Etiket: fotoğraf

  • 15 Temmuz şehitlerinin fotoğrafı Galata Kulesi’ne yansıtıldı

    15 Temmuz şehitlerinin fotoğrafı Galata Kulesi’ne yansıtıldı

    Beyoğlu Belediyesi tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla 15 Temmuz’da şehit olan 251 vatandaşın fotoğrafları ve isimleri video maping yöntemi ile Galata Kulesi üzerine yansıtıldı. Duygusal anların yaşandığı Galata Kulesi önünde İstiklal Marşı da okundu.

    Yansıtmayı izleyen bir vatandaş “Bu tür gösterileri ben açıkçası destekliyorum. Özellikle böyle tarihi mekanlarda Türk bayrağımızın görünmesi milletimiz adına gurur verici” ifadelerini kullandı.

  • Muratpaşa’da 15 Temmuz fotoğraf sergisi açıldı

    Muratpaşa’da 15 Temmuz fotoğraf sergisi açıldı

    Ahmet Sönmez Muratpaşa Halk Kütüphanesi’nce hazırlanan fotoğraf sergisinin açılışına Muratpaşa Kaymakamı Orhan Burhan ve Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Sarı yer aldı. Saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan sergi açılışının ardından Burhan ve Uysal birlikte sergiyi gezdi. Sergide, darbe girişimi sırasında ve sonrasında Türkiye’nin farklı illerinde yaşanan olaylarda çekilmiş fotoğraflar yer alıyor.

  • Aybüke Pusat ve Furkan Andıç ilk fotoğraf

    Aybüke Pusat ve Furkan Andıç ilk fotoğraf

    “YILLARDIR BEKLENEN POZ”

    Bir giyim markası için kamera karşısına geçen ikili, önce tek fotoğraflarını ardından da ilk kez bir arada bir fotoğraflarını paylaştı. 3,7 milyon takipçisinin olduğu Instagram hesabından paylaşım yapan Pusat herhangi bir not yazmazken Furkan Andıç da gül emojisiyle hikayesinde paylaştı. Pusat’ın paylaşımına yorum yapan birçok kullanıcı “Yıllardır beklenen poz geldi” ve “4 yılın sonun fotoğraf gelmesi duygulandırdı” dedi.

  • Zelenskiy’in dikkat çeken fotoğrafı

    Zelenskiy’in dikkat çeken fotoğrafı

    Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, NATO Liderler Zirvesi kapsamında dün akşam düzenlenen yemeğe eşi Olena Zelenska ile birlikte katıldı. Yemek programında toplu fotoğraf çekimi öncesinde Zelenskiy’in yalnız kaldığı anlar dikkat çekti.

    Fotoğrafta liderlerin kendi aralarında sohbet ettiği, Zelenskiy’in ise tek başına kaldığı ve sıkıntılı bir yüz ifadesi ile etrafa baktığı görülüyor.

  • Bu köyde fotoğraf çekmek yasak

    Bu köyde fotoğraf çekmek yasak

    Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Kazdağları eteklerindeki taş mimari yapısıyla ünlü Yeşilyurt köyünde, ticari amaçlı düğün ve mezuniyet fotoğrafı çektirmek izne bağlandı. Görselliğiyle gelin ve damatlar ile mezuniyet hatırası çektirmek isteyenlerin tercih ettiği yerlerin başında gelen köyde, ticari amaçlı fotoğraf çektirmek isteyenler muhtarlıktan izin alıp, 200 lira bir miktar ödeme yapıp, fotoğraf çekebiliyor.

    Ayvacık’ın Yeşilyurt köyü, her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin uğrak yeri oluyor. Kazdağları eteklerindeki, taş evleri ve yüzlerce yıllık tarihiyle doğal platoyu andıran Yeşilyurt köyü düğün, nişan ve mezuniyet çekimleri için gelen stüdyo fotoğrafçılarının ilgi odağı oldu. Fotoğraf çektirmek için köye artan ilgi ve bu nedenle yerli ve yabancı turistlerin rahatsız olması üzerine Yeşilyurt Muhtarlığı, köy girişine, ‘Köy muhtarlığı kararı ile köy içi ve çevresinde izinsiz ticari amaçlı fotoğraf çekimi yasaklanmıştır. Köyümüz sınırları içerisine muhtarlık izni olmadan hurdacı ve seyyar satıcı girmesi yasaktır’ yazılı tabela astı.


    Uygulamada; düğün, nişan çekimleri, okul mezuniyet törenleri 200 lira olarak belirlendi. Toplanan paralar karşılığında fotoğrafçılara makbuz kesiliyor.
    Yeşilyurt köyü Muhtar Azası Barış Şen, “Köyümüz Kaz Dağları eteklerindedir. 800 yıllık bir geçmişi vardır. Zamanında Rumlarla Türkler ortak bir yaşam sürmüş. Mübadele döneminde Rum vatandaşlar buradan gidiyor. Yerlerine Türk kökenli vatandaşlar yerleşiyor. Köyümüzde genelde Rum mimarisi hakimdir. Taş dokusu günümüze kadar korundu. Bu şekilde de köyümüz cazibe merkezi haline geldi” dedi.

    Köyde ticari amaçlı fotoğraf çekimlerini muhtarlık olarak yasakladıklarını belirten Muhtar Azası Barış Şen, “Yaklaşık 4-5 yıllık bir uygulama. Köyümüzde çok sayıda ticari katalog çekimleri olmaya başlamıştı. Düğün, nişan çekimleri, okul mezuniyet törenleri gibi. Köye gelen arkadaşlara bir takım kurallara uymuyorlardı. Hem onlarla iletişime geçmek, hem de köyümüze bir gelir sağlaması açısından ticari olarak fotoğraf çekimlerinde, fotoğrafçıdan alınmak kaydıyla makbuz karşılığı 200 TL gibi bir çekim başı ücret alınıyor. Bu da köyümüze katkı oluyor” diye konuştu.Kamuoyunda köyde fotoğraf çekiminin tamamen yasak olduğu yönünde de bir algı oluştuğunu hatırlatan Aza Barış Şen, köydeki bu uygulamanın sadece ticari amaçlı fotoğraf çekimleri için geçerli olduğuna dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti:
    Bu uygulamamız vatandaşlarımıza yönelik değil. Turistik anlamda köyümüze gelen yerli ve yabancı turistler ya da hobisi fotoğrafçılık olan, profesyonel olarak çekim yapacak olan kişilere de köyümüzün kapısı açıktır. Amacımız, sadece ticari amaç güden, buradan para kazananların belli bir miktar köye katkı sağlamak. Bu uygulama yılarca yanlış anlaşıldı.

    Kamuoyunda bu köyde fotoğraf çekmek paralıdır diye yansıtılıyor. Öyle bir uygulamamız yok. Köyümüze ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlere böyle bir uygulamamız yok. Profesyonel çekim yapan fotoğraf stüdyoları için sadece bu uygulamamız var.”
    Bu uygulamanın ekonomik anlamda köye de katkısı olduğunu kaydeden Barış Şen, “Çok cüzi bir rakam alınıyor. Esas amaç ekonomik katkıdan ziyade bu fotoğrafçı arkadaşların en başta gelip, bizimle iletişime geçmeleri, belli kurallara riayet etmeleri. Çünkü trafiği kesiyorlar. Özel mülklere giriyorlar. Köyde yaşayan vatandaşlara da zarar verici hareketler oluyor.

    En azından öncesinde irtibata geçip, bilgilendirmesini yapıyoruz. Köyümüzde doğal bir doku var. Köyümüzü stüdyo olarak kullanıyorlar. Hem de köye küçük bir katkı sağlamış oluyorlar” şeklinde konuştu.
    Köyde organik ürünler üzerine satış yapan işletme sahibi Hüseyin Serpen, “800 yıllık bir geçmişi olan köyümüzde mimari yapı ve dokunun günümüze kadar korunmuş olması yerli ve yabancı binlerce turistin köyümüze gelmesini sağlıyor. Köyümüzde ayrıca konaklama tesislerinin olması da esnaflara ekonomik anlamda katkı sağlıyor” dedi.

  • Bingöl’de koruma altındaki turnalar

    Bingöl’de koruma altındaki turnalar

    Dünya Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından koruma altında bulunan turnalar, Bingöl’ün Solhan ilçesi Şerafettin Yaylasında görüntülendi. Doğa fotoğrafçısı ve öğretmen Saim Çakar tarafından görüntülenen turnalar, bir süre yaylada dolandıktan sonra havalanarak gözden kayboldu.

    Doğa fotoğrafçısı Çakar, ilk defa turnalara denk geldiğini söyledi.

  • Uluslararası yarışmadan dereceyle döndü

    Uluslararası yarışmadan dereceyle döndü

    Yarışmaya Sivas’tan katılan Ahper Nuri Delican, 626 fotoğraf sanatçısının gönderdiği 2305 fotoğraf arasından derece aldı.
    Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu (AFIAP) jüri üyelerinin hazır bulunduğu yarışmada sayısal renkli kategorideki “Zorluk” adlı eseri ile başarı elde eden Delican’ın fotoğrafının ilerleyen günlerde düzenlenecek sergide yer alması bekleniyor.
  • Şimşeğin su ile buluştuğu o an

    Şimşeğin su ile buluştuğu o an

    Bursa’da Meteoroloji’nin yağış uyarılarının ardından etkisini gösteren yağmurla birlikte çakan şimşekler geceyi aydınlattı. O anlar kameralara yansıdı. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün uyarılarının ardından Bursa’da yağmur öncesi şimşek çakması gecenin karanlığını aydınlattı. Şimşeklerin şehir ve ilçelerden bölgelerinden görüntülendiği ve görsel şölen sunduğu o anlar ise kameralara saniye saniye yansıdı.

    Şimşeklerin denizle buluştuğu o an

    Mudanya’da saat 23.00 itibarıyla deniz üzerinde çakan şimşekler geceyi ve denizi aydınlattı. Ardı ardına çakan şimşeklerin denizin üzerinde suyla buluştuğu o anlar fotoğraflanıp ölümsüzleştirildi. Güzel görüntüler akıllarda seyrine doyum olmayan manzaralar bıraktı. Mudanya’da hava sıcaklığı 24 derece ölçülürken, nem ise yüzde 80 olarak belirlendi. Bursa ve Mudanya’da YKS sınavının yapıldığı Cumartesi günü sabah saatlerinden itibaren yağmur yağışı etkili oluyor.

  • Analog fotoğrafçılığının yaşatıldığı müze

    Analog fotoğrafçılığının yaşatıldığı müze

    Nilüfer ilçesi Gümüştepe (Misi) Mahallesi’nde kurulu müzede, dijitalleşen fotoğrafın analog ruhunun yaşatılması amacıyla oluşturulan karanlık odada, fotoğraf filminin banyo ve baskı süreçleri katılımcılara öğretiliyor.

    Eğitime gelenler, iki gün boyunca müzenin konseptine ve misyonuna uygun olarak tarihi filmlerde gördüklerini deneyimleme imkanı buluyor. Müzede şu ana kadar yaklaşık 120 kişiye eğitim verildi.

    Müzenin sorumlusu ve eğitmen Bahadır Öztuna, üniversite yıllarında karanlık oda eğitimi aldığını söyledi.

    Bursa’da yaklaşık 6 yıldır bu alanda eğitim verdiğini belirten Öztuna, “Bizim isteğimiz; müzenin konseptine ve misyonuna uygun olarak karanlık odanın o banyo kokusunu, kimyasal kokusunu katılımcıların da yaşaması. Daha çok filmlerde görülen kırmızı ışığın ruhunu ve o ‘sihir’ dediğimiz bembeyaz kağıt üzerinde görüntünün gelişmesi aşamalarını öğreniyorlar.” dedi.

    Öztuna, bir fotoğraf müzesinin karanlık odasız olmayacağını vurguladı.

    “Nasıl oluyor da böyle oluyor?” mantığıyla ilerledikleri için katılımcıların eğlenerek öğrendiğini kaydeden Öztuna, şöyle devam etti:

    “Buradaki amaç didaktik bir eğitim vermekten ziyade karanlık odanın ruhunu yaşatmak ve bunu biraz eğlenceli şekilde yapmak. Çok büyük bir karanlık odamız yok ama işlev olarak yeterli donanıma sahip. Karanlık oda müzenin ruhuyla eşleşen bir şey. Fotoğrafın tarihi anlatıyorsanız bunun içinde bir karanlık oda deneyimini de göstermeniz lazım. Bunu bir sergileme yöntemiyle kimseye anlatamazsınız.”

    “İsteyen gelip burada çalışabiliyor”

    Öztuna, Türkiye’de halka açık karanlık odanın sayılı mekanlarda bulunduğunu dile getirdi.

    Bursa’da hem eğitim veren hem de halkın kullanımına açık tek karanlık odanın bu müzede bulunduğuna değinen Öztuna, “Ayrıca şöyle bir farkımız da var, isteyen gelip burada çalışabiliyor. Eğer kişinin karanlık oda bilgisi ve yetkinliği varsa randevusunu alıp istediği gibi çalışabiliyor. Filmini ve baskı kartlarını yanında getirdiği sürece biz burada tüm teknik malzeme ve kimyasalları sağlıyoruz. İstediği kadar da burada kalıp çalışabiliyor, sınırlama getirmiyoruz.” ifadesini kullandı.

    Bahadır Öztuna, eylülden bir sonraki yıl hazirana kadar her ayın üçüncü hafta sonu düzenlenen eğitimlerde katılımcılara içine hazır film yerleştirilen bir analog makine verildiğini ve katılımcılarla Gümüştepe’de çekim için fotoğraf keşfine çıktıklarını ifade etti.

    Fotoğraf çekiminin ardından öğleden sonra müzeye dönerek film banyosunun hazırlıklarına başladıklarını anlatan Öztuna, şu bilgileri verdi:

    “Filmin banyo sürecinde üç kimyasalımız var: Geliştirici, durdurucu ve sabitleyici. İlk başta geliştiriciyi döküyoruz, geliştirici görüntünün ortaya çıkmasını sağlıyor. Bir sonraki kullandığımız banyo durdurucu. Kimyasalın reaksiyonunu durdurarak görüntünün geliştiği yerde kalmasını sağlıyor. Son banyo ise sabitleyici. Sabitleyici banyoda artık o üzerindeki bütün gümüş tuzları akıyor. Böylelikle o bizim siyah beyaz baktığımızda ışığa tuttuğumuzda gördüğümüz film oluşuyor aslında. Bütün bu kimyasallardan temizlenmek üzere bir akarsu üzerinde yıkanıyor ve tamamen kimyasallardan arınıyor. Ardından askıya bırakıyoruz. 4-5 saatte kuruyor ve böylelikle baskıya hazır hale geliyor.”

    “Ortaya çıkan sonuç her zaman büyüleyici oluyor”

    Öztuna, eğitimin ikinci gününde ise kurumaya bırakılan filmlerin baskı aşamasına geçtiklerini belirtti.

    Film banyosu ve kart baskı aşamalarının benzer özellikler taşıdığını ifade eden Öztuna,”Kart baskı aslında film banyosu mantığına benzer bir mantığa dayanıyor. Kartla film arasında sadece kullanılan kimyasallar bakımından ufak farklılıklar var. Böyle olunca doğal olarak kullandığımız kimyasallarda aynı oluyor. Geliştirici, durdurucu, sabitleyici ve sonrasında yıkama. İşlem çok benzer.” diye konuştu.

    Baskı sonucunda elde edilen baskının her zaman büyüleyici olduğuna dikkati çeken Öztuna, “30 senedir bu işle uğraşıyorum ancak beyaz kağıdın içinden yavaş yavaş gelen o görüntü beni halen büyülüyor. Bir sihirdir orada onun çıktığını görmek.” değerlendirmesinde bulundu.

    Öztuna, iki gün süren eğitimi tamamlayan katılımcıların çektiği fotoğrafların kendilerinde anı olarak kaldığını sözlerine ekledi.

  • Anadolu’nun kerpiç evleri

    Anadolu’nun kerpiç evleri

    Ankara Fotoğraf Sanatı Kurumu Derneği, Diyarbakır Fotono21 Fotoğraf Derneği ve Kayseri Ulusal Fotoğraf Amatörleri Derneğinin fotoğraf sanatına katkı ve kalıcı bir belgesel çalışmasını ortaya çıkarmak adına başlatılan bu projenin odak noktasının, geleneksel kerpiç evlerin önemini vurgulamak, bu evlerin kültürel ve çevresel etkilerini fotoğraf yoluyla anlatmak olacağı belirtildi. Fotono21 Fotoğraf Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kılıçoğlu, kerpiç mimarisinin eski mimari olmasına rağmen günümüzde halen varlığını sürdürdüğünü, sağlamlığı, kışları sıcak, yazları ise serin tuttuğu için günümüzde de tercih edildiğini söyledi. İdil Fotoğraf Topluluğu ile bu evleri kayıt altına almak için fotoğrafladıklarını belirten Kılıçoğlu, “Bazı bölgelerde ticari amaçlarla kullanılmakla beraber özellikle bölgemizde ihtiyaçlara karşılık verdiği için halen yapımına ve kullanımına devam edilmektedir, bizde bu durumu belgelemek için çekimlerimize devam ediyoruz. Diyarbakır’ın Silvan Bismil ve Ergani ilçelerinde bulunan kerpiç evler ile kerpiç yapıların çekimlerini tamamladık. Şanlıurfa ve Şırnak’ta bulunan bir kısım kerpiç evleri de bu hafta yaptığımız gezi ile çekebildik. Bölgemizde bulunan kerpiç evlerin çekimlerine devam ederek arşiv oluşturmaya devam edeceğiz” dedi.

    “Kerpiç evler, geçmişten günümüze uzanan bir mirası temsil eder”

    İnsanlık tarihinin erken dönemlerinde, yerleşik toplumların kerpiçi ilk mimari yapı malzemesi olarak kullandıklarını dile getiren Kılıçoğlu, “Kerpiç, doğal malzemeler olan çamur, kum ve saman gibi bileşenlerin karıştırılmasıyla elde edilen bir malzemedir. Kerpiç yapımı, genellikle toprak karışımının kalıplara dökülüp güneşte kurutulmasıyla başlar. Bu şekilde elde edilen kerpiçler, daha sonra yapı malzemesi olarak kullanılmak üzere istiflenir. Dünyanın birçok bölgesinde kırsal konut malzemesinin kerpiç olduğu bilinmektedir. Kerpiçe dayalı yapı geleneğinin en büyük tarihi verilerinin Mezopotamya, İran ve Orta Asya’da üretildiği araştırmalarla ortaya konmuştur. Kerpiç evler, geçmişten günümüze uzanan bir mirası temsil eder. Bu evler, doğal malzemelerden yapılmış, sürdürülebilir, enerji verimli ve çevreye dost bir yaşam alanı sunar. Kerpiç evlerin, toprak ile insan arasında sağladığı organik bağ ve doğal yapılarıyla uyumlu mimarisi, bu evleri eşsiz kılar” diye konuştu.

    “Amaç kerpiç evlerin tanıtım ve korunmasını sağlamak”

    Fotoğraf Sanatı Kurumu Derneği kerpiç evler proje sorumlusu Murat Berkyürek, projenin amacının, kerpiç evlerin tanıtımını ve korunmasını sağlamak için farkındalık oluşturmak olduğunu söyledi. Berkyürek, “Kerpiç evler, geçmişten günümüze kadar uzanan teknikleri ile çok değişime uğramadan sürdürülebilmiştir. Bu evler, yerel kültürün bir parçasıdır ve birçok kültürel mirası içinde barındırmaktadır. Kerpiç evler, sadece estetik ve tarihsel değerlere sahip olmakla kalmaz, aynı zamanda sürdürülebilir bir yaşam tarzını teşvik eder. Doğal malzemeler kullanarak yapılan bu evler, enerji tasarrufu sağlar ve çevreye minimum etkiyle yaşamayı mümkün kılar. Kerpiç evler, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynayabilir ve çevresel sürdürülebilirliği teşvik edebilir. Bu proje ile kerpiç evlerin tarih ve mimarisinin belgelenmesinin yanı sıra, günümüz insanlarının kerpiç evlere ilgi duymaları ve bu kültürel mirasa sahip çıkmaları hedeflenmektedir” şeklinde konuştu.

    Fotoğraf Sanatı Kurumu Derneği Başkanı Sevgi Köylü Haliloğlu, kerpiç evlerin gelecek nesillere aktarılması için üç derneğin üyeleri olarak farklı illerden farklı bakış açılarıyla bu projede birlikte çalıştıklarını söyledi. Haliloğlu, “Gelecekte, bu evlerin korunması ve restore edilmesi için akademik çalışmalara kaynak teşkil edecek görüntüleri elde etmeyi planlıyoruz. Kerpiç evlerin sahip olduğu değerleri fark ettirmek ve toplumda bilinç oluşturmak için bu projeyi hayata geçirdik” dedi.

    Bilimsel çalışmalar sürüyor

    Ulusal Fotoğraf Amatörleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nimet Gönenç Çınaroğlu ise Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nur Urfalıoğlu’nun, 10. Uluslararası Kerpiç Konferansının (KERPIC’2023) bu yıl Dicle Üniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafından Diyarbakır’da yapılacağını söyledi. Çınaroğlu, “Bu bilgi ile Fotono21 Derneği Başkanı Mehmet Kılıçoğlu ve Fotoğraf Sanatı Kurumu Derneği Koordinatörü Murat Berkyürek ile neler yapabileceğimiz konusunda fikir alışverişinde bulunduk. Yaklaşık kırk yıldır kerpiç üzerine çalışan Konferans Başkanı Prof. Dr. Bilge Işık ve Konferans Sekreteri Doç. Dr. Şefika Ergin, Öğretim Görevlisi Aysel Tarım ile görüşüp gerekli izinleri aldıktan sonra Diyarbakır, Ankara ve Kayseri olarak ekiplerimizi oluşturduk. ‘Anadolu’da Kerpiç Evler’ projesi için gezi rotaları belirlendi. UFAD olarak Anadolu’da Kerpiç Evler projesi için 16 üyemiz katkı sağlamaktadır. Koordinatörümüz Y. Mimar Akgül Zor tarafından gideceğimiz bölgeler ve kerpiç mimarilerin türleri tespit edilmektedir. Bu proje ile Anadolu’dan, bugüne kadar gelen önemli miraslardan biri olan ancak unutulmaya yüz tutmuş binlerce yıllık bu mimari yöntemi, bugün yeniden canlandırmak karbon salınımı az, düşük enerjiyle üretilen ve sağlıklı bir iç iklime sahip yapıları bize sunan kerpiç mimariyi fotoğraflar ile belgelemek ve gelecek nesillere aktarmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.