Etiket: gıda israfı

  • Gıda israfının boyutu artıyor

    Gıda israfının boyutu artıyor

    Gıda kaybı ve israfı gün geçtikçe artarken, uzmanlar ise bunun önüne geçilebilmesi için vatandaşları birçok konuda uyarıyor. Özellikle tüketim kültürünün artmasıyla gıda israfının arttığını söyleyen uzmanlar, ihtiyaç fazlası ürünlerin alınmaması ve etiket okuryazarlığının önemine işaret ediyor.

    Tarım ve Orman Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü AB Uyum Daire Başkanı ve ‘Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık’ Kampanyası Ulusal Koordinatörü Zeynep Özkan, bu çerçevede yaptığı açıklamada gıda kaybı ve israfı konusunda uzun yıllardır çalışma yapıldığını, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile 2018 yılında başlattıkları ‘Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık’ kampanyasıyla Türkiye’de gıda kaybı ve israfını önlemek için bir strateji belgesi ve eylem planı hazırlıklarına başladıklarını dile getirdi.
    Kampanya çalışmalarının 2020 yılında başladığını hatırlatan Özkan, “Türkiye’de gıda kaybı ve israfın önlenmesi için yaklaşık 100’e yakın eylem belirledik. Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda bütün ilgili paydaşlarla bu eylemleri gerçekleştirmekteyiz. Üç senedir de kampanyanın koordinasyonu üstlenmekteyiz” diye konuştu.

    “Yılda 18,2 milyon ton gıdayı çöpe atmaktayız”

    Özkan, Türkiye’deki gıda israfının boyutuna dikkati çekerek, “Her ne kadar kültürel olarak gıdayı israf etmediğimizi düşünsek de yılda 18,2 milyon ton gıdayı çöpe atmaktayız. Bu da çöpümüzün yaklaşık yüzde 52’sini, yani yarıdan fazlasını oluşturmakta. Özellikle ekmek israfında neredeyse günde 5 milyon somun ekmeğin, taze meyve ve sebzenin çöpe atıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Gıda israfı sadece gıdanın değil, onu üretmek için kullanılan suyun, enerjinin, emeğin ve bütün kaynakların da çöpe atılması demek” dedi.

    “Kompost kılavuzlarımızla gıda zincirindeki aktörlere yardımcı olmaya çalışıyoruz”

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın öncülüğünde gıda israfına karşı çeşitli kılavuzlar yayımladıklarını kaydeden Özkan, “Bütün paydaşlarla etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Özellikle okullarda eğitimler veriyoruz. Mutfak atölyeleri düzenliyoruz. ‘Gönüllü son hasat’ etkinlikleri yapıyoruz. Aynı zamanda gıda zincirindeki bütün paydaşlara yönelik, özellikle ağırlama, perakende sektörü ve tüketiciler için çeşitli kılavuzlarımız var. Lojistik sektörü ve gıda israfını önleyemiyorsak bunun toprağa verimli olarak geri dönüştürebilmesi için kompost kılavuzlarımızla gıda zincirindeki aktörlere yardımcı olmaya çalışıyoruz” dedi.

    “820 bin imza toplayarak söz aldık”

    Türkiye’nin gıda israfı konusunda yaptığı çalışmaların uluslararası arenada her zaman gösterildiğini ifade eden Özkan, bu çalışmalar çerçevesinde iki Guinness Dünya Rekoru kırıldığını aktararak, “En büyüğü bir kampanya için verilen en fazla söz ile 820 bin imza toplayarak insanların planlı alışverişe çıkacakları, gıdalarını çöpe atmayacakları, arta kalan gıdalarını değerlendireceğine dair söz verdikleri bir rekoruna imza attık” açıklamasını yaptı.
    Özkan, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gıda kaybı ve israfına yönelik eylem planını uygulamaya devam ettiklerini söyledi.

    “Buzdolabındaki bölgelerin farklı gıdalara hizmet ettiğini bilmeleri gerekiyor”

    Tüketicilere gıda israfının önlenmesine yönelik tavsiyelerde bulunan Özkan, şunları kaydetti:
    “Öncelikle kilerlerini, buzdolaplarını kontrol etmeden alışverişe çıkmamaları gerekiyor ve bir alışveriş listesi hazırlayarak alışverişe çıkmalarını öneriyoruz. Daha sonra buzdolabında, özellikle buzdolabının sıcaklığına dikkat etmelerini öneriyoruz. Buzdolabı kısmının sıcaklığının dört dereceden daha yüksek olmaması gerekiyor. Sıfır ve dört derece arasında buzdolabının sıcaklığının ayarlı olması gıda israfını, gıdaların çabuk bozulabilirliğini engelliyor. Buzdolabındaki bölgelerin de farklı gıdalara hizmet ettiğini bilmeleri gerekiyor. Örneğin buzdolabının kapısı, aslında buzdolabı için en sıcak bölgelerden bir tanesi. Süt ve yumurta gibi kolay bozulabilir ürünleri kapıya yerleştirmememiz gerekiyor. Aynı zamanda buzdolabının en üst kısmı genellikle kahvaltılık malzemelerimizi yerleştirdiğimiz yer. Orası da alt kısımlara kıyasla daha sıcak olduğu için kolay bozulabilir ürünleri oraya yerleştirmememiz gerekiyor.”

    Ürün etiketlerine dikkat

    Özkan, tüketicilerin ürünlerdeki etiketlerin üzerinde yer alan tarihleri dikkatli okumaları gerektiğine işaret ederek, bu çerçevede son tüketim tarihi (STT) biten ürünlerin tüketilmemesi, ancak tavsiye edilen tüketim tarihinin (TETT) dayanıklı ürünlerde yer alması dolayısıyla belirtilen tarih geçse de herhangi bir bozulma olmadığı sürece tüketilebileceğini, böylece israfın önüne geçilebileceğini anlattı.

  • BUSİAD’da gıda israfı konuşuldu

    BUSİAD’da gıda israfı konuşuldu

    Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği ile Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin birlikte düzenlediği, “Gıda İsrafının Ne Kadar Farkındayız” konulu panel BUSİAD Evi’nde gerçekleştirildi.

    Panelin açılışında konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Uyar Duman, giderek azalan kaynakların ve küresel ısınmanın yeni bir ekonomik anlayışa geçişi hızlandıracağını söyledi. Bu Yeni durumu öngören BUSİAD’ın Son 4-5 yıldır, dijital dönüşüm ve yeşil ekonomiye ağırlık verdiğini de dile getiren Duman, şunları söyledi:

    “BUSİAD, artık tüketim ekonomisinin değil, döngüsel ekonominin inşa edildiğinin farkında. Yakın gelecekte dünyamızın gittiği olumsuz yolu değiştirmek için bir yandan üretime ilişkin paradigmamızı değiştirirken, diğer yandan tüketim için de aynı şeyi yapmamız gerektiğinin farkındayız. Döngüsel üretim ve ihtiyacın kadar tüket bunların en bilinenleri. Gıda israfını da bundan ayrı düşünmek mümkün değil.

    Toplam israfın yüzde 61’i evsel, yüzde 26’sı hizmet sektöründe ve yüzde 13’ü de perakende yaşanıyor. Biz iş insanları olarak perakende ve hizmet sektöründe israfın önüne geçmek için özel bir çaba göstermemiz gerektiğinin farkındayız. Ancak tüketici tercihlerinin değişmesini sağlamak hepimizin görevi. Değişmek, dönüşmek bizi insan yapan erdemlerden. Özgürlüklerin salt istediğini yapmak olmadığının, özgürlüklerin ancak sorumluluklarla birlikte var olabileceğini anladığımız an dünyamızı da, dünyamızın kaynaklarını da kurtarırız.”

    Duman’ın açılış konuşmasının ardından moderatörlüğünü Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı ve BUSİAD Gıda ve Tarım Uzmanlık Grubu Başkanı Serkan Durmuş’un yaptığı panele geçildi. Panelde ilk sözü alan Bursa İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygül, israfın iki yönü olduğunu belirterek, “Sofraya gelen gıda kaybı ve sofra aşamasında yapılan israf var. Sebze ve meyvelerin 1/3’ünün sofraya gelmeden kaybolduğu çeşitli araştırmalarda dile getiriliyor. Yüzde 13 perakende, yüzde 26 gıda hizmetlerinde yüzde 61 de evlerde israf gerçekleşiyor. Bu durumda ailelerde ve sektörlerde ciddi bilinç oluşturmamızın şart olduğu ortada” dedi.

    İl Müdürlüğü olarak israfı önlemek için çalışmalar yaptıklarını da kaydeden Aygül, Bursa halinde yazın 816 bin, kışın da 349 bin ton sebze meyve girişi olduğunu ve yazın günlük ortalama 10-12 ton, kışın da 8 ton kayıp olduğunu dile getirdi. Aygül, Bakanlık olarak Gıdanı Koru-Sofrana Sahip Çık adıyla 2020 yılında başlattıkları bir ulusal kampanya olduğunu da dile getirdi. Aygül, israfı önlemek için çeşitli kılavuzlar hazırladıklarını ve ağaç yaşken eğilir anlayışıyla okullarda eğitimler düzenlediklerini de anlattı.

    BESAŞ Genel Müdürü Hakkı Gülşen ise, israf denilince herkesin aklına ekmeğin geldiğini kaydederek, “Ekmek kültürümüzde bir sembol. Ama buna rağmen büyük bir israf söz konusu” dedi.

    BESAŞ’ta israfın 500 satış noktasında iade sisteminin kaldırılmasıyla sağlandığını dile getiren Gülşen, “Fırınlarda ise rekabet koşullarından dolayı bunu yapamıyor ve talebin üzerinde satış yapabiliyorlar ve geri toplamak zorunda kalıyorlar” diye konuştu. Gülşen, pandemi öncesi öğrencileri BESAŞ’ta gezdirdiklerini, bu gezilere tekrar başlamayı planladıklarını da kaydereek, “Bu çalışmanın israfla alakalı bilinci sağladığına inanıyoruz” diye konuştu.

    Uludağ Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Şule Turhan da, “Dünya kaynaklarının yüzde 86’sını, nüfusun yüzde 21’i kullanıyor. Böyle devam ederse açlıkla karşılaşırız ve israf olur. Bu böyle devam edemez” dedi.

    Prof. Dr. Turhan, gıda kayıp ve atıkları hakkında detaylı bilgiler vererek, asıl amacın atık ve kayıp oluşumunu engellemek olduğunu da dile getirdi. Prof. Dr. Turhan, gıdaların 1/3’ün israf edildiğini ve 23 milyon kamyon doldurduğunu ifade ederek, “Bu da Dünya’nın etrafının 7 kez dolaşılması anlamına geliyor” diye konuştu. Gıda israfının azaltılması ile elde edilecek kazancı çarpıcı bir rakamla da dile getiren Turhan, “İsraf milli gelirimizin yüzde 15’ine denk geliyor” dedi.

    Soruları da yanıtlayan konuşmacılara panelin sonunda, BUSİAD tarafından, Çağdaş Eğitim Kooperatifi Kır Çiçekleri Okusun Diye kampanyasına adlarına yapılan bağış sertifikası ve Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından da birer plaket takdim edildi.

  • Türkiye’de 19 milyon ton gıda israf ediliyor

    Türkiye’de 19 milyon ton gıda israf ediliyor

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Türkiye’de her yıl ülkenin yıllık gıda üretiminin beşte birine denk gelen 19 milyon ton gıdanın israf edildiğini bildirdi.

    Bu yıl, “Büyütelim, Besleyelim; Hep Birlikte Sürdürelim” temasıyla kutlanan 16 Ekim Dünya Gıda Günü kapsamında online platformda toplantı düzenlendi.

    Toplantıya İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’nden bağlanan Bakan Pakdemirli, kuruluşunun 75. yılını yaşayan Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile 15 yıldır farklı bir boyut kazanan iş birlikleri yaptıklarını, tarım ve ormancılık alanındaki ortaklık programlarıyla Türkiye’nin bilgi birikimi ve tecrübesini ihtiyaç duyan ülkelerle paylaştıklarını söyledi.

    Pakdemirli, “FAO-Türkiye Ortaklık Programları” ile Orta Asya’dan Balkanlar’a, Kafkaslardan Afrika’ya yaklaşık 20 ülkede onlarca proje yürütüldüğünü belirtti.

    Gıdaya erişim konusunun pandemi süreciyle birlikte dünya çapında kritik bir önem kazandığına işaret eden Pakdemirli, Türkiye’nin bu dönemde tarımsal üretimin devamı ve tüm kesimlerin gıdaya erişimi için yaptığı çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Pakdemirli, sektör paydaşlarıyla bir araya gelerek hızlı aksiyon aldıklarını ve bu sayede gıdaya erişimde sıkıntı yaşanmadığını bildirdi.

    Bakan Pakdemirli, Dijital Tarım Platformu, Akıllı Tarım Uygulamaları ve Tarım Orman Akademisi projeleriyle bilgi ve inovasyonun tarımsal faaliyetlerdeki gücünü artırdıklarını, Ata Tohumu Projesi kapsamında da dünyanın en büyük üçüncü gen bankasını kurduklarını söyledi.

     “2 yılda 3,5 milyon denetim gerçekleştirdik”

    Türkiye’nin kendi nüfusuna ek olarak 4,5 milyon sığınmacı ve yılda ortalama 40 milyon turisti besleyen bir ülke olduğunu, bunun da gıda güvenliği açısından kendilerine büyük sorumluluk yüklediğini dile getiren Pakdemirli, “Bakanlık olarak son 2 yılda sahadaki 7 bini aşkın denetçimizle yaklaşık 3,5 milyon denetim gerçekleştirdik. Denetimlerin sonuçlarını halkımızla şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz.” dedi.

    Dünya genelinde gıda kaybı, israf ve bunun etkileri konusundaki rakamların çok çarpıcı olduğuna işaret eden Pakdemirli, Türkiye’deki tabloyla ilgili şu bilgileri verdi:

    “Türkiye’de her yıl yaklaşık 19 milyon ton gıda israf ediliyor. Bu, ürettiğimizin neredeyse beşte biri. Türkiye’de gıda kaybı düzeyine baktığımızda ise neredeyse yüzde 40’lık bir oranla karşılaşıyoruz. Ülkemizde gıda israfını sadece yüzde 2 oranında iyileştirebilsek yaklaşık 360 bin ailenin 1 yıllık geçim giderini karşılayabiliriz.”

    Orta Asya ülkelerine de yayılacak

    Pakdemirli, Türkiye’nin FAO ile iş birliği çerçevesinde gıda kaybını ve israfını azaltmak ve vizyonu ulusaldan bölgesel düzeye yaymak amacıyla Türkiye Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı hazırlandığını belirterek, “Gıdanı Koru-Sofrana Sahip Çık” adlı ulusal kampanyayla toplumsal farkındalığı artırmayı hedeflediklerini söyledi.

    Türkiye’nin finanse ettiği projeyle bu konuda Orta Asya ülkelerinde de çalışma yapılacağını bildiren Pakdemirli, yeni neslin sofraya gelen her gıdanın hikayesini bilerek yetişmesinin gıda israfının engellenmesinde kritik öneme sahip olduğuna dikkati çekti.

    FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü ve FAO Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu da dünyada açlığın 2014 yılından bu yana artışa geçtiğini, obezite oranlarının da yükseldiğini söyledi.

    Dünya genelinde 2 milyarı aşkın insanın güvenilir, besleyici ve yeterli gıdaya düzenli erişimi olmadığına işaret eden Gutu, gıdanın üretimi, dönüştürülmesi, tüketimi ve harcanma yöntemlerini değiştirmenin zorunlu olduğunu dile getirdi.

    Gutu, dijital teknolojilerin, gıda sistemlerinin ve sürdürülebilir tarımın dönüştürülmesinde çok önemli olduğunu ancak 3 milyar insanın internete ulaşımının olmadığını ifade etti.

    Toplantıda, Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungur Bursa ile Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zümrüt Begüm Ögel de konuşma yaptı.

    Öte yandan, Bakan Pakdemirli, toplantı öncesi, İzmir’i ziyaret eden Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov ile bir araya geldi.