Etiket: Fransa

  • Le Pen, Türkiye konusunda rakibi Macron’a destek verdi

    Le Pen, Türkiye konusunda rakibi Macron’a destek verdi

    Le Pen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Macron’a yönelik sözlerine ilişkin, “Bu tehditler karşısında tabii ki de Macron’a destek vereceğim” dedi.

    Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisinin lideri Marine Le Pen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a yönelik sözlerine değindi.

    Macron’un, “Biz, Avrupalılar olarak, Erdoğan’a karşı katı ve güçlü olmalıyız. Bizim sorunumuz Türk halkıyla değil Erdoğan’la” sözlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumartesi günü yaptığı açıklamalarda Macron’u Türk milletiyle uğraşmaması yönünde uyardı.

    Le Pen, LCI televizyonunda yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın Macron’a yönelik “tehditlerinin” aslında Fransa’yı hedef aldığını ileri sürdü.

    ERDOĞAN’A KARŞI MACRON’UN ARKASINDAYIM

    Aşırı sağcı Marine Le Pen, “Bu tehditlere karşı, Macron ile milyonlarca anlaşamadığımız konu olmasına rağmen, kararlılıkla Fransa’nın Cumhurbaşkanı olan Emmanuel Macron’un arkasındayım. Erdoğan provokasyon yapıyor.” dedi.

    NE OLMUŞTU?

    Macron, 10 Eylül’de Korsika Adası’nda düzenlenen “Avrupa Birliği (AB) üyesi Güney Avrupa Ülkeleri Zirvesi (Med7)” öncesinde yaptığı açıklamada, “Türkiye provokasyonları artırıyor ve bu büyük ülkeye yakışmıyor. Türk halkı büyük bir halk ve başka şeyler hak ediyor. Biz Avrupalılar Türk halkına değil Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız. Erdoğan hükümetinin kabul edilemez davranışları bulunuyor.” ifadelerini kullanmıştı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan da Macron’un sözlerine, “İsim olarak anmak istemiyorum ama mecburum anmaya, çünkü o şahsımla çok uğraşıyor. Nedir o? Diyor ki ‘Türk milletiyle değil ama bizim Erdoğan’la sıkıntımız var’. Sayın Macron, senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak. Defalarca bunu zaten sana söyledim ama dinlemiyorsun. ‘Bak, senin tarih bilgin de yok’ dedim. Sen Fransa’nın tarihini de bilmiyorsun. Önce Türk milletiyle uğraşma, Türkiye’yle uğraşma. Afrika’nın tarihi adeta Fransa’nın tarihidir. Cezayir’de 1 milyon insanı öldüren sizsiniz. Ruanda’da 800 bin insanı öldüren sizsiniz. Siz bize insanlık dersi veremezsiniz, önce bunu öğren. Bunu, ben bizzat kendisine söyledim. ‘Bak, senin tarih bilgin yok. Önce bunları öğrenmen lazım’ dedim.” şeklinde yanıt vermişti.

  • Erdoğan’dan Fransa ve Yunanistan’a sert mesajlar

    Erdoğan’dan Fransa ve Yunanistan’a sert mesajlar

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ 12 Eylül darbesinin yıl dönümünde konuştu. Yunanistan ve Fransa’ya, Doğu Akdeniz üzerinden sert mesajlar verdi.

    “İsim olarak anmak istemiyorum ama mecburum anmaya çünkü o şahsımla çok uğraşıyor. Diyor ki, “Türk milleti ile değil ama bizim Erdoğan ile sıkıntımız var” Sayın Macron senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak.” ifadelerini kullandı. Yunanistan’a da seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zodyaklarla dolaşıp duruyorlar. Yanlış iş yapıyorsunuz, bu yollara girmeyin. Yeri geldiği zaman komşu komşu diyorsun, o zaman komşuluğun hakkını ver. Yanlış yapmayın” dedi.

    Erdoğan’ın konuşmasının tamamı;

    “SAYIN MACRON SENİN ŞAHSIMLA DAHA ÇOK SIKINTIN OLACAK”

    Burada önemli bir konuya girmem lazım. Bakınız güneyde malum koalisyon güçleriyle mücadelemiz var. Ve hemen şöyle bakıyorsunuz ki bir terör devleti oluşturulmaya çalışılıyor. Nerede? Suriye’de.

    Öbür tarafta Libya’da karşımızda darbeci Hafter ve onun güçlerinin ne yazık ki Wagner diye paralı Abu Dabi yönetiminin desteklediği silahlı güçleri var. Onların yanında Fransa sürekli gündemde.

    İsim olarak anmak istemiyorum ama mecburum anmaya çünkü o şahsımla çok uğraşıyor. Diyor ki, “Türk milleti ile değil ama bizim Erdoğan ile sıkıntımız var”

    Sayın Macron senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak.

    Önce Türk milletiyle uğraşma, Türkiye ile uğraşma. Afrika’nın tarihi adeta Fransa’nın tarihidir. Cezayir’de bir milyon insanı öldüren sizsiniz.

    Siz bize insanlık dersi veremezsiniz önce bunu öğren. Bunu ben bizzat kendisine söyledim. Bak dedim senin tarih bilgin yok, senin bunları öğrenmen lazım. Biz ise Afrika’da bir insanın burnunu kanatmadık.

    YUNANİSTAN’A ‘YALNIZ KALIRSINIZ’ UYARISI: YANLIŞ YAPIYORSUNUZ BU YOLLARA GİRMEYİN!

    Koronavirüs sürecinde 150’ye yakın Afrika ve dünya ülkelerine biz desteğimizi verdik.

    Ey Macron sen ne yaptın? Şu anda dirsek teması içinde oldukların ne yaptı? Sen onu söyle.

    Türkiye Meclisi’yle, Cumhurbaşkanlığıyla, yargısıyla, kurumlarıyla, ordusu ve diplomasisiyle kendi oyun planlarını uyguladıkça hedeflerine hızlı bir şekilde ilerlemeye başladı.

    Şu anda adalarda vesaire Yunanistan’ın yaptıklarına bakın. Neye güvenerek yapıyor bunları? Zodyaklarla dolaşıp duruyorlar. Yanlış iş yapıyorsunuz, bu yollara girmeyin. Yeri geldiği zaman komşu komşu diyorsun, o zaman komşuluğun hakkını ver.

  • Erdoğan: Biz size büyük geliriz

    Erdoğan: Biz size büyük geliriz

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa lideri Macron’un kendisini hedef alan açıklamasının ardından sosyal medyadan “Kurt sofrasında bizleri yemek istiyorsunuz ama kusura bakmayın, biz size büyük geliriz” paylaşımı yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesaplarında, yıllar önce yaptığı bir açıklamaya ait görüntülere yer verdi. Paylaştığı videoda Erdoğan’ın “Hazırladığınız bir kurt sofrası var. O kurt sofrasında bizleri yemek istiyorsunuz ama kusura bakmayın, biz size büyük geliriz, bizi yiyemezsiniz.” ifadeleri yer alıyor.

    FRANSA CUMHURBAŞKANI MACRON NE DEMİŞTİ?

    Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron öğle saatlerinde yaptığı açıklamada “Biz, Avrupalılar olarak, Erdoğan’a karşı katı ve güçlü olmalıyız. Tansiyonu yükseltmekten kaçınmak istiyoruz ancak Türkiye bazı alanlardaki niyetlerini netleştirmeli. Avrupa bir bütün olarak Türkiye ile ilgili olarak daha net ve daha birleşik bir pozisyonda olmalı. Türk halkı büyük bir halk. Ancak biz Avrupalılar artık Erdoğan hükümetine karşı daha açık olmalıyız. Bizim sorunumuz Türk halkıyla değil Erdoğan’la” ifadelerini kullanmıştı

  • “Erdoğan hükümetine karşı sert olmalıyız”

    “Erdoğan hükümetine karşı sert olmalıyız”

    Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “Biz Avrupalılar, Türk halkına değil (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız.” dedi.

    “Türkiye konusunda ortak bir tavır belirlenmeli. Avrupa’nın enerji ve stratejik konularında ortak bir politikası olmalı. Bu konuları sadece NATO’ya bırakmamalı. Bu konularda Avrupa ülkelerinin güçlü tavrı olmalı. Türkiye (Doğu Akdeniz) bölgesinde artık bir ortak değil.” ifadelerini kullanan Macron, NATO müttefiki Türkiye’nin Libya açıklarında Fransız gemisine kabul edilemez uygulamalarda bulunduğunu iddia etti.

    Macron, Türkiye’nin Yunanistan’ın “haklı” haklarını inkar ederek Libya hükümeti ile imzaladığı anlaşmaların kabul edilemez olduğunu savunarak şunları söyledi:

    “Türkiye provokasyonları artırıyor ve bu büyük ülkeye yakışmıyor. Türk halkı büyük bir halk ve başka şeyler hak ediyor. Biz Avrupalılar, Türk halkına değil Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız. Erdoğan hükümetinin kabul edilemez davranışları bulunuyor. Sadece bir kısımını söyledim. Yunanistan’a karşı yapılan provokasyonları ve alınan tek taraflı kararları söylemedim bile.

    Kırmızı çizgimiz belli, AB üyesi her ülkenin egemenliğine saygı göstermek, uluslararası hukuka riayet etmek ve tek taraflı her kararı kınamak. İstediğimiz tansiyonun yükselmemesi ama bu pasif olacağız anlamına gelmemeli. Türkiye hedeflerini açıklığa kavuşturması gerekiyor.”

    Fransa Cumhurbaşkanı Macron, söz konusu zirveye katılacak ülkelerle Türkiye ile yeniden diyalog oluşturmak için neler istenildiğinin belirlenmesi gerektiğini dile getirerek, “Türkiye konusunda yapmaya hazır olduğumuz ve yapmasını istediğimiz şeyleri belirlemeliyiz. Ancak pazarlıksız ön şartlarımız olacak. Avrupa’da bu açık tavır ortaya konmalı. Avrupa’nın birlik içinde ve açık olmalı.” dedi.

    Macron, Fransa’nın pozisyonunun son aylarda sabit olduğu ve bu pozisyonun tansiyonu yükseltmeye yönelik olmadığını savundu.

    Bazılarının Fransa ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmek istediğini anlatan Macron, ülkesinin herhangi ülkenin münhasır ekonomik bölgesi hakkında tek taraflı karar almadığını iddia etti.

    Macron, “Türkiye provokasyon içeren tek taraflı kararlar aldığında Fransa, AB üyesi ülkelerle dayanışma gösterdi. İstediğim Türkiye ile verimli diyalog oluşturmak başka seçenek yok. Barış içinde yaşamaya ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı.

    Göçle ilgili de çalışmaların yapılması gerektiğini aktaran Macron, göç konusunda Yunanistan ile dayanışma içerisinde olduğunu söyledi.

  • AK Parti Sözcüsü’nden Macron’a tepki

    AK Parti Sözcüsü’nden Macron’a tepki

    Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili sözlerine yanıt geldi.

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Macron ‘sorunumuz Türk halkıyla değil Erdoğan’la’ demiş. Sömürgecilerin eski ve ahlaksız bir oyunudur bu” dedi.

    Twitter’dan yaptığı açıklamada Çelik, şu ifadeleri kullandı:

    “Halkları sömürmek içi sahte sevgi gösterisi sunar ama vatansever liderleri hedef alırlardı. Sömürgeci kafanın Cumhurbaşkanımızı hedef alması bizim için gururdur.

    Bizim sizin gibi sömürgeci kafalarla sorunumuz var Bay Macron. Acı çektirdiğiniz haklarla ve sömürmek istediğiniz halklarla insani ve kardeşlik bağımız var. O yüzden sizinle karşı karşıyayız. Tehdit dili kullandığınız ülke Türkiye’dir. Türkiye size en uygun cevapları verecektir.

    Siz Bay Macron burayı kolayca kandırabileceğiniz kabile devletleri ile karıştırmayın. Bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı ile halkını ayırmaya kimsenin gücü yetmez. “Erdoğan ayrı, Türk halkı ayrı” diyerek oynadığınız oyunu defalarca Afrika’da oynadığınızı biliyoruz.”

    Macron “sorunumuz Türk halkıyla değil Erdoğan’la” demiş. Sömürgecilerin eski ve ahlaksız bir oyunudur bu. Halkları sömürmek içi sahte sevgi gösterisi sunar ama vatansever liderleri hedef alırlardı.

    Sömürgeci kafanın Cumhurbaşkanımızı hedef alması bizim için gururdur.

  • İletişim Başkanı Altun’dan ‘Macron’ açıklaması

    İletişim Başkanı Altun’dan ‘Macron’ açıklaması

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Lübnan’da bir Hizbullah yöneticisi ile gerçekleştirdiği görüşmeyi haber yapan Le Figaro muhabiri Georges Malbrunot’a yönelik saygısızca tepkisinden ve hakaretlerinden derin endişe duyduk” açıklamasını yaptı.

    İletişim Başkanı Altun, Twitter hesabından Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile ilgili İngilizce paylaşımda bulundu. Macron’un Le Figaro muhabirine yönelik tepkisine dikkat çeken Altun, “Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Lübnan’da bir Hizbullah yöneticisi ile gerçekleştirdiği görüşmeyi haber yapan Le Figaro muhabiri Georges Malbrunot’a yönelik saygısızca tepkisinden ve hakaretlerinden derin endişe duyduk. Fransız polisinin geçtiğimiz aylarda sokak gösterileri sırasında gazetecilere yönelik şiddetiyle birlikte düşünüldüğünde, Fransa’nın gazeteciler için giderek daha tehlikeli bir yer haline geldiği ortadadır. Sayın Macron kendisinin eleştirilmediği, gerçeklerden kopuk bir dünya hayal ediyor. Gazetecilerin, kendisinin keyfini kaçıran haberler yapmadığı bir düzen istiyor, sırf kendisi çok arzuladığı için Libya’da bir savaş suçlusunun galip gelmesine tamah ediyor” ifadelerini kullandı.

  • İYİ Parti’li Özdağ’dan Fransa’ya eleştiri

    İYİ Parti’li Özdağ’dan Fransa’ya eleştiri

    İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, “Fransa’nın Türkiye’ye yönelik düşmanca politikası, Türkiye’nin doğu ve orta Akdeniz’de Libya üzerinden etkinlik kazanmasından duyduğu endişe ve eski sömürgeci refleksleriyle ilgili.” dedi.

    Özdağ, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, DEAŞ’ın sözde emiri Mahmut Özden’in yakalanması nedeniyle istihbaratçıları ve emniyet güçlerini tebrik etti.

    DEAŞ ile mücadelenin sona erdirilebilmesi için sosyal tabanını tamamen yitirmesi gerektiğini ifade eden Özdağ, “Ama DEAŞ terör örgütünün önemli bir sosyal tabanını da Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar oluşturuyor. Suriyeli sığınmacıların, ülkelerine dönme sürecinin başlaması, DEAŞ’ın sosyal tabanını da zayıflatacak.” değerlendirmesinde bulundu.

    PKK/YPG terör örgütünün, bölgede bir suç rejimini Türkiye’nin gözlerinin içine baka baka inşa ettiğini ifade eden Özdağ, “Irak’ın kuzeyinde geçtiğimiz on yıllarda çevrilen filmin, şimdi Suriye’nin kuzeyinde çevrilmeye başladığını görüyoruz. Türkiye için en büyük stratejik tehdit Suriyeli göçü ile milli demografik yapısı bozulma sürecinde olan güneydeki bu terör devletinden gelecektir. AKP hükümeti İdlib’e verdiği stratejik önemin onda birini PKK-YPG tarafından işgal edilen bölgeye vermemektedir. Asıl askeri sığınak yapılması gereken yer, PKK/YPG’nin işgal altında tuttuğu bölgedir.” diye konuştu.

    Hükümetin, öncelikle Türkiye’ye düşman ittifakları parçalayacak bir diplomasi izlemesi gerektiğini dile getiren Özdağ, “PKK/YPG’nin ve arkasındaki devletlerin en önemli güç kaynağını Erdoğan’ın Beşar Esad ile uzlaşmama politikası oluşturmaktadır. Türkiye, karşısındaki ittifakı kırmaya, Beşar Esad ile görüşmelere başlayarak, başlamalıdır. Esad ile görüşmelere başlanması durumunda İdlib’teki tansiyon düşecektir. Türkiye dış politika ve güvenlik politikalarında, etrafımızda gerçekleştirilen kuşatmayı Türk ordusu dışındaki milli güç unsurlarını kullanarak kırmalı, askeri gücünü ise son seçenek olarak değerlendirilmedir.” ifadelerini kullandı.

    Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2020-2021 Adli Yılı Açılış Töreni’ne ilişkin görüşleri sorulan Özdağ, “Yargının sadece içerik olarak değil, şekil olarak da bağımsızlığının açık, net bir şekilde ortaya konulması lazım.” cevabını verdi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Giresun’daki temaslarının sorulması üzerine Özdağ, “Türkiye’nin şimdi askeri gücünü bu tür bir gerilimi vesile ederek, Ankara’da çok büyük bir 30 Ağustos töreniyle ortaya koyması, elindeki bütün yeni silahları Ankara’da Türk halkına ve dünyaya göstermesi gerekirken bunu yapmamış. Sağlık gerekçeleriyle sadece konserle geçiştirmiş. Fakat bir gün sonra onbinlerce insanı çok dar bir alanda bir araya getiren bir toplantı düzenlenmiş.” değerlendirmesinde bulundu.

    Türkiye’nin sadece Doğu Akdeniz’de güçlü bir eylemlilik içinde olmadığını aynı zamanda Libya, İdlib, Kuzey Irak’ta angaje durumda olduğunu dile getiren Özdağ, Türkiye olarak gerekirse düşmanla mücadeleyi, başkalarının istediği yerde, zamanda ve cephede değil Ankara’nın belirlediği yerde, zamanda ve cephede vermeleri gerektiğini kaydetti.

    Fransa’nın Doğu Akdeniz politikasına ilişkin Özdağ, “Fransa’nın Türkiye’ye yönelik düşmanca politikası, Türkiye’nin doğu ve orta Akdeniz’de Libya üzerinden etkinlik kazanmasından duyduğu endişe ve eski sömürgeci refleksleriyle ilgili. Meselenin Türkiye açısından gerilim ve rekabet boyutu var. Bir de Batı ittifakı içerisinde başka rekabet boyutları var. Ancak Fransa’nın, Türkiye’nin milli menfaatlerini, egemenlik haklarını çiğneyici her politikasına karşı en kararlı şekilde durulması gerekir.” dedi.

  • Gemi komutanlarına ‘vur emri’ yetkisi verildi

    Gemi komutanlarına ‘vur emri’ yetkisi verildi

    Eski İstihbarat Daire Başkanı ve Yeni Şafak gazetesi yazarı Bülent Orakoğlu, ‘Gemi komutanlarına vur emri yetkisi’ başlığıyla yayımlanan yazısında sözlerine “Fransa’dan sonra ABD ve Yunanistan donanmasının ortak tatbikat düzenlemesi Doğu Akdeniz’de gerilimi artırdı. Türkiye’nin Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki tatbikatlarına karşı tatbikat ilan etmesi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamaları Yunanistan başta olmak üzere arka planda Yunanistan’a destek veren ülkelerde de tansiyonu yükseltti” diye başladı.

    Orakoğlu şöyle devam etti:

    “Merkel sadece günler öncesinde Fransa’yı Doğu Akdeniz’de gerilimi artırmakla suçlarken ne olmuştu da AB ülkelerinin Atina’nın tezlerini ciddiye almak ve haklı olduğu yerde Yunanistan’ı desteklemek zorunda oldukları açıklamasını yapmıştı. Doğu Akdeniz’de, çatışma dahil her türlü seçenek için hazırlık yapan TSK, angajman seviyesini gemi komutanına kadar indirerek gemi komutanlarına olası bir tacizde Ankara’ya sormadan ‘vur emri’ yetkisi verildi.

    Doğal olmayan bu gelişmeler Doğu Akdeniz’de sadece Türkiye ile Yunanistan anlaşmazlığı ötesinde hegemonik küresel güçler ile Batı’nın Türkiye’ye karşı Mavi Vatan’da ikinci bir Sevr haritasını dayatmaya çalıştıklarını ortaya koyuyordu. Mavi Vatan’daki bu yeni Sevr Haritası ‘Ege’yi tamamen Yunan denizi olarak kabullenip Doğu Akdeniz’de bizi İskenderun Körfezi ve Antalya Körfezi’ne, batıda karasularımıza hapsediyor.

    Akdeniz’de Rusya’nın, Çin’in, İran’ın güneyden çevrelenmesi, ABD jeopolitiğinin önemli parametreleri. Dolayısıyla ABD, bu bölgede kendi politikalarını uygulatabilmek için Türkiye’nin hizaya sokulmasını istiyor. Çünkü Türkiye, soğuk savaş sonrası kendi milli, yerli ve bağımsız politikalarına yöneldi ve bu politikalarından vazgeçmiyor. Bunun başında da tabii ki Doğu Akdeniz’deki, Kıbrıs’taki, Ege’deki çıkarları geliyor. ABD veya AB’nin Türkiye’ye karşı ambargo tehditleri silah yaptırımlarının tüm gayesinin Türkiye’yi hegemonyanın istediği çizgiye zorlamak olduğu anlaşılıyor.

    TÜRKİYE İKİNCİ SEVR’E DİRENİYOR

    Türkiye ise bu kez Mavi Vatan’daki ikinci Sevr’e direniyor. Kolonyalist ülkelerin yıllar önce hazırladığı yeni işgal planlarını bozacak hamleleri kararlılık ve cesaretle atıyor. Zira Türkiye, savunma sanayisini, ordusunu, donanmasını çok güçlendirdi. Türkiye Doğu Akdeniz’de çıkarlarını sonuna kadar savunacak ve asla geri adım atmayacaktır. ABD ve Batı, Türkiye’nin savunma sanayiinde, denizde ve havada kendilerine karşı çıkabilecek güce erişebileceğini beklemiyorlardı. Türkiye ülkesinin bekasını tehlikeye sokan dış ülkelerde üsler kurması Batı’nın eski Türkiye’yi dizayn ettiği günlere dönme arzusunun hayal olduğunu gözler önüne seriyor.

    Türkiye 50’nin üzerinde muharip ve destek gemisi ile Akdeniz’de bulunuyor. Oruç Reis’in çalışma yaptığı saha adeta çelikten kalkanla çevrilirken, hiçbir yabancı savaş gemisinin bu sahaya girmesine izin verilmiyor. Yunan denizaltılarının bu dönemde aktif olduğu, Türkiye’nin ise denizaltı savunma harbini en üst seviyede yürüttüğü kaydediliyor. Satıhtan veya deniz altından sahaya giremeyen Yunanistan cephesi, uçaklarla Türkiye’ye gözdağı vermeye çalışıyor. Fakat uzmanlar, bunun Türkiye için yalnızca bir ‘sinek vızıltısı’ olabileceğini kaydediyor.

    ‘SAVAŞ ÇIKARSA KAZANAN TÜRKİYE OLUR”

    Doğu Akdeniz’deki sıcak gelişmeleri ve Ege’de yükselen tansiyonu değerlendiren uzmanlar, ABD ve Batı desteği ile Akdeniz’e inen Yunanistan’a Türkiye’nin izin vermeyeceğini, Atina’nın uluslararası hukuk çerçevesinde Batı’dan beklediği desteği almayacağını ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz ve Ege’de telafisi mümkün olmayan zararlara uğrayabileceğini kaydetti.

    Diğer taraftan Doğu Akdeniz’de Türkiye ile Yunanistan ve azmettirici devletler arasında gerilim sürerken bölgedeki Türk üstünlüğünü manşetine taşıyan Alman Die Zeit gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğalgaz rezervlerine yönelik taviz vermek istemediğini belirterek ‘Türkiye hakkı olanı alacak’ ifadelerini kullandı. İsrail merkezli Jerusalem Post gazetesi ise, Türkiye ile Yunanistan arasında bir çatışmanın çıkması durumunda kazanan tarafın Türkiye olacağını belirtti.

     

  • AB’den Türkiye mesajı

    AB’den Türkiye mesajı

    Avrupa Birliği Komisyonu’ndan Doğu Akdeniz’deki gerilime ilişkin yapılan açıklamada, “Tansiyonu yükselten adımlar yerine Türkiye ile diyaloğa ihtiyaç var. Türkiye’nin barışçıl bir çözüm bulmasını bekliyouz” denildi.

    Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’dan da açıklama var.

    Le Drian, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de AB ülkesinin deniz sahasını ihlal ettiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu savundu.

    Güvenliklerini başka aktörlerin eline bırakmanın hata olacağını iddia eden Le Drian, “AB diyaloğa hazır. (Türkiye’yi) sert şekilde kınamak ve yaptırım gerekli olsaydı AB bunu yapardı. Ankara ile daha yapıcı diyaloğun şartlarını oluşturmak için tüm diplomatik yolları harekete geçirdik. Bu konuda Almanya ve Fransa hemfikir.” dedi.

    Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da Türkiye’nin Libya’da ve Doğu Akdeniz’de “istikrarsızlaştıran” politika yürüttüğünü ileri sürerek bunu kabul edemeyeceklerini kaydetti.

    AB üyesi ülkelerin, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin egemenliklerini koruyacaklarını ifade eden Maas, “Bu hassas durumdan ancak diyalog ile çıkabiliriz. Bu nedenle Borrell ve (Dışişleri Bakanı) Mevlüt Çavuşoğlu’nun diyalog sürecini destekliyoruz. Tansiyonun düşmesi için 24 Eylül’e kadar elimizden geleni yapacağız.” dedi.

  • Fransa ve Almanya’dan Türkiye ile diyalog mesajı

    Fransa ve Almanya’dan Türkiye ile diyalog mesajı

    Fransa ve Almanya, Türkiye ile yapıcı diyalog geliştirmek istediklerini bildirdi.

    Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ve Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Fransa’nın başkenti Paris’te Avrupa’da görev yapan Fransız büyükelçilerine açıklamalarda bulundu.

    Avrupa’nın daha güçlü olması gerektiğine işaret eden Le Drian, İngiltere’nin uzlaşmaz ve gerçekçi olmayan tutumu nedeniyle Avrupa Birliği (AB) ile İngiltere arasında ticaret ve gelecekteki ilişkileri şekillendirecek anlaşmaya ilişkin müzakerelerde ilerleme sağlanamadığını belirtti.

    Le Drian, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de AB ülkesinin deniz sahasını ihlal ettiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu savundu.

    Güvenliklerini başka aktörlerin eline bırakmanın hata olacağını iddia eden Le Drian, “AB diyaloğa hazır. (Türkiye’yi) sert şekilde kınamak ve yaptırım gerekli olsaydı AB bunu yapardı. Ankara ile daha yapıcı diyaloğun şartlarını oluşturmak için tüm diplomatik yolları harekete geçirdik. Bu konuda Almanya ve Fransa hemfikir.” dedi.

    Maas da Türkiye’nin Libya’da ve Doğu Akdeniz’de “istikrarsızlaştıran” politika yürüttüğünü ileri sürerek bunu kabul edemeyeceklerini kaydetti.

    AB üyesi ülkelerin, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin egemenliklerini koruyacaklarını ifade eden Maas, “Bu hassas durumdan ancak diyalog ile çıkabiliriz. Bu nedenle Borrell ve (Dışişleri Bakanı) Mevlüt Çavuşoğlu’nun diyalog sürecini destekliyoruz. Tansiyonun düşmesi için 24 Eylül’e kadar elimizden geleni yapacağız.” dedi.

    Maas, ayrıca Rusya’nın muhalif aktivist Aleksey Navalnıy’ın durumunu açıklığa kavuşturmak için daha fazla şey yapması gerektiğini belirtti.