Etiket: geçmiş

  • ERŞA Erzurumlulara 23 Temmuz 1919’u Yaşattı

    ERŞA Erzurumlulara 23 Temmuz 1919’u Yaşattı

    ERŞA Konağı’nda düzenlenen açılış törenine TBMM Başkanlık Divan Üyesi Adil Biçer, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı, Genel Sekreter Doç. Dr. Ahmet Dumlu, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Uğur Akbulut, İletişim Başkanlığı Erzurum Bölge Müdürü Recep Küçükece, Basın İlan Kurumu Şube Müdürü Tahsin Şahin, Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Feridun Fazıl Özsoy, yönetim kurulu üyeleri, Erzurum Kalkınma Vakfı Başkanı Erdal Güzel, Erzurum Girişimci Kadınlar Derneği Başkanı Zekiye Çomaklı, STK Başkanları, akademisyenler, basın mensupları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

    Erzurum Büyükşehir Belediyesi, Erzurum Teknik Üniversitesi ve Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti’nin katkılarıyla hazırlanan sergide 23 Temmuz 1919 Erzurum Kongresi’nin haberlerinin yer aldığı farklı tarihlerden seçilen 23 yerel gazetenin ilk sayfası sergilendi.

    Açılış programında konuşan ERŞA Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu, ERŞA’nın kurulduğu günden itibaren paydaşlarının ve vatandaşların katkılarıyla Erzurum’un köklü geçmişine ışık tuttuğunu belirterek, serginin açılışında emeği geçenlere teşekkür etti.

    Vatandaşlarının yoğun ilgi gösterdiği sergi, pazar gününe kadar ücretsiz olarak gezilebilecek.

  • ‘Hasır örgü bileklik’ geçmişi geleceğe taşıyor

    ‘Hasır örgü bileklik’ geçmişi geleceğe taşıyor

    Adana Olgunlaşma Enstitüsü’nde Kuyumculuk Teknolojisi Alanı’nda ustalardan oluşan ekip, Türk kültürünü günümüze taşıyarak yaptıkları eserleri gelecek kuşaklara aktarıyor. Kuyumculuk atölyesinde, kilimlerden bile ilham alınan desenler, takılara yansıtılırken gümüşten yapılan Adana hasır örgü bileklik gibi birçok tescilli ürünler ön plana çıkıyor.

    Adana Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Seher Coşkun, Adana Olgunlaşma Enstitüsü’nün prestijli bir kurum olduğunu kaydederek, “Şu an Türk kültürünün yaşatılması, gelecek kuşaklara aktarılması için aslına uygun olarak üretimler yapan bir kurum halini aldık. Aynı zamanda döner sermayeli bir kurumuz. Ülke ekonomisine ve burada çalışan ustalarımızın, buradaki eğitim alan öğrencilerimizin de aile ekonomilerine katkıda bulunuyoruz böylece. Kendini sürekli yenileyen alanların bir tanesi olan kuyumculuk alanında geçmişi günümüze taşıyan, günümüzden gelecek kuşaklara aslına bağlı kalarak aktarabileceğimiz güzel ürünlerimiz var burada. Mesela bunlar Matrakçı Nasuh’un minyatürlerinden esinlenerek hazırlanan bir Belgrad seferine konu alan bir ürün olurken aynı zamanda da Adana’ya ait olan Adanalı kuyumculuk ustaları tarafından yapılan Adana hasır örgü bir bileklikte olabiliyor” dedi.

    “Adana hasır örgü bileklik tescilli ürünümüz”

    Coşkun, Adana hasır örgü bilekliğin tescilli ürünlerinden bir tanesi olduğunu belirterek, “Şu an bin 600 tescilli ürünümüz var. Tescilli ürünlerimizden bir tanesi de Adana hasır örgü bileklik. Hasır örgüden dolma kalemde üretiyoruz. Gümüşle yapıyoruz bunları. Yine kilim desenlerimizi takılara taşıyoruz. Onların motiflerinden ilham alıyoruz. Bunların kalıcı olmasını sağlıyoruz. Kuyumculuk atölyemizde gelecek kuşaklara aslına uygun çalışmalar yapılıyor” diye konuştu.
    Atölyelerde üretilen ürünlerimizin hepsinin satış amaçlı yapılmadığını ifade eden Seher Coşkun, “Tema çalışmalarımız var. Araştırmalar üzerine oturtulmuş çalışmalar. Bunlar arşivlerde gelecek kuşaklara aktarılması için arşivleniyor. Sadece arşivlenmekle kalmayıp hem ana binamızda hem de Tepebağ Kültür Sanat Merkezimizde ki sergi salonumuzda bunlar Adanalıların ve Adana’yı gezen turistlerimizin beğenisine sunuluyor” şeklinde konuştu.

  • Geçmişi yaşatan minyatür

    Geçmişi yaşatan minyatür

    Tortum ilçesine bağlı Bağbaşı Mahallesi’nde Feyzullah Coşkun, babasının geçmişte ürettiği harman makinelerinin minyatür versiyonunu tamamen el emeği ile hassasiyetle inşa etti.

    Çocukluğundan itibaren babasının harman makineleri hakkındaki hikayelerini dinlerken ve babasının ürettiği makineleri izlerken bu makinelerin minyatürlerini yapma hayali kurduğunu belirten Coşkun için, babasının elinden düşmeyen harman makinesi ilham kaynağı oldu. Coşkun, uzun saatler boyunca bu makineyi minyatür boyutta yeniden canlandırmak için çalıştı ve kendi elleriyle yepyeni bir harman makinesi minyatürü yaptı. Yetenekleri bununla sınırlı olmayan Coşkun, kendi evini tarihi eşyalarla doldurarak bir müze havası oluşturmayı başardı. Evini ziyaret edenler, tarihin izlerini sürmek için üst katını adeta bir müzeye çevrildiğini görebiliyor.

    Feyzullah Coşkun, babasının mirasını yaşatmanın yanı sıra tarih ve minyatür sanatına olan sevgisini herkesle paylaşıyor. Onun bu özel hikayesi, yerel bir sanatçının yetenek ve tutkusuyla nasıl tarihe dokunabildiğinin bir örneği olarak ilham verici bir anlatı olmaya devam ediyor.

  • Geçmişin yok olan mirası

    Geçmişin yok olan mirası

    Osmanlı zamanında eve gelenin anlaşılması için kapı üzerine işlenen tokmaklar, şekli ve çıkardığı ses ile farklı anlamlar taşıyordu. Kapının üzerinde ana tokmak ve ana tokmağın altında küçük bir tokmak daha bulunur, kalın ses geliyorsa kapıyı çalanın erkek, ince ses geliyorsa kapıyı çalanın kadın olduğu bilinirdi.

    Öte yandan, kapı tokmakları üzerinden ailelerin sosyal ve kültürel kimlikleri anlaşılmaktaydı. Fakir evlerdeki kapı tokmakları ince, basit, demir ve halkalar şeklinde, zengin evlerdeki kapı tokmakları kalın, ağır, süslüydü. Anadolu’nun birçok noktasında olduğu gibi Tunceli’nin Çemişgezek ilçesindeki cumbalı evlerin kapısında görülen tarihi tokmaklar adeta zamana direniyor.

    Tarihi kapı tokmaklarının Çemişgezek’te varlığını sürdürdüğü aktaran Sezai Akın, “Kapı tokmakları insanımızın kibarlığını gözler önüne seriyor. Çevresi sanatsal motiflerle süslenmiş kapı tokmaklarından ince ses çıkartanı kadının geldiğini, kalın ses çıkartan ise erkeğin geldiğini gösteriyordu. Kalın ses çıkartınca içerden erken açıyor. İnce ses çıkınca içe kadınlar kapıyı açıyor. Bu da geçmişimizin kibarlığını gözler önüne seriyor” dedi.

  • Ata yadigarlarını topladı, müzeye çevirdi

    Ata yadigarlarını topladı, müzeye çevirdi

    Giresun’un Güce ilçesinde yaşayan 47 yaşındaki Yakup Çukur, köyünde atalarından kalma serenderi müzeye dönüştürdü.

    İlçenin Boncukçukuru köyünde yaşayan Yakup Çukur, atalarından kalma tarımda, arıcılıkta kullanılan aletler ve kişisel eşyaları yaklaşık 150 yıllık serenderde sergiliyor.
    Antika eşyaların yer aldığı müzenin ilgi odağı olduğunu belirten Çukur, geçmişi geleceğe taşımak için yola çıktıklarını ifade ederek, “Her ne kadar bu köyde doğup büyüsek de gurbetçi olarak yaşıyoruz. Yaz dönemlerinde memlekete izne geliyoruz. Her geldiğimizde köyümüzün değerlerinin biraz daha kaybolduğunu görmek bizi üzüyor. Ben de köyümüzün geçmişini genç kuşaklara aktarmak, tanıtmak ve farkındalık oluşturmak adına böyle bir aile müzesi oluşturmaya karar verdim.

    Müze olarak serenderi seçmemdeki amaç ise, zaten serender tek başına bir değer benim bildiğim en az 150 yıllık çivisiz kütüklerden yapılmış bir tarihi değere sahiptir. Oldukça da ilgi görüyor günlük onlarca ziyaretçisi oluyor” dedi.


    Müzede 50 ila 200 yıllık eşya ve aletler sergileniyor
    Aile müzesinde yer alan objelerle ilgili de bilgi veren Çukur, “Köyümüz geçmişte tarımla, hayvancılıkla, arıcılıkla ve geçmişte ihtiyaç duyulan eşyaların zanaatını yaparak geçimlerini sağlamış bir köydür. Burada da bunlara ait eşyalar ve aletler yer almaktadır.

    Tamamı kendi atalarımıza ait olan en az 50 ila en fazla 200 yıllık objeler bulunmaktadır. Bir tarafta atalarımızın hatırasını yaşatırken, diğer tarafta köyümüzün geçmişe ait hafızasını canlı tutuyoruz. Gerek köyümüzden gelip geçenlerin, gerekse de köyümüze gelen gurbetçilerin ziyaret ettiği bir müze haline dönüştü. Amacımız köyümüzdeki değerlerimizi, Çepnilerin ilk yerleşim yerlerinden biri olan Çukurköy köyünün bu tür hikayelerini gelecek nesillere aktarmaktır.

    Birçok insanın hurda olarak değerlendirdiği şeyler aslında çok değerli objelerdir. Bugün bu objeler müzelik ama geçmişte atalarımızın geçimlerini sağladıkları el aletleriydi. Bu yüzden buradaki her obje ziyaretçileri geçmişe yolculuğa çıkartıyor” diye konuştu.

  • Şanlıurfada Tari̇hi̇ Geçmi̇ş Mallara Zabıta Deneti̇mi̇

    Şanlıurfada Tari̇hi̇ Geçmi̇ş Mallara Zabıta Deneti̇mi̇

    Şanlıurfa’nın Eyyübiye İlçe Belediyesi Zabıta Müdürlüğüne bağlı ekipler, ilçe genelinde yaptığı denetimlerde son kullanma tarihi geçmiş 3 bin 700 ürüne el konularak imha edildi.

    Eyyübiye Belediyesi Zabıta Müdürlüğüne bağlı ekipler, ilçe genelinde vatandaş sağlığı için denetimlerine ara vermeden devam ediyor. Eyyübiye Belediyesi Zabıta Müdürlüğüne bağlı 2. Bölge zabıta karakolu ekipleri, halk sağlığını korumak, hijyen ve fahiş fiyat uygulamalarının önüne geçmek için denetimlerine ara vermeden devam ediyor. Zabıta müdürlüğüne bağlı ekiplerin ilçe genelinde bakkal ve marketlerde yaptığı denetimlerde 18 ayrı işyerinde son kullanma tarihi geçmiş 3 bin 700 ürüne el koyuldu. El konulan ürünler imha edilirken, kurallara uymayanlar hakkında cezai işlem yapıldı.

    İşletme sahiplerini de uyaran yetkililer, “Başkanımız Mehmet Kuş’un talimatlarıyla denetimlerimize aralıksız bir şekilde devam ediyoruz. Kurallara uymayanlara gereken cezalar yazılacaktır” dedi.