Etiket: güncelhaber

  • Sadece 20 günlük ömrü var

    Sadece 20 günlük ömrü var

    Her yıl mayıs sonu itibariyle açan ve sadece 20 günlük ömrü olan şakayık çiçekleri, güzellikleriyle görsel şölen sunuyor. İlçenin Taşlıtepe mevkiinde kayalıklar arasında yetişen ve halk arasında ‘ayı gülü’ olarak da bilinen şakayık çiçeği, doğa yürüyüşüne çıkan vatandaşlar ve doğa fotoğrafçılarının ilgisini çekiyor. Renklerin ve doğanın uyumu, şakayıkların açmasıyla daha da belirgin hale gelirken, gerçekleşen bu doğa olayı, fotoğrafçılara da vazgeçilmez bir fırsat sunuyor.

    Her yıl olduğu gibi bu yıl da bu benzersiz anı yakalamak için Taşlıtepe’ye gelen doğa meraklıları ve fotoğrafçılar, kısa süren güzelliklerin ne kadar değerli olduğunu gözler önüne seriyor.
    Doğal güzelliği fotoğraflamak için bölgeye giden Nusret Altan ve Oktay Subaşı, kısa ömürleri olan şakayıkların hemen hemen hepsinin çiçek açtığını ve açmayanların ise bir iki gün içinde açacaklarını ifade ederek, çiçeklerin bölgeye ayrı bir güzellik kattığını belirttiler.

    Güzellikleriyle çiçek açan şakayıkları ile Tatvan ilçesini aynı karede yakalama imkanı bulduklarını anlatan Doğa Fotoğrafçısı Hakan Okay da, yaklaşık 20 günlük ömürleri olan çiçekleri bol bol fotoğrafladıklarını kaydetti.

  • Muş’ta yağan bilinmeyen cisimler şaşırttı

    Muş’ta yağan bilinmeyen cisimler şaşırttı

    Muş, son günlerde etkili olan sağanak yağışın yanı sıra dolu ile birlikte bilinmeyen ve erimeyen cisimlerin yağmasıyla karşı karşıya kaldı.

    Kızılağaç Beldesinde etkili olan yağmur, kısa sürede doluya dönüştü. Ancak bu sırada dolunun arasına karışan ve yere düştüğünde erimeyen garip cisimler dikkat çekti. Sabah uyandıklarında evin etrafında erimeyen farklı cisimleri gören vatandaşlar, bu olayın uzmanlar tarafından incelenmesini istediler.

    Etkili olan yağışların ardından dolu ile birlikte tanımlanmayan cisimlerin de yağdığını söyleyen Nimet Tekin isimli vatandaş, “Geçen sabah kalktığımızda evin etrafında doluya benzer cisimleri gördük. Başta dolu sandık ancak dikkatli baktığımızda dolu olmadığını anladık. Çocuklarla beraber toplamaya başladık. Baktık yabancı bir cisim. Doluya benzer ama yabancı bir cisim. Bunun incelenmesini istiyoruz” dedi.

    Muş’a plastik dolunun yağdığını söyleyen Abdullah Tekin ise, “Akşama doğru dolu yağışı etkili oldu. Ondan sonra doluya benzer cisimler bulduk. Bu cisimlerin doluya benzediğini, fakat doludan farklı olarak erimediğini tespit ettik” şeklinde konuştu.

     

  • “Tekliflere gerekli katkıları sağlarız”

    “Tekliflere gerekli katkıları sağlarız”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara Kızılcahamam’da bir otelde gerçekleştirilen “Ülkü Ocakları İl Başkanlarına Yönelik Eğitim Programı’na katıldı. Bahçeli, programın ardından gazetecilerle sohbet etti. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bahçeli’ye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın ‘asgari ücrete ara zam yapılmayacağı’ açıklaması sorulması üzerine, “Asgari ücretle muhatap olan insanların refah seviyesini yükseltmek, bu ülkede yaşayan her insanın asli görev olması lazım. Onun için buna benzer teklifler geldiği zaman biz gerekli katkıları sağlarız” yanıtını verdi.

    Başıboş köpek sorununa dair sorulan soruya Bahçeli, “Çözüm üretmek için Meclis’te ele alınacak” ifadeleri kullandı.

    “DEM’den korkma işaretidir”

    Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e grup toplantısında sorduğu sorulara farklı yanıtların alındığının hatırlatılması üzerine Bahçeli, “Sorudan kaçmanın ifadesi. Bizim sorularımıza cevap vereceği yerde başka türlü konulara çekmesi cevaptan kaçma veya DEM’den korkma işaretidir” dedi.

    “Askerliğini 4 ay yapan da konuşuyor 20 sene çalışanda konuşuyor”

    Bir gazetecinin emekli paşaların televizyonlarda yorum yapmasına ilişkin sorulan soruyu yanıtlayan Bahçeli, şunlar söyledi:
    “Yani fikirleri savunurken sınırlı sorumlu olmak lazım. Bugün de ifade ettim. Her gün her şeyi her yerde konuşmak doğru değil. Silahlı kuvvetlerde uzun yıllar hizmette bulunmuş birçok olayları çok yakinen tanıyan insanların yaşayan insanların daha doğrusu yaşadıklarını siyasi kalıp içerisinde yoruma kalkması doğru değil. Eğer yüksek bir tecrübe varsa bu tecrübeyi mücadele veren insanlara aktarmalı, daha sağlıklı, daha sonuç alıcı mücadeleye yardımcı olmaları lazım. Televizyonda herkes konuşurken askerliğini 4 ay yapan da konuşuyor 20 sene çalışanda konuşuyor, paşa da konuşuyor, albay da konuşuyor buradan da bir sonuç çıkmıyor.”

    “Türkiye’nin bildiğini İran’dan öğrenecek değiliz”

    İran Cumhurbaşkanının yaptığı helikopter kazasında arama kurtarma çalışmaları gerçekleştiren Akıncı’ya yönelik ‘milli değil, helikopterin yerini Akıncı bulmadı’ söylemlerinin sorulması üzerine Bahçeli, “İşte ona katılmıyorum. Yani Türkiye’nin bildiğini İran’dan öğrenecek değiliz. Türkiye bir hizmet sunmuştur ve onda da sonuç almıştır. İftihar etmek lazım. Başkaları üzerinden Türkiye’yi sorgulamaya, hükümeti yetersiz görmeye veyahut da mücadele veren insanları yok farz etmek doğru yaklaşımlar değil. Türkiye’nin hizmetlerinde haklı buldukları bir şey yok. Bu kadar da uzun süreli Türkiye düşmanlığı da doğru değil, insanların sağlığını bozar bu. Akıncılar gitmiş, bulmuşlar, çıkartmışlar” ifadelerini kullandı.

    “Çiçek mi toplayacaktık?”

    Ülkü Ocaklarına yönelik yapılan tartışmaların sorulması üzerine Bahçeli, şu sözleri kaydetti:
    “Ülkü ocaklarını üzmemek, incitmemek lazım. İftiralarla boğmamak lazım. Gerçek amacının dışında saptırmamak lazım. Genç arkadaşlarımızın yetişebileceği bir ortam oluşturmaya çalışıyoruz. Gençliğin bizim değerlendirmemiz ışığında gençliği geçmiş değil geleceğe hazırlamakla görevliyiz. Eksiden beridir söyleriz; silahların bırakılıp bilgisayara yönelmelerini tavsiye ettik. Biz o dönemleri yaşayarak geldik. Şimdi kalkıp da Ülkü Ocakları üzerinden lüzumsuz tartışmalar açanları, iftira yapanlar, televizyonlara çıkmışlar kendi dönemlerindeki gençlikleri ne tür hata yaptıklarına dair hiçbir ifade kullanmadan Ülkü Ocakları ile ilgili konuşmaya başlıyorlar. Bu doğru bir şey değil. Şimdi şu cümleyi iyi değerlendirmeniz lazım, saptırmaya gerek yok. ‘İşgalde bir boykotta bir’ sözü Türkiye’deki gençlik hareketlerini çok aşırı boyutlara taşımıştır. Bu cümlenin sahibini, bu cümleyle beraber olanları, onların yetiştirdiklerini Türkiye yönetme kabiliyetlerini dikkate alıp hareket noktası neresiymiş oradan başlamak lazım. Sosyal demokratlar boykotu tercih ettiler, sokakta gezdiler. Devrimciler kaba kuvveti temsil ettiler, işgalde bulundular. O zaman boykotla işgali yapanlar kimler? Bunlar bunu yaptıktan sonra biz ne yapacaktık? Çiçek mi toplayacaktık?”

  • “Gıda güvenliğinde sorun yaşamadık”

    “Gıda güvenliğinde sorun yaşamadık”

    Adana Ticaret Borsası’nın ev sahipliğinde kentteki bir otelde ‘Ulusal Hububat Konseyi 2024 Mısır ve Buğday Kongresi’ düzenlendi.
    Açılışta konuşan Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, mısır ve buğdayın Çukurova için çok önemli hububat ürünlerinden birisi olduğunu belirterek desteklemelerle ekim alanlarının artabileceğini söyledi.
    Adana Valisi Yavuz Selim Köşger ise buğday ve mısırın tarımsal üretimde en önemli ürünlerden birisi olduğunu, Adana’nın da temiz ve güvenilir gıdaya ulaşmasında ülkenin sigortası olduğunu aktardı.

    “Gıda güvenliğinde sorun yaşamadık”

    Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, pandemi döneminde birçok ülkenin gıda güvenliği açısından sorun yaşadığını belirterek, “Ülkelerin gıda ile ilgili konularda acaba ben üretemediğim herhangi bir gıda ürününü nasıl temin ederim diye düşündüğü bir dönemde bizler o dönemi diğer ülkelere göre daha rahat geçiren bir ülke olarak belki de bunun önemini ya da etkisini hissedememiş olabiliriz. Ancak Türkiye’nin son 22 yılda oluşturmuş olduğu çok ciddi altyapı bu sorunları bizim herhangi bir şekilde hasar almadan atlatmamıza sebep oldu. Ben bu ülkenin hem bakanı, hem de evladı olarak bütün bu hazırlığı ve yapıyı hazırlayanlara teşekkür ediyorum” dedi.

    “Üreticilerimizin alın teri ve emeğini koruyan TARSİM’dir”

    Son 22 yılda çiftçileri üretime teşvik etmek adına 1 trilyon 625 milyar lira destek verildiğini aktaran Bakan Yumaklı, “22 yılda ülkemizdeki çiftçilerimizi üretime teşvik etmek için 1 trilyon 625 milyar lira destek verildi. TARSİM’den bahsetmek istiyorum. Hakikaten neden ilgi gösterilmediğini anlamadığım bir durum var. Ancak bazı politikaları uygulamak için sigorta şart. Şimdiden söyleyeyim, üreticilerimizin alın teri ve emeğini koruyan TARSİM’dir. Geçtiğimiz yıl sadece Konya’da pilot proje olarak uygulanan sigorta bütün ülkeye örnek oldu. Bu konuya ilgi gösterelim. Ürününü ektikten sonra tam 1 yıl bekleyip hasat edecekken emeği zayi olan birisinin her seferinde devlete dönüp tazmin istemesi sürdürülebilir bir şey değildir. Sigorta konusu çok önemlidir. Bu konuda sigorta vardır. Bilgi isteyen, kafasında soru işareti olanlar bizlerle iletişime geçsin” ifadelerini kullandı.

    “137 milyon ton üretimle rekor kırıldı”

    Bitkisel üretimde geçen sene 137 milyon tonluk rekor kırıldığını vurgulayan Yumaklı, “Yaptığımız regülasyon faaliyetlerinden bahsedeyim. Ürün alım politikaları devleti yanında gören etkenlerden olmuştur. AR-GE çalışmaları ve inovasyon bu altyapının hazırlanmasında önemli başlıklar. Bitkisel üretimde 137 milyon tonluk rekor kırıldı. 2022 bu rakam 129 milyon tondu ama 2023’de 137 milyon tona çıktı. Bu başarıları makro göstergelerde teyit etmiş oluyor. Son 21 yılın 16’sında tarım sektörü büyüme gösterdi. Dünyada ilk 10 ülke arasındayız. Türkiye’de tarım bitti, öldük, mahvolduk artık şuraya muhtacız gibi söylemler hiçbir temeli olmayan bazı hezeyanların bu Türkiye’nin üreticisi olan üreticilere hakarettir. Biz ülke olarak niye halen kendimizi olması gerektiği yerde veya olduğu yerde görmemekte ısrar ediyoruz bu da sorulması gereken soru” diye konuştu.

    “Ülkenin nüfusu 105 milyona ulaşacak”

    Geçen sene tarım sektörünün 31 milyar dolarlık ülkeye döviz kazandırdığını vurgulayan Bakan İbrahim Yumaklı, daha sonra şunları söyledi:
    “Geçen sene 2 bin 200 çeşit ürünümüzü 212 ülkeye ve bölgeye ihraç etmişiz ve 31 milyar dolarlık tarımsal üretim ihracatına sahip olup döviz kazanımını ülkeye getirmişiz. Elbette öncelik bizim ülkemizin ihtiyaçları. 2050 yılında bu ülke 105 milyona ulaşacak. Turist sayımızın da şuanda 60 milyonlar civarında ve 100 milyona ulaşması bekleniyor. Bizler şuanda sahip olduğumuz avantajları daha da ileriye götürebilmek için hangi politikayı takip etmemiz gerekir, devletimizin bütüncül bakışında tarım sektörü nerede olacak konusuna biz şu cevabı veriyoruz. Bundan sonraki dönemde tarım sektörü 5 ana kaide üzerinde hareket edecek. Sürdürülebilir bir şekilde, verimli, kaliteli ve kayıtlı bir şekilde tarım yapacağız. Ayrıca sektöre yatırım yapılacak. 2023 yılından itibaren bütün uygulamalarımızı bunlara yönlendirmiş durumdayız. Örneğin Çiftçi Kayıt Sistemimiz (ÇKS) yüzde 65’ler seviyesinde. Bunu arttırmak için karşımıza çıkan hususları düzenleyerek gidiyoruz. Halen kaydı olmayan ancak ekilen alanlar var. Bu hazine arazileriyle ilgili de çalışmayı bitince yüzde 80’lerin yakalanması içten bile değil.”

    “Buğday ve mısıra 182 milyar lira destekleme verildi”

    Türkiye için buğday ve mısırın önemli bir yeri olduğuna dikkat çeken Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Buğday ve mısır insanımızın temel gıda ham maddesi ve hayvan yemi olarak en önemli girdi kalemi. Buğday ve mısır üretiminin ülkemizde ayrı bir değeri var. Bu kapsamda da 6 farklı kategoride bu ürünlere destekleme verdik. Son 22 yılda buğday ve mısıra verilen destek miktarı 182 milyar lira. Kırsal kalkınma kapsamında çiftçilerimize desteklerimiz devam ediyor. Lisanlı depoculuğun hakikaten sektörün gelişmesinde katkısı var. Bugüne kadar 3.4 milyar lira lisanslı depoculuğa aktarılmış durumda. Lisanlı depo kapasitemiz 10 milyon ton. Yıl sonuna kadar 2.3 milyon ton daha ilave edilecek. Bu yetmez tabi, yatırımları desteklemeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Tarımsal üretimi ıskalamamalıyız”

    Tarımsal üretim planlamasının Türkiye için önemine vurgu yapan Bakan Yumaklı, daha sonra şunları kaydetti:
    “Buğday ve mısır en önemli üretim planlamasını oluşturuyor. Çok iyi yasal düzenlemeler yapabilirsiniz. Kanunlar, yönetmelikler yapabilirsiniz ancak bunlar tek başına yetmez. Devletin düzenlemelerine sizlerin desteği gerekir. Bu düzenlemelerin tamamını sizlerle konuşarak yaptık ama bundan sonra da hep beraber olacağız. Bu ülke üretim planlamasını bu seferde ıskalarsa çok büyük kayıp olur. Üretim planlaması başlığında yapılacak olan bu çalışmaların başarılı olması sektörle birlikte omuz omuza çalışmasından geçer. Herkesin ülkemizin kaynaklarını en iyi şekilde kullanması lazım. Bizleri gıda güvenliği açısından hep güvenli alanda tutacak ve bu güçlü pozisyonumuzla dünyada söz söylenecekse bu konuda ki güçlü yanımızı masaya koyacak bir sonuca ancak böyle ulaşabiliriz. Yeni destekleme modeli elbette üretim planlamasının en önemli ayaklarından bir tanesi. Şuanda bunu kurumlarımızla konuşmaya devam ediyoruz. Amacımızın üreticilerin rekabet gücünü arttırmak. Birbiriyle bağımsız, birbiriyle kopuk hiçbir şey yapmak istemiyoruz.”

    “Suyu merkeze almalıyız”

    Türkiye’nin su problemi yaşamaya aday bir ülke olduğuna dikkat çeken Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, “Su problemi yaşamaya aday bir ülkeyiz. Suyu merkeze alarak üretim planlaması yapmak durumundayız. Bütün kaynaklarımız buna doğru yönlenmediği sürece kısıtlı olan bu kaynakları efektif kullanmazsak sonuç alamayız” diye konuştu.

    “Buğday fiyatları açıklanacak”

    Buğday fiyatlarının en kısa sürede açıklanacağını aktaran Bakan Yumaklı, “Fiyat açıklanması talebini biliyorum. İnşallah önümüzdeki günlerde fiyatları netleştirip açıklayacağız. Çiftçimizin, üreticimizin alın terini her zaman için koruyacağımızı söylemek istiyorum” dedi.

    “Yeni normallere alışmalıyız”

    Son 53 yılın en sıcak Aralık-Ocak ve Nisan aylarının yaşandığını belirten Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Bunlar artık olağanüstü işler değil, yeni normallerimiz böyle olacak. Önümüzdeki yıllarda bu şekilde yaşadığımız ay sayısı daha fazla olacak. İç Anadolu’daki hububat verimini etkilediğini biliyoruz ama inşallah çok sorun olmayacak. Kalite açısından çok büyük bir problem raporlanmadı. Yaklaşık 21 milyon tonluk bir rekolte bekliyoruz buğday için. Mısırda da 8.5 milyon tonluk rekolte bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
    Öte yandan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, sosyal medyada çıkan ‘Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 1 kilogram dahi mal alacak yeri yok’ söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını, hazırlıkları yaptıklarını ürünleri alacaklarını söyledi.
    Konuşmaların ardından Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya hediye takdim etti.
    Kongreye sektör temsilcileri ve çiftçilerin yanı sıra kent protokolü katıldı. Konuşmanın ardından kongre sunumlarla devam etti.

  • “Sokaklarımızı daha yaşanabilir hale getireceğiz”

    “Sokaklarımızı daha yaşanabilir hale getireceğiz”

    Komisyon Başkanı Varank, Zonguldak’ta Türkiye’nin ilk ‘Hydrocharging Meltblown Kumaş’ üretim hattını da içerisinde barındıran FMG Filtre Plastik Fabrikası’nın açılışı ve FUZ Makine Teknoloji ve İnovasyon Atölyesi’nin temel atma törenine katıldı. Törende Komisyon Başkanı Varank’ın yanı sıra Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Ahmet Çolakoğlu, Saffet Bozkurt, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, Devrek Belediye Başkanı Özcan Ulupınar, Kilimli Belediye Başkanı Kamil Altun ile Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. İsmail Hakkı Özölçer de yer aldı. Mustafa Varank, hangi bilimsel çözüm gerekiyorsa uyutulmasıyla netice alınacaksa bu çözümü TBMM’de destekleyeceğini söyledi. Komisyon Başkanı Varank, “Sokaklarımızı insanlar için de çok daha yaşanılabilir bir hale getirmiş olacağız” dedi.

    Törende bir konuşa yapan Varank, açılışı yapılan fabrikanın temelini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın attığını belirterek “Ülkemizin dört bir tarafında fabrika açılışı yapmak büyük bir bahtiyarlık. Hele ki bu açılışlar temel atmalar yüksek teknoloji ve katma değerli ürünlerle ilgiliyse bu bizi çok daha fazla memnun ediyor” dedi.
    Varank, Türkiye sanayisinin, Türk ekonomisinin tökezlemesini bekleyenlere inat son sürat yoluna devam ettiğini vurgulayarak “Türkiye, üreterek kalkınmanın ne demek olduğunu anlayarak özellikle sona dönemle yüksek teknolojiyi katma değerli ürünlere yatırım yaparak Türkiye aslında üreterek büyüyen bir ülke olma yolunda hızla yoluna devam ediyor.” diye konuştu.

    FUBA Şirketler Grubu’nun KOSGEB’in işliklerinde 3 kişiyle başlayan bir hikayesinin bugün dünyadaki üreticilerle kafa tutacak bir üretim tesisine, markaya dönüştüğünü anlatan Varank, “Pandemi zamanında adeta herkesin birbiriyle mücadele ettiği ülkelerin birbirinden maske kolileri çaldığı bir zamanda 2 arkadaşımız bu işin nasıl yapılması gerektiğini bize gösterdi. Onların ürünleri sayesinde birçok canın kurtarılmasına vesile olduk. Türkiye’nin ihtiyacı olan yurt dışında ithal ettiği filtreleri artık kendi ülkemizde üretebileceğiz. Cari açık vermekten kurtulmuş olacağız” dedi.

  • Batık mahallede sudan yükselen ‘minare’

    Batık mahallede sudan yükselen ‘minare’

    Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından 1984 ile 1990 yılları arasında Kızılırmak Nehri üzerine Derbent Barajı’nın kurulmasıyla Bafra ilçesi Boğazkaya Mahallesi’ndeki 200 civarındaki yapı sular altında kaldı. Eski yerleşim alanından su üstünde tek yapı olarak caminin yıkılmayan minaresi kaldı. Kano turizminin yapıldığı bölge, fotoğraf tutkunları için de gözde bir yer konumunda bulunuyor.

    Yıllardır Boğazkaya Mahallesi’nde yaşayan Mehmet Çakmak, “Burası yıllar önce tamamen köydü. Baraj yapılmadan önce herkese ‘evlerinizi boşalttın’ dediler. Herkes evini boşaltıp buradan Hatay’a gitti. Evlerine karşılık Hatay’da kat karşılığı yer gösterdiler.

    Burası da sular altında kaldı. Burası tam turizm yeridir. Çok fazla yabancı insan geliyor. Cumartesi-pazar kano turizmi oluyor. Bazen insanalar piknik yapmaya geliyorlar” dedi.

     

  • Süt mısırı tezgâhlarda yerini aldı

    Süt mısırı tezgâhlarda yerini aldı

    Bandırma Cumhuriyet Meydanı’nda seyyar tezgâhlarda satılan mısırın tanesi bu yıl 50 liradan satışa sunuldu. Sıcak yaz günlerinde vatandaşların sıklıkla tercih ettiği süt mısır, özellikle çocuklar ve gençler arasında büyük ilgi görüyor.

    Uzun yıllar Bandırma Cumhuriyet Meydanı’nda seyyar süt mısırı ve kestane satan Murat Aşçı, “Kışın meydanda sattığımız kestane sezonu bitti ve şimdi ise süt mısırının sezonu başladı. Bu seneden çok umutluyum. Yaklaşık 15 yıldır bu işi yapıyorum. Kışın kestane çok umut vaat etmese de bu yıl süt mısırından çok umutluyum. Bu yıl tane fiyatı 50 liradan satıyoruz. Tam sezonu geldiğinde bu rakamlar aşağı inecektir” ifadelerinde bulundu.

  • ‘‘Dezenflasyonun eşiğindeyiz’’

    ‘‘Dezenflasyonun eşiğindeyiz’’

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, İslam ekonomisine dair küresel düzeyde öngörülerin ele alındığı İslami Finans Zirvesi’nde konuştu. Karahan, enflasyonla mücadelede izlenen politika ile ilgili açıklamalarda bulundu. Karahan, enflasyonla mücadele ve fiyat istikrarını sağlamanın temel görevleri olduğunu belirtti. TCMB rezervlerinin 140 milyar doları aştığını da sözlerine ekleyen Karahan, ‘‘Dezenflasyonun eşiğindeyiz. Haziran ayında başlattığımız kademeli ve güçlü parasal sıkılaştırma süreci finansal koşullara beklendiği şekilde yansıdı’’ ifadelerini kullandı.

    ‘‘TCMB rezervleri 140 milyar doları aştı’’

    Merkez Bankası rezervlerine değinen Karahan, ‘‘Bu ortamda TL getirisi yükselirken tasarrufa yönelim artmaya başlamıştır. Bu çerçevede tüketimin büyümeye katkısı azalırken net ihracatın büyümeye olumsuz etkisi zayıfladı ve cari açık yaklaşık yaklaşık 60 milyar dolar seviyesinden 30 milyar dolar düzeyine geriledi. Bu süreçte Merkez Bankamızın rezervleri de 40 milyar doların üzerinde artarak 140 milyar doları aştı. İyileşmeyle paralel olarak Merkez Bankası’nın yabancı para cinsi yükümlülüğü önemli miktarda gerilemiş ve döviz likiditesinde önemli bir iyileşme olmuştur’’ şeklinde konuştu.

    ‘‘Dezenflasyonun eşiğindeyiz’’

    Enflasyonu düşürmeye yönelik izlenen politikaya ilişkin de konuşan Karahan, ‘‘Enflasyonun 2024 yılının ilk yarısında yıllık bazda artmasını beklediğimizi kamuoyuyla paylaşmıştık. Bu kapsamda manşet enflasyonun Mayıs ayında baz etkisiyle tepe noktasına ulaşıp sonrasında belirgin bir düşüşe geçeceğini belirtmiştik. Geldiğimiz noktada dezenflasyonun eşiğindeyiz. Para politikası duruşumuzun ana belirleyicisi, dezenflasyon sürecinin patikamızla uyumlu şekilde gerçekleşmesi olmayı sürdürecektir. Yakından izlediğimiz aylık enflasyon ana eğiliminde seviyesi yüksek olmakla birlikte bir zayıflama görmekten memnunuz’’ ifadelerini kullandı.

    ‘‘Enflasyonun 2026 yılında tek haneye düşeceğini öngörüyoruz’’

    Karahan, enflasyondaki düşüş tahminleriyle ilgili olarak da, ‘‘Tahmin patikamızda, yaz aylarından itibaren yıllık enflasyonun hızlı bir şekilde gerileyeceğini ve bu gerilemenin baz etkisinden bağımsız olarak aylık enflasyonun temel eğilimindeki iyileşme ile birlikte süreklilik kazanacağını öngörmekteyiz. Bu doğrultuda 2024 yılı enflasyonunu yüzde 38, 2025 yılı sonunda yüzde 14’e, 2026 yılında tek haneli seviyelere gerilemesini öngörüyoruz’’ diye konuştu.

    ‘‘Sıkı para politikası sürdürülecek’’

    Karahan, ‘‘Dezenflasyon sürecinde aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu kararlılıkla sürdüreceğiz. Öngördüğümüz dezenflasyon patikasının temel sürükleyicileri; iç talepteki dengelenme, enflasyon beklentilerindeki düzelme ve TL cinsindeki finansal varlıklara artan taleple TL’de görülecek istikrarlı seyir olacaktır. Dezenflasyon patikasının gerçekleşmesi için gerekli kararlılığı sürdürmeye devam edeceğiz. Merkez Bankası olarak toplumsal refaha en büyük katkımızın fiyat istikrarının tesisi olduğunun bilincindeyiz. İstikrarlı ve kaynakları itibariyle sürdürülebilir bir büyüme fiyat istikrarının sağlanmasıyla mümkündür. Uygulamakta olduğumuz bütüncül politika seti, enflasyon beklentilerinin gerçekleşmesine yurt içi talepte dengelenmeye özel bir önem atfetmektedir. Fiyat istikrarında oluşacak dengeli büyüme kompozisyonu; tasarrufların arttığı, aşırı tüketimin sınırlandığı ve cari açığın azaldığı bir makroekonomik görünüme katkı sağlayacaktır. Öngörülebilirliğin arttığı ortamda, ülkemizin risk piriminin düşmesi sayesinde ekonomimizin verimlilik artışına dayalı büyümesi için gereken finansal kaynaklarda güçlenecektir. Merkez Bankası olarak önceliğimiz enflasyon ve fiyat istikrarı’’ şeklinde konuştu.

    ‘‘Katılım finans sektörünün güçlü bir mevzuat altyapısına kavuşturulması, ürün ve hizmet çeşitliliği kazandırılması önem taşıyor’’

    Finans sektörünün gelişiminin yakından takip edildiğini belirten TCMB Başkanı Fatih Karahan, ‘‘Türkiye’de katılım finansın, finansal sektörün daha rekabetçi ve çeşitlendirilmiş bir yapıya kavuşarak ülke ekonomisinin gelişimine katkısının artırılmasının önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Veriler Katılım Finans’ın öneminin uluslararası düzeyde de artacağına işaret ediyor. İslami Finansal Hizmetler Kurulu’nun istikrar raporuna göre Küresel İslami Finans Varlıklarının 2024 yılı sonunda 3,7 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Türkiye’nin bu piyasadan alacağı payın gerekli hukuki ve finansal altyapının oluşmasına bağlı olduğuna inanıyoruz. Katılım Finans sektörünün güçlü bir mevzuat altyapısına kavuşturulması ile ürün ve hizmet çeşitliliği azami önem taşıyor. Bizde Merkez Bankası olarak tüm paydaşlarla uyum içindeyiz. Geçtiğimiz yıllarda kurulan Katılım Finans Müdürlüğü TCMB bünyesinde kurduk. Böylece Katılım Finansa özgü risklerin takip ve analizine yönelik çalışmaları bir çatı altında topladık. Katılım finans kuruluşlarının ihtiyaçlarına yönelik Katılım Finans esaslarına uygun düzenlemeler yaparak uyumu konvansiyonel bankalarla eşitlemeye çalışıyoruz. Son dönemde konvansiyonel bankalara zorunlu karşılık faizi ödenirken katılım finans kuruluşlarına ilgili esaslara uygun şekilde alternatif getiri sağlayacak mekanizma geliştirdik. Kurumlar arası eşgüdüm bağlamında ise Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi ve Hazine ve Maliye Bakanlığı ile koordineli bir şekilde ülkemizde katılım finansı geliştirmeye yönelik çalışmalara teknik katkı veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Merkez Bankası olarak yasal ve finansal altyapı hususunda üzerimize düşen görevleri yerine getireceğiz’’ dedi.

  • “Dünyada iki ülkeden birisiyiz”

    “Dünyada iki ülkeden birisiyiz”

    Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Yapay Zeka Politikaları Derneği tarafından düzenlenen ‘Al Tomorrow Summit 2024’ programına katıldı. Ankara’da bir otelde gerçekleşen programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Yumaklı, Türkiye’deki kaynakların sonsuz olmadığına işaret ederek, bunun bilincinde olarak birim alandan daha çok verim alınması gerektiğini ifade etti. Yumaklı, teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek bakanlık faaliyetlerine entegre etmek istediklerini dile getirdi. Doğru karar alma ve doğru sonuçlara ulaşma için yapay zekanın kullanılması gerektiğine işaret eden Bakan Yumaklı, verimlilik ve teknoloji konularında bakanlık faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

    “Derin öğrenme algoritmaları bitki sağlığını izlemek için kullanılıyor”

    Bakanlık olarak tarımsal araştırma ve geliştirme birimleri ve AR-GE destek programlarının olduğu bilgisini veren Yumaklı, kamu, üniversite ve özel sektör işbirliğini geliştirmek için kurulan enstitüler de dahil olmak gençleri programlara katılmaya davet ederek, “Tohumlarla alakalı verimliliği en üst düzeye sağlayacak çalışmalarınız devam etmeli. İşte bizim de bununla ilgili gerçekten dünyada örnek olarak gösterilen bir tohum gen bankamız var. Bu tohum gen bankamızda ülkemizin bitkisel üretimle ilgili geleceğini tutuyoruz. Yine Anadolu’nun hem bitkisel hem de hayvansal genetik zenginliğini bu bankalarda saklıyoruz. Sebzede, meyvede, tarla bitkilerinde verimli, kaliteli, kuraklığa, soğuğa ve hastalıklara toleranslı üretim materyalleri geliştiriyoruz. Ülkemizdeki kullanılan sertifikalı tohumların yüzde 40’ı bu merkezlerde geliştirilmeye devam ediyor. Yine derin öğrenme algoritmaları ve görüntü işleme teknikleri bitki sağlığını izlemek ve hastalıkları test etmek için kullanılıyor. Sadece coğrafi bilgi sistemlerinin üzerinden aldığınız veriler, belki de dosyalara sığmayacak düzeylere ulaşabiliyor. Önemli olan bunları toplamak değil, bunları işlemek ve sizin karar mekanizmasına doğru bir şekilde aktarılmasını sağlamak” şeklinde konuştu.

    AR-GE çalışmalarıyla bitkisel üretim 1 yılda 8 milyon ton arttı

    Tarımsal üretimde kullanılmak üzere yeni nesil ekipmanlar konusunun da yakından takip edildiğini belirten Yumaklı, “Bu kapsamda paketlemeden ilaçlama helikopterine, buzağı besleme robotundan gübre sıyırma robotuna kadar ticarileşen birçok prototipte yine bakanlığımızın kamu, üniversite, özel sektör işbirliğinde geliştirilmiş durumda. Bugün geldiğimiz noktada eğer biz 2022 sonu itibarıyla 129 milyon ton olan bitkisel üretimimizi 2023 sonunda 137 milyon tona çıkarmışsak bu AR-GE çalışmalarının çok önemli bir yeri var” dedi.

    “Yangınlara müdahale süresi 40 dakikadan 11 dakikalara inmiş durumda”

    Orman yangınlarını tespit etme konusunda yapay zeka temelli yazılımlar ve uygulamalar kullanılmaya başlandığını kaydeden Yumaklı, “Özellikle akıllı kuleler olmak üzere bu yangın karar destek sistemlerine veri temin eden, bunları bir arada yürüten sistemler bizim orman yangınlarıyla daha etkin bir mücadele yapmamıza yardımcı oluyor. İnsansız hava aracı kullanıyoruz. Bu konuda dünyada iki ülkeden birisiyiz. Yine akıllı yangın kuleleri var. 776’ya yakın kulemiz var, bunlardan 184’ü akıllı kule. Yani herhangi bir şekilde bir yangın ya da yangın emaresi gördüğünde o sensörler vasıtasıyla karar destek sistemlerine hızlıca bu bilgileri iletiyor. İşte bu sayede Türkiye’de yangınlara müdahale etme süresi 40 dakikadan 11 dakikalara inmiş durumda” ifadelerini kullandı.

  • 17 ilde dolandırıcılık operasyonu

    17 ilde dolandırıcılık operasyonu

    Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Aydın İl Jandarma Komutanlığı, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalarda, “Bilişim Sistemlerini Kullanmak Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık ve Suç Gelirlerini Kripto Varlıklar Üzerinden Aklama” suçlarını örgütlü olarak işleyen organize suç örgütü üyesi şüphelileri tespit edildi.

    “38 şüpheli gözaltına alındı”

    Suç örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer alan ve suç faaliyetlerini organize bir şekilde işleyen şüphelilerin yakalanması ve suç unsurlarının ele geçirilmesi için düğmeye basıldı. Aydın’ın Nazilli ilçesi merkezli, İzmir, İstanbul, Hatay, Ankara, Sakarya, Diyarbakır, Gaziantep, Manisa, Bartın, Tekirdağ, Van, Balıkesir, Sivas, Samsun, Kütahya ve Uşak olmak üzere 17 ilde eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi. Operasyonda 38 şüpheli yakalanarak gözaltına alınırken, suçta kullandıkları çok sayıda dijital materyale el konuldu. Şüpheliler adli işlemlerinin tamamlanmasının ardından bugün sabah saatlerinde adliyeye sevk edildi.

    “Sahte web sitesi tasarlamışlar”

    Organize Suç Örgütü üyelerinin, interaktif ürün satışı yapılabilen platformları ve bunlara ait kabul görmüş güvenli ödeme panellerini klonlayarak, benzer arayüz ve bağlantı adresleri ile gerçeğine benzer çok sayıda sahte web sitesi tasarladıkları öğrenildi.

    “Sosyal medya üzerinden dolandırıcılık”

    Örgütün sosyal medya platformları üzerinde yayınladıkları sponsorlu reklamlar ile ağlarına düşürdükleri mağdurları, tasarladıkları sahte web sitelerine yönlendirerek, kendilerini asker, polis, kamu görevlisi gibi tanıtıp güven kazanarak, araç yedek parçası, cep telefonu, bilgisayar, elektrikli bisiklet, maç bileti, klima, çeşitli ev eşyası ve benzeri ürün satışı vaadiyle dolandırdıkları tespit edildi.

    “Suç gelirlerini kripto varlıklara çevirmişler”

    Mağdurlardan elde ettikleri suç gelirlerini kripto varlıklara çevirerek çok sayıda kripto soğuk cüzdan ve yabancı kripto borsaları arası transfere tabi tutup karıştırmak suretiyle, izini kaybettirmek ve gayrimeşru kaynağını gizleyerek meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak yoluyla akladıkları tespit edilen şüphelilerin haksız kazanç sağladıkları belirlendi.

    “1 milyar 49 milyonluk işlem hacmi”

    Gerçekleşen karmaşık kripto para transfer trafiğinin takibi ve detaylı teknik analizi ile izini kaybettirmeyi amaçladıkları suç örgütüne ait gizli kripto cüzdanları deşifre edilirken, yurtiçi/yurtdışı kripto varlık sağlayıcıları, bankalar, özel ödeme kuruluşları, internet servis sağlayıcılarından alınan verilerle nihayetinde MASAK ile koordineli yapılan çalışmalar sonucu işlem hacminin 1 milyar 49 milyon 174 bin 270 TL olduğu belirlendi.