Fındıkta dünya pazarının yüzde 70’ini elinde tutan Türkiye, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok ülkesine fındık ihraç ediyor. Üretiminde ve ihracatında dünyada 1. sırada olduğumuz fındık, Türkiye’de binlerce aile tarafından üretiliyor.
Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ihracat verilerini açıkladı. Verilere göre Ocak ayında 2 bin 294 ton, Şubat ayında 541 ton, Mart ayında bin 151 ton, Nisan ayında 884 ton ve Mayıs ayında 741 ton fındık ihraç edildi.
Düzce’den Avrupa Birliği ülkelerine 2023 yılında 9 bin 730 bin ton iç fındık ihracatı gerçekleşmişti.
Etiket: fındık
-
Düzce’de 5 bin 611 ton fındık ihraç edildi
-
Fındığın yaprağından sarma yaptılar
İlçede ev hanımları tarafından kurulan Piraziz Yerel Eylem Grubu Derneği’nce (PİRYEG) ilçe stadında organize edilen festivalde yöreye özgü çalı çileği çorbası, fındık yaprağı sarması, karayemiş tuzlaması, Piraziz köftesi, fındıklı burma tatlısı gibi 100 civarında ürün sergilendi. İlçedeki kadınlar tarafından yapılan yemekler il ve ilçe dışından gelen katılımcılara ikram edildi.
PİRYEG görevlisi ve organizasyon sorumlusu Demet Öztürk, gazetecilere, amaçlarının yereldeki ürünlerin tanınırlığını artırmak olduğunu söyledi. Festivalde fındık yaprağı sarması, ısırganlı pasta gibi farklı lezzetleri sergilediklerini dile getiren Öztürk, yörede yetişen bitkileri kullanarak farklı lezzetler ortaya çıkardıklarını aktardı.
“Tarifi 80 yaşındaki bir teyzeden aldık”
Öztürk, özellikle fındık yaprağı sarmasının geçmişten bugüne unutulan bir lezzet olduğuna dikkati çekerek “Piraziz’de yaşayan 80 yaşındaki bir teyzemizin tarifi ile fındık yaprağı sarmasını yaptık. Amacımız eski tatlarımızı günümüzde de tadabilmek, kaybolmamasını sağlamak” dedi.
Vejeteryan ürünlerin yörede çok fazla olduğuna işaret eden Öztürk, “Bu ürünleri günümüze uyarlamak istedik. Isırganı pastaya dönüştürdük, çok da lezzetli oldu” diye konuştu.
Öztürk, coğrafi işaretli ısırgan ve fındığı da festivalde bir çok yemekte kullanıldığını sözlerine ekledi.
-
Milletvekilleri fındık için buluştu
TBMM’de fındık üreten illerin milletvekilleri fındık çalışma grubu toplantısında bir araya geldi. Düzce’nin de önemli tarım ürünü olan ve binlerce kişinin geçim kaynağı olan fındık için yapılacak çalışmaları üreticilerde merakla bekliyor.
Milletvekili Ercan Öztürk toplantı ile ilgili olarak “Bölgemizin geçim kaynaklarından olan fındıkla ilgili politikalarımızı masaya yatırdık, üretim ve ihracat süreci ile vatandaşlarımızın beklentilerini değerlendirdik. Bugüne kadar olduğu gibi fındık üreticilerimizi memnun edecek çalışmaları hayata geçirmenin gayretinde olacağız” ifadelerinde bulundu.
Düzce’den Avrupa Birliği ülkelerine 2023 yılında 9 bin 730 bin ton iç fındık ihracatı gerçekleşmişti.
-
Fındığın ekonomik değeri artacak
Düzce’de üretimi yapılan fındıkların çiftçiler tarafından mikro işletmeye dönüştürülmesi için Düzce Ticaret ve Sanayi Odası, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ve Düzce Üniversitesi işbirliğinde bir proje hazırlandı. Proje çerçevesinde üreticilere kırma, ayıklama, kavurma, ambalajlama ve fındık ezmesi yapılabilecek mikro işletmeler konusunda bilgilendirmelerde bulunulacak. Ayrıca Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi’nde proje çerçevesinde Fındık Dönüşüm Merkezi açıldı.
“Yüksek katma değer elde edebiliriz”
Fındık üreticileri için önemli bir proje olduğunu vurgulayan Düzce Valisi Selçuk Aslan, “Bugün ilk adımını atacağımız fındık dönüşüm merkezi Düzce’mizde fındık işi ile uğraşan, fındık ticareti ile uğraşan hemen herkes açısından inanıyorum ki yeni bir pencere, yeni bir vizyon açacaktır. Fındığı dalından topladığımız hali ile değerlendirirsek 50 lira, kavurursak 150 lira, endüstriyel olarak işlersek 550 lira. Hesap böyle. Bu anlamda çiftçimizi işletme haline döndürebildiğimiz ölçüde daha müreffeh kılabiliriz, memleketimiz açısından daha yüksek katma değer elde edebiliriz. Bu mikro ölçekte ilk adım olacaktır. Buradan alacağımız zemin, buradan yakalayacağımız fırsatlar belki tüm çiftçilerimiz tarafından fabrikatör olma, işletmeye dönme imkanı vermese de işlerinde kendilerini farklılaştırabilen, o vizyonu yakalayabilen, dünyaya açılma müteşebbis ruhlu insanlar açısından oldukça güzel bir modeli oluşturacaktır” dedi.“Model fabrika kuruyoruz”
Projeyi Düzceli çiftçiler için hazırladıklarını dile getiren Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erdoğan Bıyık da, “Kurmuş olduğumuz model fabrikamızda fındık kırma, ayıklama, kavurma, ambalajlama ve fındık ezmesine dönüştürme işlevlerini yapabilecek 12 makine bulunuyor. Bu model fabrika ile üreticiler, büyük emeklerle ürettikleri fındıklarını katma değerli ürünlere dönüştürebilecek. Burada model fabrika kuruyoruz” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Fındık Dönüşüm Merkezi hizmete açıldı. Merkezde bulunan makineler ve fındığa dair araştırmaların yapılacağı laboratuvarda incelemelerde bulunuldu. -
Fındıkta ‘külleme ve kozalak akarı’ tehdidi
Fındığın meyve, yaprak ve sürgün gözlerini tahrip ederek ekonomik kayıplara neden olduğu bilinen kozalak akarı ile fındık bitkisinin en önemli hastalıklarından olan külleme hastalığına karşı kimyasal mücadele nisan ayının ortalarında başlıyor. Üreticiler, hastalık ve zararlılara karşı mekanik mücadele sürdürürken, diğer taraftan kimyasal ilaçlama yoluyla bahçelerinde uygulamalar da yapıyor.
“Bölgemizde 6-7 yıldan bu yana külleme görülüyor, zararı ciddi boyutta”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, bölgede yaklaşık 7 yıldır görülen küllemenin ciddi zararlara yol açtığını söyledi. Soydan, “Özellikle yeni doğan fındık yapraklarından başlayarak daha sonra büyüyerek, fındığı doğduktan sonra fındık çotanaklarına doğru küllemeler devam ederek zarar veriyor. Üreticilerimiz 6-7 yıl önce ciddi bir mücadeleye başladı. Çiftçilerimize verdiğimiz bilgiler ve alanlarda uygulamalı çalışmalarımız ile son yıllarda mücadelenin ciddi şekilde arttığını gördük. Bu mücadelenin de önemli derecede olumlu sonuçlarını da aldık. Çünkü fındıkta ilk yıllarda başladığında yapraklarında külleme başlayarak, beyaz bir tabaka oluşturdu, fındık yapraklarının oksijen almasını önleyerek, çürümelere ve dökülmelerine neden oldu” diye konuştu.
“Ciddi rekolte kayıpları yaşandı”
Külleme hastalığı ile birlikte yine bölgede etkili olan kozalak akarının da rekolte kaybı ile kalite düşüklüğüne neden olduğuna değinen Soydan, “Özellikle sahil kesimlerinde külleme daha çok görüldü. Bununla ilgili yapılan mücadeleler şuanda önemli sonuçlar veriyor. Nisan ayının ortalarında ilk müdahalenin yapılması lazım. Bu konuda hem ziraat odalarımız, hem de tarım müdürlüklerimiz ile birlikte üreticilerimize gerekli bilgilendirmeleri veriyoruz. Bununla birlikte kozalak akarı da fındık için bir zararlıdır. Özellikle sonbahar mevsiminde başlar ve fındığın uç kısımlarında oluşur. İlk mücadele ocak aylarında el ile yapılan mekanik mücadeledir. Ancak bugünlerde devam eden kozalak akarı özellikle doğan fındık filizlerinde ciddi zarar oluşturuyor, dalları kurutarak verim kaybına yol açıyor. Bununla ilgili de yapraklar açtıktan sonra nisan sonu, mayıs başı olmak üzere bir haftalık mücadele süresi var, bu süreçte kimyasal mücadele yapılması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
-
Fındıkta yalancı meyve endişesi
Giresun’un Tirebolu ilçesinde fındık üreticisi Ali Kuş, bu sene mevsim şartlarından dolayı tozlaşma ve döllenmenin olmadığını ifade ederek doğumda görünen fındığın dökülme riski olduğunu söyledi.
İlçenin Menderes köyünde fındık üreticiliği yapan Kuş, “Dededen, babadan kalma yöntemlerle fındık üreticiliği yapmaktayım. Hayatım fındık bahçelerinde gözlemleyerek geçti. Tarımla ilgili birçok tecrübemiz oldu. Daha bu seneki gibi bir hava şartı ile karşılaşmadım. Kışımız yaz oldu, bizim gibi meyveler de şaşırdı. Şuana kadar zirai don riski olmadığı için her şey iyi gidiyor gibi görünüyor ama hiçte göründüğü gibi değil. Kışı bahar sanan fındık püslerini ve karanfillerini açtı ama ne yazık ki tozlaşma olayı gerçekleşmedi. Fındığa bakarsan dalları meyve vermeye durdu. Bir daldaki ışkında birden çok fındık verecek gibi duruyor ama bu meyveler döllenmediği için dökülecektir. Kısacası dallarda yalancı meyve var. Bunlar döllenmeyince dökülecek meyvelerdir. Fındık püsü ile fındığın çiçeği olan karanfil tozlaşması mevsiminde ve yeterince olmadı. Bizi endişelendiren işte budur” dedi.
-
Fındıkta ‘kozalak akarı’ ve ‘külleme’ ile mücadele
Fındık kozalak akarının çok önemli bir fındık zararlısı olduğunu, fındığın meyve, yaprak ve sürgün gözlerini tahrip ederek ekonomik kayıplara yol açtığını aktaran Sağlam, zararlıya karşı mekanik ve kimyasal mücadele uygulanması gerektiğini belirtti. Sağlam, “Mekanik mücadele kozalak akarlarına karşı etkili bir yöntemdir. Kışın yapraksız dönemde kozalaklar toplanıp bahçe içinde bir yere toplu olarak bırakılmalıdır. Sürekli mekanik mücadele yapılan bahçelerde kimyasal mücadeleye gerek duyulmaz” dedi.
“Mekanik mücadele yapılamayan bahçelerde kimyasal mücadele gerekebilir”
Sağlam, kimyasal mücadelenin nasıl yapılacağı konusunda şunları söyledi:
“Bahçelerde kimyasal mücadeleye karar vermek için bir ön sayım yapılmalıdır. Bu amaçla 1-10 da büyüklükteki bahçelerde 10 ocak, 11-30 da büyüklükteki bahçelerde 20 ocak ve 30 da’ dan büyük olan bahçelerde de 30 ocak tesadüfi olarak işaretlenir. İşaretli her ocağın 1’er dalındaki kozalaklar sayılarak kaydedilir. Bulunan rakamlardan yararlanarak, bir daldaki ortalama kozalak sayısı hesaplanır. Bir dalda ortalama 5 kozalak varsa kimyasal mücadelenin yapılması gerekir. En uygun kimyasal mücadele zamanı akarların göçünün yoğun olduğu nisan sonu mayıs başındaki bir haftalık süredir. Bu dönemde uç sürgünler 4-4,5 yapraklı, yeni tomurcuklar toplu iğne başının yarısı büyüklükte ve yeni gelişen meyveler mercimek büyüklüğüne geldiği dönemdir. Fenoloji takibi yapılarak bu dönem belirlenmeli ve ilaçlamalar bir hafta içinde bitirilmelidir.”Kimyasal mücadelede Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tavsiye edilen bitki koruma ürünlerinin kullanılması gerektiğine değinen Sağlam, ilaçlama yapacak üreticilerin gerekli tedbirleri de alması gerektiğini söyledi.
“Külleme hastalığı belirtisi görüldüğü anda mücadele gerekli”
,Külleme hastalığına karşı zamanında ve tekniğe uygun olarak yapılan mücadelenin önemine de değinen İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, şu an mücadele için doğru zaman olduğuna dikkat çekerek, “Bulaşma kaynaklarının azaltılması için yere dökülen yapraklar ile hastalıklı bitki artıkları toplanmalı, bulaşık dip sürgünleri kesilmeli ve imha edilmelidir. Bahçede nemi azaltmak, iyi bir hava sirkülasyonu, yeterli ışıklanma sağlamak için budama ve yabancı ot mücadelesine önem verilmelidir. Fındık bahçelerinde külleme hastalığı hava sıcaklıklarına bağlı olarak, Nisan ayı ortalarından itibaren görülmeye başlar ve belirtiler görülür görülmez ilaçlamaya başlanır. Daha önceki yıllarda, bahçede hastalık görülmüş ise belirtiler görülmeden de, çotanak bağlama döneminde ilaçlama yapılır. Hastalığın şiddeti, iklim şartları ve ilacın etki süresi dikkate alınarak ikinci ve diğer ilaçlamalara hasada kadar devam edilir. İlaçlamalarda Bakanlığımızca tavsiyesi olan ruhsatlı bitki koruma ürünlerinden herhangi biri kullanılmalıdır. Çisentili ve mevsim için anormal sayılabilecek çok sıcak günlerde ve güneşli günlerde öğle saatlerinde ilaçlama yapmaktan kaçınılmalıdır. İlaçlamalarda sırt pülverizatörü, mekanik, motorlu veya hidrolik bahçe pülverizatörü kullanılmalıdır” ifadelerine yer verdi.
Üreticilerin külleme hastalığına bağlı ürün ve kalite kaybı yaşamamaları için uyarılarda bulunan İl Müdürü Sağlam, fındık bahçelerinin kısa aralıklarla kontrol edilmesi ve hastalık belirtileri görülür gülmez kimyasal mücadeleye başlanması gerektiğine dikkat çekti. -
Fındık fiyatları düştü
Sezona 80 liradan başlayan ve sezon boyunca 110 ila 130 lira arasında seyreden fındık fiyatı geçen hafta zirve yaparak 140 liranın üzerine çıktı. Üreticinin 150 lirayı görmesini beklediği fındık fiyatı sert bir düşüşle 125 liraya geriledi.
Fındık fiyatının zirveyi gördükten sonra düşüşe geçmesinin nedenlerini açıklayan Giresun’un tarihi Fındık Pazarı’nın esnaflarından Mustafa Kankaya, tahmini karanfil sayımlarının ve zirai don riskinin azalmasının etkili olduğunun söyledi. Kankaya yaptığı açıklamada, “Geçen hafta fındık fiyatı 140 liranın üzerine çıkmıştı ve bu fiyat sezonun en zirve fiyatı oldu. Ancak her yıl olduğu gibi bu zamanlarda yapılan karanfil sayımı ile tahmini fındık rekoltesi 850 bin ton olarak açıklandı. Bu geçen yılında üzerinde tahmini bir rekolte açıklaması oldu. Tabi bir de mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları nedeniyle fındık erken açmaya başlamıştı ve bu da zirai don riskini beraberinde getirmişti. Ancak hava şartlarının zirai don riskini azalttı. Ayrıca banka faizleri de artınca elinde fındık tutan tüccarlar ihracatçılara bir anda fındığı satması etkili oldu. Bütün bunları dikkate aldığımızda 150 lirayı zorlayan fındık fiyatı 125 liraya kadar geriledi” dedi.Sezon boyunca fındık fiyatının gerek TL gerekse döviz bazında istikrarını koruduğunu da ifade eden Kankaya, “Normal şartlarda değerlendirdiğimizde TMO’nun fındık alım fiyatı açıklandığında dolar bazında baktığımızda 3.5 dolar civarındaydı. Bugünde değerlendirdiğimizde yine yaklaşık 3.5 dolar civarında diyebiliriz. Serbest piyasada sezona 80 liradan başlayan fındık fiyatı sezon boyunda 110 ila 130 lira arasında gidip geldi. Fındık üreticileri bu sezon bir kayıp yaşadıklarını söyleyemeyiz ancak, beklendiler daima yüksek oldu. 120 lirayı görünce beklenti 130 lira oldu, 130 lirayı geçince de 140 lira beklentisi oldu. Geçen hafta da 140 lirayı görünce beklenti 150 liralar olmuştu ancak tahmini rekolte açıklanması, zirai don riskinin azalması gibi nedenlerle piyasadan etkilenen fiyatlar da gerilemiş oldu. Bundan sonra artık oluşacak fiyatlar yeni sezonu belirleyecektir” diye konuştu.
-
Fındıkta verim endişesi
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ziraat Mühendisler Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, son günlerde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiğini ve bunun da yeni sezonda fındıkta verim düşüklüğüne neden olacağını söyledi. Pehlevan, fındığın soğuklanmaya (üşümeye) ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek “Bu ihtiyacı 7 santigrat derecenin altında sıfır derecede olduğu zaman mümkün olacaktır. Fındıktaki soğuklanma ihtiyacı bitki çeşidine göre 400 saatten bin 300 saate kadar değişmektedir. Yeterli soğuklanma ihtiyacını karşılayan fındığın verimi yüksek, karşılamayanın düşük olacaktır. Son zamanlarda hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi verimde düşüşler olması kaçınılmaz olacaktır. Sıcaklardan kaynaklı erken açma olabilir. Bu erken açma ilkbahar geç donları, tomurcukların kabardığı dönemde eksi 2 dereceden itibaren zarar vermektedir. Hasar oranı donun şiddeti ve süresine bağlı olarak değişiklik gösterir. Dişi ve erkek çiçeklerin açma zamanı çok önemli. Birlikte açıp birlikte birbirini tozlaşması gerekiyor” dedi.
Fındık üreticisine düşen görev
Fındık üreticisine konuyla ilgili uyarılarda bulunan Pehlevan, “Öncelikle fındık üreticisi sonbaharda fındığının bakımını iyi yaparak güçlü kışa karşı hazırlaması gerekiyordu. Gübreleme yapılacak olan toprak ve yaprak analizleri neticesine göre uygun biçimde verilmelidir. Bu sıcalıkların arkasından geceleri yaşanabilecek bir dona karşı da üreticilerimiz dikkatli olmalıdır. Don zararını tamamen koruyan ve Tarım Orman Bakanlığınca ruhsat verilen her hangi bir ürün bulunmamaktadır. Sadece bitkinin geç uyanmasını sağlayan düzenleyiciler kullanılabilir. Fakat bilinmesi gereken bu düzenleyiciler donun etkisini yok etmez. Sadece şiddetini bir miktar azaltabilir. Çiftçilerimizin don zararından zarar görmemeleri için Meteorolojiyi takip ederek don olacak akşamalarda bahçenin değişik yerlerinde bol duman veren sap, saman, fındık zurufu gibi maddeler yakmalıdırlar. Yağmurlama sistemi sistemi ile sulama yapılabilir, toprağın üzeri hasır, plastik örtü malzemeleri ile örtülebilir, havaya su buharı püskürtülerek nem oranı artırılabilir ve bahçenin uygun noktalarına vantilatör koyularak hava sirkülasyonu yapılabilir gibi uygulamalar ile don zararını en aza indirebiliriz” diye konuştu.
Önümüzdeki yıllarda rekolte olumsuz etkilenebilir
İklimden kaynaklı olumsuzlukların sürmesi durumunda ileriki yıllarda fındıkta rekoltenin düşeceğine de dikkat çeken Pehlevan, “Fındığın çok çeşitli sorunları var. Bunları çözmemiz gerekiyor. İklimden kaynaklı sorunlar bu hızla devam ederse önümüzdeki yıllarda fındık rekoltesini olumsuz etkileyecektir. Dolayısıyla iklimsel sorunlardan dolayı sulama ihtiyacı hasıl olacaktır. Sulama için suya ihtiyacımız olacağından ek maliyetler gerekecektir. Bu tür uygulamalar ise maliyetlerin artmasına sebep olacaktır. Fındıkla ilgili sorunları ve riskleri iyi analiz ederek planlarımızı şimdiden ona göre yapmamız lazım. Tarım ve Orman Bakanlığı son dönemlerde damla sulama sistemi konusunda destek vermeye başladı. Suyun önemine binaen de Tarım ve Orman Bakanlığı su verimliği seferberliği projesini başlattı. Seferberliğin bir parçası da tarımsal suluma yöntemlerinde ekonomik su kullanımı. Suyu ne kadar az kullanırsak geleceğimize o kadar umutla bakacağımız” ifadelerini kullandı.
-
Kenevir ve fındığın üretim merkezi ‘Samsun’
Gıdadan tıbba, tıptan sanayiye, sanayiden giyim sektörüne olmak üzere birçok alanda kullanılan kenevirin üretimi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile Samsun’da hız kazandı. Özel izinle üretilen kenevirin üretim üssü Türkiye’de Samsun olurken, ülkenin en çok gelir getiren ihraç kalemlerinden fındıkta da Samsun iddiasını korumaya devam ediyor.
170 çiftçi 2 bin 543 dekar alanda kenevir tohumu ve lifi üretti
2023 verilerine göre Samsun’da Bafra’da 2, Havza’da 42, Vezirköprü’de 71 ve Ladik’te 55 olmak üzere toplam 170 çiftçi kenevir üretiyor. Bafra’da 454 dekar alanda sadece tohum üretilirken, 4 ilçede 170 üretici toplam 2 bin 543 dekar alanda kenevir tohum ve lifi üretiyor. Aynı zamanda Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi de açık alan ve sera dahil toplam 8 bin dekar alanda kenevir üzerine AR-GE çalışması gerçekleştiriyor. 2024 yılında Samsun’da üretim izni alan firmaların sayısı artarken, bu yıl AR-GE hariç 10 bin dekara yakın alanda kenevir üretim yapılması öngörülüyor.
2023 yılında 118 bin 499 ton fındık üretildi
Samsun’da 2023 yılının fındık rekolte sonuçları belli oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı verilere göre Samsun’un rekoltesi en yüksek ilçesi 47 bin 766 ton ile Çarşamba oldu. Çarşamba’yı 34 bin 476 ton ile Terme takip ederken, Salıpazarı 10 bin 758 ton ile 3’üncü, Ayvacık 9 bin 232 ton fındık üretimi ile 4’üncü sırada yer aldı. Samsun’da ayrıca Alaçam’da 137 ton, Asarcık’ta 410 ton, Atakum’da 2 bin 530 ton, Bafra’da bin 950 ton, Canik’te bin 218 ton, İlkadım’da 568 ton, 19 Mayıs’ta 3 bin 621 ton, Tekkeköy’de 5 bin 783 ton ve Yakakent’te ise 50 ton fındık elde edildi. Samsun’da fındık üretilen tarım arazilerine 2024 yılı itibariyle birçok tarla eklenirken, bu yıl sonundaki rekoltenin 2023 yılının üstüne çıkarak Ordu’ya yaklaşması tahmin ediliyor.
76 bin 15 adet tarım poliçesi kesildi
Öte yandan, 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu kapsamında 2023 yılında Samsun’da kesilen poliçe sayısı 76 bin 15 oldu. 2023’te 375 bin 496 dekar alan, 155 bin 574 adet büyükbaş hayvan, 93 bin 986 adet küçükbaş hayvan, 3 milyon 672 bin adet kümes hayvanı ve 32 bin kovana tarım sigortası yapıldı. Bu sigortalama işlemleri için 29 milyon 270 bin TL tazminat ödendi. 2023’te devlet tarafından yapılan prim desteği tutarı ise 100 milyon 878 bin TL olarak kayıtlara geçti.