Etiket: geçim

  • Kışın mandalina toplayarak geçimlerini sağlıyor

    Kışın mandalina toplayarak geçimlerini sağlıyor

    Bir zamanlar Uzakdoğu’dan getirilerek Rize’de ekimi yapılan satsuma cinsi mandalina bölgenin iklim şartlarını sevdi. Bu sayede Rizeliler bahçelerine mandalina ekimi yaparak kendi nasiplerini aldı. Yaz mevsimine gelindiğinde çay bahçelerine giren Rizeliler, kış mevsimine geçiş yapıldığında mandalina hasadı gerçekleştiriyor. Bu yıl mandalina ağaçlarında yapılan hasat vatandaşların yüzünü güldürdü. Hasadın iyi olması üzerine bazı vatandaşlar evlerinin deposunda mandalinaları muhafaza ederken, bazıları ise satarak gelir elde etti.

    “Yazın çay topluyoruz, kışın da mandalina hasadı ile geçimimizi sağlıyoruz”
    Yazın çay, kışın da mandalina toplayarak geçimlerini sağladıklarını ifade eden Sema Kutlu “Bu sene hasat çok güzeldi. Normalde mandalinalarımız bu zamana kadar kalmazdı ama verim çok güzel olduğu için kaldı. Tam bir C vitamini deposu. Bol bol toplayıp tüketiyoruz. Türkiye’de herkese tavsiye ediyorum. Yazın çay topluyoruz, kışın da mandalina hasadı ile geçimimizi sağlıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Yemeyen insan kalmadı”

    Bu yıl mandalina hasadının çok güzel olduğunu vurgulayan Fatma Çakar, “Hasat çok güzel. Bizim hasadımız böyle oldu. Bu yıl çok ürünlerimiz oldu. Yemeyen insan kalmadı. Herkes yedi. Ben bu mandalinayı herkese tavsiye ediyorum. Rize mandalinası gibi hiçbir yerde yok. Sulu, ince kabuklu, çok kaliteli bir mandalina” dedi.

    “Bu kadar hastalığın içerisinde şifa niyetine bunu yiyeceksin”
    Hastalıklara karşı şifa niyetine mandalina yiyebileceklerini belirten Cevat Çakar, “Bu sene verim çok güzel. Rize mandalinasının namı yayılmıştır. Karadeniz’de bu olur. Yemesi de çok tatlı. Yemek isteyen buyursun gelsin ağaçlardan alsın. Bu kadar hastalığın içerisinde şifa niyetine bunu yiyeceksin. Kolay kolay kimse hasta olmaz” ifadelerini kullandı.

    “Bu sene çok bereketli”

    Bu yıl mandalinanın bereketli geçtiğini söyleyen Hatice Kutlu, “Bu seneki gibi bir mandalina ben görmedim. Çok güzel oldu mandalinamız. Bu aya geldik ama daha dallarda mandalina var. Bu sene çok bereketli. Gelenlere de bedava veriyoruz” diye konuştu.

  • Maratoncunun yürek yakan dramı

    Maratoncunun yürek yakan dramı

    “Motor Hasan” lakaplı maratoncu Mustafa Bulut, yaşadığı dram ile herkesi üzüyor. Geçimini geri dönüşebilen atıkları çekçekle toplayarak sağlayan ve atletizm sporunu ilerleyen yaşına rağmen bırakmayan Mustafa Bulut, ‘4.Uluslararası Eskişehir Yarı Maratonu’na hazırlanıyor. Hem maratona hazırlanan hem de evinin geçimini sağlamak için atık toplayan Mustafa Bulut, “Kısıtlı imkanlarımla spora devam edebiliyorum. Atletizm listesinde yarışlarda tur bindirdiğim sporcular var. Geçimimi geri dönüşebilen atıkları toplayıp satarak sağlıyorum. 12 Ağustos’ta gerçekleşecek 4.Uluslararası Eskişehir Yarı Maratonu’na hazırlanabilmek için antrenman yapacak fazla vaktim olmuyor. Maratona çok az bir zaman kaldı. Uzun mesafeli koşular kısa mesafeli koşulara göre çok zor. Yüzmem, koşmam, bisiklete binmem, kaslarımı kuvvetlendirmem gerekiyor. Şehrimizde bunu yapabileceğim yerler var ama maddi gücüm bunun için yetersiz” dedi.

    40 yıldır aktif olarak Mersin, İzmir, Trabzon başta olmak üzere farklı illerde derece yapan Samsun Atatürk Kupası’nda 400 metre 40 yaş üstü kategorisinde birinci olan Bulut, sporun hangi dalı olursa olsun spora gönül veren insanlara destek verilmesini istedi.

    Karasamsun Mahallesi sokaklarında geri dönüşebilen atıkları kendisinin yaptığı çekçekle toplayan maraton koşusu Mustafa Bulut’un durumunu fark eden İlkadım Belediye Meclis Üyesi Adem Yıldırım, sporcunun tüm maraton masraflarını üstlendi.

    Bulut, “Bu durumumu fark edip bana destek elini uzatan Belediye Meclis Üyesi Adem Yıldırım’a teşekkür ediyorum. Kısa zaman zarfında maratona hazırlanıp derecelerime bir yenisi eklemek istiyorum” diye konuştu.

    Adem Yıldırım ise, “Bu çok acı bir tablo. Burada yetkililere seslenmek istiyorum. Şehrimizde var olan bu değerlere sahip çıkalım. Geleceğin atletizm sporcularına örnek olacak Mustafa Bulut kardeşimize sonuna kadar destek olalım” ifadelerini kullandı.

  • Kuru ekmekle yaşam mücadelesi

    Kuru ekmekle yaşam mücadelesi

    Kayseri’de yalnız yaşayan 61 yaşındaki Şengül Yılmaz, babasından kalan yetim maaşıyla geçinemeyince topladığı ekmekleri satarak geçinmeye çalışıyor.
    Kayseri’nin Kocasinan ilçesine bağlı Yavuzlar Mahallesi’nde yalnız yaşayan 61 yaşındaki Şengül Yılmaz, babasından kalan müstakil ev hırsızlar ve yağmacılar tarafından zarar görünce, yalnız olduğu için evinden ayrılmak zorunda kaldı.

    Babasından kalan evindeki eşyaları yağmalanan ve metruk olduğu için evin yıkılmasından sonra yetim aylığı ile geçinmeye çalışan Yılmaz, topladığı kuru ekmekleri satarak günlük ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Ev sahibi ile de kira artışı yüzünden anlaşmazlık yaşayan Şengül teyze, yetkililerden kendisine çalışabileceği bir iş kapısı bulmalarını istiyor.

    Yetkililerden kendi ayakları üzerinde durabileceği bir iş isteyen Şengül Yılmaz, “Kayseri’de Yavuzlar Mahallesi’nde yaşıyorum. Burada doğdum büyüdüm. Mitral kapak hastasıyım, epilepsim ve yüzde 54 engelliyim. Daha önce de bu mahallede babamızın müstakil evinde oturuyordum. Orada 10 senedir sürekli hırsızlık olduğu için tek başıma mücadele edemedim. Evim 1 sene önce yağmalandı, daha sonra da orayı toparlayamadım, çıkmak zorunda kaldım.

    Belediye tarafından da metruk ev durumuna düştüğü için yıkıldı orası da. Şu anda buradayım ama ev kirası biraz arttı. Ben yüzde 25 arttırdım kirayı ama ev sahibimle problem yaşıyorum. O 2 değil 5 de versen evimden çık diyor. Ben de şu an bilmiyorum ne yapacağımı. Geçimimi sağlamak için yetim aylığı alıyorum. Hayat şartları ağırlaştı ve evim yağmalandığı için eşyalarım a’dan z’ye gittiği için bocalıyorum. Ek iş olarak da ben pandemiden beri ekmek toplayıp satıyorum.

    O da kilosu 2 TL’ye çıktı. Kuruttuğum zaman 50 kilosunu 25 TL kalıyor öyle idare etmeye çalışıyorum. Pazar alışverişi su gibi giderlerimi karşılıyorum. Ben yüzde 54 engelliyim. Yetkililerden bana çalışabileceğim bir iş bulunmasını istiyorum. Bir de bir ev bulmak istiyorum çünkü ev sahibim de evden çıkmamı istiyor. Ben yetkililerden iş istiyorum. Kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum. Zaten ufak tefek işler yaptım. Geçen sene kozalak şurubu yapıp sattım. Bu sene yağmurlar çok yağdığından galiba olmadı yapamadım. El örgüsü gibi ufak tefek şeyler yapmaya çalışıyorum kendimce” dedi.

  • ‘Kapari’ bitkisi kadınların geçim kaynağı

    ‘Kapari’ bitkisi kadınların geçim kaynağı

    Batman’ın Beşiri ilçesinde doğada doğal yöntemlerle yetişen kozmetik ve birçok ilaçta ham madde olarak kullanılan “kapari” bitkisi kırsalda yaşayan vatandaşların geçim kaynağı oldu.
    Türkiye’de Akdeniz iklimi gösteren her yerde doğal olarak yaz mevsiminde yetişen kapari bitkisi, 15 yıl aradan sonra Beşiri ilçesinde kadınların ve köylülerin geçim kaynağı oldu. Kapari bitkisi; karaciğerin yağlanması, kalsiyum ve magnezyum deposu olan kapari kemik ve diş gelişimini sağlamakta olduğunu biliniyor.

    Kapari bitkisi faydalarından söz eden Süt ve Gıda Mühendisi Süreyya Gök, Beşiri Halk Eğitim Merkezi’nde görevli olduğunu, Halk Eğitim Müdürü Mehmet Aydemir’in görevlendirmesiyle Beşiri Kadın Girişiminde de görev almakta olduğunu söyledi.

    Köye kapari toplayıp üretimine giriş yaptıklarını belirten Gök, “Kapari, tohumcuk şeklinde yetişen dikenli bir tohumdur. Türkiye’de Akdeniz iklimi gösteren her yerde doğal olarak yetişmektedir. Turşu, pizza üstü, reçel ve marmelat üretiminde doğal olarak kullanılmaktadır. Balık ve et yemeklerinin yanında da garnitür olarak tüketilmektedir.

    Kaparinin faydalarına girecek olursak, kalsiyum ve magnezyum deposu olan kapari kemik ve diş gelişimini sağlamaktadır. Aynı zamanda B12, K, E, ve A vitaminlerini de içermektedir. Karaciğerin yağlanmasını engellemekte ve lif oranı yüksek olduğundan dolayı sindirimi de kolaylaştırmaktadır” dedi.

    Kapariye girişmelerindeki amacı aktaran Gök, “Öncelikle bu bitkinin tanıtımını yapmak. Doğal olarak yetişen yerlerin kalkındırılmasını sağlamak ve gelir getirici bir ürün olduğundan dolayı üretimini genişletmek. İlk defa üretimine giriş yaptığımız için herhangi bir satış yeriyle anlaşmadık. Bunun için desteğe ihtiyacımız var. Satış noktaları olarak ta Beşiri Kadın Girişiminden bize ulaşabilirler. Aynı zamanda instagram sayfamızdan da bize ulaşabilirler” diye konuştu.

    “Bize de bir ek gelir oldu”
    Kırsalda kapari bitkisini vatandaşlardan Mehmet Özcan, kapari otunu yıllarca toplayıp turşu yapıp sattıklarını ifade etti.

    10-15 yıldır kimse ilgilenmediğinden dolayı kaybolduğunu aktaran Özcan, “Beşiri Kaymakamlığı Kadın Girişimcilerinden bize bir ses geldi. Bize dediler kapari toplayın. Bize de bir ek gelir oldu. Bizde sevindik, toplamaya başladık. Millete de söyledik, topluyorlar. Güneşin altında toplanıyor, çok zordur, yılanlar var, dikenlidir. Zahmeti çoktur. Toplanması çok meşakkatlidir. Tomurcuğun açılmadan toplanması lazım. Dikensiz, yapraksız ve çok temiz olması lazım” şeklinde konuştu.

  • Dağdan gelen tuzlu su, geçim kaynağı oldu

    Dağdan gelen tuzlu su, geçim kaynağı oldu

    Batman’ın Kozluk ilçesinde dağdan doğal olarak akan tuzlu suyu işleyerek kristal tuza dönüştüren 45 haneli Derince köyünde aileler, 3 ayda 150 bin lira kazanıyor.
    Dedelerinden miras aldıkları tuz işlemeciliğini 200 yıldır sürdüren Derince köyü sakinleri, yerin altından doğal olarak akan suyu yaklaşık 5 kilometre boyunca hortumlarla taşıyıp havuzlarda biriktirerek güneşte kurutup kristal tuza dönüştürerek geçimlerini sağlıyorlar. Her aile, bu aşamalar sonrası 3 ayda 150 bin lira kazanıyor.

    Tuzlu suyu güneşte buharlaştırarak tuza dönüştürdüklerini belirten Abdülkadir Sayın, doğal suyu havuzun içinde bir hafta biriktirerek güneş önünde buharlaşmaya bıraktıklarını ve sıcak hava önünde tuza dönüştüğünü söyledi.

    Gelirlerini bu şekilde sağladıklarını ifade eden Sayın, “3 ay çalışıyoruz ve buradan elde ettiğimiz tuzları satarak geçimimizi sağlıyoruz. İşçisi olan bir aile bir sezonda yaklaşık 150 bin lira para kazanabiliyor. Bizim köyde yaşayan herkesin geçimi bu tuzdandır. Bu tuz bozulmuyor. Birçok hastalığa şifadır. Araçlarla götürüp satıyoruz. Hiç elimizde kalmıyor. Hemen satılıyor” dedi.

    “200 yıldır köylümüz doğal tuz üreterek geçimini sağlıyor”
    Tuz üretiminin dedelerinden kendilerine miras kaldığını aktaran Derince köyü Muhtarı Cuma Yüksel, yaz aylarında doğal yollarla elde ettikleri tuzu kış aylarında da satmaya devam ettiklerini kaydetti. Herkesin tuz işiyle uğraştığını belirten Yüksel, “Önce dedelerimiz tuz üretimi yapıyordu, şimdi de biz bu işi yapıyoruz. 200 yılı aşkındır bu işi yapıyoruz.

    Bu tuz doğal bir tuzdur. Peynir, salamura, turşu ve benzeri birçok yemekte bu tuz kullanılıyor. Bu yoldan geçen tırlar buradan alarak batı illerine götürüyor. Adana, Mersin, İzmir ve diğer illere götürülüyor. Çok sağlıklı bir tuzdur. Hiç katkı maddesi içermez. Doğal sudan elde ediyoruz. Ayak mantarlarına ve vücutta bulunan çatlaklara çok iyi geliyor” şeklinde konuştu.