Etiket: Gazze

  • BMGK, Gazze Şeridi’ne insani yardım tasarısını onayladı

    BMGK, Gazze Şeridi’ne insani yardım tasarısını onayladı

    Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) günlerce ertelenen Gazze Şeridi oylaması bugün yapıldı. Konseyde 15 ülkeye sunulan Gazze Şeridi’ne daha fazla insani yardımın ulaştırılmasını amaçlayan tasarı 13 ülkenin oyuyla kabul edilirken, ABD ve Rusya “çekimser” oy kullandı.

    ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield oylamanın ardından yaptığı açıklamada, konseyin insani yardım şartlarını oluşturduğunu belirterek, “İsrail ve Hamas’ın uluslararası insancıl hukuka saygı göstermesi gerekiyor” dedi.
    Ayrıca esirlerin derhal ve şartsız olarak serbest bırakılması gerektiğini vurgulayan Greenfield, “Bu karar krizin ciddiyetini ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı. Kabul edilen tasarıda Gazze Şeridi’nde “acil ateşkes” çağrısına yönelik ifadeler yer almadı.

  • Putin ve Abbas, Gazze’yi görüştü

    Putin ve Abbas, Gazze’yi görüştü

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Kremlin tarafından yapılan açıklamada, Gazze Şeridi’ndeki çatışmanın son bulması için yapılması gerekenlerin yanı sıra insani yardım çabalarının ele alındığı kaydedildi. Ayrıca, iki liderin Abbas’ın belirlenecek bir tarihte Moskova ziyaretini gerçekleştirmesi konusunda mutabık kaldığı aktarıldı. Putin’in Rusya tarafından atılan adımları Abbas’a aktardığı kaydedilen açıklamada, “Çatışmaların yatıştırılması ve insani yardımların ihtiyaç sahiplerine kesintisiz bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak üzere Rus tarafınca atılan adımlar hakkında bilgi verildi” denildi. Rusya’nın Gazze Şeridi’ne tıbbi ekipman ve ilaç gibi temel ihtiyaç malzemesi desteği sağlamaya devam edeceği aktarıldı.

  • “1149 vatandaşımızı tahliye ettik”

    “1149 vatandaşımızı tahliye ettik”

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TBMM Genel Kurulunda, Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, uluslararası sistemin uzun süredir belirsizlik ve istikrarsızlık içerisinde savrulduğunu, büyük güçler arasında artan jeopolitik ve jeo-ekonomik rekabetin bu belirsizliği ve istikrarsızlığı daha da derinleştirdiğini kaydetti.

    Ukrayna Savaşı’nın, konvansiyonel savaşı Avrupa kıtasına yeniden taşıdığına işaret eden Fidan, savaş devam ederken İsrail’in Gazze’ye saldırılarının başladığını, bu yeni gelişmenin Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgeyi ve küresel sistemi derinden sarstığını söyledi.

    Suriye, Irak, Libya, Kafkaslar ve Balkanlar’daki gerginlikler ile Afrika Kıtası’ndaki darbe ve diğer siyasi krizlere dikkati çeken Fidan, bu gelişmelerin de bölgedeki tabloyu daha da karmaşık hale getirdiğini belirtti.

    Fidan, “Türkiye eksenli bağımsız dış politika, ülkemizi uluslararası gündemi belirleyen, kritik coğrafyalarda tesir yaratan bir aktöre dönüştürmüştür.” dedi.

    Stratejik hedefleri dört ana alanda sınıflandırdıklarını aktaran Fidan, “Bu hedeflerimiz; bölgesel barışı ve güvenliği güçlendirmek, yeni ittifaklar ve ortaklık mekanizmalarıyla dış ilişkilerimizin kurumsal zeminini genişletmek, bölgemizde ekonomik kalkınmayı ve refahı geliştirmek, küresel sistemin dönüşümüne tesir etmek…” diye konuştu.

    Fidan, dış ilişkileri güvenlik, istihbarat, teknoloji, ekonomi, ticaret, enerji, ulaştırma ve kültür dahil, bütüncül şekilde yürüttüklerini bildirdi.

    TÜRKİYE’NİN FİLİSTİN MESELESİNE YAKLAŞIMI 

    İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına da dikkati çeken Fidan, “Gazze’de işlenen savaş suçları vicdan sahibi herkesin yüreğini dağlamaktadır. Biz öteden beri Filistin halkının sesi olmayı şiar edindik. Bugün de Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm imkanlarımızı seferber ederek bu vahşetin durdurulması için çalışmaktayız. İsrail-Filistin ihtilafı ve Gazze’deki zulüm tüm bölgeyi ve küresel dengeleri derinden etkilemektedir. Gazze’de yüzde 70’i çocuk ve kadınlardan oluşan 20 binden fazla masum sivil kasten öldürüldü.” diye konuştu.

    Fidan, Gazze’de hastaneler, okullar, mabetler ve altyapıların yerle bir edildiğini, 2.5 milyon insana durmadan bomba atıldığını söyledi.

    Bazı Batılı ülkelerin İsrail’in katliam yapmasını ve savaş suçu işlemesini alenen desteklemelerini aynı derecede vahim bulduklarını vurgulayan Fidan, “Esasen Filistin meselesinin çözüme kavuşturulmasının önündeki en büyük engel, ABD’nin halihazırda İsrail’e verdiği kayıtsız şartsız destektir. Maalesef, Amerika’nın ve bazı Batılı ülkelerin siyasi sistemleri, İsrail’in hukuk dışı tasarruflarının tümüne kör ve sağır kalma esasına göre dizayn edilmiş durumdadır. Batı’nın bu yaklaşımı, ahlaki pusulanın sapmasına yol açmış, uluslararası sistemi ayakta tutan hukuki ilkeleri ve değerleri zedelemiştir.” değerlendirmesinde bulundu.

    Fidan, Türkiye’nin bu şartlar altında ahlaki değerlere bağlı, rasyonel ve etkili dış politika izlemesinin her zamankinden daha kıymetli hale geldiğini aktardı.

    Hakan Fidan, “Gazze’deki zulüm karşısında sesimizi yükseltmemizin nedeni de budur. Her ne pahasına olursa olsun, doğruya ‘doğru’, yanlışa ‘yanlış’ demekten asla çekinmeyeceğiz. Filistinli kardeşlerimizin daima yanlarında olduk, önümüzdeki süreçte de yanlarında olmaya devam edeceğiz.” dedi.

    Fidan, Gazze’deki saldırıların ilk gününden itibaren yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüklerini, bölgesel ve küresel mekanizmaları harekete geçirdiklerini, bu çerçevede İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi sonucunda kurulan Temas Grubu’ndaki meslektaşlarıyla birlikte uluslararası girişimlerde bulunmayı sürdürdüklerini kaydetti.

    İslam ülkelerinin geçmişten farklı olarak aldıkları kararların takipçisi olacak ortak bir platformun ilk kez ihdas edilmiş olduğuna işaret eden Fidan, “Temas Grubu, İslam ülkelerinin ortak tavır sergileyerek birlikte diplomatik girişim yapmalarına imkan sağlamıştır. Bu sayede kınamanın ötesine geçilmiş, Filistin meselesinde toplumlarımızın hissiyatı ve beklentisi doğrudan muhataplara aktarılmış, Batı dahil, önde gelen aktörler üzerinde baskı oluşturulmuş, uluslararası toplum tavır almaya zorlanmıştır.” ifadelerini kullandı.

    Fidan, İsrail işgali son bulmadan sorun çözülemeyeceğini, egemen ve bağımsız Filistin devletinin bir an önce kurulması gerektiğini, bölge ülkelerinin de çözümün ortağı olmasının artık stratejik bir zaruret haline geldiğine dikkati çekti.

    Türkiye olarak gündeme taşıdıkları garantörlük mekanizmasının tam da bunu hedeflediğini vurgulayan Fidan, “Türkiye olarak bugüne kadar 2 bin 500 ton insani yardım ulaştırdık. Ayrıca El Ariş limanına Kuveyt ile birlikte 1107 ton yardım ilettik. 283 kanser hastası ve yaralıları ülkemize getirdik. Gazze’de sahra hastanesi kurma çalışmalarımız da sürüyor. Bugüne kadar toplam 1149 kişinin Gazze’den tahliyesini gerçekleştirdik. Geride kalan vatandaşlarımızın ve aile bireylerinin tahliye işlemleri de sürüyor.” şeklinde konuştu.

    SURİYE POLİTİKASI NASIL OLACAK?

    Türkiye’nin Suriye’ye yönelik politikaların ana unsurlarını anlatan Fidan, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine bağlılığımız tamdır. PKK/YPG başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelemiz sürecektir. Suriye’den ülkemize göç akışını önlemeye ve ülkemizdeki Suriyelilerin gönüllü geri dönüşünü sağlamaya önem veriyoruz. Suriye’de iç barışın sağlanması için BM Güvenlik Konseyi kararı dahil siyasi süreçleri destekliyoruz. Bu hedefler doğrultusunda hem sahada hem masada çabalarımızı sürdürmekteyiz. Suriye’nin kuzeyinde bir terör devleti teşkil edilmesini engellemeye yönelik mücadelemizi yürütmekteyiz. DEAŞ’la mücadele kisvesi altında PKK/YPG/SDG terör örgütünü desteklemenin stratejik bir hata olduğunu başta ABD olmak üzere tüm muhataplarımıza vurgulamaya devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

    Fidan PKK terör örgütü ve uzantılarına yönelik mücadelenin Irak’ta da hız kesmeden sürdüğünü, gerekli gördükleri güvenlik önlemlerini uygulamakta tereddüt etmediklerini söyledi.

    Bakan Fidan, Libya’da ülkenin birlik ve bütünlüğünü korumak, ülkenin tekrar çatışmalara sürüklenmesini önlemenin temel öncelikleri olduğunu belirterek, “Libya’nın doğu, batı ve güneyindeki tüm kesimlerle diyaloğumuzu geliştirmeyi sürdüreceğiz. Bingazi Başkonsolosluğumuzu yakın zamanda yeniden faaliyete geçireceğiz.” dedi.

    Türkiye’nin Avrupa-Atlantik coğrafyasındaki ittifak ve ikili ilişkilerinin son 70 yıldır Türk dış politikasının önemli başlıklarından birisi olduğunu anımsatan Fidan, TSK’nın NATO’nun faaliyetlerine katılmaya devam ettiğini, İsveç’in NATO’ya Katılım Protokolü ile ilgili süreçte ise nihai kararın Yüce Meclis tarafından verileceğini kaydetti.

    NATO’nun politikalarına değinen Fidan, “Bazı NATO ülkelerinin son yıllarda uyguladığı politikalara baktığımızda Suriye’de PKK/YPG’ye verilen destek ve Türkiye’ye savunma sanayinde uygulanan yaptırımlar bir çelişki oluşturmaktadır. Bu çelişkiyi her platformda dile getirmekle kalmayıp, bunun jeo-stratejik risklerini ve NATO ülkelerinin güvenliğini zedelediğini de izah etmekteyiz.” dedi.

    Fidan, AB ile bütünleşme sürecini ilerletme konusunda kararlı olduklarını ancak bunun için AB’nin de gerekli iradeyi sergilemesi gerektiğini vurguladı.

    Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “AB’nin bazı üyelerinin dar çıkar hesaplarından kaynaklanan stratejik vizyon ve sağduyu eksikliğinden kurtulması elzemdir. AB, diğer aday ülkeler için attığı teşvik edici adımları Türkiye için maalesef atmıyor. Birlik, ülkemizin üyelik sürecini canlandıracak somut adımlar atarsa, bunun her iki taraf için de yeni fırsatlar doğuracağına inanıyorum. Ancak AB’nin Türkiye’yi ortak değil rakip olarak görmesi ve bazı NATO müttefiklerimizin güvenlik hassasiyetlerimizi dikkate almaması, ülkemizi daha fazla kabiliyet ve alternatif stratejiler geliştirmeye yöneltmektedir. Bu, bizim için bir tercih değil, devletimizin ve milletimizin bekası için zorunluluk haline gelmiştir.”

    Türkiye’nin Mısır ile ilişkilerine de değinen Fidan, bölgede istikrar ve refah ortamını güçlendirme hedefi doğrultusunda, Mısır ve Körfez ülkeleriyle ilişkileri geliştirmeye ve derinleştirmeye özellikle gayret ettiklerini belirtti.

    TÜRKİYE AZERBAYCAN İLİŞKİLERİ

    Azerbaycan ile Ermenistan arasında İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra beliren tarihi barış fırsatının daha da güçlendiğine işaret eden Fidan, “Kardeş Azerbaycan’la müttefiklik seviyesine yükselttiğimiz ilişkilerimizi, her alanda geliştirmekteyiz. İşgalden kurtarılan toprakların yeniden imarına ve ihyasına destek vermekteyiz. Ermenistan’la başlattığımız normalleşme sürecini, Azerbaycan’la yakın eşgüdüm içerisinde bölgesel gelişmeleri de dikkate alarak yürütmeye devam edeceğiz.” dedi.

    Fidan, bazı üçüncü ülkelerin 1915 olaylarıyla ilgili asılsız iddiaları ısıtarak tekrar gündeme getirmesinin, normalleşme sürecini baltalayacağı uyarısında bulunarak, bu ülkelerin Ermenistan’a iyilik yapmadığını kaydetti.

    İran’la ilişkilere değinen Fidan, “Güney Kafkasya’da Azerbaycan’la birlikte öncülüğünü yaptığımız 3+3 Bölgesel İşbirliği Platformu, ilk kez Dışişleri Bakanları düzeyinde Tahran’da toplanmıştır. Bir sonraki toplantıyı ise 2024 yılı içinde ülkemizde düzenleyeceğiz. İran Cumhurbaşkanı Sayın Reisi, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi 8. Toplantısı vesilesiyle yakın zamanda ülkemizi ziyaret edecektir.” dedi.

    Fidan, Türkiye’nin dış politikasında özel bir yere sahip olan Afrika’daki ağırlığının giderek pekiştiğini, kıtayla güvenlikten sağlığa her alanda devam eden işbirliğinin eşit ortaklık ve karşılıklı fayda temelinde sürdüğünü aktardı.

    Çin Halk Cumhuriyeti’yle ekonomik ilişkileri derinleştirdiklerini, siyasi diyaloğu arttırdıklarını belirten Fidan, bunu yaparken aynı zamanda Uygur Türklerinin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasına ilişkin hassasiyetlerini de her platformda vurguladıklarını hatırlattı.

    Fidan, küresel sistemin dönüşümüne tesir etme stratejisi çerçevesinde tüm dünyadaki gelişmeleri bütüncül bakış açısıyla takip ettiklerini söyledi.

    Türkiye’nin 261 dış temsilciliği ile dünyada en geniş dış temsil ağına sahip ilk 5 ülke arasında yer aldığını anımsatan Fidan, bu sayede yurt dışında yaşayan vatandaşların çıkarlarını koruduklarını ve en üst standartlarda konsolosluk hizmetleri verdiklerini kaydetti.

    Fidan, dış temsilciliklerde, vatandaşlara 70’i aşkın türde konsolosluk hizmeti sunduklarını, 2023 yılı başından bu yana gerçekleştirdikleri konsolosluk işlemi sayısının 3 milyona ulaştığını kaydetti.

  • DSÖ’den Gazze için acı rapor

    DSÖ’den Gazze için acı rapor

    İsrail’in 7 Ekim’den bu yana saldırılarına devam ettiği Gazze Şeridi’nde kıtlık riski her geçen gün artıyor. DSÖ tarafından yapılan açıklamada, “Açlık ve hastalık Gazze’de daha fazla ölüme yol açacak” ifadeleri kullanılarak, “Açlık Gazze’yi kasıp kavuruyor ve bu durumun en çok çocuklar, hamile ve emziren kadınlar ile yaşlılar arasında Gazze genelinde hastalıkları arttırması bekleniyor” denildi.

    “Gazze’deki nüfusun yüzde 93’ü açlık, yetersiz gıda ve yüksek düzeyde yetersiz beslenme ile karşı karşıya”

    Gazze’nin “felaket düzeyinde gıda güvensizliği” ile karşı karşıya olduğunu aktaran DSÖ, kıtlık riskinin “her geçen gün arttığını” vurguladı. DSÖ, “Gazze’deki nüfusun yüzde 93’ü açlık, yetersiz gıda ve yüksek düzeyde yetersiz beslenme ile karşı karşıya” ifadelerini kullandı. Her 4 haneden en az 1’inin felaket koşullarıyla karşı karşıya olduğunu aktaran DSÖ, bölgede insanların basit bir öğünü karşılayabilmek için mallarını satmaya ve diğer aşırı önlemlere başvurduğunu belirtti.

    “Gazze’de bulaşıcı hastalıklar hızla artıyor”

    Gazze’de bulaşıcı hastalıkların arttığına dikkat çeken DSÖ, “Gazze’de halihazırda bulaşıcı hastalıklar hızla artıyor. Ekim ortasından bu yana 100 binden fazla ishal vakası rapor edildi. Bunların yarısı 5 yaşın altındaki küçük çocuklar ve vaka sayıları çatışmadan önce bildirilenlerin 25 katı. 150 binden fazla üst solunum yolu enfeksiyonu ile çok sayıda menenjit, deri döküntüsü, uyuz, bit ve suçiçeği vakası bildirildi. Birçok kişide sarılık belirtileri görüldüğü için hepatitten de şüpheleniliyor” dedi.

    Açlığın vücudun savunmasını zayıflattığına ve hastalıklara neden olduğuna dikkat çeken DSÖ, “Yetersiz beslenme, özellikle hayat kurtarıcı sağlık hizmetlerine erişimin olmadığı bir ortamda çocukların ishal, zatürre ve kızamık gibi hastalıklardan ölme riskini artırır. Çocuk hayatta kalsa bile, büyümeyi engellediği ve bilişsel gelişimi bozduğu için yaşamı boyunca etkilerini görür” dedi.
    Emziren annelerinde yetersiz beslenme nedeniyle yüksek risk altında olduğunu ifade eden DSÖ, “0-6 ay arasında anne sütü bir bebeğin alabileceği en iyi ve en güvenli gıdadır. Bu, özellikle içme suyuna erişimin son derece kısıtlı olduğu durumlarda çocuğu beslenme yetersizliklerinden ve ishal gibi ölümcül hastalıklara yakalanmaktan korur” açıklamasını yaptı.

    “Gazze’de ortalama olarak her 4 bin 500 kişiye bir duş ve her 220 kişiye bir tuvalet düşmekte”

    İsrail saldırıları nedeniyle Gazze’de 1,9 milyon Filistinlinin yerinden edildiğine dikkat çeken DSÖ, “Bunların 1,4 milyondan fazlası aşırı kalabalık barınaklarda kalıyor. Bugün Gazze’de ortalama olarak her 4 bin 500 kişiye bir duş ve her 220 kişiye bir tuvalet düşmekte. Temiz su kıtlığı devam etmekte. Bu koşullar bulaşıcı hastalıkların yayılmasını kaçınılmaz kılmaktadır” dedi.

    “Zaten yeterince acı çekmiş olan Gazze halkı şimdi kolayca tedavi edilebilecek hastalıklar nedeniyle ölümle karşı karşıya”

    DSÖ açıklamasında, “Zaten yeterince acı çekmiş olan Gazze halkı şimdi de açlık ve işleyen bir sağlık sistemiyle kolayca tedavi edilebilecek hastalıklar nedeniyle ölümle karşı karşıya. Buna bir son verilmelidir. Gıda ve diğer yardımlar çok daha büyük miktarlarda ulaştırılmalıdır. DSÖ acil insani ateşkes çağrısını yinelemektedir” ifadelerini kullandı.

  • Faaliyet gösteren 4 hastane kaldı

    Faaliyet gösteren 4 hastane kaldı

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik düzenlediği saldırılar 76 gündür aralıksız devam ediyor. Bölgede binlerce kişinin sığındığı sivil yerleşim yerleri ile hastaneleri vuran İsrail ordusunun saldırıları nedeniyle can kaybı her geçen saat artıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dün Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki hastanelere ilişkin açıklama yaptı. DSÖ ve BM heyetlerinin bölgede tespitlerde bulunduğunu belirten Ghebreyesus, heyetin ameliyatlarda ve yaralıların tedavisinde kullanılmak üzere Al Ahli Arab (Baptist) ve Şifa Hastanesi’ne ilaç, serum ve malzeme teslim ettiğini aktardı.

    Son saldırıların sağlık tesislerinde büyük hasarlara neden olduğunu kaydeden Ghebreyesus, “Meslektaşlarımız, hastalar ile sağlık çalışanlarının karşı karşıya kaldığı feci şartları anlatmakta zorluk çekti” ifadelerini kullandı.

    “Hastanenin avlusunda cesetler yan yana dizilmiş durumda”

    Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Al Ahli Arab (Baptist) Hastanesi’nin acil bakıma ihtiyaç duyan hastalarla dolu olduğunu söyleyen Ghebreyesus, “Hastanenin avlusunda, güvenli ve şerefli bir şekilde defnedilemeyen cesetler yan yana dizilmiş durumda” dedi.
    Al Ahli Arab (Baptist) Hastanesi’nin 3 gün öncesine kadar Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yaralıların ameliyat edilebildiği son hastane olduğunu vurgulayan Ghebreyesus, “Ekibimiz bugün elektrik, yakıt, su, gıda ve tıbbi malzemelerin tükenmesi ve uzman doktor eksikliği nedeniyle hastanede ameliyatların durduğunu öğrendi” ifadelerini kullandı.
    Ghebreyesus, bu durumun Gazze Şeridi’nin kuzeyinde işlevsel bir hastane bırakmadığını aktararak, “Sadece 4 hastane minimum düzeyde faaliyet göstermekte ve çok sınırlı bakım sağlamaktadır” şeklinde konuştu.

    “80 yaralı, hastane arazisi içindeki kilisede ve ortopedi bölümünde kalıyor”

    Tamamı doktor ve hemşire olan yaklaşık 10 sağlık çalışanının temel ilk yardım, ağrı yönetimi ve yara bakımı sağlamaya devam ettiğini belirten Ghebreyesus, “Aralarında yaşlıların ve küçük çocukların da bulunduğu 80 yaralı, hastane arazisi içindeki kilisede ve ortopedi bölümünde kalıyor” dedi.
    DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, DSÖ’nün Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki sağlık tesislerinin ihtiyaçlarını karşılamak için çabalamaya devam edeceğini vurgulayarak, “Ancak, ilaçlar ve diğer temel ihtiyaçlar olmadan tüm hastalar yavaş ve acı içinde ölecektir” ifadelerini kullandı.
    Bölgedeki sağlık tesislerinin güçlendirilmesi ve binlerce yaralı ile temel bakıma muhtaç insanların ihtiyaç duyulan tıbbi malzemelere erişebilmesini sağlamak için ateşkesin gerekliliğine vurgu yapan Ghebreyesus, “Her şeyden önce akan kanının ve ölümlerin durdurulması adına insani ateşkese her zamankinden daha fazla ihtiyaç var” şeklinde konuştu.

  • Gazze’de sağlık sistemi çöktü

    Gazze’de sağlık sistemi çöktü

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik düzenlediği saldırılar 76 gündür aralıksız devam ediyor. Bölgede binlerce kişinin sığındığı sivil yerleşim yerleri ile hastaneleri vuran İsrail ordusunun saldırıları nedeniyle can kaybı her geçen saat artıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dün Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki hastanelere ilişkin açıklama yaptı. DSÖ ve BM heyetlerinin bölgede tespitlerde bulunduğunu belirten Ghebreyesus, heyetin ameliyatlarda ve yaralıların tedavisinde kullanılmak üzere Al Ahli Arab (Baptist) ve Şifa Hastanesi’ne ilaç, serum ve malzeme teslim ettiğini aktardı.

    Son saldırıların sağlık tesislerinde büyük hasarlara neden olduğunu kaydeden Ghebreyesus, “Meslektaşlarımız, hastalar ile sağlık çalışanlarının karşı karşıya kaldığı feci şartları anlatmakta zorluk çekti” ifadelerini kullandı.

    “Hastanenin avlusunda cesetler yan yana dizilmiş durumda”

    Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Al Ahli Arab (Baptist) Hastanesi’nin acil bakıma ihtiyaç duyan hastalarla dolu olduğunu söyleyen Ghebreyesus, “Hastanenin avlusunda, güvenli ve şerefli bir şekilde defnedilemeyen cesetler yan yana dizilmiş durumda” dedi.

    Al Ahli Arab (Baptist) Hastanesi’nin 3 gün öncesine kadar Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yaralıların ameliyat edilebildiği son hastane olduğunu vurgulayan Ghebreyesus, “Ekibimiz bugün elektrik, yakıt, su, gıda ve tıbbi malzemelerin tükenmesi ve uzman doktor eksikliği nedeniyle hastanede ameliyatların durduğunu öğrendi” ifadelerini kullandı.
    Ghebreyesus, bu durumun Gazze Şeridi’nin kuzeyinde işlevsel bir hastane bırakmadığını aktararak, “Sadece 4 hastane minimum düzeyde faaliyet göstermekte ve çok sınırlı bakım sağlamaktadır” şeklinde konuştu.

    “80 yaralı, hastane arazisi içindeki kilisede ve ortopedi bölümünde kalıyor”

    Tamamı doktor ve hemşire olan yaklaşık 10 sağlık çalışanının temel ilk yardım, ağrı yönetimi ve yara bakımı sağlamaya devam ettiğini belirten Ghebreyesus, “Aralarında yaşlıların ve küçük çocukların da bulunduğu 80 yaralı, hastane arazisi içindeki kilisede ve ortopedi bölümünde kalıyor” dedi.

    DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, DSÖ’nün Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki sağlık tesislerinin ihtiyaçlarını karşılamak için çabalamaya devam edeceğini vurgulayarak, “Ancak, ilaçlar ve diğer temel ihtiyaçlar olmadan tüm hastalar yavaş ve acı içinde ölecektir” ifadelerini kullandı.
    Bölgedeki sağlık tesislerinin güçlendirilmesi ve binlerce yaralı ile temel bakıma muhtaç insanların ihtiyaç duyulan tıbbi malzemelere erişebilmesini sağlamak için ateşkesin gerekliliğine vurgu yapan Ghebreyesus, “Her şeyden önce akan kanının ve ölümlerin durdurulması adına insani ateşkese her zamankinden daha fazla ihtiyaç var” şeklinde konuştu.

  • İsrail, yerleşim yerlerine hava saldırısı düzenledi

    İsrail, yerleşim yerlerine hava saldırısı düzenledi

    İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 75 gündür devam ediyor. İsrail ordusu, Refah’ta bulunan Kuveyt Hastanesi’nin yakınındaki yerleşim yerlerine hava saldırısı düzenledi. Yerel kaynaklar, saldırıda yerleşim yerlerinin yanı sıra bir caminin de hedef alındığını aktararak, çok sayıda patlama olduğunu ifade etti. Saldırıda çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği ve yaralandığı açıklandı. Katar merkezli haber kanalı Al Jazeera muhabiri Hani Mahmoud ise saldırıya canlı yayında yakalandı. Mahmoud, patlamanın ardından hızla güvenli bir yere geçti.
    Refah, İsrail saldırıları nedeniyle zorla yerinden edilen binlerce Filistinlinin sığındığı bir bölge olarak biliniyor.

  • Eskişehir’de Filistin söyleşi ve sergisi

    Eskişehir’de Filistin söyleşi ve sergisi

    Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü tarafından uygulamaya koyulan ve liselerin okul yöneticileri ve öğretmenlerini kapsayan ‘Liselerde Bilim Uygulama Projesi’ çerçevesinde Eskişehir Atatürk Lisesi’nde bir dizi program gerçekleştirildi.

    Programın ilk bölümünde Eskişehir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Toplantı salonunda ‘İnsan Hakları ve Demokrasi’ ana başlıklı söyleşi yapıldı. Söyleşiye, Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mehmet Topal, Atatürk Lisesi Müdürü Yakup Tutkun, Atatürk Lisesi Müdür Yardımcısı Serhat Çınar, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Söyleşide Atatürk Lisesi öğrencileri Filistin temalı bir şiir okundu. Şiir okunmasının ardından Prof. Dr. Mehmet Topal, Gazze’de geçmişten günümüze kadar süren Filistin – İsrail savaşları ile ilgili bilgiler verdi.

    Söyleşinin sonunda ise konuşmacı olan Prof. Dr. Mehmet Topal’a teşekkür edilerek, çiçek takdim edildi.

    Filistin konulu sergi açıldı

    Programın ikinci bölümünde ise Atatürk Lisesi’nde Filistin’de İsrail’in devam ettirdiği işgali anlatan ‘Filistin’ konulu fotoğraf sergisinin açılışı yapıldı. Serginin açılışında konuşan Prof. Dr. Mehmet Topal, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı zulme ve yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek, serginin gelecek nesiller adına yararlı olacağını ifade etti. Atatürk Lisesi Müdürü Yakup Alkan ise etkinliğe katılan Prof. Dr. Topal’a teşekkür ederek, fotoğraf sergisi ile savaş bölgesinde yaşanan insanlık dramının anlatımında önemli olduğunu belirtti.

  • Kursiyerlerin diktiği montlar Gazze’ye

    Kursiyerlerin diktiği montlar Gazze’ye

    AK Parti Simav İlçe Başkanı Orhan Akboğa, Kadın Kolları Başkanı Hicret Karaman Kaymak, Gençlik Kolları Başkanı Halil Aksakaloğlu ve Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte dikiş kursunu ziyaret eden Simav Belediye Başkanı Fatih Kalay, emeği geçen gönüllü kursiyerlere teşekkür etti.

  • “İsrail zulmünü her fırsatta dile getireceğiz”

    “İsrail zulmünü her fırsatta dile getireceğiz”

    Gazze’de ki mazlumlara destek vermeye devam edeceklerini ifade eden Başkan Mehmet Gürbüz, İsrail’in zulmüne karşı da saflarını belli etmeye devam edeceği vurgusu yaptı ve “İsrail zulmünü her fırsatta dile getireceğiz” dedi.
    İsrail’in, 7 Ekim’den bu yana acımasızca sürdürdüğü saldırı ve bombardıman sonucu Gazze’de hayatını kaybedenlerin sayısı çoğunluğu çocuk olmak üzere 19 bini geçti. Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinde İsrail’in bu zulmüne yönelik olarak tepkiler sürüyor. Elbistan’da da başta İsrail menşeli ürünlerin boykotuyla birlikte Filistin halkının yaralarına merhem olmayı amaçlayan yardım çalışmaları da düzenleniyor.
    İsrail’in masumları katletmesine tepki gösteren kurumların başında ise Elbistan Belediyesi geldi. Belediyeye ait sosyal tesislerde İsrail menşeli ürünlerin satışını durduran Elbistan Belediyesi, personellerin maaş ödemeleri için de TROY Kart’a geçileceğini duyurmuştu.
    Elbistan Belediyesi, bu yöndeki çaba ve çalışmalarına farklı bir boyut kattı. Pandemi döneminde de benzer bir uygulamaya imza atan Elbistan Belediyesi, bu kez trafik ışıklarını Gazze halkı ile dayanışma için kullandı.
    İlçe merkezindeki ana arterlerdeki trafik ışıklarının ‘kırmızı’ lambasına İsrail’in zulmüne dikkat çekmek amacıyla ‘İsrail’e dur de’ yazıldı. Yeşil lambaya ise, ‘Özgür Gazze’ yazılarak zor günlerden geçen Filistin halkına destek mesajı verildi.
    Elbistan Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz, “İsrail’in yaklaşık 2,5 aydır saldırdığı Gazze’de 53 bin ton bomba kullanarak soykırım gerçekleştirdiğini belirten Gürbüz, “Dünyanın gözü önünde yaklaşık 20 bin masumu katleden ve eşi benzeri görülmemiş bir insanlık suçu işleyen İsrail’in yaptığı zulme, işlediği soykırıma sessiz kalmamız mümkün değil. İsrail’in, tüm dünyanın gözü önünde hastaneleri bombalayarak, kadınların ve çocukların kanlarını dökmesinin hiçbir haklı sebebi olamaz. Gazzeli mazlumların arş-ı âlayı titreten feryatları yüreklerimizi dağlarken İsrail’in ‘zulm ile abad olanın ahiri berbat olur’ gerçeği ile yüzleşecekleri günün geleceğini de biliyoruz. Çoğu çocuk ve kadın, 19 binden fazla masumun şehit edildiği, 1 milyondan fazla insanın evinden yuvasından edildiği bu vahşetin faillerini ve destekçilerini insanlığın vicdanına havale ediyoruz” dedi.
    Trafik ışıklarındaki mesajın anlamının sembolik olduğu kadar önemli olduğuna işaret eden Başkan Gürbüz, “İlçemizdeki trafik ışıklarında bir düzenleme yaptık. Gazze’deki mazlumlara mesaj verirken İsrail’in zulmüne karşı da safımız belli olsun istedik” ifadelerini kullandı.