Etiket: geçiş

  • Mevsim geçişlerinde ataklar tetiklenebiliyor

    Mevsim geçişlerinde ataklar tetiklenebiliyor

    Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, 30 Mart Dünya Bipolar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada bipolar bozukluğa ilişkin değerlendirmede bulundu. Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, ilaç tedavisinin doktora danışmadan kesilmesinin hastalığın daha hızlı tekrarlamasına neden olabileceği uyarısında bulundu.
    20-25 yaşları arasında başlıyor

    Bipolar bozukluğun depresif ve manik ya da hipomanik dönemlerle seyrettiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Bipolar bozukluk dönemler arası işlevselliğin tamamen normale döndüğü ya da kısmen belirtilerin devam ettiği; yüksek mortalite, morbidite ve hemen her alanda işlev kaybına yol açtığı bilinen ciddi bir ruhsal bozukluktur. DSM-5’te ‘İkiuçlu (Bipolar) ve İlişkili Bozukluklar’ başlığı altında sınıflandırılmaktadır. Bipolar bozukluğun görülme sıklığı yüzde 2-3 civarındadır. Erkek ve kadında görülme oranı eşittir ve ortalama başlangıç yaşı 20-25 arasındadır” dedi.

    Yoğun duygu-durum değişimleri yaşanıyor

    Bipolar (iki uçlu) kelimesinin, hastaların iki aşırı duygu durum arasında dalgalanmalar yaşadığını ifade etmek için kullanıldığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Ruh hali ve duygular açısından bir kutup depresyonu, diğer kutup mani ya da daha hafif şiddetteki hipomaniyi temsil eder. Bütün insanların duygusal dünyasında zaman zaman değişiklikler olur. Herkes günlük yaşamında dakikalar, saatler veya bazen birkaç gün süren öfke, sevinç, üzüntü, coşku, keder, huzursuzluk, endişe duyguları arasında iniş çıkışlar yaşayabilir. Ancak bipolar bozuklukta yaşamsal olaylarla kısmen veya tamamen ilişkisiz olarak uzun süren, keskin iniş çıkışların olduğu, yoğun duygu durum değişimleri yaşanır. Bu değişimler düşünceleri, duyguları, fiziksel sağlığı, davranışları, kişinin işlevlerini ve yaşamını etkiler. Yani bipolar bozukluk duygularda, düşüncelerde, enerjide ve davranışlarda aşırı değişikliklerle seyreder” şeklinde konuştu.

    Genetik etkenlerde risk 10 kat fazla

    Hastalığın ortaya çıkma nedenleri arasında genetik etkenlerin önemli yer tuttuğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Bipolar bozukluğu olanların birinci derece akrabalarında bipolar bozukluk riski genele göre yaklaşık 10 kat daha fazladır. Benzer şekilde bakıldığında, bipolar bozukluğu olan kişilerin akrabalarında majör depresif bozukluk riski de genele göre üç kat daha fazladır” dedi.

    Yüzde 30-50’sinde çocukluk travmaları etkili oluyor

    Psikososyal faktörler ve stresli yaşam olaylarının bipolar bozukluğun gelişiminde ve seyrinde önemli bir rol oynadığını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Bireysel psikososyal değişkenler genetik yatkınlıklarla etkileşime girebilir. Yapılan anketlerde, bipolar bozukluğa sahip yetişkinlerin yüzde 30-50’si çocuklukta travmatik/istismar edici deneyimler bildirmiştir. Bu durum, daha yüksek intihar girişimi oranı ve travma sonrası stres bozukluğu gibi birlikte ortaya çıkan bozukluklarla ilişkilidir” uyarısında bulundu.

    Mevsimsel geçişlere dikkat

    Bipolar bozuklukta uyarıcı madde kullanımının risk faktörleri arasında olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Uyarıcı maddelerin (marihuana, kokain, amfetamin, efedrin gibi), aşırı kahve, enerji içecekleri kullanılması da risk faktörüdür. Yoğun stres, uykusuzluk yine hastalık dönemlerini başlatabilir. Yaklaşık dörtte birinde mevsimsel özellik vardır, dolayısıyla mevsim geçişlerinde ataklar tetiklenebilir. Çocukluk çağında dikkat eksikliği ve hiperaktivitesi olanlarda da risk daha yüksektir” açıklaması yaptı.

    Hastaya özel tedavi programı hazırlanır

    Bipolar bozuklukta her hastaya göre ayrı bir tedavi programı hazırlandığın belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, bu tedavi programında ilaç tedavisinin yanı sıra psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi gibi çeşitli terapi yöntemlerinden yararlanıldığını söyledi. Tedavi sürecinde hayat şartlarının düzenlenmesinin de etkisi olduğunu vurgulayan Bolluk, ilaç tedavisinin hasta tarafından kendiliğinden kesilmemesi uyarısında bulundu.

    İlaç tedavisi yarım bırakılmamalıdır

    Hastanın tedavisi için kullandığı ilaçları kendi kendine bırakmasının, hastalığın daha hızlı tekrarlamasına neden olabileceğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Bolluk, hastalığın ilk 10 yılında ortalama bir insanda görülen hastalık dönemi sayısının 4 olduğunu söyledi. Bolluk, “İlk 10 yılın ardından, hastalık dönemleri arasında ortalama süre yaklaşık 1-2 yıldır. Bozukluk tedavi edilmezse, ortalama bir mani dönemi birkaç ay sürebilir. Tedavi edilmeyen depresyon döneminin süresi ise en az 6 aydır. Hastalık dönemleri arasında birçok kişi normal duygu durumlarına döner. Ama en çok görülen durum hastalığın ilk yıllarında hastalık dönemleri arasında süre uzun iken, ilerleyen yıllarda bu süre giderek kısalma eğilimi gösterir” uyarısında bulundu.

    Hastaya destekleyici yaklaşım önemli

    Bipolar bozuklukta hastaya doğru yaklaşımın da önemli olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk şunları söyledi:
    “Öncelikle bipolar bozukluğu hem hastanın hem de yakınlarının anlaması açısından psikoeğitim önemlidir. Ataklar ve iyileşme dönemlerinde hastaya destekleyici yaklaşmak gerekir. Doktor kontrolleri ve ilaç kullanımında motive edici yaklaşılmalıdır. Hastanın kendisini daha iyi hissetmesi yakınlarının yardımı ile daha kolay olmaktadır. Örneğin aile, doktor ve psikolog ziyaretinde hastaya eşlik edebilir, ilaç alımını hatırlatabilir. Atak durumları için bir eylem planı hazırlamak, daha sonra herhangi bir belirti geliştiğinde hem hastanın hem de ailenin hazırlıklı olmasını ve ilgili tüm kişilerin ne yapması gerektiğini bilmelerine yardımcı olur.”

    Taşkınlık ya da durgunluk başladığında doktora ulaşılmalı

    Özellikle mevsim geçişlerinde hastaya olabildiğince yakın olunması gerektiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Hastanın uyarıcı belirtileri yakından takip edilmelidir. Bu dönemde hastanın alkol ve maddeden uzak durması gereklidir. Mutlaka uyku düzenini korumalı, gece uykusuna özen göstermelidir. Hasta taşkınlaşmaya veya durgunlaşmaya başladığında hızla doktoruna ulaşılmalıdır. Hastalığın tırmanmasını beklemek hastalığın kontrolünü çok zorlaştırır. Risk almaya meyilli olunan bu dönemlerde kredi kartlarını hastadan uzak tutmak, araba anahtarını kontrollü vermek, ilişki kurduğu arkadaşlarını takip etmek muhtemel zararları engeller. İyileşme dönemlerinde takiplerini aksatmaması ve işlevselliğini güçlendirmesi konusunda desteklenmelidir” tavsiyesinde bulundu.

  • Sınır kapılarında yaya geçiş dönemi başlıyor

    Sınır kapılarında yaya geçiş dönemi başlıyor

    Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kara sınır kapılarında pandemi döneminde Edirne Valiliği tarafından alınan karar doğrultusunda, yasaklanan Bulgaristan tarafına yaya geçişi yeniden başlıyor. Avrupa’ya açılan Kara sınır kapılarından yaya geçişlerin bir süre önce yasaklanmasının ardından alınan yeni karar gereği 26 Aralık 2023 Salı gününden itibaren saat 10.00’dan itibariyle yaya geçişlerine izin verileceği kara sınır kapılarından yaya geçişlerin başlanacağı ifade edildi. Türkiye Bulgaristan vatandaşlarına kimlikle seyahati serbest bırakırken, Edirne Valiliği’nin pandemi döneminde aldığı ‘gümrüklerde yaya geçiş yasağı’ ise yarından itibaren sona erdiriyor.

  • Mevsim geçişlerinden kimler etkilenir?

    Mevsim geçişlerinden kimler etkilenir?

    İç hastalıkları uzmanı Asena Serap Yalçınkaya, mevsim geçişlerinde meydana gelen rahatsızlıklar hakkında açıklamalarda bulundu.

    Hava sıcaklıklarının bir artıp bir azaldığını kaydeden Uzm. Dr. Yalçınkaya, ”Gündüz gece farkları aralıkları oldukça artmakta tabi buda bizim üst solunum yolu enfeksiyonlarını tetikleyen olarak karşımıza çıkmakta. Mevsim geçişlerinden en çok etkilenen grup, çocuk hastalar, 65 yaş üstü olan hastalar ve kronik rahatsızlığı olanlardır. Diyabet, kalp yetmezliği ve organ yetmezliği olan hastalarımız, daha çok etkilenmektedir. Bunun yanı sıra kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan hastalarımızda ataklar ve solunum yolu hastalıklarında artış görmekteyiz. Mevsim şartlarının sürekli değişkenlik göstermesi üst solunum yolu enfeksiyonlarında bir artışa sebep olmaktadır. Bunlar, özellikle mevsimsel alerjik rinit, viral üst solunum yolu enfeksiyonları, bakteriyel üst solunum yolu enfeksiyonları, tonsilit, farenjit ve alt solunum yolları enfeksiyonları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra dediğimiz gibi kronik obstürktif akciğer hastalığı olan hastalarda zatürre ve KOAH atak sıklığında artış görmekteyiz. Bunlara karşı ne gibi önlemler alabiliriz. Özellikle kronik ve yaşlı hasta grubuna biz aşılama öneriyoruz. Bunun yanı sıra kendi ilaçlarını düzenli kullanmalarını ve mevcut hastalıklarının kontrol altında tutulmasını öneriyoruz. Tabi viral hastalıklarda genellikle vitamin takviyesi, sıvı takviyesi ve yatak istirahati yeterli olmaktadır. Bakteriyel enfeksiyonlarda ise hekimin muayene ve yaptığı tetkikler sonucunda etkene yönelik uygun antibiyoterapi başlanması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, A,E ve C vitamini gibi diğer bağışıklık güçlendiricilerinde verilmesi gerekmektedir. Hastalara önerim, bu dönemde özellikle bağışıklık sistemini güçlendiren takviyeleri hekim kontrolünde almaları kronik hastalığı olan hastaların ilaçlarını düzenli kullanmaları ve ateşi halsizliği ve kusması olan hastalarında bir hekim kontrolünde tedavi altında olmalarını öneriyorum” diye konuştu.

  • Devrek’te güvenli geçiş yolları boyandı

    Devrek’te güvenli geçiş yolları boyandı

    Zonguldak İl Jandarma Komutanlığı trafik kimleri öğrenci ve vatandaşların güvenliğini sağlamak amacıyla önemli bir trafik düzenlemesi gerçekleştirdi. Bülent Ecevit Üniversitesi Devrek Kampüsü önünde yer alan yaya ve okul geçidi, karşıdan karşıya geçişleri daha güvenli hale getirmek için renkli bir görünüme kavuşturuldu. Gerçekleştirilen boyama işlemi, trafik kazaları riskini azaltmayı ve yayaların daha görünür olmasını hedefliyor.

    Eğitim-öğretim dönemi süresince sorumluluk sahalarında bulunan tüm okul ve yaya geçitlerinde benzer faaliyetler devam edecek. Bu önleyici trafik güvenlik önlemleri, öğrenciler başta olmak üzere tüm yayaların güven içinde yollarını kullanmalarını sağlamayı amaçlıyor.

  • ‘TCG Anadolu’ Çanakkale Boğazı’ndan geçti

    ‘TCG Anadolu’ Çanakkale Boğazı’ndan geçti

    Milli Savunma Bakanlığı, Cumhuriyet’in 100’üncü yılı etkinlikleri çerçevesinde, TCG Anadolu’nun 27-28 Ekim 2023 tarihlerinde 10.00-18.00 saatleri arasında İstanbul Sarayburnu’nda halkın ziyaretine açılacağını duyurdu.

    Ege Denizi’nden saat 15.00 sıralarında Çanakkale Boğazı’na giriş yapan dünyanın ilk silahlı insansız hava aracı (SİHA) gemisi TCG Anadolu, saat 16.10 sıralarında Çanakkale önlerinde oldu. Kilitbahir Kalesi ile Kilitbahir köyü dağında bulunan ‘Dur Yolcu’ yazısı önünden geçen ‘TCG Anadolu’ boğazın manevra yapılması en güç noktası olan Nara Burnu’nu döndü. Cumhuriyet’in 100’üncü yılı etkinlikleri çerçevesinde 27-28 Ekim 2023 tarihlerinde, 10.00-18.00 saatleri arasında İstanbul Sarayburnu’nda ziyarete açılacak olan dünyanın ilk silahlı insansız hava aracı (SİHA) gemisi ‘TCG Anadolu’, Marmara Denizi’ne doğru yol aldı. ‘TCG Anadolu’ gemisine F-495 borda numaralı ‘TCG Gediz’ fırkateyni ve Sahil Güvenlik botu refakat etti.

    Dünyanın ilk SİHA gemisi
    ‘TCG Anadolu’, üzerine iniş-kalkış yapacak SİHA’larla dünyanın ‘ilk SİHA gemisi’ konumunda. Uçuş güvertesinde 10 helikopter veya 11 SİHA konuşlandırılabilecek, hangarda ise 19 helikopter veya 30 SİHA taşınabilecek. ‘TCG Anadolu’, üzerine iniş kalkış yapacak SİHA’larla dünyanın ‘ilk SİHA gemisi’ olacak. Gemideki silah sistemleri, savaş yönetim sistemi, elektronik harp sistemleri, kızılötesi arama ve takip sistemi, elektro-optik arama sistemi, lazer ikaz sistemi, torpido savunma sistemi, radarlar, muhabere sistemleri, seyir sistemleri, bilgi dağıtım sistemleri yerli ve milli imkanlarla geliştirildi. Gemi, gerektiğinde, doğal afet yardım görevleri çerçevesinde de kullanılabilecek. Bünyesinde yer alan tam teşekküllü hastane ve ameliyathane imkanları sayesinde doğal afet yardımı, insani yardım ve mülteci tahliye harekatlarında tıbbi destek sunabilecek. ‘TCG Anadolu’, 231 metre uzunluğa ve 32 metre genişliğe sahip bulunuyor. Tam yük deplasmanı en fazla 27 bin 436 ton olan gemi, bu haliyle en az 20,5 knot azami sürat ve 16 knot ekonomik süratle görev yapabiliyor. Ekonomik sürati ile tam yükte en az 9 bin deniz mili seyir siasına sahip ‘TCG Anadolu’nun içindeki su alabilen havuza her biri 1 tank taşıyan 4 mekanize çıkarma gemisi girebiliyor. Gemi, araç güvertelerinde 13 tank, 27 zırhlı amfibi hücum aracı (ZAHA), 6 zırhlı personel taşıyıcı, 33 muhtelif araç, 15 römork olmak üzere toplamda 94 araç taşıyabiliyor. Geminin uçuş güvertesinde 10 helikopter veya 11 adet SİHA konuşlandırılabilecek, hangarda ise 19 helikopter veya 30 SİHA taşınabilecek. Gemi, 1223 personele ev sahipliği yapacak. Gemide, tam teşekküllü hastane imkanı ve 2 ameliyathane de bulunuyor

  • Açık liseye geçiş şartları belirlendi

    Açık liseye geçiş şartları belirlendi

    Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), örgün eğitimden açık öğretim liselerine geçişleri sınırlandıran yönetmeliğin ardından, bu liselere geçişlere izin verilecek istisnai durumlarla ilgili usul ve esaslar belirlendi.

    MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Cengiz Mete, açık liseye geçişleri zorlaştıran yönetmeliğe ve hangi durumlarda geçiş yapılabileceğine ilişkin usul ve esasların yer aldığı genelgeye ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Mete; sınıf tekrarına kalanların, ikamet değişikliği sebebiyle aynı tür okul bulamayanların, milli sporcuların ve en az üç yıl lisanslı şekilde yarışmalara katılan sporcuların açık liseye geçebileceğini söyledi.

    Ayrıca, deprem bölgesindeki bazı il veya ilçelerdeki geçici barınma merkezlerinde ikamet eden ve taşıma yoluyla eğitim hizmeti alanların istemeleri durumunda açık liseye geçebileceği belirtildi.

    Buna göre, açık liseye geçiş için zaruri şartların belgelendirilmesi durumunda 15 Eylül ve 16 Ekim tarihleri arasında öğrencilerin yerleştirme ve nakil komisyonuna başvuru yapması gerekiyor.

  • Liselere sınıf tekrarı geliyor

    Liselere sınıf tekrarı geliyor

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yeni dönemde liselerde sınıf tekrarını hayata geçireceklerini, devamsızlık affını da kaldıracaklarını bildirdi.

    Tekin, Başkent Öğretmenevi’nde, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya gelerek eğitim gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Öğretmenlerin, Bakanlığa ilettikleri problemlerin çözümü için yaptıkları iyileştirme çalışmalarını anlatan Tekin, yer değiştirme süreciyle ilgili önemli düzenlemeler gerçekleştirdiklerini söyledi.

    Tekin, yardımcı kitaplar, seçimlik dersler gibi bazı konularda yaptıkları çalışmayı yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacaklarını belirterek, okul terkleriyle ilgili sorunlara yönelik mevzuat değişikliğinin de eğitim öğretim yılı başlamadan yapılacağını bildirdi.

    Yusuf Tekin, “Özellikle ortaöğretim kurumlarındaki öğretmen arkadaşlarımızın çok eleştirdikleri hususlar oldu. Bunlardan bir tanesi, özellikle liselerde sınıf tekrarının olmamasının ortaya çıkardığı sorunlardan bahsedildi. Bu zaten bizim de gündemimizdeydi. Dolayısıyla bununla ilgili bir tedbir alacağız. Yeni dönemde sınıf tekrarının mümkün olduğu bir süreç söz konusu olacak.” bilgisini paylaştı.

    Açık öğretime kayıt konusuna da değinen Bakan Tekin, şöyle devam etti:

    “Özellikle 11. sınıftan 12. sınıfa geçen ortaöğretim öğrencilerinin arasında yaygınlaşmaya başlayan, özellikle pandemi ile başlayıp depremle devam eden süreçte açık liseye kaymalar söz konusuydu. Açık liseye kaymalarla ilgili de bir dizi tedbiri önümüzdeki günlerde mevzuat değişiklikleriyle almış olacağız. Bu bizim için çok önemli. Hem örgün eğitim çağındaki bir gencimizin, yaygın eğitim kurumlarına gitmesini doğru bulmuyoruz hem de açık okullara devam eden bu çocuklarımız özellikle çok sayıda arkadaşımızın eleştirdiği bu merdiven altı, izinsiz kurslar üzerinden bir hazırlık sürecine devam ediyor. Bu merdiven altı yapılarla mücadele etmek açısından özellikle 11. sınıftan 12. sınıfa geçen öğrencilerin açık liseye erişim, açık liseye nakil süreçlerini zorlaştırarak merdiven altı, eğitim verdiğini iddia eden yapılarla da mücadele edeceğiz.”

    Tekin, açık liseye geçişleri zorlaştıracaklarının altını çizerek, Kovid-19 salgını döneminde elektronik ortamda yapılan açık lise sınavlarını eski haline dönüştürmeyi planladıklarını kaydetti.

    Öğrencilerin devamsızlık durumlarına da değinen Bakan Tekin,

    “Aynı şekilde devamsızlıkla ilgili ben buradan bir kez daha söyleyeyim, bu konuda önümüzdeki eğitim öğretim yılı sonunda çocuklarımız af ya da benzeri beklenti içinde olmasınlar. Devamsızlık ve sınıf tekrarı konusunda çok ciddiyiz. Şimdiden arkadaşlarımızı uyarmış olalım, sonra bir problemle karşılaşmamak adına.” dedi.

    Tekin, Cumhuriyet’in 100’üncü yılı dolayısıyla Bakanlık olarak ciddi bir etkinlik takvimi oluşturduklarını ve bu kapsamda illere bir genelge gönderdiklerini söyledi.

    Yeni dönemde önem verdikleri konulardan birinin öğretmen yetiştirme süreçleri olduğunu vurgulayan Bakan Tekin, bu konuyu tepeden tırnağa revize etmek istediklerini belirtti.

    Tekin, özel okulların servis ve yemek ücretleri gibi konularda ilgili derneklerle görüşmeler yaptıklarını aktararak,

    “Ücretlerle ilgili TEFE-TÜFE ilkesini getirdikten sonra özel okullar, derneklerin bize taahhüdü, servis ve yemek ihtiyacıyla ilgili konularda da makul düzeyde yapacaklar. Biz de kendilerini zaten denetleyeceğiz. Bu denetim alanının içerisinde kalan okullar bizim paydaşımız ama bu denetimin dışına çıkmak isteyen, bize taahhütlerini veya bizim mevzuatımızın dışında yollara tevessül etmek isteyen özel okullara karşı da biliyorsunuz hem özel öğretim kurumlarıyla ilgili yasal düzenlemelerimizde hem de yönetmelik düzeyindeki ikincil mevzuat düzeyimizde cezalandırma mekanizmaları var, idari cezalar uygulayabilecek durumdayız.” diye konuştu.

    Tekin, meslek liselerinin, mezunlarının kendi alanlarında istihdam edildiği, amacına uygun hizmet veren yapılar olarak yaygınlaştırılacağını belirtti.

    Bir soru üzerine hem deprem bölgesinde hem de diğer bölgelerde yıkım ya da güçlendirme kararı verilen okullarla ilgili gerekenin yapılmaya devam ettiğini vurgulayan Tekin, İstanbul’da yeni okul yapılacak arazi bulunmasında güçlük olduğunu, bu konuda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının destek sağladığını söyledi.

    Yusuf Tekin özel okullarda çalışan öğretmenlerin ücretlerine ilişkin soru üzerine, konuyu yakından takip ettiğini aktardı.

    Hukuki açıdan özel okullarda çalışan öğretmenlere bir taban aylık belirlenmesinin mümkün olmadığını belirten Tekin, özel okulların bazılarında ücret politikası konusunda sıkıntılar yaşandığını, bunun çözümü için ellerinden geleni yaptıklarını kaydetti.

    Tekin, “atanamayan öğretmenler” konusundaki soruları şöyle yanıtladı:

    “Milli Eğitim Bakanı olarak Bakanlık bünyesinde çalışan öğretmen arkadaşlarımızın sayısının artmasını çok arzu ederim ama şimdi burada mevzu politize edilecek bir boyutta değil. ‘Bütün atanamayan öğretmenleri atayacağız.’ diyen bir siyasetçi ya Türkiye’de rakamlar hakkında bilgi sahibi değil ya da popülizm uğruna insanların kaderleriyle ve gelecekleriyle oynuyor. Şimdi ‘Atanamayan bütün öğretmenleri atayacağız’ demek, o gençlerin gelecekleriyle oynamak gibi bir şey. O yüzden ben bu söylemlerden politikacılarımızın kaçınmasını arzu ediyorum.

    Bakanlık olarak zaten Sayın Cumhurbaşkanı’mızla sürekli konuşuyoruz. Bakın şu an halihazırda Bakanlık sistemindeki öğretmen arkadaşlarımın yaklaşık yüzde 80’ine yakını Sayın Cumhurbaşkanı’mızın, başbakan ya da cumhurbaşkanı olduğu dönemde atanmış. Yani bu kadar çok öğretmen ataması yapılmışken, niye tekrar atama yapılmasıyla ilgili olumsuz bir tavır içerisinde olalım? Öyle bir şey yok, yeni öğretmen ataması kuşkusuz olacak. Biz Bakanlık olarak hassas bir dil kullanmaya çalışıyoruz atanan ya da atanamayan bütün kardeşlerimize, bütün öğretmenlerimize, adaylarımıza, herkese kardeş muamelesi ile yaklaşmaya çaba sarf ediyoruz. Lütfen bunları bu arkadaşlarımız da bu anlamda kaderleriyle oynayacak cümlelerden kaçınsın. Biz de mümkün olduğunca fazla sayıda arkadaşımızı istihdam etmek için çaba göstermeye devam edeceğiz.”

    Tekin, Anayasa Mahkemesi’nin, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bazı maddelerini iptal kararı verdiğini hatırlatarak, gerekçeli karar kendilerine ulaştığında buna uygun hareket edeceklerini söyledi.

    Yusuf Tekin, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun, öğretmenlerin talepleri doğrultusunda, biraz daha kapsamlı şekilde ele alınabileceğini ifade etti.

    Dershanelerin kapatılması sürecinde Anayasa Mahkemesi’nin “belli alanlarda takviye gereklidir” kararı sonrasında özel öğretim kurslarının ders bazlı kurumsal hizmet sunacak yapılar olarak planlandığını anlatan Tekin, bugün dershane benzeri yapıların yeniden oluştuğu eleştirisine yönelik şunları söyledi:

    “ÖSYM’nin üniversite sınavı için soru hazırlama ekibinin içerisine, öğretmen arkadaşlarımızın, yani Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinden, ders anlatan öğretmenlerin girmesini sağladık. Dolayısıyla okullarımızı ve kitaplarımızı, yani dershane mücadelesinin bir parçası olarak işlevsel hale getirdiğimizi söyledik. Şimdi biraz bu konulara sadece merdiven altı ya da dershanecilik üzerinden bakmamak lazım. Bakanlığın alması gereken tedbirler var, biz o tedbirleri alarak tekrar bu dershaneyle ilgili ihtiyacı ortadan kaldırmak istiyoruz. Bu yapılarla ilgili polisiye tedbirler ya da yasal tedbirler değil, Bakanlığın kendi içerisinde alması gereken operasyonel tedbirler olduğuna inanıyorum.”

  • LGS yerleştirme sonuçları açıklandı

    LGS yerleştirme sonuçları açıklandı

    Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) takvimine göre, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) yerleştirme sonuçlarının bugün açıklanması bekleniyordu. Beklenen açıklama geldi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Liselere Geçiş Sistemi (LGS) yerleştirme sonuçları ilan etti.

    Milli Eğitim Bakanlığının (MEB), LGS tercih ve yerleştirme kılavuzuna göre, yerleştirme sonuçları ilan edildi.

    LİSE TERCİH SONUÇLARINIZI SORGULAMAK İÇİN TIKLAYIN

  • Starlink uyduları görüntülendi

    Starlink uyduları görüntülendi

    Elon Musk’a ait Starlink uydularının zincir şeklindeki geçişi Elazığ semalarında görüntülendi.

    Sıra sıra hareket eden ışıkları görenler kısa süreli şaşkınlık yaşadı. Sıralı parlak uyduları gören vatandaşlar bu anları sosyal medya hesaplarında paylaştı.

    Starlink, Amerikan uydu şirketi SpaceX tarafından uydu interneti erişimi sağlamak üzere inşa edilmiş ve onlarcası uzaya gönderilmişti.

  • Avrasya Tüneli’nden 100 milyon araç geçti

    Avrasya Tüneli’nden 100 milyon araç geçti

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Avrasya Tüneli Kontrol Merkezi’nde basın açıklaması yaptı, ardından Avrasya Tüneli’nden geçen 100 milyonuncu aracın sahibine hediye taktim etti. Karaismailoğlu, “Milletimizin İstanbul Boğazı’nın iki yakasını denizin altından birbirine bağlama sevdası 1860 yılında Sultan Abdülmecit’in proje hazırlatmasıyla başladı. O günden sonra bir hayal olarak görülen bu proje, yaklaşık 1,5 asır boyunca kendisini hayata geçirecek güçlü ve kararlı bir irade bekledi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bu hayal gerçeğe döndü. Bir değil, iki dev ulaşım projesi ile boğazın altından geçildi. İlk olarak Marmaray ve ardından Avrasya Tüneli. Her iki eserimiz de ulaştırma alanında dünyanın en önemli ve başarılı mühendislik projeleri olarak tarihteki yerlerini aldı. Marmaray, ters yöne iki akıntının olduğu, yüzeyin 60 metre derinliğinde, dünyanın en derin batırma tüp tüneliyle iki kıtayı birleştiren tek proje olurken, Avrasya Tüneli ise iki kıtayı deniz tabanının altından birleştiren dünyanın ilk iki katlı karayolu tüneli olup, eşsiz bir mühendislik olarak tarihte yerini almıştır” ifadelerini kullandı.
    BAZILARININ HAYAL BİLE EDEMEDİĞİ AVRASYA TÜNELİ’NİN TEMELİNİ 2011’DE ATTIK
    Avrasya Tüneli’nin dünyanın en başarılı mühendislik projelerinden birisi olduğunun altını çizen Karaismailoğlu, projenin büyük ve güçlü Türkiye’nin eseri olduğunu söyledi. Avrasya Tüneli’nin İstanbul Boğazı’nı deniz tabanının altından geçen 5 bin 400 metre uzunluğundaki iki katlı tüneli de kapsayan toplam 14 bin 600 metrelik bir güzergahta, Kazlıçeşme ile Göztepe arasında inşa edildiğini söyledi. “Bazılarının hayal dediği, hayal bile edemediği, baltalamak, başarısızlığa uğratmak için uğraştıkları Avrasya Tüneli’nin temelini 26 Şubat 2011 tarihinde attık” diyen Karaismailoğlu, proje süreciyle ilgili şu bilgileri verdi:
    “19 Nisan 2014’te Asya kıtasındaki Haydarpaşa Şantiyesi’nde tünel kazı çalışmalarını başlattık. Projede en zorlu bölüm olan tünel delme çalışmalarını planlanandan 8 ay önce tamamladık. 13,7 metre kazı çapı ile o dönemde dünyanın 6’ncı büyük TBM’i ile tünel delme çalışmalarını yürüttük. Günde yaklaşık 10 metre kazı yaparak Haydarpaşa Limanı’ndan Cankurtaran’a kadar olan 3 bin 400 metreyi 1,5 yıldan kısa sürede geçerek 2015 yılı içerisinde tünel delme işlemlerini bitirdik. 20 Aralık 2016 tarihinde de hizmete açtık, milletimize sunduk. Hizmete girdiği ilk günden itibaren uluslararası saygın kuruluşlardan sayısız ödül alan Avrasya Tüneli ile İstanbul’un doğal güzelliğini ve siluetini hiç etkilemeyen, ekolojik dengeleri gözeten, deniz yaşamına zarar vermeyen, çevre dostu bir ulaşım altyapısına kavuştu. İstanbul’un güney aksındaki ulaşım mesafelerini yaklaşık 10 kilometre kısaltarak Asya ve Avrupa yakaları arasındaki yolculuğu 5 dakikaya indirdi. Her gün 10 binlerce İstanbulluyu bir kıtadan diğerine taşıyor.”
    BAZI ÇEVRELER BU PROJEYİ İMKANSIZ BİR HAYAL OLARAK GÖRDÜ
    Bazı çevrelerin bu projeyi imkansız bir hayal olarak gördüğünü belirten Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Hele hele tek kuruş kamu kaynağı kullanmadan, bu projenin tamamlanacağına hiçbiri inanmıyordu. Onların planlamadan, hizmetten anlamadığını zaten biliyorduk da milletimize sunulan hizmete de bu kadar düşmanlık etmelerine şaşırdık. Gerçi bu düşmanlığı her projemize, her eserimize karşı sürdürüyorlar. Çünkü, onların muhalefet etmekten anladıkları milletin geleceğini aydınlatacak işleri baltalamaya çalışmak. Tabii ki buna müsaade etmedik. Avrasya Tüneli Yap-İşlet-Devret projelerinin en önemli ve güzel örneklerinden biri olarak tarihteki yerini aldı” diye konuştu.
    2025’TE GELİRLERİMİZ, YAPACAĞIMIZ ÖDEMELERİN ÜZERİNE ÇIKACAK
    Karaismailoğlu, Avrasya Tüneli’nin yanı sıra bugüne kadar; Türkiye’yi geleceğe taşıyan ve dünyayı Türkiye’ye bağlayan nice dev yatırım Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli ile hayata geçirdiklerini aktararak, YİD modeli ile ileri teknoloji ve yüksek maddi kaynak ihtiyacı duyulan projelerin gerçekleşmesinde, kamu kaynağı kullanılmadan özel sektör imkanları ve finansmanıyla yatırımların çok daha kısa sürede gerçekleşmesini sağladıklarını söyledi. Yatırımın gerçekleştirilmesi ve işletme aşamalarında özel sektörün hızlı karar alabilme ve ileri teknoloji kullanma yeteneğini de kullandıklarını dile getiren Karaismailoğlu, “Milletimizin hazinesine, ülkemizin altyapısına en değerli katkıları sunan, ülkemizin aydınlık geleceğini inşa etmemizde son derece kıymetli bir yöntem olan KÖİ Projelerinin faydalarını sık sık dile getiriyoruz. Onlar, kuru gürültüyle milletimizin kafasını karıştırmaya çalışsalar da bu gerçekleri karartamayacaklar. Ama muhalefet partileri nedense bu yap-işlet devlet projelerini bir türlü anlayamadılar. Bu projeleri sadece inşaat maliyetinden yola çıkarak hesaplamak gibi bir hata içerisindeler. Yatırımın toplam maliyetini yalnızca inşaat maliyeti ile değerlendirmek doğru bir yaklaşım değil. Yapımı, işletilmesi, işletme süresi boyunca her türlü bakımı, onarımı, finansmanı ile birlikte maliyet hesaplanmakta. Ayrıca, bu projelerin işletme süresi bitiminde her türlü bakımı yapılmış̧ olarak kamuya devri yapılacaktır. Şunu da bir kez daha hatırlatmak isterim. Havayolu, karayolu, demiryolu ve denizcilik alanında KÖİ Modeli ile yapılan yatırımlarımızda, 2024 yılında elde edeceğimiz gelirler ile ödemeler başa baş noktasına gelecek. 2025’te gelirlerimiz, yapacağımız ödemelerin üzerine çıkacaktır. Böylece ulaştırma sektöründe KÖİ Modeli ile inşa edilen eserler sayesinde Hazine’mize net nakit akışı sağlanacak; devletimiz ilave gelire kavuşacaktır” şeklinde konuştu.
    ÜLKE EKONOMİSİNE 6 YILLIK TOPLAM KATKISI 1,2 MİLYAR DOLARA ULAŞTI
    Avrasya Tüneli’nin sağladığı faydaları örnek olarak veren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, 2022 yılında Avrasya Tüneli’ni kullanan araçların yüzde 93’ünün otomobil, yüzde 6’sının minibüs ve yüzde 1’inin motosiklet olduğunu kaydetti. 1 Mayıs 2022 itibarıyla motosikletlerin kullanımına izin verilen tünelden 2022 yılı içerisinde 256 bin 264 motosiklet geçişi gerçekleştiğinin altını çizen Karaismailoğlu, araçların tüneli tercih etme oranının Asya yönünde yüzde 50,3, Avrupa yönünde yüzde 49,7 olarak gerçekleştiğine vurgu yaptı. Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, “Avrasya Tüneli kullanıcılarına 1 saatlik zaman tasarrufunun yanı sıra daha az yakıt tüketimi, emisyon azalımı ve kaza maliyeti gibi etmenlerin de etkisiyle günlük çift yönlü seyahatlerde her bir kullanıcıya 2022 yılında ortalama 196 TL’lik kazanç sağladı. Sadece, 2022 yılında 33 milyon saat zaman tasarrufu, 38 bin ton yakıt tasarrufu, 19 bin ton emisyon azalımı, 79 milyon araç-km azalması ile oluşan kaza maliyeti tasarrufu elde etmesi sonucunda ülke ekonomisine 6 yıllık toplam katkısı 1,2 milyar dolara ulaştı. Böylelikle, Avrasya Tüneli ülke ekonomisine katkısı ile yatırım maliyetini 6 yılda karşıladı. Duyanlar duymayanlara anlatsınlar lütfen” şeklinde konuştu.
    SÜRÜCÜLERİN % 99.5’İ VERİLEN HİZMETTEN MEMNUN
    Tünel kullanıcılarının yüzde 23’ünün günlük çift yönlü geçişlerde Avrasya Tüneli’ni tercih ettiğinin altını çizen Karaismailoğlu, tünelin ulaştığı günlük maksimum birim araç sayısının 22 Aralık 2022 tarihinde 74 bin 210 olduğunu aktardı. “2023 yılı Ocak ayının ikinci yarısında hafta içi trafik ortalaması 71 binin üzerinde gerçekleşerek günlük belirlenen minimum trafik garantisinin üzerinde seyretti” diyen Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
    “Tünel ve diğer boğaz geçiş alternatiflerinin seyahat süreleri baz alınarak yapılan analiz sonucunda 2022 yılında kullanıcıların hafta içi zaman kazancı; Kozyatağı – Bakırköy yönünde sabah saatlerinde aylık ortalama 35 dakika, akşam saatlerinde aylık ortalama 45 dakika olurken; Bakırköy-Kozyatağı yönünde ise sabah saatlerinde ortalama 26, akşam saatlerinde 42 dakika olarak gerçekleşti. 2022 yılında Avrasya Tüneli’nde arızalanan, yakıtı biten, kaza yapan araçlara ortalama 1 dakika 38 saniye içinde müdahale edildi ve 11 dakika 42 saniye içinde trafik normal seyrine döndürüldü. Tüneldeki acil durumlara müdahale performansı, işletme standartlarının ve dünyadaki benzer projelerin ortalamasının hayli üzerindedir. Tünel içinde arıza, kaza gibi durumlar yaşayan kişiler üzerinde gerçekleştirilen memnuniyet anketinde, sürücülerin verilen hizmetten memnun kalma oranı 2022 yılında ortalama yüzde 99,5 olarak tespit edildi. Ayrıca tünel operasyonlarında tüketilen elektriğin tamamı yenilenebilir kaynaklardan karşılandı. Böylece elektrik ihtiyacından kaynaklanan karbon ayak izinin azaltılmasına destek olundu. İşletme faaliyetlerindeki karbon ayak izi denkleştirilerek karbon nötr proje olma hedefine de ulaşılmıştır.”
    AVRASYA TÜNELİ DÜNYANIN EN ÖZEL EN ENDER MÜHENDİSLİK PROJELERİNDEN BİRİ
    Avrasya Tüneli’nin, teknik özellikleri ve saymakla tükenmeyecek faydalarının yanında dünyanın en özel ve ender mühendislik projelerinden biri olduğunun altını çizen Karaismailoğlu, bugün itibarıyla Avrasya Tüneli’nden açıldığı günden itibaren 100 milyon aracın geçtiğini bildirdi. Karaismailoğlu, “6 yıldır vatandaşlarımızın yolunu, seyahat süresini kısaltan, güvenliği ve konforunu artıran dünyanın en önemli mühendislik projelerinden biri ola Avrasya Tüneli İstanbul’a ülkemize uzun yıllar hizmet etmeye devam edecektir” diyerek sözlerini tamamladı.