Etiket: Filistin

  • Bursa’dan Filistin’e destek

    Bursa’dan Filistin’e destek

    Tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da İsrail’in Filistin’e saldırıları protesto ediliyor. Cuma namazı sonrası Ulucami’de toplanan binlerce vatandaş İsrail aleyhinde sloganlar atarak tepkilerini gösterdi. Filistin’de hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kılındıktan sonra dualar edilerek, protesto sona erdi.

    Bursa Gönüllü Kuruluşlar Platformu Başkanı Murat Eryağan, “Bugün Siyonist işgalci İsrail’in, Gazze’yi karadan, havadan ve denizden bombardımana başlamasının 14’üncü günüdür. Katil İsrail, kadın erkek, genç yaşlı, bebek çocuk demeden yerleşim yeri, ev, hastane ve okul ayırmadan hiçbir ölçü ve savaş kuralı tanımadan, hatta fosfor bombası kullanarak hiç suçu olmayan 2,5 milyon mazlumun üzerine bomba yağdırıyor” dedi.

    Filistin’de eşine rastlanmayan bir vahşetin yaşandığını ifade eden Eryağan, “İnsan hakları, hayvanları koruma, doğa dernekleri suskun. İslam İş Birliği Teşkilatı ise vahşetin 12’nci gününde ancak toplandı. Yazıklar olsun bize. İki milyara yakın Müslüman’ın her biri sadece bir kova su dökse yeryüzünde İsrail diye bir ülke kalmaz. Bu vahşeti işleyen zalim, terörist İsrail’e ABD’si, İngiltere’si, Avrupa’sı destek verme yarışına girmiş durumdadırlar. Kimi uçak gemilerini, kimi savaş gemilerini, kimi basın ordusunu göndererek terörist İsrail’e ve onun katil, terörist başkanı Netenyahu’ya var güçleri ile destek oluyorlar” diye konuştu.

    Son bir aydır Müslümanların, Mescid-i Aksa’da sabah ve öğle namazlarını kılamadıklarını vurgulayan Eryağan, “Kutsal mabedimiz Mescid-i Aksa’da ezan dahi okunamıyor. İsrail askerlerinin korunması altında çeşitli bahanelerle Mescid-i Aksa’ya her gün baskın düzenleniyor. İsrail bir taraftan Gazze’yi bombalarken, diğer taraftan Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri açmaya devam etmektedir. Silahlı sivil Yahudi yerleşimciler, gece gündüz demeden Filistin mahallelerine baskın yaparak Filistinlileri göçe zorlamaktadırlar. Gazze etrafındaki kuşatmayı daraltarak Gazze’ye tam bir ekonomik ambargo uygulanmaktadır” ifadelerini kullandı.

    Yapılması gerekenleri de kısaca sıralayan Murat Eryağan, “BM acilen toplanarak İsrail’in derhal ateşkes ilan etmesini sağlamalıdır. BM’nin 181 sayılı kararı gereği; başkenti Kudüs olan Filistin’in topraklarında, bağımsız, egemen bir Filistin devleti en kısa zamanda kurulmalıdır. BM, Uluslararası Af Örgütü’nün tespitleri doğrultusunda ‘Beyaz fosfor bombası’ kullanan İsrailli yöneticiler Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde savaş suçlarından dolayı yargılanmalıdır. Mısır, Refah Sınır Kapısını temel ihtiyaç maddelerinin ulaştırılması için acilen ve süresiz olarak açmalıdır. Halkı Müslüman olan ülkeler ortak hareket etmeli ve Filistin davasına sahip çıkmalıdır. İşlevsiz olan uluslararası kurum ve kuruluşlar işlevli hale gelmelidir” şeklinde konuştu.

    Açıklamaya, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz da katıldı.

  • BTÜ’lü öğrencilerden ‘Filistin’ bildirisi

    BTÜ’lü öğrencilerden ‘Filistin’ bildirisi

    İçlerinde Kazakistan, Somali, Fas, Endonezya, Mali, Çad, Fildişi Sahili, Özbekistan, Nepal, Rusya, Burkina Faso, Mali, Lübnan ve Mısırlı öğrencilerin bulunduğu Bursa Teknik Üniversitesi Birleşmiş Milletler Simülasyonu öğrencileri yayımladıkları bildiride, Filistin ve İsrail arasındaki savaşın sivillere olan zararları, İsrail’in işlediği insanlık suçu ve Filistin’in haklı davasında yanlarında olduğunu belirttiler.

    Bildirileri, Uluslararası İlişkiler 2. sınıf öğrencisi, Kazakistanlı Aray Nazymova İngilizce olarak, Bilgisayar Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Özbekistanlı Habib Salimov Türkçe olarak okudu.

    Bursa Teknik Üniversitesi Birleşmiş Milletler Simülasyonu öğrencileri tarafından yayımlanan bildiride, şu ifadelere yer verildi:

    “Bursa Teknik Üniversitesi Birleşmiş Milletler Simülasyonu öğrencileri olarak, İsrail’in Gazze’deki sivillere karşı işlediği tüm savaş suçlarını ve onları kuşatarak, yiyeceklerinden mahrum bırakarak, su ve elektriğini keserek, evlerini, ibadethanelerini ve hatta hastanelerini hedef alarak etnik temizlik girişiminde bulunmasını kınıyoruz. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında ölen ve yaralanan sivillerin, çocukların, kadınların ve yaşlıların acısını yürekten hissediyor, ölen ve yaralanan kardeşlerimizin yanlarında olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Filistin halkının haklı davasına saygı duyuyor ve destekliyoruz. İsrail’in bu saldırıları, insan haklarına ve uluslararası hukuka aykırıdır. Gazze’de insanlık onuru ayaklar altına alınmaktadır. Filistin halkına karşı yapılan bu haksız saldırılara ‘dur’ denmesi için Birleşmiş Milletler’in ve uluslararası toplumun sesini yükseltmesini istiyoruz. İsrail’in bu saldırılarına son vermesi ve Filistin halkının haklarını tanıması için uluslararası toplumun acilen müdahale etmesini talep ediyoruz. Ayrıca, masum insanlara yönelik utanç verici uluslararası sessizliği de kınıyoruz. Uluslararası toplumun, Filistin halkının yanında durması ve İsrail’in saldırılarına karşı bir an önce ortak bir tavır sergilemesini talep ediyoruz. Türkiye’nin bölgede barış ve huzur için yaptığı çalışmaları destekliyoruz. Biz de farklı kıta, ülke ve kültürlerden gelen, Birleşmiş Milletler Simülasyonu’nu oluşturan Bursa Teknik Üniversitesi’nin uluslararası öğrencileri olarak, Filistin halkına her türlü destek göndermek için elimizden geleni yapacağız. İsrail’in Gazze’de sivil halka ve hastanelere yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda hayatını kaybeden masum insanlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.”

  • Filistin’e destek için toplandılar

    Filistin’e destek için toplandılar

    Cuma namazının ardından Çarşı Meydanı’nda yapılan basın açıklamasına, Bozüyük Sivil Toplum Harekatı Platform üyeleri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

    Basın açıklaması öncesi konuşma yapan Platform Kurucusu Yusuf Özcan, “Filistinli kardeşlerimizin yanında olmak için buraya kadar yoruldunuz, zahmet ettiniz. Rabbim bu eylem ve hareketinizi mübarek eylesin. İnşallah bizim buradaki toplanmamız Müslümanların uyanışına, direnişine, haykırışına vesile olsun istiyorum. Sevgili kardeşlerim birlik olma, beraber olma, devletimizin yanında durma ve Siyonistlere ve İslam düşmanlarına karşı direnme zamanıdır. Biz bu konuda her zaman devletimizin yanında olduğumuz gibi yine devletimize destek olmak için bir araya toplanmış bulunuyoruz. Zalimin karşısında sessiz duran, sessiz kalan dilsiz şeytandır. Biz rabbimize dilsiz olmadığımızı, haykırışımızı görmesini, duymasını bu vesileyle Gazze’deki Müslüman kardeşlerimize rahmetini indirmesini yüce Mevla’mızdan niyaz ediyoruz” dedi.

    Daha sonra açıklama yapmak için platform adına söz alan Hakan Oğuz ise, “Onlar istiyor ki Filistin halkı katliama uğrasa da sussun. Sürülse de itiraz etmesin. Yok, edilirken direnmesin. Kutsalları çiğnenirken, hastaneleri, okulları, camileri bombalanırken razı olsunlar. Onlar için mazlum Filistinli makul Filistinlidir. Direnen Filistinli ise teröristtir. Taş da atsa terörist, slogan da atsa. Oysa Buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Filistin’in kendisini bu işgalci ve soykırımcı İsrail’e karşı savunması meşrudur ve desteklenmelidir. Filistin’in direnişini selamlıyoruz” dedi.

  • “Herkesin umudu Türkiye olmuş durumda”

    “Herkesin umudu Türkiye olmuş durumda”

    Osmangazi Belediyesi tarafından restore edildikten sonra üniversite öğrencileri için eğitim ve kültür merkezi haline dönüştürülen Şadırvanlı Han Eğitim Akademisi’nin Ekim, Kasım ve Aralık aylarını kapsayan ‘2023 yılı Güz Dönemi’ programı başladı. Bu programlar kapsamında düzenlenen “Dış Türkler ve Türkiye” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Başkan Dündar, Batı Trakya, Balkanlar, Orta Asya ve Orta Doğu’daki gelişmeler hakkına bilgi ve tecrübelerini aktardı.

    Konferansa; AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Adnan Kurtuluş’un yanı sıra, Tacikistan Dangara Belediye Başkanı İslomiddin Rahmon, belediye başkan yardımcıları ve vatandaşlar katıldı.

    “Sinsi bir politikayla Batı Trakya’daki azınlık yokluğa doğru gitti ve gidiyor”

    Türkiye’nin dünyadaki herkesin umudu olduğunu ifade eden Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Şuan uzun sistemli sinsi bir politikayla Batı Trakya’daki azınlık yokluğa doğru gitti ve gidiyor. Köyler ve şehirler boşalıyor. Orada istenilen amaca ulaşılmış oluyor. O bölgede kalsan orada yapacak bir işin yok, tarım yapsan onun için bir ortam yok, Türkiye bizlere her dönem sahip çıktı. Burada iş yapacak olanlara her türlü ortamı hazırladı. İnsanlarımız çalışkan üretim yaparak iş sahibi oldu. Kendini geliştirerek çocuklarını okutup bir yerlere geldi. Balkanlar karışık bölge coğrafyası zor. Bununla birlikte milliyetler çok karışık. O milliyetler sebebiyle o bölge her zaman dünya siyasetine yön veren yerler oldu. Bosna’da 50 yılda bir savaş olur, orada insanlar hep beraber yaşıyor ama savaş için bir sebep oluyor. Balkanlarda sürekli sıkıntılar var, Yunanistan demokrasi içinde insanları bir şekilde yok edip sindiriyor. Bulgaristan kominizim içinde kültürünü değiştirmiş durumda. Bu bölgede Müslüman Türkün üzerine oyunlar oynanarak Türklerin gelişmesinin ve ilerlemesinin önüne geçiliyor” dedi.

    “Tüm dünyanın gözü Orta Asya devletleri üzerinde”

    Batı Trakya’daki seçimlerde uygulanan politikayla milleti birbirine düşürdüklerini aktaran Dündar, “Bu seçimlerde öyle bir sistem uyguladılar ki köy muhtarlarını dahi listeye koydular. Karışıklık oldu millet birbirine düştü. Rusya, savaş halinde Orta Asya ile ilgilenemiyor. Tüm dünyanın gözü Orta Asya devletleri üzerinde buradaki devletlerle nasıl iş yapabiliriz diye mücadele veriyor. Biz Türk dünyası olarak kendimizi sınırlamıyoruz. Bizim gönül coğrafyamız var Türkiye sınırları Türkiye’den büyüktür. Türk dünyası, Balkanlar, gönül coğrafyası ve İslam âlemi hepsi buraya bakıyor. İsrail’in yaptığı katliama Avrupa’dan bir ses çıkmıyor. Buradaki katliama sadece Türkiye ses çıkartıp tepki gösteriyor. Herkesin umudu Türkiye olmuş durumda. İsrail hastaneyi bombalıyor. Burayı Hamas havaya uçurdu diye algı yapıyorlar. Bu algıyı Avrupa kamuoyunda yapıyor” şeklinde konuştu.

    Türkiye ve Bursa’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Tacikistan Dangara Belediye Başkanı İslomiddin Rahmon da Osmangazi Belediyesi’nin yaptığı örnek hizmetlere hayran kaldığını dile getirdi.

  • Cemevinden İsrail’e protesto, Filistin’e destek

    Cemevinden İsrail’e protesto, Filistin’e destek

    Tunceli’de Hacı Bektaşı Veli Kültürünü Yayma ve Yardımlaşma Derneği Cemevi öncülüğünde Filistin’e destek açıklaması gerçekleştirildi. Vali Bülent Tekbıyıkoğlu’nun da katıldığı destek açıklamasında İsrail’in saldırıları protesto edilirken Filistin’e destek mesajları verildi. Cemevi adına açıklama yapan dede Ali Önal, İsrail katliamını lanetlerken, “Filistin’i işgal altında tutan İsrail, tüm insanlığın gözü önünde insanlık dramı yaşatmaktadır.

    Ne yazık ki dünya devletleri bu zulüm ve vahşet karşısında sessiz durmakta hatta destekleyen tutumlar sergilemektedir” dedi.
    “Katil İsrail” sloganlarının atıldığı açıklamada, Filistin’de hayatını kaybedenler için mumlar yakılarak dualar edildi.
    Düzenlenen dayanışma etkinliği, katılımcılara lokma ve niyazların dağıtılmasıyla sona erdi.

  • Filistin’e destek için yürüdüler

    Filistin’e destek için yürüdüler

    İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılara tepki gösteren yüzlerce vatandaş, sloganlar eşliğinde yürüyüş gerçekleştirdi. Yoğun katılım ile düzenlenen yürüyüşte vatandaş Türk ve Filistin bayraklarını sallayarak, İsrail aleyhine sloganlar attı, tekbir getirdi. Sırrı Paşa Caddesi’nden başlayan ve protokol üyelerinin de katıldığı yürüyüş, Ceren Özdemir Meydanı’nda son buldu.

    Burada tüm STK’lar adına açıklamalarda bulunan Memur-Sen üyesi Şükrü Karadeniz, “10 Ekim 2023 tarihinde başlayan İsrail saldırıları, barış ve istikrar arayışı içinde olan Filistin halkını hedef alarak yaşam hakkını ciddi şekilde tehdit etmektedir.

    Özellikle 17 Ekim 2023’te İsrail’in savaş kurallarını, insan haklarını hiçe sayarak Gazze’de El-Ehli Baptist Hastanesi’ne yaptığı bombalı saldırı, 500’den fazla kadın, çocuk ve masum sivilin ölümüne sebep olmuş, Filistinli kardeşlerimizin sağlık hizmetlerine erişimini tehlikeye atmıştır. Bu durum uluslararası hukuka açık bir şekilde rest çekmek, soykırımı açıkça meşrulaştırmaktır” ifadelerine yer verdi.

    Açıklamanın ardından Altınordu İlçe Müftüsü Abdullah Söylemez tarafından hayatını kaybeden Filistinli vatandaşlar için dua edildi.

  • Tunceli’de cemevinden İsrail’e protesto

    Tunceli’de cemevinden İsrail’e protesto

    Tunceli’de Hacı Bektaşı Veli Kültürünü Yayma ve Yardımlaşma Derneği Cemevi öncülüğünde Filistin’e destek açıklaması gerçekleştirildi. Vali Bülent Tekbıyıkoğlu’nun da katıldığı destek açıklamasında İsrail’in saldırıları protesto edilirken Filistin’e destek mesajları verildi.

    Cemevi adına açıklama yapan dede Ali Önal, İsrail katliamını lanetlerken, “Filistin’i işgal altında tutan İsrail, tüm insanlığın gözü önünde insanlık dramı yaşatmaktadır. Ne yazık ki dünya devletleri bu zulüm ve vahşet karşısında sessiz durmakta hatta destekleyen tutumlar sergilemektedir” dedi.

    “Katil İsrail” sloganlarının atıldığı açıklamada, Filistin’de hayatını kaybedenler için mumlar yakılarak dualar edildi.

    Düzenlenen dayanışma etkinliği, katılımcılara lokma ve niyazların dağıtılmasıyla sona erdi.

  • Mescid-i Aksa’da yoğun önlemler

    Mescid-i Aksa’da yoğun önlemler

  • Starbucks’tan Filistin’e destek paylaşımlarına dava

    Starbucks’tan Filistin’e destek paylaşımlarına dava

    ABD’li kahve zinciri Starbucks, Filistin’le dayanışma paylaşımında bulunduğu gerekçesiyle ‘Starbucks Workers United’ adlı sendikaya dava açacağını açıkladı. ABD medyasındaki haberlere göre, Starbucks’ın Genel Müdür Yardımcısı Sara Kelly, sendikanın Filistin ile dayanışma mesajı verdiği paylaşıma ilişkin açıklamalarda bulundu.
    Sendikanın görüşlerine kesinlikle katılmadıklarını ifade eden Kelly, “Workers United adımızı, logomuzu ve fikri mülkiyetimizi kullanmaya devam ettiği için, bazı insanlar bu paylaşımı yanlışlıkla bizimle ilişkilendiriyor. Workers United, Starbucks adına konuşmamaktadır ve şirketimizin görüşlerini temsil etmemektedir. Sendikanın sözleri ve eylemleri sadece ve sadece kendilerine aittir” ifadelerini kullandı.

  • “Ortadoğu’da yine bir insanlık suçu işleniyor”

    “Ortadoğu’da yine bir insanlık suçu işleniyor”

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Turizm Platformu’nun Artİstanbul Feshane’de düzenlediği “İstanbul Turizm Buluşması”na katıldı. Sektörün sorunlarının ve çözüm önerilerinin konunun paydaşları tarafından ele alındığı buluşmada, sırasıyla; İstanbul Turizm Platformu Direktörü Dr. Şengül Altan Arslan, İstanbul Rehberler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özgür Özaltun, TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Eker, TÜROB Başkanı Müberra Eresin, TTYD Başkanı Oya Narin ve İmamoğlu birer konuşma yaptı. Turizmin dünyanın en hızlı gelişen endüstrilerinden biri olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Çok önemli bir etki alanına sahip, bir o kadar da toplumlar üzerinde inanılmaz bir etkisi olan, sosyal kültürel etkileri olan bir sektörden bahsediyoruz” dedi.

    Orta Doğu’da artan şiddet olaylarına özel paragraf açan İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:

    “ORTADOĞU’DA YİNE BİR İNSANLIK SUÇU İŞLENİYOR: Ne yazık ki Orta Doğu’da yine bir insanlık suçu işleniyor. İnsanlar katlediliyor, çocuklar, kadınlar ölüyor. Ve bu insanlık suçunun işlendiği bir ortamda, bütün bu katliamın sebebi olan hangi unsur, hangi kurum, hangi devlet, yönetici var ise hepsini kınıyorum. Terör örgütlerini kınıyorum. Biz, bugün aslında burada, bu zor koşullarda konuşabilmenin erdemini ve sorumluluğunu da gösteriyoruz. Daha iyi bir dünyaya ihtiyaç duyduğumuzu, daha sağlıklı bir coğrafya var edebilme kabiliyetine sahip olduğumuzu, iddiamızı ortaya koyuyoruz. Bu çok önemli hem demokrasi açısından hem dünyada uluslararası ilişkilerin kurgulanması noktasında hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yakışan bir duruşun sergilenmesi açısından önemli bir buluşma olduğunu düşünüyorum. Bir hafta, 10 gün ya da 15 gün önce herhangi bir turizm platformu toplantılarından birisi olarak düşündüğümüz bugünkü buluşma, aslında bir anda bizim milletçe irademizin ne kadar önemli olduğunu, güçlü olduğunu, zor zamanlarda bir araya gelip konuşabilmenin ne denli kritik sonuçlara doğru yol gösterici birtakım kavramlara erişebileceğine fırsat zemini oluşturduğunu gösteriyoruz.

    GÜÇLÜ TÜRKİYE, GÜÇLÜ ŞEHİRLER KAVRAMI BAŞKA SIFATLARLA, BAŞKA TARİFLERLE YAPILMAYA ÇALIŞILIYOR: Bu bağlamda, güçlü bir Türkiye ve kesinlikle bunun merkezi duygusunu taşıdığını bildiğimiz güçlü bir İstanbul’un varlığı, sadece bizim yaşadığımız ülkemizin değil, yakın coğrafyamızdaki milyarlarca insanın soluk alabildiği, nefes alabildiği, mutlu olduğu, Cumhuriyet’i, demokrasiyi, laikliği, bir arada yaşayabilmeyi, kültürler arası geçişkenliği, inançlar arası geçişkenliği muazzam bir şekilde servis edebilen bir ülke olduğunu göstermesi açısından çok çok kıymetli. Ve biz, eğer bu güçlü Türkiye kavramını bu kriterlerle masaya oturttuğumuzda -ki bazen bu kriterler şaşabiliyor; güçlü Türkiye, güçlü şehirler, kavramı başka sıfatlarla, başka tariflerle yapılmaya çalışılıyor- tam aksine, ben güçlü ülkeyi bir barış teminatı, bir uzlaşı teminatı, bir yaşam kalitesi teminatı noktası olarak görüyorum. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tutum ve tavrı bu coğrafya için çok çok önemli. Bu tutum ve tavır, belki de en fazla turizm için önemli.

    BUGÜNKÜ BULUŞMA ÇOK ÖNEMLİ: Çünkü az önce söylediğim bu hassas dönemlerde, biliyoruz ki en ön sırada da sektörlerin başında gelen turizmin hem bu etkiyi azaltma hem de ülkemizin bu fırsat alanını büyütme noktasında çok ilişkili bir duyguyu tariflediğini düşünüyorum. Temelde birtakım ekonomik ilişkiler, endüstriyel ilişkiler tartışılır, vergiler vesaire tartışılır. Ama ben, temel unsurun bir ülkenin yönetim biçimi, bir ülkenin demokrasisi, bir ülkenin özgürlükleri, adaleti, hukuku gibi unsurların en temel dayanağı, en temel unsurları olduğunu düşünüyorum başta turizm sektörünün gelişimiyle ilgili. Bu bakımdan bugünkü buluşma çok çok önemli. Bugün burada, özellikle İBB’nin birimleriyle yan yana hususları konuşacak olmanız ve bunun gelişimiyle ilgili tartışmaların yapılacak olması benim adıma çok sevindirici. Tam da arzu ettiğimiz şey.

    ÇOK ÖZEL İLİŞKİLERİ GELİŞTİRDİĞİMİZ BİR İNANÇ MASAMIZ VAR: Aslında iç içe geçen mekanizmaları kurabilmek, yine az önce bahsettiğim mevcut durumun duygusuyla, yaşanan sıkıntılar, sorunlar ve çözümleri kavramı üzerinden bir dayanışma zeminini daha burada dile getirmek isterim. Göreve geldiğimin ilk aylarında aslında böyle çok da vitrine koymadığımız, ama arka planda çok özel ilişkileri geliştirdiğimiz bir İnanç Masamız var. Bu İnanç Masası, aslında bu şehirde yaşayan bütün inançları bir araya getiren ve onların düşünceleriyle, talepleriyle hizmetlerimizin şekillendiği bir masa. Burada, bu kentte yaşayan, ki bu kentte yaşayan bütün inançların aynı zamanda Türkiye’yi tariflediğini ve hatta dünyada neredeyse var olan bütün inançların da temsil edildiği bir masanın varlığının ne kadar kıymetli olduğunu, bugün yaşanan bir savaş ortamının ya da krizinin temel meselesinin dayandığı kökün, ne yazık ki inançların suistimalinin ya da inançların doğru yönüyle kullanılmadığı pozisyondan doğduğunu bildiğimiz bir yerde, ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Orada, İnanç Masası’nda tartıştığımız ve aldığımız birtakım uygulamalar, inanın sınırlar ötesinde duyuluyor ve bir takdir kazanıyor. örneğin; İstanbul’da 16 milyon insana hizmet ederken, Mezarlıklar Dairesi’nde sadece bir inancın, sadece bir mezhepsel tarafına hizmet ettiği bir noktadan, bugün neredeyse İstanbul’daki 7-8 inancın temsil edildiği, o inancın temsilcilerinin, din görevlilerinin temsil edildiği, işe başladığı, bir arada toplumsal bir hizmet sunduğu alana dönüştü. Bunun bu şekilde oluşmasının temelinde, o İnanç Masası’nın varlığı ve o sıkıntıların orada dile getirilişinden doğan bir hizmet anlayışı var. Bu bakımdan biz bu demokratik kanalları güçlendireceğiz.

    BİZİM ZERRE KIRILACAK TARAFIMIZ YOK: Az önce kıymetli başkanlarımızın da satır başlarında ifade ettiği hangi sorunlar varsa, burada dile getirilmesi, aslında bizim işlerimizin iyileşmesi noktasındaki tavsiyeler. Onun için bizim zerre kırılacak tarafımız yok. Tam aksine, bizi mutlu edersiniz. Çünkü bizim verdiğimiz bu hizmet, bizim kurumumuz ve taraf olduğumuz bir hizmet değil. Bu kurum, sizlerin kurumu. Yani İBB, burada bulunan sizler ve ben… Aslında birbirimizden farkımız yok. Bu kurumun sunduğu hizmetler benim de yaşamımı, kişisel olarak, aile ya da başka temsil ettiğim kişisel sahama hizmet eden bir kurum. Sizlerin de keza aynı. O bakımdan, lütfen bu bilinçle bizimle dertleştiğiniz her hususu bir uygulamaya, bir eyleme dönüştürme konusunda da takipçi olmanızı diliyorum. Tam da Turizm Platformu bu kavramla kurulmuştur. Turizm Platformu geliştirilmeli mi? Tabii ki geliştirilmeli. Zaten geliştirmeyle ilgili atılımları da sizden bekliyoruz. Ben, bu tür konularda hiçbir zaman ‘-mış’ gibi yapmadım. Muhataplarıyla, olduğumuz her ortamda bunu konuştum. Devletimizin kurum ve kuruluşlarıyla da çok şeffaf, çok geçişken bir ilişki kurmayı arzu ediyoruz. Yani bu valiliğimizden tutun da farklı kurum ve kuruluşlara varıncaya kadar aynı. Sanki birbirinden farklı kurullarmışız gibi, yani birisi ta Kuzey Kutbu’nda öbürü Güney Kutbu’ndaymışız gibi davranmanın hiçbir anlamı yok.

    NE YAZIK Kİ YERELİN GÜÇLENMESİNİN TAM TERSİNE BİR POZİSYON YAŞANDI: Yerel yönetim, az önce başkanımız da ifade etti. Gerçekten dünyada yerel yönetim bu işlerin tam merkezi. Ne yazık ki bu yerel demokrasi ve yerel yönetimlerin gücü noktasında ama mevcut yönetmeliklerin, mevcut kanunların yeterli olmadığını net olarak ifade etmeliyiz. Yıllar öncesinden Sayın Cumhurbaşkanımızın, yerelin güçlendirilmesi mesajlarıyla, 2002’den itibaren Türkiye’de iktidar olduğunu biliyoruz. Ama o günden bugüne, ne yazık ki yerelin güçlenmesinin tam tersine bir pozisyon yaşandı. Bu da bir gerçek. Bunun düzeltilmesi lazım. Bu ülkenin ismi de varlığı da bu şehrin ismi de varlığı da hepimizin ortak varlığı. Kimsenin aşağı çekmesine müsaade etmeyelim, hep birlikte onu yüceltmeye dönük bir yolculuğu güçlendirelim isteriz. İnanın Turizm Platformu, böyle bir platformdur. Size aittir. Hiçbir siyasi kavrama ait değildir. İstanbul’a ve İstanbulluya aittir. İstanbul’un turizm sektörüne aittir. Sizler büyütün, sizler geliştirin, sizler eleştirin ve birlikte başaralım. Hiçbir şekilde, ben ve benim temsil eden arkadaşlarımın hiçbirisi bunun dışında bir anlayış içerisinde olmaz, olamaz, olmamalıdır da.

    LÜTFEN KATKINIZI BU PLATFORMDAN ESİRGEMEYİN: Turizmin içerisinde birçok duygunun var olduğunu bildiğim açıdan, sizlerin de bu sektörün duayenleri, lokomotif güçleri ve yaratıcı insanları olarak gördüğümden, lütfen katkınızı bu platformdan esirgemeyin. İş birliği içerisinde ilişkileri birlikte büyütelim. Göreceksiniz, bu sadece sizin sektörünüze katkı sunmayacak, aynı zamanda bu ülkenin gerçekten demokrasisine, sağlıklı bir yaşamına, kaliteli bir yaşamına katkı sunan bir yolculuğu tarifleyeceğine yürekten inanıyorum. Bu şekliyle iletişim güçlendirmek üzere sizlerle birlikte oluşturulan bu çalışma düzenini de büyük bir memnuniyetle karşılıyorum. Benim yönetici arkadaşlarımın büyük bir kısmı burada, sizler buradasınız. Eminim ki buradan çok verimli sonuçları hep birlikte alacağız diyorum.”