Etiket: güncelhaber

  • Finans uzmanıydı, arıcı oldu

    Finans uzmanıydı, arıcı oldu

    Mersinli 36 yaşındaki Barbaros Yeşilgün, uzun yıllar finans sektöründe çalıştı. Bu süreçte evlenen iki çocuk sahibi Yeşilgün, bir yandan bankada yönetici olarak çalışırken, diğer yandan da doğal yaşam arayışı içerisine girdi. Bu sırada hafta sonları hobi olarak arıcılık yapan Yeşilgün, bir süre daha devam ettiği ‘beyaz yakalı’ olarak nitelendirilen işinden ayrılarak arıcılık yapmaya başladı.

    “3-5 kovanla başladığım bu serüveni 250 kovana kadar yükselttik”

    Mezitli ilçesine bağlı Kuyuluk mevkiinde arıcılık yapan Yeşilgün, şu anda 250 kovanla Toros Dağları’nda bal üretimi yaptığını söyledi. Yaklaşık 9 yıldır arıcılık yaptığını belirten Yeşilgün, Mersin’de arıcılık yapan birçok işletme bulunduğunu ifade etti. Bunların büyük bir bölümünün gezgin arıcı olduğunu dile getiren Yeşilgün, “Biz de bu gezgin arıcılardan biriyiz. Bu kararı vermemde en büyük faktör öncelikle çocuklarıma doğal bal üretmekti. 3-5 kovanla başladığım bu serüveni kademeli olarak 40-50 kovan derken 250 kovana kadar yükselttik” diye konuştu.

    “İşletmemizi de büyüttük, gelirimiz de bizlere yeter oldu”

    Yeşilgün, bankada yönetici pozisyonunda çalıştığı dönemde ciddi bir maaş aldığını belirtti. Aldığı ayrılık kararının ardından maaş anlamında ilk etapta panik yaşadığını anlatan Yeşilgün, “Çünkü arıcılık sektöründe bir sene boyunca mücadele edip bir kere hasat edebiliyorsunuz. Senede bir defa gelir sağlıyorsunuz. Bu sağladığınız gelirle de bir sene boyunca geçinmeniz gerekiyor. Aylık bir gelir elde eden biri olarak bu şekilde bir gelir türüne geçince ilk önce bir panik yaşadık ama sonrasında arılarımız bizi hiçbir şekilde eli boş göndermediği için dağlardan elde ettiğimiz gelirle ciddi anlamda işletmemizi de büyüttük, gelirimiz de bizlere yeter oldu” dedi.

    Arıcılığın bazı yıllar verimli, bazı yıllar ise daha az verimli bir sektör olduğunu vurgulayan Yeşilgün, bu nedenle ‘ak akçe kara gün içindir’ düşüncesiyle yaşamak gerektiğine işaret ederek, “Mesela iki sene önce çok yüksek bal tonajı oldu, iyi bir gelir elde ettik. Ama bir önceki yıl çok az tonaj oldu ve kemer sıkmak zorunda kaldık. Fakat totalde baktığımız zaman bankacılık hayatında elde ettiğim gelirden daha yüksek bir gelir elde ettiğimi açıkça ifade edebilirim” diye konuştu.

    “En büyük avantajımız doğal hayatta yaşamamızdır”

    Arıcılığa başladıktan sonra hayatında yaşanan değişimden de bahseden Yeşilgün, şöyle devam etti:
    “Önce şehrin kalabalık trafiğinden, gürültüsünden, egzoz gazlarından, kirliliğinden uzak kalmak olağanüstü bir duygu. Her sabah barakamın önünde çiçeklerin arasında, arılarımın sesleriyle uyanıyorum. En önemlisi sağlıklı bir hayat sürüyorum, temiz havadayım. Sürekli yaylalarda temiz, doğal sular içiyoruz, doğal besleniyoruz. Ve en büyük karımız aslında bizim mutlu, huzurlu ve sağlıklı yaşamamız. Yani maddiyat bizim işte ikinci planda. Yapmış olduğumuz bu işte en büyük avantajımız doğal hayatta yaşamamızdır.”

    “Kendimi akvaryumun içerisinde yaşıyor gibi nitelendiriyordum”

    Uzun yıllar bankacılık yapmış biri olarak kendisini ‘akvaryumun içerisinde yaşıyormuş’ gibi nitelendiren Yeşilgün, “Her sabah bankaya gelip bir camekanın içerisinde müşterilerimi ağırlıyordum” dedi.

    Kendisi gibi doğal yaşamı seçmek isteyenlere tavsiyelerde bulunan Yeşilgün, şunları kaydetti: “Herkese tavsiye ederim. Böyle beyaz yakalı olup da ‘ben bir şeyler yapmak istiyorum, artık kendi işimi yapacağım, doğal hayata geçeceğim’ diyen arkadaşlar kesinlikle korkmasınlar. Ama şu da var; öncesinde benim bankacılık hayatımda yaptığım gibi bu işi iyi bilen bazı üreticilerin yanında hafta sonları kendilerini geliştirsinler. Hangi sektörde, hangi meslek dalında olursa olsun, hafta sonlarında bu tarz aktivitelerde bulunarak, kişisel kabiliyetlerini geliştirsinler. Bu kabiliyetlerini geliştirdikten sonra kendi işletmelerini kuracak güveni zaten yakalayacaklardır. Bu kararın akabinde de işlerine dört elle sarılsınlar ve görecekler ki çok mutlu ve çok iyi kazançlar elde edecekler. Kesinlikle korkmamalarını tavsiye ediyorum.”

  • Arıcılar yeni sezondan ümitli

    Arıcılar yeni sezondan ümitli

    Rize’nin İkizdere İlçesi Anzer Yaylasında arıların kış mevsiminde zarar görmemesi için petekleri daha düşük rakıma indiren arıcılar, ilk olarak kovanlarını gözden geçirerek bahar mevsiminde peteklerin tüm bakımlarını gerçekleştirdi. Yaz ayının gelmesiyle birlikte üreticiler arılarını Anzer Yaylası’na çıkartmak için gün saymaya başladı. 40’ı endemik olmak üzere 400’ü aşkın çiçek türünden 2 bin 300 rakımda üretilen Anzer balı için tüm hazırlıklarını tamamlayan arıcılar, kilogram fiyatı 2 bin 500 TL olan balın yeni fiyatının belirlenmesi için gözünü kooperatiflere çevirdi.

    “Anzer Yaylasında rekoltenin yüksek olacağını bekliyoruz”

    Havaların güzel gittiğini ve rekoltenin verimli olacağını düşündüklerini dile getiren Anzer Ballıköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Muzaffer Deniz, “2024-2025 yılı bal sezonu için Anzer Yaylası’na arılarımızın hazırlıkları devam etmektedir. Şu anda havaların güzel gitmesi sebebiyle yeni sezon için Anzer Yaylasında rekoltenin yüksek olacağını bekliyoruz. Gördüğümüz kadarıyla Anzer Yaylasında bu yıl balın çok verimli geçeceğini göstermektedir. Arılarımız güzel bir şekilde gelişmekteler. Arıların doğada beslenme durumları çok güzel. İnşallah Mayıs ayının 20’sine kadar hazırlıklarımızı tamamlayıp Anzer balı üretimine başlayacağız” şeklinde konuştu.

    “Tahmini olarak 3 bin 500 TL civarında belki de daha üzerinde bal fiyatımız belirlenecektir”

    Anzer Balı’nın fiyatının üreticileri ve tüketicileri üzmeden artış gerçekleştirileceğini ifade eden Deniz, “Geçen yıl balların Hacettepe Üniversitesi’nden tahlillerin biraz gecikmesi sebebiyle ağustos ayında satışlarımız çok olmadı. Ekim ve Kasım ayında Hacettepe’den ballar geldikten sonra Tarım ve Orman Bakanlığı nezdinde coğrafi işaret ürünlere vurulduktan sonra satışlarımız hızla başladı. Çünkü yaz boyu sipariş bekleyen müşterilerimiz vardı. Anzer Yaylasına arılar çıkmadan önce arıların ilk önce sağlık yönünden ve beslenme yönünden hazır hale getirilmesi lazım. Bir bit var. Onu tabii ki arılarda olmaması lazım. Arının çalışamadığı durumlarda kovanların alt kısmında dışarıdan almış olduğu bal stoğunun iyi olması gerekiyor. Şu anda arının stokları çok güzel. Arılar her geçen gün yavrulama için kovanlardan çıkıyor. Her geçen gün arının çoğaldığını görüyoruz. 2023 ve 2024 yılı sezonunda balın fiyatı 2 bin 500 TL idi. Ancak şu anda ülkemizdeki enflasyonun durumuna bakıldığı zaman yaklaşık bir ay sonra yeni sezon için fiyat belirlenecektir. Tahmini olarak 3 bin 500 civarında belki de daha üzerinde bal fiyatımız belirlenecektir” ifadelerini kullandı.

  • Dünyanın kekik ihtiyacı Denizli’den karşılanıyor

    Dünyanın kekik ihtiyacı Denizli’den karşılanıyor

    Denizli İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce 1994-2000 yılları arasındauygulanan yoğun eğitim ve yayım çalışmaları sonucunda ilk defa istatistiklere 2000 yılında 1750 hektar olarak yansıyan kekik ekim alanları yıllar itibariyle katlanarak arttı. 2023 yılında Denizli’de 19 bin 714 ha alanda 26 bin 983 ton kekik üretimi gerçekleştirildi. Pamukkale, Güney, Çal, Buldan, Bekilli, Tavas ve Kale ilçeleri üretimin en yoğun yapıldığı yerler olarak ön plana çıkarken, Türkiye kekik ekim alanlarının yüzde 91,2’sine sahip olan Denizli, üretimin de yüzde 89.6’sını karşılıyor.

    Dünyanın kekik ihtiyacının Denizli’den karşılandığını belirten Denizli İl Tarım ve Orman Müdürü Şakir Çınar; “Ülkemiz birçok kekik türünün gen merkezi ve anavatanı konumundadır. Kültüre alınmadan önce ticareti yapılan kekiğin önemli bir kısmı Ege ve Akdeniz Bölgesinin kıyıya bakan yüksek kesimlerinden toplanarak ihracatı yapılmıştır. 1990’lı yıllarda Dünya piyasalarındaki talep artışına bağlı olarak kekik bitkisinin kültüre alınması ile ilgili Ar-Ge çalışmaları yoğunlaştırılmıştır. Özellikle 2000’li yıllardan sonra bilyalı kekik olarak bilinen (Origanum onites L.) türünün Denizli’de tarla yetiştiriciliğine geçilmesi ile kekik üretimi ve ticaretinde önemli gelişmeler yaşanmıştır. İlimizde yetiştiriciliği yapılan bu kekik türü, 2021 yılında Türk Patent Enstitüsü tarafından coğrafi işareti alınarak ‘Denizli Kekiği’ olarak tescillenmiştir. İlimizde kekik yetiştiriciliği ile ilgili çalışmalara, İl Müdürlüğümüz tarafından 1992 yılında Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünden temin edilen kekik fideleri ile başlanmıştır. Bu fideler ile Baklan İlçemizde 500 metrekare alanda ve 1993 yılında Çal İlçesi Kabalar Mahallesinde 7 dekar alanda kekik demonstrasyonu kurulmuştur. Buralardan alınan olumlu sonuçlar üzerine İlimizin farklı lokasyonlarında yoğun bir eğitim ve yaygınlaştırma çalışmalarına başlanmıştır. Sonraki yıllarda kekik özellikle ilimizin Gözler, Uzunpınar, Kurtluca ve Güzelpınar bölgesine çok iyi uyum sağlamıştır” dedi.

    Denizli Kekiği dünya pazarına ihraç ediliyor

    Kekik üretiminin ihracattaki önemine işaret eden Çınar, “Baharat, ilaç, kozmetik ve kimya sektörü başta olmak üzere pek çok kullanım alanı bulunan kekik, ülkemizin tıbbi ve aromatik bitkiler dış ticareti içerisinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Dünyada kekik dış ticaret hacmi doğadan toplananlarla birlikte 25 bin ton civarındadır. Bunun yaklaşık yüzde 70-75’i ülkemiz tarafından karşılanmaktadır. 2023 yılında 16.966 ton kekik ve 68,5 ton kekik yağı ihracatından 55,2 milyon $ gelir elde edilmiştir. Bu verilere göre Dünya kekik üretimi ve ticaretinde Denizli ayrı bir yere sahiptir. İlimizde üretilen kekikler başta ABD, Almanya, İtalya, Kanada, Polonya, Hollanda, Fransa, Japonya ve Avustralya olmak üzere dünyanın pek çok ülkesine ihraç edilmektedir” diye konuştu.

  • Bakan Özhaseki: “Demagoji yapmayın”

    Bakan Özhaseki: “Demagoji yapmayın”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamalarına sert cevap verdi. Bakan Özhaseki’nin Kayseri’de gerçekleştirilen fidan dikimi törenindeki açıklamalarını çarpıtan Özel’e, “Demagoji yapmayın. Sözde çevrecilerin, sahte doğaseverlerin, iklim değişikliği diye bir derdi olmayanların; çöp, çukur ve çamur ile anılanların bizi anlaması mümkün değildir” ifadesini kullandı.

    “Yeşil varlığımızı arttırmaya devam ediyoruz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’yi her alanda kalkındırdıklarını belirten Bakan Özhaseki, “Yeşil varlığımızı artırmaya, ülkemizin dört bir yanını ekolojik koridorlarla örmeye, millet bahçeleriyle donatmaya devam ediyoruz. Her zaman olduğu gibi biz hizmet ederken; Genel Başkanı değişse de zihniyeti değişmeyen CHP ise yine güzel işleri eleştirmeye devam ediyor. Sözde Genel Başkan, bizim yeşil hassasiyetimizi sorgulamaya kalkıyor” diye konuştu.

    “Siz laf üretmeye devam edin biz ülkemizi daha yeşil hale getireceğiz”

    AK Parti hükümetleri döneminde bugüne kadar yaklaşık 7 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını belirten Bakan Özhaseki, “Bu anlamda dünyada orman varlığını artıran nadir ülkelerden biriyiz. Pazar günü de bizzat benim katıldığım programla birlikte 271 binden fazla fidanımızı toprakla buluşturarak iklim değişikliğine karşı güçlü bir adım attık. Utanmadan bunun bile karşısında duruyorlar. Siz laf üretmeye devam edin; biz, ülkemizi kalkındırıp daha yeşil bir hale getirecek; Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koydukları 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedeflerine mutlaka ulaşacağız” ifadelerine yer verdi.

  • “23 Nisan’ı sevinçle kutluyoruz”

    “23 Nisan’ı sevinçle kutluyoruz”

    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda milli iradenin ve bağımsızlığın önemine vurgu yaptı.

    Hisarcıklıoğlu, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin doğum günü olan 23 Nisan’ı büyük bir gurur ve sevinçle kutluyoruz. Egemenlik ve bağımsızlık milletimizin en büyük servetidir” ifadesini kullandı.

    Hisarcıklıoğlu, TBMM’nin önemine işaret ederek, şunları kaydetti:

    “Ulusal egemenliğimizin simgesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılışı, sadece kurtuluş mücadelemizde değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş uygarlık yolculuğunda da en önemli kilometre taşlarından birisidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan’ın çocuklar için bayram olmasını isterken çok önemli mesajlar vermiştir. Aydınlık geleceğimiz ve onun teminatı olarak gördüğümüz millet egemenliğine dayanan vazgeçilmez değerlerimiz, şüphesiz çocuklarımızın ellerinde şekillenecek ve korunacaktır. Türk iş dünyası adına, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ve Cumhuriyetimizin kurulması yolunda hayatlarını ortaya koyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını bir kez daha şükran ve minnet duygularımızla anıyor, milletimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum.”

  • Finansal hizmetler güven endeksi arttı

    Finansal hizmetler güven endeksi arttı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılı Nisan ayı Finansal Hizmetler İstatistikleri ve Finansal Hizmetler Güven Endeksi (FHGE) verisini açıkladı.

    Buna göre, finansal sektörde faaliyet gösteren 142 kuruluşun yanıtlarına göre Nisan ayında FHGE, bir önceki aya göre 3,8 puan artarak 157,4 seviyesinde gerçekleşti. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son üç aydaki iş durumu ile hizmetlere olan talebin FHGE’yi artış yönünde etkilediği, gelecek üç aydaki hizmetlere olan talep beklentisinin ise FHGE’yi azalış yönünde etkilediği görüldü.

    2024 yılı Nisan ayında, NACE Rev.2 sektör sınıflamasına göre “Finans ve Sigorta Faaliyetleri” sektöründe güven endeksleri alt sektörler itibarıyla değerlendirildiğinde, bir önceki aya göre “64-Finansal Hizmet Faaliyetleri (sigorta ve emeklilik fonları hariç)”, “65-Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Fonları (zorunlu sosyal güvenlik hizmetleri hariç)” ve “66- Finansal Hizmetler ile Sigorta Faaliyetleri için Yardımcı Faaliyetler” sektörlerinde sırasıyla 3,4, 4,4 ve 34,2 puanlık artış olduğu gözlendi.

  • Galata Kulesi’nin alemine paratoner takıldı

    Galata Kulesi’nin alemine paratoner takıldı

    Galata Kulesi, 1 Kasım 2023 tarihinde başlayan restorasyon çalışmaları çerçevesinde 8. katı ziyarete kapatılmıştı. Süreç içerisinde tarihi kulenin 63 metre yükseklikteki 270 kiloluk bakır alemi restore edilerek nefes kesen bir operasyonla 4 parça halinde takılmıştı. Devam eden çalışmalarda, yapının beden duvarlarında ve zemininde ise jeoradar çalışmalar gerçekleştirilmişti. 23 Şubat’ta, tarihi yapının tamamı, dış cephe onarımı ve depreme karşı güçlendirme çalışmaları kapsamında ziyarete kapatılarak çalışmalara başlanmıştı. 674 yıllık tarihi kulenin çevresinin iskeleyle örülerek etrafı yeşil bir inşaat filesiyle sarılmıştı.

    Galata Kulesi’nin restorasyonunda sona doğru

    İstanbul’un simgelerinden Galata Kulesi’nde dış cephe onarımı ve depreme karşı güçlendirme çalışması tamamlandı. Tarihi kuleden yeşil inşaat filesi ve iskeleler kaldırıldı. Demir parmaklıklardan kurtulan tarihi kulenin dış cephesindeki onarım ve güçlendirme çalışmalarının tamamlanmasının ardından yeni hali ortaya çıktı. 8. katta devam eden restorasyon çalışmaları nedeniyle iskele kaldırılmazken, işçilerin malzemeleri vinç yardımıyla 8. kata taşıdığı görüldü. Tarihi kulenin külahındaki çalışmalarda da sona yaklaşıldı. Öte yandan, yıldırım çarpmasına karşılık Galata Kulesi’nin alemine takılan paratoner havadan görüntülendi. Ziyaretçiler tarihi kule tekrar eski görünümüne kavuşmasını beklerken, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasına sayılı günler kaldı.

  • 4 ilde FETÖ operasyonu

    4 ilde FETÖ operasyonu

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, etkin pişmanlıkta bulunan şüphelilerin ifadeleri, dijital materyal çözümlemeleri, teknik ve fiziki takip, bugüne kadar alınan ifadeler ve fotoğraf teşhislerine bağlı olarak FETÖ’nün güncel finans yapılanması içerisinde yer aldığı belirlenen 16 şüphelinin gözaltına alınmalarına karar verildiği bildirildi.

    Şüphelilerin yakalanmasına yönelik işlemlere Ankara İl Jandarma Komutanlığı TEM Şube Müdürlüğü ekiplerince devam edildiği bildirildi.

  • Kars’ın zirvesindeki gölün buzları çözülüyor

    Kars’ın zirvesindeki gölün buzları çözülüyor

    Denizden 2 bin 300 metre yükseklikte bulunan ve Kars’ın zirvesinde yer alan Aygır Gölü’nün buzları çözülmeye başladı. Buzları çözülen göl havadan görüntülendi. Kars turizmine önemli katkıları olan “Doğal Sit Nitelikli Doğal Koruma Alanı” ve “Doğal Sit Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak tescillenen volkanik göl, kış ayalarının başında buz tutarken, baharla birlikte de erimeye başlıyor.

    Kışın 40 santim buz kalınlığına ulaşan Aygır Gölü’nde, etrafını çeviren dağlar ve bulutların arasında buzulları aratmayan görüntüler ortaya çıktı. Göl, fotoğrafçıların da uğrak mekanı oluyor.
    Aygır Gölü’ne fotoğraf çekmek için geldiğini ifade eden fotoğrafçı Serkan Erkoç, “Buzulları aratmayan bir görüntü var. Havalar böyle giderse Mayıs ayında buzların tamamen çözülmesini bekliyoruz. Ben de burayı fotoğraflamak için geldim” dedi.

    Kars’ın Susuz ilçesi sınırlarında bulunan Aygır Gölü, etrafında bulunan dağlarla birlikte adeta görsel şölen sunuyor. 2 bin 941 kilometre alan sahip olan ve buzları çözülmeye başlayan Aygır Gölü, havadan görüntülendi. Aygır Gölü buzları Mayıs ayının sonunda ise tamamen çözülüyor. Dalgaların kıyıya taşıdığı buzlar ise buzulları aratmayan görüntüler ortaya çıkardı.

  • Kıyı balıkçılığı yapanların sayısında azalış

    Kıyı balıkçılığı yapanların sayısında azalış

    Trabzon Merkez Su Ürünleri Faroz Balıkçı Barınağı Kooperatif Başkanı Mehmet Candeğer, kıyı balıkçılığının Trabzon’da neredeyse unutulmaya yüz tutmuş üç meslekten biri haline geldiğine dikkat çekerek, “Artık çocuklar dedelerinden gördüğü balıkçılık mesleğini yapma düşüncesinden çok uzak” dedi.

    Denizlerde büyük tekneler için 15 Nisan’da başlayan av yasağının ardından denizler kıyı balıkçılarına kaldı. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Trabzon Merkez Su Ürünleri Faroz Balıkçı Barınağı Kooperatif Başkanı Mehmet Candeğer, büyük teknelerin 15 Nisan’dan sonra avlanma yapamayacak olmasından dolayı kıyı balıkçıların avladığı balıkların değerinin yükseleceğini kaydederek, “15 Nisan itibarıyla büyük tekneler için yasak başladı. Dolayısıyla kıyı balıkçıları olarak avladığımız balıklar biraz daha değerinde satılacak. Avlanma sezonu bizim için yeni başlıyor diyebiliriz. Bundan sonra barbun, istavrit, ilerleyen zamanlarda çinekop ve palamuda doğru yöneleceğiz” dedi.

    “Birçok balık çeşidi artık yok”

    Karadeniz’de mersin balığından orkinosa kadar birçok çeşidin avlandığını dedelerinden duyduklarını belirten Candeğer, “Birçok nedenden dolayı avlanma azaldı. Avcılık konusunda teknolojinin ilerlemesi, balık neslinin azalması küçülmesiyle birlikte avcılık azaldı. Buna bağlı olarak tekne sayısı amatörler ve profesyonel balıkçılarda artış oldu. Sürekli bir avlanma var hiçbir zaman yerine gelmeyen stok var çünkü avcılık çok. Dedelerimizin anlattığına göre kofanalar, orkinoslar, mersin balıkları görülüyordu biz bunların sonuna bile yetişemedik. İnşallah daha ilerleyen zamanlarda görürüz” diye konuştu.

    “Kıyı dolgularının bilinçsiz yapılmasından dolayı büyük sorunlar yaşıyoruz”

    Kıyı dolgularının bilinçsiz yapılmasından dolayı başta kirlilik olmak üzere sıkıntılar yaşadıklarını kaydeden Candeğer, “En büyük sorun kirlilik diyebiliriz. Kıyı dolgularının bilinçsiz yapılmasından dolayı büyük sorunlar yaşıyoruz. Çünkü istinat duvarları kurulmadan dolgular yapıldı. Dolayısıyla denize dökülen topraklar, çöpler kıyı balıkçılarını tamamen bitirdi. Çünkü buralarda avlanma alanı sıfırdan yüz metreye hatta yetmiş metreye kadar, o da artık çamurla kaplandı. Dolayısıyla balıklar yavrulayamıyorlar buna nedenle avcılık azalıyor. Balıkçılar günde iki kilogram, üç kilogram mezgit ile geri dönüyorlar, giderleri çok neredeyse balıkçılığı bırakma noktasına geldiler” şeklinde konuştu.

    “Artık toruna geçen bir meslek haline gelmekten çıkıyor”

    Kıyı balıkçılığının artık dededen toruna geçen bir meslek haline gelmekten çıktığını ifade eden Candeğer, “Denizde avlananların sayısı her geçen gün azalıyor. Artık dededen toruna geçen bir meslek haline gelmekten çıkıyor. Bir nevi Trabzon’daki kaybolmaya yüz tutmuş üç meslekten biri haline geldi. Bakırcılık gibi balıkçılık da artık yavaş yavaş kayboluyor. Artık çocuklar dedelerinden gördüğü balıkçılık mesleğini yapma düşüncesinden çok uzak” ifadelerini kullandı.

    “Benim peşimden bu mesleği yapacak hiç kimse yok”

    Kıyı balıkçılarından Hasan Şal ise yeni neslin bu mesleğe pek sıcak bakmadığını belirterek, “Yaklaşık 30 yıldır bu mesleği yapıyorum. Büyük tekneler için avlanma yasağının başlaması kıyı balıkçıların avlayacağı balığın değerini biraz daha artıracak. Dolayısıyla büyük tekneler avlanma yapmayacağı için tutacak olduğumuz balıklar biraz daha değer kazanacak. Kıyı balıkçıları olarak genelde mezgit ara sıra istavrit avlıyoruz. Yeni nesil bu mesleğe pek umutla bakmıyor. Dolayısıyla balık olmayınca yeni nesil bu işi pek önemsemedi. Benim peşimden bu mesleği yapacak hiç kimse yok diyebilirim. Sadece ben değil, diğer balıkçı arkadaşlarımın da durumu hemen hemen aynı. Dolayısıyla gelen nesil bu işe pek sıcak bakmıyor. Bugünlerde sayımız çok azaldı diyebiliriz. Eskiden 50-60 kişiydik şimdi Faroz Mahallesi’nde 20-30 kişi bu mesleği yapan yok diyebiliriz. Şu an ağlarımızı onarıyoruz. Denizin tabanında bayağı pislik olduğu için ağlarımız çöple doluyor” dedi.