Etiket: güncelhaber

  • İnci kefalinin zorlu göçü başladı

    İnci kefalinin zorlu göçü başladı

    15 Nisan- 15 Temmuz tarihleri arasından avlanması yasaklanan inci kefali balığının yaklaşık 1 ay sürecek göç yolculuğu başladı. Sadece Van Gölü’nün sodalı suyunda yaşayabilen endemik bir tür olan inci kefali balığının göç süresince vatandaşlar tarafından avlanmamaları için jandarma, polis ve zabıta ekipleri 7/24 nöbet tutarken Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri de kontrollerini aralıksız sürdürüyor.

    Yumurtalarını bırakmaları için tatlı sulara göç eden ve suyun akışının tersine doğru adeta uçarcasına göç eden inci kefali balığının oluşturduğu görsel şölen ise büyük ilgi görüyor. Göç yolculuğunun en iyi izlendiği Erciş Balık Bendine ise göç yolculuğunu izlemek için binlerce yerli ve yabancı turist geliyor.

  • Alaca’nın camili kilimine coğrafi işaret

    Alaca’nın camili kilimine coğrafi işaret

    İlçenin tanınırlığını artırmak, tarih ve kültürünü tanıtmak amacıyla başlattığı çalışmalar çerçevesinde Alaca’nın tarihi yemeklerini önce kitap haline getiren Alaca Belediyesi, daha sonra coğrafi işaret belgesi alabilmek için 39 ürünün başvurusunu gerçekleştirdi. Şimdiye kadar 5 yöresel ürünün coğrafi işaretini alan Alaca Belediyesi, son olarak camili kilimlerinin de coğrafi işaretini almaya hak kazandı.

    İlk olarak Alaca mor soğanının patentini alarak Alaca morunu markalaştıran Alaca Belediyesi, daha sonra ise Alaca yarma aşı ve Alaca yanıç böreğini tescilledi. Daha sonra Alaca cızlağı ve Alaca borana yemeğinin tescil belgesi alan ilçe, son olarak camili kilimlerinin de coğrafi işaretini aldı.

    Bu çalışma ile birlikte Çorum genelinde en fazla tescilli ürünü bulunan ilçelerin başında gelen Alaca, yemek kültürü ve zenginliği anlamında ülke genelinde de tanınırlığını artırmak istiyor.
    Coğrafi işaret tescil belgesi Türk Patent Başkanı Prof. Dr. Muhammet Zeki Durak tarafından Kaymakam Hicabi Aytemür ve Belediye Başkanı Şerif Arslan’a takdim edildi.

  • “Milletvekilleri tasarrufun dışında kalmasınlar”

    “Milletvekilleri tasarrufun dışında kalmasınlar”

    CHP Lideri Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu. Türkiye’de ilaç fiyatlarının yüksek olduğunu ve vatandaşın bu fiyatları karşılamada zorlandığını savunan Özel, “TÜİK verilerine göre ülkemizin sağlık harcamalarına ayırdığı para yüzde 3,7, OECD’nin en düşük rakamı. Bunun da çok çok düşük bir kısmı ilaca harcanıyor. Birileri ‘ilaçta tasarruf yapıyoruz’ diyorlar, bunun baş savunucusu bizleriz. Bilinçli ilaç tüketimi için eczacılar kadar gayret eden hiçbir meslek grubu yok doğal olarak. Euro 35 lira olmuşken ilaçta 17 lira olarak kabul etmek, her türlü kesintiyi yapmak bakın nelere mal oluyor. Geri ödeme kapsamında yer alan ilaçlarda kısıtlamaya gidiliyor. Firmalar yeni icat edilmiş ilaçları Türkiye’ye getirmek istemiyorlar. Geri ödeme listesine girmek istemiyorlar. Burada sorunlar var. Yani dünya yeni ilaçlardan yararlanıyor, biz birçoğundan yararlanamıyoruz. Hastalarımızın cebini yakan ilaç fiyat farkları var ve her geçen gün artıyor. Bakın her anne babanın çocuğu ateşlenir. Bugün en çok bilinen çocukların ateşini hızla düşüren ve her anne babanın buzdolabında tutmak istediği, serin bir yerde tutmak istediği bir ateş şurubu var. Fiyatı 130 lira. İki sene önce 35-40 liraydı. Bugün 130 lira. Devletin bunu ödediği para 75 lira. Tam neredeyse yarısını hatta yarısından 10 lira fazlasını anne babalar ödüyor. Böyle bir fiyatlandırma sistemi, eczacıya zarar değil, eczacıya maalesef utanç. Doktor şurup yazmış, çıkarıyor, veriyor. Devlet 55 lira ödüyor sen de 75 lira vereceksin. İnsanlar gecenin bir yarısında bununla karşılaşıyorlar. Yarım kalan tedaviler nedeniyle yeni komplikasyonlar çıkıyor ve ihtiyaç duyanların ilaçlara iletişim, erişim sağlanamıyor” ifadelerini kullandı.

    “Engellerin önlerinden kaldırıldığı yeni bir kamu reformu, kamusal düzenleme öneriyoruz”

    Engelliler Haftası olunduğuna değinen Özel, “Biz engellileri bir gün hatırlamak istemiyoruz. Onlar da bir gün hatırlanmak istemiyorlar. Biz engellileri bir dezavantajlı grup olmaktan çıkarıp bu toplumda herkesle birlikte aynı hakları kullanabilmek için bütün engellerin önlerinden kaldırıldığı yeni bir kamu reformu, kamusal düzenleme öneriyoruz. Bu konularda bugün değil, iki gün sonra 16 Mayıs Perşembe günü ilgili gölge kabine bakanımızın, aileden sorumlu ve engellilerden sorumlu bakanımızın çabalarıyla yine kadın kollarımızın ev sahipliğinde Ankara’da bir büyük engelli buluşması düzenleyeceğiz. Engellilerin sorunlarını, bir grup konuşması parantezinden çıkarıp bu haftaya uygun olarak hep birlikte perşembe günü bütün Türkiye’ye sesleneceğiz. Hepinizi bekliyoruz” diye konuştu.

    “Millete ‘kemer sık’ denirken milletin vekilleri tasarrufun dışında kalmasınlar”

    Yeni tasarruf genelgesi hakkında konuşan Özel, “Bu genelgede bugüne kadarkinden bir farkı var, olumlu farkı. O da Cumhurbaşkanlığı harcamalarının genelge dışında tutulmamış olması. Ama pratikte neler oluyor? En yakından takip edeceğiz ve paylaşacağız. Sadece meclis dışarıda tutulmuş. Bu konuda gayet normal tutulması. Bu ‘meclis israf etsin’ demek değil, yürütmenin başının meclise talimat vermemesi gerekir, vermesi hadsizlik olur. Bu konuda Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a çağrıda bulunuyorum. Bir iki ipucu vermişti. Bu hafta içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanını olağanüstü toplantıya çağırsın. Meclis tasarruf genelgesi dışında değildir. Meclise ‘tasarruf et’ deme yetkisi yürütmede değildir. Kendi genelgemizi hızla hazırlamalıyız. Yürütmenin ortaya koyduğundan çok daha kapsamlı bir tasarruf genelgesi için Cumhuriyet Halk Partisi olarak bütün gruplara ve meclis başkanına çağrıda bulunuyoruz. Başkanlık Divanı toplansın. Millete ‘kemer sık’ denirken milletin vekilleri tasarrufun dışında kalmasınlar” ifadelerine yer verdi.

    “Vergi çok kazanandan çok, az kazanandan az, hiç kazanmayandan hiç alınmaz”

    Açıklanan tasarruf genelgesinde vergide adalet kısmına değinen Özel, “Genelgeyle ilgili açıklama yaparken Mehmet Şimşek demiş ki ‘vergide adalet ve etkinlik sağlayacağız.’ Tam zurnanın zırt dediği yer burası arkadaşlar. Bir daha anlatıyorum bıkmadan anlatacağım. Herkese anlatın. Türkiye’de 100 lira vergi toplanıyor, 100 lira. Hepimizden. Bunun 65 lirası dolaylı vergi. Yani mazottan, doğal gazdan, sudan, elektrikten, ekmekten, sütten, bulgurdan, çikolatadan, sakızdan yüzde 65, bu nasıl bir adaletsizlik biliyor musunuz? Türkiye’nin en pahalı cipiyle fabrikatör giriyor, mazot alıyor, aynı vergiyi veriyor. Arkadan derme çatma bir mobiletle onun fabrikasında asgari ücretle çalışan geliyor mazot alıyor, aynı vergiyi veriyor. Yani dolaylı verginin adaletsizliği bu. En pahalı nasıl cobralarla gezenlerle, traktörüne mazot koyanlardan aynı vergiyi alıyorlar diyeceğim, öbür taraftan daha bile az alıyorlar. Ama bunlar dolaylı vergi. Yüzde 65’ten geriye kalan daha yüzde 35 var. Bunun da yüzde 24’ü işçinin, emeklinin, memurun maaşını çekmeden kesilen gelir vergisi. Etti mi sana yüzde 89. Kalan yüzde 11’de bütün ihracatçıların, bütün fabrikatörlerin, bütün müteahhitlerin, kur korumalı mevduata para koyan herkesin hepsinin gelirinden ödediği vergi yüzde 11. Vergi çok kazanandan çok, az kazanandan az, hiç kazanmayandan hiç alınmaz. Bu kadar net” ifadelerine yer verdi.

  • Özel maden facialarına dikkat çekti

    Özel maden facialarına dikkat çekti

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu.

    Özel, Soma maden faciasının yıl dönümü dolayısıyla Türkiye’de yaşanan maden facialarına dikkat çekti.

    Türkiye’nin ölümlü işçi kazalarında dünya birincisi olduğunu ifade eden Özel, Soma’dan bugüne kadar toplam 649 madencinin can verdiğini sözlerine ekledi.

    Özel’in açıklamaları şöyle:

    Soma maden katliamının tarihimizin en büyük işçi katliamlarından birinde 10. yılında Soma’daydık. Facia sırasında hayatını kaybeden 301 arkadaşımıza, şehidimize ve onların haklarını ararken hayatını kaybeden iki şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Soma’da facia olduğunda 301 kişi hayatını kaybettiğinde Türkiye’de hayat durdu.

    SOMA MADEN FACİASI DAVASI

    Unutursak yüreğimiz kurusun dedik. İlk günlerde müthiş bir adalet mücadelesi kararı verecek, genç, dürüst, namuslu bir hakimin karardan önce değiştirilmesiyle, önce birinci kademe mahkemesinde hepimizin yüreklerini sızlatan karar alındı. Yargıtay kararı bozdu. 5 günde gidecek karar 5,5 ay bekledi. Heyetin üçünü görevden aldılar. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı karara itiraz etti. 3’e 2 kendi dairesinin kararını bozdu. Ölen işçi başına 5 gün yatanlar çıktılar. Dün de küstahlık yaptılar ‘Geride kaldı, biz orayı unuttuk’ dediler.

    Dün Soma’da tarihin en büyük kalabalığı vardı. Karar değişmedi ama atmosfer değişti. Anneler ilk kez ‘Biz adaletin bir gün geleceğine inandık’ dediler.

    Dün Soma’da tarihin en büyük kalabalığı vardı. Karar değişmedi ama atmosfer değişti. Adalati getireceğiz. And olsun. Buradan Türkiye işçi sınıfına bir çağrı yapmak isterim. Soma’dan bugüne 649 madenci öldü. İki soma daha oldu ama kimsenin haberi olmadı. Mesaj Türkiye işçi sınıfınadır. Yargıya hakim, medyaya hakim sermaye size ‘Örgütlenin’ diyorlar. Yaşamak ve emeği savunmak için örgütlenin.

    “İŞÇİ KAZALARINDA DÜNYA BİRİNCİSİ”

    ILO rakamları açıkladı, Türkiye ölümlü işçi kazalarında dünya birincisi. Bu ülkede yarın senin evladın, senin komşun en sevdikleriniz hayatını kaybederler çünkü dünyada işçi hayatının Türkiye kadar ucuz ve tehdit altında olduğu başka ülke yok.

    YABANCI İLAÇTAKİ ARTIŞ

    Yerli ve milli ilaç üretim konusunda dilimizde tüy bittiği halde Türkiye’de ilaç firmalarının pek çoğu yabancılara satıldı. Satılmaya da devam ediyor. Yerli ilaçta büyük bir gerileme, yabancı ilaçta büyük bir artış var. Bunu maskelemek için Türkiye’deki firmayı yabancı satın alıyor. Yerli sayılır, Türkiye’de üretiliyor diyor. CHP olarak yerli ilaç sanayiini desteklemek zorundayız.

    Türkiye’nin en önemli ilaç firmalarının yabancılara satılmış olmasının yarattığı mesele, her şey de beka sorunu arayanların duyması düşünmesi ve tedbir alması gereken meseledir.

    DÜNYA ÇİFTÇİ GÜNÜ

    Çiftçi ektikçe zarar eden ürettikçe iflasa sürüklenen bir kısır döngünün içerisinde. Çiftçiler, kanuna göre 263 milyar destekleme primi hak etmişken 85 milyar ödenmiş, 178 milyar lira hakları duruyor. O para nereye gitti? O para KKM’ye gitti.

    SGK’nın resmi verilerine göre, kayıtlı çiftçi sayıları 10 yılda yüzde 55 azaldı. Esas beka sorunlarından bir tanesi bu. Türkiye yaş ortalaması düşük bir ülke olmasına rağmen çiftçilerin yaş ortalaması 58. Yani genç çiftçi yok. Çok ciddi tedbirler alınması lazım.

    Türkiye; Arjantin’den soya, Ukrayna’dan buğday, ABD’den mısır ithal etmezse kendini doyuramayan bir ülke haline getirilmiş durumda. Yerli üreticimizi biraz daha zor durumda bırakıyor.

    TARIM REFORMU

    Kapsamlı bir hazırlığımız var. Dinamik tarım politikaları öneren, maliyetleri azaltan, verimi yükselten nitelikli tarım bütçesi öneren çalışmamız var. Tekelci yapıya dur diyecek önerilerimiz var. Yapısal reformu bu ülkenin önüne koymaya hazırlanıyoruz. Hayvancılık politikalarında yeni sayfa açacağız. Tarımsal kamu yönetimini yapılandıracağız. Bağımsız, demokratik kooperatif yapılarının üreticilerin örgütlenmelerini sağlayacağız. Bunları önümüzdeki iktidarımız için hazırlıyoruz.

    TASARRUF GENELGESİ

    Nihayet kamuda tasarruf genelgesi yayınlandı. 10. tasarruf genelgesiydi. Olumlu farkı ise Saray’ın Cumhurbaşkanlığı harcamalarının genelge dışında tutulmamasıydı. Sadece Meclis dışarı da tutulmuş. Bu Meclis israf etsin demek değil, yürütmenin başının Meclis’e talimat vermemesi gerekir. Vermesi hadsizlik olur. Meclis Başkanı bu hafta içinde TBMM’de Başkanlık Divanı’nı olağanüstü toplantıya çağırsın. Y

    ürütmenin ortaya koyduğunda çok daha kapsamlı tasarruf genelgesi için Başkanlık Divanı toplansın. Millete kemer sık derken milletin vekilleri tasarruf dışında kalmasın.

    Ben kamunun israfına sonuna kadar destek veriyorum ama 10 bin lira emekli maaşına zam yap diyoruz, gör bak biz bile tasarruf yapıyoruz diyecek. İtibardan tasarruf olmaz diyerek Saray harcamalarını savunanlar bu sefer Saray’ı da eklemişler. Demek ki devleti yönetenler değil millet haklı. Sonuna kadar mücadele devam edeceğiz.

     

    NTV

  • Kurban bedel fiyatları açıklandı

    Kurban bedel fiyatları açıklandı

    Kızılay tarafından gelenekselleşen, Kurban Bayramı’nda kesilecek olan her bir kurbanın toplumun tüm kesimlerine ulaşması amaçlanan ve “Kurban Bereketini Yıl Boyu Yaşatıyorsan Hilal Olsun Türkiye” sloganıyla yürütülecek olan 2024 Kurban Kampanyası Lansmanı Ankara’da bir otelde gerçekleştirildi. Türkiye dahil 21 ülkede 128 bin hisselik kurban kesmeyi hedefleyen Kızılay, Et ve Süt Kurumu iş birliğiyle hazırlayacağı kurban paylarını bu yıl 3 milyon 800 bin kişiye ulaştırmayı hedefliyor.

    Lansmana katılan Kızılay Başkanı Fatma Meriç Yılmaz, 2024 yılı kurban bedel fiyatının yurt içi ve Gazze için 11 bin 750 lira, yurt dışı için ise 4 bin 300 lira olarak belirlendiğini açıkladı.

    “Geçen yıl deprem bölgesinde 25 bin adet konserve dağıtımı gerçekleştirmiş olduk”

    Kızılay tarafından 2023 yılında yapılan faaliyetlere değinen Yılmaz, geçen yıl en fazla deprem bölgesini öncelik olarak gördüklerini ifade ederek, “Yurt içindeki kurbanları konserve yaparak dağıtıyoruz. Yurt dışında ise taze et şeklinde gerçekleştiriyoruz ama geçen sene bir değişiklik yaparak konteynerlere geçmiş depremzede aileler kendi kazanlarını kaynatabilsinler dedik. 2.75 kilogramlık şoklanmış paketler oluşturduk. Bu paketler oradaki küçük buzdolapların içerisine girebilecek paketlerdi. 25 bin adet dağıtım gerçekleştirmiş olduk” ifadelerini kullandı.
    Yılmaz, geçen yıl içerisinde Türkiye dahil 22 ülkede 106 bin hisseyi yurt dışındaki ihtiyaç sahiplerine taze et olarak ulaştırırken, yurt içinde ise 19 bin 600 hisseyi hem konserve hem de taze et şeklinde ulaştırdıklarını ve bu operasyonda toplam 2 milyon 900 bin kişiye hisse teslim ettiklerini kaydetti.

    “Bu yıl 128 bin hisseye ulaşmak istiyoruz”

    Bu yıl içerisinde 128 bin hisseye ulaşmak istediklerini açıklayan Yılmaz, “Kurban planlaması önceden yapılıyor. Bu rakamları belirlerken o organizasyonu en doğru şekilde yapabileceğimiz rakamlara ulaşmaya çalışıyoruz. Bu rakamlar yukarıya doğru bir miktar esneyebiliyor ama genelde yaşadığımız gerçeklik o rakama da ulaştığımızda mecburen kurban alımımız sona ermiştir demek zorunda kalıyoruz. Dolayısıyla son zamana bırakılmaması gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Bu 128 bin hissenin 28 bin tanesini yurt içinde kesmiş olacağız. 100 bin tanesi ise yurt dışı operasyonlarımız için ayrılmış durumdadır” diye konuştu.

    “Kızılay olarak 3 milyon 800 bin kişiye ulaşmayı hedefliyoruz”

    Yılmaz, Kızılay olarak 3 milyon 800 bin kişiye ulaşmayı hedeflediklerine dikkati çekerek, “Operasyonu, Türkiye dahil olmak üzere 21 ülkede yapıyor olacağız. Geçen seneden farklı olarak Gazze’yi Türkiye’nin içine alarak buradan yöneteceğiz. Türkiye’de kesim ve dağıtımlarımız olacak. Türkiye’de bu sene yine konserve modelimize döndük. Başta Et ve Süt Kurumumuz olmak üzere konservelerimizi yaptıracağız ve yıl boyu bunları ulaştıracağız” dedi.

    “Son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar deprem bölgesinden ayrılmayacağız”

    Deprem bölgesindeki ihtiyaç sahiplerini hiç yalnız bırakmadıklarını dile getiren Yılmaz, “Biz oradan hiç ayrılmadık. Son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar da ayrılmayacağız. Kurban döneminde de yine onlarla beraber bazen kavurma yapacağız, bazen bayram şenlikleri yapacağız ve yine bayram kıyafetlerini dağıtacağız. Sizlerin emanetini de deprem bölgesine ulaştırmaya çalışacağız” şeklinde konuştu.

  • Eskişehir’de kurbanlık fiyatları belli oldu

    Eskişehir’de kurbanlık fiyatları belli oldu

    Kurban Bayramı’na yaklaşık 1 ay kala kurbanlık satışlarında yoğunluk gözleniyor. Bazı vatandaşların hayvanlarını geçtiğimiz Ramazan Bayramı’ndan itibaren ayırttığı öğrenilirken küçükbaş kurban piyasasında da fiyatlar belli olmaya başladı. Geçtiğimiz yıl 5 bin liradan başlayan ve en kaliteli küçükbaşın 12 bin liradan satılığı piyasada, bu yıl küçükbaş fiyatları 10 bin liradan başlayıp 25 bin liraya kadar yükseliyor. Koyunun canlı baskül kilogram fiyatı 140 liradan başlarken, kuzuda ise canlı baskül kilogram fiyatı 240 liradan alıcı buluyor. Üreticiler kurban ibadetini yerine getirecek vatandaşlara tavsiyelerde bulunurken, dikkat edilmesi gereken konular hakkında da uyarılarda bulundu.

    “Küçükbaş fiyatı şu anda 10 ile 25 bin lira arasında”

    Sakintepe Mahalle muhtarlığı ve aynı zamanda küçükbaş hayvan üreticiliği yapan Osman Alem, küçükbaş piyasası hakkında, “Hayvanın ufak ve büyüklüğüne göre, kalitesine göre şu anda 10 ile 25 bin lira arasında besihanelerinizde değişiyor, üreticilerimiz de değişiyor. Yem girdilerinin, işçi maliyetlerinin ve şartların vermiş olduğu şekilde bu konuma gelmiş bulunmaktadır. Geçen sene Kurban Bayramı’nda kurbanlık fiyatları 5 ile 12 bin arasındaydı. Bu sene fiyatlar bir misli atmış bulunmakta . Sakintepe Mahalle’mizde büyük ve küçükbaş hayvanların satışı Ramazan Bayramı’nda başlar. Vatandaş küçükbaşta ne kadar erken alan olursa o kadar kaliteli, güzel mal alır. Son zamana kalan ayıklanmış malı almış olur. Koyunun canlı baskül kilogram fiyatı 140 liradan, kuzuda ise canlı baskül kilogram fiyatı 240 liradan satışta. Bu vatandaşın kendi şahıs ve görüşüne bağlı. Hayvan çok kalitelidir, besici kilo satar. Satış yöntemi kişilerin kendi öz tercihlerine göre değişebiliyor ” dedi.

    “Temizliğe insanlar çok dikkat ediyor”

    Eskişehir’de 18 yıldır küçükbaş üreticisi olan Halil İbrahim Kaya ise besihanelerde verilen kurban kesimi hizmeti hakkında şöyle bilgi verdi:

    “Burada en büyük etkenimiz bizim besihanede satmamız. Kent merkezinde 5-10 katlı binalarda yaşayan vatandaşların kurban kesme durumu yok. Vatandaşlar çok sıkıntı yaşıyor. O yüzden biz burada kesim, parçalama yaptığımız için vatandaşlar bizi tercih edebiliyorlar. Buradan hayvanların yaşam alanları gözüküyor. Ayrıca hayvanlarımız temiz hayvanlar. Kurban kesimin yapan arkadaş İslami şartlara göre tekbirini getirir, duasını okur, sonra vekaletini alır, kurbanı öyle keser. Biz bayramın ikinci ve üçüncü gün de kurban keseriz. Ortam gördüğünüz gibi temiz, çamur vesaire yok. Alıcı bu temizliğe da çok dikkat ediyor. Şimdi hayvana baktığınızda topal olmayacak, ayağı kırık ya da boynuzunun kırık olmaması gibi durumlar olmayacak. Bunları biz zaten satmıyorsun. Kurban edilecek hayvanda göz mesela çok önemli. Kulağının yarısı olamaması ve dişlerinde gedik olamaması gerekiyor. İbadeti edecek vatandaşlar bun konulara bakması, dikkat etmesi lazım. Örneğin bizim bu hayvanlarda hep genç hayvan. Hayvanda gençlik de önemli.”

  • Adana’nın çöplük isyanı

    Adana’nın çöplük isyanı

    Uzun yıllar vahşi depolama ile çöp yığınlarının oluştuğu, kilometrelerce öteye rüzgarla koku yayan Sarıçam ilçesinde bulunan Sofulu Çöplüğü, 2008 yılında Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından Yap İşlet Devret Modeli ile özel bir firma tarafından Katı Atık Bertaraf Tesisi’ne dönüştürüldü.

    Binlerce apartman inşa edildi

    İlk yapıldığı dönemde etrafında çok az ev bulunan ve yeri uygun olan ancak 2010 yılında çöplüğe 1 kilometre uzakta Yeni Adana Stadyumu’nun temelinin atılmasıyla birlikte imara açılan bölgede binlerce apartman inşa edildi. Bazı apartmanlar ise tesisin hem yanı başına hem de karşısına yapıldı.

    Mahkemeden dönüş olmadı

    Çukurova Üniversitesi, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, yurtlar ve birçok okulun da bulunduğu bölgede oturmaya başlayanlar Sarıçam Platformu’nu kurup tesisin çevre ve insan sağlığına zararları sebebiyle taşınması ya da tamamen kaldırılması için mahkemeye başvurdu. Ancak platform, mahkemeden sonuç alamadı.

    Kaldırılması isteniyor

    Hem vatandaşlar hem de uzmanlar şimdi sosyal medyadan kampanyalar başlatarak yetkililere seslerini duyurup, yeni yerleşim yerinin adeta ortasında kalan çöplüğün şehir dışına taşınmasını istiyor.

    “Tesisler yerleşim yerinden uzakta olmalı”

    Çukurova Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertan Kara, “Çöplerin usulüne uygun olarak depolanması ve taşınması çok önemli bir konu. Bunun her aşaması gerçekten insan sağlığını etkileyen faktörlerle doludur. Çöplerin ilk etapta evlerde, iş yerlerinde ve fabrikalarda toplanıp daha sonrada yok edilmesi önemli bir olay. Ancak bu depolanma alanlarının olabildiğince yerleşim merkezlerine uzak olması gerekmektedir” dedi.

    “Artık uygun bir bölge değil”

    Çöplük çevresinde oturmanın halk sağlığı açısından çok uygun olmadığını anlatan Prof. Dr. Kara, “İnsan sağlığına etkilerini hem biyolojik hem de hava sağlığına etkisi yönünden değerlendiriyoruz. Bir de işin sosyal boyutu var. Bunlar depolandığında bazı organik maddeler olduğu için içerisinde mikroorganizmalar üreyeceğini ve insan sağlığına olumsuz yönde etkilerinin olacağını düşünüyoruz. Bu çöplük için ilk kurulduğu yıllarda o bölge çok uygundu. İmara açık bir alan değildi ve nüfus yoğunluğu yoktu. Ancak artık orası çok uygun bir bölge değil. Başka alanlar seçilmesini öneririm ben halk sağlığını koruma açısından” ifadelerini kullandı.

    “Kokudan duramıyoruz”

    Çöplüğün yanındaki apartmanda oturan Fadime Karataş isimli vatandaş, “Çok rahatsız oluyoruz bu kokudan. Yazın daha kötü oluyor koku. Kokudan duramıyoruz. Bu çöplük buradan kalksın” diye konuştu.

    “Çok pis kokuyor”

    Ebru Nur Arslan isimli mahalleli ise kokudan rahatsız olduklarını belirterek, “Günün belirli saatlerinde çok pis kokular geliyor. Sıcak havalar da geldi. Bu çöp kokusu nedeniyle Sarıçam’da artık hayat kalmadı. Dünyanın bütün çöplerini sanki burada topluyorlar gibi çok pis kokuyor” dedi.

  • Toplanan inek sütü miktarı arttı

    Toplanan inek sütü miktarı arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Mart ayına ilişkin süt ve süt ürünleri üretimi verilerini açıkladı. Buna göre, ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,7 arttı, Ocak-Mart döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,5 arttı.

    Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, inek peyniri üretimi yüzde 5,3 arttı, ayran üretimi yüzde 10,6 arttı, yoğurt üretimi yüzde 5,1 arttı, içme sütü üretimi yüzde 0,8 arttı, tereyağı üretimi yüzde 13,3 arttı. Ocak-Mart döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre, inek peyniri üretimi yüzde 9,3 arttı, ayran üretimi yüzde 16,8 arttı, yoğurt üretimi yüzde 10,0 arttı, içme sütü üretimi yüzde 2,5 arttı, tereyağı üretimi yüzde 17,7 arttı.

    Bir önceki ay 901 bin 485 ton olan ticari süt işletmelerince toplanan inek sütü miktarı Mart ayında yüzde 9,0 oranında artarak 982 bin 322 ton oldu.
    Bir önceki ay 133 bin 505 ton olan içme sütü üretimi Mart ayında yüzde 4,7 oranında artarak 139 bin 794 ton olarak gerçekleşti.

  • Türk Yıldızları’nın gösterisi nefesleri kesti

    Türk Yıldızları’nın gösterisi nefesleri kesti

    Türk Dünyası Kültür Parkı’nda gerçekleştirilen Türk Yıldızları’nın hava gösterisini Karaman Valisi Hüseyin Engin Sarıibrahim, Belediye Başkanı Savaş Kalaycı ile Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Gavgalı ve yaklaşık 5 bin kişi seyretti. Gösteri uçuşunun yapılacağı alanı dolduran vatandaşlar, bu anları heyecan ve ilgiyle takip ederek cep telefonu kamerasıyla kayıt altına aldı. Gösteri uçuşunun ardından, kent merkezinde fener alayı düzenlendi.

    Yunus Emre Camii önünde başlayan fener alayında, vatandaşlar ellerinde Türk bayrakları ve meşalelerle Aktekke 15 Temmuz Demokrasi Meydanına kadar yürüdü. Etkinlikler, Polis Bandosu Orkestrasının verdiği konserle sona erdi.

     

  • Tarihi kilise vandalların hedefi oldu

    Tarihi kilise vandalların hedefi oldu

    Sivrihisar’da tarihi dokusuyla dikkat çeken Surp Yerrortutyun Ermeni Kilisesi, ilçeye gelen pek çok turistin uğrak noktalarından birisi.

    Yılın belli zamanlarında çeşitli illerden ve ülkelerden gelen turistler tarafından yoğun ziyaret edilen tarihi kilise asırlara meydan okurken, kimliği bilinmeyen şahıslar tarafından içerideki duvarlara yazılar yazıldığı görüldü.

    Tarihi yapının üzerine farklı renklerdeki kalemlerle genellikle isim yazarak ve kazıyarak zarar veren o şahıslar hem bölge halkının hem de tarih severlerin tepkisini topladı.