Etiket: Gözde

  • Düzce sinema dünyasının da gözdesi

    Düzce sinema dünyasının da gözdesi

    Doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi ve kültürel zenginliği ile ‘saklı cennet’ olarak adlandırılan Düzce, sinema dünyasının da ilgisini çekiyor. Hem doğaseverlerin, hem tarih meraklılarının uğrak noktası olan Düzce, doğal film platosu olarak sinema filmlerine ev sahipliği yapıyor.

    Mustafa Miraç Kaya’nın senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini üstlendiği “Sobe: Sakallı Bebek” filminin çekimleri Düzce’de gerçekleştirildi. Gürcü Çiftlik Köyü, Efteni Gölü ve Gölyaka ilçesi başta olmak üzere tamamı Düzce’de çekilen filmin oyuncu kadrosunda ve teknik ekibinde de ağırlıklı olarak Düzceliler yer aldı. Düzce Belediyesi’nin de destek verdiği ve çekimleri 14 günde tamamlanan filmin oyunculu ilk gösterimi 3 Mayıs Cuma günü Düzce’de olacak.

    Filmin senaristi ve yönetmeni Mustafa Miraç Kaya, Düzce’nin dokusu ve görsel güzelliği ile doğal bir film platosu olduğunu ifade ederek, “Kendini arayan bir kadının hikayesini, aşk ve gurur arasındaki ince çizgilere temas eden bir konuyu anlattık. Sinema çekmek için doku ve görsellik her şeyden daha önemlidir. Bakir güzelliği olan Düzce’yi keşfetmek bizim için bulunmaz bir nimetti. Her dokusu, her görseli, her karesi, kültürü, gizemliliği, zaman zaman asiliği tam olarak bize hitap ediyordu. Düzce’nin tamamına filmimizde yer verdik. Sağ olsunlar Belediye Başkanımız Dr. Faruk Özlü bizi çok güzel ağırladılar. Kendileriyle projelerimiz hakkında görüştük ve bizi desteklediler. Filmin teknik ekibinin neredeyse tamamı Düzce’nin yerlisi olan kişilerdi. En önemlisi kendisi de Düzceli olan başrol oyuncumuz Taha Bakıcı İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun nadide isimlerinden bir tanesi. Sevgili Onur Urhan yine Düzce’nin var ettiği tiyatro sanatçılarından bir tanesi. Hem kişisel asistanım, hem yardımcı yönetmenim Batuhan Erzurum yine Düzce’de var olan bir arkadaşım. Muazzam bir film çektik, keyifle çalıştık, aşığı olduk. Artık biz de Düzce’den gitmeyelim dedik. Fahri Düzceli olduk. Buradan ev aldık” dedi.

    İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nün de desteği ile senaryosunu yazdığı filmin çeşitli üniversiteler tarafından 8 ödüle layık görüldüğünü anlatan ve filmi gümbür gümbür gelen bir Türk eseri olarak nitelendiren Kaya, filmin sinemaların hemen ardından birkaç dijital platformda aynı anda gösterime gireceğini ve Türkiye’den sonra Azerbaycan ve Hindistan sinemalarında da yer alacağını sözlerine ekledi.

    Başrol oyuncularından Taha Bakıcı da, “Düzce’nin dokusunun ve havasının da filmde parmağı var. Biz oyuncular olarak çok güzel çalıştık. Filmimizi ilk önce Düzceliler izleyecek. 3 Mayıs saat 19.15’te gerçekleştireceğimiz oyunculu gösterime tüm Düzceli dostlarımızı ve büyüklerimizi davet ediyoruz” ifadelerinde bulundu.

  • Turizmin yeni gözdesi

    Turizmin yeni gözdesi

    Aydın Bozdoğan’da, turkuaz rengi suyu, sarp kayalıkları, tarihi kalıntıları ve eşsiz güzelliği ile iç turizmin yeni gözdesi olan, “Arapapıştı” olarak da bilinen İnceğiz Kanyonu ziyaretçi akınına uğruyor.
    Milyonlarca yıllık jeolojik hareketlerin ardından Akçay’ın tertemiz suları ile aşınan ve her iki tarafında 380 metre yüksekliğe kadar ulaşabilen Denizli-Muğla-Aydın sınırlarında yer alan İnceğiz Kanyonu, doğal serinliğinin yanı sıra macera ve doğa tutkunlarını buluşturan tekne turlarıyla uğrak yerler arasına girdi.

    Bozdoğan ilçesinde kurulu Kemer Barajını besleyen Akçay’ın aşındırdığı kanyonda bahar aylarıyla başlayan ve suların çekildiği yaz ortasına kadar süren tekne turları bölge ekonomisine de canlılık veriyor.
    Firmalarla birlikte bireysel şekilde yerli ve yabancı turistlerin uğrak rotaları arasında yer alan 6 kilometre uzunluğundaki kanyonda 2 bin 500 yıllık antik kalıntılar, kral mezarı, kayalara gizlenmiş manastır, yabani canlılar ile turkuaz, yeşil ve kahverenginin her tonunun harmanlandığı muhteşem bir doğa hem fotoğraf tutkunlarının hem de doğaseverlerin tutkusu haline gelmiş durumda.

    Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun 2017 yılında başlattığı çalışmaların ardından tekne turları ile iç turizme kazandırılan kanyonda bugün itibarıyla 9 tekne ziyaretçilerine hizmet veriyor. Adeta Ege’nin saklı cenneti olarak her geçen gün cazibesini artıran İnceğiz Kanyonu, deniz turizmi yerine iç turizmi tercih eden 7’den 77’ye herkesi mutlu etmeyi başarıyor.

    Türkiye’ye Cape Town, South Afrika’dan gezmek için gelen Inus ve Helene Marais çifti, Türkiye’de birçok yeri gezdiklerini ve İnceğiz (Arapapıştı) kanyonunu ise oldukça ilginç ve güzel bulduklarını, herkesin mutlaka Türkiye’yi görmesi gerektiğini ve Türkiye’yi çok sevdiklerini ifade ettiler.

    “Deniz kıyısı yerine burayı tercih ettik”
    Tekne turuna Aydın’dan katılan Ayşenur-Aydın Kement çifti de havanın çok sıcak olması nedeniyle deniz kıyısı yerine İnceğiz Kanyonu’nda düzenlenen tekne turuna katıldıklarını ifade ederek, “Buraya 2. kez geliyoruz. Oldukça da beğendik.

    Bozdoğan genel olarak zaten serin bir yer. Aydın da sıcak olduğu için Temmuz ayının sıcaklığında burası, özellikle de Arapapıştı Kanyonu çok güzel değerlendirilebilecek bir yer. Tavsiye ederiz yani. Aydın-Denizli ve Muğla üçgeninin olduğu bölgeye kadar gittik. Biraz sular çekildiği için daha ileriye gidemedik ama çok güzel, gerçekten gezilmesi gereken bir yer. İdeal bir yer. Serinliği güzel, doğayla iç içe. Yani turkuaz mavisi, yani deniz tarzında bir suyu var. Su rengi çok güzel” dedi.

    “Buradan çok memnun kaldım”
    Tekne turuna İzmir’den katılan 75 yaşındaki Reis Manduz, “Karslıyım. İzmir’de oturuyorum. İzmir’den geldim. Burada görev yapan torunumla geziye katıldım. Buradan çok memnun kaldım. Çok iyi ve güzel oldu. Hava güzel” diye konuştu.

    “Dünyanın her yerinden geliyorlar”
    7 yıldır tekne kaptanı olarak görev yaptığını ifade eden Güven Aysal ise, “Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu burayı turizme kazandırdı. Kazandırdıktan sonra yaklaşık Mart aylarında açılıp, suyun yeterli olduğu sürece eylüle, ağustosa kadar tekne turlarına devam etmekteyiz.

    Su çekildiğinde, yeterince su olmadığı zaman kanyon turlarımızı bırakıyoruz. Kanyonumuzda su olduğu sürece tekne turlarımız devam ediyor. Buraya da her geçen gün talep artıyor. 9 tane teknemiz var. Sular azaldığı zaman bunların dört veya beş tanesi faaliyet gösteriyor. Dünyanın her yerinden geliyorlar. Burası göl olmasına rağmen turizm olarak çok büyük katkı sağlamaktadır” dedi.

  • Sel, en gözde mekanı da vurdu

    Sel, en gözde mekanı da vurdu

    Zonguldak’ın en gözde turizm mekanlarından olan Gökgöl mağarası selden zarar gördü.
    Zonguldak’ta turizmin önemli yerlerinden olan ve bu yıl yerli ve yabancı bir çok turisti ağırlayan Gökgöl Mağarası’nda selden zarar gördü. Sağanak yağış nedeniyle mağara içine su bastı. İçeri giren su nedeniyle bir çok yer zarar gördü. Mağara da ekipler tarafından temizleme çalışması başlatıldı.

     

  • Pazarın gözdesi; Şahdadaş

    Pazarın gözdesi; Şahdadaş

    Kurban Bayramı’na az bir zaman kala kurbanlıklar pazarlar hareketlenmeye başladı. Erzurum’da kurulan pazarda yaklaşık 1 Ton 200 kiloluk “Şahdadaş” isimli tosun alıcısını bekliyor. Pazara gelen vatandaşların ilgi odağı olan 4 yaşındaki “Şahdadaş”, iri cüssesi ve ağırlığı yanında uysal haliyle dikkat çekiyor.

    Hayvanın yetiştiricisi ve sahibi Hatem Yıldırım, pazarın ve Erzurum’un en büyük tosununu yetiştirmenin heyecanını yaşadıklarını belirterek, “Şahdadaş’tan ayrılmak zor. Şu anda 185 bin lira fiyat koyduk. Elbette ciddi alıcısı çıkarsa pazarlık yaparız. Bakalım kime nasip olacak” dedi.

  • Düğün çiçeği üreticinin gözdesi oldu

    Düğün çiçeği üreticinin gözdesi oldu

    Örtü altı üretimde söz sahibi Antalya, kesme çiçek üretiminde de başı çekiyor. Antalya’nın Kundu ilçesinde 200 dekar alanda 7 farklı çeşit kesme çiçek üreten Yasin Başkurt, yıllık ortalama ürettikleri 10 milyon dal çiçeğin 9 milyon dalının ihraç edildiğini söyledi.
    Düğün çiçeğinin (rananculus) üretiminin zor ve riskli olduğunu belirten Yasin Başkurt, Türkiye’de sadece Antalya’da üretildiğini belirterek şunları söyledi:

    “Düğün çiçeği en zor üretilen tür. Çünkü sıcağı sevmiyor, soğuk da geç oluyor. Yola dayanıklı değil. Piyasada bilinmiyor. Türkiye’de sadece Antalya’da üretiliyor. En çok üretimi biz yapıyoruz. Riskli olduğu için kimse üretmek istemiyor.”

    Kış çiçeği

    Üretici Yasin Başkurt, “200 dekar alanda 20 yıldır çiçek üretiyoruz. 7 çeşit çiçek üretiyoruz. Ornis, ranakus, dianthus, grintirik, anemon, karanfil ve hüsnü yusuf. Şu an seramızda düğün çiçeği var. Kış çiçeğidir. Eylül ayında soğuk havada bir ay şokluyoruz. Orada filizleniyor. Ekim ayının başlarında da araziye dikiyoruz. 60 gün sonra hasat başlıyor ve bu dönemde de hasat bitiyor. Nisan ayının sonunda hasat tamamlanıyor” dedi.

    Dekar başına 100 bin dal hasat

    Yurt içinde düğün çiçeğinin tanınmadığını kaydeden Başkurt, “15 dekar alanda ektiğimiz düğün çiçeğinden dekar başına 100 bin dal hasat ettik. Yüzde 90 yurt dışına satışlar yapılıyor. Hollanda ve Almanya ihraç edilen ülkelerin başında geliyor. Ortalama 3-4 TL arasında satış yapılıyor. Yurt içinde İstanbul ve İzmir’e satış yapılıyor. Yurt içinde çok tanınmıyor ve çok özel bir çiçek olduğu için tanınmıyor. Karanfil ve papatyayı yurt içi daha çok tercih ediyor” diye konuştu.


    Düğün çiçeğinde sezonun tamamlandığını ifade eden Başkurt, “Şu an ornis çiçeğinin hasadı başladı. Soğanlı bir çiçek. Bir ay boyunca susuz bir şekilde vazoda yaşayabiliyor. Sümbüle benziyor. Yurt dışına gidiyor. Pahalı bir çiçek. Yurt içinde bilinmiyor. 8-10 lira arasında ihraç ediliyor. Yıl içinde 10 milyon dal çiçek üretiyoruz. Yaklaşık 9 milyon dal çiçeği ihraç ediyoruz” şeklinde konuştu.