıcı bir çözüm getirilsin. Acı büyük. Ne konuşursak konuşalım şehit edilen çocukları, kadınları, insanları geri getiremeyiz. Bizler 85 milyon nüfuslu bir ülkeyiz. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. 3 tarafımız denizlerle, 4 tarafımız sorunlu ülkelerle çevrili. Bunun büyük bir oyun olduğunu bilmeliyiz. Bu oyunu Türkiye görüyor. Cumhurbaşkanımızın iliklerine kadar bu sorunu hissettiğine eminim ve şahidim” diye konuştu.

    “Cennet, bize Sina’dan daha yakın”

    Bursa Filistin Evi Derneği Başkanı Muhammed Alyazı ise İsrail’in sadece bir gecede 350 hedefi vurduğunu ve 400 Müslümanın o gece şehit olduğunu ifade etti. İsrail’in kullandığı bütün roket, silah ve uçakların Amerika tarafından gönderildiğini anlatan Alyazı, İsrail ve Amerika’nın ortaklaşa Gazze’de Müslümanlarla savaştığını dile getirdi. Gazze’deki acının çok büyük olduğunu, şehit ve yaralı sayısının çok fazla olduğunu söyleyen Alyazı, “Tüm bunlara rağmen Gazze’de moralimiz çok yüksek. Dünyadan sadece iki şey istiyoruz. Dua ve destek. Filistinliler tüm katliama rağmen Gazze’den çıkmayacaktır. Filistinliler, ‘Cennet, bize Sina’dan ve başka ülkeden daha yakındır’ diyor. O yüzden Gazze’de ya şehadet ya da zafer elde edeceğiz. İsrail tarafından atılan fosfor bombası yapılanların yanında çok küçük bir şey. Hastaneleri, okulları, sivilleri, çocukları vurdular. Çocukların savaşla ne ilgisi olabilirdi? Gazze’de yapılanlar, Filistinliler tarafından tek tek kaydediliyor. İnşallah İsrail’e karşı katliam ve soykırım sebebiyle büyük bir dava açacaklardır” dedi.

    “Çocuklar sadece şehadet ve ölüm görüyor”

    Dünyanın farklı farklı ülkelerindeki halklara Filistin’e verdikleri destekten dolayı teşekkür eden Alyazı, “Ancak devletlerden resmi bir destek göremedik. Gazze’yi hükümetler yalnız bıraktı. Gazze şuanda tek başına İsrail’le savaşıyor. Biz onlardan ne insan, ne para istiyoruz. Bizim kendi askerimiz var. Sadece silah istiyoruz. Ukrayna, Karabağ ve Libya’da yapılan silah yardımlarının aynısını istiyoruz. Bizler ancak o zaman hakkımızı alabiliriz. Nasıl alabileceğimizi de biliyoruz. Geçen gece eşimin ailesi de vurulmuş. İki şehidimiz oldu. Eşimin annesi, babası, çocukları ve akrabaları yaralanmış. Haberi aldığımızda kendimi tutmak istedim ama tutamadım. Yaşadıklarımız çok ağır. Oradaki çocuklar ellerindeki oyuncaklarla ‘şehit, şehit’ diyerek oynuyor. Küçük bebekleri kucaklayıp ‘şehit’ diyerek oynuyorlar. O çocuklar neden böyle oynuyor? Çünkü sadece şehadet ve ölüm görüyorlar” diye konuştu.

    “Bu savaş Müslümanlar uyanınca biter”

    İsrail’in birkaç gün önceki gece saldırısında abisiyle birlikte aynı aileden 17 kişiyi şehit veren Filistinli Gazi Aruki, Gazze’deki insanların artık sadece şehadetlerini ve rahmete kavuşmayı beklediğini belirtti. İsrail’in şuan kimseye itibar etmediğini dile getiren Aruki, “Asker, çoluk, çocuk, ev, hastane demeden, ayrım yapmadan herkesi ve her yeri vuruyor. Şiddetli bir saldırıyla acımadan vuruyor. Gazze’de başlayan savaşın ne zaman biteceğini hiç bilmiyoruz. İsrail tek başına hareket etmiyor. Amerika ve Avrupa’nın desteğiyle savaşıyor. Bu savaş ancak Müslümanlar uyanınca biter. Filistin meselesi sadece Filistinlilerin meselesi değildir. Bütün Müslümanların meselesidir. Müslüman olan herkes sorumludur” dedi.

    “İnsanların kaybedeceği hiçbir şey kalmadı”

    Filistinli Muhammed Salih Abdullah Sulayeh ise son saldırılarda dayısını, amcaoğullarını, arkadaşlarını ve yakın çevresindeki birçok insanı aynı anda kaybettiğini söyledi. Ailesinin yaşadığı mahallenin tamamen ortadan kaldırıldığını anlatan Sulayeh, “Hiç bir şey kalmadı. Evler, binalar, çocukken oyun oynadığımız yerler tamamen yok edildi. Harabeye çevrildi. Gazze’deki görüntüleri gördükten sonra insan olan herkesin içi parçalanır. Şuanda kendimi ayakta zor tutuyorum. İnsanın psikolojisi artık kaldırmıyor. Ailemle en son savaşın ikinci gününde görüştüm. Bir daha irtibat kuramadım. Gazze’de su, elektrik, yemek yok. Gece uyuyunca sabah uyanmaktan korkuyorum. Haberlere bakınca ailemden birilerini kaybettiğimi öğrenmekten korkuyorum. Dayılarımdan 14 kişinin şehit olduğunu saat 2’de telefondan haberleri izleyince öğrendim. Keşke Gazze’de olsaydım. Bu kadar eziyet çekmezdim. Ailemin yanında olmak istiyorum. Yeter ki yollar açılsın, durumlar düzelsin ve aileme kavuşayım. Şehadet olursa şehit olurum hiç fark etmez. Zaten insanların kaybedeceği hiçbir şey kalmadı. Filistin’de çocuk da kalmadı. Çocukluk mu var Filistin’de? O kadar zahmet, zorluk ve savaştan sonra tüm çocuklar adam gibi oldu. Gazze sanki kıyamet günü gibi. Orada herkes savaşlarda, çatışmalarda büyüdü. Çocuklar da maalesef adam gibi konuşacak. Şuanda en yüksek ses Türkiye’den geliyor. Bütün Müslümanlara sesleniyorum. Bizim harekete geçmemiz gerekir. Amerika utanmadan İsrail’e destek veriyor. Müslümanlar Gazze’ye gıda, tıbbi malzeme gönderiyor. Amerika bomba gönderiyor” diye konuştu.

    “Ya silah ya kefen”

    Filistinli Musab Aruki, Gazze’de çok sayıda enkaz altında insan bulunduğunu dile getirerek, “Çok sayıda insan yakınlarının nerede olduğunu, yaşayıp yaşamadığını bilmiyor. Dünyanın harekete geçmesi için kaç kişinin daha ölmesi gerekiyor? Gazze’nin ihtiyacı ya silah ya kefen. Başka bir ihtiyacı yok” dedi.
    Ziyaretin sonunda Başkan Alinur Aktaş, şehitler için dua okuyarak Filistinlerin görüş ve düşüncelerini dinledi.

  • İsrail hava saldırılarında 120 Filistinli öldü

    İsrail hava saldırılarında 120 Filistinli öldü

    Hamas’ın dün 2 rehineyi daha serbest bırakmasının ardından İsrail savaş kabinesi toplandı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’n katıldığı toplantıda, kabine “Hamas’ı ortadan kaldırma” sözü verdi. Netanyahu toplantı sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada Hamas’a karşı birlik olmaya devam edeceklerini belirtirken, Gallant ise kapsamlı hazırlık sürecindeki askerlerle bir araya geldiğini ifade etti.
    ABD Başkanı Joe Biden, Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinde rehinelerin serbest bırakılmasından memnuniyet duyduğunu belirterek, tüm rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze’deki ABD vatandaşları ile sivillerin güvenli geçişini sağlamak için çalışmalarını sürdüreceğini kaydetti. Gazze’ye insani yardım akışının sürdürülmesi gerektiğini ifade eden Biden, Netanyahu’ya ABD’nin İsrail’e olan desteği ile ilgili bilgi verdi.

    IDF saldırılarını sürdürüyor

    İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), dün Gazze Şeridi’ndeki 400 noktaya hava saldırısı düzenlendiğini duyurdu. IDF tarafından yapılan açıklamada, saldırılarda tüneller dahil çok sayıda yapının vurulduğu ve Hamas komutanlarının öldürüldüğü belirtildi.
    Filistinli yerel kaynaklar tarafından yapılan açıklamada ise İsrail’in dün gece saatlerinden sabah saatlerine kadar süren yerleşim bölgelerine yönelik hava saldırılarında 120 Filistinlinin hayatını kaybettiği belirtildi.

  • Şehit çocuklar için beyaz balonlar bırakıldı

    Şehit çocuklar için beyaz balonlar bırakıldı

    Kütahyalı çocuklar, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Temsilciliğinin organizasyonu ile İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli yaşıtları için Ulu Camii önünden gökyüzüne beyaz balonlar saldı.

    TÜGVA Kütahya Temsilcisi Saidi Furkan Coşgun, İsrail’in saldırıları sonucu Filistin’de her gün 120 çocuğun şehit edildiğini belirtti.
    Coşgun, “Filistin’de çocuklar, oyuncaklarla oynamaları gerekirken maalesef şarapnel parçalarıyla oynuyor. Hayal kurmaları gerekirken korkudan düşünemiyorlar.

    Buradaki tutumumuzla zulmeden kanlı eller ve şehit düşen küçük bedenler, anne ve babaların feryadı ve özgür Kudüs hatırlansın istiyoruz. Avrupa’da, ABD’de bir çocuğun tırnağı kırılsa dünya sallanıyor, yaygara koparılır ama Müslümanların şehit düşmesine, feryat edilmesine kulaklar tıkalı” diye konuştu.

    İsrail’in saldırılarda hayatını kaybeden Filistinliler için dua edildi, daha sonra da beyaz balonlar gökyüzüne bırakıldı.
    İHA tarafından havadan da görüntülenin TÜGVA’nın etkinliğine, AK Parti Kütahya Milletvekili İsmail Çağlar Bayırcı ve AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay da katıldı.