Etiket: fizik tedavi

  • Sedyeyle geldiği hastaneden yürüyerek çıktı

    Sedyeyle geldiği hastaneden yürüyerek çıktı

    Sinop’ta 10 Haziran’da geçirdiği trafik kazasında yaralanan Dursun Pekmezci, omurilik zedelenmesi yaşayarak felç geçirdi. Yoğun bakım ünitesindeki tedavisinin ardından Kastamonu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesine müracaat eden Pekmezci, ambulansla sedye üzerinde geldiği hastanede tedavi altına alındı. Dursun Pekmezci, 4 aylık bir tedavi sürecinin ardından bastonla yürümeye başladı. Robotik yürüme cihazının da desteğiyle gördüğü tedavi sürecinin tamamlanmasıyla yeniden yürümeye başlayan Dursun Pekmezci, taburcu edildi. Yatağa bağımlı halden kurtularak tekrar ayağa kalkan ve yürümeye başlayan Dursun Pekmezci, mutluluğunu gözyaşlarını tutamayarak anlattı.

    “Aldığım moral sonrasında egzersiz hareketleriyle ve cihazlarla birlikte çalıştıktan sonra sağlığıma kavuştum”

    Hastane personelinin tedavi boyunca kendisine psikolojik olarak da destek olduğunu ifade eden Pekmezci, “10 Haziran 2023 tarihinde trafik kazası geçirdim. İlk tedavi Sinop’un Boyabat ilçesinde oldu. Sonra 19 Mayıs Üniversitesinde yoğun bakım servisinde kaldım. Türkiye’nin sayılı tedavi merkezlerinden Kastamonu’da Rehabilitasyon Merkezine gideceksin dediler. Türkiye’de en ileri gelen tedavi merkezi diye Kastamonu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezini tavsiye ettiler. Hastaların çok verim aldığı, iyileştiği yer diye beni teşvik ettiler. Bu tavsiye üzerine ben, Kastamonu’ya geldim. Ben, burada 4 ay 1 haftadır tedavi görüyorum. Bana sürekli kalk yatma yürü dediler, bende gece olsun gündüz olsun kalkıp yürüyüş yaptım. Ardından egzersiz hareketleriyle ve cihazlarla birlikte çalıştıktan sonra da daha hızlı bir şekilde sağlığıma kavuştum. Bana iki haftada kollarınızda ilerleme var dediler, ben sürekli hareket ettim, yatmadım. Tedavim süresince bana herkesin desteği oldu. Eşimde baktı bana, hepiniz sağ olun var olun” dedi.

    “Hastamızı hem moral ve motivasyon olarak hem de ilk etapta yoğun terapi görmesinden ötürü sürecini yakından takip ettim”

    4 aylık tedavinin ardından hastanın yürür hale geldiğini söyleyen Kastamonu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Davut Döner ise, “Hastamız Dursun amca, yaklaşık 4-4,5 ay önce bize ulaştı. Hastamız, Kastamonu il sınırları içerisinde olmadığı için önce telefonla kendisiyle görüştükten sonra yeterli bilgileri de akıp yatış yapılmak üzere hastanemize davet ettik. İlk geldiğinde kendi hikayesinde araç trafik kazası sonrası hem omurilik zedelenmesi hem de sağ omurilik bölgesinde kırık ve sol omuzda da bir yaralanması mevcuttu. Hastanemize ilk gelişi ambulansla sedye üzerinde oldu. Uzun süre yatmasından ötürü yattığı yerlerde çeşitli yaralarda mevcuttu. Biz, her hastamıza olduğu gibi ilk değerlendirmelerimizi yaptıktan sonra rehabilitasyon sürecine başlamadan önce hastanemiz dışında ameliyat hikayesi de olduğu için bu açıdan diğer hekimlerinde görüşlerini aldık. Ardından tedavi protokollerimizi belirledik. İlk başta ben, hastalarımıza hem moral ve motivasyon olarak hem ilk dönemde yoğun terapi görmesi açısından hem de kendimde süreci yakından takip ettim. Gece ya da gündüz fark etmeksizin gerek ben gerekse diğer hastanedeki yönetici arkadaşlarımız özellikle Sağlık Hizmetleri Müdürümüz Seçil Hanım birlikte hastamızın sürecini yakından takip ettik. Yatağında başladığımız tedavi süreci egzersizlerinin devamında ayağa kalkma sürecinde robotik yürüme rehabilitasyon cihazımızı kullandık belli günlerde ve belli seanslarda. Ardından yürüme robotundan bağımsız hale gelmeye başladıktan sonra paralel bardaki yürüyüşü ve ardından cihaz destekli yürüyüşü ve en sonunda da tek bastonla yürür halde bugün hastanemizden taburcu edeceğiz. Tabii ki hastamız için zorlu bir süreç oldu. Biz her zamankisi gibi işimizi yapmaya çalıştık. Bizim açımızdan yine ilk geldiği gündeki halinden bugün ayaktan taburcu olacak hale getirdiğimiz için çok mutluyuz. Onun için bundan sonrada hayat Dursun amca için kaldığı yerden devam edecek. Tabii ki bizler de 15 gün sonra belli periyodlarda hastamızı kontrollere geldiğinde sürecini takip edeceğiz inşallah. Ben kendi açımdan tekrar geçmiş olsun diliyorum” diye konuştu.

    “Genel durumu sıkıntılı ve yatak yaraları olduğu için hastamızı özel odaya alarak tedavi sürecini başlattık”

    Hastanın hastaneye geldiğinde genel durumunun sıkıntılı olduğunu ve yatak yaralarının da olduğu için özel odaya alarak tedavi sürecini başlattıklarını belirten Kastamonu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Seçil Nakıpoğlu da, “Dursun amca bizlere geldiğinde ikinci katta servisimize yatırdık. Normalde burası 4 kişilik bir odaydı. Dursun amcanın oğlu ve eşi de yanında refakat ediyordu. Çünkü yatak yaraları mevcuttu. Genel durumu da sıkıntılı olduğu için özel oda ayarlamak istedik. Çünkü Dursun amcanın yatak yaraları olduğu için hem bakımı hem de tedavisi için yanında iki kişinin kalması gerekiyordu. Bizler de 4’üncü katta bulunan özel odaya aldık. O günden beri de birebir Dursun amcanın tedavi sürecini yakından takip ediyorum. Tedavilerinde her zaman bizzat bulunamadım ama pansumanı yapılıyor mu? Bakıyordum, çoğu zaman gündüz olsun gece olsun hastaneye geldiğimde durumuna bakıyordum. Bu takiplerim sonucunda kendisinin her geçen gün daha da iyiye gittiğini gördüm bizzat. 2 ay önce yine bir akşam hastaneye geldiğimde bazen düşünüyorum, ‘acaba benimde hastalara bir katkım oluyor mu?’ diye. Bir gün Dursun amca, sizin hastaneye bazen gelmeleriniz ve beni bizzat ziyaret etmeniz bana büyük bir moral oldu. Lütfen yatma kalk, hareket et, aktivite yap, sürekli yatma gibi tavsiyelerde bulunmuştum. Onlar bana büyük bir şevk verdi dedi ve bu moral ile ben yürüdüm dedi. Ben, bu tedavi de moral verip Dursun amcanın yürümesinde bir faydam olduysa ve bugünde yürüyerek hastanemizden gidiyorsa en büyük mutluluk benim için budur. Rabbim bütün hastalara şifa versin” şeklinde konuştu.

    “Sürekli hastanede kalan hastalarımızı gece ya da gündüz sık sık ziyaret ederim”

    Sürekli hastanede kalan hastaları gece ya da gündüz sık sık ziyaret ettiğini ve hatırlarını sorduğunu anlatan Nakıpoğlu, “Bizler, uzun süre hastalar hastanemizde yattıkları için bazı hastalarımız 2 ay, bazı hastalarımız 3 ay, burada bir aile ortamı oluşuyor. Onları yalnız bırakmak istemiyoruz. Çünkü 1 saat tedaviden sonra geri kalan 23 saat boyunca tek başlarına odada kalmaları içime sinmiyor açıkçası. Bazı günler gelip nasılsınız, iyi misiniz? diye bir hal hatır sormak istiyoruz. Diğer illerden gelen Dursun amca gibi başka hastalarımızda var. Kastamonu’da ikamet eden hastalarımız bazen, hafta sonları izinli olarak evlerine gidebiliyorlar ama il dışından gelen hastalarımız sürekli hastanede kalıyorlar. Bizler de onlara elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalıştık” ifadelerini kullandı.

  • Omurga eğriliğine dikkat

    Omurga eğriliğine dikkat

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Fatma Şeker skolyozun omurganın 10 derecenin üzerinde eğriliği olarak tanımlandığını belirterek, bebeklik, çocukluk, adolesan ve yetişkinlikte farklı nedenlerle ortaya çıktığının altını çizdi. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Fatma Şeker sözlerine şöyle devam etti:

    “Yapısal anatomik bozukluklar, travmalar, tümörler, kalça ve ayak deformiteleri, bel fıtığı, kas hastalıkları, nörolojik hastalıklar skolyoz sebebi olabilir. Ancak sıklıkla büyüme gelişme çağında 10-18 yaş grubunda nedeni bilinmeyen adolesan idiopatik skolyoz (AİS) en sık görülen skolyoz tipidir. Boy uzaması devam eden hastalarda erken tespit edilen 20 derecenin altındaki skolyozlar fizik tedavi ve hastaya özel egzersiz programı ile tedavi edilir. 20 derece üzerinde bu tedaviler ek olarak korseleme uygulanır. 40 derecenin üzerindeki skolyozda tedavi cerrahidir. Skolyozlu hastalarda görüntüde eğrilik dışında genellikle başka şikayet yoktur. Ekseriya düşük dereceli skolyozlar farklı nedenlerle çekilen grafilerde hekimler tarafından farkedilir. Aileler sıklıkla çocuğunda duruş bozukluğu veya omuz seviye farkı şikayetiyle polikliniğe başvurmaktadır. Skolyoz muayenesinde Adam’s testi en sık kullanılan muayene yöntemidir. Bu muayene şeklinde Postür analiz cetveli önünde hastanın öne doğru eğilmesi istenir, omurgadaki eğrilik ve sırtta yükseklik farkı olup olmadığı kontrol edilir. Skolyoza neden olabilecek kas hastalıkları, nörolojik hastalıklar, ortopedik deformiteler, bacak uzunluk farkı veya öyküde skolyoza neden olabilecek başka şikayetler varsa buna yönelik de muayeneler yapılır. Skolyoz grafisi ile skolyozun derecesi, tipi değerlendirilir, el veya kalça grafileriyle büyüme çekirdeklerinin durumu belirlenir. Nedene yönelik başka hastalık düşünülüyorsa bunlarla ilgili MR, kan, grafi ve EMG gibi tetkiklerde gerekirse istenir. AİS’li hastalarda büyümenin durmasıyla skolyozun ilerlemesi de durur. Nihai tedavi ne olursa olsun skolyozlu tüm hastalara hastaya özel egzersiz ile fizik tedavi ve rehabilitasyon programı önerilmektedir” dedi.

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Fatma Şeker Egzersiz programının skolyozu geriletip, durdurabileceğini veya ilerlemenin yavaşlamasının sağlayabileceğini kaydetti. Yapılan çalışmalar cerrahi tedavi uygulanacak hastalarda bile ameliyat öncesi uygulanan egzersiz ve fizik tedavi programının ameliyat başarısını artırdığını gösterdiğine vurgu yaparak Skolyozdan şüphelenildiği durumda Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı olan bir doktora başvurulması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

  • Covid tedavisi gören Muhittin Böcek’in fizik tedavi süreci devam ediyor

    Covid tedavisi gören Muhittin Böcek’in fizik tedavi süreci devam ediyor

    KORONAVİRÜS tedavisi sonrası akciğerlerinde oluşan hasar nedeniyle 64 gün yoğun bakımda tedavi gören Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in genel sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Solunum cihazından ayrılan Başkan Böcek’in fizik tedavi sürecinin devam ettiği açıklandı.

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 17 Ağustos’ta koronavirüse yakalanmasının ardından akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle bir süre özel hastanede tedavi edildi. Başkan Böcek, rahatsızlıklarının artması nedeniyle Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. AÜ Hastanesi doktorları ve sağlık çalışanlarının yoğun mücadelesi sonunda Başkan Böcek, 64 günlük yoğun bakım tedavisinin ardından normal odaya alındı.

    Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nden Başkan Muhittin Böcek’in sağlık durumu hakkında yapılan açıklamada, “Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Muhittin Böcek’in takip ve tedavisi serviste devam etmektedir. Hastamızın genel durumu iyidir. Solunum cihazından ayrılmıştır. Fizik tedavi süreci devam etmektedir. Tıbbın tüm imkanları kullanılarak hastamızın tedavisi yoğun ve eksiksiz bir şekilde sürdürülmektedir” denildi.

  • Tükenmişlik sendromuyla nasıl başa çıkılır! İşte uzmanından öneriler

    Tükenmişlik sendromuyla nasıl başa çıkılır! İşte uzmanından öneriler

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ruhsan Cihan, “çağın hastalığı” ve “tükenmişlik sendromu” olarak da bilinen fibromiyalji sendromuna ilişkin, “‘Her tarafım ağrıyor’, ‘sabahları uyanamıyorum’, ‘sürekli yorgunum’ diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Ağrılardan ve yorgunluktan kurtulmak istiyorsanız kar kış demeyin yürüyüş yapın ve beslenmenize dikkat edin.” dedi.

    Cihan, yaptığı açıklamada, yaşam kalitesini ciddi derecede bozan fibromiyaljinin; “tükenmişlik sendromu”, “kronik ağrı sendromu” ve “kronik yorgunluk sendromu” olarak da tanımlanabileceğini söyledi.

    Cihan, “Kas romatizması olarak da bilinen fibromiyalji, yaygın vücut ağrıları ve halsizlik ile kendini gösteren bir kronik ağrı sendromudur. En belirgin özelliği yaygın kas ağrılarıdır. Hastaların günlük yaşantılarını olumsuz yönde etkiler ve iş gücü kaybına neden olur. Yaygın vücut ağrılarının yanı sıra halsizlik, yorgunluk, isteksizlik, uyku bozukluğu ve dolayısıyla sabah yorgun uyanma ve tutukluk şikayetleri mevcuttur. ‘Sabah yorgun kalkıyorum’ diyen hasta, gün boyu aynı yorgunluk hissiyle bir şey yapmak istemez.” ifadelerini kullandı.

    “Hastaların yüzde 70-80 kadarını kadınlar oluşturuyor”

    Hastalığın görülme sıklığının kadınlarda yüzde 3-4, erkeklerde yüzde 0,5 olarak bildirildiğini aktaran Cihan, hastaların yüzde 70-80 kadarını kadınların oluşturduğunu söyledi.

    Hastalığın her yaş grubunda görülebildiği gibi, en sık 30-50 yaş grubunda olduğunu belirten Cihan, şunları kaydetti:

    “Bir romatolojik hastalığı olanlar (romatoid artrit), enfeksiyöz bir hastalığı olanlar (viral veya bakteriyel hastalıklar) veya psikiyatrik hastalığı olanlar (majör depresyon) fibromyalji sendromu açısından risk taşırlar.

    Fibromiyalji sendromunun en tipik belirtisi ağrıdır. Vücudun alt ve/veya üst yarısında ağrılar mevcuttur. Bu hastalarda tipik olarak boyun ve sırt bölgesindeki ağrılara baş ağrısı da eşlik eder. Mide ağrısı, ağrılı adet dönemleri, kabızlık, nefes almada zorlanma hissi, çarpıntı, zaman zaman ellerde uyuşma, gözlerde ve ağızda kuruluk hissi ve depresif semptomlar hastanın şikayetleri arasında yer alır.”

    “Şikayetler soğuk havalarda artıyor”

    Dr. Ruhsan Cihan, özellikle soğuk havalarda ve mevsim değişikliklerinde hastalarda şikayetlerin arttığına dikkati çekerek, “Soğuk havalarda hastaların şikayetlerinde bariz bir şekilde artış gözlenir. Bu dönemlerde hastalarımızın hayat kalitelerinde ve iş gücünde gözle görülür bir azalma olur. Soğuk havalarda artan yaygın kas ağrıları, halsizlik, yorgunluk ve isteksizlik şikayetleri için hastalara bu dönemde daha çok egzersiz öneriyoruz. Dengeli beslenmeleri, açık havada bol bol yürüyüş yapmaları başlıca önerilerimiz arasında yer alıyor.” diye konuştu.

     “Kişiye özel fiziksel egzersiz programı düzenlenmeli”

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Cihan, fibromiyalji sendromunun tedavisi için multidisipliner bir program düzenlenmesi gerektiğini, tek bir standart tedavi bulunmadığını söyledi.

    Bu programın içinde ilaç tedavisinin yanı sıra egzersiz, masaj ve fizik tedavi gibi komplementer tedavilerin yer aldığını bildiren Cihan, şöyle konuştu:

    “Hastalarımız, yaşam tarzı ve davranış değerlendirilmeleri gibi çok yönlü eğitim programlarına alınabilir. Kişi, fibromiyalji sendromu hakkında bilgilendirilmelidir. Egzersiz tedavisi, sıklıkla önerdiğimiz ve hastaların ağrıları yanında günlük yaşam kalitesini de artıran bir tedavi yöntemidir. Kişiye özel fiziksel egzersiz programı düzenlenmeli. Hastaların tedavisine yardımcı olması açısından diyetleri, yani beslenme alışkanlıkları da yeniden düzenlenmeli. Gerektiğinde psikiyatrik destek verilmeli. Ayrıca, fizik tedavi programları, myofasiyal ağrılar için kuru iğne ve nöralterapi tedavisi de başvurulan tedavi yöntemleri arasında yer alır.

    Tedavi; ağrıyı ve yorgunluğu azaltmak, depresif semptomları gidermek ve diğer semptomları en aza indirmek amacıyla düzenlenir. Burada ‘azalmış fiziksel aktivite ve artmış ağrı’ kısır döngüsünü kırmak amaçlanır.”

    “Depresyonla karıştırılıyor”

    Dr. Ruhsan Cihan, fibromiyalji sendromunun; ortak şikayetler nedeniyle depresyonla çok sık karıştırıldığını belirterek, “Uyku bozukluğu, mutsuzluk, hayattan zevk alamama, isteksizlik ve halsizlik depresyonla en sık karıştırılan bulgulardır. Bunun dışında birtakım iltihaplı romatizmal hastalıklarla da karıştırılabilir. Ancak bu grup hastalıklardan ANA (antinükleer antikor), RF (romatoid faktör) ve eritrosit sedimentasyon hızı gibi laboratuvar tetkikleri ile ayırıcı tanıya gidilebilir.” dedi.

    Bu grup hastaların kaynağı tespit edilemeyen ağrı şikayeti ile çok sık doktor değiştirdiğini, bu hastaların farklı branş doktorlarına başvurduğunu anlatan Cihan, şunları kaydetti:

    “Fibromiyalji sendromundan muzdarip hastalar daha sık operasyon geçirirler. Ancak doğru teşhis edilemediğinde, şikayetler ağrı kesici ilaçlar ile geçiştirildiğinde sorun tam olarak giderilemez. Hastaların şikayetleri kısa bir süre azalmış veya geçmiş gibi gözükse de bir süre sonra tekrarlar. Bu hastalıkta en az 3 ay süre ile vücudun üst ve alt yarısında bulunan birtakım ağrılı tetik noktalarının tespiti ve hastanın klinik semptomlarıyla teşhis koymaktayız.”

    Mayalı ve katkılı gıda tetikliyor

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Cihan, fibromiyaljide ağrıyı tetikleyebileceği tespit edilen besinleri sıralayarak tercih edilmesi gereken besinleri aktardı.

    Cihan, devamla şunları kaydetti:

    “Aspartan (doğal tatlandırıcı) içeren yiyecekler, hazır dondurulmuş gıdalarda bulunan MSG (monosodyum glutamat) ve jambon, salam gibi gıdalarda çok fazla bulunan nitratlar gibi gıda koruyucular dahil yiyecek katkıları, şeker, fruktoz ve basit karbonhidratlar, kafein, çay, kahve, kola ve çikolata, maya içeren gıdalar, bira, şarap ve salata sosları gibi fermente edilmiş yiyecek ve içecekler, mayalı hamurdan yapılan poğaça, pizza ve ekmekler ayrıca kuru meyveler, hazır meyve suları, patlıcan, acı biber gibi bazı bitkiler… Bunlardan uzak durulmalı.

    Fibromiyaljiye karşı haftada 3 gün balık, keten tohumu, ceviz, omega 3 yağ asit takviyesi, zeytinyağı tercih etmeliyiz. B, C ve D grubu vitaminler takviye olarak alınabilir. Karbonhidrat tercih edilecek ise bol tahıllı olanları, kepekli, çavdarlı ekmekleri, bulgur ve kepekli makarnaları tercih etmeliyiz.”

    Cihan, “her tarafım ağrıyor”, “sabahları uyanamıyorum”, “sürekli yorgunum” diyenlerin sayısının her geçen gün arttığını belirterek, “Ağrılardan ve yorgunluktan kurtulmak istiyorsanız kar kış demeyin yürüyüş yapın ve beslenmenize dikkat edin.” dedi.