Etiket: gönüllü

  • Gönüllü gençler deprem bölgesinde

    Gönüllü gençler deprem bölgesinde

    Geçtiğimiz hafta sabaha karşı Kahramanmaraş merkezli 04.17’te 10 ilde ağır yıkımlara neden olan asrın felaketi sonrası Türkiye yaraların sarılması için 7’den 77’ye ayağa kalkarken, gönüllü gençler de depremzedeler için seferber oldu.

    Çanakkale’den 3, Saray’dan 4, Çerkezköy’de 6 kişilik ekip, 4 araçla yükledikleri portatif ahşaplarla 150 portatif çadır kurmak için deprem bölgesine gitti. Gençler, Saray’da bungalov ev üretimi yapan bir firmanın kendilerine sağladığı imkânla götürdükleri portatif ahşapları birleştirerek çadırları kurdular.

    Kırıkhan’da 2 günde kurdukları çadırları branda ile kapatan gençler, içerilerine 100 semaver, battaniye, yorgan, çay, şeker ve gıda yardımları da koydular. Malzemeleri afetzedelere dağıtılmak üzere yetkili mahalle muhtarlarına teslim eden gençler bölgeden döndüler.

  • Turkovac gönüllüleri 6 ay takip edilecek

    Turkovac gönüllüleri 6 ay takip edilecek

    Turkovac’ın Faz-3 çalışması kapsamında gönüllülere uygulanmasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Tuna Demirdal, “Aşı olan gönüllülerin 6 ay boyunca antikor düzeyi kontrol edilecek. Koruyucu antikorlarına düzenli aralıklarla bakılması gönüllümüzün lehinedir” dedi.

    İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Turkovac Faz-3 Çalışması Araştırmacısı, Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği Sorumlusu Prof. Dr. Tuna Demirdal, Faz-3 çalışması kapsamında seri üretime geçilmeden önce 3 bin gönüllü üzerinde ‘hatırlatma dozu’ olarak uygulanan, yerli ve inaktif aşı Turkovachakkında bilgi verdi. Aşı olan gönüllülerin 6 ay boyunca takip edileceğini kaydeden Prof. Dr. Demirdal, bu takip sürecinde gönüllülerin antikor düzeyinin belirli aralıklarla ölçüleceğini dile getirdi. Takip sürecini anlatan Demirdal, “Gönüllü olması için gereken kriterlere uyan kişilerin önce fizik muayenesi yapılıyor. Daha sonra gönüllü onay formu imzalanıyor. Gebelik testi yapılıyor. Aşının yapıldığı ilk gün ‘sıfırıncı gün’ olarak adlandırdığımız günde antikor düzeyini ölçüyoruz. Daha sonra belli periyotlarda 4 kez daha antikor düzeyi kontrol ediliyor. Bu durum gönüllümüzün de lehine bir durum. Koruyucu antikorlarına düzenli aralıklarla baktırmış olacak” diye konuştu.

    ‘BAZI KISITLAMALAR VAR’

    Yerli aşının Faz aşamalarını anlatan Prof. Dr. Demirdal, “Hem ilaçların hem de aşıların raflarda yerini alıncaya kadar belli bir sürenin geçmesi ve güvenlik ile etkinliğinin hesaplanması gerekiyor. Faz-0 klinik öncesi çalışmalar, Faz-1 güvenilirlik çalışmaları, Faz-2 doz aralığının tespit edilmesini ifade ediyor. Faz-3 ise güvenlik ve etkinlik çalışmalarının yapıldığı aşamadır. Faz-3 çalışmasında gönüllülerimizle ilgili bazı kısıtlamalarımız var. 18-59 yaş arası, 2 doz Sinovac aşısını 3-9 ay arasında olmuş kişileri gönüllü olarak kabul ediyoruz. Kontrol altına alınmış bir kronik hastalığının bulunmaması gerekiyor. Covid-19 hastalığını daha önce geçirmemiş olması gerekiyor. Gönüllü kadının ise gebe olmaması gerekiyor. Başka aşılar araya girmişse o gönüllümüzü kabul edemiyoruz” dedi.

    ‘TURKOVAC KORUYUCULUĞU ARTIRACAK’

    Turkovac aşısının ‘hatırlatma dozu’ olarak yapılacağını dile getiren Demirdal, “Sağlık Bakanlığı Türkiye’de çok uzun süredir bu aşılamaları başlattı. Çok iyi bir noktaya da geldik. 2 doz aşılama yapıldıktan sonra koruyuculuğun azaldığını biliyoruz. 3’üncü hatırlatma dozu olarak uygulanacak Turkovac, antikor düzeyini belli bir noktaya ulaştıracak ve koruyuculuğu artıracaktır” diye konuştu.

    Yerli aşının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Demirdal, “Tüm dünyada aşılama sıkıntıları oldu. Dünya Sağlık Örgütü, aşının ulaşımı konusunda tam bir adaletin sağlanamadığını sık sık vurguladı. Aşı yapılan ülkeler hep zengin ülkeler oldu. Türkiye de aşılama konusunda önemli bir aşama katetti. Aşı olmak isteyip de olamayan hiçbir vatandaşımız olmadı. Bu anlamda şanslıyız ancak birçok Afrika ülkesi istenilen düzeye ulaşamadı. Buradan şöyle bir sonuç çıkıyor; her ülkede aşılama yapıldığında hastalığın kontrol altına alınması sağlanmış olacak. Hastalık her tarafta bitmeden son bulmuyor. Bu nedenle kendi aşımızın olması çok güzel” dedi.

  • Gönüllü Gençler, Hazar Gölü Çevresi̇ni̇ Temi̇zledi̇

    Gönüllü Gençler, Hazar Gölü Çevresi̇ni̇ Temi̇zledi̇

    Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı Gençlik Merkezinin gönüllü gençleri ve gençlik liderleri, Sivrice ilçesi Hazar Gölü kıyısında temizlik yaptı.

    Elazığ’da birçok sosyal sorumluluk projesine imza atan Elazığ Şehit Muammer Faruk Salgar Gençlik Merkezi bünyesine kayıtlı gönüllü gençleri ve gençlik liderleri ile birlikte farkındalık oluşturmaya devam ediyor. Bu kapsamda yine çevre temizliği konusunda farkındalık oluşturmak isteyen genç gönüllüler, ‘daha temiz bir çevre için biz de varız’ diyerek doğadaki kirlilik sorununa çözüm üretmek, bireylere örnek olmak, toplumsal duyarlılık oluşturmak, doğaya ve çevreye katkı amacıyla Hazar Gölü kıyılarında temizlik yaptı.

    Çevrenin önemine değinen Gençlik Merkezi Sosyal Uyum Proje çalışanı Besra Özcan, “Çevreni temiz tut ki geleceğimiz kirlenmesin. Doğada bizim bir evimizdir. Evimizi nasıl kirletmiyorsak çevremizi ve doğamızı da kirletmemeliyiz” dedi.

    Hazar Gölü etrafındaki çöpleri topladıklarını aktaran Gençlik Lideri Ahmet Vahit Boztaş, “Hazar gölü çevresinde bayağı bir çöple karşılaştık. İnşallah bundan sonraki çöp atıklarını doğaya atmamaları için insanlarımıza temennide bulunuyoruz” diye konuştu.

    Gönüllü Genç Zeynep Altay da, “Katlanarak oluşan çevre kirliliği ülkemize ve dünyamıza zarar veriyor. Lütfen hep birlikte bu kirliliğe bir son verelim. Dikkat etmeye çalışalım” şeklinde konuştu.

    Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdulsamet Eren ise, “Temiz bir çevre, güzel bir gelecek için duyarlı davranan Gençlik Merkezimizin gönüllü gençlerini ve gençlik liderlerini yürekten kutluyorum” ifadelerini kullandı.

  • Yerli aşıda Faz-3 için gönüllü endişesi

    Yerli aşıda Faz-3 için gönüllü endişesi

    Koronavirüse karşı geliştirilen ve Faz-2 çalışmaları süren virüs benzeri parçacık (VLP) temelli yerli Covid-19 aşısında eylül ayında üretim ve Faz-3 aşamasına geçilecek. Aşıyı geliştiren Prof. Dr. İhsan Gürsel, Türkiye’de aşılama oranının artmasının Faz-3’te gönüllü bulmayı zorlaştırabileceğini söyledi.

    Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünde öğretim üyesi Prof.Dr. İhsan Gürsel’in, eşi Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) Prof. Dr. Mayda Gürsel ile TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu çatısı altında geliştirdiği yerli VLP aşısının Faz-2 çalışmaları sürüyor. Turcovac’tan sonra Türkiye’nin yaygın kullanıma en yakın ikinci aşısı olan VLP’de, 26 Haziran’da başlayan Faz-2 çalışmasında şimdiye kadar 200’ü aşkın gönüllüye ilk doz aşıları uygulandı. Prof. Dr. İhsan Gürsel, çalışmanın ilk ara sonuçlarını Ağustos ayının ortasında almayı planladıklarını söyledi. Prof. Dr. Gürsel, VLP aşısında Faz 3 aşamasının çok önemli olduğunu ve çalışmalara eylül ayında başlanabileceğini kaydetti.

    ‘FAZ-3’E EYLÜL’DE BAŞLAYABİLİRİZ’

    Prof. Dr. Gürsel, “Faz-3 çalışmasında karşılıklı bir çalışma yapmanız lazım. Etkinlik karşılaştırmanız lazım. Aşısız, antikor negatif gönüllüler olması lazım. Ya da tasarıma göre ilk başlarda hasta olmuş antikor yanıtları olan ya da olmayan hastalık veya aşı almış gönüllüler de dahil edilebilir. O zaman tek doz enjeksiyonla yeniden hatırlatma dozu da test edilebilir. Ancak bunların tasarlanması lazım. Bence üst yöneticilerin bu konuda bir an evvel yol haritasını hazırlayıp, bizim de bunu işletmeye koymamız lazım. Faz-3’e teorik olarak eylülde başlayabiliriz, hazırlıklarımız o yönde ve umudumuz o. Dediğim gibi ara sonuçlarımızın durumu bunu hem ürettiğimiz aşıyı hem elde ettiğimiz sonuçları hem bağımsız veri izleme komitesinin sunacağı raporu bir araya getirip, bunu Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na sunmak zorundayız. Süreç böyle. Denetçi kurum bütün bu verileri denetleyip uygunluk vermesi koşuluyla Faz-3’e başlayabileceğiz” diye konuştu.

    ‘ZORLAYICI OLACAK’

    Prof. Dr. İhsan Gürsel, VLP aşının Faz-3 çalışmalarında 30-40 bin gönüllü bulunması gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu:

    “Birçok kişi aşılanırsa Faz-3 için gönüllü miktarı yetersiz kalırsa Faz-3 çalışmalarını yapmanın değişik yöntemleri var. Aşılama bizim açımızdan sevindirici bir durum; çünkü pandeminin önüne geçmeyi hedefliyoruz. Herkesin aşılanmasını ben de istiyorum. ‘Lütfen aşınızı olun’ diyorum. Hızla Türkiye’de aşılamanın devam etmesi çok sevindirici ancak bu durum bizim bu tip çalışmaları götürmemiz için engel ya da birazcık zorlayıcı durum olacak. Eğer Türkiye’de bu mümkün olmazsa uygun gönüllü bulunamazsa ve çoğu kişi aşılanırsa Faz-3 çalışmalarında aşıya bizler kadar ulaşamamış değişik ülkelerde de tasarlayıp yapmak mümkün.”

  • Yerli aşı için gönüllü aranıyor

    Yerli aşı için gönüllü aranıyor

    VLP teknolojisiyle üretilen yerli Covid aşısının Faz 2 aşaması için gönüllü arandığı duyuruldu.

    Covid-19’a karşı geliştirilen ve en yenilikçi aşı yöntemlerinden biri kabul edilen virüs benzeri parçacıklara dayalı (VLP) aşısında insan denemelerinin Faz 2 aşaması yakında başlıyor. TÜBİTAK COVID-19 Türkiye Platformu çatısı altında çalışmaları süren yerli VLP temelli aşının yeni aşaması için en az 480 gönüllü aranıyor.

    VLP aşı adayının klinik araştırma Faz 1 çalışmasında gönüllü olarak aşı olan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Faz 2 için çağrı yaptı.

    Bakan Varank, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “En yenilikçi aşı adayımızda Faz 1 aşamasını başarıyla tamamladık. Benim de gönüllüsü olduğum VLP aşısının Faz 2 aşaması için şartları sağlayan gönüllüler arıyoruz. Aşımızın dünyaya şifa olmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

  • TÜBİTAK Başkanı’ndan gönüllü olun çağrısı

    TÜBİTAK Başkanı’ndan gönüllü olun çağrısı

    TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, yerli aşıya güvenilmesini, faz 2 ve faz 3 aşamasında gönüllü olunmasını isteyerek, “Ben Türkiye’deki vatandaşlarımızı ülkemizde geliştirilen aşılarda gönüllü olmaya davet ediyorum” dedi.

    TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, geliştirilen yerli aşının koruma ve antikor oluşturma boyutunun çok yüksek olduğunu söyledi. Geliştirilen aşıda yan etki olmadığını belirten Prof. Dr. Mandal, “TÜBİTAK tarafından koordine edilen 17 proje var. 7 aşı çalışmasından 3 tanesi daha ön planda geldi. Bunlardan bir tanesi yakın zamanda yer alan virüs benzeri parçacık ve bunun en belirgin özelliği de dünyada henüz Covid-19 tedavisinde kullanılan bir VLP aşısı yok. Türkiye’nin buradaki yeniliği sadece kendi ülkemiz için değil, dünya için de bir yenilik noktasında ve bu da Dünya Sağlık Örgütü listesine girmiş durumda. VLP aşısının özelliği virüsün 4 proteinine karşı geliştirildi. Dünyadaki diğer 4 VLP aşısından 3’ü sadece bir bölgesine yönelik geliştirilen, bizdeki ise güvenirliliği ve etkisi noktasında koruma ve antikor oluşturma boyutu çok yüksek. 1 ay içerisinde de İngiliz varyasyonuna karşı tasarım hemen yenilendi. Faz 1 çalışmalarında bu hafta sona ulaşılıyor. Yan etki olmadı. Bu da güzel bir gelişme” dedi.

    ‘SÜRECİN ŞEFFAF YÖNETİLMESİ ÖNEMLİ’

    Yerli aşıya güvenilirlik konusunda vatandaşları gönüllü olmaya davet eden Prof. Dr. Mandal, şöyle konuştu:

    “Sürecin şeffaf yönetilmesi önemlidir. ‘Bu aşı nedir?’ ‘Bununla ilgili gerekli bilgi var mı?’ ‘Dünya Sağlık Örgütü’nün listesinde yayınlanabilecek boyutta mı?’, Sayın Bakanımız ve ben kamuoyunda paylaşıyoruz. En önemli güven noktası faz 1, en riskli boyut ve bu aşı hiç test edilmemiş ve güvenirliliği test edilecek ortamda biz gönüllü olduk. Ben şunu söylüyorum; yeterince verileri şeffaf paylaşıldığı sürece biz bunu yaptığımızı ve yapacağımızı söylüyoruz. Ben aşılara güvenilmesini ve özellikle faz 2 aşamasında gönüllüler olacak, faz 3 de yine aynı inşallah. Dolayısıyla ben Türkiye’deki vatandaşlarımızı ülkemizdeki geliştirilen aşılarda gönüllü olmaya davet ediyorum.”

    ‘KENDİMİZİN ÖNCÜ OLABİLECEĞİ TASARIMLARIN YAPIYORUZ’

    Sadece dünyayı takip etmediklerini, öncü olabilecek tasarımlar yaptıklarını da ifade eden Prof. Dr. Mandal, “Biz şu an Covid-19 Türkiye Platformu olarak aşılarımızın tümü, yani 7’si de dünyada bir kopyası olarak tasarlanmadı. İsmi aynı olabilir. Biz yenilikçi diyoruz. İçerisinde kullandığımız etkilerini arttıran madde sadece bizim kendi aşılarımızda var. Biz sadece dünyayı takip etmiyoruz. Kendimizin öncü olabileceği tasarımlarımızı yapıyoruz. Klinik öncesi çalışmalarımızda bunu başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğini gösterdi. Faz çalışmalarında da o şekilde ilerliyoruz” ifadelerini kullandı

  • Ege Üniversitesi’nde geliştirilen aşı gönüllüler üzerinde denenecek

    Ege Üniversitesi’nde geliştirilen aşı gönüllüler üzerinde denenecek

    Ege Üniversitesi ARGEFAR ve Aşı ve Araştırma Geliştirme Grubu’nun, koronavirüse karşı TÜBİTAK desteğiyle geliştirdiği DNA aşısında Faz-1 aşamasına geçilecek. DNA aşısının yüksek biyoteknolojik bir aşı tekniği olduğunu kaydeden Doç. Dr. Mert Döşkaya, bu tip aşıların geliştirilmesinin zor olduğunu ancak geliştirildikten sonra virüs mutasyona uğrasa da çok kısa sürede yeni virüse karşı uyumlu hale getirilebildiğini söyledi.

    EÜ İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi (ARGEFAR) bünyesinde, koronavirüse karşı EÜ Aşı ve Araştırma Geliştirme Grubu’nun yürüttüğü çalışmalarda geliştirilen 2 prototip aşı örneğinin hayvan deneyleri sonuçlandı. Fareler üzerinde denenen aşı prototipi, deney hayvanlarında hücresel ve salgısal bağışıklığı kuvvetli uyardı. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) desteklediği Aşı ve Araştırma Geliştirme Grubu’nu ziyaret eden EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, EÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mert Döşkaya’dan çalışmalarla ilgili bilgi aldı.

    HAYVAN DENEYLERİNDE BAŞARILI SONUÇ ALINDI

    Faz-1 olarak adlandırılan bu aşamada aşının insana zarar verip vermediğinin belirleneceğini dile getiren Rektör Budak, “Koronavirüsün yayılmaya başlamasının hemen ardından, zaten aşılar üzerine yıllardır çalışmalar yürüten Mert hocamız ve ekibi, koronavirüse karşı da aşı geliştirmek üzere çalışmalarına başladı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı koordinesinde Ege Üniversitesi olarak Ar-Ge grubumuz, önemli bir aşamayı tamamlanmış oldu. Bilim insanlarımız hayvan deneylerinde başarılı bir sonuç elde etti ve kısa süre içinde klinik deneylere başlayacak. Devletimizin desteği bilim insanlarımızın gayretleriyle üniversitemizde verimli bir çalışma yürütülüyor. Üniversitemizde yerli ve milli aşı geliştirilmesi anlamında böyle bir çalışmanın yürütülüyor olmasından gurur duyuyoruz. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bu çalışmalar hem koronavirüse karşı hem de gelecekte yaşanabilecek benzer salgınlara kısa sürede koruyucu aşı geliştirilmesi açısından büyük önem taşıyor” dedi.

    ‘EGE’DE AŞI MERKEZİ KURMAK İSTİYORUZ’

    Deneyimli ve donanımlı bilim insanlarının bu alanda daha çok bilimsel araştırma üretebilmeleri için EÜ’de bir aşı merkezinin kurulmasını istediklerini, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) nezdinde başvurularının bulunduğunu sözlerine ekleyen Rektör Budak, “Ege Üniversitesi’nde bir aşı merkezi kurmak istiyoruz ve bu konuyla ilgili girişimlerimiz devam ediyor. Bu alanda yetişmiş ve önemli çalışmalara imza atmış bilim insanlarımızın, virüslere karşı aşı çalışmalarını bir çatı altında toplamak istiyoruz. Bilim insanlarımızın, bilimsel araştırmalar anlamında ülkemize ve milletimize daha fazla katkı sağlayabilmesi için böyle bir merkezin devletimiz tarafından üniversitemize kazandırılacağına inancım tam. Koronavirüse karşı aşı çalışmalarında yer alan bilim insanlarımıza teşekkür ediyor, kendilerine başarılar diliyorum. Biz her zaman onların yanındayız” diye konuştu.

    HAYVAN DENEYLERİNDE 2 PROTOTİP BAŞARILI OLDU

    DNA aşısının yüksek biyoteknolojik bir aşı tekniği olduğunu kaydeden Aşı ve Araştırma Geliştirme Grubu’ndan EÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mert Döşkaya, “Koronavirüse karşı dört farklı prototip geliştirdik. Hayvan deneylerinde elde etmek istediğimiz çıktılara ulaştık. Geliştirdiğimiz iki aşı prototipi, deney hayvanlarında kuvvetli hücresel ve salgısal bağışık yanıtı uyardı. Şimdi klinik aşamaya geçeceğiz, bununla ilgili hazırlıklarımızı tamamlamak üzeriyiz” dedi.

    ‘İNSANA ZARAR VERİP VERMEDİĞİNİ İNCELEYECEĞİZ’

    Hayvan deneylerinde elde edilen başarının ardından geliştirdikleri aşının insanlar üzerinde deneneceğini belirten Doç. Dr. Döşkaya, “Prototipini geliştirdiğimiz aşıdan şu anda büyük ölçekte geliştiriyoruz. Yasal otoriteye dosyamızı sunup, onay alacağız. Klinik deney aşamasının ilki olan Faz-1’de geliştirdiğimiz aşı, gönüllüler üzerinde denenecek ve aşının insana zarar verip vermediğini inceleyeceğiz. Olumsuz bir sonuç beklemiyoruz ancak bir aşı ya da ilaç geliştirmek kolay değil, bunun birçok aşaması var. Bu da o aşamalardan birisi” diye konuştu.

    MUTASYONA KARŞI KISA SÜREDE ÇÖZÜM SAĞLIYOR

    DNA aşılarının yüksek biyoteknolojik ürünler olduğu için geliştirilmesinin zor olduğunu ifade eden Doç. Dr. Döşkaya, “Ancak bir kez geliştirdiğinizde ‘Suş’ diyoruz, yani virüs farklılaşırsa çok kısa sürede ve hızlı bir şekilde aşıyı yeni virüse karşı uyumlu hale getirebiliyorsunuz. Kolay ve ucuz üretilebilir olmasının avantajları var. Zorlu süreçte bizlere destek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi.

  • Bursa İl Sağlık Müdürü, aşı için gönüllü oldu

    Bursa İl Sağlık Müdürü, aşı için gönüllü oldu

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, Sinovac firmasının geliştirdiği yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısı için gönüllü oldu.

    Bursa İl Sağlık Müdürlüğünün sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, Yavuzyılmaz’ın, Çin Halk Cumhuriyeti merkezli Sinovac firması tarafından geliştirilen CoronaVac aşısının 3. faz uygulaması için gönüllü olduğunu bildirildi.

  • Yerli aşıda Faz 2 için 200’ün üzerinde gönüllü başvurdu

    Yerli aşıda Faz 2 için 200’ün üzerinde gönüllü başvurdu

    Erciyes Üniversitesi’nde (ERÜ) koronavirüs salgınına karşı geliştirilen ve Faz 1 çalışması başarıyla tamamlanan yerli aşıda Faz 2 kapsamında 200 gönüllü aşılanacak. Faz 2 çalışmalarında gönüllü olmak isteyenler için üniversite kampüsündeki bilboardlara ilan verilirken, başvuruda bulunan gönüllü sayısının 200’ü geçtiği belirtildi.

    ERÜ bünyesindeki Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi (ERAGEM) ile İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi (İKUM) tarafından koronavirüse karşı geliştirilen Covid-19 yerli aşısının Faz 1 çalışması 44 gönüllü üzerinde yapıldı ve dün itibarıyla tamamlandı. Faz 2 çalışmalarında gönüllü olmak isteyenler için kampüs ve çevresindeki billboardlara gönüllü adaylar için ilan verildi. Kampüs içindeki ilanlarda, “Erciyes Üniversitesi tarafından Covid-19’a karşı geliştirilen aşı adayının çalışmalarına gönüllü olarak katılmak veya bilgi almak isteyenler ERÜ İKUM’a başvurabilir veya irtibat kurabilir” denildi. İlanda irtibat numaraları da yer aldı. Öte yandan Faz 2 kapsamında 200 gönüllü aşılanacak. Şu ana kadar başvuruda bulunan gönüllü sayısının ise 200’ü geçeceği belirtildi. Faz 2’ye katılacak gönüllülerin, yapılacak incelemeden sonra belirleneceği öğrenildi. Faz 2’de gönüllü uygulamasının bu ayın sonuna doğru başlayacağı bildirildi.

    ‘KENDİ HEKİMLERİMİZİN YAPTIĞI AŞIYA GÜVENİRİM’

    Yerli aşı çalışmalarının Erciyes Üniversitesinde yapılmasından dolayı mutlu olduğunu belirten Beden Eğitimi öğretmeni Mehmet Turgut “Aşının kendi ülkemizde üretilmesi gurur verici bir olay. Çin, Alman ve Rus aşısından bahsedilirken ben kendi hekimlerimizin yaptığı aşıya güvenirim. Onların yaptığı aşıyı canı gönülden kendime yaptırabilirim. Aşıya gönüllü olmak insanlığa yapılan bir hizmettir. Ben yapmasam bir başkası yapar. Aşıya gönüllü olmak isterim” diye konuştu

  • Çin aşısı Diyarbakır’da gönüllülere uygulandı

    Çin aşısı Diyarbakır’da gönüllülere uygulandı

    Türkiye’de gönüllü sağlık çalışanları üzerinde denenen ve Çin aşısı olarak bilinen Sinovac firmasının CoronaVac aşısı, Diyarbakır’da Dicle Üniversitesi Hastaneleri’nde gönüllü vatandaşlar üzerinde uygulandı. Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve İl Pandemi Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Çelen hem Türkiye’de hem de dünyada aşı karşıtlığının olduğuna dikkat çekerek, hastalığın seyrinin dikkate alınmasını ve aşıyla ilgili bir korkunun olmaması gerektiğini söyledi.

    Türkiye’de 15 Eylül’de Faz- 3 çalışmalarına başlanan Sinovac firmasının CoronaVac aşısı, bugüne kadar 726 gönüllü sağlık çalışanı üzerinde uygulandı. 1237 doz uygulaması yapılan aşı, 12 şehirde 25 merkezde gönüllü vatandaşlar üzerinde denenmeye başlandı. Diyarbakır’da, Dicle Üniversitesi Hastaneleri’nde de şimdiye kadar 20 gönüllü vatandaşa aşı uygulaması yapıldı. Dicle Üniversitesi Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Akdağ, Sağlık Bakanlığı’nın izniyle aşı çalışmalarının 2’nci ayağı olan gönüllüler üzerinde aşılama programına başladıklarını belirterek, “Pazartesi gününden itibaren 20 kişiyi aşıladık. Şu ana kadar herhangi bir sıkıntı yaşanmadı. Gayet iyi gidiyor. Planlama çerçevesinde aşılamaya devam edilecek” dedi.

    ‘BÖLGEDE AŞI OLMAK İÇİN ÇOK TALEP VAR’

    Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve İl Pandemi Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Çelen ise gönüllü vatandaşlardan çok talep olduğunu belirterek, “Talep eden gönüllülere yönelik, öncelikli olarak antikor ve PCR testlerini yaptık, 2 gün sonra da aşılamayı gerçekleştirdik. Günlük 20 gönüllü üzerinde aşılama yapıyoruz. Toplumda Çin aşısı olarak adlandırılan CoronaVac aşısında ekim ayında K1 çalışması dediğimiz sağlık gönüllüleriyle ilgili çalışmamız başladı. Bununla ilgili olarak 90 civarında hasta aldık. Şimdi toplum gönüllüleri üzerindeki Faz- 3 çalışmasıyla ilgili olarak da cuma günü Sağlık Bakanlığımızın onayıyla çalışma Türkiye’nin birçok yerinde başladı. Çok sayıda talep var. İnsanlar çok ilgili. Öncelikle herkese ilgilerinden dolayı teşekkür ediyorum. Günlük 20 toplum gönüllüsünün önce testlerini alarak Faz- 3 çalışmalarımıza dahil ediyoruz. Sadece Diyarbakır’dan değil, çevre illerden de talep var. Şu aşamada aşılarla ilgili olarak herhangi ciddi bir yan etkiyle karşılaşmadık. Hafif halsizlik, baş ağrısı, çok nadiren ateş gibi bulgular var. Fakat bunlar tüm aşılarda olan şeylerdir. Şu ana kadar herhangi bir sıkıntı görmedik. Aşı çalışmasına dahil olup, aşılarını yaptıranlar maske kullanımına riayet ediyorlar. Çünkü aşının bağışıklık geliştirip geliştirmediğini anlamak için antikor titresine bakılması gerekiyor. Bu nedenle tüm önlemlerin alınmasına devam etmek lazım. Fakat aşıya bağlı olarak herhangi bir önlem gerekmiyor. Normal vatandaş gibi hayatına devam ediyor” diye konuştu.

    ‘FAZ- 3 ÇALIŞMASI TAMAMLANINCA AŞI ECZANE RAFLARINDA YERİNİ ALACAK’

    Türkiye’de belirlenen gönüllü sayısına ulaşıldığı zaman Faz- 3 çalışmasının tamamlanacağını ve aşının eczane raflarında yerini alacağını belirten Çelen, “Bu bir faz çalışması olduğu için kontrollü bir çalışmadır. Gönüllü de hekim de aşı mı yoksa su mu aldığını bilmiyor. Bundan dolayı ara analiz henüz sonuçlanmadığı için çalışmanın resmi açıklamasını yapmak mümkün değil. Fakat sağlık gönüllülerimiz antikor testlerine baktılar. Antikorları gelişen çok sayıda gönüllümüz oldu. Çalışmanın analizi yapılmadığı için bu konuda net bir bilgi vermek çok doğru değil. Burada belirli bir sayı var. Türkiye’deki sayıya ulaşıldığı zaman Faz-3 çalışması tamamlanacaktır. Böylece eczane rafına geçecektir” ifadelerini kullandı.

    ‘AŞIYLA İLGİLİ KİMSENİN BİR KORKUSU OLMASIN’

    Hem Türkiye’de hem de dünyadaki aşı karşıtlığına dikkat çeken Prof. Dr. Çelen, hastalığın seyrinin dikkate alınmasını ve aşıyla ilgili bir korkunun olmaması gerektiğini vurgulayarak, “Aşı çalışmalarının sonuçları güvenilir ve etkin bulunduğu sürece birçok firmanın aşısına talebimiz olacaktır ve toplum aşılamasına geçilecektir. Tabi aşı karşıtlığı ülkemizde de dünyada da önemli bir problem. Birçok yerde aşıya karşı bir karşıtlık, bir olumsuz önyargı mevcut. Fakat hastalığın seyrine baktığımızda, yoğun bakım sürecini gördüğümüzde, aslında güvenirlik datalarının da son derece iyi olduğu bu dönemde aşılardan yana bir korkumuzun olmaması gerektiğini söylemek istiyorum” şeklinde konuştu.

    ‘ŞU AN İÇİN BİR SIKINTI YOK’

    Aşı olan gönüllü vatandaşlardan Mustafa Kemal Doğan, koronavirüsün tehlikeli olduğunu, takip ettiği kadarıyla aşının güvenli olduğu kanaatine vardığını belirterek, “Tüm dünyayı etkileyen bu tehlikeli hastalık hakkında duyduklarımız, konuşulanlar ve söylenenler bu aşının güvenli olduğuna dair kanaat oluşturdu bende. Ben de buna dayanarak başvurdum. Başvurum olumlu sonuçlandı. Şu an en ufak bir sıkıntı dahi yok. Yanma dahi olmadı” ifadelerini kullandı.

    Aşı olan bir diğer gönüllü Mehmet Cengiz ise aşı çalışmalarını başından beri takip ettiğini ve bu yüzden gönüllü olduğunu söyledi. Hocalara güvendiğini aktaran Cengiz, herhangi bir korkusunun olmadığını da ekleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Takip ediyordum aşı çalışmalarını ve olmayı düşündüm. Bu yüzden gönüllü oldum. Ben de sağlıkçıyım, çok fazla bilgi sahibi olmamakla birlikte hocalarımıza güveniyorum. Hocalarımızla istişare ettikten sonra güvenerek oldum. İnşallah ülkemiz ve memleketimiz için de hayırlı olur. Şu ana kadar birçok hastaya yapılmış. Büyük bir yan etki görülmemiş. İnşallah bizde de olmaz. Şu an için öyle bir korkum yok.”

    HER 3 KİŞİDEN 2’SİNE GERÇEK AŞI UYGULANACAK

    15 Eylül’de Türkiye’de üçüncü faz çalışmalarına başlanan Sinovac firmasının CoronaVac aşısı, Türkiye’de 12 şehirde 25 merkezde 12 bin 450 gönüllü vatandaş üzerinde uygulanacak. Aşı çalışmasında, gönüllülerin bir kısmına gerçek aşı, diğer bölümüne ise plasebo veriliyor. Bu yöntem, bilgisayar programı tarafından rastgele olarak belirleniyor ve hangi gönüllüye ne yapıldığını araştırma ekibi bilmiyor. Gönüllü vatandaşlar üzerinde yapılacak denemelerde, her 3 kişiden 2’sine gerçek aşı uygulanacak. Bu sayede gerçek aşı ile aşı olmayanlar arasında etki farkı ortaya konulabilecek. Çalışmanın bitiminde, plasebo kolundaki tüm gönüllüler de tekrar merkezlere davet edilecek ve gerçek aşı uygulaması yapılacak.