Etiket: fırın

  • Dilencilerden bozukluk istemeye başladı

    Dilencilerden bozukluk istemeye başladı

    Fırıncılar, yaklaşık 6 aydır bozuk para bulmak konusunda sıkıntı yaşıyor. Son dönemlerde vatandaşların kullanımını azaltması nedeniyle bozuk para bulamayan işletmeler, diğer işletmelerden de aynı sorun sebebiyle bozuk para tedarik edemiyor. Merkez Bankasından yeterli tedarik yapamadıklarını ifade eden işletme sahipleri, ihtiyaçlarını spor salonu kantini, kahvehane ve dolmuşçu gibi küçük esnaftan yardım alarak karşılamaya çalışıyor. Bazen dilencilerden bile bozuk para istediğini aktaran esnaf, müşteriye para üstünü vermek konusunda sıkıntı yaşadığı zamanlarda zararına satışlar da gerçekleştiriyor. Fırıncılar, konuyla ilgili hem vatandaşlardan hem de yetkililerden yardım istiyor.

    “Ben bazen sokaklardaki dilencilere ‘Bozuk paranız var mı’ diye soruyorum”

    Eskişehir’de fırın işletmesi olan Oğuzkan Akbal, bozuk para sıkıntısının yerelle sınırlı kalmadığını belirtti. 1 liranın ve 50 kuruşun eskisi kadar değerli olmaması nedeniyle vatandaşların kullanımını azalttığını ve geri dolaşıma katmadığını dile getiren Akbal, “Dolaşımdaki bozuk parada sürekli bir düşüş oluyor. Merkez Bankası da bu sıralar sanırım daha az para basıyor ya da esnaftan ve ticaret yapanlardan talep geldiği için bozuk parayı kotalı veriyor. Dolayısıyla biraz elimiz kolumuz sıkışıyor. Bizim ekmeğimiz de şu an 7 lira. Vatandaşa 3 lira para üstü verirken bir bozuk para sıkıntısı yaşıyoruz. Müşterilerimizden o konuda destek istiyoruz. Sağ olsunlar onlar da bize evlerinde biriktirdikleri bozuk paraları getirip, bütünletiyorlar. Diğer türlü zaten şu an bozuk para bulmakta çok zorlanıyoruz. Ben bazen sokaklardaki dilencilere soruyorum, ‘Bozuk paranız varsa bütünleyelim’ diyorum. Ama onlarda da artık pek bozuk para bulunmuyor, kağıt paraya geçmişler. Biz bir ürüne 7-8 lira dediğimiz zaman o para üstünü vermekle yükümlüyüz, vermeme şansımız yok. Bozuk para bulamadığımız zaman bir yerden sonra 25 kuruşlara dönüyoruz. O da bitiyor, sonrasında ister istemez geriliyoruz. Çünkü bir insana ‘Para üstü yok, veremem. Bozuğum bulunmuyor’ diyemezsin. İster istemez ‘Nereden buluruz? Nasıl buluruz? Birisi getirir mi? diye içten içe telaş yapıyoruz” dedi.

    “Bütün imkânları zorluyoruz ama bozuk para sıkıntısını çözemiyoruz”

    Kadın girişimci Hatice Hancı ise bankalardan bile bozuk para tedarik edemediklerini aktararak, “Spor salonu kantini ve kahvehaneler gibi küçük esnaftan para topluyoruz, rica ediyoruz. Dolmuşçulardan bozuk para istiyoruz. Müşteriye bazen paramız çıkmayabiliyor. Ne yapıyoruz? ‘Sonra getir’ diyoruz. Müşteriye karşı ne yapabiliriz? Yani onların da yapacağı bir şey yok. Bozuk parada 6-7 aydır sıkıntı var. Eskiden öyle bir sıkıntı yoktu. Küsuratlar vardı ama para da çoktu piyasada. Vatandaşta da vardı. Şu anda vatandaşta da yok. Metal para yok, küçük paralar yok. Bizim de bazen kaybımız büyük oluyor. Müşteride olmayınca ne yapacağım? Bizde de yok. Para üstü olarak poğaça da vermiyoruz. ‘Sonra getir’ diyoruz. Mesela diyelim ki müşterinin masrafı 52 lira tuttu, ‘3 lirayı sonra getirin, getiremezseniz de canınız sağ olsun’ diyoruz. Bizim orada bir kaybımız oluyor mu? Oluyor ama yapacak bir şey yok. Ne yapalım, bulamıyoruz. Bütün imkânları zorluyoruz ama bozuk para sıkıntısını çözemiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Hakkari’de fırınlar titizlikle denetlendi

    Hakkari’de fırınlar titizlikle denetlendi

    Kent genelinde ekmek, pide ve diğer unlu mamullerin üretimini yapan işletmelerde gramaj ve hijyen denetimi yapıldı. Fırınlarda özellikle çalışanların temizliği, imalathane ve satış yerlerinin temiz olup olmadığı, istenilen şartlara uyulup uyulmadığı hususunda kontroller yapan zabıta ekipleri, kontrol esnasında eksiklik tespit edilen işletmelerin sahiplerine var olan bu eksikliklerini gidermeleri konusunda uyarılarda bulunup kurallara uyan işletmelere ise teşekkür etti.
    İşletmelerde imalathane ve çalışanların temizliği, gramaj ile üretilen ürünlerin sağlığa uyumluluk şartları gibi konularda kontrollerini periyodik olarak yürüten ekipler, denetimlerin sıklıkla devam edeceğini belirtti.

  • Fırınlarda “asırlık gelenek” yoğunluğu

    Fırınlarda “asırlık gelenek” yoğunluğu

    Mudurnu’da 7 asırdır esnaf duası geleneği sürdürülüyor.

    Cuma namazı öncesinde esnaf, dükkanlarının önüne çıkıyor ve imamlar eşliğinde dualar ediliyor. 7 asırdır süren dua geleneği öncesinde her hafta onlarca hayırsever fırınlara giderek yüzlerce hayır ekmeği yaptırıyor.

    Duanın ardından hayır ekmekleri vatandaşlara dağıtılıyor. Her hafta cuma günü sürdürülen gelenek dolayısıyla fırınlarda hayırsever vatandaşlar yoğunluk oluşturuyor. Bu hafta ise bine yakın hayır ekmeği yapıldığı öğrenildi.

    Yoğunluk hakkında bilgi veren fırıncı Hakkı Yiğit, “Çalışanlarımızla birlikte yoğun bir mesai yapmaktayız. Hayır ekmeği yapmak için cuma günleri sabah saat 04.00’te başlıyoruz. Çalışmalarımız esnafın dua saatine kadar devam ediyor” dedi.

  • Bursa’da eşini öldürüp kaçan şüpheli yakalandı

    Bursa’da eşini öldürüp kaçan şüpheli yakalandı

    Olay, Bursa’nın merkez Yıldırım ilçesi Değirmenönü Mahallesi Oylat Caddesi üzerinde bir apartman dairesinde gerçekleşti. Edinilen bilgiye göre, daha önceden uzaklaştırma kararının da bulunduğu M.A.A. (34) 4 çocuk annesi eşi Burcu Ayda (32) ile tartışmaya başladı.

    Tartışma sonrası yanındaki bıçağa sarılan saldırgan, Burcu Ayda’yı sol göğsünden bıçakladı. Apartman sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine polis ve 112 Acil Sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Kestel Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Burcu Ayda yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Saldırgan ise olay yerinden kaçarak kayıplara karıştı.

    Bursa Asayiş Şube Müdürlüğü, Cinayet Büro Amirliği katil zanlısını yakalamak için bölgede çalışmalara başladı. Güvenlik kameralarını didik didik inceleyen polis ekipleri, şüphelinin bir fırının depo kısmında saklandığını fark etti. Düğmeye basan ekipler, şüpheliyi depoda yakaladı. İşlemleri devam eden katil zanlısı ilk ifadesinde, ‘Tartıştık, daha sonra kendime hakim olamadım’ dediği öğrenildi.
    Şüphelinin emniyetteki işlemleri devam ediyor.

  • Hakkari’de fırın denetimi

    Hakkari’de fırın denetimi

    Zabıta Müdürü Adil Demir ve beraberindeki zabıtalar, kentin birçok noktasında bulunan fırınları büyük bir titizlikle denetledi. İşçilerin kılık kıyafet, el ve tırnaklarına bakan zabıta ekipleri, kentte denetimlerini sıklaştırdı.

    Vatandaşların sağlığı için rutin denetimlerini sürdüren ekipler, kurallara ve yönetmeliklere uygun bir şekilde üretim yapan iş yeri sahiplerine ve çalışanlarına teşekkür ederek standartlara uymayan işletmelere de uyarılarda bulundu.

    Vatandaşların sağlığını korumak amacıyla rutin denetimler yaptığını belirten Zabıta Müdürlüğü yetkilileri, “Belediye olarak halkımızın sağlığını önemsiyoruz. Vatandaşlarımızın güvenilir ve sağlıklı ürünler tüketebilmesi için denetimlerimizi aralıksız sürdürüyoruz. Bundan sonraki süreçte de vatandaşlarımızın sağlığını ilgilendiren tüm konularda denetim çalışmalarımız aralıksız devam edecektir” dediler.

  • 14 yaşındaki fırın ustası Hilal

    14 yaşındaki fırın ustası Hilal

    Çarşamba Ticaret Meslek Lisesi 9. sınıf öğrencisi Hilâl Bölükbaş, fırında ailesine yardım ediyor. Bu işi severek yaptığını belirten Bölükbaş, okuldan geri kalan zamanlarda fırında çalıştığını söyledi.

    Fırında çalışırken tek zorlandığı kısmın hamur pişirmek olduğunu ifade eden Hilâl Bölükbaş, “Hamur pişirmek kollarımı ağrıtıyor, ekmeği fırından çıkarmak fırına atmak bana daha kolay geliyor. Babam sağ olsun öğretiyor. Fırıncılık benim için çok kutsal, çok anlamlı bir meslek. Her ekmek farklı bir hikâye anlatır. Çünkü benim burada yaptığım ekmek nimet, herkesin sofrasında yer buluyor. İnsanlar karınlarını bir nebze benim elimden çıkan ekmek sayesinde doyuruyor. Bunu düşünmek bunun olduğunu bilmek beni mutlu ediyor. Gözümde farklı bir anlam taşımasına sebep oluyor” dedi.

    “Patron da sensin çalışan da”

    Pazar günleri ve bayramlar da dâhil olmak üzere yılın büyük bir kısmını ailesiyle işlettikleri fırında ekmek yapımı ile geçirdiğini dile getiren 14 yaşındaki fırın ustası Hilâl, “İlk başladığım zamanlardı hiç unutmuyorum, sabaha doğru babam beni uyandırmıştı ve yanımızda çalışan ustanın o gün gelemeyeceğini söylemiş, hamur pişirmekte kendisine yardımcı olmam gerektiğini söylemişti. O gün bugündür bu işi yapıyorum. Bu işte patronluk kavramı diye bir şey yok. Patron da sensin çalışan da. Yazları ve ara tatillerde hep buradayım. Hafta sonları da buradayım. Artık alıştım ve severek yapıyorum” ifadelerini kullandı.

  • Gazze’de ekmek için kil fırın kullanılmaya başlandı

    Gazze’de ekmek için kil fırın kullanılmaya başlandı

    İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları devam ederken, Filisitinliler İsrail ordusu tarafından Refah Sınır Kapısı’ndan geçişine izin verilmeyen yakıt problemiyle karşı karşıya kaldı. Gazze’de tükenen yakıt hastanelerde ve beslenme konusunda büyük sıkıntıya sebep oldu. İsrail ordusunun kasıtlı olarak fırınları hedef alması nedeniyle gıda sıkıntısı çeken Filistinlilere Al-Hamidi ailesi eski kil fırınını kullanarak yardım ediyor.

    Gazze Şeridi’nde bulunan Maghazi kampında yaşayan Al-Hamid ailesi ve ailenin gönüllü gençleri, eski kil fırınını yakıt sıkıntısından dolayı kullanmaya başladı. Aile, fırını yemek pişirmek isteyen ve ekmeğe ihtiyacı olan herkesin kullanımına açtı. Ekmek almaya gelen vatandaşlardan Ahmed Salem, Al-Hamidi ailesinden bir grup gencin, ekmek krizi nedeniyle gönüllü olarak Filistinlilere hizmet ettiğini söyledi. Salem, fırın ve yakıtın bulunmadığını, kamptaki tek fırının da bombalandığını sözlerine ekledi. Durumun zor olduğunu, elektrik ve suyun bulunmadığını, durumun giderek kötüleştiğini ifade eden Salem, bugün unun olduğunu ancak yarın ne olacağını bilmediğini söyledi.

    Filistin Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı son açıklamalara göre İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 2 bin 913’ü çocuk olmak üzere toplam 7 bin 28 kişi hayatını kaybederken, yaklaşık 18 bin kişi yaralandı.
    İsrail savaş uçakları 25 Ekim’de Gazze Şeridi’nin merkezindeki Maghazi Mülteci Kampı’nda bulunan fırını vurmuştu. Saldırı sonucu 10 Filistinli hayatını kaybetmişti. Ayrıca çevredeki çok sayıda dükkan ve ev de tamamen yıkılmış, büyük yıkım meydana gelmişti.

  • İsrail, Gazze’de fırını vurdu

    İsrail, Gazze’de fırını vurdu

    İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne gece saatlerinde düzenlediği saldırılarda 30’un üzerinde Filistinli daha yaşamını yitirdi. Yerel ve sağlık kaynaklarından aldığı bilgiye göre, İsrail güçleri Gazze Şeridi’ndeki Cibalya bölgesi ve Nusayrat Mülteci Kampı ile Yermük ve Zeytun mahallelerine havadan ve denizden saldırılar düzenledi.

    Ekmek fırını hedef alındı

    Nusayrat Mülteci Kampı’nda bir ekmek fırınının hedef alındığı, saldırıda en az 2 Filistinlinin hayatını kaybettiği aktarıldı. Vurulan fırında, diğer bölgelerden kampa sığınan Filistinliler için ekmek üretildiği ifade edildi.

    Binlerce Filistinli hayatını kaybetti

    Filistin Sağlık Bakanlığı tarafıdan yapılan açıklamaya göre, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 3 bin 300 kişi öldü, en az 13 bin kişi yaralandı.

  • Topladığı taşlarla ekmek üretiyor

    Topladığı taşlarla ekmek üretiyor

    Serdivan ilçesinde 25 yıl çiftçilik yapan Müzeyyen Altıparmak, Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin bıraktığı enkazdan tuğla toplayarak küçük bir fırın inşa etti. Altıparmak, 7 ayda kendi çabalarıyla kullanıma hazır hale getirdiği fırında doğal malzemelerden ekmek yaparak geçimini sağlamaya başladı. 2000’li yılların başında günde sadece 10 ekmek üretebilen Altıparmak, deprem enkazından toplayarak inşa ettiği fırınını daha modern hale getirerek günde 150 ekmek üretmesine rağmen siparişlerine yetişemez hale geldi. Fırının başına geçtiğinde depremi hatırlayan Altıparmak, o anları boğazı düğümlenerek anlattı.

    “Ben her gün o anı yaşıyor gibiyim hiçbirini aklımdan atamadım”

    17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin ardından yıkılan binaların enkazından topladığı tuğlalar ve dağlardan aldığı çamurla fırın inşa eden Müzeyyen Altıparmak, “Bu fırınların hikayesi depremden topladığım tuğlalardan 1999 depreminden sonra ben dağdan toprakla enkazdan tuğlalarla bu fırınlarımı yapmıştım. O yıllardan beri devam ediyorum. Allah diyorum ki bir daha o günleri yaşatmasın. Bir işim olsun derken deprem olmuştu, tuğlaya ihtiyacım vardı. Sıfırdan başlayarak yavaş yavaş hepsini kendim yaptım. Yedi gün, on günde olması gereken fırını ben yedi ayda zor toparladım. Bu fırınlar, depremden enkazdan toplanarak değil de satın alınarak yapılsın inşallah. Tabii ki enerji boşalacak ama biz şuurlu olacağız. Hiç aklımdan çıkmıyor belki o duygular hep yaşadığı için ekmeğimin ne kalitesi bozuluyor, ne müşteri talebim azalıyor. Ben her gün o anı yaşıyor gibiyim hiçbirini aklımdan atamadım. Ben bunları keyifle, güle eğlene almadım, bu tuğlaları eğlenerek yapmadım. Evleri yıkılmış insanların evlerinden topladım, ailesini kaybetmiş, çoluğunu çocuğunu kaybetmiş insanların yıkılan evlerinden topladı. Ne yaşamlar vardı o evlerde şu anda o tuğlalar benim fırınlarımda” dedi.

    “17 Ağustos’ta daha çok duygulanıyorsun”

    Deremin yıl dönümlerinde duygulandığını aktaran Altıparmak, “Keşke böyle bir şey olmasaydı, keşke başka türlü almış olsaydım ama bir manevi güç oldu benim için. 17 Ağustos geldiğinde tabii ki o günü yaşıyorsun, o sabahı yaşıyorsun 17 Ağustos olduğunda daha farklı oluyor. Tabii ki her gün yine aynı ama 17 Ağustos’ta daha çok duygulanıyorsun. O gün de bakıyorsun bu fırınlarda neler yaşandı, neler oldu? O gün daha farklı bir gün oluyor. Daha farklı duygular içinde oluyorsun. Hemen hemen o günü yaşamış oluyorsun” diye konuştu.

    “Buraya uğramadan ve dostlarıma ekmek almadan gitmem”

    Deprem enkazından toplanan fırınlarda üretilen ekmeklerden alan Sabri Ersoy, “Pandemiden beri kalitesini, lezzetini ve güler yüzlüğünü, samimiyetine güvendiğim için devamlı müzeye abladan ekmeğimizi alıyoruz. Buradan evime giderken buraya uğramadan ve dostlarıma ekmek almadan gitmem” şeklinde konuştu.

  • Madeni para sıkıntısı yaşayan fırıncıdan ilginç çözüm

    Madeni para sıkıntısı yaşayan fırıncıdan ilginç çözüm

    Tokat’ta 20 yıldır fırıncılık yapan Hüseyin Çavuşoğlu, madeni para bulmakta sıkıntı yaşamaya başlayınca, farklı bir yöntem denemeye başladı.

    Müşterilerin çoğunluğunun kredi kartı kullandığını ancak kağıt para kullanan müşterilerine para üstü olarak madeni para bulamadığını belirten Çavuşoğlu, madeni para bulabilmek için yaptığı yöntemle şaşırttı.

    Çavuşoğlu, dükkanın giriş kısmına astığı yazıda 100 lira madeni para getirene 5 lira vereceğini belirtirken, bin lira madeni para getirenlere ise 50 lira vereceğini yazdı.

    “Bozuk para bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Çocuklar evdeki kumbaralarını getirebilir. 100 lira bozuk para getirene 105 lira, 200 lira bozuk para getirene 210 lira bin lira bozuk getirene de 50 lira fazladan veriyorum.” diyen Çavuşoğlu, “Müşteriye para üstü olarak bozuk para veremiyorum, ben de böyle bir çözüme başvurdum.” ifadelerini kullandı.