Etiket: göz

  • Sonbaharda göz kamaştırıyor

    Sonbaharda göz kamaştırıyor

    Samsun’da sonbahar mevsiminin sarı ve kızıl tonlarına bürünen ağaçlar kartpostallık görüntüler sunuyor. Özellikle Samsun-Ankara yolu üzerinde ağaçların değişen renkleri, şehrin doğal güzelliklerine yeni bir boyut katıyor. Kentteki ormanlık alanlar, sonbaharla birlikte sarı, kırmızı, turuncu ve kahverengi tonlarına büründü. Samsun-Ankara kara yolunun özellikle belirli noktalarında, seyirlik manzaralar oluştu. Güzergah üzerindeki görsel şölen, hem bölge halkı hem de yolculuk yapanlar için bir eşsiz deneyim sunuyor. Yolcular, bu güzellikleri yol üzerinde sıkça duraklama yaparak fotoğraflamak istiyor.

    Mahmutlu Sapağı mevkii ise sonbahar mevsiminde bir başka güzellik yaşatıyor. Yere düşen yapraklar, mahalle yollarını sarmalayarak oraya özgü doğal bir ambiyans oluşturuyor. Doğa yürüyüşleri için popüler olan bu bölgede, fotoğrafçılar ve doğa tutkunları için eşsiz kareler ortaya çıkıyor.
    Sonbahar manzaraları, doğanın insan hayatıyla iç içe olduğunu en güzel şekilde gözler önüne seriyor. Doğada geçirilen her an, insanlara huzur ve sakinlik veriyor. Şehirdeki stresli yaşamdan uzaklaşmak isteyenler, tabiatın sunduğu bu renk cümbüşüne hayran kalıyor. Ekim ve kasım aylarında, sonbaharın zirveye ulaştığı dönemde bu güzellikler unutulmaz bir deneyim sunuyor. Yeşilden sarıya, sarıdan kırmızıya dönen ağaçlar, doğaseverlerin yanı sıra fotoğrafçılar için de büyük bir ilham kaynağı oluyor.

  • Sol gözüne kaçan Japon yapıştırıcısı hastanelik etti

    Sol gözüne kaçan Japon yapıştırıcısı hastanelik etti

    Gümüşhane’de yaşayan bir kişinin sol gözüne Japon yapıştırıcı kaçması sonucu gözünü açamaz hale gelerek hastanelik oldu. Trabzon’da müdahale edilen hasta yapılan tedavinin ardından tekrar sağlığına kavuştu.

    Gümüşhane’de yaşayan İbrahim Harmancı (43), evdeki bir eşyasını tamir etmek isterken sıktığı tüp içerisindeki yapıştırıcı sol gözüne sıçradı. Sol gözüne sıçrayan yapıştırıcı sonrası acil servise başvuran Harmancı, gözünün yıkanmasın ardından bir muayene için Trabzon’a geldi. Kentteki özel bir merkeze başvuran Harmancı’ya yapılan müdahalede kornea yüzeyinde hafif bir hasara rastlandı. İbrahim Harmancı, yapılan tedavi ile tekrar sağlığına kavuştu.

    “Yapılacak ilk şey bol suyla yıkamak”
    Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Özlem Akçay, bu tür yaralanmalarla çok sık karşılaştıklarını söyledi. Akçay “Hastamızın gözüne evde bir şeyle uğraşırken yapıştırıcı atlamış. Tabii son derece bir yanma hissetmiş, bulanık görmesi olmuş. İlk etapta evde yüzünü yıkamış, gözünü yıkamış ve en yakın sağlık kuruluşuna gitmiş. Bu tür yaralanmalarla çok sık karşılaşıyoruz. Evde deterjanlar, çamaşır suları, badana yaparken kireç gibi yabancı isimler gözümüze kaçabiliyor.

    Bu durumda ilk yapacağımız şey gözü eğer ev ortamındaysak hemen bol suyla yıkamak. Asla içeride yabancı cisim varsa ve bunu görüyorsak çıkartmak için uğraşmamak mümkünse ovalamamak ve kaşımamak gerekiyor. Bol suyla yıkadıktan sonra en yakın sağlık kuruluşuna gelmek mantıklı. Hastamız bize geldi. Gözü önce lokal anestezik damla ile uyuşturuyoruz ki daha rahat bir muayene yapalım. Muayenemize bütün göz yüzeyinde yabancı cisim varsa bunu çıkarıyoruz. Tabii çok hassas bir şekilde kornea yüzeye çizildiyse onun için müdahalelerimizi yapabiliyoruz. Göz yaralanmaları bizim acil olarak kabul ettiğimiz ve hemen müdahale etmemiz gereken yaralanmalar” dedi.

    “Göze gelen badana ve kireç yanıkları çok tehlikeli boyutlara, bazen kornea nakillerine neden olabiliyor”
    Hastanın kornea yüzeyinde hafif bir hasarı olduğunu ve bunun yapılan tedavi ile toparlandığını kaydeden Akçay, “Şansı varmış. Kornea yüzeyinde hafif bir hasarı vardı. Bunu kolaylıkla toparlayabiliyoruz. Ama bazen kimyasal yanıkların ileri formları olabiliyor. Özellikle badana ve kireç yanıkları çok tehlikeli boyutlara, bazen kornea nakillerine neden olabiliyor.

    O yüzden yaralanmalarda mutlaka bir göz hekimine başvurmanız gerekiyor. Bazen delici yaralanmalar da olabiliyor. Onlar da bizim biyomikroskopik muayenede mutlaka görülebiliyor. Bazen acil koşullarında mikroskopsuz muayenelerde bunlar atlanabiliyor. Biz göz hekimleri olarak delici yaralanma mı değil mi bunu ayırt edebiliyoruz. Onlara uygun müdahaleler yapabiliyoruz. Bazen yabancı isimleri kendi imkanlarınca evde çıkartmaya çalışıyorlar.

    Hem enfeksiyon için çok büyük bir risk faktörü oluyor. Hem de onu çıkartmak için gösterdikleri müdahalelerde tabii ki dışarıdan o kadar boyutta gözükmese de biz burada görüyoruz korneanın son derece çizildiği tahriş olduğu göz içi yapılarının ve enfeksiyon kaptığını görebiliyoruz. Böyle müdahalelerde önce göz hekimine gelmelerini tavsiye ediyoruz.

    Şu an hastamızın durumu iyi. Zaten buraya gelmeden önce sağlık kuruluşuna uğramış. Oradaki arkadaşlar gözüne yıkama yapmışlar ve bizden aldıkları önerilerle kapatmışlar. Bize geldiğinde en azından göz koruma altına alınmıştı. Şu an görmeyle ilgili bir kayıp olacağını düşünmüyorum. Minimal problemlerimiz var. Onları da medikal tedaviyle atlatabilecek durumda” şeklinde konuştu.

    “İlk anda gözüme perde inmiş gibiydi ama şuan görebiliyorum”
    Görme yetisinin tekrar yerine geldiğini kaydeden İbrahim Harmancı, tedavisini yapan doktora teşekkür etti. Harmancı “Başıma talihsiz bir kaza geldi. Hafta sonu bir iş ile uğraşırken gözüme Japon yapıştırıcısı atladı. Tabi onun acısıyla bir panik bir korku yaşadık. Gümüşhane’de yaşadığım ve hafta sonu olduğu için korktum. Daha önceden muayene olduğum özel bir hastanenin doktoru var Özlem hanıma ulaştık. Kendisi bize ilk olarak panik yapmamız gerektiğini söyledi.

    Hemen gözümü bol su ile yıkamamı istedi. Yakında bir sağlık kuruluşu varsa ona gitmemi söyledi. Sağlık kuruluşuna ulaştık. Gözümü yıkadılar. Gözümü kapattılar. Gerekli işlemi yaptılar. Trabzon’a geldim. Burada gerekli kontrolleri yaptılar. Gözümüzde ufak bir şey var ama şu anda ilk kapanmıştı ilk anda göremiyordum. Şu an ilk ana göre çok rahatladım ve görme yetim yerine geldi. İlk anda gözüme perde inmiş gibiydi ama şuan görebiliyorum” ifadelerini kullandı.

  • Hastanın gözünde canlı kene çıktı

    Hastanın gözünde canlı kene çıktı

    Mutki ilçesinin kırsalında yaşayan 12 yaşındaki çocuk, sokakta gördüğü kedi ile oynadıktan sonra gözünde ağrı ve kaşıntı başladı. Şikayetleri artan hasta, ailesi tarafından Tatvan Devlet Hastanesi Acil Servise getirildi. Yapılan tetkiklerin ardından çocuğun gözünde yabancı bir cisim tespit edildi. Yapılan tetkikler sonucunda gözde bulunan yabancı cisim üzerine hasta, göz doktoru Op. Dr. Halil İbrahim Ateşoğlu’na yönlendirildi. Dr. Ateşoğlu tarafından yapılan detaylı muayenede, gözde bir kene olduğu belirlendi. Poliklinikte yapılan müdahalenin ardından göz kapağına yapışan kenenin alınması için hasta ameliyathaneye alındı. Yaklaşık yarım saat süren başarılı operasyonun ardından, çocuğun gözünden canlı bir kene çıkarıldı. Yapılan müdahalenin ardından hastanın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Hasta tekrardan kontrole gelmek üzere ilaç tedavisi verilerek taburcu edildi.

    Yaşanan vaka ile ilgili bilgi veren Tatvan Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Gökmen Reyhanlı, kene vakalarına dikkat çekti. Reyhanlı, “Mutki kırsalında yaşayan 12 yaşındaki hastamız, hastanemizin acil servisine göz ağrısı ve kaşıntısı şikâyeti ile başvurdu. Hastaya yapılan tetkikler sonucu gözde yabancı cisim tespit edilerek göz doktorumuza yönlendirildi. Göz doktorumuz yaptığı muayene sonucu göz kapağına yapışan canlı keneyi ameliyathanede yaptığı başarılı operasyonla çıkardı. Hastamız aynı gün tekrar kontrole gelmek üzere ilaç tedavisi ile taburcu edildi. Yaz aylarında bu tür vakalara sıkça rastlıyoruz. Özellikle kırsal kesimlerde yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın daha dikkatli olmasını öneriyoruz. Bu tarz şikayetleri olan vatandaşlarımızın belirtileri ciddiye alarak en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.

  • “Gözlerinizi klimadan koruyun”

    “Gözlerinizi klimadan koruyun”

    Acıbadem Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Nilay Akagün, yaz aylarında gözlerimizin havuz sularından güneşin kavurucu ışınlarına kadar çeşitli dış etkenlere maruz kaldığına ve mevsimsel risklere açık hale geldiğine dikkat çekti. Yazın keyfini kesintisiz sürdürebilmek için bazı öneriler sunan Dr. Akagün, gözlerde hissedilen herhangi bir rahatsızlık halinde vakit kaybetmeden bir göz doktoruna başvurmanın, potansiyel sorunları başlamadan önlemenin en iyi yolu olduğunu söyledi.
    Yaz aylarında sıkça karşılaşılan göz hastalıkları hakkında önemli bilgiler veren Dr. Akagün havuz ve deniz suyu ile temas nedeniyle mikropların yayılmasının kolaylaştığını ve bu durumda da enfeksiyöz konjonktivitin yaygın görülen bir sorun olduğunu ifade etti. Korunmak için “Yüzme gözlüğü kullanarak gözlerinizi kirli su ve klorla direkt temastan koruyun; ellerinizi sık sık yıkamak ve gözlerinize dokunmaktan kaçının. Havlu ve gözlük gibi kişisel eşyalarınızı başkalarıyla paylaşmayın” ifadelerini kullandı.
    Yazın güneş ışınlarının daha dik açıyla düştüğünden, UV ışınlarına maruz kalmanın göz sağlığı için risk oluşturduğuna, bu ışınlara uzun süre maruz kalındığında “katarakt ve makula dejenerasyonu” gibi durumların ortaya çıktığına değinen Dr. Akagün korunmak için UVA ve UVB korumalı güneş gözlükleri takılmasını tavsiye etti.

    “İç mekanlarda klima kullanırken gözlerinizi koruyacak şekilde oturun”

    Yazın sıcak ve kuru hava ile klima kullanımının artması ve tuz oranı yüksek deniz suyuna koruyucu gözlük kullanılmadan maruz kalınmasının gözlerde kuruluğa ve irritasyona neden olabileceğini vurgulayan Dr. Akagün “Yeterince su tüketin ve suni gözyaşı damlaları kullanarak gözlerinizi nemli tutun. İç mekanlarda klima kullanırken gözlerinizi koruyacak şekilde oturun; doğrudan hava akımının altında kalmayın. Deniz ve havuza girmeden önce yüzme gözlüğü kullanmayı unutmayın” diye konuştu.

    Polen ve klordan uzak durun

    Dr. Akagün polenlerin yoğun olduğu yaz aylarının, alerjiye meyilli kişiler için göz alerjilerini tetikleyebileceğini belirterek özellikle polen yoğunluğunun yüksek olduğu günlerde dışarıda uzun süre kalmaktan kaçınılmasını; antialerjik göz damlaları ve gerekirse doktor tavsiyesiyle alerji ilaçları kullanılmasını tavsiye etti. Klorun gözlerde kızarıklık ve yanmaya neden olabileceğinin altını çizen Dr. Akagün “Yüzme gözlüğü kullanarak gözlerinizi koruyun. Yüzdükten sonra mutlaka yüzünüzü temiz su ile yıkayın. Yaz aylarında göz sağlığını korumak için bu önlemleri almak, gözlerinizin sağlıklı kalmasına yardımcı olabilir. Herhangi bir göz rahatsızlığı durumunda ise mutlaka bir göz doktoruna başvurmanız önemlidir” dedi.

  • Ters açan laleler göz kamaştırıyor

    Ters açan laleler göz kamaştırıyor

    Anavatanı Van, Hakkari ve Şırnak olan, bölgede ‘ağlayan gelin’ olarak da adlandırılan ters laleler, karların erimesiyle açmaya başladı. Gevaş ilçesine bağlı Dilmetaş Mahallesi’nde baharın gelişini müjdeleyen, 15 günlük ömre sahip ters laleler, doğaseverlerin de ilgisini çekiyor.

    Van ve çevre ilçelerden gelen doğaseverler, gördükleri manzara karşısında etk,lendiklerini belirterek bu güzelliği herkesin görmesini istediklerini söyledi. Dağ ve vadilerde yetişen ve eşsiz güzelliğiyle mest eden laleler kartpostallık görüntüler oluşturuyor.

    Endemik bitki türleri arasında yer alan ters laleleri koparanlara ise ‘biyolojik çeşitliliği tahrip etme’ suçundan 244 bin 314 lira para cezası uygulanıyor.

  • Jandarma dünyadaki Mars’ta göz açtırmıyor

    Jandarma dünyadaki Mars’ta göz açtırmıyor

    Kent merkezine 23 kilometre uzaklıkta bulunan ve ilginç yapısıyla dikkatleri üzerine toplayan Eğribucak Kayalıkları, son zamanlarda define avcılarının hedefi haline gelmişti. Kızıl rengi ve kayalık yapısı ile Mars gezegenine benzetilen ve ‘Dünyadaki Mars’ olarak da anılan kayalıklar, definecilerin yanı sıra yabani hayvan avcılarının da radarına girmişti.

    Hem Jandarma Asayiş ekipleri hem de Çevre, Doğa ve Hayvanları Koruma Tim Komutanlığı (HAYDİ) ekipleri, attıkları devriyeler ile defineciler ve avcılara göz açtırmıyor. Hem yaya hem de dron ile havadan denetimlerini sürdüren ekipler, sıklıkla devriye atıyor.

  • Glokom hastalığına dikkat

    Glokom hastalığına dikkat

    Glokom hastalığına dikkat çekmek üzere her sene mart ayı içinde gerçekleştirilen etkinlikler çerçevesinde açıklamalarda bulunan Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Zeynep Alkın, “Çoğu glokom hastasında göz tansiyonu yavaş yavaş yükseldiği için hastada bir belirti oluşmaz ama her gün görme siniri yavaş yavaş zarar görür ve hastanın fark ettiği aşama olan merkez görmenin kaybı başladığında artık çok geçtir. Bu nedenle 40 yaş sonrası her birey senede bir kez göz muayenesi olmalı sadece göz tansiyonu ölçmesi ile kalınmamalı ve OCT yani sinir hücre sayımı yapan tomografi cihazı ile de ölçüm yapılmalıdır. Bu sayede glokom çok erken aşamalarda tanınarak erken tedavisi yapılabilir” dedi.
    Açıklamasında göz tansiyonunun neden yükseldiğine de değinen Alkın, “Göz tansiyonu bir balona benzeyen gözümüzün bütünlüğünü ve hayatiyetini koruyabilmesi için içinde yapılan aköz isimli sıvının oluşturduğu basınçtır. Bu sıvı bir bölgeden yapılırken diğer bir bölgeden de göz dışına çıkar ve kana karışır. Göz tansiyonu, genellikle bu dışa akım sisteminin bozulması sonucu yükselir, yani yapılan sıvı sabitken dışarı çıkan sıvı azalır. Bunun sonucunda da göz tansiyonu yükselir” şeklinde konuştu.
    Göz tansiyonu ortalaması 12 – 21 mm HG arasında olması gerektiğini söyleyen Alkın, glokomun doğuştan itibaren görülebildiğini ancak 40-50 yaşlarından sonra ortaya çıktığını dile getirdi. Prof. Dr. Zeynep Alkın, “Diğer göz hastalıklarının aksine merkezi görme en son safhaya kadar korunduğundan hasta gittikçe daralan görme alanı kaybını fark etmez, son aşamaya gelinceye kadar herhangi bir belirti vermediğinden görmeni sinsi hırsızı olarak adlandırılır” dedi.
    Glokomun tedavisine ilişkin de açıklama yapan Alkın, “Glokom temelde bir takip hastalığıdır. Aynı doktorda aynı cihazlarda belli aralıklarla yapılan görme siniri değerlendirmeleri tedavinin temelidir. Sinirde hasar oluşuyorsa göz tansiyonu düşürülmelidir. Bu nokta da önce damarlar yetmiyorsa lazer tedavileri ve ameliyatlar devreye girer. Erken tanı konmuş glokom hastası uzman bir doktor gözetiminin de iyi bir tedavi altında hayat boyu iyi görmesini korur körlük oluşmaz korkulacak nokta geç kalınmış ve yetersiz tedavidir” şeklinde konuştu.

  • Gözde sinek uçuşmasına dikkat

    Gözde sinek uçuşmasına dikkat

    Gözde sinek uçuşması olarak tanımlanan durumla birçok insan sıklıkla karşılaşıyor. Genellikle ciddi bir sağlık sorunu oluşturmayan bu durum gözün içindeki vitreus jelinde oluşan küçük parçacıkların gölgesinin retinaya düşmesiyle ortaya çıkıyor. Kalıcı hale gelen gözde sinek uçmalarına birçok insan zamanla alışıyor ve daha az fark edilir hale geliyor. Ancak uçuşan cisimlerin sayısının artması ve ışık parlamaları şeklinde başlayan görmede bulanıklaşma söz konusu ise retina yırtılması ya da ayrılması söz konusu olabiliyor. Memorial Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Ataş, gözde sinek uçması olarak tanımlanan sorunla ilgili bilgi verdi.

    Uçuşan cisimler yaşlılıkla ortaya çıkabilir

    Uçuşan bu cisimler, çoğu zaman gözlerdeki jel benzeri sıvı olan vitreusun yaşlılığa bağlı olarak küçülmeye başlaması ve gözlerde küçük parçacıklar oluşturması sonucu kendini belli etmektedir. Bu lekeler gözlerinizin içinde dolaşabilmekte, retina makulasının önünde hareket ederek fark edilmektedir. Yaşlılarda daha çok görülen bu burum bir veya iki gözde gelişebilmektedir. Çoğu zaman tedavi gerekli görülmemektedir. Gözde uçuşan cisimler, zamanla gözün dibine çökmekte ve daha az fark edilir hale gelebilmektedir.

    Sayısı artarsa göz muayenesi gerekli

    Bu cisimler, açık bir gökyüzüne, boş bir kağıt parçasına veya beyaz bir duvara bakıldığında fark edilebilen düzensiz şekiller veya noktalardır. Hastalar, genellikle hareket eden siyah veya gri lekeler olarak tanımladıkları bu görüntüleri, parlak ışıkta veya beyaz yüzeylere bakarken fark ettiklerini belirtmektedir. Bu şekiller veya noktalar ‘miyodesepsi’ olarak tanımlanmaktadır. Bazen de ışık parlamaları da olabilmektedir. Özellikle yaşlılarda ve miyop hastalarında yaygın bir durumdur. Bu lekelerin sayısında ani bir artış, görme kaybı veya ışık çakmaları gibi belirtiler fark edildiğinde, detaylı bir göz muayenesi yapılması gerekmektedir. Bu belirtiler, retinada yırtılma veya ayrılma gibi daha ciddi durumların belirtisi olabilmektedir. Aslında normal olarak tanımlanan bu durum gözlerin sağlıklı olmadığı anlamına gelmez.

    Örümcek ve bulutlara benzetilebiliyor

    Bu cisimleri tanımlamanın birçok yolu bulunmaktadır. Bazı insanlar bu cisimleri örümcek, amip veya bulutlara benzetmektedir. Yapılan araştırmalarda hastaların büyük bir bölümü bu cisimleri tanımlarken aşağıdaki benzetmeleri kullanmaktadır:
    “Kıvırcık çizgiler, noktalar, örümcek benzeri şekiller, iplik benzeri teller, küçük gölgeli şekiller, siyah veya çok koyu lekeler.”

    Belirti başlangıçta tek gözde olabilir

    Sağlıklı gözlerde yaşlandıkça gözde uçuşan cisimler ortaya çıkabilmektedir. Koyu lekeler veya göz kırptığınızda veya başka bir yere baktığınızda varlığını sürdüren şeffaf bir iplik gibi küçük şekiller. Beyaz bir duvara, mavi gökyüzüne veya diğer düz parlak arka planlara bakıldığında en belirgin olan lekeler. Özellikle loş veya karanlık alanlarda şimşek veya kamera feneri gibi flaşlar. Göz uçuşması her iki gözde de meydana gelebilir. Ancak başlangıçta tek gözü etkileyebilirler çünkü her göz eşit olmayan bir şekilde dejenere olabilmektedir. Bir gözdeki vitreus daha hızlı büzülmekte, dolayısıyla uçuşan cisimler ilk önce o gözde fark edilmektedir.

    Ne zaman doktora gitmeli?

    Aşağıdaki durumlar söz konusu ise bir göz doktoruna vakit kaybetmeden muayene olunmalıdır:
    “Uçuşan cisim sayısında artış olduysa, ışık parlamaları görüyorsanız veya görmede bulanıklaşmada arttıysa, görüşü engelleyen gri bir perde varsa, periferik (çevresel) görme kaybınız oluştuysa.”
    Bu belirtiler ağrısız olmasına rağmen, görme yeteneğini olumsuz yönde etkileyecek bir retina yırtılması veya ayrılmasına işaret edebilmektedir. Ayrıca göz yaralanmaları veya iltihaplanma da sinek uçuşmalarına neden olabilmektedir.
    Göz doktoru genellikle muayene sırasında bu cisimleri teşhis edecektir. Muayene sırasında, gözlerin içini net bir şekilde görebilmek için gözler damlayla genişletilecektir. Bu işlem retinada hasar olmadığından emin olmak için yapılmaktadır. Göz doktoru doğru teşhis yapabilmek için şu soruları sormalıdır;
    “Uçuşan cisimleri ilk ne zaman fark ettiniz? Cisimler neye benziyor ve genellikle aynı anda kaç tane görüyorsunuz? Cisimleri ne sıklıkla yaşıyorsunuz? Hiç görüşünüzde flaşlar gördünüz mü? Geçmişte herhangi bir göz ameliyatı geçirdiniz mi? Hiç göz yaralanması geçirdiniz mi? Görüşünüzün herhangi bir kısmı kapalı mı? (Gözlerinizin önünde bir perde olduğunu düşünün) Görüşünüzün yan tarafında (çevresel) herhangi bir gölge görüyor musunuz? Herhangi bir otoimmün hastalığınız var mı? Şeker hastalığınız var mı? Ailenizde veya kişisel retina sorunları geçmişiniz var mı?

    Nedeni bu sorunlar olabilir

    Yaş: Yaşlandıkça, vitreus sıvısı büzülmeye başlamakta ve gözde uçuşan cisimler olarak bilinen vitreus sıvısında yüzen lekeler veya kalıntılar oluşturmaktadır. Zamanla, bu uçuşan cisimler gözün dibine çökecektir. Beyin ise bunları ayarlamayı ve görmezden gelmeyi öğrenecektir. Diyabetik retinopati: Bu daha az yaygın bir nedendir, ancak retinadan gelen kan vitreusa yayıldığı için koyu çizgiler görebilmektedir. Üveit hastalığı ise daha az yaygın olmasına rağmen neden olabilmektedir.
    Tedavi konusunda ise çoğu hastanın zamanla kendi kendine iyileştiği veya hastaların bu duruma uyum sağladığı belirlenmiştir. Nadiren, gözün içindeki vitreus jelin temizlenmesi gerekebilecek cerrahi müdahaleler de yapılabilmektedir. Ancak bu, genellikle daha ciddi vakalar için geçerli bir durumdur. Göz sağlığını korumak ve muhtemel göz sorunlarını erken teşhis etmek için düzenli göz muayenesi yaptırmak önemlidir.

  • Gözde sinek uçuşmasının 3 nedenine dikkat

    Gözde sinek uçuşmasının 3 nedenine dikkat

    Gözde sinek uçuşması olarak tanımlanan durumla birçok insan sıklıkla karşılaşıyor. Genellikle ciddi bir sağlık sorunu oluşturmayan bu durum gözün içindeki vitreus jelinde oluşan küçük parçacıkların gölgesinin retinaya düşmesiyle ortaya çıkıyor. Kalıcı hale gelen gözde sinek uçmalarına birçok insan zamanla alışıyor ve daha az fark edilir hale geliyor. Ancak uçuşan cisimlerin sayısının artması ve ışık parlamaları şeklinde başlayan görmede bulanıklaşma söz konusu ise retina yırtılması ya da ayrılması söz konusu olabiliyor. Prof. Dr. Mustafa Ataş, gözde sinek uçması olarak tanımlanan sorunla ilgili bilgi verdi.

    Uçuşan cisimler yaşlılıkla ortaya çıkabilir
    Uçuşan bu cisimler, çoğu zaman gözlerdeki jel benzeri sıvı olan vitreusun yaşlılığa bağlı olarak küçülmeye başlaması ve gözlerde küçük parçacıklar oluşturması sonucu kendini belli etmektedir. Bu lekeler gözlerinizin içinde dolaşabilmekte, retina makulasının önünde hareket ederek fark edilmektedir. Yaşlılarda daha çok görülen bu burum bir veya iki gözde gelişebilmektedir. Çoğu zaman tedavi gerekli görülmemektedir. Gözde uçuşan cisimler, zamanla gözün dibine çökmekte ve daha az fark edilir hale gelebilmektedir.

    Sayısı artarsa göz muayenesi gerekli
    Bu cisimler, açık bir gökyüzüne, boş bir kağıt parçasına veya beyaz bir duvara bakıldığında fark edilebilen düzensiz şekiller veya noktalardır. Hastalar, genellikle hareket eden siyah veya gri lekeler olarak tanımladıkları bu görüntüleri, parlak ışıkta veya beyaz yüzeylere bakarken fark ettiklerini belirtmektedir. Bu şekiller veya noktalar ‘miyodesepsi’ olarak tanımlanmaktadır. Bazen de ışık parlamaları da olabilmektedir. Özellikle yaşlılarda ve miyop hastalarında yaygın bir durumdur. Bu lekelerin sayısında ani bir artış, görme kaybı veya ışık çakmaları gibi belirtiler fark edildiğinde, detaylı bir göz muayenesi yapılması gerekmektedir. Bu belirtiler, retinada yırtılma veya ayrılma gibi daha ciddi durumların belirtisi olabilmektedir. Aslında normal olarak tanımlanan bu durum gözlerin sağlıklı olmadığı anlamına gelmez.

    Örümcek ve bulutlara benzetilebiliyor
    Bu cisimleri tanımlamanın birçok yolu bulunmaktadır. Bazı insanlar bu cisimleri örümcek, amip veya bulutlara benzetmektedir. Yapılan araştırmalarda hastaların büyük bir bölümü bu cisimleri tanımlarken aşağıdaki benzetmeleri kullanmaktadır:
    “Kıvırcık çizgiler, noktalar, örümcek benzeri şekiller, iplik benzeri teller, küçük gölgeli şekiller, siyah veya çok koyu lekeler.”

    Belirti başlangıçta tek gözde olabilir
    Sağlıklı gözlerde yaşlandıkça gözde uçuşan cisimler ortaya çıkabilmektedir. Koyu lekeler veya göz kırptığınızda veya başka bir yere baktığınızda varlığını sürdüren şeffaf bir iplik gibi küçük şekiller. Beyaz bir duvara, mavi gökyüzüne veya diğer düz parlak arka planlara bakıldığında en belirgin olan lekeler. Özellikle loş veya karanlık alanlarda şimşek veya kamera feneri gibi flaşlar. Göz uçuşması her iki gözde de meydana gelebilir. Ancak başlangıçta tek gözü etkileyebilirler çünkü her göz eşit olmayan bir şekilde dejenere olabilmektedir. Bir gözdeki vitreus daha hızlı büzülmekte, dolayısıyla uçuşan cisimler ilk önce o gözde fark edilmektedir.

    Ne zaman doktora gitmeli?
    Aşağıdaki durumlar söz konusu ise bir göz doktoruna vakit kaybetmeden muayene olunmalıdır:
    “Uçuşan cisim sayısında artış olduysa, ışık parlamaları görüyorsanız veya görmede bulanıklaşmada arttıysa, görüşü engelleyen gri bir perde varsa, periferik (çevresel) görme kaybınız oluştuysa.”
    Bu belirtiler ağrısız olmasına rağmen, görme yeteneğini olumsuz yönde etkileyecek bir retina yırtılması veya ayrılmasına işaret edebilmektedir. Ayrıca göz yaralanmaları veya iltihaplanma da sinek uçuşmalarına neden olabilmektedir.
    Göz doktoru genellikle muayene sırasında bu cisimleri teşhis edecektir. Muayene sırasında, gözlerin içini net bir şekilde görebilmek için gözler damlayla genişletilecektir. Bu işlem retinada hasar olmadığından emin olmak için yapılmaktadır. Göz doktoru doğru teşhis yapabilmek için şu soruları sormalıdır;
    “Uçuşan cisimleri ilk ne zaman fark ettiniz? Cisimler neye benziyor ve genellikle aynı anda kaç tane görüyorsunuz? Cisimleri ne sıklıkla yaşıyorsunuz? Hiç görüşünüzde flaşlar gördünüz mü? Geçmişte herhangi bir göz ameliyatı geçirdiniz mi? Hiç göz yaralanması geçirdiniz mi? Görüşünüzün herhangi bir kısmı kapalı mı? (Gözlerinizin önünde bir perde olduğunu düşünün) Görüşünüzün yan tarafında (çevresel) herhangi bir gölge görüyor musunuz? Herhangi bir otoimmün hastalığınız var mı? Şeker hastalığınız var mı? Ailenizde veya kişisel retina sorunları geçmişiniz var mı?

    Nedeni bu sorunlar olabilir
    Yaş: Yaşlandıkça, vitreus sıvısı büzülmeye başlamakta ve gözde uçuşan cisimler olarak bilinen vitreus sıvısında yüzen lekeler veya kalıntılar oluşturmaktadır. Zamanla, bu uçuşan cisimler gözün dibine çökecektir. Beyin ise bunları ayarlamayı ve görmezden gelmeyi öğrenecektir. Diyabetik retinopati: Bu daha az yaygın bir nedendir, ancak retinadan gelen kan vitreusa yayıldığı için koyu çizgiler görebilmektedir. Üveit hastalığı ise daha az yaygın olmasına rağmen neden olabilmektedir.
    Tedavi konusunda ise çoğu hastanın zamanla kendi kendine iyileştiği veya hastaların bu duruma uyum sağladığı belirlenmiştir. Nadiren, gözün içindeki vitreus jelin temizlenmesi gerekebilecek cerrahi müdahaleler de yapılabilmektedir. Ancak bu, genellikle daha ciddi vakalar için geçerli bir durumdur. Göz sağlığını korumak ve muhtemel göz sorunlarını erken teşhis etmek için düzenli göz muayenesi yaptırmak önemlidir.

  • Uzmanlardan göz lazeri hakkında açıklama

    Uzmanlardan göz lazeri hakkında açıklama

    Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mete Güler ve Doç. Dr. Burak Bilgin, halk arasında göz çizdirme olarak adlandırılan refraktif lazer uygulamaları hakkında bilgiler vererek, hastaya göre tedavim yöntemleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
    Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mete Güler, “Lazer cerrahisi planlanırken, yapılan tetkikler sonrasında hastalar kabaca üç gruba ayrılabilir. Güvenle cerrahi olabilecek hastalar, cerrahisinde bazı risk faktörleri olan hastalar ve cerrahi kesinlikle önerilmeyecek hastalar olarak sınıflandırılabilir. Birinci grup hastalarda lazer cerrahisi kararı rahatlıkla alınabilir. Üçüncü grup hastalarda da hastanın cerrahiye uygun olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Esas doğru karar verilmesi ve üzerinde detaylı düşünülmesi gereken grup ise ikinci grup hastalardır. Bu hastaların cerrahisinde bazı riskler mevcut olduğu için faklı hekimler tarafından farklı yaklaşımlar ve yorumlar yapılabilir. Risk faktörleri ve hastanın genel durumu çok detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir. Hastaları yüksek risk altına sokacak uygulamalardan kaçınılmalıdır. İyi bir hekim hangi hastaları ameliyat edeceğini iyi bilen hekim olmakla birlikte, en iyi hekim hangi hastaları ameliyat etmemesi gerektiğini bilen hekimdir” dedi.
    Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Burak Bilgin, “Refraktif lazer uygulamaları için kişi 18 yaşını doldurmuş olmalıdır. Tercihen 20 yaşını tamamlamış olması ve son 1 yıl içerisinde göz numaralarında ilerleme olmaması önerilir. Refraktif lazer uygulamalarında operasyon dakikalar içerisinde tamamlanır. İşlem sırasında damlalar ile anestezi sağlanır ve hasta ağrı hissetmez. Hastanede yatış gerektirmez. Uygulanan tekniğe göre iş hayatına dönüş ortalama 2-5 gün arasında değişmektedir. Uygulanan lazer operasyonu sonrasında çok yüksek oranda kişinin gözlük veya kontakt lens kullanarak ulaştığı görme düzeyi gözlüksüz olarak elde edilir. Herhangi bir gözlük kullanma ihtiyacını duymayan sağlıklı gözlerde dahi tam sıfır numara yoktur. Dolayısıyla gözdeki numaraların sıfırlanması gibi bir beklenti olmamalıdır. Refraktif lazer cerrahisi geçirmiş bir hastada yıllar içerisinde vücuttaki her dokuda olduğu gibi korneada da yaşlanma ile beraber bazı değişiklikler olabilir. Bu değişiklikler yıllar içerisinde göz numaralarında bir miktar artışlar yapabilir. Yıllar içerisinde oluşan değişiklikler eğer hastanın göz yapısı uygun ise tekrar lazer ile veya numaralarına uygun gözlük-kontakt lens ile düzeltilebilir” diye konuştu.