Etiket: güncelhaber

  • 75 ilde ruhsatsız silah operasyonu

    75 ilde ruhsatsız silah operasyonu

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 75 ilde ruhsatsız silah taşıyan şahıslara ve silah kaçakçılarına yönelik 4 gündür devam eden “Mercek-13” operasyonlarında; 641 ruhsatsız tabanca, 50 kurusıkıdan çevrilmiş tabanca, 19 uzun namlulu tüfek, 134 ruhsatsız av tüfeği olmak üzere toplam 844 silah ele geçirildiğini belirterek bin 31 şüpheli hakkında işlem yapıldığını açıkladı.

    Bakan Yerlikaya operasyonlarla ilgili şu ayrıntıları paylaştı:

    “İl Jandarma Komutanlıklarımız ve İl Emniyet Müdürlüklerimiz tarafından son 4 günde İstanbul, İzmir, Adana, Ankara, Şanlıurfa, Bursa, Mersin, Diyarbakır, Konya, Antalya, Kocaeli, Gaziantep, Samsun, Çorum, Eskişehir, Balıkesir, Hatay, Sakarya, Afyonkarahisar, Edirne, Mardin, Ordu, Batman, Manisa, Osmaniye, Kütahya, Tekirdağ, Kayseri, Kırıkkale, Denizli, Tokat, Van, Aydın, Erzurum, Malatya, Yozgat, Amasya, Çanakkale, Kahramanmaraş, Kars, Kırşehir, Muğla, Aksaray, Bolu, Elazığ, Isparta, Karabük, Kırklareli, Niğde, Şırnak, Ağrı, Bingöl, Bitlis, Düzce, Erzincan, Giresun, Karaman, Kastamonu, Rize, Uşak, Adıyaman, Artvin, Bilecik, Burdur, Çankırı, Gümüşhane, Iğdır, Muş, Nevşehir, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Yalova ve Zonguldak olmak üzere 75 ilde eş zamanlı olarak evlerde, iş yerlerinde, halka açık alanlarda ve yol aramalarında yapılan ‘Mercek-13’ operasyonlarında 641 ruhsatsız tabanca ve 50 kurusıkıdan çevrilmiş tabanca olmak üzere toplam 691 tabanca ele geçirildi.

    İlk 5 şehirlerimizde yakalanan ruhsatsız silahlar ile gözaltına alınan şüpheliler ise şöyle;

    İstanbul’da 133 tabanca, 3 uzun namlulu tüfek ele geçirildi. 233 şüpheli gözaltına alındı. İzmir’de 55 tabanca, 6 av tüfeği ele geçirildi. 71 şüpheli gözaltına alındı. Adana’da 34 tabanca, 1 uzun namlulu tüfek ele geçirildi. 42 şüpheli gözaltına alındı. Ankara’da 32 tabanca ele geçirildi. 50 şüpheli gözaltına alındı. Şanlıurfa’da 33 tabanca 1 uzun namlulu tüfek ele geçirildi. 51 şüpheli şahıs gözaltına alındı.”

  • “Terapi Köpek Projesi”

    “Terapi Köpek Projesi”

    Pilot proje çerçevesinde özel eğitim almış terapi köpekleri, havalimanında yolcularla etkileşime girerek, onlara pozitif enerjileriyle destek olacak. Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen “Terapi Köpek Projesi” hakkında açıklamalarda bulunan İGA İstanbul Havalimanı Müşteri Deneyimi Müdürü Abdulkadir Demirtaş, ’’İstanbul Havalimanı’nda dünyanın birçok ülkesinden milyonlarca yolcumuzu ve misafirimizi ağırlıyoruz. Yolcularımızın beklenti ve ihtiyaçlarına yönelik hizmetler sunuyoruz. Biliyoruz ki uçuş öncesi yolcularımızın endişeleri ya da stresleri olabiliyor. Bundan dolayı da ilk olarak başlayacağımız pilot projede terapi köpeklerimizle yolcularımızın uçuş öncesi stresini azaltmak ve onların daha keyifli bir yolculuğa çıkmasını amaçlıyoruz. Yolcularımızın bulunduğu her noktada görev alacaklar kara tarafında, hava tarafında ve uçuş kapılarında birçok alanda aslında misafirlerimiz köpeklerimizle karşılaşabilir’’ dedi.

    İlk etapta 5 köpeğin görev aldığı projenin koordinasyonu, köpeklerin eğitimi ve bakımı da dahil olmak üzere İGA İstanbul Havalimanı Veteriner Hekimi Volkan Arslan’ın liderliğindeki ekip tarafından yürütülüyor. Terapi köpeklerinin eğitim sürecine dair bilgi veren Veteriner Volkan Arslan, “Terapi köpekler her tür insanla sosyal bir şekilde iletişim kurabilen, herhangi bir agrasyon göstermeyen, tek amacı sizi rahatlatmak ve kendini sevdirmek olan köpekler. Tabii ki bunun için de bir eğitim sürecinden geçtiler. Bu eğitim süreci de sertifikasyon programından oluşuyor. Köpek eğitim merkezi (Dog School) eğitmeni tarafından sertifikasyon programına dahil oldular. Bunun sonucunda bu programı geçen köpeklerimiz ‘Terapi Köpek’ sertifikaları aldılar ve bizimle burada çalışmaktalar’’ dedi.
    Ülkesine gitmek üzere İstanbul Havalimanı’na gelen Çinli yolcu Xi Yuki, terapi köpeklerini çok beğendiğini söyledi. Bu projenin faydalı olduğuna dikkat çeken Yuki, “Köpekleri ve hayvanları çok seviyorum. Onları burada gördüğüm için çok mutluyum. Daha önce böyle bir uygulama görmemiştim” diye konuştu.

    Hayvan dostu havalimanı
    İGA İstanbul Havalimanı’nda seyahat eden minik dostların ihtiyaçları için giden yolcu katı check-in adaları bölgesinde bir adet, pasaport kontrol sonrasında iki adet, gelen yolcu karşılama katında bir adet olmak üzere toplam 4 adet evcil hayvan odası bulunuyor. Evcil hayvan odalarında kedi-köpek mamaları, kum, kedi tırmalama tahtası gibi minik dostların temel ihtiyaçlarını karşılayacak ürünler yer alıyor.

  • Merdiven altı tatlıya dikkat

    Merdiven altı tatlıya dikkat

    Ramazan ayında açlıktan dolayı insanların kan şekerinin düştüğünü ve bu nedenle tatlıya yoğun ilgi gösterdiklerini söyleyen Kayseri Lokantacılar ve Pastacılar Odası Başkanı Altan Aydemir, “Ramazan ayında kan şekerimiz düştüğünde tatlıya biraz daha fazla yoğunluk gösteriyoruz. Bu tatlıları da bu işin ehlinden, yani ruhsatı olan işletmelerden tercih etmelerini istiyoruz. Böyle hiç bilmediğimiz ya da sadece Ramazan’da tatlı satanlardan değil de yine aynı işi ruhsatı olan bu mesleğe gönül vermiş, normal zamanda da tatlı üretip satan esnaftan vatandaşlarımızın alışveriş yapmalarını tavsiye ederim” şeklinde konuştu.

    Ramazan gelince arabanın arkasında ve farklı yerlerde tatlı satılmaya çalışıldığını dile getiren Aydemir, “Bu tarz yerler vatandaşımızda da kafa karışıklığına yol açıyor. Vatandaşlarımızın nerede ve neyle üretildiği belli olmayan yerlerden tatlı almamalarını tavsiye ederim” şeklinde konuştu.

  • Müşteriler geçmişe yolculuk yapıyor

    Müşteriler geçmişe yolculuk yapıyor

    Kafenin girişine yazdığı ‘Edeple Gelen, Lütufla Gider’ sözüyle müşterilerini ağırlayan Burak, kafeye gelen müşterilerin bu sözle hareket ettiğini, yıllardır hiçbir müşterisinden herhangi bir saygısızlık görmediğini söyleyerek, kendisinin de gösterdiği ilgi sonucunda müşterileriyle yakın dostluk ilişkisi kurduğunu kaydetti.

    Burak, kafede popüler şarkıların yerine nostaljik parçaları, türküleri tercih ettiğini belirterek, müşterilerini bu sayede 45 yıl öncesine götürdüğünü ifade etti. Kafeyi geçmişin izlerini taşıyan antika eşyalarla donatan Burak, müşterilerinin de sayısız objeyi, eşyayı hediye ettiğini, hediye edilen eşyalara gözü gibi baktığını ve özenle kafede sergilediğini vurguladı. Eski ütü, dikiş makinesi, radyo, ahizeli telefon gibi birçok antika eşyayı kafede bulunduran Burak, bu eşyaların müşterilerinin ilgisini çektiğini, özellikle bu eşyaları tanımayan genç neslin antika eşyalara yoğun ilgi gösterdiğini bildirdi.

    Kafe müşterisi Çağla Pekmezci, otantik ortamda ruhunu dinlendirdiğini belirterek, “Burada çay içip ruhunuzu dinlendirebiliyorsunuz. Çok hoş, loş bir mekan. Bu kafede baktığınız her köşede geçmişe gidebiliyorsunuz, bu kafenin öyle de güzel bir noktası var” dedi.

    Edebiyata ve kitaplara ilgisi olan Ali Güçlüel isimli müşteri kafedeki kitapları ödünç alıp okuduğunu aktararak, “Kafede 80-90’lı yılların havasını hissedebiliyorsunuz. Sıcak, samimi geliyor. İşletme sahibi Osman abi de öyle bir insan. Ben çok fazla kitap okuyan biriyim, burada edebiyatla ilgili olan her şey dikkatimi çekiyor” ifadelerini kullandı.

    Mardin’den Bayburt’a üniversite okumaya gelen Nesrin Akbaş isimli bir diğer müşteri, kafenin farklı bir havası olduğunu ifade ederek, “Bayburt’ta öğrenciyim, Bayburt’a farklı şehirden geldim. Çok farklı bir mekan, çok değişik bir havası var. Hatıra, anı olsun diye masaya yazı bırakabiliyorsanız. Herkesin gelebileceği, kendimi mutlu hissedebileceği bir mekan. Sahibi çok şeker bir insan, bizi çok güzel karşıladı” şeklinde konuştu.

     

    İşletme sahibi Osman Burak’ın ilgisinden memnun kaldığını vurgulayan Nesrin Akbaş’ın yurt arkadaşı olan Hataylı Melek Sultan ise, “Buranın havası olsun, bize yansıttığı o his olsun diğer kafelerdeki gibi hissettirmiyor. Diğer kafeler çok sıradan ama burası farklı hissettiriyor. Burayı seviyoruz” diye konuştu.

    Kitap ve Yeşilçam ilgisini işletmesine yansıttı, ortaya böyle bir mekan çıktı
    15 senedir kafeyi bu şekilde işlettiğini vurgulayan İşletme sahibi Burak, “2008 yılından beri, aşağı yukarı 15-16 senedir Çinamaçin kafemi işletiyorum. Kitap okumayı sevdiğim için, Yeşilçam’a karşı bir ilgim olduğundan dolayı kafeyi bu şekilde yapmaya karar verdim. Gelen misafirlerimizin de bayağı bir ilgili olduğunu gördükten sonra bu kararım daha da pekişti. Artistlerin fotoğraflarından, yazarların-şairlerin fotoğraflarından, kitaplarından oluşan köşeler yaptım. Eskiye dair ütüleri, dikiş makineleri, eski radyoları, hesap makineleri, daktiloları da bir araya getirip harmanlayınca kendimce çok güzel bir mekan oluşturdum. Gelenlerin tepkilerine göre bu karara vardım” sözlerini kullandı.

    “Evvela samimiyet, para önceliğimiz olmadı”
    Maddi kaygısı olmadığını, herhangi bir ticari çıkarla yola çıkmadığını aktaran Burak, konuşmasına şöyle devam etti: “Evvela samimiyet ilkesiyle, kapının girişine yazdığımız ‘Edeple Gelen, Lütufla Gider’ şiarıyla bu yola çıktık. Maddiyatı plan dışı tutmaya çalıştık, öyle olunca biraz daha iyi oluyor, iki taraf da karşılıklı memnun oluyor. İlk etapta okuduğum kitaplardan birkaç tane buraya getirdim. Burada kitap olduğunu gören misafirlerimiz kendi kitaplarını da getirmeye başladılar. Şu an yaklaşık bin 500, 2 bin civarında kitabımız var.Öğrenci ağırlıklı müşteri potansiyelimiz olduğu için yeri geliyor ders çalışmak için, yeri geliyor ödevleri için öğrenci kardeşlerimiz kitapları alıp götürebiliyorlar. Dediğim gibi müşterilerimiz öğrenci ağırlıklı olduğu için fiyatlarımızı da onlara göre ayarlamaya çalışıyoruz. 15 senedir bu böyle devam ediyor, kesinlikle maddi olarak bir kaygımız yok, ticari düşüncemiz hiç olmadı. Samimiyetle para bir araya pek gelemiyor. Birini devreden çıkarmamız gerekiyordu, biz de parayı öncelik olarak görmedik. Gelenlerin tepkileri çok hoşuma gidiyor, gururlanıyorum bu sefer işe asla maddi boyutuyla bakmadık. “Buraya geldiğimiz zaman eve gelmiş gibi hissediyoruz” diyorlar. Bunlar bizi çok daha mutlu ediyor.”

    “Personel ihtiyacımız yok, kafeyi müşterilerle birlikte işletiyoruz”
    Müşterilerden gelen sayısız parçayla kafeyi oluşturduğunu ifade eden Burak, müşterileriyle zamanla aile gibi olduğunu dile getirerek, “Herkesten bir parça var burada, memleketinden gelen herkes bir obje getiriyor, evinden bir parça getiriyor, kimisi annesinin çeyizinden dantel getiriyor. Evindeki eski radyoyu, örtüyü getirenler oluyor. Burası herkesin oldu, bana ait pek bir şey yok. Sadece mekan sahibiyim, prosedürde işletme sahibiyim. Burayı müşterilerimizle birlikte işletmeye çalışıyoruz. Personel ihtiyacımız yok çünkü müşterilerimiz siparişlerini belirleyip kendileri alıyorlar. Self servis diyebileceğimiz sisteme benziyor fakat bizim durum daha da abartılı diyebiliriz. Kendileri alıyorlar, götürüyorlar, getiriyorlar, bulaşıkları yıkıyorlar abartılı gelebilir size ama tam da bu şekilde ilerliyor işlerimiz. Çok keyifli bir şekilde işletmemizi işletmeye devam ediyoruz, umarım daha da uzun yıllar devam etmek nasip olur. İyi ki varsınız” dedi.

  • Deniz taşımacılığında en hızlı büyüyen ülkelerdeniz

    Deniz taşımacılığında en hızlı büyüyen ülkelerdeniz

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 2024 yılının ilk iki ayında denizcilik yük istatistiklerinde yaşanan gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Son aylarda yaşanan ekonomik gelişmelerin ticari hayata yansımalarının görülmeye başladığını söyleyen Uraloğlu, deniz ticaretinde büyümenin kendini rekor seviyelerde gösterdiğini ifade etti.

    “Uluslararası arenada deniz taşımacılığında en hızlı büyüyen ülkeler arasındayız”
    2024 yılı Şubat ayında limanlara denizden gelerek elleçlenen yük miktarının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15,4 artarak 43 milyon 853 bin 985 tona yükseldiğini belirten Uraloğlu, elleçlenen konteyner miktarının ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38,9 artarak 1 milyon 167 bin 210 TEU’ya yükseldiğini açıkladı. Uraloğlu, “2024 yılı Ocak-Şubat döneminde ise limanlarımızda elleçlenen yük miktarı bir önceki yılın aynı dönemine göre toplamda yüzde 6,2 artarak 86 milyon 973 bin 541 ton olarak gerçekleşti. Aynı dönemde limanlarımızda elleçlenen toplam konteyner miktarı ise yüzde 18,9 artarak 2 milyon 180 bin 972 TEU’ya kadar çıktı. Şu an uluslararası arenada deniz taşımacılığında en hızlı büyüyen ülkeler arasındayız” dedi.

    İhracat amaçlı yüklemeler yüzde 34,6 arttı
    Bakan Uraloğlu, deniz taşımacılığındaki büyümeyi özellikle ihracat yüklerinin domine ettiğini vurgulayarak, 2024 yılı Şubat ayında limanlarda gerçekleştirilen ihracat amaçlı yükleme miktarının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 34,6 artarak 12 milyon 49 bin 294 tona çıktığını anlattı. Uraloğlu, “İthalat amaçlı boşaltma miktarımız da bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11,6 artarak 20 milyon 744 bin 969 ton olarak gerçekleşti. Şubat ayında dış ticaret taşımaları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,0 artarak 32 milyon 794 bin 263 tona yükseldi. Konteyner elleçlemesinde ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 26,6 artış yaşanarak, 840 bin 499 TEU konteyner elleçlendi. Şubat ayında limanlarımızda gerçekleştirilen ihracat amaçlı konteyner yüklemeleri ise yüzde 31,4 artarak 434 bin 471 TEU’ya, ithalat amaçlı konteyner boşaltmaları yüzde 21,8 artarak 406 bin 28 TEU’ya yükseldi” dedi.

    Transit konteyner miktarı iki kat arttı
    Bakan Uraloğlu, limanlarda elleçlenen transit konteyner miktarının ise şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre iki kattan fazla artış gösterdiğini ifade etti. Uraloğlu, transit konteyner miktarının yüzde 109,3 artarak 267 bin 207 TEU’ya yükseldiğini, kabotajda elleçlenen konteyner miktarının da yüzde 21,9 artarak 59 bin 503 TEU olarak gerçekleştiğinin altını çizdi. Şubat ayında limanlarda elleçlenen toplam transit yük taşımalarının ise yüzde 5,7 artarak 5 milyon 962 bin 868 ton olduğunu açıklayan Uraloğlu, kabotajda taşınan yük miktarının ise 5 milyon 96 bin 854 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,2 arttığını bildirdi.

    En fazla yük Aliağa’da elleçlendi
    Bakan Uraloğlu, şubat ayında en fazla yük elleçlemesinin Aliağa’da yapıldığını açıkladı. Aliağa Bölge Liman Başkanlığı sınırlarında faaliyet gösteren limanlarda şubat ayında toplam 7 milyon 392 bin 884 ton yük elleçlemesi gerçekleştiğini belirten Uraloğlu, “Aliağa Bölge Liman Başkanlığı idari sınırlarında elleçlenen yüklerin yüzde 80,7’si, yani 5 milyon 965 bin 398 tonu dış ticaret yükleri oldu. 12,7’lik kısım olan 935 bin 382 tonunu kabotaj yükleri oluştururken, 492 bin 104 tonunu ise transit yükler oluşturdu. Aliağa bölgesini 6 milyon 687 bin 288 ton ile Kocaeli bölgesi, 5 milyon 321 bin 549 ton ile İskenderun bölgesi takip etti. 37 liman başkanlığımız arasında en fazla yük elleçlemesi gerçekleşen ilk 10 liman başkanlığında toplam 37 milyon 263 bin 303 ton yük elleçlenmiş oldu ve bu rakam elleçlenen toplam yükün yüzde 85’ini oluşturdu” ifadelerini kullandı.

    Konteyner elleçlemesinde ise en fazla konteynerin Ambarlı bölgesinde elleçlendiğini belirten Uraloğlu, 262 bin 839 TEU konteynerin Ambarlı Bölge Liman Başkanlığı sınırlarında, 200 bin 561 TEU konteynerin Tekirdağ Bölge Liman Başkanlığı sınırlarında, 186 bin 851 TEU konteynerin ise Kocaeli Bölge Liman Başkanlığı sınırlarında elleçlendiğini kaydetti. Büyük deprem felaketinden etkilenen İskenderun’da 2023 yılının ilk 2 ayında İskenderun Bölge Liman Başkanlığı idari sınırlarında faaliyet gösteren liman tesislerinde toplam 8 milyon 176 bin 148 ton yük elleçlenirken, 2024 yılının ilk 2 ayında İskenderun Bölge Liman Başkanlığı idari sınırlarında faaliyet gösteren liman tesislerinde geçen yılın ayını dönemine göre yüzde 41 artışla 11 milyon 528 bin 153 ton yük elleçlemesi gerçekleştiğini belirten Uraloğlu, “Depremin yaralarını sardık ve sarmaya devam ediyoruz” dedi.

    En fazla ihraç edilen yük portland çimento oldu
    Bakan Uraloğlu, şubat ayında portland çimentonun limanlarda elleçlenen ihracat yükleri içerisinde 757 bin 85 ton ile ilk sırayı aldığını açıkladı. Portland çimentoyu 566 bin 317 ton ile motorinin, 507 bin 318 ton ile klinker yüklerinin takip ettiğini anlatan Uraloğlu, “Ancak deniz yoluyla ithalatta yine ham petrol limanlarımızda elleçlenen en büyük yük oldu. Şubat ayında 2 milyon 279 bin 696 ton ham petrol limanlarımızda elleçlendi. Bunu sırasıyla 2 milyon 70 bin 617 ton ile taşkömürü ve 1 milyon 686 bin 75 ton ile hurda demir takip etti” dedi.

    En fazla ihracat İtalya’ya yapıldı
    Uraloğlu, şubat ayında denizyolu ile yapılan ihracatta en fazla yük elleçlemesinin 1 milyon 676 bin 310 ton ile İtalya’ya yapıldığını ifade etti. İtalya’yı sırasıyla 971 bin 339 ton ile Amerika’nın, 801 bin 20 ton ile İspanya’nın takip ettiğini kaydeden Uraloğlu, İtalya’ya giden yüklerin 318 bin 764 tonunun ise Türk bayraklı gemilerle taşındığını bildirdi. İthalatta en fazla yük elleçlemesinin 7 milyon 223 bin 347 ton ile Rusya’dan yapılan taşımalarda gerçekleştiğini bildiren Uraloğlu, “Rusya’yı sırasıyla 1 milyon 834 bin 78 ton ile Amerika’dan ve 1 milyon 38 bin 815 ton ile Mısır’dan yapılan taşımalar takip etti. Konteyner elleçlemesinde ise şubat ayında 119 bin 523 TEU ile en fazla konteyner elleçlemesi yapılan ülke Çin oldu. Çin’i sırasıyla 110 bin 293 TEU ile Mısır ile yapılan taşımalar ve 86 bin 396 TEU ile Yunanistan ile yapılan taşımalar takip etti. Denizyolu ile yapılan en fazla ihracat amaçlı konteyner yüklemesini ise 50 bin 847 TEU ile Mısır’a giden konteynerler oluşturdu” açıklamasında bulundu.

    Konteyner ağırlığı yüzde 35,2 arttı
    Uraloğlu, limanlarda elleçlenen yüklerin kargo tiplerine bakıldığında 2024 yılı Şubat ayında en fazla elleçlemenin 13 milyon 785 bin 117 ton ile sıvı dökme yüklerde gerçekleştiğini açıkladı. Sıvı dökme yükleri 12 milyon 536 bin 154 ton ile bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,5 artan katı dökme yüklerin takip ettiğini açıklayan Uraloğlu, konteynerlerde taşınan yüklerin ise 11 milyon 962 bin 485 tona ulaştığını kaydetti. Uraloğlu, konteynerlerde taşınan yüklerin bir önceki yılın aynı ayına göre ton bazında yüzde 35,2 oranda büyük bir artış yaşadığının altını çizdi. Uraloğlu, konteyner cinslerine göre konteyner elleçleme rakamlarına bakıldığında dolu konteyner miktarının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38 artarak 880 bin 180 TEU olduğunu kaydetti. Uraloğlu, “Şubat ayında limanlarımızda elleçlenen boş konteyner miktarı ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 41,6 artışla 287 bin 29 TEU olarak gerçekleşti. Şubat ayında limanlarımızda elleçlenen konteynerlerin yüzde75,4’ünü dolu konteynerler, yüzde 24,6’sını ise boş konteynerler oluşturdu” dedi.

  • ‘Alo 190 Dini Soruları Cevaplandırma Hattı’

    ‘Alo 190 Dini Soruları Cevaplandırma Hattı’

    Diyanet İşleri Başkanlığının Ankara’daki genel merkezinde düzenlenen toplantıda Ramazan ayı faaliyetleri paylaşıldı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, yaptığı konuşmada İslam coğrafyalarında yaşanan zulüm ve trajedilere son verme sorumluluğunun Müslümanların üzerinde olduğunu ifade etti.

    Gazze’nin, Kudüs’ün, Doğu Türkistan’ın zulümlerden kurtuluşu için birlik ve beraberliğe ihtiyaç olduğunu belirten Erbaş, “İdrak edeceğimiz Ramazan ayının bu anlamda yeni bir uyanışa ve dirilişe vesile olmasını temenni ediyorum. Zira Ramazan ayı, ruh ve gönül dünyamızın ferahlık bulduğu, kardeşliğimizin pekiştiği, dayanışma bilincimizin güçlendiği, iyiliklerin çoğaldığı, umutlarımızın yeniden yeşerdiği kutlu bir aydır” ifadesini kullandı.

    “2024 yılı Ramazan temasını ‘Ramazan ve Ahiret Bilinci’ belirledik”
    Diyanet İşleri Başkanlığının her yıl Ramazan ayında toplumsal duyarlılığı ve farkındalığı arttıran adımlar attığını belirten Erbaş, “2024 yılı Ramazan temasını da ‘Ramazan ve Ahiret Bilinci’ olarak belirledik. Bu bağlamda Ramazan ayı boyunca yapacağımız programlarla İslam’ın dünya ve ahiret dengesindeki hayat tasavvurunun daha iyi anlaşılmasını; iman, ibadet, ahlak ve değerler eksenindeki medeniyet mefkûresinin fert ve toplum boyutunda hayata hakim olmasını hedefliyoruz” diye konuştu.

    “Çocukları orucun lezzetine alıştıralım”
    Çocukların zihin ve gönül dünyalarında Ramazan’a dair tatlı hatıralar biriktirilmesi gerektiğine işaret eden Erbaş, “Bu ayın manevi atmosferinden hakkıyla istifade edebilmeleri, ahlak ve karakterlerini Ramazan’ın merhamet ikliminde inşa edebilmeleri için çocuklarımızı teşvik edelim, isteklendirelim, destekleyelim. Onları sahurun bereketiyle buluşturalım. Orucun lezzetine alıştıralım. İftarın sevinciyle tanıştıralım” ifadelerini kullandı.

    “Ramazan’ın manevi havasını hep birlikte teneffüs edelim”
    Birlikte ibadet etme hazzını çocuklara aşılamak gerektiğine vurgu yapan Erbaş, “Yardımlaşmanın, paylaşmanın ve dayanışmanın önemini yaşayarak öğrensin evlatlarımız. Bunun için camilerimizdeki sohbetlere, mukabelelere ve teravih namazlarına onlarla beraber katılarak, Ramazan’ın manevi havasını hep birlikte teneffüs edelim” dedi.

    “Tüm camilerimizde ve Kur’an kurslarımızda mukabeleler okunacaktır”
    Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Ramazan ayında alınan kararları aktaran Erbaş, şunları kaydetti:
    “Ramazan ayı boyunca hizmetlerimiz büyük bir titizlikle sürdürülecektir. Ülkemizin her köşesinde ‘Ramazan ve Ahiret Bilinci’ teması çerçevesinde irşat programları icra edilecektir. Ramazan ayı boyunca kadınlara, gençlere, çocuklara, engellilere yönelik özel irşat programları düzenlenecektir. Tüm camilerimizde ve Kur’an kurslarımızda mukabeleler okunacaktır.”

    “‘Tefsirli mukabele’ programları yapılacaktır”
    Resmi kurumlarda çalışanların camilerde okunan mukabelelere iştirak edememesi noktasında kamu kurumlarında uygun görülen yerlerde mukabele okunmasının sağlanacağını söyleyen Erbaş, “Müftülüklerce uygun görülen camilerimizde vatandaşlarımızın Kur’an-ı Kerim’i anlamasını sağlamaya yönelik ‘tefsirli mukabele’ programları yapılacaktır. Yine müftülüklerce uygun görülen cami ve mescitlerde ‘hatimle teravih namazı’ kıldırılacaktır” diye konuştu.

    “‘Alo 190 Dini Soruları Cevaplandırma Hattı’ vatandaşların hizmetinde olacak”
    Dini soruları olan vatandaşlar için de çözüm yolları ürettiklerini kaydeden Erbaş, “Alo 190 Dini Soruları Cevaplandırma Hattı’, Ramazan ayı boyunca haftanın 7 günü sabah 08.00 akşam 22.00 saatleri arasında vatandaşlarımızın hizmetinde olacaktır. Bununla birlikte vatandaşlarımız, Din İşleri Yüksek Kurulumuzun Mobil Fetva uygulamasından, internet sitesi veya e-Devlet üzerinden her türlü dini sorularını yazılı veya görüntülü bir şekilde sorabilecektir” ifadelerine yer verdi.

  • Halıcılar Hindistan’da yeni başarılar istiyor

    Halıcılar Hindistan’da yeni başarılar istiyor

    Hindistan’da halı sektörünün yeni başarı öyküleri yazabileceğini ifade eden Başkan Vekili Adem Beğendi, 2024 yılında bir çok ülkeye yönelik tanıtım çalışmalarını sürdüreceklerini de ifade etti. Delhi’de ikili görüşme alanını ziyaret etmesi için özellikle davet edilen Hindistan Tekstil Bakanı Piyush Goyalin kalabalık bir heyetle davete icabet ettiğini dile getiren Beğendi, Bakan’a Türk Halı Sektörünün gücü, Hint pazarından beklentileri, ikili işbirliklerin geliştirilmesi için ve özellikle Türk halılarına karşı uygulanan yüzde 20 gibi yüksek gümrük vergileriniz azaltılması beklentilerimizi ve İstanbul’da düzenlemekte olduğumuz CFE Halı ve Yer Kaplamaları fuarına Hintli üreticileri ve ziyaretçileri beklediğimizi iletti.

    Hindistan’da 2024 koleksiyonları görücüye çıktı
    Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği heyeti, Ticaret Bakanlığı’nın Uzak Ülkeler stratejisi kapsamında dünyanın en büyük nüfusuna sahip olan Hindistan’a düzenlediği Sektörel Ticaret Heyeti kapsamında, Delhi’deki temaslarını tamamlayarak Hindistan’ın en önemli liman ve ticaret kentlerinden birisi olan Mumbai’ye gitti. Burada düzenlenen B2B görüşmelerine Hindistan’ın en büyük halı ithalatçıları katılırken Halıcılar, Hindistan pazarı için özel olarak hazırladıkları koleksiyonlarını alıcılara tanıttı.

    Yoğun geçen B2B görüşmelerinin ardından saha araştırması da yapan GAHİB heyeti Hindistan’da en çok talep gören ürünlerin tespiti için çalışmalar yaptı. Mumbai’de her sene düzenlenmekte olan HGH India fuar yöneticileri tarafından özel olarak ağırlanan heyet katılımcıları, CFE Halı ve Yer Kaplamaları fuarına katılımın artırılması için fuar idaresinin kendi veri tabanındaki firmalara özel duyuruların yapılması konusunda mutabakat sağlarken, yapılan toplantıda karşılıklı iş birlikleri hakkında da fikir alışverişinde bulunuldu.

    “Türk halısı Hindistan’da büyük beğeni topluyor”
    Hindistan Sektörel Ticaret Heyeti hakkında bilgiler veren GAHİB Başkan Vekili Adem Beğendi, “Hindistan Türk halıcılarının yeni başarı öyküleri yazabileceği bir pazar potansiyeline sahiptir. Dünyanın en büyük nüfusuna sahip olan Hindistan, dünya genelinden 160 milyon dolarlık halı ithalatı yaparken bunun 20 milyon dolarlık bölümü Türkiye’den gerçekleştirilmiş. Delhi’nin ardından Mumbai’ye giderek bu kentte de B2B çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Hindistan, sektörümüz için büyük bir pazar olmaya aday.

    El halısının maliyeti yönü ile Hindistan iç pazarında erişilebilirliğin çok düşük olmasına rağmen, Türk halısının fiyat yönü ile erişilebilirliği, ürünlerimizin kolay temizlenebilmesi, ürün fiyatlarının her kesimden insanın beğenisine hitap edebilecek kalite alternatiflerine sahip oluşunun yanı sıra çok çeşitli desen alternatifine sahip koleksiyonlarımız Hintlilerin büyük beğenisini kazandı. Elbette global pazarlardaki payımızı arttırmak ve yeni başarı öyküleri yazmak için Hindistan pazarı halı sektörüne ve sektör temsilcilerine büyük heyecan veriyor. Mumbai’de yaptığımız pazar araştırmalarının ardından heyetimiz programını başarıyla tamamlayarak yurda döndü” diye konuştu.

  • Aile Destek ödemeleri hesaplara yatıyor

    Aile Destek ödemeleri hesaplara yatıyor

    Kimseyi geride bırakmayan bir sosyal hizmet anlayışıyla ihtiyaç sahiplerine yönelik sosyal yardımları sürdürdüklerini kaydeden Bakan Göktaş, “Büyüyen ve gelişen ülkemizin refahını vatandaşlarımızla paylaşmaya devam edeceğiz. Bu doğrultuda Türkiye Aile Destek Programı’nda bu ayki ödemeyle birlikte bugüne kadar hanelere toplam 72,3 milyar TL destek sağlamış olacağız” dedi.

    Bakan Göktaş, düzenli sosyal yardımlardan yararlanan hanelerin yanı sıra herhangi bir dezavantajı olmaması nedeniyle düzenli sosyal yardım alamayan haneleri de yalnızca gelir kriteri üzerinden Türkiye Aile Destek Programı’na dâhil ettiklerini hatırlattı. Türkiye Aile Destek Programı kapsamında hanelere her ay düzenli destek sağladıklarını kaydeden Bakan Göktaş, “İhtiyaç sahibi hanelerimize yönelik hayata geçirdiğimiz desteğimizle onların yanında olmayı sürdürüyoruz. Türkiye Aile Destek Programı ödemelerini hesaplara yatırıyoruz. Bu doğrultuda ihtiyaç sahibi hanelerimize bu ay toplam 4 milyar TL ödeme yapacağız” ifadelerini kullandı.

    Bakanlık olarak gelişen ve değişen hayat şartlarını göz önünde bulundurarak sosyal yardım programlarının etkinliğini artırdıklarının altını çizen Bakan Göktaş, “Bu kapsamda sosyal yardımlarımızı bütüncül bir şekilde uyguluyoruz. Vatandaşlarımız arasında hiçbir ayrım yapmadan eşit ve adil hizmet prensibiyle toplumun tüm kesimlerine arz odaklı ve erişilebilir hizmet ağımız ile ulaşıyoruz” dedi.

  • 5 bin kilometre yol katettiler

    5 bin kilometre yol katettiler

    Bismil ilçesinden geçen Dicle Nehri, yıllardır leyleklere ev sahipliği yapıyor. Nil Vadisi, Etiyopya, Somali ve Afrika gibi yerlerden yaklaşık 5 bin kilometre kat edip gelen leylekler, ata yurtlarında varlıklarını sürdürüyor.

    Hatay üzerinden gelen leyleklerin bir kısmı Avrupa popülasyonuna katkı sağlarken, bir kısmı ise; ata yurdu olan Diyarbakır’a gelip, yıllardır kullandıkları yuvalarına yerleşiyor. Öncü olarak gelen erkek leylek, daha sonra gelen dişi leylek ile kuluçka ve yavrulama dönemini burada geçiriyor.
    Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç muhabirlere, Diyarbakır’ın Bismil leylekleri oldukça önemli popülasyon oluşturduğunu, Türkiye’de yıllardan beri takip edilen popülasyon olduğunu söyledi.

    Bu sene ile birlikte 23 yıldır leylekleri takip ettiklerini belirten Prof. Dr. Kılıç, burada yumurtadan çıktıktan sonra kışı geçirmek üzere Nil Vadisi’ne, Etiyopya, Somali, Afrika’ya gittiklerini ve kat ettikleri mesafenin yaklaşık 4-5 bin kilometre olduğunu dile getirdi.

    “Buradaki çevre şartlarındaki değişimleri leyleklerden de gözleyebiliyoruz”
    Orada kış şartları, yiyecek bulabilme ve ortam ısısı daha uygun olduğuna değinen Prof. Dr. Kılıç, şöyle konuştu:
    “Kışı geçirdikten sonra şubat ortasından itibaren tekrar doğdukları Diyarbakır Bismil’e geliyorlar. Buraya gelenlerin bir kısmı doğu popülasyonu oluşturuyor. Bir kısmı ise Avrupa popülasyonu oluşturuyor. Onlarda Hatay üzerine Orta Anadolu’ya sonra İstanbul Boğazı’ndan Balkanlar ve Orta Avrupa’ya kadar yayılıyorlar. Ülkemiz bu bakımda göç yolu üzerinde. Buradaki çevre şartlarındaki değişimleri leyleklerden de gözleyebiliyoruz.”

    “Bunlar, 5 yumurta ve 5 yavru yetiştirebiliyorlar”
    Leyleklerin, yağışların bol olduğu, bitkisel üretimin bol olduğu yıllarda daha fazla yavru yetiştirdiğine dikkat çeken Prof. Kılıç, “Bismil leyleklerinin bir başka ilginç özelliği daha var. Buradaki koloni yüksek gerilim hatlarında ve Dicle Nehri’ne yakın yuvalanıyorlar. Nehir ile aralarında bazen 100 metre kadar bir mesafe var. Bunlar, 5 yumurta ve 5 yavru yetiştirebiliyorlar. Başka yerlerde de 5 yumurta 5 yavru var ama yuvadan ayrılabilenlerin sayısı ancak 1 veya 2 tane. Bunlar, tabiatta kurbağa, çekirge, dana burnu ile beslenirler” dedi.

    Çevredeki insanlarında leyleklere karşı yaklaşımları anılmaya değer, saygın bir yaklaşım olduğuna değinen Prof. Kılıç, leyleklerin yuva kurarken ilginç özelikleri olduğunu, bazıları 20-30 sene aynı yuvayı kullandığını kaydetti.

    Göçten ilk gelen öncüler genelde erkekler olduğunu aktaran Prof. Kılıç, “Bunlar önceki yılın yuvalarının sahipleridir. Yuvalarını özelikle diğer komşularına karşı korurlar. Dişiler onlardan sonra gelir, birlikte yuva kurma faaliyetlerine başlarlar. Mart ayı içinde yuva kurma, üreme davranışlarını sürdürürler. Nisan başından itibaren yumurta yaparlar. Yaklaşık 1 ay kuluçka dönemi vardır. Mayıs’tan itibaren artık yavruları görmeye başlarız. Yavrular, yaklaşık 50 gün civarında yuvada kalırlar. Haziran ortasından sonra yavrular artık yavaş yavaş yuvadan ayrılabilecek büyüklüğe erişirler” ifadelerine yer verdi.

  • Sigorta süresi düzenlemesi kalktı

    Sigorta süresi düzenlemesi kalktı

    İkinci el araç satışında yapılması zorunlu olan 15 günlük sigorta süresi düzenlemesi değiştirildi. İkinci el bir araç alındığında aracı alan kişinin zorunlu trafik sigortasını yaptırması için 15 günlük bir süresi söz konusuydu. Ayrıca satın alınan aracın mevcut bir trafik sigortası varsa aracın eski sahibinden kalma bu sigorta da 15 gün boyunca geçerli oluyordu. Fakat Adana 4’üncü Tüketici Mahkemesi’nin baktığı bir davada, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 94’üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında yer alan ‘Sigortacı, sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde feshedebilir. Sigorta fesih tarihinden 15 gün sonrasına kadar geçerlidir’ şeklindeki düzenlemenin iptali için AYM’ye başvurdu. Anayasa Mahkemesi, söz konusu düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğunu tespit ederek, düzenlemeyi iptal etme kararı aldı.

    “Düzenleme 9 ay sonra yürürlüğe girecek”
    Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını Avukat Selim Ünal, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararın 5 Mart 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlatarak, “Kanunun yürürlüğe giriş tarihi olarak da 9 ay sonrasına işaret edildi. Burada kanun maddesi Karayolları Trafik Kanunu’nun 94’üncü maddesinin 3’üncü ve 4’üncü fıkrasını iptal etti. Burada fıkralara göre ‘Sigorta şirketi fesih tarihinden itibaren sigorta sözleşmesi 15 gün boyunca geçer ya da fesih tarihinden itibaren sigortanın sorumluluğu 15 devam eder’ deniliyordu. Yeni düzenlemeyle beraber bunlar iptal edildi” ifadelerini kullandı.

    “Aracı aldıktan sonra ‘15 günlük trafik sigortası yaptırma süresi’ ortadan kalktı”
    Ünal, kendisine ikinci el bir araç alan kişinin trafiğe çıkabilmesi için zorunlu trafik sigortasını yaptırmak zorunda olduğunu söyleyerek, “Aracımızı aldığımız tarihten itibaren eğer ki sigorta yaptırmazsak bizim sorumluluğumuz başlayacak, eski sigortanın hiçbir sorumluluğu kalmayacak. Eğer ki biz kendi sigortamızı da yaptırmazsak, sigortasız bir şekilde üçüncü kişilere verdiğimiz zarardan ruhsat sahibi olarak biz sorumlu olacağız. Düzenlemedeki en önemli kısım bu. Eskiden aracımızı aldıktan 10-15 gün sonra trafik sigortamızı yaptırıyorduk. Bu durum şu an tamamen ortadan kalkmış durumda” açıklamasında bulundu.

    “Eski düzenleme aracını satan kişilerin hak kayıplarına neden oluyordu”
    Aracını satan kişinin sigortasının 15 gün devam ettiği düzenleme ile sorumluluğunun devam ettiğini dile getiren Ünal, “Biz aracımızı satmışız, mülkiyeti başka bir kişiye geçmiş, hiçbir sorumluluğumuz yok, araç üzerinde hiçbir tasarrufta bulunamıyoruz ve buna rağmen bizim sorumluluğumuz aracımızı satmamıza rağmen 15 gün boyunca devam ediyordu. Böylece üçüncü kişilere sattığımız araçta örneğin alkol alıp araca zarar vermesi takdirinde oluşan yaralamalı, ölümlü ve maddi hasarlı kazalarda bizim sigortamıza karşı dava açıyordu. Bizim de bu durumda ruhsat sahibi olarak sorumluluğumuz devam ediyordu. Bu durum da inanılmaz derecelerde hak kayıplarına neden oluyordu” diye konuştu.