Etiket: Gazeteci

  • Antalyada Gazeteci̇ Evi̇nde Ölü Bulundu

    Antalyada Gazeteci̇ Evi̇nde Ölü Bulundu

    Antalya’da yalnız yaşayan gazeteci Abdullah Yalçın evinde ölü bulundu.

    Edinilen bilgiye göre olay, Muratpaşa ilçesi Zerdalilik Mahallesi 1380 Sokak üzerindeki apartmanın 3. katında bulunan dairede meydana geldi. Antalya’da ulusal ve yerel birçok gazetede görev yapan 59 yaşındaki Abdullah Yalçın’ın evinden apartmana koku yayılması üzerine durum kardeşi Serdar Yalçın’a bildirildi. Eve giren kardeş, ağabeyinin yerde hareketsiz yattığını gördü. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesi üzerine olay yerine polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Yapılan incelemede Yalçın’ın hayatını kaybettiği belirlendi. Savcılık ve olay yeri incelemesinin ardından Yalçın’ın cenazesi Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Yalçın’ın morga gelen kız kardeşi Özlem Çimen büyük üzüntü yaşadı. Çimen, yakınları tarafından şakinleştirildi.

    Abdullah Yalçın’ın katıldığı birçok yarışmada ödülleri bulunuyordu.

  • Bursa’da gazeteciye silahlı saldırı kamerada

    Bursa’da gazeteciye silahlı saldırı kamerada

    Bursa’da gazeteci Ferruh Varanoğlu (58), kimliği belirsiz bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Ayağından vurularak, yaralanan Varanoğlu tedavi altına alınırken, silahlı saldırıya uğradığı o anlar güvenlik kamerasına yansıdı.

    Olay, dün saat 10.00 sıralarında, Osmangazi ilçesi Yeni Karaman Mahallesi’nde meydana geldi. İş yerinin önünde, park ettiği aracından inen gazeteci Ferruh Varanoğlu kimliği belirsiz bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Saldırganın 6 el ateş ettiği Varanoğlu, sağ ayağından vuruldu.

    Saldırgan kaçarken, yaralı Ferruh Varanoğlu, hastaneye kaldırılarak, tedavi altına alındı. Polis kaçan saldırganı belirleyip, yakalamak için çalışma başlattı.

  • Türkiye Boks Federasyonu’ndan Bursa’daki saldırıya ilişkin açıklama

    Türkiye Boks Federasyonu’ndan Bursa’daki saldırıya ilişkin açıklama

    Türkiye Boks Federasyonu, Bursa’da dün akşam sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle hakkında işlem yapılırken “Ben boksörüm” diye bağırarak DHA muhabirine saldıran Süleyman Satılmış (20) ile ilgili yaptığı açıklamada, “Bu şahıs boksör olduğunu söylüyor, ancak federasyonumuzun herhangi bir faaliyetine katılmamış, tanımadığımız ve bilmediğimiz biridir. Şahsın bağlı bulunduğu kulüple yapılan görüşme sonucu, şahsın kulüple ilişiğinin kesilmesi için işlemlerin hemen başlatıldığı öğrenilmiştir. Adli sürecin federasyonumuzca takip edileceğini ve sürece göre iş ve işlemlerin yapılacağını kamuoyuna saygıyla duyururuz” denildi.

    Bursa’da, sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal eden Süleyman Satılmış (20) ve 2 arkadaşı, mahalle bekçilerine mukavemet edip, kendilerini görüntüleyen Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabirlerine saldırdı. “Ben boksörüm” diye bağıran Süleyman Satılmış, DHA muhabiri Mehmet İnan’ın burnunu kırdı. Baygınlık geçiren İnan hastaneye kaldırılırken, saldırganlar ise gözaltına alındı. Saldırı anı, saniye saniye kameraya yansıdı.

    BOKS FEDERASYONU’NDAN AÇIKLAMA,

    Türkiye Boks Federasyonu, yazılı bir açıklama yaparak, adli süreci takip edeceklerini ve sürece göre iş ve işlemlerin yapılacağını bildirdi.

    Federasyondan yapılan açıklama şöyle;

    “03 Aralık 2020 tarihinde basında yer alan Süleyman SATILMIŞ’ın olumsuz haberini üzüntüyle duymuş bulunmaktayız. Görevi başında şiddet gören basın mensubu Mehmet İNAN’a geçmiş olsun dileklerimizi iletir, bu tür olayların tekrar yaşanmamasını temenni ederiz. Bu şahıs boksör olduğunu söylüyor, ancak federasyonumuzun herhangi bir faaliyetine katılmamış, tanımadığımız ve bilmediğimiz biridir. Şahsın bağlı bulunduğu kulüple yapılan görüşme sonucu, şahsın kulüple ilişiğinin kesilmesi için işlemlerin hemen başlatıldığı öğrenilmiştir. Yaşanan bu olaydan Türkiye Boks Federasyonu olarak üzüntü duyduğumuzu, bu şahsın yaptığı yanlışın camiamıza mal edilmemesi gerektiğini belirtir, adli sürecin federasyonumuzca takip edileceğini ve sürece göre iş ve işlemlerin yapılacağını kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

    ADLİYEYE SEVK EDİLEN ZANLI: ÖZÜR DİLERİM, PİŞMANIM

    Süleyman Satılmış, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Mehmet İnan ile birlikte saldırıya maruz kalan DHA muhabiri İsmail Hakkı Seymen’in, adliyeye sevk sırasında “Bize neden saldırdın?” sorusuna Satılmış, “Özür dilerim, pişmanım” diye cevap verdi.

  • Gazeteci Ahmet Kekeç, koronavirüsten hayatını kaybetti

    Gazeteci Ahmet Kekeç, koronavirüsten hayatını kaybetti

    Gazeteci, yazar ve hikayeci Ahmet Kekeç, tedavi gördüğü hastanede 59 yaşında hayatını kaybetti.

    Usta yazarın oğlu Mehmet Hakan Kekeç, babasının vefatını sosyal medya hesabından, “Ne diyeceğimi bilemiyorum. Aslan gibi, bileğiyle savaştı. Babam, Ahmet Kekeç’i kaybettik. Yağmurdan sonra görüşürüz, babam.” ifadeleriyle duyurdu.

    Daha önce 2 kez kanseri yenen ve son olarak akciğerindeki rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavi gören yazar, 9 Kasım’da Kovid-19 testinin pozitif çıkmasıyla yoğun bakıma alınmıştı.

    AHMET KEKEÇ KİMDİR?

    Malatya’da 3 Ocak 1961 yılında dünyaya gelen Star Gazetesi yazarı Kekeç, doğduğu şehirde eğitim hayatına başladı ve sırasıyla Atatürk İlkokulu, Atatürk Ortaokulu ile Atatürk Lisesi’nden 1978’de mezun oldu.

    Liseyi bitirdikten sonra ailesinin de yönlendirmesiyle üniversite hayatına Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nde başlayan Kekeç, 17 yaşındayken Gırgır dergisinde mizah öyküleri yayımlamaya başladı.

    Kekeç, kaleme aldığı hikaye, eleştiri ve denemeleri 1980’den itibaren Aylık Dergi, Mavera, Yönelişler, Kayıtlar, Kırkayak (Kırklar), Kitap Dergisi, Girişim, İmza dergilerinde yayınladı. Yazar aynı zamanda 1989’da “İmza” dergisinin kurucuları arasında da yer aldı.

    Aynı dönemlerde gazetecilik mesleğine de adım atan Kekeç, ilk olarak “Milli Gazete” (1985), “Yeni Haber”, “Zaman” (1986), Vahdet (1988), Yeni Şafak (1999) ve “Akit” gazetelerinde editör ve köşe yazarlığı gibi görevlerde bulundu.

    Kekeç, Gençlik dergisi tarafından 1997’de “yılın yazarı” seçildi. Aynı yıl Türkiye Yazarlar Birliği “Basın -Fıkra Ödülü”nü, 1999’da ise “Yağmurdan Sonra” adlı romanı ile Tuzla Belediyesi Roman Yarışması’nda birincilik ödülünü aldı.

    Kanal 7’de bir yıl kadar yorumculuk da yapan Ahmet Kekeç, bir dönem Cine5’te Rasim Ozan Kütahyalı ve Salih Tuna ile birlikte “Memleket Meselesi”nin yanı sıra yine aynı kanalda “Derin Mevzu” adlı tartışma-sohbet programını sundu.

    Kekeç, daha sonra 24 TV’de Nagehan Alçı ile birlikte “Nerede Kalmıştık”, Nevin Ateş ve Mustafa Armağan ile birlikte “Tarihçe”, Ülke TV’de de Turgay Güler ve Yusuf Ziya Cömert ile birlikte “En Sıra Dışı” adlı üç televizyon programında yer aldı.

    Kekeç, son yıllarda çalışmalarını roman üzerine yoğunlaştırmıştı ve 2016 yılından beri Star Gazetesi’nde köşe yazarlığına devam ediyordu.

    Usta yazarın hayatı boyunca kaleme aldığı eserler ise şöyle:

    Öykü, “Son İyi Şeyler” (1985), roman “Yağmurdan Sonra” (2000), deneme “Beni Türk İmamlarına Emanet Ediniz” (1991), “Atam Sen Kalk Ben Yatam” (1993), “İnek Sosyalizmi” (1996), “Maalesef Türkiye” (1996), “Yurtta Sus Cihanda Sus” (1996), “Gazeteciyim Ama Tedavi Görüyorum” (1999), “Kalanlar” (2003), anı “Derin Roman” (2004), günce “Kanamalı Haydut” (2005), inceleme- araştırma “CIA ve 12 Eylül -Bir İhtilalin Romanı” (1993), “Ali Şükrü Bey Cinayeti” (1996), “Sıkı Adamlar” (2002).

  • Can Dündar için istenen ceza belli oldu

    Can Dündar için istenen ceza belli oldu

    MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin yargılanan firari sanık Can Dündar’ın 35 yıla kadar hapsi istendi.

    MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğraflara Cumhuriyet Gazetesi’nde Genel Yayın Yönetmeni olduğu dönemde yer verdiği gerekçesiyle çarptırıldığı 5 yıl 10 ay hapis cezası Yargıtay’ca bozulan Can Dündar’ın yeniden yargılandığı davada savcı, “Siyasal veya askeri casusluk” ve “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım” suçlarından 22,5 yıldan 35 yıla kadar hapis talep etti.

  • Ermenistan’ın yalanlarını haber yapan Rus gazetecinin akreditasyonu iptal edildi

    Ermenistan’ın yalanlarını haber yapan Rus gazetecinin akreditasyonu iptal edildi

    Ermenistan, Rus “Novaya Gazeta” muhabiri İlya Azar’ın akreditasyonunu, Dağlık Karabağ’da yaptığı haberler nedeniyle iptal etti.

    Gazeteci Azar, Facebook hesabından yaptığı açıklamada, akreditasyonunun Ermenistan Dışişleri Bakanlığınca iptal edildiğini, kendisine verilen akreditasyon kartının elinden alındığını ve bölgede gazetecilik faaliyetlerinde bulunmasının yasakladığını duyurdu.

    Ermenistan Dışişleri Bakanlığının tüm gücüyle gazetecilerin Dağlık Karabağ’da çalışmasını sınırlamaya çalıştığını belirten Azar, akreditasyonunun Şuşa ve Laçın’dan hazırladığı haberler nedeniyle iptal edildiğini kaydetti.

    Ermeni yetkililerin ülkede basın özgürlüğü olduğuna dair vaatlerinin artık tartışmalı olduğuna dikkati çeken Azar, haberlerinde gerçekleri ifade ettiğini bildirdi.

    İlya Azar, “Güney kapısında savaş” başlıklı makalesinde, Ermenistan tarafının askeri kayıplarının açıklanan resmi rakamların çok daha üstünde olduğunu yazmıştı.

    Makalesinde görgü tanıklarının ifadelerine de yer veren Azar, Şuşa’da Azerbaycan ordusunca vurulan kültür merkezinde yaklaşık 600 asker ve polisin toplantı yaptığını belirtmişti. İzlenimlerine de yer veren Azar, orduya yeni alınan Ermenistan askerlerinin, silah verilerek adeta ölüme gönderildiğini ifade etmişti.

  • Karantinaya alındıkları evi ateşe verip, gazetecilere saldırdılar

    Karantinaya alındıkları evi ateşe verip, gazetecilere saldırdılar

    Diyarbakır’da, koronavirüs tanısı konulan anneleriyle temaslı oldukları için karantinaya alınan kardeşler, iddiaya göre kaldıkları evi ateşe verdi. Aile fertleri, çıkan yangını haberleştirmek isteyen gazetecilere bıçak ve yumrukla saldırdı. İki gazeteci yaralanırken, saldırganlar gözaltına alındı.

    Olay, gece saatlerinde merkez Bağlar ilçesindeki Yunus Emre Mahallesi’nde meydana geldi. Koronavirüs testi pozitif çıkan kadın hastaneye tedaviye, çocukları ise evde karantinaya alındı. Evde kalanlar, iddiaya göre yangın çıkarıp dışarı çıktı. İhbar üzerine bölgeye sevk edilen çok sayıda ekip, alevlerin 3 farklı noktadan başlayıp büyüdüğü yangına müdahale etti. Evde yaşayanlar, dışarıdan izledikleri yangını haberleştirmek için görüntüleyen gazetecilere bıçak ve yumruklarla saldırdı. Saldırı sonrası DHA muhabiri Emrah Kızıl bıçakla kolundan yaralanırken, İHA muhabiri Murat Başal’ın ise aldığı yumruk darbesiyle burnu kırıldı. Saldırıyı yapan ve koronavirüslü olduğu şüphe edilen B.G., S.A. ve O.G. gözaltına alındı. Fotoğraf makineleri ve kameraları kırılan gazetecilerin hastanede darp raporu alıp şikayetçi olması üzerine polis şüphelileri gözaltına aldı. Polis merkezine götürülüp ifadeleri alınan şüpheliler, savcılık tarafından serbest bırakıldı.

    ‘BIÇAKLA SALDIRINLARIN KORONAVİRÜSLÜ OLDUKLARINI ÖĞRENDİK’

    Bıçaklı saldırıya uğrayan muhabir Emrah Kızıl, saldırganların hayatlarına kast ettiklerini söyledi. Kızıl, “Biz yangın haberi için olay yerine gittik. Yangından uzak bir yerdeydik. Birisi gelip kameranın ekranını tuttu ve arbede yaşandı. Daha sonra Murat’ın yanına gittiler. Bu sırada bir kişi bana bıçak çekerek karnıma doğru salladı. Kendimi geriye çektim bıçak kolumu çizdi. Ondan sonra bize önüne gelen saldırdı. Bize saldıran kişiler canımıza kastetti” dedi.

    ‘KAMERA VE FOTOĞRAF MAKİNEMİ KIRDILAR’

    Saldırıda kamera ve fotoğraf makinesinin kırıldığını söyleyen İHA muhabiri Murat Başal ise “Yangın ihbarı için olay yerine gittik. Emrah Kızıl ile görüntü çekerken bir grubun bıçaklı saldırısına uğradık. Bize saldıran kişiler koronavirüslü olduğu ve öğrendik. Yardımımıza gelen polis ile bekçilere de saldırdılar. Cihazlarımızı kırdılar” diye konuştu.

  • Gazeteci Baransu’ya FETÖ’den 19 yıl hapis

    Gazeteci Baransu’ya FETÖ’den 19 yıl hapis

    Mersin’de, 70 sanıklı Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) davasında yargılanan gazeteci Mehmet Baransu’ya 3 suçtan toplam 19 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

    Mersin merkezli 19 kentte FETÖ/PDY’ye yönelik operasyonun ardından yürütülen soruşturma kapsamında Mersin 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, aralarında gazeteci Mehmet Baransu’nun da bulunduğu 70 sanığın yargılanmasına devam edildi.

    Duruşmada son sözü sorulan sanık Baransu, tahliyesini talep etti. Baransu’nun ‘Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme’ ve ‘iftira’ suçlarından beraatine hükmedildi. Mahkeme, sanığın ‘gizliliği ihlal’ suçundan 2 yıl hapsine, ‘Yasaklanan bilgileri açıklama’ suçundan ise 4 yıl hapsine hükmetti. Mahkeme heyeti, Baransu’ya ayrıca ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçu kapsamında da 13 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Baransu’nun 3 suçtan toptan 19 yıl 6 ay hapsine hükmedildi.

    Mahkeme heyeti, tutuklu yargılanan Baransu’nun tutukluluk halinin devamına karar verdi.

  • Çin’de virüsle ilgili haber yapan gazeteci tutuklandı

    Çin’de virüsle ilgili haber yapan gazeteci tutuklandı

    Çin’de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ortaya çıktığı Vuhan kentinden şubatta salgına ilişkin haber yapan Çinli gazeteci Cang Can, toplumda karışıklığa neden olmak suçlamasıyla tutuklandı.

    South China Morning Post gazetesinin haberine göre, babası, Cang’ın Şanghay şehrinde tutuklandığını doğruladı.

    Şubat başında gittiği Vuhan’da, Kovid-19 salgını hakkında canlı yayın yapan ve yetkililerin virüse karşı izlediği yöntemi eleştiren bir makale yazan 37 yaşındaki Cang’ın ailesine, cuma günü kızlarının “kavga çıkarma ve sıkıntıya neden olma” iddiasıyla tutuklandığı bildirildi.

    Cang’ın tutukluluk halinin, Şanghay’ın Pudong bölgesindeki savcılar tarafından onaylandığı kaydedildi.

    Salgının şiddetinin üstünün örtülüp örtülmediğini sorgulamıştı

    Şanghay’da ikamet eden Cang, gittiği Vuhan’da tanık olduklarına dair Twitter, YouTube ve diğer sosyal medya platformlarında canlı yayın yapmıştı.

    Çin’de, Twitter ve YouTube’un kullanılmasına izin verilmiyor.

    Hükümetin virüse karşı insan haklarını ihlal eden önlemler aldığını savunan ve yetkililerin, Vuhan’daki salgına verdiği tepkiyi eleştiren bir makale yazan Cang, yetkililerin, salgının şiddetinin üstünü örtüp örtmediğini sorgulamış ve ana akım medyada uygulanan sansürü dile getirmişti.

    Asia News’in haberine göre, Cang, 13 Mayıs’ta yayımlanan son YouTube videosunda, Vuhan’da virüs nedeniyle insanların işlerini kaybetmesinden, yerel taksi şoförlerinin karşılaştığı zorluklardan ve kent sakinlerine polis tarafından gözdağı verildiğinden bahsetmişti.

    Vuhan’da 15 Mayıs’ta gözaltına alınan bağımsız gazeteci Cang, memleketi Şanghay’daki Pudong bölge polis merkezine getirilmişti.

    Kovid-19’la ilgili sosyal medyada uygulanan sıkı takip

    Çin’in Vuhan kentinde Aralık 2019’da ortaya çıkan ve kısa sürede 200’den fazla ülke ve bölgeye yayılan yeni tip koronavirüs salgınıyla ilgili internet ve sosyal medyada uygulanan sıkı takip, ülkede bu konuda karartma yapıldığı iddialarını gündeme getirmişti.

    Hubey eyaletinin Vuhan kentinde salgının ilk ortaya çıkışından itibaren önemli görüntüleri kamuoyuna gizli kamera çekimleriyle aktaran üç Çinli gazeteci de ortadan kaybolmuştu.

    Bu gazetecilerden Li Zıhua, kaybolduktan yaklaşık iki ay sonra ortaya çıkmıştı. Polis sorgusunun ardından salgının görüldüğü kritik bölgelerde bulunduğu gerekçesiyle bir karantina merkezinde tutulduğunu anlatan Li, daha sonra yaşadığı yerdeki bir izolasyon merkezine gönderildiğini söylemişti.

    Fang Bin ve Çın Çiuşı isimli diğer iki gazetecinin ise nerede olduğu hala bilinmiyor.

    Çin’de ilk kez 2019 Aralık’ta yerel bir deniz ürünleri pazarında SARS benzeri bir virüsün ortaya çıktığını, tıp fakültesinden arkadaşlarının yer aldığı mesajlaşma grubunda duyuran Dr. Li Wenliang, Kovid-19 taşıdığı teşhisiyle müşahede altında tutulduğu hastanede, 6 Şubat’ta yaşamını yitirmişti.

    Vuhan’da bir hastanede görev yapan Li, mesajlaşma grubundaki paylaşımında, yeni tip koronavirüsten etkilenen 7 hastanın karantinaya alındığını belirterek salgın tehlikesine dikkati çekmişti. Vuhan polisi, söz konusu paylaşımın ardından Li hakkında “dedikodu yaymak” suçlamasıyla soruşturma başlatmıştı.

    Çin’de şimdiye kadar 83 bin 430 kişide Kovid-19’a rastlanırken, virüs nedeniyle 4 bin 634 kişi hayatını kaybetti.

  • İki isim sosyal medyada birbirlerine girdiler

    İki isim sosyal medyada birbirlerine girdiler

    Gazeteci Cüneyt Özdemir ile gazeteci ve eski HDP’li vekil Ahmet Şık sosyal medyada birbirine girdi.

    Cüneyt Özdemir’in YouTube yayını için “Ana akım medya artıklarının kahkahasında kendini ele veren sinsilik Türkiye’deki medya düzeninin özeti” yazan Ahmet Şık’a Cüneyt Özdemir’in yanıtı ağır oldu. Ahmet Şık ve Cüneyt Özdemir’in birbirlerine hakaretler ettiği kavgası sosyal medyanın gündemine oturdu.

    Ahmet Şık Cüneyt Özdemir’e ‘soytarı’ derken, Cüneyt Özdemir Şık’a ‘berbat bir gazeteciydin’ dedi.