Etiket: Giresun

  • Köylülerin köprü çilesi

    Köylülerin köprü çilesi

    Görele ilçe merkezine yaklaşık 30 kilometre mesafedeki Gülpınar köyü sakinleri mahalle ile köy merkezi arasında yer alan Çömlekçi deresi üzerine yaklaşık 6 metre uzunluğunda derme çatma tahta köprü yaptı. Ancak yapılan köprüler en ufak sel sularına dayanamayarak yıkıldı.

    Arık kendilerinin yaptığı sel sularının götürdüğü köprünün yerine daha güvenli bir köprü isteyen Köy Muhtarı Hasan Gül, “Bizim tek isteğimiz mahalle sakinlerimizin köy merkezine ve köye ulaşım sağlanan grup yoluna ulaşmalarıdır. Bu nedenle yaya olarak kullanılması için yaptığımız tahta köprüler ne yazık ki hem güvenli değil, hem de sel suları yükseldiğinde yıkılıyor. Buraya artık yetkililerin daha kullanışlı bir yaya köprüsünün yapılmasıdır. Bu konuda yetkililerden yardım bekliyoruz” dedi.

    Köy sakinlerinden Hanife Atmaca ise yaptığı açıklamada “Bu köprüden geçmek sırat köprüsünden geçmek gibi. Çoğu zaman gerek kendimiz gerekse, hayvanlarımız için köprü sel sularına kapılıp yıkılsa da canımızı hiçe sayarak dereden yürüyerek geçmek zorunda kalıyoruz. Başka çaremiz olmadığı bu köprüyü kullanıyoruz. Biz yapıyoruz sel götürüyor köprü olmadığı zamanda dereden geçiyoruz” diye konuştu.

  • Arı sokması sonucu hayatını kaybetti

    Arı sokması sonucu hayatını kaybetti

    Köseli mahallesinde 87 yaşındaki Ahmet İncekara kendi tarlasında çalışırken arı saldırısına uğradı. Daha önce arı sokmasına karşı ciddi bir alerjisi olduğunu bilen İncekara, hızla eve gidip eşinden alerji ilacını aldı ve dinlenmeye çalıştı. Ancak eşinin endişelenip kontrol etmesi üzerine hiçbir tepki vermediği görüldü. Eve çağrılan 112 acil servisi ekiplerinin müdahalesinin ardından İncekara, Eynesil Devlet Hastanesi’ne nakledildi ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Cenazesi Eynesil merkezdeki Yeni Camii önünde kılınan cenaze namazının ardından Köseli Mahallesi’ndeki aile kabristanlığında toprağa verildi.

  • Muhtar adayından ilginç seçim pankartı

    Muhtar adayından ilginç seçim pankartı

    İlçeye bağlı Taşlık köyü muhtarlığına aday olan 43 yaşındaki Zafer Fison astığı pankart ilgi odağı oldu. Köyde çiftçilik yaparak geçimini sağlayan 3 çocuk babası Fison’un astığı pankarttaki “Maaş için muhtar adayıyım. Fakirin değil, zenginin yanındayım” yazısı vatandaşların ilgisini çekti.

    Pankartın aslında bir ironiden ibaret olduğunu ifade eden Fison, “Bugüne kadar hangi siyasetçi olursa olsun, kuru vaatlerle garibana, ihtiyacı olana vaatler veriyor sonra ise seçimi kazanınca bütün vaatlerini unutuyor. Amacı muhtar maaşı olmadığını söyleyenler de sadece maaşını alıp hizmeti unutuyor. Ben de sadece fakirin, fukaranın umudunu siyasete alet etmek isteyenlere karşı bir gönderme yapmak istedim. Bunu anlayanlar amacımın gerçekten fakirin değil, zenginin yanında olmayacağımı bilir. Ben aday olacakların fakire fukaraya umut verip hayal kırıklığına uğratmaları için bir ironi yaptım” ifadelerini kullandı.

  • Giresunlu akademisyenler birleşiyor

    Giresunlu akademisyenler birleşiyor

    Kurucu Başkanlığını Doç. Dr. Kürşad Han Dönmez’in yaptığı Giresunlu Akademisyenler Derneği ilk toplantısını yaparak dernek çalışmaları ve dernek politikalarıyla ilgili önemli kararlar aldı.

    GRÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Güven Özden, GRÜ Ortopedi ve Travmatoloji ABD doktorlarından Prof. Dr. Atilla Çıtlak, GRÜ Kardiyoloji ABD doktorlarından Prof. Dr. Zeki Yüksel Günaydın, GRÜ Rektör Danışmanı Dr. Öğretim Üyesi Tamer Tamdoğan ve yönetim ekibinde bulunan Giresunlu bir çok akademisyenin katıldığı toplantıda dernek başkanı Doç Dr. Kürşad Han Dönmez, kuracakları bu dernekle yurt içinde ve yurt dışında hizmet veren bütün akademisyenlere ulaşmayı ve bir çatı altında toplamayı hedeflediklerini belirterek “Ülke içinde çok başarılı Giresunlu Akademisyenlerimiz bulunmakta, ülke dışında da yine aynı şekilde büyük isim yapmış Giresunlu Akademisyenlerimiz var, tüm Giresunlu bu isimleri bir çatı altında toplayarak şehrin gelişimine, kalkınmasına ve geleceğine katkı sağlayacak gönüllü bir bilim ordusu olup, bu şehrin büyümesine ve ilmine katkı sağlamak istiyoruz, ayrıca kendi değerlerimizi yalnız bırakmayarak ortak Akademik çalışmalar ve projelerle marka akademisyenlerimizin sayılarını artırmak istiyoruz” dedi.

    Derneğin Giresun’da güvenilir bir STK olacağını belirten Dernek Başkanı Kürşad Han Dönmez, “Bir yola çıktık ve ilgi hayli fazla, bir çok yerden ‘Ben de Giresunluyum ve akademisyenim’ diye başvurular geliyor. Akademisyenlerimize çok yakında dönüş yaparak onları da ailemiz içerisine alacağız, yakında derneğimizin internet sitesi üzerinden de başvuruları almaya başlayacağız umarım kurduğumuz bu dernekle Giresunlu olan tüm Akademisyenleri bir çatı altında toplarız hem bilimsel çalışmaları geliştirebilmek, hem akademik süreçte daha etkin olmak için bu gün start verdik, umarım Rabbim utandırmaz” diye konuştu.

  • 38 yıl kadın kimliğiyle yaşadı

    38 yıl kadın kimliğiyle yaşadı

    Giresun’un Bulancak ilçesi Hisarkaya köyü nüfusuna kayıtlı 52 yaşındaki Kumral Bodur, nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa pembe kimlik ile kadın olarak kaydedildi. Kadın kimliği nedeniyle askere gidemeyen, çocuklarını nüfusuna kaydedemeyen, çalışma hayatı boyunca sigorta yaptıramayan ve verdiği hukuk mücadelesinde 15 hakim, 19 savcı değişmesine rağmen kimliğini değiştiremeyen Kumral Bodur, bir hatanın bir ömre mal olduğunu söyledi.

    “Erkek kardeşlerimin kimliği mavi, benimki pembe çıktı”

    İsminden dolayı nüfus müdürünün hata yaptığını anlatan Kumral Bodur, “Eskiden nüfus müdürleri köylere gider kayıt yapar, nüfusa geçirirmiş. İlkokula başlayacağım zamanlarda köye gelen nüfus görevlisine babam çocukların ismini ve yaşlarını söyleyerek kaydettirmiş. Bir hafta sonra da babama gel çarşıdan kimlikleri al denilmiş. Babam bir hafta sonra Bulancak’tan kimlikleri gidip alıp geliyor. Kardeşlerimin kimliklerini dağıtırken 6 tane erkek kardeşimin kimliği mavi benimki pembe çıkıyor. Okula gittiğimde kimliğimi gören öğretmenim bana ‘Senin kimliğin kız olarak kayda geçmiş, babana söyle erkek kimliği ile değişsin’ dedi. Babam da öğretmene ‘Okul bitsin kendi değiştirir’ dedi. Ondan sonra da benim hukuk mücadelem başlamış oldu” dedi.

    15 hakim, 19 savcı değişti, kimlik değişmedi

    Hukuk mücadelesinde ise Kemal Sunal’ın “Davacı” filmi gibi bir süreç yaşadıklarını da anlatan Bodur, “Okul bitip Bulancak ilçesinde bir restoranda işe başlamıştım. Buraya hakim ve savcılar da geliyorlardı. Bir gün patronum benim durumu anlattığında orada bulunan savcı bir şikayet dilekçesi vermemi istedi. Ben de arzuhalciye dilekçe yazdırıp gittim. Ancak yapılan duruşmalardan bir sonuç çıkmadığı gibi bir yıl sonra, yaşım küçük olduğu için babamın dava açması gerektiği söylendi. Ben de babama söyledim, o dava açtı. Bu sefer köylülerden bilirkişi heyeti istendi. Köyde ne kadar aza, akraba, komşu varsa hepsi şahit yazıldı. Biz 3 ayda bir köyden araba tutup mahkemeye gelmeye başladık. O gün başka hiç duruşma olmuyor, sadece bizim duruşmaya bakılıyordu. Tam dava sonuçlanacak 2 yıl içinde karar verilmediği için dava düştü. Yeniden dava açıldı. Bu defa da hakim değişti ve bana yaşımın 18 olduğu için benim dava açmam istendi. Bu defa da ben dava açtım köylüler mahkemeye gelmekten kurtuldu. Ancak bu defa da bana doktordan heyet raporu istendi. Hangi hastane dedilerse gittim ama dava boyunca ya hakim, ya savcı değişti ama bizim kimlik değişmedi. Sonra bir avukat tutmamı istediler. Ben de tanıdık bir arkadaş vardı o avukata vekalet verdim. Bu defa her şey yeniden başladı. O hastane bu, hastane erkek olduğumu ispatlamaya çalıştım. Ama yine bir sonuç alamadım” diye konuştu.

    Nüfusta kadın göründüğü için çocuklarını nüfusuna kaydedemedi

    Nüfusta kadın göründüğü için yaşadığı bir çok sorundan birinin de evlilik olduğunu anlatan Bodur, “Bir tarafta hukuk mücadelemiz devam ederken, diğer tarafta yaşımızda gelip geçiyordu. Bu süre içerisinde 3 defa evlilik yaptım. Hiç birisini kadın göründüğüm için nüfusuma kaydedemedim. İmam nikahlı olarak evlendik. Bu evliliklerden de 4 çocuğum oldu. Ancak resmi nikah yapamadığım için çocuklarımızı da üzerimize kaydedemedik. Eşim de kadın, ben de kadın görünüyorum. Böyle olunca çareyi çocuklarımı kardeşimin üzerine yazdırmakta bulduk. Şimdi bu çocuklarımı üzerime almak istiyorum ama mahkemeye gitmekten korkuyorum. Çünkü çocuklar 18 yaşından küçük olduğu için çocukların benim olduğunu ispatlamak için bir sürü DNA testi gibi mevzuatlar, kanıtlarla uzayıp gidecek. Ama 18 yaşına geldiklerinde kendi beyanları esas alınarak benim nüfusuma geçmeleri kolay olacak” şeklinde konuştu.

    Kadın kimliğiyle erkek cezaevinde tutmadılar

    Kadın kimliğiyle düştüğü cezaevinde de erkek koğuşundan gece yarısı çıkartıldığını da anlatan Kumral Bodur, “Mahkeme beni erkek olduğuma dair rapor almak için heyet raporuna göndermişti. Defalarca gittiğim için artık psikolojim bozulmuştu. Ben de eşimi ve çocuklarımı alıp öyle gittim. Doktor bana soyunmam gerektiğini söyleyince bende eşim ve çocuklarım burada erkek olduğumu kanıtlamıyor mu diye sordum. O arada eşim de yanı başımda duruyordu ona geri çekilmesi için elimle ititğimde doktorlar bana eşime şiddetten davacı oldu. Bana ceza verip Keşap Açık Cezaevine gönderdiler. Ben de ‘Kimliğimi evraklarımı iyi kontrol edip beni öyle buraya atın’ dedim ama dinlemediler içeri attılar. Aradan bir gün geçmişti ki bir anonsla beni çağırlar. Müdür bey bana, ‘Sen kadın görünüyorsun, seni burada tutamayız’ dedi. Sonra bir gece yarısı cezaevi yemek aracıyla Giresun merkeze getirip bırakıp gittiler” dedi.

    38 yıl boyunca verdiği kimlik mücadelesinin 3 günde hallolduğunu ifade eden Bodur, “Kendi kimliğimle bir polis çevirmesine takılsam ben erkeğim, ama kimliğimde kadın yazdığı için hep sorun yaşıyordum. Bir türlü yapılan yanlışlığı anlatamıyordum. Bu nedenle çareyi kardeşimin kimlik fotokopisiyle gezmekte buldum. Kimliğim yüzünden kalıcı doğru bir işe giremediğim için inşaatlarda falan çalışıyordum. En son Bitlis’te inşaat işinde çalışırken şirket tarafından sigorta yapılacağı sırada benim kadın kimliğinde olduğum anlaşıldı. Ben ise kardeşimin kimliğinin fotokopisiyle gezdiğimi anlattım. Bu durumu inşaatla bir ilgisi olduğunu düşündüğüm AK Parti Bitlis Milletvekili Vahit Kiler’e ileteceklerini söylediler ve benden TC kimlik numaramı aldılar. 3 gün sonra beni aradılar. Nüfus müdürlüğüne gidip, kimliğini değiştirebilirsin denildi. 38 yıllık hasretim o gün sona erdi. Hemen nüfus müdürlüğüne gittim. Benden bir fotoğraf istediler ve 5 dakika içerisinde erkek kimliğimi bana verdiler. Kimliği elime alınca 38 yılın şaşkınlığı oldu. Bu kadar kolay ise ben 38 yıl niye bu kadar çile çektim. Şimdi polis bile istese kimliğime birşey olacak diye vermiyorum, daha çok ehliyetimi gösteriyorum” ifadelerini kullandı.

    “Erkek kimliğimi aldıktan sonra ilk iş askere gittim”

    Kimliğini alır almaz ilk işinin askere gitmek olduğunu söyleyen Bodur, “Kadın kimliğimden dolayı askere gidememiştim. Bu beni çok üzdüğü için askerlik lafını kimse benim yanımda konuşmasın diye çevremdekilere yasaklamıştım. Çünkü kadın kimlikli olduğum için askere gidemiyordum. Çocuğumun askerlik çağı geldi fakat ben askere gidemiyordum. Erkek kimliğimi aldıktan sonra asker kaçağıyım diyerek geçen yıl askerlik şubesine gidip ‘Ben askere gitmek istiyorum’ dedim. Askerlik şubesi beni Manisa Batıkışla’da askerlik yapmaya gönderdi. Oraya büyük bir heyecanla gittim. Askerliğe başladım fakat askerler hep bana bakıyordu, ‘Kim bu yaşlı adam’ diye konuşuyorlardı. Orada 26 gün sonra hava değişimine gönderdiler. Hava değişim süresi bitip tekrar gitmek istediğimde ise, heyete sevk ettiler ve tekrara askere almadılar. Aradan bir süre geçtikten sonra da ‘Asker kaçağı’ diye eve kağıt geldi. Ben de askerlik şubesine gidip teskeremi gösterdim. Belli ki benim erkek kimliğim resmi kurum ve kuruluşların kayıtlarına yeni yeni geçiyor” dedi.

  • Şebin cevizinde rekolte düşüklüğü yaşanıyor

    Şebin cevizinde rekolte düşüklüğü yaşanıyor

    İlçede çiftçilerin önemli gelir kaynakları arasında yer alan tescilli Şebin cevizinin bu sene rekolte az olsa da fiyatıyla üreticiyi memnun edeceği umut ediliyor.

    Şebinkarahisar Ziraat Odası Başkanı Muhlis Arslan, 2023 yılı hasadına başladıklarını ancak rekoltenin beklentilerinin altında olduğunu ifade ederek “Geçmiş yıllarda ortalama 600 ton rekolte gerçekleşen Şebin cevizinde bu sene 200 ton anca rekolte çıkması bekleniyor. Bu rekolte düşüklüğünün nedeni ise son yıllarda yalancı baharın etkisiyle ceviz ağaçları erken uyanıyor. Ardından ise zirai don yaşanıyor. Son iki yıldır üst üste yaşanan bu zirai donlar ceviz rekoltesini çok ciddi şekilde düşürmektedir. Zirai don nedeniyle yapılan tarım sigortasından da anlayamadığımız şekilde çiftçilerimiz yararlanamadı” dedi.

    Rekolte düşüklüğü fiyatları yükseltecek

    Rekolte düşüklüğünün fiyatlara da yansıyacağını ifade eden Ziraat Odası Başkanı Arslan, “ Rekolte üreticinin istediği seviyede olmadı ancak, fiyatların yüksek olması belki üreticiyi memnun eder ama bu defa da tüketici mağdur olacak. İsterdik ki yüksek rekolteyle hem üretici, hem de tüketiciler memnun olsun. Önceki yıl 75 ile 100 lira arasında satılan kabuklu Şebin cevizi bu sene 200-250 lira arasında piyasada alıcı bulacak hatta biraz daha fazla fiyatı yükselebilir. Şebin cevizine her geçen gün talep artarken, rekolte düşüklüğü fiyatları da yükseltecektir” diye konuştu.

  • Geleceğin sanatçıları Karadeniz’de yetişecek

    Geleceğin sanatçıları Karadeniz’de yetişecek

    Ulusal ve uluslararası alanda ün yapmış birçok sanatçının yetiştiği Ordu ve Giresun’da, artık yetenekler erken yaşta tespit edilecek. Karadeniz’de ilk kez  faaliyetine başlayacak olan Yarı Zamanlı Çocuk Konservatuarı için başvurular başladı. Gitar, piyano, bağlama, keman enstrümanlarına yönelik eğitimin verileceği Çocuk Konservatuarı’na dördüncü ve beşinci sınıf öğrencileri kabul edilecek. 27 Eylül’e kadar başvuruda bulunanların 30 Eylül ve 1 Ekim’de katılabileceği bireysel yetenek sınavını başarıyla geçen 20 öğrenci ustalarından ders alacak.

    Uluslararası sertifika verilecek

    Uzman kadronun bir yılda toplam 28 hafta eğitim vereceği yetenekli öğrenciler, dört yıl kesintisiz eğitimin sonunda sertifika alacaklar. Eğitimlerde eksiksiz enstrüman, icra, okuma ve solfej formasyonunun yanı sıra zeka, sosyal ve bilişsel gelişimlerine hassasiyet gösteren akademik yaklaşım uygulanacak.

    Sanat altyapısı erken yaşta inşa edilecek

    Çocuk Konservatuarı’nın oluşumuna liderlik yapan  Dr. Erman Türkili, Ordu ve Giresun’un uzun yıllardır ulusal ve uluslararası sanatçılar yetiştiren bir bölge olduğuna dikkat çekerek, artık başarılı isimlerin erken yaştan itibaren tespit edilebileceğini söyleyerek, “Çocuk Konservatuarının açılışı ile çocuklar bağlama, keman, gitar, piyano gibi enstrümanları ustalarından öğrenmeye beşinci sınıftan itibaren başlayacaklar. Eğitimler için üniversite hocaları ve öğretmenler iç içe bir akademik yapı ile çalışacak ve yetenek tespitleri ülkenin sanat alt yapısını erken yaşta oluşturmak için inşa edilecek. Bu programın yürütülmesi ve takibi de konservatuar danışmanlığında olacak. Eğitimlerin sonunda sanatçı adayı öğrencilerimize, uluslararası geçerliliği olan sertifika vereceğiz.”

  • İstavrite niyet etti köpekbalığı yakaladı

    İstavrite niyet etti köpekbalığı yakaladı

    Giresun’un Bulancak ilçesine bağlı Talipli Köyü mevkiinden istavrit tutmak için denize açılan Cevdet Tarı’nın oltasına 15 dakika aralıklarla Camgöz cinsi köpekbalığı vurdu. İlk vuran köpekbalığının 1 metreden büyük olduğunu belirten Tarı, balığın çırpınışlarıyla oltasını kopartarak kaçtığını belirtti. Aradan 15 dakika geçtikten sonra bu seferde yaklaşık 1 metre boyunda Camgöz köpekbalığının oltasına vurduğunu söyleyen Cevdet Tarı çaparilerden kurtardığı köpekbalığını sevdikten sonra tekrar denize bıraktı.

    Hobi olarak boş zamanlarında sık sık balık tuttuğunu söyleyen Cevdet Tarı, sabah saatlerinde istavrit tutmak için denize açıldığını belirterek., “Sabah 5.30 sıralarında yaklaşık 2 mil açıkta istavrit tutuyordum. Daha sonra oltama mezgit balığı vurmaya başlayınca istavritten yem yapıp mezgit balığı tutmaya başladım. Bir süre sonra oltamın ağırlaştığını hissettim. Çekiyorum ama gelmiyor bir türlü misinaya bir şey öyle bir asılıyor ki ellerim kesildi. Zor bela çektim ama tam su üstüne geldiğinde oltayı koparıp gitti. 1 metreden büyük bir camgözdü. Aradan 15 dakika geçti geçmedi yine oltam ağırlaştı bu sefer anladım köpekbalığı olduğunu bir süre onu yorduktan sonra güçlükle çıkardım. Her tarafına çaparinin köstekleri dolanmıştı, onları temizledikten sonra biraz sevdim ve sonra tekrar denize bıraktım. O anlarda çok heyecanlandım. Sanırım çapariyle köpekbalığı yakalayan ilk kişiyim” ifadelerini kullandı.

  • 1 ölü, 6 yaralı

    1 ölü, 6 yaralı

    Giresun’un Yağlıdere ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 1 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
    Kaza Giresun’un Yağlıdere ilçesinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, ilçenin Umutbükü köyünde Mustafa M. idaresindeki kamyonet sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu şarampole yuvarlandı.

    Kaza ihbarı sonrası olay yerine çok sayıda Jandarma, AFAD ve Acil Sağlık Ekibi sevk edildi. Kazada, 3’ü ağır 6 kişi yaralandı. Araçta bulunan Güllü Mihmat ise hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden Güllü Mihmat Yağlıdere Devlet Hastanesi morguna kaldırılırken, yaralılar Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.

  • 18 yıl boyunca karnında gazlı bezle yaşadı

    18 yıl boyunca karnında gazlı bezle yaşadı

    Giresun’da 2005 yılında anjiyo için gittiği hastanede karnında üç parça gazlı bez unutulan, yıllardır unutulan gazlı bezden habersiz sancı çeken ve kanser teşhisiyle tedavi gören Yaşar Çakmak gerçeği 18 yıl sonra öğrendi. Giresun’da 2005 rahatsızlığı nedeniyle 53 yaşındaki Yaşar Çakmak, Giresun Prof. Dr. A. İlhan Özdemir Devlet Hastanesinde ameliyat edildi.

    Ameliyattan sonra karın ağrıları çeken Yaşar Çakmak, bu ağrılarının yarasından kaynaklandığı düşünüldü. Gittiği hastanelerde bir türlü ağrısının sebebi belirlenemeyen Çakmak, başka hastalık teşhisleri konularak tedavi almaya başladı. 18 yıl sonra Samsun Ondokuzmayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinin tıbbi patoloji tetkik sonuç raporuna göre karnında üç parça gazlı bez olduğu belirlendi.

    “2005’te ameliyat oldum, karnımda gazlı bez unutulduğunu 2023’de öğrendim”
    Yaklaşık 18 yıl önce 2005 yılında Giresun Prof. Dr. A. İlhan Özdemir Devlet Hastanesinde yapılan anjiyo sonrası karnında üç parça bez unutulduğunu ve 18 yıl sonra bunu öğrendiğini anlatan Yaşar Çakmak, “Rahatsızlığımdan dolayı 2005 yılında Giresun’da gittiğim hastanede anjiyo yapıldı. Bu ameliyattan sonra bir türlü sağlığıma kavuşamadım. Ondan sonraki süreç benim için baya sıkıntılı geçti. Karın ağrılarım, sağlık şikayetlerim bir türlü bitmedi.

    Birçok defa başka hastanelere gittim. Gittiğim hastanelerin birinde kanser tanısıyla tedavi uygulanmaya başlandı ancak, patoloji raporları gelince kanser olmadığım anlaşıldı. Ancak bir türlü şikayetimin nedeni de bulunamıyordu. Son yıllarda karnımda şişlik meydana gelmeye başlayınca Samsun’daki Ondokuzmayıs Üniversitesi Hastanesi’nde ameliyat etme kararı aldılar. Yapılan ameliyatta karnımda en büyüğü 15×9 cm, en küçüğü 1,8 x 0,6 üç adet spanç olarak bilinen gazlı bez bulundu” dedi.

    “Gazlı bez beni yüzde 73 engelli hale getirdi”
    Karnındaki gazlı bezin ameliyatla çıkarılmasının ardından şikayetlerinin son bulduğunu ancak gazlı bezin vücudunda kalıcı sağlık sorunlarına neden olduğunu ifade eden Çakmak, “2005 yılındaki ameliyatta karnımda unutulan gazlı bez 18 yıl sonra çıkarıldı ama bende telafisi mümkün olmayan sağlık sorunları bıraktı. 18 yıl boyunca gazlı bez nedeniyle sağlık mücadelesinde verdiğim maddi, manevi kaybım bir tarafa kalıcı sağlık sorunları bıraktı. Sol ayak parmağımın birini kaybettim. Gazlı bezin tetiklemesi sonucu sağ ve sol kalçalarıma platin takıldı. İç organlarım zarar gördü. Şuanda ilk ameliyat olduğumda zımba gibiydim şuanda yüzde 73 engelli haline geldim” diye konuştu.

    “Hukuk mücadelesi vereceğim”
    Bundan sonrası için hukuk mücadelesi vereceğini de kaydeden Çakmak, “Sağlığımda telafisi mümkün olmayan izler bırakan bu sağlık skandalı nedeniyle hukuk mücadelesi vermek istiyorum. Bana büyük acılar çektiren ve bu hale getiren ihmalde kimin parmağı varsa tespit edilerek, gerekli cezanın verilmesini istiyorum. O dönem beni ameliyat eden doktorları biliyorum. Hala bu göreve devam ediyorlar. Doktorların birisi özel bir hastanede çalışıyor, diğerinin ise nerede görev yaptığını bilmiyorum. Ama devletimize, Sağlık Bakanlığımıza ve adaletimize güveniyorum. Bu ihmali onların yanına bırakmayacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.