Etiket: güncelhaber

  • İnşaat kenarında erkek cesedi bulundu

    İnşaat kenarında erkek cesedi bulundu

    Olay, Kuzeykent Mahallesi Karadut Sokak’ta meydana geldi.

    Yatsı namazı için camiye vatandaşlar, inşaat halindeki binanın önünde yerde yatar vaziyette bir kişiyi gördü. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri yaptıkları incelemede şahsın öldüğünü tespit etti.

    Cumhuriyet savcısı ve olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmaları neticesinde, cesedin 30 yaşındaki İsmail Konukçu’ya ait olduğu belirlendi. İsmail Konukçu’nun baş bölgesinden darbe aldığı ve vücudunun çeşitli yerlerinde de kırıklar olduğu tespit edildi.

    Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, İsmail Konukçu’nun intihar ettiği şüphesi üzerinde duruluyor.

  • “Çığların temel nedeni sulu kar”

    “Çığların temel nedeni sulu kar”

    Geçtiğimiz günlerde olumsuz hava şartlarının etkili olduğu Van-Çatak ve Van-Bahçesaray karayolu üzerinde bulunan çok sayıda bölgeye çığ düştü. İki gün içinde 10’dan fazla çığın meydana geldiği Çatak ve Bahçesaray karayolları ise ulaşıma kapanmıştı. Birkaç gün içinde çok sayıda çığın düşmesi bölge insanını endişelendirirken, uzmanlar ise yaşanan duruma ilişkin uyarıda bulundu.

    Özellikle mart ayındaki yağışların sulu bir kar yapısıyla düştüğünü söyleyen Prof. Dr. Alaeddinoğlu, bu durumun yüksek kesimlerdeki kar birikintilerinin ağırlaşmasına ve çığ riskinin artmasına neden olduğuna dikkat çekti. Eğimli yamaçlardaki kar birikintilerinin ağırlaşmasıyla birlikte, eğim doğrultusunda aşağı kayması ve çığ oluşumu riskinin arttığını vurgulayan Alaeddinoğlu, son 10 gün içerisinde bölgede yaşanan ciddi çığ olaylarının temel nedeninin ise bu olduğunu bildirdi. Alaeddinoğlu, bu tür durumlarda ilgili kurumların bölgedeki insanını bilgilendirmesi ve önlem alınması gerektiğini kaydetti.

    “Düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı”

    Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, geçmişte genellikle mart ayında meydana gelen çığların küresel ısınma ve havaların sıcak gitmesiyle birlikte ocak ve şubat aylarında da meydana geldiğini belirtti.

    Mart ayında düşen yağışların sulu kar şeklinde olmasının çığ riskini artırdığını ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Mart ayında yaşanan yağışın sulu bir kar yapısı vardı. Dolayısıyla daha önceden havzada yüksek kesimlere düşmüş olan karın önemli bir kısmı orada duruyordu. Eğim doğrultusunda havaların ısınmasıyla birlikte toprakla kar örtüsünü de birbirinden tutacak o yapı ortadan kalkmıştı. Yeni düşen sulu karla birlikte eski kar kütlesi ağırlaştı. Dolayısıyla eğim doğrusu akışa geçti ve şüphesiz bölgede ciddi çığ olaylarına neden oldu. Özellikle son 10 gündür ciddi sayıda çığ olayının gerçekleşiyor olmasının temel nedeni budur” diye konuştu.

    “İnsanlara böyle bir tehdidin olduğunu söylemeli”

    Meydana gelen çığların bir faciaya dönüşmemesi için gerekli önemlerin alınması gerektiğini dile getiren Alaeddinoğlu, “Kısa süreli kar yağışı ve sonrasında çığların olması mümkün. Çünkü toprakla karı tutan herhangi bir bağ kalmayınca düşen yeni karın ağrıyla birlikte eğim doğrusundan akışa geçen o kar örtüsü çığa neden olur. Dolayısıyla bu tarz yağışların gerçekleştiği zamanlarda ilgili kurum ya da birimler, kesinlikle o bölgede yaşayan ve o güzergahını kullanan insanları bilgilendirmelidir. İnsanlara böyle bir tehdidin olduğunu söylemelidir. Aksi takdirde kontrollü patlatma veya diğer önlemler devreye girmeden insanların canına ya da malına zarar verebilir. Tabi bunun önüne geçmek, onların hayatlarını korumak bütün kurumların görevidir” şeklinde konuştu.

  • “Nemrut’un Develeri’nden” görsel şölen

    “Nemrut’un Develeri’nden” görsel şölen

    Babil hükümdarı olarak bilinen Nemrut’un, yaz aylarında develeri ile Tatvan’a geldiği ve develerinin ise zalim olan hükümdarın ölmesi üzerine Nemrut Krater Dağına çıktıkları esnada taşlaştığı söylenilen Nemrut’un Develeri, 2010 yılında birinci derece doğal sit alanı ilan edildi.

    Geçtiğimiz günlerde aralıksız yağan kar yağışından sonra Nemrut’un Develeri beyaza büründü. Görsel şölenin oluştuğu Nemrut Develeri’ni fotoğraflamaya gelen yöre insanı Enes Tarlan ise Nemrut’un Develeri’nin fotoğraflarını çekerek sosyal medyada paylaşacağını söyledi.

  • Kış lastikleri kaza riskini arttırıyor

    Kış lastikleri kaza riskini arttırıyor

    Kış lastiği kullanma zorunluluğu, 1 Nisan 2024 tarihinde sona eriyor. Hava sıcaklıklarının artmaya başladığı şu günlerde dahi zaman zaman araç sürücülerine zor anlar yaşatabilen kış lastikleri, yaz aylarında kazalara neden olabiliyor. Hava ve asfalt sıcaklığının artması ile yol tutuş performansında azalma olan kışlık lastiklerin 1 Nisan’da mutlaka değiştirilmesi gerektiğini belirten oto bakım ustası Ali Curu, “Yaz aylarında kullanılan kış lastiği hem yakıt artışına neden olur hem de kaza riski oluşturur” dedi.

    “Kış lastiğinin yaz aylarında frenleme mesafesi daha uzun olacağı için kaza riski taşır”

    Hava sıcaklıkları artınca kış lastiklerinin fren performansının düştüğünü ve yakıt tüketimini çoğalttığını belirten Eskişehirli oto bakım ustası Ali Curu, şu ifadeleri kullandı:
    “Kış lastiği uygulaması 1 Nisan itibariyle baharın gelmesiyle beraber sona eriyor. Kış lastiği yaz aylarında kullanılırsa ne olur sorusu belki herkesin kafasına takılmıştır. Kış lastiği, daha doğrusu kar lastiği kış mevsimlerine uyarlanmış kauçukta bir lastik. Yazın asfalt ve hava sıcaklığı arttıkça kış lastiğindeki kauçuğun yumuşamasıyla beraber kış lastiği erime yapar. Yani değiştirilmesi daha uygun olur. Kış lastiğinin yaz aylarında frenleme mesafesi daha uzun olacağı için kaza riski taşır. O yüzden yaz lastiği kullanılmasını öneriyoruz. Kış lastiği yaz aylarında kullanılmaya devam edilirse birinci dezavantajı yakıt artışına neden olacaktır. En büyük ve en riskli dezavantajı da kaza riskine mahal verecektir. Yaz lastiklerindeki frenleme mesafesi kış lastiğine göre daha uygun olduğu için 1 Nisan’dan itibaren yaz lastiğinin kullanılmasını daha uygun buluyoruz.”

  • Ardıç ağaçları leylek yuvalarıyla şenlendi

    Ardıç ağaçları leylek yuvalarıyla şenlendi

    Beyşehir ilçesine bağlı yerleşim merkezlerinde bulunan leyleklerin mekanları, Mart ayının sonuna gelirken tekrar Türkiye’ye gelen göçebe konuklarla doldu. Mekanlara geçtiğimiz yıllarda kurulan canlı yayın kameraları vasıtasıyla günün her saatinde dünyanın her yerinden izlenebilen leylek yuvaları, görenlerin de ilgisini çekiyor. “Lak lak” seslerinin yeniden duyulmaya başladığı mekanlarda baharla birlikte leylekler, çiçek açan ardıç ağaçlarının çevresinde yerleştikleri yuvalarında bugünlerde güzel görüntüler sergiliyor. Leylekler, zaman zaman yağışlı havalarda üzerlerine düşen kar taneleriyle de şaşkınlık yaşıyor.

    Adaköy Mahallesi’ndeki leylekler tepesinde yaşantılarına başlayan leylekler, beslenmelerini ise yakınlardaki ekili alanlarda ve su kaynakları çevresinde sürdürüyor. Leyleklerin yeniden mekanlarına dönüş yapması, kuş ve fotoğraf severlerin de ziyaretlerinin artmasına yol açtı. Mart ayının başlarında ilçeye gelen leylekler, Ağustos ayının ortalarına kadar Beyşehir’de yaşam sürüyor. Daha sonra ise dünyaya gözlerini yine yuvalarında açan, yetiştirip büyüttükleri ve kanat çırpmayı öğrettikleri yavrularıyla daha sıcak ülkelere göç etmeye başlıyor.

    Adaköy Mahallesi Muhtarı Ahmet Şanal, yerleşim merkezinin Beyşehir’de çok sayıda leyleğe ev sahipliği yaptığını söyledi. Leylekler Tepesi olarak ünlenen mezarlık bölgesindeki ardıç ağaçlarının üzerinde çok sayıda leylek yuvası olduğunu vurgulayan Şanal, Mart ayının ilk günlerinden itibaren mekana gruplar halinde gelmeye başlayan leyleklerin yuvalarını tamamen doldurduğunu ifade etti. Cemrenin toprağa düşmesiyle birlikte Leylekler Tepesi’nin göçebe misafirlerini ağırlamaya başladığını anlatan Şanal, aynı zamanda bölgeye gelirken halk inanışına göre ilkbaharı da haber verip müjdelediğini belirtti.

    Leyleklerin geldiği zamanlarda bazen yağan karla da karşılaştıklarını ve bunu yöre halkının “leylekler karı” olarak nitelendirdiğini vurgulayan Şanal, “Buranın her sene iklimi böyle olur. Leylekler gelir, üzerlerine bazen kar da yağar. ‘Leylekler karı’ deriz biz buna. 53 yaşındayım. Bildim bileli leylekler buraya gelir. Burada 40-50 yuvası olur. 3-4 tane yavru çıkarırlar tabii. Ama yetiştiremediklerini yuvadan attıkları da olurmuş. Hiçbiri hiçbirinin yuvasına gelmez. Anaç leylekler gelir, yuvalarına yerleşirler. Mekanlarına 30-40 kadar gelirler, göç ederken ise yavrularıyla birlikte 300, belki 500 leylek olur. Ağustos ayının ortalarında göç ederken adeta bayram yaparak giderler” dedi.
    Şanal, Beyşehir’de leyleklerin mekanlarının çok ilgi çeken bir yer olduğunu, aynı zamanda canlı yayın kameralarıyla da dünyanın her yerinden izlenebildiğini hatırlatarak, “Buraların ziyaretçileri çoktur. Fotoğrafçılar, kuş severler çok gelirler. Yeni Konya-Antalya Kara yolunun ulaşıma açılmasının ardından bizim leylekler tepesinin çok daha da tanınacağını ve meşhur olacağını düşünüyorum ben” diye konuştu.

  • İmamoğlu, Balıkçı Kenan’ı ablukaya aldı

    İmamoğlu, Balıkçı Kenan’ı ablukaya aldı

    Türkiye Deniz Canlıları Müzesi’nin de bulunduğu Beylikdüzü Balıkçı Kenan Tesisleri sahibi balıkçı Kenan Balcı İmamoğlu aleyhinde yapmış olduğu açıklamalar sonrasında işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alındı ve mühürlenmek istendi. Evraklarının tam ve eksiksiz olduğunu belirten tesis sahibi Balıkçı Kenan Balcı, “İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla işletme adeta abluka altına alındı. 150 bin lira olan arazimize 1500 lira verip almaya çalışıyorlar” dedi.

    Zabıta ekiplerine direnen Kenan Balcı, “Ben 15 yıldır Anadolu Caddesi üzerinde, 50 yıldır da esnaflık yapıyorum. Böyle bir şey ilk defa gördüm. Zabıta ekipleri talimatla işletmemizi mühürlemeye geliyorlar. Bizlere de ‘bu mühür sembolik’ diye ifadelerde bulunuyorlar. Gündüz ayrı ekip, gece ayrı ekip geliyor. zabıta ekipleri işlerini bırakmışlar, Balıkçı Kenan Tesisleri’ni ablukaya almışlar. Gündüz zabıta ekip araçlarla geliyorlar. Gecede vinçlerle. Bizim arazimizi, işletmemizi elimizden almak için her yolu deniyorlar” ifadelerini kullandı.

    “Ben bir esnaf olarak kazanımlarımı korumak amaçlı çıktığım bu yolda her geçen gün yeni bir zulümle karşı karşıya kalıyorum” ifadelerini kullanan Balcı, “50 yıldır balıkçıyım. Esnaflık yapıyorum. İmamoğlu tarafından yaklaşık 5 yıl önce kendi tapulu arazimden bir kısmını hediye etmem istendi. Ben bu isteği reddettim. Ondan sonra isteklerini yerine getirmediğim için kapsamlı olarak yıpratma ve yıldırma kampanyası başlattılar. Kendi tapulu arazime el koydular. Metrekaresi 150 bin lira olan arazimin metrekaresini bin 500 liraya almaya çalıştılar. Biz sesimizi yükselttikçe, itiraz ettikçe onlar daha çok üstümüze gelmeye başladılar” dedi.

    “Paradan kuleler yapan İmamoğlu ve ekibi istediklerine ulaşamayınca zulmün dozunu artırmaya başladı” diyen Balcı, “30 yıldır bu bölgede balıkçılık yapıyorum. Ruhsatımı kendisi verdi. Ama şimdi beni ruhsatsız balık satmakla suçluyor. Ruhsatsız olduğu gerekçesiyle işyerimi kapatmak istiyor. Bu dükkanım tam 15 yıldır aynı yerde faaliyet göstermekte. 15 yıldır sorunsuz bir şekilde çalışan işyerimi istediklerini yapmadığım için ruhsatsızdır diye ilan edip kapatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar burada balık satmaya devam edeceğiz. Arazimi, işyerimi İmamoğlu’na yem etmeyeceğim. Bu arazimin tapularını pankart yapıp suratlarına çarpıyorum” diye konuştu.
    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım isteyen Balıkçı Kenan Balcı, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a seslenmek istiyorum. Erdoğan sevdalısı esnaf olarak başımıza bu işleri açan, bize çökmeye çalışan, paradan yeni kuleler yapmak isteyen, İmamoğlu ve ekibine karşı bizi koruyun. Adaletin sağlanmasına vesile olun. Hz Ömer adaletinin temsilcisi sayın Cumhurbaşkanımızdan bunu talep ediyorum. Lütfen zulme karşı yanımızda olun” ifadelerini kullandı.

  • Tulum peynirinde şirketleşmeye doğru

    Tulum peynirinde şirketleşmeye doğru

    Yaz sezonunda kentteki zengin bitki örtüsüne sahip 3 bin rakımlı yaylalarda beslenen akkaraman ırkı koyun ve kıl keçisinden elde edilen süt, yöreye özgü Kemah tuzu ve doğal olarak yapılan şirden (peynir mayası) ile mayalanarak Erzincan tulum peyniri elde ediliyor.
    Coğrafi işaret alan yöreye özgü tulum peyniri, 3-4 aylık olgunlaşma sürecinin ardından kahvaltı sofralarını süslemeye hazır hale geliyor.
    Erzincan Tulum Peyniri asırlardan bu yana kahvaltı sofralarını süsleyen, kuşaklar boyunca vazgeçilemeyen bir lezzet. İlk ne zaman, nerede, nasıl üretildi, keçi ya da koyun derisinden yapılan tulumlara basmak nereden kimin aklına geldi bilinmez ama Fırat’ın sularıyla yıkanan, onlarca kavime yurt olan bu kadim topraklar, böylesine mükemmel bir lezzeti miras bırakmıştır Anadolu’nun çocuklarına.
    Erzincan ile özdeşleşmiş, ünü tüm ülkede bilinen ve tüketicilerden her daim tam not alan Erzincan Tulum Peyniri, üç kıtaya hükmeden Osmanlı Padişahlarından tutun da Anadolu’nun dört bir yanındaki her haneye uğramış, lavaş ve çayla birlikte mükemmel bir üçlü oluşturmuştur. Bu üçlüye kimi zaman Kemah’ın cevizi, kimi zaman Cimin’in üzümü ya da Erzincan’ın yerli domatesleri eşlik etmiştir sofralarda.
    Damaklarda kendine özel bir yer edinen Erzincan Tulum Peynirinin vazgeçilemeyen lezzetinde Erzincan’ın 3 bin metre yükseklikte yer alan yaylalarında yetişen bitkilerin de, bu bitkilerle beslenerek o aromayı sütüne ortak eden akkaraman koyununun da, mayalamada kullanılan Kemah tuzu ve şirdenin de, bu mükemmel lezzeti üreterek sofralarımıza taşıyan nasırlı ellerin de elbette hakkı var.
    Yüzölçümünü üçte biri mera ve yaylalardan oluşan Erzincan’da, binlerce kişiye istihdam sağlayan Erzincan Tulum Peyniri sektörü şirketleşmeye doğru gidiyor.
    Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu başkanlığında, Belediye Başkanı Bekir Aksun, vali yardımcıları ve ilgili birim amirlerinin katılımıyla tulum peynirinde şirketleşme ile ilgili toplantı yapıldı.
    Vali Aydoğdu, coğrafi işaretli ürünlerden tulum peynirinde hem belirli bir standart oluşturulması hem de markalaşmaya gidilmesi açısından yapılacak olan çalışmaların Erzincan için önemli olduğunu belirterek, hayırlı olmasını diledi.

  • “Esenyurt’un hakkını, Esenyurt’a teslim edeceğiz”

    “Esenyurt’un hakkını, Esenyurt’a teslim edeceğiz”

    AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Esenyurt’ta düzenlenen ‘Kanaat Önderleri, STK Temsilcileri ve Muhtarlar İle Sahur’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, Esenyurt Belediye Başkan Adayı Hamit Öncü, AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Harun Özer, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kurum’u vatandaşlar meşaleler ve sloganlarla kapıda karşıladı. Vatandaşlar Murat Kurum’a konuşması sırasında alkışlarla eşlik etti. Kurum programda vatandaşlarla sohbet edip hatıra fotoğrafı da çektirdi.

    “Nerede bir sorun varsa Murat kardeşimiz orada oldu”

    ” 81 ilimizde nerede bir afet varsa, nerede bir sorun varsa Murat kardeşimiz orada oldu” diyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz şunları kaydetti:
    “İstanbul’un büyük bir afet sorunu var. Ne yaptı Allah aşkına bu büyükşehir belediyesi? Niçin bu 5 yılı boş yere geçirdiler, niçin gerekli yatırımları yapmadılar? İstanbul’u, İstanbulluyu seven bu ihmali yapabilir mi? İstanbul belediyesinden çok çok daha düşük geliri olan ilçe belediyelerinin yaptığını dahi yapamamış büyükşehir. İnsanlara başka şeyler anlatarak bu gerçekleri kapatamazsınız. Murat Kurum başkanımız, ‘İstanbul’un sorunları var, afete karşı hazırlanması, risklerinin azaltılması lazım. Bunun için yatırım lazım, dönüşüm lazım, dirençli bir İstanbul’u geleceğe hazırlamamız lazım’. Bunu da laf olsun diye söylemiyor. Murat Kurum başkanımızın yaptığı işler ortada. Bizler de buna şahidiz. 81 ilimizde nerede bir afet varsa, nerede bir sorun varsa Murat kardeşimiz orada oldu ve eserler ortaya koydu, sorunlar çözdü. İşine, sorunlara odaklanan, bunları çözmek için her türlü yolu yöntemi deneyen, kullanan bir başkanımız. İnşallah bu aziz şehre, bu aziz insanlara hizmet edecek. Özellikle İstanbul’un afetlere hazırlanmasında, risklerin azaltılmasında Murat başkanımız ekibiyle birlikte çok şeyler yapacak.”

    “Esenyurt’u geleceğe hep birlikte hazırlayacağız”

    Programda konuşan Kurum, “Bizim devlet geleneğimizde istişarenin çok önemli bir yeri vardır. İnşallah bizler de İstanbul’umuza bu istişare geleneğimize uygun bir şekilde ortak akılla hareket edeceğiz. Bu amaçla siz değerli muhtarlarımızla, STK temsilcilerimizle, kanaat önderlerimizle sık sık bir araya geliyoruz. Mahallelerimizin sıkıntılarına derman olmak için gayret gösteriyoruz. Biz 22 yıldır 81 ilimizde ellerimizi birleştirip, binlerce eseri bu anlayışla yaptık. Bizler gönüllerimizi güçlü Türkiye hedefiyle birleştirdiğimiz günden beri sadece milletimizin istikbali için çalışıyoruz. Şimdi de milletimiz için ürettiğimiz eserlerin çok daha güzellerini bu aziz şehirde yapmak istiyoruz. İnanıyorum ki 1 Nisan’dan sonra yine birlik ve beraberlik içerisinde el ele, gönül gönüle İstanbul’umuzu yeniden sizlerle birlikte yöneteceğiz. Biz İstanbul’umuzu asla ve asla kendi haline terk etmeyeceğiz. Milletimizin her anında hep yanında olacağız. Esenyurt’un kardeşi olacağız. Esenyurt’u geleceğe hep birlikte hazırlayacağız” dedi.

    “Esenyurt’un hakkını, Esenyurt’a teslim edeceğiz”

    Mevcut İBB yönetimini eleştiren Murat Kurum, “İstanbul’un kaynaklarını, yetimin hakkıdır demeden balya balya kendi ikballeri için dağıttılar. Üstelik bunu da yüzleri kızarmadan savundular. İsrafı bitirdik dediler, en büyük israfı yaptılar. Her şey güzel olacak dediler. Şimdi her şey güzel oldu mu? Hiç bir şey güzel olmadı. Yüzlerce vaat verdiler, makamlarına oturur oturmaz da bütün vaatlerini unuttular. Biz onların savurduğu paraları, İstanbul’un projelerinde harcayacağız. Onların siyasi kariyeri için ayırdıkları kaynakları biz İstanbul’a, Esenyurt’a harcayacağız. Esenyurt’un hakkını, Esenyurt’a teslim edeceğiz. Bizim milletimiz ferasetlidir. Bizim milletimiz geleceğini görüp oyunu sandıkta oma göre kullanır. Bu millet kendini unutanlara, kaybolan yıllarının hesabını sandıkta soracak. Sandık milletin mahkemesidir. Sandık günü hesap günüdür. İşte o gün, 31 Mart’ta sandık gelecek, hesap kesilecek. İstanbul hepimizin olacak. İstanbul’a huzur ve mutluluk gelecek. 3 gün sonra o mutluluğa kavuşacağız. Kardan adamın saltanatı güneş doğana kadarmış. 1 Nisan’da bu şehre güneş doğacak. 1 Nisan’da tüm İstanbul mutlu olacak” diye konuştu.

    “Hiçbir şey yapmadıkları gibi bir de kalkmış bizim projelerimizi eleştiriyorlar”

    İmamoğlu’nu eleştiren Kurum, “İlk günden itibaren İstanbul’un bütün sokaklarında, 31 Mart zaferine inandınız. Bu omuzlara kutlu bir sorumluluğu yüklediniz. Bu öyle bir sorumluluk ki, bizi daima bu sorumluluğun bilincinde göreceksiniz. Bizi arayanlar, şu son 5 yılda yaptığımız gibi, 1 Nisan’dan sonra da projelerimizi, hayallerimizi gerçeğe dönüştürürken bulacak. Biz böyle bir anlayışla hareket ederken, bunlar ne yapıyor? Hiçbir şey yapmadıkları gibi bir de kalkmış bizim projelerimizi eleştiriyorlar. Sen, İstanbul’u kara kışa teslim edip büyükelçilerle yemek yerken, biz İstanbul’un 39 ilçesinde 80 bin yuvayı vatandaşlarımıza teslim ediyorduk. Sen, kendi genel başkanını devirmek için gizli gizli toplantılar yaparken, biz İstanbul’a 365 milyar liralık yatırım yapıyorduk. Sen, cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olup İstanbul’u kendi haline terk ederken, biz deprem bölgesinde 3 ayda 180 bin konutumuzun temellerini atıyorduk” ifadelerine yer verdi.

  • “Kırıkkale CHP’ye oy vermez”

    “Kırıkkale CHP’ye oy vermez”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırıkkale’de düzenlenen bir iftar programında AK Parti’nin Kırıkkale Belediye Başkanı ve Adayı Mehmet Saygılı ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. İftardaki katılımcılara telefonda seslenen Erdoğan, “Rabbim gerek iftarlarınızı gerek teravihlerini kabul buyursun. Şimdi artık seçime doğru yaklaştık. Sandığın sesleri geliyor ve siz bu sandığı Kırıkkale’de patlatmak suretiyle tekrar zaferle çıkmayı hedefleyeceğinize inanıyorum. Kırıkkale’deki bu müjdeyi Pazar günü sizlerden bekliyorum” diye konuştu.

    Diyarbakır ve Batman mitinglerinden sonra İstanbul’a geçtiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Batman’dan az önce İstanbul’a bindim. Yarın da inşallah Bursa ve Kocaeli’de programlarım var. Oralara katılacağım. Artık seçim öncesi son turlarım olacak. Kırıkkale’den müjdeyi bekliyorum. Bu vesileyle de gerek Mehmet kardeşimi gerekse tüm Kırıkkaleli kardeşlerimi, zafer edası içerisinde kucaklıyorum” şeklinde konuştu.

    Erdoğan, konuşmasının sonunda, “Kırıkkale, CHP’ye oy verme yanlışına Allah’ın izniyle düşmez. Ben buna inanıyorum” dedi.
    İftar programında, AK Parti Kırıkkale Milletvekili Mustafa Kaplan, İl Başkanı Engin Pehlivanlı çok sayıda vatandaş katıldı.

  • Murat Kurum’dan İmamoğlu’na tepki

    Murat Kurum’dan İmamoğlu’na tepki

    Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Ümraniye’de Mitingi’nde vatandaşlara seslendi. Mitinge Kurum’un yanı sıra Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, AK Parti Ümraniye İlçe Başkanı Salim Çetinkaya, MHP Ümraniye İlçe Başkanı Seyfi Sönmez, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Mitingde ilgiyle karşılanan Kurum’a vatandaşlar konuşmaları sırasında alkışlarla eşlik etti. Kurum, miting sonunda vatandaşlara karanfil attı.

    “Adaylığımızın açıklandığı günden bu yana İstanbul’umuzu ayağa kaldırmak için çalışıyoruz”

    Mitingde konuşan İBB Başkan Adayı Murat Kurum, “Adaylığımızın açıklandığı günden bu yana aşkla, şevkle, büyük bir heyecanla İstanbul’umuzu ayağa kaldırmak için çalışıyoruz. İstanbul’un 5 yıllık fetret devrini bitirmek için 90 güne yakındır sahadayız. Nereye fitsek bu sevgiyi ve heyecanı görüyoruz. Bu heyecan birilerini rahatsız ediyor. Birileri telaşlı. Şimdi hangi tatil beldesine gitsek diye rezervasyon yapıyorlar. Onları 31 Mart’ta uzun bir süre çok sevdikleri tatile göndereceğiz. İstanbul’umuza, hayallerimizin olduğu bu aziz şehre hizmetkar olmak için yollardayız. Biliyoruz ki, ancak samimi hayaller, ancak gönülden kurulan hayaller muradına kavuşur. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, hiçbir annemizin, evladımızın deprem endişesi kalmasın. Bütün yuvalarımız güvenli hale gelsin. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, trafik çile olmaktan çıksın. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, sokaklarının huzur ve güvenle dolduğu, gençlerin, kadınların geleceğe umutla baktığı, kimsenin kendini yalnız hissetmediği bir İstanbul. Biz İstanbul’umuzu asla ve asla kendi kaderine terk etmeyeceğiz. Milletimizin her anında hep yanında olacağız. Bu söz, onların verip de tutmadıkları, hatırlamadıkları sözlere benzemez” dedi.

    “Sen yeni bir film yaz, masken düştü”

    Mevcut İBB yönetimini eleştiren Kurum, “İstanbul iş bilmez bir yönetimin elinde huzursuz ve mutsuz. Çünkü geride bıraktığımız 5 yılda İstanbul, liyakatsizliğin beceriksizliğin kurbanı oldu. Bu şehri depreme hazırlayacağız dediler, tek bir çivi çakmadılar. Reklama, algıya ayırdıkları bütçeyi depreme ayırmadılar. Ulaşım sorununu çözeceğiz dediler, tam bir çileye dönüştü. Bu aziz milletin kaynaklarını kendi partilerini dizayn etmek için çarçur ettiler. İstanbul’un kaynaklarını yetimin hakkıdır demeden, balya balya kendi ikballeri için dağıttılar. Üstelik bunu da yüzleri kızarmadan savundular. İsrafı bitirdik dediler, en büyük israfı yaptılar. İstanbullu hemşerilerimizi ötekileştirdiler. Kadınlarımız arasında bile ev kadını ve çalışan kadınlar diye ayrımcılık yaptılar. Binlerce kadın emekçimizin ekmeğiyle oynadılar, işlerine son verdiler. Verdikleri hiçbir sözü yerine getirmediler. 100 bin konutu, metro hatlarını, megabüsleri, Hızray’ı unuttular. Bu milleti kandırdılar, bu milleti aldattılar. Hala aldatmaya da devam ediyorlar. Bir algı siyaseti tutturmuşlar oradan gidecekler. O film bitti. Sen yeni bir film yaz, masken düştü. 2019’daki kampanyalarında geldiler, konuştular, vaad ettiler. Her şey çok güzel olacak dediler. Oyunuzu isteyip gittiler” ifadelerine yer verdi.

    “Mal beyanları açıkladılar, bir süre sonra 1,5 milyar liralık yepyeni mallar ortaya çıktı”

    İmamoğlu’nun mal beyanını eksik verdiğini dile getiren Kurum, “Yüzlerce vaat verdiler, makamlarına oturur oturmaz hepsini unuttular. Biz afetzede kardeşlerimiz için sağlam ve huzurlu yuvalar yaparken, bunlar saya say bitiremedikleri balya balya paraları kule yaptılar. Devlete, millete mal beyanları açıkladılar, bir süre sonra 1,5 milyar liralık yepyeni mallar ortaya çıktı. Mal beyanındaki malı İstanbullu hemşerilerimizden niye saklarsın, niye açıklamazsın? Biz afet bölgesindeki kardeşlerimizin yaralarını sararken, bunlar kendi konforları için burada villa inşaatlarını yürütüyorlarmış. Biz onların savurduğu paraları, İstanbul’un projelerine harcayacağız. Onların siyasi kariyeri için ayırdıkları kaynakları biz İstanbul’a harcayacağız. İstanbul’un hakkını, İstanbul’a teslim edeceğiz. İstanbul’un gücü her şeye yeter. Sen bu gücü rant olarak görüp kapalı kapılar arkasında burayı herkese peşkeş çekmeye kalkarsan olmaz. Bu millet kendini unutanlara, kaybolan yıllarının hesabını 3 gün sonra soracak. Sandık milletin mahkemesidir. Sandık günü hesap günüdür. İşte o gün, 31 Mart’ta sandık gelecek, hesap kesilecek” şeklinde konuştu.