Etiket: gümüşhane

  • Şehit annesinin köyüne baz istasyonu kuruldu

    Şehit annesinin köyüne baz istasyonu kuruldu

    Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine bağlı Başpınar köyü nüfusuna kayıtlı Piyade Sözleşmeli Er Selman Güler’in köyüne annesi Ayfer Güler’in talebi üzerine Vali Kamuran Taşbilek’in girişimleriyle baz istasyonu kuruldu.

    Şehidin annesi Ayfer Güler’in geçtiğimiz haftalarda oğlu için okutulan mevlidin ardından köylerinde telefon çekmediğini söylemesi üzerine harekete geçen Gümüşhane Valisi Kamuran Taşbilek, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve cep telefonu operatörleriyle iletişime geçerek Başpınar köyüne baz istasyonu kurulması için girişimlerde bulundu.

    Gerekli çalışmaların yapılmasının ardından şehidin Başpınar köyündeki evini eşi Sibel Taşbilek’le ziyaret eden Vali Kamuran Taşbilek, anne Ayfer Güler’e cep telefonu hediye ederek telefonun çekip çekmediğini bizzat kontrol etti. Şehit annesi Ayfer Güler, isteklerini hızlıca yerine getiren Gümüşhane Valisi Kamuran Taşbilek’e teşekkürlerini iletti.

    “Annemize elimizden geleni yapacağımızı, sıkıntılarını çözeceğimizi söylemiştik”

    Ayfer Güler’in kendilerinden talebini ivedilikle yerine getirdiklerini belirten Vali Taşbilek, “Şehidimizin mevlidinde annemizi tekrar ziyaret ettiğimizde annemiz cep telefonlarının çekmediğini bize beyan etmişti. Biz de o beyan üzerine hemen annemize elimizden geleni yapacağımızı, sıkıntılarını çözme noktasında gayret edeceğimizi söylemiştik. Gerekli görüşmeleri yaptık, sağ olsunlar Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız sayın Adil Karaismailoğlu başta olmak üzere herkes meseleyi çok sahiplenerek, çok hızlı bir şekilde hareket ederek şehidimizin annesi, Ayfer annemizin bizden talebini ivedilikle yerine getirdiler. Hem telefon hatlarının bu noktada çekmesini sağladılar hem de bugün annemize de bir hediyede bulunmak istediler. O hediyeyi de geldik beraber verdik” dedi.

  • Rus İHA’sı Türkiye’ye düştü! Köylüler tarafından bulundu

    Rus İHA’sı Türkiye’ye düştü! Köylüler tarafından bulundu

    Gümüşhane’de Kürtün ilçesine bağlı Tilkicek köyü ile Kazıkbeli Yaylası arasındaki dağlık araziye mantar toplamaya giden vatandaşlar, yerde hasarlı İnsansız Hava Aracı (İHA) gördü.

    İhbar üzerine bölgeye sevk edilen güvenlik güçleri, kanat açıklığı yaklaşık 3 metre olan İHA’nın Rus yapımı silahsız keşif amaçlı Orlan-10 modeli olduğunu belirledi.

    Bin 400 kilometre menzilli İHA’nın savaş nedeniyle Ukrayna bölgesinden veya Suriye bölgesinden sinyal koptuktan sonra kendi kendine bu bölgeye kadar gelip düştüğü değerlendiriliyor.

    Güvenlik güçleri tarafından olay yerinden alınan İHA, incelenmek üzere Ankara’ya gönderildi.

  • Türkiye’nin ilk başörtülü başsavcısı oldu

    Türkiye’nin ilk başörtülü başsavcısı oldu

    Kararnameyle Beyşehir Cumhuriyet Başsavcısı Tuba Ersöz Ünver, Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcısı olurken, Kayseri Hakimi Garip Aykanat da Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı oldu. Gümüşhane’nin yeni Cumhuriyet Başsavcısı Tuba Ersöz Ünver hem Türkiye’nin hem Gümüşhane’nin ilk başörtülü kadın İl Cumhuriyet Başsavcısı olurken aynı zamanda Gümüşhane’nin de ilk kadın Başsavcısı olma unvanını aldı. Gümüşhane’de Merkez, Kelkit, Torul ve Şiran ilçelerinde bulunan toplam 4 Adliye’deki 17 hakim ve savcı başka şehirlere giderken, 14 hakim ve savcı da Gümüşhane’ye atandı. Kararname ile Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcısı Veli Ecir İnegöl Cumhuriyet Başsavcısı olurken Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Bayram Ünlü de Niğde Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak atandı.

    Ankara Hakimi Naim Akdeniz, Bursa Hakimi Erhan Şimşat, Mut Hakimi Sümeyye Seyyar, Beyşehir Hakimi Etga Ünver, Ankara Hakimi Naim Akdeniz, Gümüşhane hakimliklerine atanırken Gümüşhane hakimleri Cemile Özer Bilgin Trabzon Hakimliğine, Berna Şahin Alpboğa Gerede Hakimliğine, Buse Kevser İncaman Osmaniye Hakimliğine, Muhammet Cihad Tunç Batman Hakimliğine atandı.

    Gümüşhane Cumhuriyet Savcıları Hayrullah Biçer Erzurum Cumhuriyet Savcılığına, Lütfullah Atilla Adıyaman Cumhuriyet Savcılığına, Yunus Emre Tabara Akşehir Cumhuriyet Savcılığına, Ahmet Tozluyurt Mucur Cumhuriyet Savcılığına atanırken, Acıpayam Cumhuriyet Savcısı Mustafa Aykut, Çekerek Cumhuriyet Savcısı Bedirhan Portak Gümüşhane Cumhuriyet Savcılığına atandı.

    Kelkit Cumhuriyet Savcısı Mahmut Özdemir Samsun Cumhuriyet Savcılığına, Kelkit Hâkimi Alperen Koçak Bitlis Hakimliğine atanırken Edirne Hakimi Merve Süyünbike Atnur Kelkit Hakimliğine atandı.

    Şiran Cumhuriyet Savcısı Oğuzhan Taşar Çorum Cumhuriyet Savcılığına, Şiran Hâkimi Burcu Kepez Fethiye Hakimliğine atanırken Sakarya Hâkimi Hilmi Soylu Şiran Hakimliğine, Edirne Cumhuriyet Savcısı Ertuğrul Tüfekcioğlu Şiran Cumhuriyet Savcılığına atandı.

    Torul Hâkimi Mustafa Oğuzhan Açıkkol Menemen Hakimliğine, Torul Cumhuriyet Savcısı Mustafa Recep Devecioğlu Akçadağ Cumhuriyet Savcılığına, Torul Cumhuriyet Savcısı Ahmet Oğuzhan Tekoğul Şarköy Cumhuriyet Savcılığına atandı. Kayseri Cumhuriyet Savcısı Muhammet Recai Fırat ise Torul Cumhuriyet Savcılığına, Kocaeli Hâkimi Fatma Püne Yolcu Torul Hakimliğine, Kocaeli Cumhuriyet Savcısı Eyüp Yolcu Torul Cumhuriyet Savcılığına atandı.

  • Tahribat yüzünden o verilere ulaşılamadı

    Tahribat yüzünden o verilere ulaşılamadı

    Gümüşhane’nin Dumanlı köyü sınırlarındaki Taşköprü Yaylası’nda yasal izinle yapılan define kazısında tahrip olan Dipsiz Göl’de, Jeomorfoloji Derneği’nce bilimsel inceleme raporu hazırlandı. Dipsiz Göl’ün ‘nivasyon sirk gölü’ olduğuna yer verilen raporda, göl tabanındaki tahribat nedeniyle alınan örneklerden sağlıklı veri elde edilemediği ve yaş ile kökeninin belirlenemediği kaydedildi.

    Kent merkezine 50 kilometre uzaklıkta, deniz seviyesinden 2 bin 140 metre yükseklikteki manzarasıyla ilgi çeken Taşköprü Yaylası’ndaki Dipsiz Göl’de ‘define’ söylentisiyle 2 kişi, kazı için başvuruda bulundu. Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün olumlu görüşlerinin ardından Gümüşhane Müze Müdürlüğü’nce ilgili kişilere define arama ruhsatı verildi. Bölgede, 6 Kasım 2019’da jandarma yetkililerinin eşlik ettiği çalışmada suyu tahliye edilen göl alanı, iş makineleri ile kazıldı. Kaynağı ve akarı olmayan Dipsiz Göl’de, 4 gün sürdürülen kazı çalışmaları, define bulunamayınca sonlandırıldı. Yol seviyesi ile birleştirilen göl alanı taş ve toprak yığını haline döndü.

    2 MÜDÜR, 1 MEMUR AÇIĞA ALINDI

    Olayın duyulmasının ardından tepki çeken kazıyla ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gümüşhane Valiliği’nce başlatılan çifte soruşturma kapsamında; Kültür ve Turizm İl Müdürü Hüseyin Ateş, Müze Müdürü Elif Öktem ile müze müdürlüğü çalışanı Yunus Ağa açığa alındı. Gümüşhane Valiliği’nce de kazı izni raporunun özensiz hazırlandığı açıklandı. Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi ve Ankara Barosu, Dipsiz Göl’de define arama ruhsatı veren sorumlular hakkında ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan kamu davası açılması için savcılığa suç duyurusunda bulundu.

    EYLEM PLANI HAZIRLANDI

    Kazı sonrası toprak doldurularak kapatılan Dipsiz Göl’ün eski haline döndürülmesi için çalışma başlatıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca hazırlanan 4 maddelik ‘Eylem Planı’ kapsamında göl için alana dökülen dayanıksız toprak çıkarıldı. Yerine ise suya dayanıklı kireçli ve killi toprak döküldü. Silindirle tabanı hazırlanan göl alanına, yandaki dereden boru hatlarıyla doğal kaynak suyu verildi.

    SU TUTTU, ÇAMUR OLDU

    Define kazısı sonrası yok olan ve eski haline dönüştürülmesi için su takviye edilen Dipsiz Göl, kış aylarında biriken ve buz tutan karın erimesi ile su tutmaya başladı. Yayladaki doğal kaynaktan 200 metre uzunluğundaki borularla su takviyesi yapılan gölde, su seviyesi 2 metreye ulaştı. Canlı yaşamın geri döndüğü göl, su tutmaya başladı ancak berraklığına kavuşamadı. Çamurlu haliyle gölün eski dokusundan uzak görünümü oluştu.

    2 ÜNİVERSİTEDEN ANALİZ

    Dipsiz Göl’de, Jeomorfoloji Derneği heyetince yapılan bilimsel araştırmalar tamamlandı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Merkez Laboratuvarı’nda taş, toprak ve çamurda x-ışını analizi, İstanbul Üniversitesi’nde ise polen ve spor kontrolü yapılarak rapor hazırlandı. Dipsiz Göl’ün kar kütlelerinin donma ve çözülmesi ile oluşan ‘nivasyon sirk gölü’ olduğuna yer verilen raporda, göl tabanındaki tahribat nedeniyle alınan örneklerden sağlıklı veri elde edilemediği ve yaş ile kökeninin belirlenemediği kaydedildi.

    ‘KEPÇENİN FÜTURSUZCA DALDIRILMASI, ŞANSIMIZI SİLDİ’

    Eski Jeomorfoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu, “Tahrip olmadan önce düzgün ve eksiksiz bir sondaj olsaydı geçmişten günümüze oradaki iklim koşulları ve bitki örtüsünün ne aralıklarla nasıl değiştiğini anlayabilirdik. Kazı sırasında iş makinesinin kepçesini fütursuzca daldırıp, yamaçtan aşağı boşaltmaları bütün bu şansımızı sildi, attı” dedi.

  • Sis kalkınca ortaya çıktı! Taşköprü Yaylası çöplüğe döndü

    Sis kalkınca ortaya çıktı! Taşköprü Yaylası çöplüğe döndü

    Gümüşhane sınırlarında, yeşil doğası ve temiz havasıyla ilgi gören 2 bin 140 rakımlı Taşköprü Yaylası, gelişigüzel atılan moloz ve evsel atıklar nedeniyle çöplüğe dönüştü. Doğa tutkunlarının yanı sıra yayla halkı, bölgede düzenli çöp alımları yapılması önerisinde bulunup, yakındıkları kötü görüntü ve kokunun da ortadan kaldırılmasını istedi.

    Kent merkezine 50 kilometre uzaklıkta, deniz seviyesinden 2 bin 140 metre yükseklikte, çevredeki 105 yaylanın merkezi konumunda yer alan Taşköprü Yaylası, gelişi güzel atılan moloz, hayvan leşleri ve evsel atıklar nedeniyle çöp yığınları ile doldu. Doğal güzellikleri, tarihi kalıntıları, zengin flora ve faunası ile foto safari turizmi için önemli potansiyele sahip yaylada, belirlenecek tarihlerde düzenli çöp alımları yapılması isteniyor. Doğa tutkunlarının yanı sıra yayla halkının da yakındıkları kötü görüntü ve kokunun da ortadan kaldırılması için çözüm üretilmesi bekleniyor.

    ‘HER YER ÇÖPLÜĞE DÖNDÜ’

    Doğal güzelliklerin çöplerle kapandığını belirten yöre halkından Hüseyin Ural, “İnsanlar buraya turizm amaçlı gezmeye geliyorlar. Piknik yapıyorlar. Herkes çöpünü bir poşete bir çuvala koyuyor. Gelip buraya çöp konteyneri soruyorlar. Burada hiçbir yerde çöp konteyneri yok. İnsanlarda çıkıyor buradan doğaya elindeki çöpü bırakıp gidiyor. Her yer çöplüğe döndü. Birkaç yıl önce burada çöp bidonları vardı ama şimdi yok. Önüne gelen çöpünü doğaya atıyor. Sinekler oluşuyor, kötü bir koku geliyor sürekli burnumuza zaten doğada çöp yığınlarına rastlamak mümkün. Burada yeşillikler içerisinde güzel manzaralar görmemiz gerekirken beyaz beyaz çöpler görüyoruz. Çiçek zannediyoruz ama meğer dağlardaki genellikle poşetler oluyor. Yazık günah” diye konuştu.

    ‘ÇÖPLERİMİZİ MERKEZE TAŞIYORUZ’

    Yaylada çöp alımı yapılmadığını belirten Hasan Turhal, “Yaylada çöp yığını haline dönüştü birçok yer. Buradan yetkililer gelip çöp almadıkları için insanlar çöplerini dağlarda belli yerlere bırakıyor. Çöp atacak yer yok. Kimi insanlar da çöplerini çuvallara doldurup merkezdeki çöp konteynırlarına atıyor ama herkesin arabası olmadığı için çoğu insan doğaya bırakıyor” dedi.

    ‘SİS KALKINCA ÇÖPLER ORTAYA ÇIKIYOR’

    Selahattin Mazlum ise “Burada büyük bir çöp sorunu var. Burada yaylada belirlenen bir yer var. Yasal değil ama insanlar çöplerini oraya atıyor. Kendi evimizin çöpünü genellikle çuvallarla merkeze taşıyoruz. Burası turizm alanı. Dağlardan sis kalktığı zaman atılan çöpler ortaya çıkıyor. Bu güzel ve eşsiz manzaraya bu görüntüler yakışmıyor. Buraya yetkililer gelip çöp almıyorlar” diye konuştu.

  • Buzul çağından kalma ‘Dipsiz Göl’ çamur göl oldu

    Buzul çağından kalma ‘Dipsiz Göl’ çamur göl oldu

    Gümüşhane’nin Taşköprü Yaylası’nda define kazısı sonucu yok olan ve eylem planı kapsamında eski haline döndürülmeye çalışılan, Buzul Çağı’ndan kalma 12 bin yıllık Dipsiz Göl, eski berraklığına kavuşamadı. Çamurlu haliyle göl, eski dokusundan uzak görünüme büründü. Jeoloji mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Kazı yapıldığı için gölü besleyen drenaj ve taban bozuldu. Her yağmurda göldeki hareketlilikte su bulanıp çamurlu görünecek. Doğallığı ile fauna ve florasını kaybeden gölün eski haline dönmesi çok zor” dedi.

    Gümüşhane kent merkezine 50 kilometre uzaklıkta, deniz seviyesinden 2 bin 140 metre yükseklikte olan ve manzarasıyla ilgi çeken Taşköprü Yaylası’ndaki Dipsiz Göl’de, ‘define’ söylentisi üzerine 2 kişi, kazı için başvuruda bulundu. Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün olumlu görüşleri üzerine Gümüşhane Müze Müdürlüğü’nce ilgili kişilere define arama ruhsatı verildi. Bölgede, 6 Kasım 2019’da, jandarma yetkililerinin eşlik ettiği kazıda suyu tahliye edilen göl alanı, iş makineleri ile kazıldı. Jandarma ekipleri, kazı alanına kimsenin yaklaşmasına izin vermedi. Kaynağı ve akarı olmayan Dipsiz Göl’de, 4 gün sürdürülen kazı çalışmaları, define bulunamayınca sonlandırıldı.

    EYLEM PLANI HAZIRLANDI

    Buzul Çağı’ndan kalma, 12 bin yıllık Dipsiz Göl’de tamamlanan kazı çalışmalarının ardından ekipler, alandan ayrıldı. Yol seviyesi ile birleştirilen göl alanı, taş ve toprak yığını haline döndü. Kazı sonrası toprak doldurularak kapatılan Dipsiz Göl’ün eski haline döndürülmesi için çalışma başlatıldı. 4 maddelik eylem planı kapsamında göl için alana dökülen, dayanıksız toprak çıkarıldı. Yerine ise suya dayanıklı kireçli ve killi toprak döküldü.

    ESKİ GÖRÜNTÜSÜ YOK

    Silindirle tabanı hazırlanan göl alanına, yandaki dereden boru hatlarıyla doğal kaynak suyu verildi. Göl çevresinin flora ve endemik türlerinin korunmasına yönelik de çalışma gerçekleştirildi. Göle yakındaki doğal kaynaktan su verildi. 1 ay boyunca su verilen göl doldu, su tutmaya başladı ancak berraklığına kavuşamadı. Çamurlu haliyle göl, eski dokusundan uzak görünüme büründü.

    ‘DİPSİZ GÖL ARTIK ÖLDÜ’

    Gölün eski haline dönmesinin mümkün olmadığını söyleyen jeoloji mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “Doğal ekolojik yapıyı yapay olarak yapmak mümkün değil çünkü göldeki koşullar kısa zaman içinde değil uzun jeolojik dönemde gelişmiş yapılardı. Göl suyunun bulanık olduğunu, eski özellikte olmadığını görüyoruz. Gölü besleyen sular yer altı ve yer üstü drenajı kazı nedeni ile tahrip edildi. Kazıda gölü besleyen drenaj sistemi yok edildi, doğal ekolojik yapı bozuldu. Dipsiz Göl artık ölmüştür” dedi.

    ‘DERS ÇIKARILMALI’

    Yapılanın hata olduğunu kaydeden Prof. Dr. Bektaş, “Bu hatadan ders çıkarılmalı. Bölgemizde bu göl gibi çok daha güzel ve büyük göllerimiz var. Bu gölleri korumamız lazım. Özellikle küresel iklim nedeni ile Doğu Karadeniz, Türkiye’nin en güzel yaşanabilir yerleri. Biz bu doğal güzellikleri turizme katabilirsek bu bölgenin yaşam kalitesi daha da çok artar” diye konuştu.

    Yaylada yaşayan Hüseyin Fidan ise “Göl, define arama bahanesi ile işgal edildi, doğası bozuldu. Bakanlık el koyduktan sonra gölde güzel çalışmalar yapıldı. Buranın turizme kazandırılmasını bekliyoruz” dedi.

    Süleyman Dervişoğlu ise “Gölü görmeye çok insan geliyor. Ben de gölde görsel bir şölen olsun, diye heves ettim, kaz aldım. Kazlarımı sürekli buraya getirip gölde yüzmelerini seyrediyorum” diye konuştu.

  • 5’inci katta düştü, yaşamam tutundu

    5’inci katta düştü, yaşamam tutundu

    Gümüşhane’de dengesini kaybedip, 5’inci kattaki evlerinin balkonundan beton zemine düşüp ağır yaralanan Sude Şanlı (12), götürüldüğü Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’nde ‘Çok Disiplinli Yaklaşım’ adlı ameliyatla, hayata tutundu. Tedavisi süren küçük kız, taburcu edileceği anı bekliyor.

    Şiran ilçesinde, yaklaşık 2 hafta önce dışarıda bulunan babaannesiyle konuşan Sude Şanlı, aniden dengesini kaybedince, 5’inci kat balkondan beton zemine düştü. Aile fertlerince kaldırıldığı Gümüşhane Devlet Hastanesi’nde ilk müdahalesi yapılan Şanlı, KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’ne sevk edildi. Düşme sonucu kafa, bel omurgaları, çene, burun, çift taraflı kaval ile baldır kemiklerinde çoklu kırıklar, böbreküstü bezinde kanama, her iki akciğerinde de yaygın ezilme tespit edilen Şanlı için hastanenin Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü doktorlarınca ‘Çok Disiplinli Yaklaşım’ ameliyatı kararı alındı. Küçük kızın kırıkları, uzun süren cerrahi operasyonun ardından tedavi edildi. Operasyon sonrası yapay solunum cihazında 3 gün entübe takip edilen küçük kızın, iki taraflı kırık olan kaval ve baldır kemikleri de Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü doktorları tarafından ameliyatla onarıldı. Ameliyatla yaşama tutunan ve sağlığına kavuşup hastanede takip altına alınan küçük kız, taburcu edileceği anı bekliyor. Şanlı’nın ailesi de ameliyattaki sağlık görevlilerin yanı sıra tüm hastane yönetimine teşekkür etti.

    ‘FELÇ KALMA İHTİMALİ VAR’

    KTÜ Farabi Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi sorumlusu Doç. Dr. Osman Yeşilbaş, hayatı ciddi şekilde tehdit eden çoklu travması olan küçük kızın, özellikle bel omurga kemiklerindeki kırıklar nedeniyle kalıcı felç kalma ihtimali olduğunu belirtti. Dr. Yeşilbaş, tüm bunlara rağmen hastanın Çocuk Yoğun Bakım, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Çocuk Cerrahisi, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi ile Ortopedi ve Travmatoloji bölümleri tarafından ‘Çok Disiplinli Yaklaşım’ ameliyatı ile başarılı bir şekilde tedavi edildiğini söyledi.

    Doç. Dr. Osman Yeşilbaş, küçük kız için yürütülen tedavinin itinalı ve sabırlı bir süreç olduğunu da aktararak, KTÜ Farabi Hastanesi’nde son dönemde yoğun bakım hizmet kalite ve kabiliyetlerinin üst seviyeye çıktığını, bunu destekleyen en önemli unsurun ise çok az merkezde bulunan pek çok uzmanlık dalının bünyelerinde bulunması olduğunu söyledi.

  • Santa Harabeleri, ‘kesin korunacak hassas alan’ olarak tescillendi

    Santa Harabeleri, ‘kesin korunacak hassas alan’ olarak tescillendi

    Gümüşhane’nin Dumanlı köyü sınırlarında yer alan ve ‘Gökyüzüne yakın saklı kent’ olarak da bilinen, arkeolojik doğal sit alanı Santa Harabeleri, ‘kesin korunacak hassas alan’ olarak tescillendi. Definecilerin kazılarıyla tahribata uğrayan, bakımsızlıktan kaplanan otlarla görsel güzelliğini kaybeden tarihi yapıların, restore edilerek turizme kazandırılması planlanıyor.

    Dumanlı köyü sınırlarında yer alan, geçmişi Orta Çağ’a kadar uzanan, ‘Gökyüzüne yakın saklı kent’ olarak da bilinen arkeolojik doğal sit alanı Santa Harabeleri, taştan inşa edilen tek katlı yapılar ve kiliselerden oluşuyor. Rum sivil mimarisine özgü eserleri barındıran ve bugüne kadar ayakta kalan yapılar, son yıllarda kaçak define kazıları ile tahrip edilirken, bakımsızlıktan kaplanan otlarla da görsel güzelliğini kaybediyor. Santa Harabeleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla ‘kesin korunacak hassas alan’ olarak tescillenerek korumaya alındı. Ekim ayında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kararla birlikte; bölgeyi turizme kazandırmak için restorasyon çalışmaları da başlatıldı. Rum sivil mimarisine özgü eserler, taştan inşa edilen tek katlı yapı, kilise gibi pek çok tarihi yapıyı barındıran ve kaçak definecilerin kazılarıyla tahribata uğrayan Santa Harabeleri’nin restore edilerek bölge turizme kazandırılması hedefleniyor.

    ‘DİPSİZ GÖL DE SINIRLARI İÇERİSİNDE’

    Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) öğretim üyesi Dr. Coşkun Erüz, tescil kararıyla Santa Harabeleri’ndeki koruma alanının bin 300 hektara kavuştuğunu söyledi. Erüz, “Santa, ‘Karadeniz’ deyince aklınıza gelebilecek kültürel alt yapıya sahip, hırçın bir coğrafyayı gösteriyor. Karadeniz denince akla gelen her daim yeşil, içinden akarsu geçen, etrafı ormanlarla kaplı hem yayla hem köy hem de kültür merkezi olduğu için gidenleri cezbediyor. Santa’nın fotoğraflarına bakanlar bunu hissederler. Burası son dönemde ünlü olan Dipsiz Gölü de sınırları içerisinde barındırıyor. Hem arkeolojik hem de doğal sit alanı. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla birlikte koruma alanı bin 300 hektarlık bir alana kavuştu. Bu alan içerisindeki kültürel alanların haricindeki alanın tamamı doğal sit alanı kapsamında. Bu doğal sit de kesin korunacak ve nitelikli korunacak doğal sit olarak ayrılıyor. İçerisindeki köy yerleşimlerinin olduğu yer ise sürdürülebilir kullanım alanı olarak tescillenmiş durumda. Santa aslında hem doğal hem de kültürel anlamda arkeolojik sit alanı pozisyonunda olan bir yer” dedi.

    ‘YERLEŞİMCİLERİN DUYARLI OLMASI GEREKİR’

    Santa’daki yaşam alanlarının yalnızca yaz aylarında kullanıldığı için bölgenin korunmasız kaldığını ve kaçak definecilerin hedefi olduğunu belirten Erüz, “Sadece yaz mevsiminde 3- 4 aylığına iskan ediliyor. Onun dışındaki dönemlerde hemen hemen boş. Maalesef bölgedeki köprüler, çeşmeler, kiliseler hatta insanların yaşadığı evleri dahi korumasız kalarak diğer mevsimlerde büyük tahribata uğruyor. Devletin bunu fark edip, gidip tedbir alması çok kolay değil. O yörede yaşayan, alanın esas sahibi olan yerleşimcilerin duyarlı olması gerekir. Gerekli ihbarı yaparak oranın kontrol altında tutulmasını sağlamalı” diye konuştu.

    ‘ÖNCE PLANLAMA SONRA YAPILAŞMA’

    Santa bölgesinin turizme kazandırma çalışmaları yapıldığını da aktaran Erüz, “Koruma imar planı ile alan yönetim planı çalışmalarının yıllar içinde yapılacağı düşünülüyor. Yakın bir zamanda restorasyon kapsamına alınma durumu da var. O tarihi yapıların bir kısmının turizme kazandırılması durumunda Santa’da yılın 12 ayı turizm yapılabilecek hem tarihi hem doğal bir coğrafya. Ayder ve Uzungöl’ün başına gelen önce yapılaşma sonra planlama değil de önce planlama sonra yapılaşmayı başarırsak, Santa ve hemen arka vadide bulunan Kurum ve İmera gibi tarihi yerleşimler hem Trabzon hem Gümüşhane’ye büyük potansiyel oluşturacak” ifadelerinde bulundu.

    SANTA HARABELERİ

    Doğu Karadeniz’deki Rum- Pontus Devleti’nin kültürel mirası olan Santa Harabeleri’nin, 17’nci yüzyılda inşa edildiği biliniyor. Rumların bölgeden 1923 yılında göç etmesiyle kaderine terk edilen harabeler, Gümüşhane’ye 72, Trabzon’a ise 42 kilometre uzaklıkta; Gümüşhane’nin Dumanlı köyü sınırlarında yer alıyor. Rum sivil mimarisine özgü eserleri barındıran ve 1999’da arkeolojik doğal sit alanı ilan edilen Santa Harabeleri, 7 mahallede taştan inşa edilen tek katlı konutlardan ve her mahalledeki en az 1 kiliseden oluşuyor. 1700- 1900 yıllarında 5 bine yakın kişinin yaşadığı harabeler, ulaşım zorluğu nedeniyle az sayıda yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Çevresinde az sayıda nüfus ve yaban hayatından pek çok canlıyı barındıran tarihi harabeler, bölgenin önemli turistik noktaları arasında da yer alıyor.

  • Bursa Büyükşehir Belediyespor Türkiye Yol Yarışı Şampiyonası’nda ikinci oldu

    Bursa Büyükşehir Belediyespor Türkiye Yol Yarışı Şampiyonası’nda ikinci oldu

    Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü Bisiklet takımı Gümüşhane’de düzenlenen Türkiye Yol Yarışı Şampiyonası’nda ikincilik kupasını kaldırdı.

    Türkiye Bisiklet Federasyonunun 2020 yılı faaliyet programında yer alan, Türkiye Yol Bisikleti Şampiyonası Yıldız A, Yıldız B,  Yıldız Bayan, Genç Bayan, büyük bayan kategorilerinde Gümüşhane’de tamamlandı.   300 sporcunun yer aldığı şampiyonada Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü 6 sporcuyla pedal çevirdi.

    Gümüşhane – Trabzon Karayolu İkisu Mevkii’nde gerçekleşen yarışlarda Büyükşehirli sporcular Yıldız B kategorisinde mücadele etti.  İlk gerçekleşen zamana karşı 12 kilometre yarışlarında Ediz Ateş’in 17:46.938 derecesiyle ikincilik madalyası alan Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü ikinci gün tamamlanan 60 kilometrelik yol yarışlarında ise Batın Demir 1:33:53 ile  3.sırada yer aldı. Toplamda 04:46:59’lik zamana ulaşan Büyükşehir Belediyespor,  Türkiye Yol Yarışı Şampiyonası’nı Yıldız B Kategorisi’nde ikincilik kupasıyla tamamladı.

  • Anne ve kızın acı sonu!

    Anne ve kızın acı sonu!

    Gümüşhane’nin Torul ilçesi kırsalında kuşburnu toplayan Mevlüde (56) ve kızı Buse Nur Urhan (20), yıldırım düşmesi sonucu yaşamlarını yitirdi.

    Olay, dün, Torul ilçesi Günay köyü, Körgöze mevkisinde meydana geldi. Trabzon’da oturan ve memleketi Gümüşhane’ye gelen Mevlüde ve kızı Buse Nur Urhan, komşularıyla kuşburnu toplamak için köylerindeki kırsal alana gitti. Bir süre sonra anne ve kızın kuşburnu topladığı bölgeye yıldırım düştü. Mevlüde ve Buse Nur Urhan’ın yere yığıldığını fark eden komşularının ihbarı üzerine bölgeye sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen sağlık ekiplerince yapılan kontrollerden anne ve kızının hayatlarını kaybettiği belirlendi. Anne ve kızın cenazesi, Cumhuriyet savcısının incelemesinin ardından ambulansla hastane morguna kaldırıldı.