Meksika’da yer alan ve son zamanlarda faaliyetlerinde artış görülen Popocatepetl Yanardağı’nı 24 saat boyunca izleyen kameralar tarafından atmosfere giren bir göktaşı görüntülendi. Göktaşının atmosfere girmesinin ardından bir anda parlayarak söndüğü görüldü.
Popocatepetl’da ise son 24 saatte 182 gaz ve kül çıkışı gerçekleştiği bildirildi. En son 1 Mart’ta iki patlamanın yaşandığı yanardağda bu yıl kaydedilen patlamaların sayısı 162’ye ulaştı.
Bir yılı aşkın süredir faaliyetlerinde artış görülen ve 2022 yılı boyunca 113 patlamanın kaydedildiği Popocatepetl Yanardağı, Manchester Üniversitesi bilim adamlarına göre önümüzdeki birkaç yıl içinde büyük bir patlama gerçekleşmesi beklenen yanardağlar arasında beşinci sırada yer alıyor.
Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde bir vatandaşın kış aylarında yakmak için aldığı kömür torbasında 8 kilogram göktaşı çıktı. Taşın gramının yaklaşık 45 dolar (yaklaşık 375 Türk Lirası) olduğu tahmin ediliyor.
Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde Yakup Ermiş isimli bir vatandaş, iddiaya göre Rusya’dan ithal edilen kömürlerden aldı. Ermiş, 50 kilogramlık torbada fark ettiği, ağırlığı şüphe uyandıran taşı atmayarak kömürlerden ayırdı.
Daha sonra yıkayıp kömürü aldığı şirketi arayarak kömür torbasında taş çıktığı için şikayette bulundu.
TAŞTAN ŞÜPHELENDİ, TESTE GÖNDERDİ
Evine misafirliğe gelen arkadaşına durumu anlatan Ermiş, arkadaşının göktaşı şüphesiyle mıknatıs testi ile taşı deneyerek yapıştığını görünce, taşın bir parçasını kırarak teste gönderdi.
TAŞIN GRAMI YAKLAŞIK 45 DOLAR
Araştırmaları sonucunda göktaşı olduğunu öğrenen Ermiş, bu kez şikayetini geri çekerek göktaşı için alıcı aramaya başladı. Taşın gramının 45 dolara yakın olduğunu belirten Ermiş, ciddi alıcılarla pazarlığa çıkacağını söyledi.
ÖFKE YERİNİ SEVİNCE BIRAKTI
Gerçeği öğrenmeden önce kömürü aldığı firmayı şikayet etmeyi düşünen, şimdi ise öfkenin yerini sevince bıraktığını söyleyen Ermiş, “Göktaşı, hatta 1 milyon yıllık olduğu söyleniyor. Biz bunu satacağız, faydalanalım. Numunelerde gram olarak eksildi, şu anda ham olarak net 8 kilogram. Ele alındığında kendi boyutundan daha ağır olduğunu hissedebiliyorsunuz” diye konuştu.
Çorum’un Alaca ilçesinde çiftçi Mutlu Yılmaz, 2 yıl önce nohut ektiği sırada tarlasında bulduğu 68 kiloluk ‘gök taşı’nı ABD’de bir alıcıya 180 bin dolar karşılığında satış için anlaştı. Taşı ülkeye gönderecek olan çiftçi, yapılacak test ve analiz sonuçlarına göre parasını alacak.
Alaca ilçesinde 12 haneli Gerdekkaya köyünde oturan çiftçi Mutlu Yılmaz, nisan 2019’da nohut ektiği tarlasını hasada hazırladığı sırada gördüğü büyükçe bir taşı kaldırmaya çalıştı. Ancak taşın çok ağır olması nedeniyle yerinden hareket ettiremedi. Görünüşünün farklı olduğunu düşünen Yılmaz, komşularının yardımıyla taşı bulunduğu yerden alarak evine getirdi. Yılmaz, dışı gri renkte olan 68 kilo ağırlığındaki taştan aldığı bir parçayı incelenmesi için bir yakının yardımıyla ABD’deki bir üniversiteye ulaştırdı. İncelemede, taşın bir gök taşı olduğu ortaya çıktı. Dünya literatürüne ‘Gerdekkaya’ ismiyle giren gök taşında 12 element bulunduğu Türkiye’nin en büyük üçüncü gök taşı olduğu belirtildi.
180 BİN DOLARA SATTI
Bu süreçte gök taşı vatandaşların merak etmesi üzerine 1,5 ay süreyle Çorum Müzesi’nde hazırlanan özel bölümde sergilendi. Yaklaşık 4 bin kişi gök taşını ziyaret etti. Bu sırada Mutlu Yılmaz en az 4 bin yıllık olduğu tahmin edilen gök taşını satılığa çıkardı. 2 yıl içerisinde verilen teklifleri miktarını az bularak kabul etmedi. Son olarak Amerika’daki bir alıcı Yılmaz ile iletişime geçti. Yılmaz, 4 bin yıllık gök taşını Amerika’daki alıcıya 180 bin dolar karşılığında satış için anlaştı. Gök taşının Amerika’ya gönderileceğini, orada yapılacak test ve analiz sonuçlarına göre satış işleminin tamamlanacağı belirtildi.
AMERİKA’DAKİ BİR ALICIYA SATILDI
Gök taşını ilk bulduklarında 68 bin dolarlık bir teklif geldiğini dile getiren Yılmaz, “O zaman yeni bulduğumuz için konu hakkında tam fikir sahibi olmadığımız için insanlar tarafından yanlış yönlendirildik biz. Bu nedenle taşı vermedik. Sonra o paralara vermediğimiz için pişman da olduk. Daha sonra 6, 8, 20 bin dolarlık teklifler geldi. Son olarak ise Amerika’da değerli taşlar alıp satan bir kişi bizimle irtibata geçti. 180 bin dolar teklif edildi, biz de kabul edip sattık. Ancak resmi prosedürü takip ediyoruz. Resmi yollarla nasıl taşı yurt dışına çıkarabiliriz, bunun araştırması içerisindeyiz. Taşı gönderdikten sonra inceleyecekler, gerekli analiz sonuçları çıkarsa onlar taşı alacak biz de paramızı alacağız” diye konuştu.
‘BİRÇOK KİŞİ BİZE TAŞ FOTOĞRAFLARI GÖNDERİYOR’
Gök taşını görmek isteyen birçok kişinin kendilerini ziyarete de geldiğini söyleyen Yılmaz, “Taş için birçok ziyaretçi geldi. Bu taş sayesinde daha yeni insanlarla tanışma fırsatı bulduk. Bizim için çok farklı bir deneyim oldu. Gök taşımız müzede sergilendi, ziyaret edildi. Merak edenler çok oldu. Hatta Türkiye’den birçok yerden taş fotoğrafı gönderenler oldu. Bu konularda bir bilim adamı değiliz. Daha geniş çapta bilgisi olan insanlar var. Bizler de bize ulaşanları bilim insanlarına yönlendiriyoruz. Gök taşı düştü konusu gündeme geldiğinde birçok kişi telefonla arayıp ulaşıyor. ‘Siz nasıl buldunuz, biz nasıl arayalım, nasıl buluruz’ diye soruyorlar. Biz de ‘Şu şekilde bulun’ diyemiyoruz, çünkü biz de tesadüfen bulduk. Gök taşını bulan insana şans getirmesini dilerim. Benim hayatımda hiçbir değişiklik olmadı. Tarım ve hayvancılıkla uğraşıyordum yine devam ediyoruz. Satıp paramızı alırsak yine aynı işimize devam edeceğiz. Yine aynı hayatımıza devam edeceğiz” dedi.
Bursa’da evinde otururken gece ışık gören Mehmet Ali Erkeş’in çatısına gökten taş düştü. Erkeş, gök taşlarına müşteri arıyor.
Uludağ eteklerinde köyde yaşayan Mehmet Ali Erkeş, 7 Aralık 2020 tarihinde gece saat 03:00’de uyku tutmayınca balkona çıkıp gökyüzünü izlemeye başladı.
Gökyüzünü izlediği sırada bir ışık parlaması gördü. Gördüğü ışık parlamasından 3 saniye sonra evinin çatısında oluşan şiddetli sesle irkildi.
İlk başta bu sese anlam veremeyen Erkeş, sabah evin çatısına çıkarak baktığında gördüğü manzarayla hayretler içinde kaldı.
Evinin çatısına simsiyah bir taşın düştüğünü, bu taşın evinin taşını delerek saplandığını gördü. Çatıya saplanan taşı tornavida yardımıyla sıkıştığı yerden çıkartan vatandaş gördüğü ışıkla bu taşın arasında bir bağlantı olabileceğini düşünerek, evinin çevresini aramaya başladı.
Evinin 300 metre çevresinde de bu bölgede daha önce görülmeyen bu taşlardan 7 tane buldu. Gök taşlarına gözü gibi bakıp saklayan Erkeş, bu taşları kıymetini veren olması halinde satacağını söyledi.
Başından geçen olayı anlatan Mehmet Ali Erkeş; “Bir gece saat 03:00 civarı uykum dağıldı. Evin balkonuna çıktım, kendime bir kahve yaparak gökyüzünü izlemeye başladım.
O gece gökyüzündeki yıldızların çok yakın olduğunu fark ettim. Tabiri caizse elimi uzatsam yıldızlara değecektim.
Ben gökyüzünü izleyip kahvemi içerken, gökyüzünden bir ışık parladığını gördüm. Bu ışık parlaması bir yıldız kaymasına benziyordu.
Gökyüzündeki parlamadan bir kaç saniye sonra evimin çatısında küt diye ses oldu. Ben evin dışına çıkarak baktım, biri benim evime taş mı atıyor diye. Evin etrafını gezdiğimde kimsenin olmadığını gördüm. Sonra gidip yatağıma yatıp uyudum.
Sabah kalkıp kahvaltı yaparken, gece çatıdaki sesi merak edip, çatıya çıkarak incelemeye başladım. Gördüğüm manzara karşısında büyük şaşkınlık yaşadım.
Bir taşın demir sacı delerek çatıya saplandığını gördüm. Çatıyı delen taşı tornavida yardımıyla çıkarttım. Sonra ben bu taşı inlemeye başladım. Arkadaşlarıma anlattım. Bana bunun bir gök taşı olabileceğini söylediler.
Evimin çevresinde arama yaptığımda evimin çatısına düşen ve bu bölgede daha önce görmediğim taşlardan 7 tane buldum. Gök taşına çok benziyorlar. Bu taşların araştırılmasını istiyorum.
Bu taşlar gök taşı ise, taşlardan bir tanesini müzeye bağışlayacağım. Diğer taşlarıysa iyi bir teklif gelirse satmayı düşünüyorum. Elimde bulunan taşların ağırlığı 5 kilonun üzerinde” dedi.
Düzce’nin Gümüşova ilçesinde bahçede ot biçerken bulduğu taşın göktaşı olduğunu iddia eden Yalçın Çavuş, taşın yetkililer tarafından incelenmesini istedi.
Gümüşova ilçesi Yongalık Köyü’ndeki bahçesinde ot biçen Yalçın Çavuş, toprağa yarısına kadar gömülmüş kömüre benzeyen bir taş buldu. Daha önce aynı taştan görmediğini söyleyen Çavuş, internetten göktaşları ile ilgili olarak araştırma yaptı. Yalçın Çavuş, bulduğu taşın internette yaptığı araştırmalara göre göktaşı olduğunu iddia etti.
Taşın incelenmesini isteyen Yalçın Çavuş, “Taşı ot biçerken buldum. Düştüğü yeri oymuştu sıcaktı. Soğumasını bekledim. Daha sonra alt bölgesi çamur olmuştu yıkadım. Daha önce böyle bir taş görmediğim için internete baktım. Tükenmez kalemle üzerine yazılmaması gerektiğini söylüyor. Mermere yazıldığında kahverengi olması gerektiğini söylüyor. Işık ve güneşte parlamasından huylandım. Biraz da küçük bir parçasını kırmıştım. Elimin üstüne aldığımda siyah olmasına rağmen üstünün ve yanlarının beyaz olduğunu gördüm. Yetkililerin incelemesini istiyorum. Taşı dilimle yaladım. Önce kömür sandım ama kömür tadı alamadım.” dedi.
Çorum’un Alaca ilçesinde çiftçi Mutlu Yılmaz, geçen yıl Nisan ayında nohut ektiği sırada tarlasında bulduğu 68 kiloluk gök taşına gözü gibi bakıyor. Yılmaz, dünya literatürüne ‘Gerdekkaya’ ismiyle giren Türkiye’nin en büyük üçüncü gök taşını, değeri verildiğinde satmak istiyor.
Alaca ilçesinde 12 haneli Gerdekkaya köyünde oturan çiftçi Mutlu Yılmaz, geçen yıl tarlasındaki nohudu hasat ederken, gördüğü büyükçe bir taşı kaldırmaya çalıştı. Ancak taşı, çok ağır olması nedeniyle yerinden hareket ettiremedi. Görünüşünün farklı olduğunu düşünen Yılmaz, komşularının yardımıyla taşı bulunduğu yerden alarak evine getirdi. Yılmaz, dışı gri renkte olan 68 kilo ağırlığındaki taştan kopardığı bir parçayı incelenmesi için bir yakının yardımıyla ABD’deki bir üniversiteye ulaştırdı. İncelemede; taşın bir gök taşı olduğu ortaya çıktı. Yılmaz, taşı, kiraladığı bir banka kasasında muhafaza etmeye başladı. Tarlada detektörlerle de arama yapan Yılmaz, yeni bir bulguya ulaşamadı.
1,5 AY MÜZEDE SERGİLENDİ
Gök taşının merak konusu olması üzerine İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü görevlileri Mutlu Yılmaz ile iletişime geçti, taşın müzede sergilenmesi istendi. Yılmaz, geçici süreyle gök taşını müzede sergilenmek üzere görevlilere teslim etti. Çorum Müzesi’nde hazırlanan özel bölümde gök taşı bir buçuk ay sergilendi. Dünya literatürüne ‘Gerdekkaya’ ismiyle giren gök taşında 12 element bulunduğu, Türkiye’nin en büyük üçüncü gök taşı olduğu belirlendi. En az 4 bin yıllık olduğu tahmin edilen gök taşı ile ilgili sergilendiği bölümde, ‘uzayın habercileri’ başlıklı bilgi metni de hazırlandı. Yaklaşık 4 bin kişinin ziyaret ettiği taş yeniden Mutlu Yılmaz’a teslim edildi. Özel bir alanda sakladığı gök taşına gözü gibi bakan Yılmaz, değeri verildiğinde satmak istiyor.
‘GÖK TAŞI DÜŞÜNCE YENİDEN GÜNDEME GELDİ’
Türkiye’ye yeni bir gök taşı düşmesiyle bu konunun yeniden gündeme geldiğini belirten Yılmaz, “Bu taşı arayan ve bulacak arkadaşlara şunu önerebilirim muhtemelen yeni düşen bu taş siyah veya kızıl renkte olabilir. Üzerinde girinti ve çıkıntılar vardır. İlk buldukları zaman yapacakları iş mıknatısla denesinler taşı tutup tutmadığını. Eğer mıknatıs tutuyorsa bu taşı sonra taştan küçük bir parça kessinler. 12 tane pamuk parçasını kolonya ile ıslatıp taşa sürsünler. Eğer 12’sinde de kömür renginde bir renk bırakıyorsa ve kestikleri taşı beyaz bir fayansa sürdüklerinde fayansta da siyah iz bırakıyorsa bu gök taşı olabilir” dedi.
‘6 GRAMDAN FAZLA KESMEYİN’
Yılmaz, buldukları taşa sertifika almalarının çok önemli olduğunu belirterek, “Trakya Üniversitesi, Ege Üniversitesi ya da Maden Teknik ve Arama Enstitüsü’ne başvurarak taşa analiz yaptırıp sertifika alabilirler. Buralara sadece 6 gramlık bir parça göndererek analiz yaptırabilirler. Çok büyük parça kesmeye gerek yok. Büyük parçalar isterlerse vermesinler. Piyasada ellerindeki taştan ne kadar çok olursa taşın değeri o kadar düşer” diye konuştu.
‘DEĞERİ VERİLİRSE SATMAK İSTİYORUZ’
Gök taşını satmak istediğini anlatan Yılmaz, “İlk duyulduktan sonra Rusya’dan bir talipli tarafından taşımıza 68 bin dolar teklif edildi. Ancak o zaman bizi yanlış yönlendirdiler taşımızın değerinin daha yüksek olduğunu milyonlarla ölçüldüğünü söyledikleri için biz satmamıştık. Yakın bir zamanda bir alıcıdan en son 8 bin dolar teklif edildi. Ona da ‘evet’ demedik. Taşı değeri verildiğinde tabii ki satmak istiyoruz” ifadesinde bulundu.
Gök taşını bulacak olan kişiye mevcut işini bırakmamasını tavsiye eden Yılmaz, “Taşı bulanlar işlerini güçlerini bırakmasınlar. Öyle taş bulduk diye işi gücü bırakmak olmaz sonra aç kalırlar” dedi.
Trabzon’da dün akşam gökyüzünü birkaç saniyeliğine aydınlatan ve meteor (gök taşı) düşmesi olduğu öne sürülen ışık hüzmesi, heyecanlandırdı. Düzköy ilçesindeki Şahinkaya Dağı eteklerine gelenler, düştüğü iddia edilen gök taşı ya da parçalarını aramaya başladı.
Türkiye’de, dün saat 20.30 sıralarında Ağrı, Erzincan, Erzurum, Van, Trabzon, Artvin dahil bazı kentlerde cep telefonu kameralarıyla çekilen görüntüler heyecanlandırdı. Gök taşı (meteor) düşmesi olduğu iddia edilen görüntülerin ardından bazı kişiler, Düzköy ilçesindeki Şahinkaya Dağı eteklerine gelerek, düştüğü iddia edilen gök taşı ya da parçalarını aramaya başladı.
Arazi ve ormanlık alanlarda arama yapanlar, çukurla karşılaştı. Bir an heyecanlanan kişiler, yaptığı inceleme sonucu çukurun, kopan ağaç köküne ait olduğunu belirledi. Ellerinde sopalarla ormanlık alanda arama yapan 15 kişilik grup, herhangi bir ize rastlayamadı.
‘GÖK TAŞINI BULURSAK DEVLETE VERECEĞİZ’
Bölgede arama yapan Ahmet Yılmaz, dün akşam ışık hüzmesini gördüğünü belirterek, “Bir baktım, ateş gibi gökyüzünde ışık yayıldı. Şaşırdık, kaldık. Ben bu yaşıma kadar böyle bir şey görmedim. Nereye düştüğünü bilmiyoruz, merak ediyoruz” dedi.
Ömer Sürür de “Gerçekten çok şaşırdık. Ben böyle bir şey daha önce görmedim. Daha önce bu tür şeyleri televizyonlardan görüyorduk. Düşen şeyin bir zararı var mı, yok mu, diye araziye bakıyoruz. Olumsuz bir durumla karşılaşmadık, bunun için mutluyuz. Işığı gördüğümüz yerlere gündüz baktık. Aradık ama bir şey bulamadık” diye konuştu.
Muhittin Civelek ise ışığın görüldüğü yerlerde gündüz gözüyle arama yaptıklarını belirterek, “Böyle bir ışık süzülmesini ilk defa gördüm. Çok korktuk. Gök taşını bulursak devletimize teslim edeceğiz” dedi.
Türkiye’nin özellikle Doğu, Güneydoğu ve Doğu Karadeniz bölgelerinde gökyüzünü birkaç saniyeliğine aydınlatan ışık hüzmesi heyecan yarattı. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi, Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Ünalan, ışık hüzmesinin meteor olduğunu belirterek, “Bu tipik bir meteor olayı, aslında yer yer bazı yerlerde yer sarsıntısı olmuş olabilir. Bu anlamda, tipik bir meteor olayı ile karşı karşıyayız diyebiliriz.” dedi.
Dün akşam saat 20.30 sıralarında yurdun Doğu, Güneydoğu ve Doğu Karadeniz bölgelerinde gökyüzünü aydınlatan ve birkaç saniye süren ışık hüzmesi heyecan yarattı.
Özellikle Artvin, Rize, Trabzon, Kars, Erzincan, Ardahan, Muş, Bingöl, Iğdır, Erzurum ve Diyarbakır’a yakın bazı bölgelerde gökyüzü bir anda ışık hüzmesi ile aydınlandı. Birçok kişinin şimşek çakması olarak da değerlendirdiği doğa olayı, sosyal medyada görüntülerin yer almasıyla bir anda gündeme oturdu.
DOÇ. DR. ÜNALAN: BU TİPİK BİR METEOR OLAYI
Işık hüzmesi ile ilgili birçok yorum yapılırken, görüşü alınan Ege Üniversitesi Fen Fakültesi, Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Ünalan, bu olayın meteor olduğunu ifade etti. Doç. Dr. Ozan Ünalan, görgü tanıklarının ifadeleri, videolar ve resimlere bakıldığında ışık hüzmesinin tipik bir meteor olayı olduğunu belirterek, şu açıklamada bulundu:
Bir meteor vakası görüldü ülkemizde, özellikle Doğu illerde, Gündeydoğu ve Doğu Karadeniz tarafından görüldü diye raporlar geliyor. Bu bir meteor olayı görgü tanıklarının ifadelerine göre, yoğun bir ışık hüzmesi 3 dakika ardından gelen patlamayla beraber görülmüş, bu tipik bir meteor olayı, aslında yer yer bazı yerlerde yer sarsıntısı olmuş olabilir. Bu anlamda, tipik bir meteor olayı ile karşı karşıyayız diyebiliriz.
Bu açıdan bakıldığında görgü tanıklarının ifadeleri, artı videolar ve resimler varsa bunlar bizim için çok önemli, e-mail vasıtası ile bana ulaşabilirler. Buarda baktığımızda, ilk belirlemelere ve görgü tanıklarının ifadelerine göre Erzurum tarafından gelip Artvin tarafına devam ediyor ve Batum açıklarında denize düşme ihtimali çok yüksek veya en kötü ihtimalle biraz daha farklı değerlendirirsek Gürcistan tarafına da düşmüş olabilir. Tabi ki bu değerlendirmeler sürüyor.
Bir yandan da temaslarımız da devam ediyor, dolayısı ile bizimle temasa geçebilirsiniz. Bizler de araştırmaya devam ediyoruz, en yakın zamanda tekrar güncel bilgileri paylaşmış olacağız.
Türkiye’ye göktaşı düştü mü? Soruları vatandaşlar tarafından merak konusu oldu. Sosyal medyada bir çok şehirden çekilen ve göktaşı olduğu iddia edilen görüntüler paylaşılıyor. İşte detaylar…
Karadenizli vatandaşlar sosyal medyada gökyüzünde ‘ışık topu’ gördüklerini iddia etti. Konuyla ilgili Trabzon Emniyeti’nden açıklama geldi.
KARADENİZ’E GÖKTAŞI DÜŞTÜ MÜ?
Sosyal medyada ilk olarak Artvinli ve Trabzonlular, gökyüzünde “ışık topu” gördüklerini söyledi.
Sonrasında bir çok ilden görünen ve göktaşı olduğu diğerlendirilen cismin düştüğü ana ait görüntüler kameralara yansıdı.
Göktaşı olduğu değerlendirilen cisim Trabzon, Artvin,Malatya, Elazığ, Bingöl, Diyarbakır, Erzurum, Sivas, Tunceli, Erzincan ve Ardahan başta olmak üzere bir çok şehirde göründü.
Trabzon'da birçok kişinin göktaşı düştüğü iddiasıyla ihbarda bulunduğu belirtiliyor.
— Nehar Nalbantoğlu (@neharnalbantglu) May 27, 2020
GÖKTAŞI DÜŞERSE NE OLUR?
Amerikan Ulusal Araştırma Konseyi, ABD Kongresi için hazırladığı raporda, dünyaya bir göktaşı çarpması durumunda neler yaşanacağını ve bu felaketi önleme yöntemlerini araştırdı.
Raporda, dünyaya çarpacak göktaşlarının, çaplarına göre ne kadar zarar vereceği ve neler ile karşılanacağı tek tek anlatıldı:
Çapı 1 ila 10 metre olursa: Çarpışma, önlemler alındığında, birkaç saat veya gün önce belirlenebiliyor. Bu durumda, insanlara meteorun düşmesi beklenen yerde, dışarı çıkmamaları, pencerelerden uzak durmaları veya gökyüzüne direk bakmamaları tavsiye edilir. Maddi zararlar görülebilir. Cep telefonu veya internette de aksaklıklar olabilir.
Çapı 10 ile 25 metre: Bu yüzyılda büyük olasılıkla bekleniyor. Göktaşı düştüğü yerde 10’larca kilometre çapında zarar verebilir. Diğer doğal afetlerde olduğu gibi bu bölgelerde yaşayanlar, önceden haber verilerek tahliye edilir. Aksi takdirde, ölümler olabilir.
Çapı 25 ile 100 metre: Karşı karşıya kalacağımız şey kitlesel panik, bina yangınları, sosyal kargalaşa, çok sayıda ölüm ve yaralanmalar olabilir.
Çapı 100 metreden fazla olduğunda: Bu durumda da insanlık İkinci Dünya Savaşı, Güney Asya’daki Tsunami felaketi, büyük depremler gibi büyük felaketler yaşayabilir. Onbinlerce ölüm olabilir.
Daha büyük göktaşları: Grekli önlemler alırsa, dünya bu kadar büyük göktaşlarını 10’larca yıl önceden belirleyebilir. Önlemek mümkün olmazsa, felaketten sağ kalan olursa, onların nasıl yaşayacağı hakkında yeni sosyal yasalar, yeni teknolojiler, geliştirilebilir.
ABD Havacılık ve Uzay Ajansı’ndan (NASA), bilim dünyasını yakından ilgilendiren bir açıklama yaptı. NASA, 2020 JX olarak adlandırılan asteroidin gezegenimizi teğet geçeceğini açıkladı.
Söz konusu göktaşı, 46 ila 100 metre arasında bir uzunluğa sahip. İngiliz Daily Star’a göre bu gök cismi, İngiltere’nin başkenti Londra’nın simgelerinden Big Ben kulesi ile aşağı yukarı aynı boyutlara sahip.
NASA’dan yapılan açıklamaya göre göktaşı gezegenimizden yaklaşık 7,4 milyon kilometre mesafeden geçecek. Uzayın büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda bu mesafenin oldukça yakın olduğu belirtiliyor.
Peki gezegenimiz olası bir asteroid çarpmasına kadar ne kadar hazırlıklı?
Hollywood filmlerinin en popüler konularından biri olan bu senaryoya cevap NASA’dan gelmişti. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi, NASA’ya göre, böylesi bir durumda geleceğimiz hiç de parlak değil.
Gezegenimizin göktaşı çarpmasına karşı hazır olmadığı uyarısında bulunan NASA çalışanı Dr Joseph Nuth, American Geophysical Union’ın toplantısında yaptığı konuşmada sürpriz bir asteroide müdahale edecek sürenin olmayabileceğinin altını çizmişti.
En büyük sorunun insanlığı böyle bir durumda ne yapacağına dair kesin bir yol haritasının bulunmaması olduğunu belirten Nuth, bu denli bir riskin her an gerçekleşebileceğinin altını çizmiş ve bir de öneride bulunmuştu.
Nuth’a göre, bu riski ortadan kaldırmanın en garanti yolu uzaya tek görevi gezegenimize çarpması muhtemel asteroidleri inceleyecek bir araç göndermek.
Yeterli ödeneğin ayrılması durumunda bu aracın bir yıl içinde göreve başlayabileceğini belirten Nuth, söz konusu aracın gezegenimize çarpma olasılığı olan asteroidleri durdurabilecek kapasitede de olacağını sözlerine eklemişti.