Etiket: gerekçeli karar

  • Çanakkale’de Ayşe Korur davasında gerekçeli karar açıklandı

    Çanakkale’de Ayşe Korur davasında gerekçeli karar açıklandı

    Çanakkale’nin Ezine ilçesine bağlı Seferşah Mahallesi Çay Sokak’ta 9 Ağustos 2022 tarihinde meydana gelen olayda Gencay Korur, boşanma aşamasında olduğu eşi Ayşe Korur’u kayınpederinin evinde tüfekle vurdu. Yaralanan Ayşe Korur, Ezine Devlet Hastanesi’nde yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Cinayetin ardından Gencay Korur, Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ve İzmir Dikili İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından suç aleti ile birlikte yakalanarak gözaltına alındı. Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğüne getirilen Gencay Korur, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Çanakkale 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde davanın karar duruşması görüldü.

    Tutuklu sanık Gencay Korur, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmada hazır bulunurken, Ayşe Korur’un yakınları da duruşmaya katıldı. Mütalaasını açıklayan savcı, Gencay Korur için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Korur ise, “Yaptığınızın adil yargılanma olmadığını düşünüyorum. Mütalaayı kabul etmiyorum” dedi. Verilen aranın ardından karar açıklandı. Hakim tarafından açıklanan kararda tutuklu sanık Korur, ‘eşe ve kadına karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

    14 sayfalık gerekçeli karar açıklandı
    Davaya ilişkin ise açıklanan 14 sayfalık gerekçeli kararda, olay günü sanığın ilk önce olay yerinde bulunan evin bahçesinin içindeki hurda araca tüfeği bıraktığı, ardından saklandığı ve evi izlediği ifade edildi. Sanık Gencay Korur’un, o sırada telefonla konuşmak için evin dışına çıkan Ayşe Korur’u gördüğü, ailesi eve girdiğinde harekete geçtiği belirtildi. Sanık Korur’un evin dış penceresinden içeriye hedef gözeterek Ayşe Korur’a doğru tüfekle tek el ateş edip, ağır yaralayıp, ölümüne neden olduğu da gerekçeli kararda ifade edildi. 10 Ağustos 2022 tarihli olay yeri inceleme raporunda, evin tek katlı olduğu ve sadece bir odası bulunduğu ve tüfekten atılan saçmaların evin farklı yerlerine isabet ettiği, kartuşun olay yerinde olduğu, tüfeğin ise olmadığı, daha sonrasında ise olay yerinden kaçan sanık Korur için yakalama kararı çıkartıldığı, mobil telefonun sinyal bilgilerinin takip edilerek 11 Ağustos 2022 tarihinde İzmir’in Dikili ilçesinde olayda kullanılan tüfekle beraber yakalandığı da kararda belirtildi.

    Korur’un olayda kullandığı pompalı tüfeğin incelenmesi sonucunda, alınan swaplarda atış artıkları çıktığı ve olay yerinde bulunan boş kartuşun bu tüfekten atıldığının sabit olduğu ifade edilerek, bilirkişi raporunda ise sanığın telefonu incelenmiş olup savunmasında geçtiği üzere Ayşe Korur’un kendisini aldattığına dair mesaj kayıtları ve ekran görüntülerinin yer almadığı, aksine sanığın bir başka kadınla yazışmasının olduğu sonucuna varıldığı belirtildi. Adli Tıp Raporu’nda Ayşe Korur’un silah saçma taneleriyle yaralanmasına bağlı olarak beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu öldüğünün anlaşıldığı belirtildi.

    Gerekçeli kararda sanık Korur’un eşi sadakatsiz olduğu için eylemi gerçekleştirdiğini savunduğuna dikkat çekilip, “Sanık mahkememiz huzurunda verdiği beyanında ‘Ses gelince eşim beni fark etti. Korkma dedim. Bana neden geldin diye sordu. Ben de senin için geldim, hadi gidelim. Neden böyle yapıyorsun? Hani sen tövbe etmiştin? Adamlarla konuşuyorsun ama ben seni dinledim’ dedim. O da bana ‘madem bunları biliyorsun boynuzlusun, niye geliyorsun’ dedi ve yüzüme tükürdü. Ben de ona ‘kızıma seni adamlara satacağım’ dedin mi diye sordum. Ayağa kalkıp eve gitmeye başladı. Eve giderken dönüp, bana küfretti. ‘Bıktım sizden Allah sizin belanızı versin’ dedi ve eve girdi. Ben de kendimi tutamadım. Tüfeği aldım evin içine direkt ateş ettim’ beyanında bulunmuş. Ancak, Ezine Cumhuriyet Başsavcılığı’nda 11 Ağustos 2022 tarihli beyanında böyle bir olaydan bahsetmediği, buna göre sanığın haksız tahrik indiriminden yararlanabilmek için savunmalarını değiştirdiğine kanaat getirilmiş, sonradan değiştirdiği bu beyanlarına da mahkememizce itibar edilmemiştir” denildi.

    Diğer taraftan, gösterilen delillere ve sanığın savunmalarına göre olayın ani bir kastla geliştiği, olay yerine gitmeden önce yaptıklarına ve içinde bulundukları ruh hallerine dair herhangi bir delilin dava dosyasında bulunmadığının anlaşıldığı için sanık hakkında tasarlama hükümlerinin uygulanmadığı gerekçeli kararda yer buldu.

     

  • Ümitcan Uygun’un cezasının gerekçesi açıklandı

    Ümitcan Uygun’un cezasının gerekçesi açıklandı

    Ankara’da Esra Hankulu’nun ölümüne ilişkin yargılandığı davada 10 yıl hapis cezası alan Ümitcan Uygun’a verilen 10 yıl hapis cezasının gerekçesi açıklandı.

    Ümitcan Uygun’la beraber olan Esra Tanrıkulu (25) evinde şüpheli bir şekilde ölü bulunmuş, sonrasında geceyi birlikte geçirdiği belirlenen Uygun ‘kasten öldürme’ suçundan çıkarıldığı Sulh Ceza Mahkemesince tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Uygun, olaya ilişkin davada ‘neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçundan 10 yıl hapis cezası aldı.

    Uygun’a verilen cezanın gerekçesinde, Hankulu’nun Uygun’la evde olduğu bir saatte öldüğünün tespit edildiği belirtilerek, Uygun’un Hankulu’na yönelik darp eylemini de gerçekleştirdiği, bunun sonucu olarak da Hankulu’nun fenalaştığı aktarıldı.

    Sanık Uygun’un Esra Hankulu’nu baygınlık geçirmesi üzerine diğer 2 sanıkla banyoya götürüp ıslatarak kendine getirdiği, kendine gelen Esra Hankulu’nun çay demleyip sanıklarla bir süre sohbet ettiği, tüm bunların Ümitcan Uygun’un kendisine olumsuz bir tavrının olmadığını gösterdiğine dikkat çekildi.

    Ümitcan Uygun’un daha sonra Esra Hankulu ile odaya gittiği de göz önüne alındığında öldürme kastı olmadığı kanaatine varıldığı, bu nedenle ‘kasten öldürme’ suçundan değil, ‘neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçundan hüküm kurulduğu açıklandı.

  • Dink cinayeti davasında gerekçeli karar açıklandı

    Dink cinayeti davasında gerekçeli karar açıklandı

    AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 6’sı tutuklu 78 sanığın yargılanarak 26’sının ceza aldığı davanın gerekçeli kararı belli oldu. Gerekçeli kararda, “En başından itibaren örgütsel işbirliği içerisinde yürütülen sözde soruşturmaların FETÖ/PDY Silahlı Terör örgütü tarafından mensupları eliyle 2007 yılında işlenen sözkonusu cinayet öncesinden tasarlanıp adım adım yürürlüğe konulmak suretiyle gerçekleştirildiği” kaydedildi.

    İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Mart 2021’de karara bağladığı 78 sanıklı davada, iki ağırlaştırılmış müebbet, iki müebbet hapis ve çeşitli oranlarda hapis cezası olmak üzere toplam 26 sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmişti. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in arasında bulunduğu 13 firari sanığın dosyası ise ayrılmıştı. Mahkeme, 4 bin 532 sayfalık gerekçeli kararın yazımını tamamladı.

    CİNAYET ÖNCESİNDEN TASARLANIP ADIM ADIM YÜRÜRLÜĞE KONDU

    Gerekçede, “En başından itibaren örgütsel işbirliği içerisinde yürütülen sözde soruşturmaların FETÖ/PDY Silahlı Terör örgütü tarafından mensupları eliyle 2007 yılında işlenen sözkonusu cinayet öncesinden tasarlanıp adım adım yürürlüğe konulmak suretiyle gerçekleştirildiği” vurgusu yapıldı. Kararda, “Cinayetin örgütsel hedefe ulaşmak adına faillerinin azmettirilip teşvik edilmesi, cinayetin önlenmesini sağlayacak delillerin, haber mekanizmalarının ve raporların gizlenmesi, cinayet anına değin faillerin takip edilip işlenmesinin sağlandığı, cinayet sonrası delillerin karartılarak örgütün izlerinin temizlendiği, örgüt yayın araçları üzerinden belli bir amaca yönelik yapılan yayınlarla amaca yönelik dejenere edilmiş bilgilerle devlet kurumlarının cinayetle irtibatlandırıldığı” ifadeleri kullanıldı.

    BİLGİ, KAYIT VE BELGELERİN YOK EDİLMESİNİ SAĞLADILAR

    Örgüt mensubu sanıklardan Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmaer ve Faruk Sarı’nın örgütün çıkarlarını gözeterek birlikte hareket ettikleri, konumları itibariyle gereken tedbirleri alıp müdahale etmek yerine cinayetin gerçekleşmesini, bunun öncesi ve sonrasında bilgi, kayıt ve belgelerin yok edilmesini sağladıkları kaydedildi. Planlı İstihbarat Operasyonları (PİO) uygulaması ve İstihbarat Dairesi Başkanlığında bulunan İstihbarat Değerlendirme Projesi (İDP) kayıtları ile tüm istihbarat ağının bulunduğu bilgi havuzuna ilgili verilerin kaydedilmesi işlemlerini yapmadıkları, yapılan kaydı da cinayetin hemen sonrasında sildikleri de belirtildi.

    DİNK’İN EV VE İŞYERLERİNDE KEŞİF YAPTIRILDI

    Kendilerinden olmayan sıralı amirlerine bu önemli istihbari bilgileri vermeyip gizledikleri, emri altındakilere tanzim ettirdikleri gerçeğe aykırı tutanaklarla en önemli bilgi kaynağı yardımcı istihbarat elemanının istihbarat görevinin dışına çıkarılmasını sağladıkları da anlatıldı. İşleneceği bilinen cinayetin hazırlık hareketleri ile azmettirici ve faillerinin iletişim araçlarını dinleyip fiziki takiplerini yaptırdıkları da anlatılan gerekçede, olay tarihlerinde İstanbul İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde Tim Komutanı Yüzbaşı olarak görevli olan 15 Temmuz 2016’daki darbe kalkışmasında Jandarma Genel Komutanlığı’nda yaralı vaziyette ele geçen ve hakkındaki yargılamada “darbeye teşebbüs” suçundan mahkumiyetine hükmedilen örgüt mensubu sanık Muharrem Demirkale’nin maktulün ev ve işyerlerinin cinayet öncesinde emri altındakilerce keşfinin yaptırıldığı da vurgulandı.

    CİNAYET GÜNÜ SAMAST TAKİP EDİLDİ

    Demirkale ile sanık Ali Fuat Yılmaer’in önceye dayalı tanışıklıklarının bulunduğu, failin cinayet günü takip edildiği, bu takibi yapan kişilerin sanık Ali Fuat ile irtibat halindeki sanık Muharrem’in emir ve komutasındaki unsur elemanları olduğu da ifade edildi. Cinayetten 10-15 dk sonra sanık Muharrem Demirkale ile sanık Ali Fuat’ın telefon görüşmesi yapması ile bilgi alışverişinde bulundukları, cinayet mahalliyle Levent bölgesi arasında cinayet öncesi ve sonrasında aynı gün içinde sanığın uzunca bir süre ve sürekli şekilde mekik dokumak şeklinde gidip geldiğini ortaya koyan baz bilgilerinin tespit olunmasıyla bu sanığın cinayeti, öncesini ve sonrasını diğer sanık Ali Fuat Yılmaer ile işbirliği içinde takip ettirdiğinin anlaşıldığı kaydedildi.

    CİNAYET FETÖ’NÜN YIKICI EMELLERİ DOĞRULTUSUNDA İŞLENDİ

    Bu sanıkların işbirliği içerisinde cinayetin azmettirici ve faillerini desteklemek ve eylemi tasarlayarak mensubu oldukları FETÖ/PDY silahlı terör örgütün yıkıcı emelleri doğrultusunda cinayetin işlenmesini sağladıklarının anlaşıldığı gerekçede belirtildi. Cinayet sonrası İstanbul İstihbarat Şubesinin örgüt tarafından ele geçirildiği ve uzun yıllar kamuoyunun gündemine oturacak olan kumpas soruşturma ve davalarının bu süreçten sonra adım adım hayata geçirildiği anlatılan kararda, tüm bu eylemler ile birlikte sözde operasyonlar devlet ve meşru hükümet aleyhine, doğrudan örgütün kurucusu ve yöneticisi Fetullah Gülen ve oluşturduğu örgüt yönetim piramidinin sevk ve idaresi, emir ve talimatlarıyla gerçekleştirildiği kaydedildi.

    DAVANIN GEÇMİŞİ

    İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Mart 2021’de karara bağladığı davada, tutuklu sanık dönemin İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, “Başkasını araç olarak kullanma suretiyle insan öldürme” ve “Resmi belgeyi yok etme” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı tutuklu sanık Ramazan Akyürek de “Başkasını araç olarak kullanma suretiyle insan öldürme”, “Resmi belgede sahtecilik” ve “Resmi belgeyi yok etme” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 13 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme sanığın pişmanlık göstermediğini ve mahkeme heyetine karşı tutumunu dikkate alarak cezada indirim uygulamadı. Dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Bölücü Faaliyetler İstihbarat Tim Komutanı sanık Muharrem Demirkale hakkında “Başkasını araç olarak kullanmak suretiyle kasten öldürmek” ve “Anayasayı ihlal” suçlarından iki ayrı müebbet hapis cezası verildi. Dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli astsubay sanık Yavuz Karakaya hakkında “Anayasayı ihlal” suçundan müebbet hapis cezası ve “Kasten öldürmeye yardım” suçundan da 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Toplam 26 sanık hakkında değişen oranlarda ceza verilirken, eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ve dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay hakkında “Kamu görevlisinin görevi ihmal” ve “Kamu görevlisinin görevi kötüye kullanması” suçlarından zaman aşımının dolması nedeniyle davanın düşürülmesine hükmedildi. Sanık dönemin Trabzon İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç hakkında “İhmali davranışla kasten öldürmek” suçundan beraat, “Kamu görevlisinin görevi ihmal” ve “Kamu görevlisinin görevi kötüye kullanması” suçlarından ise zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verildi.

  • İTÜ mezunu Halit Ayar cinayetinde gerekçeli karar açıklandı

    İTÜ mezunu Halit Ayar cinayetinde gerekçeli karar açıklandı

    İstiklal Caddesi’nde 7 Eylül 2019 tarihinde İTÜ mezunu 23 yaşındaki Halit Ayar’ı bıçaklayarak öldüren Emra Yaşar ve Erhan Kurdal’a verdiği ağırlaştırılmış müebbet ve 29’ar yıl 3’er aylık hapis cezalarının gerekçesini açıkladı. Gerekçeli kararda, “Sanıklar hakkında haksız tahrik indirimi yapılması mümkün değildir. Fiilden sonra olay yerinden kaçan, 155 veya 112’yi aramayan, yaralılara yardım etmemiş olan, adli sicil kayıtlarından anlaşılacağı üzere suç işleme hususundaki eğilimleri, sosyal ilişkileri, cezanın sanıklar üzerindeki etkisi, geçmişleri ve verilen cezanın ıslah edici etkisi de dikkate alınarak lehlerine takdiri indirim maddesinin uygulanmasına gerek duyulmamıştır” denildi.

    AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VERİLMİŞTİ

    İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, İstiklal Caddesi’nde 7 Eylül 2019 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik bölümünden mezun olan Halit Ayar’ı bıçaklayarak öldüren Emra Yaşar ve Erhan Kurdal’a, “Nitelikli öldürme” suçundan verdiği ağırlaştırılmış müebbet ve “Birden fazla kişi tarafından gece vakti silahla yağma” suçundan verdiği 29’ar yıl 3’er aylık hapis cezalarına ilişkin kararının gerekçesini açıkladı.

    28 sayfalık gerekçeli kararda, Halit Ayar’ın olay günü yurt dışına gidecek olan bir arkadaşı ile son kez buluşmak için Beyoğlu’na gittiği, üç arkadaşın eğlendikten sonra evlerine gitmek üzere 04.10 sıralarında Şişhane metro durağına gittikleri, sanıklar Emra Yaşar ve Erhan Kurdal ile karşılaştıkları anlatıldı.

    PARA ALAMAYINCA SALDIRDILAR

    Sanıkların maktul Halit Ayar ve arkadaşlarından bira istediği anlatılan gerekçeli kararda, Halit Ayar ve arkadaşlarının biralarını sanıklara verdiği ancak sanıkların bununla yetinmeyerek para istedikleri, Halit Ayar ve arkadaşlarının para vermemesi üzerine saldırmaya başladıkları, bu şekilde taraflar arasında kavga çıktığı, sanık Erhan Kurdal’ın elindeki bira şişesiyle herhangi bir müdahalesi olmayan Halit Ayar ve arkadaşlarına vurduğu, Emra Yaşar’ın da kavgaya dahil olduğu, belinden çıkardığı bıçakla Halit Ayar’ı sol göğüs tarafından yaraladığı, Halit Ayar’ın arkadaşlarının bu sırada olay yerinden uzaklaştıkları kaydedildi.

    YARDIMA GELEN ARKADAŞINI DA BIÇAKLA YARALADI

    Halit Ayar’ın da olay yerinden kaçmak istediği ancak aldığı bıçak yarası nedeniyle yere düştüğü bilgisine yer verilen iddianamede, Ayar’ın arkasından giden Emra Yaşar’ın elindeki bıçakla yerde yatar vaziyette duran Halit Ayar’ı sırtından bıçaklamaya devam ettiği, “Halit Ayar yerden kalkmak istedi ise de bu kez diğer sanık Erhan Kurdal yanına gelerek tekmelemesi nedeniyle yerden kalkamadı. Halit Ayar’ın arkadaşı Mustafa Sinan Nalçacı tekrar olay yerine gelip sanıklara engel olmak istediyse de, sanık Emra Yaşar, Mustafa Sinan Nalçacı’ya bıçak sallayıp birkaç yerinden yaraladı. Bu nedenle Halit Ayar’ın arkadaşları olay yerine yaklaşamayıp kaçtılar” denildi.

    Halit Ayar’ın olaydan sonra kaldırıldığı hastanede aynı gece yaşamını yitirdiği belirtilen iddianamede, “Olay sırasında bıçağı Emra Yaşar’ın kullandığı, diğer sanık Erhan Kurdal’ın da bu sanığın yanında bulunup olaylara elindeki bira şişesi ile katılarak maktül ve katılanlara şişe ve tekmeye vurduğu tüm dosya kapsamında anlaşılmakla sanıkların üzerlerine atılı suçlardan cezalandırılmalarına karar verildiği” belirtildi.

    ORTAK HAREKET ETTİLER VURGUSU

    Sanıkların Halit Ayar ve arkadaşlarına yönelik yağma suçunu işlemek kastıyla hareket ettikleri kaydedilen gerekçeli kararda, “Sanıkların suçun işlenmesinde yaptıkları katkının suçun icrası açısından birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğu, her bir sanığın suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde de ortak hakimiyet kurdukları, sanık Erhan Kurdal’ın diğer sanık Emra Yaşar ile birlikte irade birliği içerisinde ve fiil üzerinde ortak hakimiyet kurarak suça müşterek fail olarak katıldığı kabul edilerek; sanıkların iştirak halinde birden fazla kişi ile birlikte gece vakti silahla yağma suçuna teşebbüs suçunu ve iştirak halinde başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme suçunu işledikleri her türlü şüpheden uzak olarak sabit görülmüştür” denildi.

    SANIKLARIN KASTLARININ YOĞUNLUĞU ALT SINIRDAN UZAKLAŞMAYA GEREKÇE YAPILDI

    Mahkeme gerekçeli kararında, suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, sanıkların kasıtlarının yoğunluğunu gerekçe göstererek sanıklara, “Birden fazla kişi ile birlikte gece vakti yağma” suçundan alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verildiğini belirtti.

    Gerekçeli kararda, sanıkların Halit Ayar’ın iki arkadaşına yönelik eyleminin öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturmadığını, katılanların hayati tehlike geçirmediklerini gerekçe göstererek, sanıkların bu iki katılan yönünden eylemlerinin, “Nitelikli adam öldürmeye teşebbüs” suçunu oluşturmadığı belirtildi.

    ‘TAKDİRİ İNDİRİM UYGULANMASINA GEREK DUYULMAMIŞTIR’

    Gerekçeli kararda, Halit Ayar ve arkadaşlarının herhangi bir haksız eyleminin bulunmadığı, haksız eylemi başlatan tarafın sanıklar olduğu belirtilerek, “Sanıklar hakkında haksız tahrik indirimi yapılması mümkün değildir. Fiilden sonra olay yerinden kaçan, 155 veya 112’yi aramayan, yaralılara yardım etmemiş olan, adli sicil kayıtlarından anlaşılacağı üzere suç işleme hususundaki eğilimleri, sosyal ilişkileri, cezanın sanıklar üzerindeki etkisi, geçmişleri ve verilen cezanın ıslah edici etkisi de dikkate alınarak lehlerine takdiri indirim maddesinin uygulanmasına gerek duyulmamıştır” denildi.

    DAVA 4 EYLÜL 2020 TARİHİNDE KARARA BAĞLANMIŞTI

    Mahkeme, 4 Eylül 2020 tarihinde yaptığı duruşmada, sanıkları, “Nitelikli öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve üç kişiye yönelik, “Birden fazla kişi ile birlikte gece vakti silahla yağma” suçundan 29’ar yıl 3’er ay hapis cezası ile cezalandırmıştı.