Etiket: göçerler

  • Göçerler Faraşin Yaylası’na ulaştı

    Göçerler Faraşin Yaylası’na ulaştı

    Beytüşşebap ilçesine bağlı Faraşin Yaylası’na göçerler bu yıl erken geldi. Bir ay önce farklı kentlerden sürüleri ile birlikte Faraşin Yaylası’na gelmek üzere yola çıkan göçerlerden ilki yaylaya ulaştı. 2650 rakımlı yaylanın Toptepe köyüne gelen göçerler, 5 ay boyunca yaylada kalmayı planlıyor. Yaylaya Mardin, Siirt, Batman ve Gaziantep illerinden göçerler geliyor. Huzur ve güvenin sağlandığı bölgede artık silah sesleri yerini kuzu seslerine bıraktı.

    Göçerler Faraşin Yaylası'na ulaştı

    Toptepe köyünün muhtarı Haluk Işık, baharın gelişiyle artık yaylaya çıktıklarını söyledi. Işık, “Burası baharın gelişiyle beraber çok güzel oldu. Biz, her yıl ilkbahar aylarında buraya geliyoruz. Aylarca kalıp tekrar merkeze iniyoruz. Artık göçerler geliyor. Bu sene güzel görünüyor, yağmurlar güzel yağdı” dedi.

    Göçerler Faraşin Yaylası'na ulaştı

  • Kars’ta göçerlerin zorlu yolculuğu başladı

    Kars’ta göçerlerin zorlu yolculuğu başladı

    Iğdır’dan ilkbaharda sürüleriyle Kars’ta yaylaya çıkan göçerler, soğuk hava ve kar yağışının ardından geri dönüşe geçti. Yaklaşık 5 bin küçükbaş hayvan ile birlikte geri dönüşe başlayan göçerlerin en büyük korkusu ise soğuk hava ve kurt saldırıları oluyor.
    Yüzyıllardır Anadolu’da, Orta Asya’dakine benzer ritüellerle sürdürülen bu gelenek çerçevesinde yazın yaklaşık 6 ay hayvanları ile yaylada kalan göçerler, kışın havaların soğumaya başlamasıyla da daha alçak rakımlı mahalle ve köylerine dönüyor.

    “Zor bir gün geçirdik”

    Kar yağışı ile birlikte geri dönmeye başladıklarını ifade eden Serhat Karapınar, “Bizim 900 hayvanımız var, bugün tipi oldu yola çıktık. Erzakımızı alacağız. Bugün böyle oldu. Mecburen erzağımızı aldığımız zaman bu gece sabit yerde duracağız. Sonra yine yolumuza devam edeceğiz. Zor gerçekten zor bir gün geçirdik” dedi.

    “Akşamı sağ salim geçirirsek Iğdır’a gideceğiz”

    Karapınar, “Hepsini tanımıyoruz, göç yolundayız. Tipi oldu, bir birimizi tanımıyoruz. Bin 500 var, diğer hayvanlarda bin 500 var, hepimizi başka bir yerden geliyoruz. Kar yağdığı için denk geldik birbirimize, Allah nasip ederse sağ salim bu akşamı geçirirsek sabaha karşı Iğdır’a doğru gideceğiz” diye konuştu.

    “Yolculuğumuz 20 gün sürüyor”

    Yazın Kars’a olduklarını belirten Serhat Karapınar, “Yazın buradayız 3 ay, Sonbahar 2 daha burada kalıyoruz. Sonra Iğdır’a gidiyoruz. Yolculuk 20 gün sürüyor. Uzak göç yolunda yavaş yavaş gidiyoruz. Kar yağdığı için bizim işimiz daha da zor oldu” şeklinde konuştu.
    Kars’ta hayvanlarını otlatmak için dönmeyip yaylada kalmayı sürdüren son göçerler kar yağışının meraları kaplaması, hayvanların otlak bulamaması ve soğuk hava dolayısıyla yaylalardan ayrılarak kar üzerinde soğuğa aldırış etmeden gece günüz hayvanlarıyla birlikte Iğdır’a dönüyor.
    Geri dönüş yolunda hem hayvanlarının karnını doyurmak için çaba sarf eden göçerler, hem de soğukla mücadele ediyor.
    Kars’tan başlayan yolculuk Susuz Yolboyu köyü üzerinde Subatan köyünü geçerek buradan Digor üzerinden Iğdır’da son buluyor.

  • Göçerler zorlu hayvancılık mesaisinde

    Göçerler zorlu hayvancılık mesaisinde

    Erzincan’da Munzur ve Keşiş Dağı eteklerindeki yaylalar serin havası, soğuk su kaynakları ve verimli otlaklarıyla her yıl çok sayıda göçer aileyi misafir ediyor. Yaz aylarında hayvanlarını otlatmak için yaylalara çıkan göçerler, yılın yaklaşık 5 ayını 2 bin 800 rakımlı yaylalarda geçiriyor. Genellikle bitki çeşitliliğinin zengin olduğu alanları tercih eden göçerler, doğayla iç içe ancak çadırlarda zorlu bir yaşam sürerek hayvanlarının besin ihtiyaçlarını karşılıyor. Koyunlarını dağlarda otlatan göçerler, hayvanlarını günde iki kez yayla yerlerine getirerek süt sağım işlemini gerçekleştiriyor.

    Ürettiklerini satarak geçimlerini sağlıyorlar

    Koyunlarından elde ettikleri sütle tulum ve salamura peyniri üreten göçerler, sattıkları ürünlerle geçimlerini sağlıyor. Yayla yollarında da at, eşek ve katırlardan faydalanan göçerler, bozayı ve kurtların koyunlara saldırısına karşı da geceleri nöbet tutuyor. El fenerleri ve Kangal köpekleri eşliğinde hayvanlarını koruyan göçerler, havaların iyice soğumaya başladığı eylül ayında yaylalardan köylerine inmeye başlıyor.
    Göçerlerden Reyhan Koçan, her yıl hayvanlarıyla yaylalara çıktıklarını söyledi.


    Günün erken saatlerinde uyandıklarını belirten Koçan, şöyle konuştu:
    “İlk iş olarak önceki günden hazırladığım peyniri çocuklarım çadıra götürüyor. Burada tüccar, peynirin kilogramına bakarak satın alıyor. Sonra çocuklarım tekrar yayla yerine geliyor ve beraber kahvaltı yapıyoruz. Öğlen vakti de koyunlarımız dağlardan yayla yerine geliyor. Hayvanlarımızı sağıyoruz ve birkaç saat dinleniyoruz.”

    Küçük yaştan itibaren hayvancılıkla uğraştıklarını kaydeden Musa Demir’de, “Göçerlik zor bir hayat. Ayılar her zaman yayla yerine geliyor ve akşamları çocuklarım nöbet tutuyor. Yayla şartları zaman zaman bizleri olumsuz etkiliyor. Bazen üzerimize kar yağıyor ve geceleri hava çok soğuk oluyor. Hayvanlarımızı gece otlatıyoruz ve bu yüzden ayı ile kurtlarla da mücadele ediyoruz. Koyunlarımızı günde iki defa sağıp sütünden peynir üretiyoruz. Peynirimiz Türkiye’nin en kaliteli ürünlerinden biri diyebilirim. Tamamen doğal yöntemlerle üretiyoruz ve satıp aile bütçemize katkı sunuyoruz.” ifadelerine yer verdi.