Etiket: glokom

  • Glokom hastalığına dikkat

    Glokom hastalığına dikkat

    Glokom hastalığına dikkat çekmek üzere her sene mart ayı içinde gerçekleştirilen etkinlikler çerçevesinde açıklamalarda bulunan Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Zeynep Alkın, “Çoğu glokom hastasında göz tansiyonu yavaş yavaş yükseldiği için hastada bir belirti oluşmaz ama her gün görme siniri yavaş yavaş zarar görür ve hastanın fark ettiği aşama olan merkez görmenin kaybı başladığında artık çok geçtir. Bu nedenle 40 yaş sonrası her birey senede bir kez göz muayenesi olmalı sadece göz tansiyonu ölçmesi ile kalınmamalı ve OCT yani sinir hücre sayımı yapan tomografi cihazı ile de ölçüm yapılmalıdır. Bu sayede glokom çok erken aşamalarda tanınarak erken tedavisi yapılabilir” dedi.
    Açıklamasında göz tansiyonunun neden yükseldiğine de değinen Alkın, “Göz tansiyonu bir balona benzeyen gözümüzün bütünlüğünü ve hayatiyetini koruyabilmesi için içinde yapılan aköz isimli sıvının oluşturduğu basınçtır. Bu sıvı bir bölgeden yapılırken diğer bir bölgeden de göz dışına çıkar ve kana karışır. Göz tansiyonu, genellikle bu dışa akım sisteminin bozulması sonucu yükselir, yani yapılan sıvı sabitken dışarı çıkan sıvı azalır. Bunun sonucunda da göz tansiyonu yükselir” şeklinde konuştu.
    Göz tansiyonu ortalaması 12 – 21 mm HG arasında olması gerektiğini söyleyen Alkın, glokomun doğuştan itibaren görülebildiğini ancak 40-50 yaşlarından sonra ortaya çıktığını dile getirdi. Prof. Dr. Zeynep Alkın, “Diğer göz hastalıklarının aksine merkezi görme en son safhaya kadar korunduğundan hasta gittikçe daralan görme alanı kaybını fark etmez, son aşamaya gelinceye kadar herhangi bir belirti vermediğinden görmeni sinsi hırsızı olarak adlandırılır” dedi.
    Glokomun tedavisine ilişkin de açıklama yapan Alkın, “Glokom temelde bir takip hastalığıdır. Aynı doktorda aynı cihazlarda belli aralıklarla yapılan görme siniri değerlendirmeleri tedavinin temelidir. Sinirde hasar oluşuyorsa göz tansiyonu düşürülmelidir. Bu nokta da önce damarlar yetmiyorsa lazer tedavileri ve ameliyatlar devreye girer. Erken tanı konmuş glokom hastası uzman bir doktor gözetiminin de iyi bir tedavi altında hayat boyu iyi görmesini korur körlük oluşmaz korkulacak nokta geç kalınmış ve yetersiz tedavidir” şeklinde konuştu.

  • Glokom: Gözdeki sinsi hastalık

    Glokom: Gözdeki sinsi hastalık

    Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Altan Göktaş, Glokom Haftası dolayısıyla hastalık ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdi. Lazerlerin göz hastalıkları tedavisinde sık kullandıkları bir yöntem olduğunun altını çizen Prof. Dr. Göktaş, gözde kullanılan farklı lazer çeşitleri olduğunu aktardı. Glokomun sinsi bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Göktaş, “Lazerler, göz hastalıklarında çok kullandığımız yöntemler. Gözde kullanılan çok farklı lazer çeşitleri var. En çok bilineni ve en çok kullanılanı göz çizdirmede kullandığımız lazerler. Bu lazerleri bıçaksız olarak, miyop, astigmat ve hipermetrop gibi görme bozukluklarında kullanıyoruz. Aynı zamanda daha gelişmiş göz çizdirme yöntemleri de var. Bunlardan bir tanesi femto lazer. Yine göz çizdirme işleminde kullandığımız bir lazer tipi. Bunlar en çok miyop, astigmat ve hipermetrop gibi göz derecelerinin düşürülmesinde kullandığımız lazer yöntemleri. Bunun dışında çok fazla lazer çeşidi de var. Bunlardan bir tanesi şeker hastalığında kullandığımız argon lazer fotokoagülasyon. Bu lazer işleminde şekere bağlı göz arkasında ortaya çıkan kanamalar, ödemler gibi patolojik durumları tedavi etmek için kullanıyoruz. Onun dışında katarak ameliyatında kullandığımız lazer tipleri var. Yine katarak ameliyatı yapılmış hastalarda, göz içerisine mercek takılmış hastalarda, merceğin arkasındaki zar bölümünde ortaya çıkan kireçlemeyi tedavi etmek için kullandığımız yag lazerler var. Göz konusunda lazer çeşitleri çok fazla. Aynı zamanda glokom hastaları için de kullandığımız lazerler var. Glokom Haftası’na da yaklaşıyoruz. Glokom gözün sinsi hastalığı. Bu hastalıkta mutlaka kontrollü olunması gerekiyor ki hastalığın teşhis ve tedavisi yapılsın. Erken tanı da çok önemli. İlk aşamada ilaç kullanılıyor ama ikinci aşama ya da destek tedavisi olarak lazer tedavileri de glokom hastalığında kullanılabiliyor. Onun dışında cilt hastalıkları, kapak rahatsızlıkları için kullandığımız lazerler var. Bunlarda yine gözde kullandığımız yoğun lazer tedaviler. Sonuç olarak göz hastalıkları anabilim dalı lazerlerin en çok kullanıldığı bölüm. Gözün ön bölümünden arka bölümüne, göz tansiyonundan göz çizdirmeye ve katarakta kadar birçok işlem için lazer işlemleri yapabiliyoruz. Bilinenin tersine çok fazla lazer çeşitleri olduğu için tek bir cihazla halletmiyoruz. En azından 7-8 farklı çeşitte değişik dalga boyları kullanan lazerler göz hastalıklarında kullanılmaktadır” dedi.

  • Körlüğe neden olan sinsi hastalık “glokom”

    Körlüğe neden olan sinsi hastalık “glokom”

    Uzmanı Prof. Dr. Mete Güler, halk arasında “karasu” adıyla bilinen glokomun diğer adıyla göz tansiyonunun, genellikle belirti vermeden gizlice ilerleyen yaygın bir göz hastalık olduğunu söyledi.

    Uzmanı Prof. Dr. Mete Güler, “Genellikle, göz içindeki sıvı basıncının görmeyi sağlayan göz sinirine zarar verecek düzeye gelmesiyle ortaya çıkıyor. Görme sinirini tahrip ederek geri dönüşümsüz görme kaybına, hatta körlüğe neden olabilen bu sinsi hastalık her yaşta ortaya çıkabilse de, en çok 40 yaş üstü bireylerde görülüyor. Bu derece yaygın olmasına rağmen, genellikle belirtisiz olması ve ileri evrelere varmadıkça görme kaybının ortaya çıkmaması nedeniyle tanıda gecikmeler yaşanabiliyor” dedi.

    Uzmanı Prof. Dr. Güler, “Göz sinirinde kendine özgü değişikliklere yapıp görme alanında hasara neden olan ilerleyici bir göz hastalığıdır. Halk arasında karasu hastalığı olarak da bilinir. Göz içi basıncının yüksekliği glokom için en önemli risk faktörüdür. İleri yaş, siyah ırk, ailede glokom hikayesinin varlığı, diyabet varlığı, yüksek miyopinin varlığı risk faktörlerinden bazılarıdır. Glokom her yaşta görülebilse de daha çok ileri yaş hastalığıdır. Genellikle 40 yaşından sonra keşfetmeye başlar. Glokom genellikle sinsi bir hastalıktır. Göz sinirinde ileri seviyede hasara neden olmadığı sürece kişiler hastalıklarının farkında olmayabilirler. İleri dönemde körlükle sonuçlanmaktadır. Göz içi basıncı çok yükseklerde seyreden kişilerde gözde dolgunluk hissi ve ağrı olabilmektedir” şeklinde konuştu.

    Glokom hastalarının tanısında kullanılan yöntemler

    Uzmanı Prof. Dr. Mete Güler, “Glokom hastalarının tam göz muayenesi önemlidir. Göz sinirindeki keşifler değerlendirilir. Göz içi basıncı ölçülür. Hastaların göz sinirinin durumu ayrıca görme alanı ve OCT olarak adlandırılan cihazla değerlendirilir. Glokomun erken dönemlerinde ilaç tedavileri kullanılmaktadır. maksat hastanın göz içi basıncını güvenli seviyelere düşürmektir. Ayrıca erken dönemde özel lazer uygulamaları da tedavide kullanılabilmektedir. İleri olgularda glokomun tedavisi için cerrahi tedaviler gerekebilmektedir” ifadelerini kullandı.

    Glokom hastalarına önerileriler

    Uzmanı Prof. Dr. Mete Güler, “Glokom ömür boyu sıkı bir takip gerektiren göz hastalığıdır. Glokom hastalarının düzenli takipleri çok önemlidir. Ayrıca ailesinde glokom hastalığı olanlar başta olmak üzere 40 yaşından sonra herkese glokom için tarama yapılması uygun olmaktadır” diye konuştu.