Etiket: göz

  • Sonbaharda göz hastalıklarına dikkat

    Sonbaharda göz hastalıklarına dikkat

    Göz sağlığında alınması gereken tedbirler hakkında bilgi veren Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. İpçioğlu, göz nezlesine yakalanmamak için toplu taşıma araçlarında dikkatli olunması gerektiğini söyledi.

    Göz sağlığını koruyucu önlemler alınabileceğini aktaran İpçioğlu,“Bu mevsimde kalabalık yerlerde, özellikle otobüs, tramvay gibi toplu taşıma araçlarında dikkatli olunmalı. Gözde en ufak bir bulgu olduğunda kızarıklık, kaşıntı, çapaklanma gibi mutlaka göz hekimine başvurulmalıdır. İlaçlarımızı özenle kullanmalı, tedavimizi yarım bırakmamalıyız”dedi.

    Ofis çalışanlarında görülen göz problemleri hakkında da bilgi veren Op. Dr. Adnan İpçioğlu,“Çalışanlarda görülen ciddi problem günümüzde monitör hastalığıdır. Hepimizin hayatında bilgisayar çok önemli bir yer tutar. Yoğun klima kullanımı ofis çalışanlarında göz sağlığını ciddi derecede etkiliyor ve kişinin bir göz hastalığı varsa bunu tetikleyebiliyor. Özellikle klimalı ortamlarda göz kuruluğuna yönelik nemlendirici damla kullanılabilir. Düşük derecede olsa sürekli bilgisayara bakan kişilerde gözlük kullanımı yine faydalı olabilir”şeklinde konuştu.

    Sonbahar aylarında güneş ışınlarının göze direkt temasının göz sağlığına olumsuz etki edeceğini söyleyen İpçioğlu,“Sonbahar ayı da olsa güneş gözlüğü kullanılmasını şiddetle tavsiye ediyoruz. Özellikle araç kullananların güneş gözlüğü kullanmaları gerekiyor. Güneşli bölgelerde, güneşli ülkelerde güneş gözlüğü kullanımını şiddetle tavsiye ederim. Özellikle güneş gözlüğü Güneydoğu, Doğu Anadolu Bölgesi gibi dört mevsim güneş alan yerlerde güneş ışınlarının daha dik gelmesi nedeniyle özellikle araç kullanan kişilerde, açık havada çalışan kişilerde önerilir. Kışın açık havada çalışanlar ve araç kullananlara güneş gözlüğü kullanımını tavsiye edebiliriz”dedi.

  • Tedavi edilmeyen göz uçuşmasına dikkat

    Tedavi edilmeyen göz uçuşmasına dikkat

    Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sinan Bilgin, gözde uçuşmalara ilişkin önemli bilgilendirmelerde bulundu. Yaşla ortaya çıkan vitreus sıvısının bozulması sonucu oluşan göz uçuşmalarının ciddi bir soruna yol açmadığını ifade eden Doç. Dr. Bilgin, “Eğer altta ciddi bir sebep yoksa ilerlemesini engellemek ve azaltmaya yönelik haplar önerilir, hasta rutin bir şekilde takip edilir. Hasta eğer uçuşmalardan çok rahatsız oluyorsa uçuşan cisim lazerle parçalanabilir ya da cerrahi yapılır. Ancak retina yırtıkları, şeker hastalığı, tansiyon ve diğer damarsal sebeplerle yaşanan göz içi kanamaları varlığında, altta yatan hastalık tedavi edilmediği takdirde körlük gelişebilir” diye konuştu.

    “Retinada yırtık olabilir”

    Gözde uçuşma sebebinin retinadaki yırtıklar olması durumunda hastanın bu konuyu önemsemesi gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Sinan Bilgin, “Özellikle retinada ve sinir tabakasındaki yırtıklarda, uçuşan cisimlerin yanı sıra ışık çakmaları da meydana gelebilir ve uçuşmalarla ışık çakmalarının olduğu yerde görüntüde kararma, lekeler görülebilir. Bu, retinada yırtık olduğunu düşündürür ve önemli bir sorundur. Bu yırtık zamanında fark edilirse lazerle kapatılabilir. Geç kalındığında o yırtık daha da büyür ve sinir tabakasının ayrılması gerçekleşir. Bu da ciddi ameliyatları gerektirir. Dolayısıyla uçuşan cisimler görüldüğünde, retinada yırtık olabileceği ihtimali akılda tutulmalı” dedi.

    “Göz içi kanama olabilir, ihmal etmeyin”

    Şeker ve tansiyon hastalığında göz içerisindeki kanamalar sonucu da gözde uçuşmanın yaşanabileceğini belirten Doç. Dr. Bilgin, “Şeker ve tansiyon hastalarının bu sebeple belli periyodlarla takip edilmesi gerekir. Ayrıca damar hastalıklarında da gözde uçuşma sorunları yaşanabilir. Bu kişilerin de belli aralıklarla takip edilmesi önemli. Gözde uçuşma yaşandığı fark edildiğinde, kişilerin bunu ihmal etmemesi gerekir” ifadelerini kullandı.

  • Kış aylarında gözde enfeksiyonlarına dikkat

    Kış aylarında gözde enfeksiyonlarına dikkat

    Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Adnan İpçioğlu, kış aylarında göz sağlığı sorunlarına dikkat edilmesi gerektiğini açıkladı. Kış aylarında sık karşılaşılan göz problemleri konusunda bilgi veren Op. Dr. Adnan İpçioğlu, ”Hastalarımıza kış aylarında rahatsızlık veren sorunlardan biri de göz kuruluğudur.

    Kışın havalar yağışlı ve karlı geçmesine rağmen nem oranı düşük olduğundan hava oldukça kurudur. Ayrıca kış boyunca yanan kaloriferler, çalışan klimalar, yeterince havalandırılmayan kapalı ortamlar bu etkilerin daha da artmasına yol açar. Özellikle uzun süre bilgisayar karşısında çalışan meslek grupları kuru göz rahatsızlığı açısından risk altındadırlar. Çünkü uzun süreli konsantrasyon gerektiren durumlarda insanlardaki mevcut göz kırpma sayısı azalmakta ve gözler daha çabuk kurumaktadır. Gözlerde batma, sulanma ve kızarıklık şeklinde kendini gösteren göz kuruluğunda hastalara önerilerimiz, çalışılan ortamın nemlendirilmesi, bilgisayar karşısında daha sık göz kırpma ve göz hekiminin önereceği gözyaşı damlalarının kullanılması şeklindedir” dedi.

    Bir diğer problemin de gözde sulanma, kızarıklık, çapaklanma ile başlayan konjonktivitler olarak adlandırılan sorun olduğunu ifade eden İpçioğlu, “Kış aylarında virüslere bağlı hastalıkların artmasına paralel olarak özellikle gribal enfeksiyonların artış gösterdiği dönemlerde viralkonjonktivitin görülme sıklığı artmaktadır. Toplu yaşam alanları bu açıdan risk altındadır. Hastalık gözde kızarıklık, sulanma, çapaklanma ve ışığa karşı hassasiyet artışı şeklinde şikayetlere neden olur. Genellikle tek gözde başlayıp daha sonra diğer gözde de şikayetler ortaya çıkar. Gözün kornea dediğimiz saydam tabakasını tutarak görme azalması yapabileceğinden en kısa zamanda bir göz hekimine başvurmak gerekir. Hastalıktan korunmak için özellikle gözlerin çok ovulup kaşınmamasına, başkasına ait havlu, makyaj malzemesi ve benzeri şahsi eşyaların kullanılmamasına, bu tür hastalık belirtileri olan kişilerle yakın temastan kaçınılmasına ve el hijyenine dikkat edilmesi gerekir” diye konuştu.

    Ultraviyole ışınlarının da göz açısından riskleri olduğunu belirten Op. Dr. Adnan İpçioğlu, “Kış aylarında sıcaklığın az olması, ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerinin de daha az olduğu anlamına gelmiyor. Kışın karların oluşturduğu parlama ve yansımalar bu etkileri daha da arttırmaktadır. Bu nedenle dışarıda uzun süre vakit harcama eğiliminde olan çocuklar, açık havada çalışan işçiler ve kar sporu yapanlar risk altındadır. Yaşa bağlı katarakt, yaşa bağlı makula dejeneresansı, pterjium, ve göz çevresi cilt kanserleri güneş ışığına bağlı göz hastalıklarından bazılarıdır” diyerek uyardı.

  • Göz bozuklukları çocukların başarısını etkileyebilir

    Göz bozuklukları çocukların başarısını etkileyebilir

    Bursa Şehir Hastanesi’nde görevli Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Güler Kılıç, okul çağındaki çocuklarda görülen göz hastalıkları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Çocuğun tahtaya gözlerini kısarak bakması, gözlerini kırpıştırması ya da kitap okurken satırları atlaması gibi durumların göz bozukluğuna işaret olabileceğini belirten Uzm. Dr. Kılıç, “Çocukların düzenli kontrole getirilmemesi sebebi ile okul başarılarında bir düşüklük olabilir. Bu konuda ailelere çok büyük görev düşüyor. Öğretmenlerin söylediklerini mutlaka dikkate alsınlar” dedi.

    Yılda bir kez herhangi bir problemi olmayan çocukların göz muayenesi olması gerektiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Kılıç, “Eğer ki öğretmen veliyi çocuğun okul başarısında düşme, özgüven eksikliği gibi bir durum sebebi ile uyarırsa hemen aklımıza kötü bir şey getirmeden önce belki basit bir göz problemi ile bu sorunun çözülebileceğini aklımızdan çıkarmayalım. Bu gibi durumlara baş ağrısı da eşlik ediyorsa – ki göz hastalıkları ile eşlik edebiliyor- çocuk hastalıkları hekimine muayene olduktan sonra biz göz doktorlarına başvurmalarını istiyoruz.

    Halk arasında göz bozukluğu dediğimiz ; miyopi, hipermetropi ve astigmatizma gibi göz kırma kusurlarının tanısını burada koyuyoruz. Örneğin hipermetropisi olan çocuğun özellikle yakın görme bozukluğu gözlük ile düzeltilebilir. Bu tedavi ile çocuğun baş ağrısı yakınmaları azalabilir. Çocukta sadece kırma kusurlarının tedavi edilmesiyle çocuğun okul başarısında gözle görülür artış olabileceğinden öğretmenlerin velileri uyarmaları halinde göz hekimine başvurmalarını öneriyoruz.

    20 dakikada bir gözler dinlendirilmeli

    Çocuklarda ekran maruziyetinin önüne geçmek için yapılması gerekenleri sıralayan Uzm. Dr. Kılıç, “Burada ailelere görev düşüyor. 20-20-20 kuralı dediğimiz bir yöntem var. 20 dakikada bir 20 saniye 20 metre uzağa bakarak gözü dinlendirme dediğimiz bir göz egzersizi yapmasını istiyoruz. İki saat boyunca sürekli ödev yapacaksa çocuk , ara vererek dersini çalışmalı sürekli ekrana maruz kalmamalıdır. Miyopi, hipermetropi ve astigmatizma gibi hastalıkların sadece gözlük veya kontakt lens ile önüne geçebileceğimiz için en azından yılda bir kez çocuklarımızı göz muayenesine getirerek okul başarısını, arkadaşları ile uyumunu kendine güvenini sağlayabiliriz” ifadelerini kullandı.

  • Okul öncesi göz kontrolünün önemi

    Okul öncesi göz kontrolünün önemi

    Okul öncesi görme bozukluklarının tedavi edilmemesi halinde çocukların öğrenme kabiliyeti, okula uyum süreci ve kişiliklerinin olumsuz etkileneceğine dikkat çeken Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Adnan İpçioğlu, “Ailelerin çocuklarının eğitim hayatındaki başarısı için bu konuda önlem alıp gerekli tetkikleri yaptırması gerekiyor. Görme problemleri, okul öncesi çocukların yüzde 5 ile 10’unu, okul çağındaki çocukların ise yüzde 20 ile 30’unu etkiliyor. Çocukların derslerdeki düşük başarıları, öğrenme kabiliyetlerinden değil, görme bozukluklarından kaynaklanıyor olabilir” dedi.

    Okula başlamadan önce ve okul süresince düzenli göz muayenesi yapılması gerektiğini vurgulayan İpçioğlu, “Çocuklarda en sık görülen hastalıklar arasında göz kayması, göz tembelliği, gözyaşı kanalı tıkanıklığı, miyop, hipermetropi, şaşılık, astigmatizma ve konjonktivit yer alıyor. Erken tanı yapılmaz ise çocuğun tahtayı yeterince iyi görememesi, okurken satır atlaması, cümleleri eliyle takip etmesi, bir gözünü daha öne alarak kitaba bakması, televizyonu yakından seyretmesi, gözlerde sulanma ve ödevlerini yaparken zorlanması gibi durumlar okul başarısını olumsuz etkiliyor” diye konuştu.

    Çocuğunun görme bozukluğunun farkında olmayan ailelerin, çocuklarının derslerdeki düşük başarılarını öğrenme yeteneklerinin düşüklüğüne bağladığının da altını çizen İpçioğlu, “Öğrenme kabiliyetinde eksiklik olmayan çocuklar, iyi göremediği için derslerinden geri kalabiliyor. Göz bozukluğunda önlem alınmadığında, gözde tembellik başlıyor ve bu durum ilerleyen yıllarda çocuğun görme kalitesini daha ciddi oranda etkiliyor. Çocuk göz sağlığı için, 6 ayda bir düzenli kontrol önemli. Erken konulan teşhis ile tedavi süreci de kolayca atlatılabiliyor” şeklinde konuştu.

  • Bilgisayar körlüğü hastalığı

    Bilgisayar körlüğü hastalığı

    Her gün hayatın bir alanında, bilgisayar, telefon ya da tabletteki oyuna odaklanmış, çevresindeki olup bitenle ilişkisini tamamen kesmiş onlarca çocuk görmek mümkün hale geldi. Ancak uzmanlara göre bu durum, çocuklarda çok ciddi sağlık ve gelişme sorunlarına yol açıyor. Tablet, bilgisayarlar ve akıllı telefonlar nedeniyle çocuklarda boyun ve bel rahatsızlıkları başta olmak üzere çok sayıda rahatsızlığın ciddi biçimde artış gösterdiği belirtiliyor. Bu aletler, yoğun biçimde kullanım nedeniyle gelişme çağındaki çocukların omurgalarında ciddi hasara yol açıyor. Boyun, sırt, bilek ve göz ağrısı gibi hastalıklar, en fazla 5-9 yaş arası çocuklarda görülmeye başlandı. Uzmanlara göre en iyi tedavi, çocukların tablet ve akıllı telefon kullanımına sınırlama getirilmesi.

    Bu çerçevede yaz tatilinin başlaması üzerine özellikle çocuklarda bilgisayar, tablet ya da akıllı telefon kullanımı arttı. Bilgisayar, tablet ya da akıllı telefon kullanımının artması üzerine çocuklarda uzağı görememe şikayetlerinde artış yaşanmaya başlandı. Yapılan muayenelerde özellikle çocuklarda uzağı görememe şikayetlerinin yoğun bilgisayar, tablet ya da akıllı telefon kullanımına bağlı bilgisayar körlüğü hastalığının olduğu tespit edildi.

    Uzağı görmekte zorlanıyorsanız bilgisayar körlüğü hastalığına yakalanmış olabilirsiniz

    Yaz ayının gelmesiyle birlikte okullarında kapandığını hatırlatan Özel Kastamonu Anadolu Hastanesine Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Barış Kömür, “Çocuklarımızda yaz tatilinde boş vakitleri çok fazla oluyor. Bu nedenle ders çalışmayı bırakıp daha çok tablet, bilgisayar gibi cihazlarla vakit geçirmeye başladılar. Bu cihazların günde iki saatten fazla kullanımı gözde ciddi bozukluklara yol açabiliyor. Miyop dediğimiz rahatsızlıkların ilerlemesine ve uzağı görememe gibi sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle çocuklarımızın daha çok dışarıda vakit geçirmelerini, açık ortamlarda durmalarını ve daha çok dışarıda oyun oynayarak vakitlerini geçirmelerini tavsiye ediyoruz. Bu yönde velilerimizin çocuklarını teşvik etmeleri gerekiyor. Parlak ekranlara uzun süre bakmak özellikle gece vakti bakmak bir hayli sıkıntı oluşturabiliyor gözde, gözün hassas tabakalarına zarar verebiliyor. Bizlerin bilgisayar körlüğü dediğimiz tablet körlüğü dediğimiz sebeplere yol açabiliyor. Bu yüzden tablet ya da bilgisayar gibi cihazların kullanımına özen gösterilmesini tavsiye ediyoruz” dedi.

    “Tablet ya da akıllı telefonları karanlık modta kullanmak gerekiyor”

    Bilgisayar, tablet ya da akıllı telefon kullanımının uzağı görmede sorun çıkartabileceğini söyleyen Dr. Barış Kömür, “Uzağı görme noktasında problemimiz var ise bizlerde bilgisayar körlüğü hastalığı olmuş olabilir. Özellikle tablet, bilgisayar ya da cep telefonunu gece vakti kullanmak ne yazık ki uzağı göremememize sebep olabiliyor. Bu sebeple göz hekimimize başvurup bu konuyla ilgili detaylı bir muayene istenilmesi gerekiyor. Tablet ya da bilgisayar kullanımı bırakıldığı zaman uzağı görememe sorunu düzelebiliyor. Fakat uzun süre tablet ya da bilgisayar kullanımı kalıcı hasara da yol açmış olabilir” diye konuştu.

    “Ekran parlaklığını düşük seviyede kullanmak gerekiyor”

    Ekran parlaklığının düşük seviyede kullanılmasını tavsiye ettiklerini belirten Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Barış Kömür, “Göz yorgunluklarına karşı göze direk gelen ışıkları engelleyici gözlükler bulunuyor. Bu gözlükleri kullanabiliriz. En önemlisi süreyi yani tablet ya da bilgisayar, cep telefonu kullanımını minimum tutmamız gerekiyor. Ekran parlaklığını daha düşük seviyede tutup normal karanlık ortam yerine aydınlık bir ortamı tercih etmemiz gerekiyor. Gündüz ekran parlaklığını daha düşük değerlere alarak o şekilde cihazlarımızı kullanabiliriz. Geceleyin de karanlık modta ve düşük kontrast ayarlarında kullanılması gözümüzün yorulmaması açısından daha faydalı olabiliyor. En iyisi cihazlarımızın kullanım süresini azaltmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

    Uzun süre tablet, bilgisayar ya da akıllı telefon kullanımının gözde kuruluğa da yol açtığını söyleyen Dr. Kömür, “Tablet, bilgisayar ya da cep telefonuna çok fazla bakıldığında göz kırpma sayımız azaldığında ister istemez kuruma oluyor. Bunun için suni gözyaşları kullanabiliyoruz. Gözümüzdeki kuruluğu dengelemek için suni gözyaşı faydalı olabilir. Bilgisayar ya da tableti kullanmamız gerektiğinde 10 dakikada bir 10 metre uzağa bakıp gözümüzü dinlendirip bir dakikalığına, ondan sonra işimize devam edersek daha az zarar almış oluyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Uzun ekran süresi tehlikesi

    Uzun ekran süresi tehlikesi

    Uzamış ekran süresinin neden olduğu göz problemleri hakkında bilgilendirmede bulunan Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, “Öncelikle akıllı telefonların son 10 yılda ne kadar yaygınlaştığına bir bakalım. 2010 yılından ergenlerin sadece yüzde 5’inde akıllı telefon varken, artık neredeyse yüzde 90’ı akıllı telefon kullanıyor. Akıllı telefona bakarak geçirdikleri saat ise ortalama 2-4 saat. Kalan zamanlarının çoğunda okul ve ders ile ilgili aktiviteler nedeniyle de yakına bakarak zaman geçiriyorlar. Neredeyse günün 10-12 saatini yakına bakma şeklindeki aktivitelerde geçirmiş oluyorlar. Bu durum ise göz ve görme fonksiyonumuz için oldukça zorlayıcı bir durum” diye konuştu.

    “Ailelerin hassasiyet göstermesi gerekiyor”

    Çocuklarda ekran süresi ailelerin en çok baş etmek de zorlandığı konulardan birisi olduğunu ifade eden Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, şöyle devam etti:

    “Bu konuda ailelerin hassasiyet göstermesi gerekiyor. Ekran süresinin uzun saatlere yayılmasının en çok neden olduğu sorunlar; odaklanma bozukluğu (akomodasyon spazmı, miyopi gelişmesi (uzağı görememe), gözde içe kayma (ezotropya) ve göz kuruluğu olarak sıralayabiliriz. Bu sorun sadece ülkemizde değil tüm dünyada yaygın olarak karşılaşılan bir problem ve özellikle 4 saati aşan ekran maruziyeti ile aniden başlayan içe kayma sorunları da sıklıkla bildirilmektedir.” Çocukların dışında özellikle bilgisayar başında çalışan meslek gruplarında bu göz hastalıklarının sıklığının arttığını dile getiren Çağatay, “Yine genç yetişkinlerde gözde içe kayma sorunu, göz kuruluğu, miyopinin artması gibi sorunlara neden olduğu tıp literatüründe yer almaktadır.”

    “Açık havada vakit geçirmek çok önemli”

    Bu sorunlarla karşılaşmamak adına, açık havada vakit geçirilmesinin önem taşıdığını söyleyen Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, “Ayrıca ekran süresi yönetiminin ailece alınacak kararlar ile uygulanması önem taşıyor. Çocuklara ve ergenlere konulacak yasakların başarılı olma ihtimali neredeyse yok. Ailece alınacak kararlar ve hatta ekran kullanımı bir bağımlılık haline geldiyse psikolojik destek alınması uygun olabilir. Tüm bu sorunların yanında aşırı ekran kullanımı, göz dışında bedensel ve ruhsal birçok olumsuz etkisi var. Bu nedenle uzamış ekran maruziyeti sorunu ihmal edilmemelidir” dedi.

  • Dünya’nın gözü bu tarlada

    Dünya’nın gözü bu tarlada

    Tüm dünya için büyük bir öneme sahip olan buğday ve arpaya, kuraklık ve savaşlar nedeniyle ulaşılması zor bir hal aldı. Bu sıkıntının önüne geçebilmek için ise Türk bilim adamları kolları sıvadı. Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Dekanı Prof. Dr. Tolga Karaköy öncülüğünde Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi tarafından soğuk ve kuraklığa dirençli, ürün kalitesi yüksek buğday ve arpa çeşidi geliştirilmesi için uzun zamandır çalışmalar sürdürülüyordu. Üniversitenin 250 dekarlık uygulama tarlasında kuraklık, soğuk ve hastalıklara dirençli 3 bin 500 çeşit adayından elde edilen ürünlerin hasadı gerçekleştirildi. Çalışmayla gelecekte dünyayı bekleyen kuraklık ve kıtlık tehdidine karşı önlem alınması hedefleniyor.


    “Çeşit adaylarımızdan yüksek verim ve kalite değerine sahip olanları tescil ettirmek üzere Tohum Tescil ve Sertifikasyon Merkezi’ne göndereceğiz”

    Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Dekanı Prof. Dr. Tolga Karaköy, uygun gördükleri buğday çeşit adaylarını Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi’ne göndereceklerini ifade ederek, “ Burası Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Tarımsal AR-GE Merkezi. Burada yürüttüğümüz ıslah çalışmaları var. Bu ıslah çalışmalarında tahılların hasat dönemi geldi. Özellikle arpa, buğday ve yulafta ıslah çalışmalarımız var. Şu anda arpa ve buğdayın hasadını gerçekleştiriyoruz. Burada Sivas ekolojik şartlara uygun yeni çeşitlerin geliştirilmesine yönelik olarak yaptığımız çalışmalar var. Her biri birbirinde farklı genotipik yapıya sahip yaklaşık 3 bin 500 adetı çeşit adayımız var. Bu çeşit adaylarımızdan bugüne kadar gözlemler aldık. Hasat sonrası da bunların verim düzeylerine ve kalitelerine bakarak uygun gördüklerimizi Tohum Tescil ve Sertifikasyon Merkezi’ne göndereceğiz. Yöremizde de ıslah edilmiş ilk çeşitleri çiftçimize ulaşmasını sağlamış olacağız” dedi.

    “Bu sene verim oldukça iyi”

    Bu sene verimin oldukça iyi olduğunu belirten Karaköy, “Bu sene ekstra yağışlar vardı. Yağışların olmasından dolayı da materyallerimizde doğal bir epidemi oluştu. Burada pas ve septoria gibi hastalıklara karşı da incelemiş olduk. Bu sene verim oldukça iyi diyebilirim. Özellikle ekmeklik ve makarnalık buğdaylarda oldukça güzel çeşit adaylarımız var. Ekmeklikte yöremizde yaşanan en büyük problemlerden bir tanesi protein değerinin düşük olması ve enerji değerinin düşük olmasıydı. Bizim de çeşit adaylarımız içerisinde protein ve enerji değeri yüksek ekmeklik adaylarımız var. Bu şekli ile yöremizde ve ülkemizde benzer ekolojilerde kullanılabilecek kaliteli çeşit adaylarını Türk tarımına kazandırmış olacağız” diye konuştu.

    “Dünyada benzer ekolojilerde üretime katkısı olacaktır”

    Karaköy, tahılların stratejik bir ürün olduğuna değinerek, “Tahıllar, stratejik üründür. Gerek tahıllar, gerekse şeker pancarı gibi ürünler stratejik öneme sahip. burada geliştireceğimiz bir çeşit öncelikli olarak ülkemize fayda sağlayacaktır. Onun haricinde dünyada benzer ekolojilerde üretime katkısı olacaktır” şeklinde konuştu.

  • Bursa’da koşarken küçük çocuğun gözüne bıçak saplandı

    Bursa’da koşarken küçük çocuğun gözüne bıçak saplandı

    Olay, saat 17.00 sıralarında Ertuğrulgazi Mahallesi İlgi Sokak’ta bulunan evde meydana geldi. 4 yaşındaki Mustafa Ali, evde elma soyduğu bıçakla koşarken düştü.

    Düştüğü sırada bıçak sağ gözüne saplandı. Kanlar içinde kalan çocuk, ailesi tarafından özel araçla İnegöl Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yapılan tetkiklerin ardından görme yetisini kaybeden çocuk, özel araçla ailesi tarafından Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.

  • Gözünden 11 sinek larvası çıkarıldı

    Gözünden 11 sinek larvası çıkarıldı

    Tatvan ilçesinde yaşayan ve göz ağrısı şikayeti olan Y.Y.T’nin ailesi, çocuğu Rahva bölgesindeki Bitlis-Tatvan Devlet Hastanesine götürdü.

    Burada yapılan muayenede göz kapağında 11 sinek larvası tespit edildi. İki gün arayla yapılan müdahalenin ardından gözündeki larvalar çıkarılan çocuk taburcu edildi.

    Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Halil İbrahim Ateşoğlu, çocuğun durumunun iyi olduğunu söyledi.

    Hastanın göz ağrısı ve kızarıklık şikayetiyle geldiğini anlatan Ateşoğlu, şöyle konuştu:

    “Yaptığımız muayenede hastanın göz kapağı altında hareket eden kurtçukları fark ettik ve mikroskobik muayenede temizledik. İlk gün 8 kurtçuk çıkardık. Antibiyotik damla tedavisini verdik ve ertesi gün hastayı kontrole çağırdık. Kontrole gelen hastanın şikayetleri gerilemişti ancak yaptığımız muayenede 3 kurtçuk daha gördük ve temizledik. Hastanın şu an için durumu iyi ve taburcu oldu.”

    “Yaz aylarında görülme oranı daha fazladır”

    Ateşoğlu, “Bu durumun yaz aylarında nehir ve göl kenarlarında, kırsal kesimlerde bulunan ve hayvancılıkla uğraşan kişilerle görülme oranı daha fazladır. Sineğin bıraktığı larvaları biz hareket eden kurtçuk olarak görürüz. Mikroskobik muayene altında pamuk yardımıyla temizleriz.” dedi.