Etiket: Geleneksel

  • Kalemişi sanatı hayat buluyor

    Kalemişi sanatı hayat buluyor

    Geleneksel Kalemişi sanatı, Kütahya’da hayat buluyor. Türk halk sanatı olan ‘Kalemişi’ sanatını günümüzde de sürdüren Sibel Temelkıran’ın, Kütahya Belediyesinin Zanaat ve Halk Sanatları Deneyimleme Konağı’nda açtığı kurs ilgi görüyor.
    Temelkıran, Osmanlı döneminde hat sanatı ile etkileşime girerek ahşabın yanı sıra sıva üstü, mermer ve taşa da yazılan kalem sanatının, günümüzde sayılı ustalar tarafından yapıldığını ifade etti.

    Kalemişi sanatını yaklaşık 20 yıldır sürdürdüğünü belirten Sibel Temelkıran, “Kalem işi, Selçuklulardan günümüze kadar gelmiş Türk sanatlarındandır. Selçuklular, Osmanlılar ve günümüzde sivil ve dini mimaride kullanılıyor. Camilerin iç süslemelerinde yer alır. O zamanlar sarayların içlerinde de kullanılmış; Topkapı Sarayı’nda büyük camilerde de bu sanatı görebiliriz. Günümüze kadar ulaşmış ve biz de Kütahya Belediyesi’nin destekleriyle bu sanatı sürdürmeye çalışıyoruz. Öğrencilerimiz var ve onları yetiştirmeye gayret ediyoruz. Kalem işi, sivil ve dini mimaride iç mekanları süsleme sanatıdır.

    Aslında çok bilinen bir sanat ama ismini çoğu kişi bilmiyor. Yıllardır bu sanatın adını anlatmaya çalışıyorum. Basit bir sanat ama ismi tam bilinmiyor. ‘Kalem işi’ dendiğinde insanlar ‘kalemle mi yapılıyor?’ diye soruyorlar. Aslında bu sanat, kullanılan fırçaların adına dayanıyor. Bizler de ‘kalemkar’ olarak bu geleneği sürdürüyoruz. Ancak fazla bilinmediği için öğretmeye çalışıyoruz çünkü bu bizim geleneksel sanatlarımızdan biri ve unutulmaması gerekiyor.

    Nasıl atalarımız bu sanatı bu zamana kadar getirdiyse, biz de öğrencilerimiz vasıtasıyla geleceğe taşıyoruz. Kalemişi nereye yapılır diye sorulduğunda, ilk zamanlarda sıva üzerine yapılmış. Yine sıva, ahşap, deri ve mermer üzerine de yapılabiliyor. Ben ahşap üzerine çalışıyorum ve öğrencilerime de ahşap üzerine yaptırıyorum. Malzeme olarak akrilik boya kullanıyoruz ve ahşap büyük sunta levhalar üzerinde çalışıyoruz.

    Geleneksel desenlerimizi hazırlıyor ve bu desenleri önce kağıda, ardından ahşaba aktarıyoruz. Geleneksel renklerle boyayarak işi tamamlıyoruz. Öğrencilerimiz de bu sanatı sevdiler çünkü her şey geleneksel, desenler ve renkler de öyle. Bir yıllık bir çalışmamız var ama bu bir yılda bitmiyor tabii ki; öğrenmeye devam ediyoruz. Öğrenmek hiç bitmez” diye konuştu.

    “Sanat bana huzur veriyor ve günlük hayatın stresinden uzaklaştırıyor”
    Kursiyerlerden Diyetisyen Sümeyye Korkmaz, “Biz burada Sibel Hocam’ın izinden gidiyoruz ve onun öğrettiği şekilde sanatı sürdürmek istiyoruz. Sanata ilgim olduğu için buradayım, sanat bana huzur veriyor ve günlük hayatın stresinden uzaklaştırıyor diyebilirim. Sanatı seven ve öğrenmek isteyenleri bekleriz” dedi.

    “Türk kültürünü yansıtıyor”
    Kursiyerlerden Doç. Dr. Sibel Işık, “Kalemişi sanatını tanıyarak gelmedim, aslında bir terapi amacıyla geldim. Ancak içine girdikçe, her camiye girdiğimde kendime ait hissettiğim desenlerin içinde kaybolduğumu fark ettim. Türk motiflerini yansıtan turkuazlar, mercan renkleri ile kendimi Türk kültürüne daha bağlı hissediyorum.

    Şu anda öğrencilerimle burada çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Geçen hafta Sibel Hocam öğrencilerimizi ağırladı, tanıtım ve atölye çalışması yaptı. Gelecek nesillere bu sanatı aktarmak için elimizden geleni yapıyoruz” diye konuştu.
    Kalemişi Sanatı kursunun haftada bir gün olmak üzere 8 ay boyunca devam edeceği belirtildi.

  • Çocukluk eğlencelerini gelenekselleştirdiler

    Çocukluk eğlencelerini gelenekselleştirdiler

    Burdur’un Gölhisar ilçesine bağlı Yeşildere köyünde yıllardır Ramazan Bayramı’nın ikinci gününde tüm köylülerin katılımıyla tahta araba yarışı düzenleniyor. Köyde kurdukları Gölhisar Yeşildere Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği koordinesinde düzenledikleri bu etkinlikle bayramlarda bütün köylülerin bir arada toplanıp kaynaşması sağlanırken köylülerin geçmişte oynadıkları tahta arabaların gelecek nesillere de aktarılması hedefleniyor. Akdeniz bölgesinde olmasına rağmen Karadeniz köylerinin yapısını andıran Yeşildere köyünde farklı ağaç türlerinin karışımıyla yaptıkları birbirinden farklı tahta arabalarla yarışan köylüler, bunu bir gelenek haline getirip bundan sonraki senelerde de devam ettireceklerini dile getiriyor.

    Yeşildere köyü sakinlerinden Adem Semerci, “Bu tahta arabayı biz çocukluğumuzdan beri yapıyoruz. Geleneksel olarak Ramazan Bayramı’nda düzenlediğimiz tahta araba yarışı için bu arabaları yaptık. Arabada pinar, çam, selvi gibi farklı ağaç türlerini kullanıyoruz. Neredeyse 10 dakika içinde bir arabayı hazır hale getiriyoruz” dedi.

    Çocukluk eğlencelerini gelenekselleştirdiler

    Yine Yeşildere köyünün bir başka sakini Sait Yıldırım ise, “Bu tahta arabalarını yaparak Ramazan Bayramlarının ikinci gününde geleneksel olarak yarışma yapıyoruz ve çok eğlenceli oluyor. Biz çocukluğumuzdan beri bu arabalara biniyoruz. Hem eğleniyoruz hem de eskileri hatırlamış oluyoruz” şeklinde konuştu.

    Yeşildere Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Sait Yıldırım da yaptıkları bu yarışma hakkında, “Çocukluğumuzda ve gençliğimizde bindiğimiz tahta araçlarla yaptığımız tahta araba yarışlarını geleneksel hale getirerek Ramazan Bayramı’nın ikinci günleri yarış düzenliyoruz. Bu yarışı biz çocukluğumuzda da yapardık. Şimdilerde bu araçlara binilmediği için gençlerimiz ile birlikte bayramları neşeli bir hale getirmek adına bu etkinliği düzenliyoruz. Bizim köyümüz orman köyü olduğu için Karadeniz iklimine benziyor. O yüzden engebeli bir arazimiz var. Köyümüzün yukarısından aşağıya kadar 800 metrelik bir parkurda yarış yapıyoruz. Gençlerimiz ve köylülerimiz ile birlikte neşeli bir bayram geçiriyoruz” dedi.
    Yaptıkları arabalarla köy içerisinde yokuş aşağı yarışan gençler, düşe kalka tamamladıkları yarışla hem köylülerin yüzünü güldürüyor hem de bir arada olmalarını sağlıyor.

  • Sason’da geleneksel fidan dikimi

    Sason’da geleneksel fidan dikimi

    Okulda geleneksel hale gelen fidan dikim etkinliğini 5 yıldır devam ettirdiklerini belirten Yücebağ Borsa İstanbul Yatılı Bölge Ortaokulu Müdürü Hamdi Çelebi, etkinlik sayesinde öğrencilerde çevre bilinci oluştuğunu ve okulun çevresinin adeta küçük bir ormana dönüştürüldüğünü söyledi.

    “YİBO’da Bir Dikili Ağacım Olsun” sloganıyla doğanın güzelliklerini korumak ve gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak için öğrenci, öğretmen ve personelle bir araya gelerek okulun çevresine yeni fidanlar diktiklerini belirten Çelebi, “Geleneksel olarak her yıl düzenlediğimiz ‘YIBO’da Bir Dikili Ağacım Olsun’ etkinliği çerçevesinde hep birlikte okulumuzun bahçesine nefes aldıracak ve doğanın dengesini koruyacak fidanlar diktik. Biz bu etkinlikler sayesinde sadece okulumuzun çevresini yeşillendirmekle kalmayarak, öğrencilerimizde de çevre bilincini aşıladık. Bu etkinliğimizi önümüzdeki yıllarda da sürdürmeyi hedefliyoruz” dedi.

  • Geleneksel Tiyatro Günleri Küçükyenice’de final yaptı

    Geleneksel Tiyatro Günleri Küçükyenice’de final yaptı

    Bir yandan hizmet seferberliğini sürdürürken bir yandan da şehrin kültür sanat hayatına yön verecek etkinlikler düzenleyen İnegöl Belediyesi, Bursa Karagöz Derneği iş birliğinde Geleneksel Tiyatro Günleri çerçevesinde 5 gece süren bir turne gerçekleştirdi. Kırsal mahallelerde yaz akşamları meddah, orta oyunu ve karagöz gösterileri ile süslendi.


    16 Ağustos Çarşamba akşamı Kulaca Mahallesinde gerçekleştirilen gösteriyle başlayan Geleneksel Tiyatro Günleri, ardından sırasıyla Çeltikçi, Ortaköy ve Deydinler Mahallelerinde devam etti. Geleneksel Tiyatro Günlerinin finali ise Pazar akşamı Küçükyenice Mahallesinde yapıldı. Her akşam farklı bir mahallede özellikle çocukların ilgiyle takip ettiği gösterilerde meddah, orta oyunu ve karagöz ile ilçe halkı keyifli anlar yaşadı. Kahkahalarla izlenen gösteriler, minik izleyicilerden tam not aldı.

  • Geleneksel yöntemlerle pekmez

    Geleneksel yöntemlerle pekmez

    Kendine has kokusu ve özelliği ile dikkat çeken Kemaliye dut pekmezi, yüzyıllardır süren geleneksel yöntemlerle hazırlanıyor. Erzincan’ın Kemaliye ilçesi ve köylerinde duttan pekmez yapımı başladı. Odun ateşi ile büyük kazanlarda doğal kaynak suyu ile kaynatılan dut, kaynama ısısına gelince şırası alınır.

    Güneş gören damlarda tepsilere koyulur ve olgunlaşması beklenir. Bu süre bir hafta kadar sürer. Kemaliye pekmezinin farkı kurutulmuş beyaz duttan yapılması ve az kaynatılıp besin değerini yitirmeden güneşte olgunlaşmasıdır.

    Uzun uğraşlar ile hiçbir katkı maddesi kullanılmadan hazırlanan pekmezin el becerisi gerektirdiğini anlatan Zeynep Yalçıner, “Uzun uğraş ve zahmetler sonucu el işçiliği ile tamamen doğal yollardan hiçbir katkı maddesi kullanılmadan üretilen pekmezlerimiz kış mevsiminde her derde deva olarak kullanılır.

    Dutlar kazanda kaynatılır, şırası elde edilir. Kaynatma işlemi uzun süre uygulanır. Kaynatma işlemi açık yayvan kaplarda yapılır ve düşük ısıda koyulaşıncaya kadar kaynatılır. Kaynatma kazanında şıra kaynamaya başlayınca oluşan köpükler kepçe ile alınır. Kaynama ilerledikçe şıranın üstü sarı köpük bağlar, şıra içten içe kızarır, göz göz olarak kaynar ve pekmez kokusunu yayar” diye konuştu.

    Pekmezin faydaları
    Pekmez, yüksek şeker içeriği nedeniyle iyi bir karbonhidrat ve enerji kaynağıdır. Ayrıca mineralleri yoğun olarak içermektedir. Pekmez özellikle günlük kalsiyum, demir, potasyum ve magnezyum gereksiniminin büyük bir kısmını karşılamaktadır.

    Mineral miktarının fazla ve emilim oranlarının yüksek olması nedeniyle hamile ve emziklilerin, veremli hastaların, iyileşme dönemindeki kişilerin beslenmesinde yer alması önerilmektedir. Pekmezin çok iyi kaynak olduğu besin öğelerinden biri de kromdur. Dokuların krom içeriği hamilelikte, malnütrisyonda ve yaşla büyük ölçüde azalmaktadır.

    Krom, glikoz toleransa faktörünün yapısında bulunur ve insülin kullanımı ile glikoz metabolizmasını etkiler. Rafinasyon işlemi sonucunda gıdalardaki krom miktarının büyük ölçüde azaldığı göz önüne alınırsa pekmezdeki kromun önemi daha da belirginleşmektedir. Araştırmalar pekmezin thiamin, riboflavin ve demir açısından baldan daha zengin olduğunu da ortaya koymaktadır.

  • Ahlatta “Mavi̇den Yeşi̇le 1071Den 2023E Geleneksel Okçuluk Ve Su Sporları Projesi̇” Hayata Geçi̇ri̇ldi̇

    Ahlatta “Mavi̇den Yeşi̇le 1071Den 2023E Geleneksel Okçuluk Ve Su Sporları Projesi̇” Hayata Geçi̇ri̇ldi̇

    BİTLİS(İHA) – Bitlis’in Ahlat ilçesinde “Maviden Yeşile 1071’den 2023’e Geleneksel Okçuluk ve Su Sporları Projesi” hayata geçirildi.

    Ahlat Gençlik Merkezi Müdürlüğü ve Ahlat Selçuklu Okçuluk Spor Kulübü Derneği İşbirliği ile hazırlanan ve Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Gençlik Projeleri Destek Programı GPDP 2020/1 kapsamında desteklenen “Maviden Yeşile 1071’den 2023’e Geleneksel Okçuluk ve Su Sporları Projesi” Bitlis’in Ahlat ilçesinde uygulamaya koyuldu. Proje kapsamında Mutki ve Ahlat ilçelerinden katılım gösteren yaklaşık 40 gence Ahlat sahilinde kano eğitimi verildi. Kano eğitimlerine süreç boyunca başta Ahlat ilçesi olmak üzere Bitlis genelinde 700’e yakın genç, okçuluk eğitimlerine yaklaşık 2 bin 500 genç, izcilik ve kamp eğitimlerine 60 genç, diğer faaliyetlere yaklaşık bin genç katılım gösterdi. Ahlat Gençlik Merkezinin düzenlemiş olduğu proje kapsamında kano, geleneksel okçuluk, izcilik, fotoğrafçılık, ilk yardım eğitiminin yanı sıra doğa turları, foto safari, kültürel ve tarihi geziler, okçuluk şöleni, bisiklet turları, çadır kampları, kano yarışları gibi etkinlikler de gençlerimizin yoğun ilgisi ile yapılmaya devam ediyor. Ahlat Gençlik Merkezi Müdürü Yavuz Gülmez, Ahlat ilçesinde Aralık ayına kadar devam edecek olan eğitimlere tüm Bitlisli gençleri beklediğini belirtti.